-->
bağırsak kanseri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bağırsak kanseri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5/10/2012

kansere neden olabilecek dört enfeksiyon tipi tespit edildi

    5/10/2012 05:38:00 ÖS   Yorum yok

184 ülkede görülen 27 kanser tipi üzerinde yapılan araştırma sonucunda kansere neden olabilecek dört enfeksiyon tipi tespit edildi.

dört enfeksiyon tipi

Araştırmaya göre Papillom virüsü, Helicobacter pylori ve Hepatit B ve C virüsleri her yıl 1.9 milyon kişinin karaciğer, rahim ve bağırsak kanserine yakalanmasına neden oluyor.

Araştırmayı gerçekleştiren Fransız Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı bu enfeksiyonların neden olduğu kanser vakalarının önlenmesi ve kanserin tedavi edilebilir bir hastalık olarak algılanması için çalışmalar yapılması gerektiğini söyledi.
'Önlenebilir'

Enfeksiyona bağlı kanser vakaları gelişmekte olan ülkelerde üç kat daha sık görülüyor.


Doğu Asya'da bu tip kanserlerin oranı %22.9 olarak tespit edilirken, İngiltere'de bu oran %7.4'te kalıyor.

Vakaların üçte biri 50 yaşından genç kişilerde kendini gösteriyor.


Kadınlar arasında enfeksiyon kaynaklı kanserlerin yarısını rahim kanseri vakaları oluşturuyor.

Erkeklerde görülen enfeksiyon kaynaklı kanserler ise karaciğer ve mide kanserleri.

Araştırmayı yöneten Dr. Catherine de Martel ve Dr. Martyn Plummer ''Bazı virüs, bakteri ve parazitlerin neden olduğu enfeksiyonlar kanser vakalarının en önemli nedenlerinden ve bu vakalar kolayca önlenebilir'' diyorlar.

Bilim adamları ''Zaten bilinen kamu sağlığı methodları ile enfeksiyonların ilerlemesinin engellenmesi, aşı programlarının uygulanması, anti mikrobik tedaviler gelecekte kanser vakalarının gözle görülür oranda azalmasını sağlayabilir'' diyor.

Rahim kanserine neden olduğu bilinen papilloma virüsüne karşı geliştirilmiş bir aşı mevcut.

Karaciğer kanserine neden olan Hepatit B virüsünün de aşısı var.

Uzmanlar ayrıca Helicobacter pylori enfeksiyonlarının antibiyotiklerle tedavi edilmesi durumunda mide kanseri vakalarının da azalacağı inancında.bbc türkçe

5/07/2012

hintsafranı'nda bulunan kurkumin bağırsak kanseri tedavisinde kullanılacak

    5/07/2012 02:01:00 ÖS   Yorum yok

Köri yapımında kullanılan hintsafranı adlı baharatta bulunan kurkumin adlı kimyasal daha önce de başka faydaları nedeniyle gündeme gelmişti.

bağırsak kanseri tedavisinde

Araştırmalar şimdiden kimyasalın laboratuvarda geliştirilmiş kanser hücrelerini ortadan kaldırabildiğini gösterdi.

Ayrıca kurkuminin bunama ve felç hastalarına da iyi geldiği biliniyor.

Şimdi, İngiltere'nin Leicester kentindeki hastanelerde kurkuminin kemoterapi ile birlikte yarattığı etkiler test ediliyor.

İngiltere'de her yıl 40 bin kişiye bağırsak kanseri teşhisi konuluyor.

Kanserin bağırsaktan vücudun öteki organlarına sıçraması durumunda hastalara üç farklı kemoterapi ilacı bir arada veriliyor, ancak vakaların yarısında ilaçlar etkili olmuyor.

Leicester Royal Infırmary ve Leicester General Hospital'da gerçekleştirilecek deneyde hastalara kemoterapi tedavisine başlamadan yedi gün önce kurkumin tabletleri verilecek ve kimyasalın hastalığın gelişimindeki etkisi ölçülecek.

'Tedavi etmesi zor'


Araştırmayı yürüten Prof William Steward, hayvanlarda yapılan testlerde kurkumin ile kemoterapinin bir arada uygulandığı deneklerin tedaviye çok daha olumlu yanıt verdiğini gördüklerini söyledi.

Steward ''Bağırsak kanseri vücuda bir kez yayıldımı tedavisi çok zor çünkü kemoterapinin yan etkileri hastaların uzun süre ilaçları almasına imkan vermiyor. Kurkumin'in kanser hücrelerinin kemoterapi ilaçlarına karşı olan hassasiyetini artırıyor oluşu önemli çünkü bu sayede daha düşük dozda kemoterapi ile hastaları daha uzun süre tedavi etmek mümkün olabilecek'' dedi.

Steward sözlerine ''Bu araştırma henüz başlangıç aşamasında ancak kanser tedavisinde bitkileri kullanmak çok umut vadeden bir tedavi. Bu sayede gelecekte etkili ilaçlar yaratmayı planlıyoruz'' diye devam etti.

Cancer Resarch UK'den Joanna Reynolds "Böyle bir klinik deneme yaparak kurkuminin faydaları hakkında daha fazla bilgi edinmiş olacağız. Ayrıca bu yeni tedavi yönteminin hastalarda yan etkilere neden olup olmadığını da görebileceğiz'' dedi.bbc türkçe

1/13/2012

pankreas kanseri ile salam sosis ve işlenmiş et arasındaki bağ

    1/13/2012 10:13:00 ÖS   Yorum yok

İsveçli araştırmacılar, işlenmiş et yemekle ile pankreas kanseri arasında bir bağ olabileceğini söylüyor.


işlenmiş et arasındaki bağ

Araştırmanın ayrıntıları British Journal of Cancer (İngiltere Kanser Dergisi) adlı bilim dergisinde yayınlandı.

Araştırma ekibi, günde bir sosise eşdeğer miktarda işlenmiş et yiyenlerin pankreas kanseri olma riskinin, hiç yemeyenlere kıyasla yüzde 19 arttığını gördü.

Ortalama bir sosiste yaklaşık 50 gram işlenmiş et bulunuyor.


Uzmanlar, bunun iki katı miktarda işlenmiş et tüketenlerde pankreas kanseri riskinin de yüzde 38'e tırmandığını belirtiyor.

İşlenmiş et ürünlerine ilişkin bundan önce yapılan deneylerde bağırsak kanseri ile bağlantısı da görülmüştü.

Stokholm'deki Karolinska Enstitüsü'nde yapılan araştırma kapsamında 6 binin üzerinde kişinin yemek alışkanlıkları incelendi.

İsveçli ekip, pankreas kanserine yakalanma olasılığının et yiyenlerde dahi nispeten düşük düzeyde seyrettiğinin altını çiziyor.

Dünya Kanser Araştırmaları Vakfı, pankreas kanseri ile sigara ve aşırı kilo arasındaki bağın çok daha güçlü olduğunu söyledi.


Pankreas kanseri genellikle ileri safhalarda tanı konabilen bir kanser türü ve hastaların yüzde 80'i en fazla bir yıl yaşayabiliyor.

İngiliz doktorlar, tanı konduktan sonraki beş yıl içinde halen sağ olan pankreas kanseri vakalarının sadece yüzde 5'lik bir grubu oluşturduğunu söylüyor.

10/28/2011

günde iki tablet aspirin almak bağırsak kanseri riskini yüzde 63 oranında azaltıyor

    10/28/2011 10:47:00 ÖS   Yorum yok

İskoçya'daki Newcastle Üniversitesi'nde, risk grubundaki 861 hastayla yapılan araştırmada, günde iki aspirinin iki yıl sonunda bağırsak kanseri vakalarını yüzde 63 oranında azalttığı görüldü.


bağırsak kanseri riski
Araştırma 1000 kişide bir görülen Lynch sendromlu hastalar üzerinde yapıldı.

Bu hastaların bünyesi DNA'larındaki bozuklukları belirleyip onarmada zorluk yaratıyor, kanser riskini yükseltiyor.
Kansere yatkınlık

Lynch sendromlu hastalarda özellikle bağırsak, rahim ve mide kanseri daha yaygın olarak görülüyor.

Araştırmada her gün 600 miligram aspirin verilen birinci grup hastalar arasında 19 tümör vakası ortaya çıkarken, aspirin almayanlar diğer grupta 34 vaka tespit edildi. Bu vaka sayının yüzde 44 oranında daha az olması anlamına geliyor.

İki yıl süreyle aspirin alan hastalar içindeki değerlendirmede ise kanser vakalarının yüzde 63 azaldığı tespit edildi. Bu grupta Lynch sendromuyla bağlantılı kanser vakaları da yarı yarıya azaldı.

Araştırmaya öncülük eden Prof. John Burn, İngiltere'de 30 bin Lynch sendromlu yetişkin hasta olduğunu belirterek, "Bu kişilerin hepsine tedavi uygulanırsa 30 yıl içinde 10 bin kanser vakasını ve bu hastalıktan bin kişinin ölmesini engelleyebiliriz" dedi.

Burn, yan etkilere de dikkat çekti ve "10 bin kanser vakasını önleme karşılığında 1000 mide ülseri ve 100 felç vakası birçoklarına göre fena bir şey olmaz" diye konuştu.

Prof. Burn, ailesinde bağırsak kanseri geçmişi olanların düşük dozda aspirin almalarını tavsiye etti.

5/24/2011

biyolojik sıvılar sayesinde kan ve idrardan kanser teşhis edilebilecek

    5/24/2011 10:33:00 ÖS   Yorum yok
kanser teşhis edilebilecek

Fransız, Alman ve Amerikalı bilimadamları, kan, idrar ve lenf gibi biyolojik sıvılarda tümörlerin DNA izlerini görebilmek için bir teknik geliştirdi.


Bilimadamları tümör hücrelerinin öldüklerinde içlerindeki maddeyi hücre dışına bırakmasından yola çıktı. Değişime uğramış DNA'nın biyolojik sıvılarda çok az oranda bulunduğunu belirten bilimadamları bugüne dek bunların izlerine rastlamanın imkansız olduğunu vurguladı.

Geliştirilen aşırı duyarlı yeni teknikle daha önce saptanamayan izlerin 20 bin kat küçüğünü bile tespit edebilen bilimadamları, floresan sayesinde tümörlü DNA ve sağlıklı DNA'nın ayırt edilebildiğini, bunun da önemli bir teknolojik gelişme olduğunu ifade etti.

Akciğer ve kalın bağırsak kanserlerine yol açan genler üzerinde çalıştıklarını belirten bilimadamları, başka tür kanserlere yol açan genlerin de inceleleneceğini vurguladı.

Teknik sayesinde hastalığın nüksetme ihtimali ya da en iyi tedavi şeklinin belirlenmesinin de kolaylaşabileceği kaydedildi.


Laboratuvardaki bu başarıdan sonra, bilimadamları yazdan itibaren klinik araştırma için kolları sıvayacak.

Konuya ilişkin makale, Fransız "Le Point" dergisinin internet sitesinde bulunuyor.
cumhuriyet portal

4/24/2011

bu hazır gıdalarda kansere ve iktidarsızlığa yol açan maddeler var

    4/24/2011 01:50:00 ÖS   Yorum yok
iktidarsızlığa yol açan

Bebek maması, ekmek, kahve ve patates cipsi gibi gıdalarda bağırsak, mesane, böbrek kanseri ve iktidarsızlığa yol açan kimyasal maddeler bulundu.

Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde yapılan gıda araştırmasında, işlenmiş ve hazır gıdalarda kansere neden olan kimyasal maddeler bulundu. Bağırsak, mesane ve böbrek kanserinin yanısıra iktidarsızlığa sebebiyet veren akrilamid maddesine, bebek maması, ekmek, kahve ve patates cipsi gibi gıdalarda rastlandığı açıklandı.

Vatan'ın haberine göre, 23 ülkede satılan 22 farklı gıdayı inceleyen bilim adamları 2007 ile 2009 arasında kullanılan kimyasal maddelerde azalma olmadığını belirtirken “Tüketici, mümkün olduğu kadar taze ürünler satın almalı” açıklamasında bulundu. Akrilamid maddesinin gıdaya nasıl ulaştığını henüz tespit edemediklerini söyleyen Avrupalı bilim adamları, pişirme ve kimyasal süreç sırasında kimyasalların gıdaya nüfuz etmiş olma ihtimali üzerinde duruyor.

Raporda üreticilere, kullanılan kimyasal oranında sınırlama getirilmesi istenirken, raporun yayınlanmasının ardından Dünya Sağlık Örgütü, “Şu an elimizde hangi gıdaların zararlı olduğunu açıklayacak kadar veri yok” açıklamasında bulundu. Raporda, işlenmiş ve yağlı gıdaların tüketiminin azaltılması istendi.
mynet

4/20/2011

kanser hastalıklarını nefes testi ile tespit etmek için elektronik burun geliştirdiler

    4/20/2011 10:21:00 ÖS   Yorum yok
elektronik burun geliştirdiler

İsrail Teknoloji Enstitüsü'nün araştırmaları sonucunda, kanser teşhisinde kullanılabilecek nefes testi, gerçek olmaya bir adım daha yaklaştı.


Araştırmacılar, akciğer, beyin ya da boyun kanseri hastalarının nefesindeki kimyasalları teşhis edebilecek bir "elektronik burun" üretti.
Ancak nefes testinin hastanelerde kullanılabilecek hale gelmesi için uzun süre daha araştırma yapılması gerektiği belirtiliyor.

İsrail Teknoloji Enstitüsü tarafından yapılan ve İngiltere'deki Journal of Cancer'da yayımlanan araştırmaya 80 gönüllü katıldı.

Bu kişilerden 22'sinde çeşitli baş ve boyun kanserleri, 24'ünde akciğer kanseri vardı.


Kalan 36 gönüllü ise sağlıklı bireylerdi.

Prototip nefes testi, nefeste kanser belirtilerini test etmek için kimyasal bir yöntem kullanıyor.

Bu testin bir gün muayenehanelerde hızlı teşhis yapılabilmesinde kullanılabileceği umuluyor.

Araştırmayı yürüten profesör Hossam Haick, "Baş ve boyun kanserlerini teşhiste yeni yöntemler bulunması gerek, çünkü bu hastalıkların teşhisi oldukça karmaşık ve özel testler gerektiriyor" dedi.

İngiltere'deki Kanser Araştırması Vakfı'ndan (Cancer Research UK) Doktor Lesley Walker da, başarılı bir tedavi için hastalığın mümkün olan en kısa sürede teşhis edilmesinin çok önemli olduğunu söyledi.

Walker, "Bu ilginç ön bulgular, genellikle ileri aşamalarda teşhis edilen baş ve boyun kanserlerine yönelik bir nefes testi geliştirilmesi açısından olumlu" dedi ve ekledi "Ancak bunun çok erken aşamadaki çok küçük bir araştırma olduğunu belirtmek lazım. Dolayısıyla, hastanelerde kullanılması için hastalarla daha fazla araştırma yapılması şart."
bbc türkçe sağlık

4/16/2011

iki bardak kırmızı pancar suyu tansiyonu 3 satte düşürüyor 2 gün etkili oluyor

    4/16/2011 07:51:00 ÖS   Yorum yok
tansiyonu satte düşürüyor

Bilimdeki gelişmelere rağmen bazı hastalıklar küresel çapta tehdit olmaya devam ediyor.


Başta kanser olmak üzere Alzheimer, tansiyon, şeker ve kalp hastalıklarıyla ilgili kesin etkili bir tedavi metodu geliştirilemedi.

Ancak tabiat eczanesinden zaman zaman müjde niteliğinde yeni haberler geliyor.

Amerikan Wake Forest Üniversitesi'nden bilim adamları, 70 yaşın üzerindeki 14 deneğe başta kırmızı pancar olmak üzere nitrat yönünden zengin bir diyet uyguladı.

Sonuçlar son derece çarpıcıydı.


Nitratça zengin besinler tüketen deneklerin beyinlerinin ön kısmına kan akışının hızlandığı tespit edildi.

2 su bardağı taze kırmızı pancar suyu içildiğinde, 3 saat içinde tansiyonun düştüğü ve etkinin 2 gün devam ettiği gözlendi.

Pancar suyunun kabızlığı giderici etkisiyle bağırsak kanserine karşı koruyucu olduğu da belirtiliyor.
trt türk

4/08/2011

günde bir biradan fazla içmek bir çok kanser türüne yakalanma riskini arttırıyor

    4/08/2011 05:33:00 ÖS   Yorum yok
kansere yakalanma riski

Avrupa çapında yapılan bir çalışma, günde bir biradan fazlasının bazı kanser türlerine yakalanma riskini ciddi oranda arttırdığını ortaya koydu.


Yaklaşık 400 bin kişinin katılımıyla yapılan ve British Medical Journal'da yayınlanan araştırmaya göre, erkeklerde her 10, kadınlarda ise her 33 kanser vakasından biri, alkol kullanımından kaynaklanıyor.
Araştırma sonuçlarını değerlendiren İngiltere Sağlık Bakanlığı, alkol kullanımını azaltmaya yönelik çabalarını arttıracaklarını açıkladı.

Araştırma İngiltere'de 2008'de görülen 300 bin kanser vakasından 13 bininin aşırı alkol tüketimi ile ilgili olduğunu saptadı.


Önceki bir çok araştırma da, aşırı alkol tüketimi ile gırtlak, karaciğer, bağırsak ve meme kanserleri arasında ilişki olduğunu ortaya koymuştu.

Bilim adamlarına göre bunun sebebi, alkolün vücutta oluşturduğu kimyasalın DNA'ya zarar vermesi, bunun da kanser riskini arttırması.
Ne kadarı riskli?

Araştırmaya göre erkeklerde günde iki, kadınlarda ise günde bir ünite alkolden fazlası risk oluşturuyor.

Yani erkeklerde bir biradan fazlası, kadınlarda ise yarım biradan fazlası riskli.


İngiltere'de Ulusal Sağlık Sistemi'nin resmi tavsiyesi ise erkeklerin günde 3-4, kadınların ise 2-3 üniteyi geçmemesi yönünde.

Uzmanlar bu araştırmanın sonucunda bu resmi tavsiyenin de değişebileceğini belirtiyor.
bbc türkçe sağlık

3/03/2011

egzersiz yapmak bağırsak kanserine neden olan polip riskini azaltıyor

    3/03/2011 04:39:00 ÖS   Yorum yok
bağırsak kanseri

Hareketli hayat tarzları olan insanlarda bağırsak kanserine yol açabilen poliplerin oluşması ihtimalinin daha az olduğu belirtildi.


Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi uzmanları, daha önce yapılmış, egzersiz ve büyük polipler arasındaki ilişkiyi inceleyen 20 araştırmanın sonuçlarını karşılaştırdı.

İngiliz Kanser Dergisi'nde yayımlanan araştırmada az hareket etmekle polip arasındaki bağlantıya dair en kesin sonuçların elde edildiği belirtiliyor.

Buna göre, düzenli olarak egzersiz yapanlarda, yapmayanlara göre, polip görülmesi olasılığı yüzde 16 daha az. Büyük ya da ileri polip türlerinde bu oran yüzde 30'a çıkıyor.

Adenom olarak da bilinen polipler, bağırsaklarda çıkıntı şeklinde büyüyen oluşumlar ve kanserli değiller. Fakat zaman içinde kansere dönüşebiliyorlar.


İngiliz Kanser Araştırma Vakfı'na göre, bağırsak kanserlerinin çoğu, polipten kaynaklanıyor. İngiltere'de her dört kişiden birinde 50 yaşına kadar bir ya da daha fazla polip görülüyor.

Araştırmayı yürüten uzmanlardan Prof. Kathleen Wolin, egzersizle kanser riskinin azalması arasında bir bağlantı olmasına karşın bunun nedeninin henüz bilinmediğini söyledi.

Wolin, "Birçok açıklaması olabilir. Örneğin, egzersiz bağırsak kanseriyle ilişkilendirilen enflamasyonu azalttığı için olabilir" dedi.
bbc türkçe sağlık

1/22/2011

kök hücreden kas üretildi kas erimesinden felç olanlar tedavi edilebilecek

    1/22/2011 05:03:00 ÖS   Yorum yok
kas erimesinden felç

Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü önemli bir başarıya imza atarak kök hücreden kas ürettiklerini açıkladı. Bu yöntemin geliştirilmesiyle kas erimesi hastalığı yüzünden felçli kalanlar tedavi edilebilecek.


ANKARA Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Günhan Gürman, Prof. Dr. Alp Can ve ekibi Doç. Dr. Çetin Kocaefe, doktora öğrencileri Deniz Balcı ve Burcu Balcı Hayta’nın kök hücreden kas ürettiklerini açıkladı. Gürman, kas hastalıklarının ölümcül olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Halk arasında adale erimesi olarak bilinen bu hastalığa ümit olacak bir yaklaşım yoktu. Tek çare kök hücreyle yeni kas üretilebilmesi ve insanların yeni üretilen kastan faydalanabilmeleriydi. Enstitümüz öğretim üyelerinden Prof. Dr. Alp Can ve ekibi, göbek kordonundan aldıkları kök hücrelere, gen aktararak eksik kas proteinini sentezlettirerek hastalığa dirençli yeni bir kas hücresi yapmayı başardılar. Bu çalışma kök hücre konusunda en saygın bilimsel dergilerden biri olan Stem Cell Reviews and Reports dergisinin Eylül sayısında yayınlandı.”
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .