-->
organ nakli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
organ nakli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8/04/2011

ramazanda susuzluk böbrek hastalarına geri dönüşü olmayan rahatsızlık verebilir

    8/04/2011 11:18:00 ÖS   2 yorumlar

Oruç sırasında vücuda ortalama 15 saat boyunca hiçbir besin girmiyor. Bu süre zarfında, özellikle susuz kalan kişinin böbrekleri başta olmak üzere, bazı organları sinyal vermeye başlayabiliyor. 


Susuz kalmak, sağlıklı kişilerde dahi bazı sorunlar oluştururken, böbrek hastaları ve organ nakli operasyonu geçirenlerde geri dönüşü olmayan rahatsızlıklara sebep olabiliyor.

rahatsızlık verebilir
Acıbadem Sağlık Grubu International Hospital Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan, yol açacağı sağlık sorunları düşünüldüğünde, böbrek hastalarının ve organ nakli olanların oruç tutmamaları gerektiğini belirterek, böbrek hastalarının Ramazanda dikkat etmesi gerekenler noktalarla ile ilgili soruları yanıtladı.



Organ nakli olanlar ve böbrek hastaları oruç tutabilir mi?


Böbrek hastaları ve nakilli hastaların mevcut bir tedavileri ve sürekli kullandıkları ilaçları bulunuyor. Bu tedaviyi aksatmamak adına bu hasta gruplarının oruç tutmaları hiçbir şekilde önerilmiyor.

Organ Vericisi Olan Kişilerin Oruç Tutmasında Herhangi Bir Sakınca Var mıdır?


Özellikle çok sıcak bölgelerde yaşayan insanlar, susuz kaldıklarında ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalabiliyorlar. Bu tehlike, hem tek böbrekli hem de çift böbrekli kişiler için aynı. Organ vericisi olan kişilerin aşırı sıcak havaların yaşandığı günlerde susuz kalmamaya özen göstermeleri gerekiyor, bu nedenle de oruç tutmaları kesinlikle önerilmiyor.


Aşırı sıcakların yaşandığı bugünlerde böbrek hastalarına ne gibi önerilerde bulunuyorsunuz?

Böbrek hastalığı, tuzu ve susuzluğu sevmiyor. Ancak çok sıcak havalarda vücutta tuz eksikliği oluştuğu için, aşırıya kaçmamak şartı ile bir miktar tuz alınması önem taşıyor. Bu nedenle, böbrek hastalarının mutlaka bir nefrolog tarafından kontrol edilmesi ve diyetlerinin düzenlenmesi gerekiyor.

Ramazan ayında tuz tüketiminde nelere dikkat etmek gerekiyor?

Bir kişinin günlük tüketmesi gereken tuz miktarı 5 gramdır. Oruç tutan kişilerin de iftar ve sahur arasında yedikleri yemeklerle birlikte 5 gram tuz tüketmeleri gerekiyor. Ancak bu noktada önemli olan bir ayrıntı tuzu yeteri miktarda suyla almalarıdır. Bu nedenle oruç tutan kişilerin böbrek sağlıklarını korumaları adına iftar ve sahur arasındaki süre zarfında 2,5 litre su içmeleri gerekiyor.

Böbrek sağlığını korumak adına oruç tutan kişilerin iftar ve sahurda nelere dikkat etmeleri gerekiyor?

Böbrek sağlığı için kişilerin oruç tutarken dikkat etmeleri gereken en önemli konulardan biri de iftarda ağır yemeklerden kaçınmalarıdır. Aşırı protein içeren gıdalar, çok tuzlu turşular ve salamura besinleri tüketmek böbreklere zarar verebiliyor. Oruç tutanların yaptığı en önemli hatalardan biri de sahura kalkmamalarıdır. Sadece iftarda ve sonrasında yemek yiyip, sahura kalkmadan oruca başlamak sağlık açısından sakıncalı durumlar doğurabiliyor. Sahura kalkmayan bir kişide vücudun susuz kalma süresi artıyor. Sıcak havada çok terleyen ve idrarla çok fazla tuz kaybeden böbrek hastaları bu gibi durumlarda ciddi sağlık sorunları yaşayabiliyor.

Türkiye’de kaç böbrek hastası bulunuyor?

Türkiye de 65.000 diyaliz hastası var. Bu sayıya her yıl ortalama 5000 kişi ekleniyor. Ancak daha da korkunç olanı Türkiye’de yaklaşık 8,5 milyon potansiyel böbrek hastası bulunuyor. Bu nedenle herkesin düzenli olarak böbrek fonksiyonlarını kontrol ettirmeleri, kan basınçlarını normal değerlerde tutmaları gerekiyor. Özellikle de şeker ve tansiyon hastalığı ile birlikte bilinen bir böbrek hastalığı olanların, mutlaka bir nefroloğun gözetiminde olmaları sağlıklı bir hayat yaşayabilmeleri açısından önem taşıyor.

7/08/2011

tıpta çığır açacak buluş yapay organı kök hücreyle kaplayarak organ nakli yapıldı

    7/08/2011 05:14:00 ÖS   Yorum yok

Londra'da geliştirdikleri yapay bir nefes borusunu, hastadan alınan kök hücrelerle kapladılar.


Bu teknikte, organ bağışı gerekmediği gibi, vücudun organı reddetmesi riski de bulunmuyor.

Doktorlar, bir nefes borusunun bir kaç gün içinde geliştirilebildiğine dikkat çekiyor.

36 yaşındaki kanser hastasının sağlığının operasyondan bir ay sonra gayet iyi olduğu açıklandı.
organ nakli yapıldı
İtalyan profesör Paolo Macchiarini, bu alanda öncü kabul edilen ameliyatı İsveç'teki Karolinska Üniversite Hastanesi'nde yaptı.

Macchiarini "Nanoteknoloji yani tıbbın yenileyici ve yeni bu dalı sayesinde, hastaya özel nefes borusunu bir iki gün içinde üretebiliyoruz. Güzel olan yanı, hiçbir gecikme yok, anında sahip olabiliyorsunuz" diye konuştu.

BBC'ye mülakat veren Macchiarini şimdi aynı tekniği Kore'de kusurlu bir nefes borusuyla doğmuş dokuz aylık bir bebekte denemeyi umduklarını anlattı.

Macchiarini, şimdiye dek 10 nefes borusu nakli yaptı, ancak bunların tümünde organ bağışı gerekmişti.


Bu yöntemde hastanın kendi nefes borusunun tıpatıp kopyası üretiliyor.

36 yaşındaki Afrika kökenli hasta Andemariam Teklesenbet Beyene, İzlanda'da jeoloji doktorası yapıyor.

6/13/2011

soya filizinden kaynaklanan ekoli bakterisinden almanyada ölümler artmaya başladı

    6/13/2011 06:38:00 ÖS   Yorum yok
ekoli bakteris

Almanya'da E koli salgınından ölenlerin sayısı 35'e yükselirken, sağlık yetkilileri hastaneye kaldırılan yaklaşık 100 kişinin böbreklerinin ciddi hasar gördüğünü söylüyor.



Salgının kaynağının Almanya'nın kuzeyinde bir organik çiftlikte yetiştirilen soya filizleri olduğu tespit edildi.

Çoğunluğu Almanya'da olmak üzere en az 3255 kişi hastalanırken, bunlardan en az 812'sinin durumu ölüm riski içeriyor.

Bir yetkili, böbrekleri hasar gören yaklaşık 100 kişinin ya organ nakline ihtiyaç duyacağını ya da hayat boyu diyaliz makinesine muhtaç kalacağını söyledi.

Hem bir epidemiyolojist hem de muhalefetteki Sosyal Demokratların üyesi olan Alman siyasetçi Karl Lauterbach, E koli vakalarının küresel bir salgına dönüşebileceği uyarısında bulundu.

Mayıs ayında ortaya çıkan E koli salgınında şu ana değin bir kişi hariç ölenlerin tümü Almanya'daydı.


Normal koşullarda ağır ishale yol açan ve özellikle çocukları ya da yaşlı nüfusu etkileyen E koli bakterisinin bu sefer gıda zincirine karışan yeni türü, böbreklerde hasara neden olarak ölümcül bir etki gösterebiliyor. Salgına yol açan bakteri ayrıca, en çok orta yaştaki yetişkinleri etkiliyor.

Almanya'nın ulusal hastalık kurumu Robert Koch Enstitüsü, haftasonu ölümlerin 35'e yükseldiğini teyit etmekle beraber, yeni vakaların seyrelmeye başladığını açıkladı.

Normal koşullarda inek ve koyun gibi hayvanların sindirim sisteminde varolan E koli bakterisinin Almanya'nın Aşağı Saksonya eyaletinde yer alan organik çiftlikte soya filizlerine nasıl temas ettiği hala bilinmezliğini koruyor.

Salgının kaynağı olarak tespit edilen çiftlikte çalışan bir grup işçi de hastalananlar arasında.


Yapılan tahlillerde, bu yeni E koli bakterisinin genetik olarak piyasadaki çok sayıda antibiyotiğe dirençli olduğu belirlendi.
bbc türkçe

organ naklinde bir ilk çocuk doğurabilmek için annesinin rahmini kullanacak

    6/13/2011 06:14:00 ÖS   Yorum yok
annesinin rahmini kullanacak

25 yaşında bir kadın, bebek sahibi olabilmesi için yapılacak sıradışı bir rahim nakliyle tarihe geçmeye hazırlanıyor.



Genetik bir sorun dolayısıyla rahmi olmayan Sara Ottoson'a, öz annesinin rahmi nakledilecek.


Daily Telegraph gazetesine konuşan 56 yaşındaki anne Eva Ottoson, çığır açabilecek bu uygulamayla, kendi öz kızına rahmini veren ilk kadın olacak.

Stockholm'de çalışan Sara Ottoson, gazeteye verdiği mülakatta, kendisinin içinde büyüdüğü rahmin vücuduna nakledilecek olmasından rahatsız olmadığını söyledi.

Sara, "Ben biyoloji öğretmeniyim, rahim benim nazarımda diğer organlardan farksız. Ama annem bunu garip bulup bulmadığını sordu. Benim yanıtım ise hayır, oldu" diyor.

Sara, en çok annesinin büyük bir operasyon geçirecek olması nedeniyle kaygılandığını da ekliyor.


İngiltere'nin Nottingham kentinde yaşayan anne Eva Ottoson da "kızımın rahme ihtiyacı var ve ben de en iyi bağış yapacak kişiysem, öyle olsun. Onun benden daha fazla ihtiyacı var; rahmim bana iki kız çocuk verdi." diye konuştu.

Anne - kız, bir hayli karmaşık olabilecek naklin gelecek bahara İsveç'te yapılmasını umuyor.


Sara Ottoson, her 1500 kadından birini etkileyen bir sendromdan muzdarip; rahmi ve döl yatağı bulunmuyor.

Ancak operasyonun başarıya ulaşması halinde, kendi yumurtalarıyla erkek arkadaşının spermleri laboratuvarda döllenerek annesinden kendisine nakledilecek rahme konacak.

Tıbbi heyete başkanlık edecek doktor Mats Brannstrom, operasyonun, böbrek, karaciğer ya da kalp ameliyatlarından daha zor olduğunu söyledi.

Bilinen tek rahim nakli 2000 yılında yapılmıştı.

46 yaşındaki bir kadından alınan rahim, geçirdiği kanama sonucu rahmini kaybeden 26 yaşındaki bir kadına nakledilmiş, ancak çeşitli komplikasyonlar sonrası 99 günün ardından, doktorlar rahmi almak zorunda kalmışlardı.
bbc türkçe

5/22/2011

kök hücre ile bütün organların tamiri yapılabilecek organ nakli tarih olacak

    5/22/2011 07:00:00 ÖS   Yorum yok
organ nakli tarih

Günümüzde kök hücre çalışmalarında deneysel ortamlarda her dokunun elde edildiğini belirten uzmanlar, hayvan deneylerinden alınan başarılı sonuçların insanlarda da sağlandığında ''organ naklinin ortadan kalkacağını'' belirtiyor. 


Uzmanlar, kök hücre ile karaciğer, böbrek, kalp yapılabileceğini müjdeliyor. Hematoloji Uzmanlık Derneği tarafından Antalya'da düzenlenen Avrasya Kök Hücre ve Aferez Toplantısı'nda Dernek Başkanı Prof. Dr. Süleyman Dinçer, kök hücre ile yapılacak tedavilerin artık birçok hastalığa şifa olabilmesi yönünde çok önemli çalışmalar yapıldığını söyledi. Kemik iliği nakli ile kök hücre naklinin gerçekte birbirinden çok farklı olmadığını ifade eden Dinçer, kök hücre nakillerinin endikasyonu geniş olduğu için daha çok tercih edildiğini belirtti. Dinçer, kök hücrenin embriyonal kök hücre, doğmamış çocuktan elde edilen kök hücre ve anne karnındayken elde edilen embriyodan alınan kök hücreden elde edildiğini anlattı.
Kök hücre tedavilerinin başta lösemi, lenfoma, myelomalar, oto immun hastalıklar ve bazı kanserler ile solit tümörlerde kullanılabildiğini belirten Dinçer, şöyle devam etti: ''Kök hücre nakli, deneysel ortamda bütün hücrelere dönüşebiliyor, bütün organların tamirinde yarıyor. Önümüzdeki 3-5 yıl içerisinde şu anda tedavi endikasyonu olmayan hastalıklarda yeni tedavi endikasyonu olacağını düşünüyoruz. Bunlardan birisi kalp hastalıkları, nörolojik hastalıklar gibi tedavisi olmayan hastalıklara çözüm olacak. Organ, ileri dönemde yedek parça halini alacak. Kök hücre ile karaciğer, böbrek, kalp yapılabilecek. Bunlar deneysel ortamda yapılıyor. Her doku elde edildi, insanlarda kullanılabilmesi için belli bir süre ve bazı çalışmaların tamamlanması gerekiyor. Bunlar tamamlanıp, tamamen kontrol edilebilir hale geldiğinde insanlarda kullanılmaya başlanacak. Fare, maymun gibi hayvanlarda tüm organlar üretildi ve kullanılıyor. Uyum sorunu yok.''

'Doku nakli enjekte edilecek'


''İleride organ nakli olmayacak, doku nakli, hücre nakli olacak''
diyen Dinçer, ''Son yıllardaki gelişmeler erişkinden alınan herhangi bir hücrenin bile kök hücreye dönüşebileceğini ortaya koydu. Kan, diş ve boğazdan alınan bir parçayı özel yöntemlerle 5 gün gibi bir sürede kök hücreye dönüştürebiliyorsunuz. Ondan da sinir, kas, kalp kası oluşturup alınan kişiye tekrar enjekte ediliyor'' diye konuştu.
Dinçer, en kolay üretilenler dokuların yağ, kemik ve kıkırdak olduğunu vurgulayarak, ''Kök hücre ile organ nakli sorunu ortadan kalkacak'' dedi. Gelecekte birçok hastalığın tedavisinin kök hücre ile yapılacağını ifade eden Dinçer, ''Yanığı, kanserlerin çoğunu, kalp hastalıkları, damar hastalıkları ve sinir hastalıkları kök hücre ile tedavi edeceğiz'' diye konuştu. Dinçer, bu konuda Türkiye, Avrupa, Amerika, Asya ülkeleri ve özellikle Çin'de son yıllarda çok ciddi çalışmalar yapıldığını sözlerine ekledi.
cumhuriyet portal

5/19/2011

beyinden gelen sinyallerle çalışacak olan biyonik el hayatlarını değiştirecek

    5/19/2011 06:08:00 ÖS   Yorum yok
biyonik el hayatları

Tıp teknolojisi, üzerinde en fazla araştırma yapılan, çok hızlı gelişen bir sektör.


Ancak elde edilen teknolojik ilerleme, beraberinde etik tartışmaları da getiriyor. Bunun son örneklerinden biri, Viyana'da bir operatör doktorun, iki hastası üzerinde uyguladığı teknik.

Geçirdikleri kazalar sonucunda elleri işlevini yitiren iki hastanın elleri kesilerek yerine biyonik eller naklediliyor. Normal uzuvlarda olduğu gibi, beyinden gelen sinyalleri algılayan bu mekanik eller, hastaların yaşamını önemli oranda iyileştiriyor.

Ancak uygulamadan endişe duyanlar, bir gün yapay eller gerçeklerinden daha işlevsel olursa ortaya çıkabilecek sıkıntılara dikkat çekiyor.

26 yaşındaki Milo, bundan 10 yıl önce bir motosiklet kazasında sağ elini kullanma becerisini yitirdi. Kazanın ardından yapılan ameliyatlar sayesinde Milo bir ölçüde kolunu kullanmaya başladı ancak elini fonksiyonel olarak kullanması mümkün olmadı.


'Biyonik yapılandırma'


Yaşadığı güçlüklerin ardından Milo, elini, mekanik bir elle; bir protezle değiştirme kararı aldı. Milo, "Kazanın ardından 10 yıldır bu elle yaşıyorum. Ancak yapacak birşey yok. İyileşmesi mümkün değil. Tek çare, bu eli kesip değiştirmek." diyor. Milo'ya biyonik bir el nakledecek olan Avusturyalı operatör doktor Oskar Aszmann, ameliyatı "biyonik yapılandırma" olarak adlandırıyor:

"Bu tür hastaları gördüğünüzde, yıllardır hiçbir işlevi olmayan bir elle yaşadıklarını düşündüğünüzde ve bir yapay elin onların yaşamını nasıl değiştireceğini bildiğinizde kendinize, neden hastaya bu nakli yapmıyorum ki diye soruyorsunuz."
teknoloji hergün gelişiyor
Biyonik uzuvlar konusundaki teknoloji hergün gelişiyor.

Biyonik eller, beynin hastaların kendi ellerine gönderdikleri sinyallerle çalışıyor. Beynin gönderdiği sinyaller, yapay ellerdeki elektronik devreler tarafından algılanıp harekete dönüştürülüyor.

24 yaşındaki Patrick, geçen yıl Viyana'da, kendi elini bir biyonik elle değiştirecek operasyonun uygulandığı dünyadaki ilk hasta olmuştu.

Çalıştığı işyerinde elektrik çarpması sonucu Patrick'in sol eli işlevini kaybetmişti.

Bugün, çabucak bir şişenin kapağını açıp, iki elini kullanarak bardağı doldurabiliyor.


Bir zamanlar kendi elini harekete geçiren beyinden sinirlere ulaşan sinyalleri kullanarak ayakkabılarının bağcıklarını bağlayabiliyor:

Patrick, "İlk tepkim, 'Aman tanrım yeni bir elim var' oldu... Şimdi bu protezle günlük işlerimi yapabiliyorum. Sol elimi üç yıl boyunca kullanamadım. Sonra yeni bir el nakledildi ve birden bire beynimle her istediğimi yapabilir konuma geldim." diyor.
Etik tartışması

Patrick'in ameliyatından elde edilen başarı Milo'nun da kararında etkili olmuş.

Ameliyatından bir gün önce, Milo, doktoruyla görüşmek üzere yeniden hastaneye gitmiş.

Heyecanlı olsa da bir gece önce "bebekler gibi uyuduğunu söylüyor" Milo.

Milo'nun elini anlamlı bir şekilde kullanamadığını teyit edecek son testler yapılıyor.

Milo ameliyata girerken endişeli ya da pişman görünmüyor.

Bu, hem Milo hem de doktor Aszmann için bir elin kaybedildiği bir ameliyat değil işlevsel bir elin kazanıldığı bir operasyon.

Ancak işlevsel olmasa da vücudun canlı bir uzvunu ameliyatla kesip atmak etik tartışmaları da beraberinde getiriyor.

Doktor Aszmann, "Bu tür ameliyatlarda, hastanın, aldığı kararın sonuçlarını tam olarak anladığından, daha sonra pişman olmayacağından emin olmak kolay değil. Teknoloji ilerledikçe, hiçbir sorunu olmayan kişilerin de, ellerini bu biyonik ellerle değiştirmek isteyeceklerine tanık olabiliriz." diyor.

Milo'nun ameliyatı hiçbir sorun olmadan tamamlanıyor.

Ancak Milo'nun yeni elini denemesi için birkaç hafta daha geçmesi gerekiyor.

bbc türkçe sağlık

4/03/2011

türkiyede yüz nakli ameliyatı vali ve polis onayı olmadan yapılamayacak

    4/03/2011 10:04:00 ÖS   Yorum yok
polis onayı olmadan

Sağlık Bakanlığı'nın bir çok hasta için umut olan yüz ve kol naklinin önünü açan yeni düzenlemesi, bugüne kadar dünyada çok az sayıda uygulanan bu tür operasyonlar sonrası ortaya çıkabilecek durumlara karşı tedbirler içeriyor.


Başrollerini John Travolta ve Nicolas Cage'in oynadığı, FBI ajanı ile bir teröristin yüzlerinin değiştirildiği “Yüz Yüze” filmi abartılı bir anlatım içerse de Sağlık Bakanlığı, nakil yapılan hastanın parmak izi veya yüz görünümü gibi teşhis bilgilerinin değişmesi halinde 30 gün içinde emniyete ve valiliğe bildirim zorunluluğu getirdi.

Ayrıca, nakil sonrası yeni görünüme sahip olacak hastanın psikolojik sorun yaşamaması için bilgilendirme de yapılacak. Sağlık Bakanlığı'nın Kompozit Doku Nakli Merkezleri Yönergesi ile artık hayati önem taşımayan ancak hastaların yaşam kalitesini artıracak ekstremite (kol), yüz ve saçlı deri, üst solunum-üst sindirim yolları ve bağırsak nakilleri yapılabilecek.

Sadece ruhsatlı merkezler yapabilecek


Yönergeye göre, bu nakilleri sadece Sağlık Bakanlığı'ndan ruhsatlı merkezler yapabilecek. Sağlık Bakanlığı, bu nakillerin hangi hastalara yapılabileceğini belirlemek ve yapılan işlemleri takip etmek üzere Kompozit Doku Nakli Bilimsel Danışma Komisyonu ve Kompozit Doku Nakli Konseyi oluşturacak.

Komisyon, Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü veya görevlendireceği en az daire başkanı düzeyindeki bir idari amir başkanlığında; mikro cerrahi alanında deneyimli, organ veya doku nakli konusunda da çalışmaları bulunan doçent ve profesörler arasından bakanlıkça seçilecek 6 üye olmak üzere toplam 7 kişiden oluşacak. Hangi hastalara bu tür nakillerin yapılabileceğini belirleyecek olan komisyon, şu çalışmaları yürütecek:

-Alıcının çocuk olması ve endikasyon listesine göre karar verilmesi mümkün olamayan diğer istisnai vakalar için bakanlığa başvurulduğunda vakayı nakil yönünden değerlendirecek.
-Endikasyon listesine göre konsey kararı ile yapılan nakillerde, nakil sonucunu endikasyon yönünden değerlendirecek.
-Ülke genelinde kompozit doku nakli hizmetlerinin gelişimini izleyerek, alınacak tedbirleri ve ulusal stratejileri belirlemek için ihtiyaç duyulan konularda Sağlık Bakanlığı'na görüş bildirecek.
-Merkezlerin faaliyetlerini ve alınacak tedbirleri ele alacak.
-Kompozit doku naklinde kullanılan ilaçlar, solüsyonlar, araç ve gereçler ile ilgili standartları belirleyecek.
-Kompozit doku nakli ile ilgili ulusal tanı, kayıt ve tedavi protokollerini düzenleyecek.

Her merkeze bir konsey


Her kompozit doku nakli merkezinin bulunduğu hastanede, bir Kompozit Doku Nakli Konseyi kurulacak. Bu konseyde, psikiyatri uzmanı, sosyal hizmet uzmanı, nakil konusunda deneyimli iki cerrah (birisi kompozit doku naklini gerçekleştirecek ekip dışından olmak üzere), anestezi ve reanimasyon uzmanı, iç hastalıkları uzmanı (alıcı çocuk ise çocuk hastalıkları uzmanı), immünoloji uzmanı, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı ve tıp etiği uzmanı bulunacak.
Konsey; yönerge kapsamındaki her kompozit doku naklinden önce, naklin endikasyon listesine uygun olup olmadığını, alıcının onamının usulüne uygun olarak alınıp alınmadığını ve yapılacak naklin sosyal ve etik açıdan uygun olup olmadığını değerlendirecek.

Ekstremite nakli yapılacak merkezdeki sorumlu uzman, ekstremite nakli yapılacak merkezde, plastik ve rekonstruktif cerrahi veya ortopedi ve travmatoloji alanlarının birinde uzmanlığını almış, uzman olduktan sonra yurt içi veya yurt dışında mikrocerrahi alanında en az iki yıl deneyimli ve en az 50 replantasyon veya serbest doku nakli ameliyatında aktif görev almış, bunlardan en az 25 vakayı kendisinin yapmış olduğunu ilgili kurumdan belgeleyen bir hekim, sorumlu uzman olarak görevlendirilecek.

Ameliyatı her cerrah yapamayacak

Yüz ve saçlı deri nakli yapılacak merkezde ise, plastik ve rekonstruktif cerrahi alanında uzman olduktan sonra yurtiçi veya yurtdışında mikrocerrahi alanında en az iki yıl deneyimi olan ve en az 50 replantasyon veya serbest doku nakli ameliyatında aktif görev almış, bunlardan en az 25 vakayı bizzat kendisinin yapmış olduğunu ilgili kurumdan belgeleyen hekim, sorumlu uzman olabilecek.

Üst solunum/sindirim yolları nakli yapılacak merkezde ise, uzman olduktan sonra yurtiçi veya yurtdışında üst solunum yolları ve üst sindirim yolları cerrahisi alanında en az iki yıl deneyimli olduğunu ilgili kurumdan belgeleyen kulak burun boğaz, genel cerrahi veya göğüs cerrahisi uzmanı bir hekim veya uzman olduktan sonra yurtiçi veya yurtdışında mikrovasküler cerrahi alanında en az iki yıl deneyimli, en az 50 replantasyon veya serbest doku nakli ameliyatında aktif görev almış, bunlardan en az 25 vakayı bizzat kendisinin yapmış olduğunu ilgili kurumdan belgeleyen kulak burun boğaz, genel cerrahi veya göğüs cerrahisi uzmanı hekim sorumlu uzman olarak görevlendirilebilecek.

Bağırsak nakli yapılacak merkezde ise genel cerrahi uzmanı olduktan sonra yurtiçi veya yurtdışında gastro-intestinal sistem cerrahisi alanında en az iki yıl deneyimli olduğunu ilgili kurumdan belgeleyen bir hekim sorumlu uzman olabilecek.

Emniyete ve valiliğe bildirim

Kompozit doku nakli işlemi neticesinde alıcının parmak izleri veya yüz görünümü gibi teşhis bilgilerinin değişmesi halinde, hastane idaresince, nakil tarihinden itibaren 30 gün içerisinde ilgili valilik ve emniyet müdürlüğüne değişiklik bildirilecek. Beyin ölümü gerçekleşen bir hastadan nakil, ancak ailesinin izni alınarak yapılabilecek.

Bir kadavradan kompozit dokunun alınabilmesi için sağlığında imzaladığı veya donör ölümü sonrasında bağış yapmaya yetkili yakınlarının imzaladığı bağış formunda, kompozit dokuların bağışlandığı ayrı bir madde olarak belirtilecek. Bu tür nakillerin yaşam kurtarıcı olmayan özelliği ve alıcının yaşam boyu bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlara ve buna bağlı komplikasyon ve yan etkilere maruz kalacağı göz önüne alınarak da bazı kurallar getirildi.

Buna göre, nakil yapılmak istenen hasta veya yasal temsilcisi, işlem yapılmadan önce mekanik ve myoelektrik protez veya ortez gibi mevcut diğer alternatifleri kullanmış olmasına veya doku veya organ kaybının düzeltilmesine yönelik ameliyatlara rağmen tatmin olmadığını yazılı olarak beyan edecek.

Hasta veya yasal temsilcisi, ayrıntılı bir şekilde hazırlanan, operasyon sonrası ortaya çıkabilecek tüm psikolojik ve sosyal sorunların ve olası sağlık risklerinin yer aldığı bir onay formu imzalayacak. Hasta veya yasal temsilcisine merkez tarafından bu konuda ayrıntılı bilgi de verilecek.

Bağışçı ne verdiğini iy bilmeli

Düzenlemeyle ilgili bilgi veren Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Şencan, dünyada çok kısa bir süre önce başlayan, henüz kliniğe yeni giren operasyonların artık Türkiye'ye de yapılabilmesi için bir alt yapı getirildiğini bildirdi.

Kol naklinin dünyada 1998 yılında yapılmaya başlandığını, Türkiye'de kısa bir süre önce yapılan kol naklinin dünyadaki 15. vaka olduğunu hatırlatan Şencan, yüz naklinin de 2000'li yıllarda yapıldığını, dünyada bu naklin şimdiye kadar 10 kişide başarılı olduğunu söyledi. Türkiye'deki hakimlerin bu tür ameliyatları başarıyla yapabilecek kapasiteye sahip olduğunu kaydeden Şencan, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Yüz ve deri nakilleri hastaların dış görünüşünü de etkileyecek operasyonlar olduğu için bu tür ameliyatların etik yönü çok büyük önem taşıyor. Bu nedenle yönergede etik konular diğer organ nakillerine göre daha ayrıntılı olarak yer aldı. Hastaya nakil sonrası meydana gelebilecek değişikliklerin ayrıntılı olarak anlatılması zorunlu. Ameliyatın sosyal yansıması farklı olacağı için çok iyi bir değerlendirme yapılmalı. Geri ödemeyle ilgili herhangi bir sorun yok. Zaten şu anda SGK bu işlemleri şu anda ayrı ayrı ödüyor. Diğer organ nakilleri için paket fiyat uygulanıyor. Belki ilerde bu işlemler yaygınlaşırsa bunlar için de paket fiyat belirlenebilir.”

Organ bağışında bu nakiller için verici onayının ayrı olacağını bildiren Şencan, “Bağışçının ne verdiğini kesin ve net olarak bilmesi gerekir. Bu nedenle böyle bir uygulamaya gittik” dedi. Şencan, şu anda kol nakli olmak için bekleyen 200 dolayında hasta bulunduğunu bildirdi.

Sağlık Bakanlığı Organ Nakli ve Diyaliz Hizmetleri Daire Başkanı Halil Yılmaz Sur da, yapılan düzenlemeyle yüz ve kol gibi doku ve organların naklinin önünün açıldığını, ancak bu nakiller için bağış yapılması gerektiğini belirtti.
Sur, “Biz alt yapıyı oluşturduk ama bağış olmazsa bunun hiç bir anlamı olmaz. Bu nedenle hastalara umut olması için vatandaşların mutlaka bağış yapması gerekiyor” şeklinde konuştu.
hürriyet yaşasın hayat

3/22/2011

aynı hastadan böbrek nakli olan iki hasta kanser oldu dava açıyorlar

    3/22/2011 06:12:00 ÖS   Yorum yok
hasta kanser oldu

İngiltere'de aynı hastadan böbrek nakledilen iki kişi kansere yakalandı.


Olayla ilgili olarak soruşturma başlatıldı.

Liverpool'da geçen Kasım'da beyin kanamasından ölen 56 yaşındaki bir kadın hastanın böbreklerinden biri 59 yaşındaki Rob Law'a diğeri de 47 yaşındaki Gillian Smart'a nakledildi.

Adı açıklanmayan kadının kanser olduğu ameliyatlardan önceki testler sırasında tespit edilemedi. Sonradan yapılan otopside, kadının nadir görülen bir kanser türü olan B hücreli lenfoma hastası olduğu anlaşıldı.
'İkinci el organ"

Böbrek nakli yapıldıktan sonra kansere yakalanan iki hasta da şimdi kemoterapi görüyor.


Gillian Smart, BBC'ye "Böbrek hastası olarak diyaliz sırasında ölümü kabulleniyorsunuz. Çok ölüm görüyorsunuz. Ancak kanser yüzünden ölümle yüzyüze geleceğimi düşünmemiştim. Bu çok ciddi ve mücadele edilmesi zor bir kanser türü" dedi.

İki hasta da, otopsiye kadar, nakil yapılan hastanın kanser olduğunun neden tespit edilemediğini soruyor ve dava açmaya hazırlanıyor.


Smart, "Bu sorunun yanıtını almak istiyorum çünkü her yıl 10 bin organ nakli için bekliyor. Nakledilecek organdan kanser ya da başka bir hastalık geçmemesi gerektiğini biliyor olmalılardı" diye konuştu.

İngiliz Sağlık Hizmetleri Kurumu NHS'in organ nakli biriminden Prof. James Neuberger, bu yolla kanserin başka bir hastaya geçmesinin çok nadir görülen bir durum olduğunu belirterek, hastaların yaşı ilerledikçe birçok organın kanser taşıma olasılığının arttığını belirtti.

"Organ nakli sorunsuz değil. Sonuçta bunlar ikinci el organlar" diyen Neuberger sorunun boyutlarını bilmediklerini de kabul etti.
bbc türkçe sağlık

2/04/2011

iki çocuğuda böbrek hastası olan baba birini seçmek zorunda

    2/04/2011 07:46:00 ÖS   Yorum yok
birini seçmek zorunda

Namık Akar 3 çocuk babası Çocuklarının 2'si böbrek hastası Hakan ve Mustafa böbrek hastası 2 kardeş. Diyaliz makinasına bağlı olarak yaşamlarını sürdürüyorlar. Çare ise babalarının böbreği. İşte zor karar burada başlıyor.


İlk Şoku Atlatamadan İkincisi Geldi
13 yaşındaki Mustafa'nın hastalığı 6 ay önce öğrenildi. Aile, daha bu şoku atlatamamıştı ki ikinci üzücü haber geldi. 19 yaşındaki Hakan'da böbrek hastasıydı.

Ailede sadece baba Namık Akar'ın böbrekleri çocuklarına uyuyor.

Ancak baba sadece bir çocuğuna böbrek verebiliyor.


Doktorlar Namık Akar'a o zor tercih yolunu sundu. Baba Namık Akar, "Şu an bizim yapmamız gereken bir tek şey var bir tane böbrek bulmak çünkü 2 oğlum var 2'si de canım ciğerim çocuklarım. Tercih yapma şansına sahip değilim. Ona diyorum yok abime ver abiye diyorum yok kardeşime ver." diyor.

"İki Böbreğimi de Alın"

Baba Akar, doktorlardan 2 böbreğimi de alın teklifinde bulundu ancak yasalar buna izin vermiyor.

Okullarını bırakmak zorunda kalan Mustafa ve Hakan da birbirleri için fedakarlık yapmaya hazır.

Bu da Akar ailesinin dramını işin içinden çıkılmaz hale getiriyor.

Hakan Akar, "Babamın böbrek olduğu için ben onu kardeşime verilmesini istiyorum. Ama o da bana verilmesini istiyor ama şu anda tek istediğimiz bir böbrek başka birşey yok.", Mustafa Akar ise "Ben tek abime verilmesini istiyorum. Tüm halkımdan beklentim bana bir böbrek için hazırlanmayı bekliyorum ben." diyor. Hakan ve Mustafa haftada 12 saat diyaliz makinesine bağlanıyor.

Bulunacak bir böbrek ise baba Namık Akar'ın derdine çare olacak.
trt türk

2/02/2011

11 yıl sonra gırtlak nakli oldu ve konuşmaya başladı

    2/02/2011 08:25:00 ÖS   Yorum yok
konuşmaya başladı
Brenda Jensen sesine yeniden kavuşmanın heyecanını yaşıyor

52 yaşındaki Brenda Jensen, 1999 yılında gırtlağında yapılan bir ameliyat sırasında zarar görmesi nedeniyle sadece elektronik bir gereç sayesinde iletişim kurabiliyor ve boğazında açılan delikten nefes alabiliyordu.


İngiliz ve Amerikalı doktorlardan oluşan bir ekip, Kaliforniya Üniversitesi'ndeki Davis Tıp Merkezi'nde 18 saat süren bir operasyon sonunda Jensen'in zarar görmüş olan gırtlağını, vücut metabolizmasını dengeleyen tiroid bezlerini ve nefes borusunun altı santimetrelik bölümünü değiştirdi.

Brenda Jensen, ameliyattan sadece 13 gün sonra konuşmaya başladı ve "Günaydın. Evime gitmek istiyorum." dedi.

"Bu operasyon bana hayatımı geri verdi" diyen Jensen şöyle devam etti: "Bu bir mucize. Konuşup duruyorum, bu da ailemi ve arkadaşlarımı hayrete düşürüyor. Benim için artık her gün, yeni bir başlangıç."

Bu ameliyatla dünyada ilk kez gırtlak ve nefes borusu aynı anda nakledilmiş oldu. Bu, aynı zamanda, dünyadaki ikinci gırtlak nakli.
Sesi nasıl olacak?

Brenda Jensen'ın yeni sesinin eski sesine benzeyeceği belirtiliyor.


İnsanların konuşması, dudakların ve dilin birlikte kullanılma şekliyle, akciğer ve beynin çalışma biçiminin bileşimiyle gerçekleşiyor.

Jensen'ın nefes alabilmesi için yerleştirilmiş olan tüp, boğazında tahribata yol açmış ve oluşan doku, soluk almasını tamamen engellemeye başlamıştı.

O zamandan bu yana yiyeceklerin tadını ve kokusunu alamayan Brenda Jensen, nefes borusuna açılan delik sayesinde soluk alabiliyordu.

Jensen şimdi ses tellerini tam olarak yeniden kullanabilmek için egzersiz yapıyor, yutmayı yeniden öğreniyor.

Cerrah ekibinde yer alan Londra Üniversitesi Profesörü Martin Birchall, "Gırtlak vücuttaki en gelişmiş nöromüsküler organlardan biri. Çok karmaşık organları yeniden çalıştırabilmek için sinirleri onarmayı öğrendik. Bu, daha iyi yüz nakilleri yapılabilmesi için kapıyı açıyor. Doku mühendisliği geliştikçe çok daha büyük önem kazanacak." dedi.

Gırtlak naklinin hayatı kurtaran değil, değiştiren bir ameliyat olduğu da vurgulanıyor.

bbc türkçe sağlık

1/18/2011

fedakar anne kızına böbreğini verebilmek için fazla kilolarını verdi

    1/18/2011 10:33:00 ÖS   Yorum yok
böbreğini verebilmek için

Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Silifke'de yaşayan 48 yaşındaki Havva Çimen, 5 yıldır diyalize bağlı olarak yaşamını sürdüren 26 yaşındaki kızı Seçil Gök'ün sağlığının giderek bozulmasına dayanamadı ve böbreğini bağışlama kararı aldı.


11 Kilo Zayıfladı
Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Enstitüsü'ne başvuran anne-kıza organ nakli için gerekli tetkikler yapıldı. Ancak Havva Çimen'in fazla kiloları nedeniyle nakil hemen gerçekleştirilemedi. Bunun üzerine 100 kilo olan Havva Çimen, 11 kilo zayıfladı ve doğum gününde kızına böbreğini verdi.

Doktorlarından, ameliyatın kızının doğum gününe denk getirilmesini isteyen Havva Çimen, 12 Ocak'ta kızına böbreğini hediye etti. Çimen, kızının sağlığına kavuşmasının kendisini çok mutlu ettiğini söyledi.

1/14/2011

türkiyede ilk yüz nakli akdeniz üniversitesinde gerçekleştirilecek

    1/14/2011 11:50:00 ÖS   Yorum yok
akdeniz üniversitesinde gerçekleştirilecek

Türkiye'de ilk kez çift kol nakli gerçekleştirerek tıp alanında adından bir hayli söz ettiren Akdeniz Üniversitesi (A.Ü.) Hastanesi bu kez de Türkiye'de ilk kez yapılacak olan yüz nakli operasyonunu gerçekleştirmeye hazırlanıyor.


Akdeniz Üniversitesi Rektörü İsrafil Kurtcephe, bilgi verdiği toplantıda, kurumlarının 2010 yılında ülke adına önemli işlere imza attığını söyledi.

Rektör Kurtcephe, "Türkiye'de ilk defa çift kol naklini gerçekleştirerek tıp dünyasında tarihe geçecek bir başarıya imza attık. Bu ülkede çeşitli nedenlerle uzuvlarını kaybetmiş insanlarımızın olduğunu biliyoruz.

Gazilerimizin bizden büyük beklentileri olduğunu da biliyoruz. 


Bu insanlara vefa borcumuzu ödemek için bu işlere giriştik. Akdeniz Üniversitesi dünyada ender bulunan bir organ nakli ünitesine sahip. Bu işe devam ederek bunun tüm Türkiye'de yaygınlaşması için elimizden gelen çabayı göstereceğiz. Yapılan iş insanlık adına çok önemli bir iş. Akdeniz Üniversitesi bu yaptığı işten gurur duyuyor. Ekibimle gurur duyuyorum ve ekibimle birlikte milletimizin hizmetindeyiz" dedi.

1/11/2011

viagra ile akciğer yetmezliği ve kalp büyümesine 6 yıl direnebildi

    1/11/2011 05:27:00 ÖS   Yorum yok
kalp büyümesine 6 yıl

15 gün önce gece yarısı aniden fenalaşan ve kaldırıldığı Ege Üniversitesi'nde yaşamını yitiren Süreyya Karadağ'ın ölümü başta annesi ve babası olmak üzere herkesi üzdü. Altı yıldır kalp bağışı bekleyen ve sonunda pes ederek hayata gözlerini yuman Karadağ, ölmeden önce ibret olsun diye tüm organlarını bağışladı.


Kalp büyümesi nedeniyle kendisine gerekli organın bir gün mutlaka bulunacağı inancını hiç bir zaman kaybetmeyen Karadağ'ın ölümünden sonra kötü günler geçiren annesi Hatice Karadağ, şöyle konuştu: "Kızım gözümün önünde günden güne eridi. Ona sevgimin dışında hiç bir şey veremedim. Eşim çalışmadığı için kızıma kısa da olsa güzel bir hayat yaşatamadım. 6 yıldır hep acı çekti. Günde üç tane viagra içerek yaşama tutunmaya çalıştı. Hastaneler onun ikinci evi olmuştu. Şimdi kuş olup bir anda elimden uçtu gitti.

Onun öldüğüne hâla inanamıyorum. Sanki hastaneden çıkıp gelecek gibi."

1/03/2011

organ ve doku nakil masraflarını devlet karşılayacak

    1/03/2011 05:49:00 ÖS   Yorum yok
masraflarını devlet karşılayacak

Sağlık Bakanlığı, kol naklinden sonra, yaşamsal öneme sahip olmayan, ancak yokluğu kişilerin hayatını olumsuz etkileyen saç derisi, yüz, rahim, nefes ve yemek borusu, mesane gibi organ ve doku nakillerinin de önünü açmaya hazırlanıyor.


İlk aşamada, kol naklinin devlet tarafından ödenmesi için çalışma yürütülüyor.

Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü İrfan Şencan, geçen yıl Türkiye'de ilk kez başarıyla gerçekleştirilen kol naklini de kapsayan, yaşamsal açıdan, nakli zorunluluk taşımayan, ancak kişilerin yaşam kalitesini artıracak organ ve dokuların nakliyle ilgili esasları içeren düzenlemenin tamamlanmak üzere olduğunu bildirdi.

12/28/2010

genç anne mecliste bekleyen kanun teklifi belçika modeli ile kurtulabilirdi

    12/28/2010 04:15:00 ÖS   Yorum yok

Meclis'te bir yıldır yasalaşmak için bekleyen 'Belçika modeli' 19 yaşındaki anneyi hayatta tutabilirdi.

belçika modeli ile
hayata son bakış

19 yaşındaki Çiğdem Karataş'a kızı Zeynep'i dünyaya getirdikten sonra kalp yetmezliği teşhisi konuldu.

Aylarca kalp nakli için bekleyen anne Karataş, Habertürk gazetesine verdiği röportajda "9 aydır 'kalp bulundu' haberini almak için dua ediyorum. Hiç iyi değilim, yataktan dahi kalkamaz hale geldim. Canım artık çok acıyor, yaşadığım acılara dayanamıyorum. Dayanacak gücüm kalmadı. Ne olur kurtarın" demişti.

12/15/2010

beyin ölümü gerçekleşen kadın üç kişiye hayat verdi

    12/15/2010 11:43:00 ÖS   Yorum yok
üç kişiye hayat verdi

Antalya- Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Enstitüsünde yapılan başarılı operasyonlarla, beyin ölümü gerçekleşen 61 yaşındaki Şerife Gürler'in karaciğeri 16 yaşındaki Tolga Duman'a, böbreklerinden biri 38 yaşındaki Salih Gürakar'a, diğeri de 49 yaşındaki Atnan Başçay'a nakledildi.


Bağışlanan organla yeniden hayat bulan kuaför Salih Gürakar, bağışçıyı aileye minnettar olduğunu belirtti. Gürakar, şunları söyledi: ''Başkasının böbreği ile yaşama tutundum. Çok mutluyum.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .