-->
zeka geriliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
zeka geriliği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10/16/2017

Üstün zekalı çocukların hastalığı Disleksi nasıl tedavi ediliyor

    10/16/2017 01:58:00 ÖÖ   Yorum yok

Disleksi nasıl tedavi ediliyorÜç yaşından itibaren anlaşılabiliyor çocuklarda 60 belirti ile kendini gösteriyor ama en yaygın tanımı öğrenme güçlüğü rahatsızlığın adı Disleksi.

Disleksi çocuklarda zeka geriliği bulunmuyor aksine zekaları normalin üstünde Disleksi teşhisi için mutlaka test yapılması gerekiyor Disleksi çocukların en büyük sıkıntısı Okul hayatında yaşadığı zorluklar

12/07/2012

gıda hilebazları keçi sütüne inek sütü katarak alerjisi olan bebeklerin hayatını tehlikeye atıyorlar

    12/07/2012 09:30:00 ÖS   Yorum yok



gıda hilebazlarının bu marifeti binlerce bebeğin hayatını tehlikeye attı uzmanlar inek sütüne alerjisi olan bir bebeğin böyle bir karışımı içmesinin ciddi tehlikeleri beraberinde getirebileceğini açıkladı.

alerji solunum sistemini etkilediğinde çocuklarda nefes alamama sindirim sistemini etkilediğinde zeka geriliğinden gelişim bozukluğuna kadar bir çok tehlikeyi beraberinde getiriyor

2/26/2012

sosyal güvenlik kurumu ömür boyu ilaç kullanması gereken beyin hasarlı gence ilacını kendin al dedi

    2/26/2012 07:20:00 ÖS   Yorum yok

Yüzde 70 oranında fenil ketonüri (metabolik hastalık) ve mental retardasyon (beyin hasarı) bulunan 18 yaşındaki Emrehan Artun, ömür boyu kullanması gereken ilaçları artık alamıyor.

ilacını kendin al

Sosyal Güvenlik Kurumu’nca hastadan yeniden istenen ve Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesi’nin verdiği raporda, Artun’un hayatını kazanamayacak derecede malul sayılamayacağı belirtildi. Hastanın ilaçları kullanmaması durumunda zekâ geriliğinin artacağı vurgulanırken aile, iki aylık bedeli 300 lira olan ilaca, benzer tedavi süreci görenlerin yardımlarıyla ulaşıyor.

Oğlunun hastalığına 20 aylıkken tanı konulduğunu ve tedavisine bugüne dek Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde devam edildiğini belirten Anne Emine Artun, “Şimdi hiçbir şekilde tedavisini yaptıramıyoruz. Hastaneye gittiğimizde ücret isteniyor” dedi. Ocak ayında ilaçlarını yazdırmak için üniversite hastanesine gittiklerinde, Emrehan’ın 18 yaşını doldurduğu gerekçesiyle kendilerine, Sosyal Güvenlik Kurumu’na başvurmaları gerektiğinin söylendiğini bildiren Artun, şöyle konuştu: “Malullük raporu almamız için Tepecik Eğitim Araştırma Hastanesi’ne yönlendirildik. Rapor için iki üç gün uğraştık. Ancak çocuğumu asıl muayene etmesi gereken endokrin ve beslenme, metabolizma hekimi yoktu. 7 Şubat’ta evime, Emrehan’ın hayatını kazanamayacak derecede malul sayılamayacağına karar verildiğine yönelik mektup geldi. İtirazlarıma karşın sonuç alamadım.”

1/20/2012

türkiye'de önemli bir halk sağlığı sorunu iyot eksikliği zeka geriliği yapıyor

    1/20/2012 08:58:00 ÖS   Yorum yok

Sağlık Bakanlığı tarafından yaptırılan Hastalık Yükü Çalışmasına göre, Türkiye'de her 100 kişiden 27'sinde iyot yetersizliği görülüyor. 



zeka geriliği yapıyor

Önlenebilir zeka geriliğinin en önde gelen nedenlerinden birisi olarak gösterilen iyot eksikliğinin, anne karnından başlayarak kişiyi tüm yaşamı boyunca olumsuz olarak etkileyen bir hastalıklar bütünü olduğu vurgulanıyor.

Günlük olarak alınması gereken miktarda iyot tüketilmediğinde sadece tek bir hastalığın değil, bir dizi fonksiyonel ve gelişimsel bozukluğun ortaya çıktığına dikkat çekilen çalışmada, bunlar kısaca ''iyot yetersizliği hastalıkları'' olarak ifade ediliyor. Bu hastalıkların en fazla bilineni ise, iyot eksikliğine bağlı ortaya çıkan tiroid bezi hastalıkları içinde yer alan guatr hastalığı.

''Türkiye'de önemli bir halk sağlığı sorunu'' olarak altı çizilen iyot yetersizliği hastalıklarının önlenmesine yönelik olarak, 1994 yılından beri ''İyot Yetersizliği Hastalıklarının Önlenmesi ve Tuzun İyotlanması Programı'' yürütülüyor. Programın başlangıcında iyotlu tuz tüketim oranı yüzde 18 iken, 2008 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırmasına göre hane halkının yüzde 85.3'ü iyotlu tuz kullanıyor. Kırsal alanda hane halkının yüzde 71.5'i iyotlu tuz kullanırken, kentlerde bu oran yüzde 89.9' çıkıyor.


Tiroid büyüklüğünü etkileyen en önemli faktör ''iyot''


Endokrinoloji Uzmanı Dr. Ayla Harmancı, tiroidin, boynun önünde bulunan bir iç salgı bezi olduğunu ve tiroid büyüklüğünü etkileyen en önemli faktörün ''iyot'' alımı olduğunu belirtti. Harmancı, iyot eksikliğinde bezin aşağı ve arkaya doğru büyüdüğünü ve bu duruma ''guatr'' adı verildiğini ifade etti. Tiroid bezi içinde, çevresindeki dokudan ayırt edilebilen yuvarlak ya da oval kitlelerin ''tiroid nodülü'', içerisinde nodül bulunan tiroid bezinin ise ''nodüler guatr'' olarak adlandırıldığını anlatan ve nodüllerin genellikle tiroidin elle muayenesi sırasında saptandığını dile getiren Harmancı, görüntüleme yöntemlerinin yaygın olarak kullanılmasıyla rastlantısal olarak saptanan nodül sıklığının da arttığını söyledi. Harmancı, muayene sırasında tiroid nodülü saptanma sıklığının yaklaşık yüzde 3-8 arasında değişirken, ultrasonografik taramalarda bu oranın yüzde 30'lara çıktığını belirtti.

İyot eksikliği olan bölgelerde görülme sıklığı artıyor


İyot eksikliği olan bölgelerde, ileri yaşlarda ve erkeklere oranla kadınlarda nodül görülme sıklığının fazla olduğuna dikkati çeken Harmancı, nodüler guatrı olan hastaların mutlaka tiroid fonksiyonları, nodülün estetik açıdan rahatsızlık verici olup olmadığı ve tiroid kanseri olasılığı açısından değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Harmancı, nodüler guatr nedeniyle kliniğe başvuran hastalardan ilk olarak dikkatli ve detaylı bir öykü alınmasının önemine işaret ederek, şunları kaydetti: ''Bu açıdan yaş (çok genç ya da yaşlı olmak), erkek cinsiyet, ailede tiroid kanseri öyküsü olması, baş-boyun bölgesine radyoterapi almış olmak, kısa sürede hızlı büyüyen bir tiroid nodülüne sahip olmak ve tiroid nodülüne bağlı ses kısıklığı, yutma güçlüğü gibi bazı bulguların ortaya çıkmış olması tiroid kanseri açısından artmış riske işaret edebileceğinden öyküde iyi sorgulanmalı. Fizik muayenede nodülün sert ve etraf dokuya yapışıklık gösteriyor olması, bası bulgularının saptanması ve boyunda büyümüş lenf bezlerinin tespit edilmesi yine tiroid kanserleri açısından yüksek riske işaret eden bulgulardır. Bunlara ek olarak görüntüleme yöntemleri ile yapılan değerlendirmeler de tiroid kanseri riskinin değerlendirilmesinde yol gösterici olabilmektedir.''

'Biyopsi ile gereksiz cerrahi müdahalelerin önüne geçiliyor'

Tiroidin nodüler hastalığının tiroid kanserleri açısından değerlendirilmesinde günümüzde en duyarlı yöntemin ''Tiroidin ince iğne aspirasyon biyopsisi'' olduğunu ifade eden Harmancı, bu yöntemin 1960'lı yıllardan beri yaygın şekilde kullanılan güvenilir bir test olduğunu söyledi. Harmancı, işlemde ince bir iğne ve enjektör kullanıldığını ve tiroid bezinden örnek alındığını anlatarak, ''Bu tetkik sayesinde nodülün yapısı aydınlatılmakta ve gereksiz cerrahi müdahalelerin önüne geçilmektedir. Bir santimetre ve üzerindeki tüm nodüllerin bu şekilde değerlendirilmesi önerilir'' dedi.

Erken tanı, tedavi başarısını artırıyor

İyot eksikliğinin guatr açısından önemli olduğunu vurgulayan Harmancı, ''Ülkemiz iyot eksikliği açısından endemik bir bölgede yer almaktadır ve bunun sonucu olarak da tiroid hastalıkları çok yaygın görülmektedir'' diye konuştu. Endokrinoloji Uzmanı Dr. Ayla Harmancı, bu nedenle tiroid kanserlerinin çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, tiroid kanserlerinin erken tanı konulup uygun şekilde tedavi ve takibi yapıldığında, tedavi başarısının çok iyi olduğunu sözlerine ekledi.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .