Uzağı görememe, ya da miyopluğun salt genlerden kaynaklanan bir durum olmadığı açıkça ortada.
Araştırmalar çok okumanın miyopluğa yol açtığı yönündeki çok eskilere uzanan inancın da bir geçerliliği olmadığını ortaya koyarken, salgın hastalıklarla ilgili geniş ölçekli çalışmalar da çağdaş yaşam biçemlerinin kimi yönlerinin çocuklarda görme bozukluklarına yol açtığını gözler önüne seriyor.
Miyopluğa neden olan unsurlar tam olarak bilinmese de, anatomik özelliği onlarca yıldır biliniyor. Normal gözde mercek ışığı doğrudan ağkatmana, ya da retinaya odaklar ve ağkatman da görüntüyü kaydedip beyne iletir.
Oysa, miyoplarda gözküresinin genelde normalden daha uzun olması, gözün arkasındaki ışığa duyarlı ağkatmanı ile önündeki merceğin arasındaki mesafenin de uzamasına neden olur. Sonuçta, uzak nesnelerden gelen ışığın ağkatmanının önünde odaklanmasına bağlı olarak beyne bulanık bir görüntü iletilir.
Yüksek eğitimli kişiler arasında miyopluğa çok daha yaygın rastlanması, okuma ve benzeri yakın işlerin bu durumu körükleyen en belirgin unsurlardan biri olduğu inancının da çok eskilerden beri kabul görmesine yol açtı.
Eğitimliler ve miyopi
Bu inanca göre, kimi çocukların göz mercekleri yakın nesnelere gerektiği gibi odaklanmayı sağlayacak kıvraklıktan, ya da “göz merceği uyumundan” yoksun. Örneğin, küçük puntolu yazılar hafifçe bulanık bir görünüm sergilediklerinde, gözküre buna uyum sağlamak amacıyla uzar ve uzağı görememe pahasına yakının daha iyi görülebilmesine olanak tanır.
Bu kuram akla yatkın gelmesine ve eğitimli kişilerle miyopluk durumu arasında bir bağlantıya tanık olunmasına karşın, araştırmacılar okuma ve buna benzer edimlerle miyopluk arasındaki ilintiyi açıkça gözler önüne seren somut bir veriye ulaşamadılar. Daha da kötüsü, göz merceğindeki uyumsuzluğun giderilmesi yönündeki girişimler da pek başarılı olamadı.
Araştırmacılar, miyopluğun düzeyinin, ne yakın işlere harcanan zamanla, ne de evin dışında ya da spor yaparak harcanan süre ile ilintili oduğunu gösterdi.
Yakın plan işler miyoplukta belirleyici bir etmen olmadığına göre, bedensel antremanlar etkili olabilir mi? Sydney Üniversitesi’nden Kathryn Rose, fiziksel açıdan durgun olsa bile, evin dışında geçirilen zamanın görme duyusunu olumlu yönde etkilediğini ortaya koydu.
Öyle ki, sağlıklı gözlere sahip olmanın en önemli koşulu açık havada olabildiğince çok zaman geçirmekti. Singapur’daki Yong Loo Lin Tıp Okulu uzmanlarından Seang-Mei Saw önderliğinde 1249 yeniyetme denek üzerinde yapılan araştırma da bu görüşe destek vermekteydi.
İyi de, açık havada olmak miyopluğun önüne geçilmesi açısından neden bu denli etkiliydi?
Tübingen Üniversitesi’nden Regan Ashby’nin öne sürdüğü bir kurama göre, açık havada ışığın katıksız yoğunluğu bir biçimde gözkürenin büyümesini durdurmaktaydı. Tavuklar üzerinde bir çalışma yapan Ashby, parlak ışığın etkisiyle ağkatmanda, gözde büyümeyi önlediği bilinen, dopamin adlı maddenin daha yüksek düzeylerde üretildiğine tanık oldu.
Houston Üniversitesi’nden Earl Smith, yalnızca yan görüşü bulanık duruma getiren mercekler taktığı maymunların yine de miyop olmaktan kurtulamadıklarına tanık oldu. Alışılagelmiş gözlük ve mercekler gözün çevresinde aşırı bir düzeltme eğiliminde olduklarından, göz küresinin daha da uzamasına yol açıyorlardı. Miyopluğun yıllar geçtikçe daha da ilerlemesinin ardında yatan neden belki de buydu.
Bu kuram, miyopluğun sağaltımında daha az uygulanan yöntemlerin neden beklenmedik biçimde başarılı olduklarına da bir açıklama getirebilir. Söz gelimi, korneal refraktif tedavi yöntemi miyopluğa geçici bir çözüm getirme amacıyla tasarlanmıştı. Ancak Ohio Eyalet Üniversitesi’nden Jeff Walline, gözün saydam katman ya korneasının geçici olarak yeniden biçimlendirilmesi için hastanın gözüne bir uyku merceğinin takıldığı ve ertesi gün çıkartıldığı bu yöntemin, gerçekte miyopluğun ilerleme sürecini %50 oranında yavaşlattığını ortaya koyuyor.
Gelgelelim, İrlanda Mater Misericordiae Üniversitesi Hastanesi danışman göz hekimlerinden Ian Flitcrofttüm kalabalık ortamlarda kusursuz görme duyusuna sahip kişilerin bile yan görüşlerinde hafif bir bulanıklık meydana geldiğine dikkat çekiyor ve, “Bir kitabın ya da bilgisayar ekranının kenarları çevresindeki dünya daha uzakta ve bulanıktır. Tam tersine, bir pencereden dışarıya uzaktaki bir görüntüye baktığımızda yan görüşümüzü dolduran odadaki nesneler daha yakın ve aynı zamanda bulanık olurlar,” diyor.
Genetik açıdan duyarlı bireyler için bu durum miyopluğu tetiklemeye yeterli olabilir. Açık havada geçirilen süre, sırf açıklık bir alana baktığımızda tüm nesneler ağkatmanda net bir görüntünün elde edilmesine olanak tanıyacak uzaklıkta olduklarından, görme duyumuzu olumlu yönde etkiliyor olabilir.
Durum böyle olunca, tüm bu görüşler kesin bir sonuca ulaşıncaya dek, miyopun önüne geçilmesinde en güvenli yöntem olabildiğince açık havada kalmak olsa gerek.
Derleyen Rita Urgan
cumhuriyet portal
Hiç yorum yok :
Write yorumÖNERİ VE YORUMLARINIZ