-->
sağlık haber etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sağlık haber etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10/26/2019

İşte Doktor bir buçuk yaşındaki SMA hastası Ecrin'e öksürtme cihazı kampanyası başlattı

    10/26/2019 09:25:00 ÖS   Yorum yok
öksürtme cihazı kampanyası

SMA Hastası Ecrin bir buçuk yaşında otuz bin lira değerindeki öksürtme cihazı onun için hayati önem taşıyor ancak SGK karşılamıyor.



Asgari ücretli tekstil işcisi babanın otuz bin liralık öksürtme cihazını karşılayacak parası yok. Adana'da çalmadık kapı bırakmadı  Ecrin'in babası sonuç alamadı.

Solunum cihazına bağlı yaşayan SMA hastası minik Ecrin altı doz ilaçtan sonra hareket etmeye başladı.

Boğazındaki deliğin kapanması için de öksürtme cihazına ihtiyaç var otuz bin liralık o cihaz için internette imza kampanyası başlatıldı.

Bu kez kampanyayı başlatan bir hasta yakını değil doktor idi otuz yıllık hekim olan sağlık hukuku uzmanı Doktor Nurhan Demirhan'ın sağlık bakanlığı  harekete geçsin diye başlattığı kampanya kısa sürede yetmiş bin destekçiye ulaştı.

Sağlık bakanlığı aile ile iletişime geçti ama bu kez de bürokrasiye takıldı Ecrin'in öksürtme cihazı Ecrin bebeğin bekleyecek gücü yok rahat nefes alabilmesi konuşabilmesi için öksürtme cihazını bekliyor.

10/21/2019

Türkiye'de erkeklerde meme kanseri tehlikesi erken teşhis hayat kurtarıyor

    10/21/2019 02:19:00 ÖÖ   Yorum yok
erken teşhis hayat kurtarıyor

Meme kanseri sadece kadınlarda değil erkeklerde de görülebiliyor her yıl Türkiye'de üç yüz erkeğe meme kanseri tanısı konuluyor bu hastalıkla mücadele edip sağlığına kavuşanlar arasında olan bir hastanın ve uzmanların tavsiyeleri bu haberde.

Her sekiz kadından biri meme kanseri ile mücadele ediyor ancak hastalık sadece kadınlarda görülmüyor Türkiye'de her yıl üç yüzden fazla erkeğe meme kanseri teşhisi konuluyor.

68 Yaşındaki Özkan Gültekin eşi Elvan Gültekin'in sayesinde meme kanseri olduğunu öğrendi erken teşhis hayatını kurtardı.

Özkan Gültekin'deki kanser türünün genetik olduğu belirlenince tüm ailesine meme kanseri testi yapıldı.

Uzmanlar herkesin en az yılda bir kez meme kanseriyle ilgili kontrollerden geçmesine dikkat çekiyor.

10/20/2019

Sucukta protein tozu olarak kullanılan domuz eti nasıl anlaşılır

    10/20/2019 08:57:00 ÖS   Yorum yok
domuz eti nasıl anlaşılır

Sucuklu yumurta sucuklu tost sucuklu kuru fasulye vazgeçilmez damak tadlarımızdan ama içinde domuz eti çıkınca iştah kaçıyor



Uzmanlara göre sucukta domuz eti kullanmak işletme için karlı değil peki o zaman bu domuz eti sucuğa nasıl karışıyor.

Uzmanlara göre sucuğa domuz eti protein tozu ile karışıyor peki sucukta protein tozu neden kullanılıyor 

Oysa mevzuat belli sucukta yüzde seksen oranında et olması gerekiyor ancak bu da maliyeti çok arttırıyor.

Maliyeti düşürmenin en kolay yolu et içerikli protein tozu kullanmak işte sorunda burada başlıyor bakanlık sık sık yaptığı denetimlerle gıda hilelerini açığa çıkartıyor ancak tüketiciler basit bir yöntemle bu tuzaktan kurtulabilir 

10/19/2019

Saç dökülmesi hastalık belirtisi basit önlemlerle saç dökülmesini durdurun

    10/19/2019 09:18:00 ÖS   Yorum yok
saç dökülmesini durdurun

Günde 50 ile 100 saç telinin dökülmesi normal kabul ediliyor ancak bu sayı aşıldıysa işte o zaman alarm zilleri çalıyor.


Saç dökülmesi troidden kansızlığa bir çok hastalığın belirtisi olabiliyor öncelikle bir doktora başvurarak bu ihtimali saf dışı bırakmak gerekiyor.

Eğer nedeni hastalık değilse yapılan hataların nedenini bulmak sorunu çözüyor. Birinci sırada saçı sıkı toplamak geliyor ikinci sırada ise saçları fazla ısıya maruz etmek geliyor.

Sık sık kullanılan saç maşaları saçın keratin dokusuna zarar veriyor. Her gün saçları yıkamak bol bol köpüren şampuanlar ile saçı çitilemek. Bunların hiç biri saç için istenen davranışlar değil.

Uzmanlara göre saçın durulamasını yeşil çay ile yapmak parlaklık veriyor. Keratin yapısını korumak içinse bir de maske tarifi basit ama bir o kadar da etkili.

5/06/2019

Kanser tedavisinde kişiye özel tedavi ile vücut hastalığı kendi kendine yenecek

    5/06/2019 12:41:00 ÖÖ   Yorum yok
kisiye ozel tedavi

Kanser tedavisinde artık vücudun kendi kendine hastalığı yenme dönemi başladı kanser hücrelerini tanımayan bağışıklık sistemi hücreleri eğitiliyor savaşcı hücreler haline getiriliyor.



Böylece kanser tedavisinde daha iyi sonuçlar alınıyor hem de diğer hücreler tedavinin yan etkilerine maruz kalmıyor.

Hastanın ya kanından alınıp güçlendiriliyor savunma hücreleri yada tümör hücreleri alınıyor etrafındaki bağışıklık hücreleri güçlendirilip tekrar kanser hücreleriyle karşı karşıya getiriliyor aslında kişinin kendi savunma hücrelerinden yine kişiye özel aşı geliştiriliyor kanseri yenmek için.

Amerika'daki Houston'da dünyaca ünlü bir hastanenin onkologlarından Profesör Doktor Brian Butler bu tedavinin prostat kanserinde etkili olduğunu anlattı aşı bu kanserin tedavisinde FDA ve Avrupa sağlık kuruluşları tarafından onaylandı.

İzmir'de özel bir hastane Amerika'da Houston'daki hastane ile işbirliğine gitti kişiye özel tedavi yöntemleriyle kansere karşı yeni bir oluşum başlattı.

4/30/2019

Biorezonans Yöntemi alerjiyi tedavi etmiyor Yanlış beslenmeye neden oluyor

    4/30/2019 11:35:00 ÖS   Yorum yok
yanlis beslenme nedeni

Doğru teşhis koymuyor tedavi etmiyor Biorezonans alerjik hastalıklarda kullanılmamalı işte alerji uzmanlarından o uyarı.



Biorezonans ile elde edilen yüzlerce maddelik diyet listeleri eksik ve yanlış beslenmeye neden oluyor Biorezonans ile alerji listesi belirleyen aileler alerji uzmanları başka testler yaptırdığında çok daha farklı sonuçlar ile karşılaşıyor

Daha da kötüsü ise Biorezonans ile tedavi edildiği düşünülen alerji vakalarında yaşanıyor uzmanlara göre alerji tedavilerinde Biorezonans yönteminin yeri yok

4/28/2019

İpek kozası ve kaşık masajlı plates ile güzel kalmanın sırları

    4/28/2019 09:23:00 ÖS   Yorum yok
basit guzellik sirlari

İpek kozası ile gençleşin kaşık ile yüzünüze plates yapın işte uzmanından hem maliyetsiz hem de basit güzellik sırları



İpek kozasından gelen güzellik pek bilinmiyor ama kozmetik dermatolojinin son keşfi ipek koza tekniği ile yüz askısı mucize parmaklarınızın ucunda.

Özellikle yüzdeki çiziklerin en fazla olduğu bölgelere uygulayın diğer basit güzellik sırrının adı ise kaşık masajı göz çevresine kaşık masajı yaparken dikkatli olmak gerekiyor.

4/24/2019

Trafik kazasından sonra komaya giren kadın 27 yıl sonra uyandı

    4/24/2019 12:33:00 ÖÖ   Yorum yok
27 yil sonra uyandi

1991 yılında çocuğunu okuldan aldıktan sonra gerçekleşen trafik kazasında çocuğunun üzerine kapanarak kurtulmasını sağlayan anne ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede komaya girdi ama 27 yıl sonra bir mucize gerçekleşti.


Munira Abdulla kaza sırasında 32 yaşındaydı ve oğlunu okuldan almıştı. İçlerinde bulundukları araç bir otobüse çarptı. Oğluyla birlikte arka koltukta oturan Munira 4 yaşındaki oğlunun üstüne kapanarak onu korudu.

Omar Webair annesinin bu hareketi sayesinde kazayı sadece ufak bir morlukla atlattı ancak Munira Abdulla ağır yaralandı.

komadan uyanma mucize

Munira kafasına aldığı darbe nedeniyle komaya girdi ve 27 yıl boyunca durumunda ciddi bir değişiklik olmadı.

Ta ki 2018'e kadar. Munira Abdulla geçen yıl Almanya'da kaldığı hastanede birdenbire komadan uyandı.

Omar kazayı ve annesinin komada geçirdiği 27 yılı BAE gazetesi The National'a anlattı.

"Hiç bir zaman ümidinizi kesmeyin"

Omar gazeteye yaptığı açıklamada "Hiç pes etmedim çünkü içimde hep onun bir gün uyanacağına dair bir his vardı" dedi ve başlarından geçenleri gazeteye anlatmasının nedenini şöyle açıkladı:

"Annemin hikayesini paylaşıyorum çünkü benzer durumda olan insanlar sevdiklerinden ümitlerini kesmemeli; onları ölmüş gibi görmemeli".

Kazada oğlunun üzerine kapanarak onun hayatını kurtaran Munira, kazanın ardından saatlerce yardım bekledi.

En sonunda hastaneye kaldırılan Munira, daha sonra Londra'da bir hastaneye sevk edildi.

The National'ın haberine göre Londra'daki hastanede Munira'nın bitkisel hayatta olduğu, acıyı hissedebildiği ancak tepki veremeyeceği söylendi.

Munira daha sonra BAE'ye geri götürüldü ve El Ayn kentinde bir hastaneye yatırıldı. Daha sonra sağlık sigortasının gerekliliklerinden ötürü birkaç kez hastane değiştirmek zorunda kalındı.

Burada Munira'yı hortumlarla besleyerek hayatta tutmayı başardılar. Aynı zamanda kaslarının hareketsizlikten zayıflamaması için fizyoterapi uygulandı.

Komaya giren kadın bir dizi ameliyat geçirdi

2017 yılında BAE hükümetinin sağladığı bir fonla ailesi Munira'yı Almanya'ya götürdü.

Munira orada bir dizi ameliyat geçirdi. Hareketsizlikten kısalan kol ve bacak kasları onarıldı, beyinsel durumunu iyileştirmek için ilaç tedavisi uygulandı.

Almanya'ya götürülmesinin üzerinden 1 yıl geçmişti ki oğlu Omar, annesinin kaldığı hastane odasında görevlilerle bir tartışmaya girdi ve sesler yükseldi.

Omar yaşananları şöyle anlatıyor: "Annem garip sesler çıkarıyordu ve ona bakmaları için doktorları çağırıp onu muayene etmelerini istedim. Bana her şeyin normal olduğunu söylediler.

"3 gün sonra birinin ismimi söylediğini duydum ve uyandım. İsmimi söyleyen kişi annemdi. Evet, annem. Mutluluktan havalara uçtum. Yıllardır bu anın hayalini kuruyordum ve uyanınca ilk söylediği şey ismim oldu."

Omar hastane odasında yaşanan tartışma sırasında annesinin kendisinin tehlikede olduğunu hissettiğini, bunun annesinde şok etkisi yarattığını ve uyanmasında bunun tetikleyici olduğunu belirtiyor.

27 yıllık komadan uyanan Munira zamanla daha fazla tepki verebilmeye başladı. Şu an acıyı hissedebiliyor ve kısa diyaloglara girebiliyor.

Şu an Abu Dabi'de kaslarını güçlendirmek ve duruşunu düzeltmek için fizik tedavi ve çeşitli rehabilitasyonlar görüyor.

"Munira Abdulla gibi vakalar çok nadir"

Uzun yıllar komada kaldıktan sonra bilinci açılan hasta sayısı çok az. Uyanabilseler bile iyileşme süreçleri çok uzun ve zorlu oluyor.

İngiltere Ulusal Sağlık Hizmetleri, bilinci kapalı bir hastanın durumunda yaşanan değişiklikleri saptayabilmenin çok zor olduğuna dikkat çekiyor.

Koma sonrası bilinci açılan kişilerin çoğu, beyinlerine aldıkları hasar nedeniyle, hayatlarına ciddi sakatlıklarla devam etmek zorunda kalıyor.

En bilindik iyileşme hikayelerinden biri 19 yaşında trafik kazası geçiren Amerikalı Terry Wallis'inki.

Wallis 19 yıl bitkisel hayata yakın bir durumda kaldıktan sonra iyileşmişti. Wallis'in beyninin koma süresince yeni hücre üretmeyi sürdürdüğü tahmin ediliyor.

Eski Formula 1 şampiyonu Michael Schumacher ise 2013'te Fransa'da kayak yaparken geçirdiği kazada kafasından yaralanmıştı.

Schumacher altı ay yapay komada tutulduktan sonra İsviçre'deki evine sevk edildi. Tedavisine evde devam ediliyor. KAYNAK: BBC Türkçe

4/21/2019

NESLİHAN ERDOĞAN'IN DÖNÜŞÜM HİKAYESİ!

    4/21/2019 09:16:00 ÖS   Yorum yok
                                                                                                                                                    

Sağlıklı Beslenme ve Diyet Uzmanı Taylan Kümeli’nin danışanı Neslihan Erdoğan yepyeni bir dönüşüm hikayesine imza atacak. Fazla kilolarından şikayetçi ve daha formda yaşamak isteyenler için son derece ilham verici olacak bu hikayeye ortak olmak ister misiniz?

Neslihan Erdoğan, tam bir ay boyunca Taylan Kümeli’nin kendisi için özel olarak hazırladığı diyet ve egzersiz programı yanında, tahlil sonuçlarına göre doktorunun kendisine önerdiği  XL-S’ten de destek alacak.  Kilo Kontrol Amaçlı Enerjisi Kısıtlanmış bir gıda olan ve XL-S Nutrition’u, shake olarak öğünlerinden bazıları yerine tüketecek Neslihan Hanım, bitkisel kaynaklı doğal bir lif olan Litramin içerikli gıda takviyesi olan XL-S Expert  ile de diğer öğünlerinde aldığı yağdan gelen kalori miktarını kısıtlayacak.

Kilo Kontrol Amaçlı destek ürünlerini kullanırken bir doktora danışmak, çok iyi araştırmak ve en doğru ürünü seçmek çok önemli. Neslihan Hanım da bu anlamda doktorunun önermiş olduğu, Almanya’da üretilen, Türk Gıda ve Tarım Bakanlığı onaylı XL-S ürünleri ve Taylan Kümeli’nin önerileri ile ideal kilosuna kolayca ulaşacak.

                                           

Yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte forma girmek isteyen herkes, Taylan Kümeli’nin kişisel Instagram  hesabından veya XL-S Türkiye hesabından bu dönüşümü adım adım takip edebilir.

Taylan Kümeli’nin ipuçlarından faydalanmak, XL-S ürünleri hakkında daha detaylı bilgiye sahip olmak ve kendi dönüşüm  hikayenizi yazmak isterseniz Neslihan Hanım’ın yolculuğundan ilham alabilirsiniz.  Bol şans!

                                             
Bir boomads advertorial içeriğidir.

4/10/2019

Gözünde şişlik nedeniyle doktora giden kadının gözünden canlı arılar çıktı

    4/10/2019 11:33:00 ÖS   Yorum yok
gozde canli arilar

Sol Gözünde şişlik nedeniyle doktora giden kadının gözünden canlı arılar çıktı operasyonu yapan doktorlar gördükleri karşısında şok oldular göz kapağının içindeki arılar halen yaşıyorlardı.

Tayvan'da İsmi 'He' olarak açıklanan 28 yaşındaki kadın, arılar gözlerine girdiğinde bir mezarlıktaki yabani otları temizliyordu.

Fooyin Üniversite Hastanesi'nden Doktor Hong Chi Ting, BBC'ye yaptığı açıklamada, 4 milimetrelik arıları bacaklarından çekerken "şoke olduğunu" söyledi.

Hastaneden taburcu edilen söz konusu kadının tamamen iyileşmesi bekleniyor.

Latince Halictidae ismiyle bilinen "ter arıları", zaman zaman ter içmek için insanlara geliyorlar. Kansas Böcekbilimi Topluluğu'na göre bu arılar, yüksek miktarda protein içeriği nedeniyle gözyaşı da içiyorlar.

Göz kapağı içindeki arıların hepsi canlıydı

He, arılar sol gözüne girdiğinde, Qing Ming mezar temizleme festivali kapsamında akrabalarının mezarlarından yabani otları temizlemekteydi.

Muhabirlere yaptığı açıklamada, kuvvetli rüzgar gözüne geldiğinde, gözüne girenin toz olduğunu düşündüğünü söyledi.

Ancak saatler sonra, halen acı içinde olması ve gözlerinin şişliğinin geçmemesi nedeniyle hastaneye başvurdu.

Hastanedeki göz doktorlarından Hong, BBC'ye yaptığı açıklamada, "Gözlerini tamamen kapatamıyordu. Mikroskopla boşluğa baktım ve böcek bacağına benzeyen siyah bir şey gördüm" dedi.

kontakt lens takma

"Bacağı yakaladım ve bir tanesini yavaşça dışarıya çıkardım, ancak daha sonra bir tane daha gördüm, bir tane daha ve bir tane daha. Hâlâ tek parça halindelerdi ve yaşıyorlardı."

Operasyonu yapan Doktor Hong, arıların muhtemelen rüzgar nedeniyle gözün içine girdiklerini ve çıkamadıklarını söyledi.

"Bu tür arılar muhtemelen insanlara saldırmazlar ama ter içmeyi seviyorlar. İsimleri de buradan geliyor" dedi.

Doktor Hong, He'nin arılar içerideyken gözlerini oğuşturmadığı için "şanslı olduğunu" söyledi.

"Kontakt lens takıyordu, lensleri kırmamak için gözlerini oğuşturmadı. Oğuştursaydı, arılar zehirlerini akıtabilirdi. Kör olabilirdi."

Doktor Hong, arıların halen hayatta olduğunu ve numune olarak incelenmeleri için başka bir kuruma gönderildiğini söyledi ve ekledi:

"Tayvan'da böyle bir şeyi ilk defa görüyorum." KAYNAK: BBC Türkçe

4/09/2019

Orta yaşlı olup da 10 şınav çekemeyenler de kalp krizi riski

    4/09/2019 09:38:00 ÖS   Yorum yok
sinav cekemeyenler

10 şınav çekemeyen orta yaşlı erkeklerin kalp krizi ve inme geçirme riskinin çok daha yüksek olabileceği Amerika'da Harward Üniversitesin de yapılan bir araştırma sonucunda ortaya çıktı.

Uzmanlara göre, 40'tan fazla şınav çekebilenlerin 10 yıl içinde kalp-damar hastalığı yaşama riski yüzde 97 daha az.

21 ile 30 arasında şınav çekebilen erkeklerin riski, 10 şınavı tamamlayabilenlerinkinin yaklaşık dörtte biri civarında.

Sonuçları bilim dergisi JAMA Network Open'da yayımlanan araştırmada "Alt sınır olarak 11 ya da daha fazla şınav çekebilenlerin kalp-damar rahatsızlığı yaşama riski ciddi oranda daha az" denildi.

Şınav çekmek kalp için koşudan daha iyi bir gösterge

Uzmanlar, şınavın olası kalp rahatsızlıkları için, koşudan daha iyi bir gösterge olduğunu belirtiyor. Bu durum, şınavı kısa sürede tamamlanabilen ideal bir egzersiz haline getiriyor.

Harvard Üniversitesi TH Chan Kamu Sağlığı Fakültesi'nden Justin Young, "Bulgularımız, şınav çekebilme kapasitesinin kalp-damar haslalıkları riskini değerlendirmek için her koşulda iyi ve ucuz bir yöntem olabileceğine işaret ediyor.

Şınav çekebilme kapasitesi (hastaların nefes alıp vermelerinin ölçüldüğü) koşu bandı testlerinden daha iyi" dedi.

Araştırma kapsamında ABD'nin Indiana eyaletinde 2000-2007 yılları arasında kayıt yaptıran binden fazla itfaiye erinin 10 yıl boyunca egzersiz sonuçlarının değerlendirildiği bir kalp damar hastalığı araştırmasının verileri kullanıldı.

Yaşları 21 ile 66 arasında değişen erkek itfaiye erlerinin ortalama yaşının 39.6, ortalama Vücut Kitle İndeksi'nin de 28.7 olduğu açıklandı. Ayrıca itfaiyecilerin hepsinin aktif bir yaşam tarzları olduğuna dikkat çekildi.

Veriler, farklı yaş ve kiloya uyarlandıkların da bile, şınav çekebilme kapasitesiyle uzun dönemli sağlık arasında bağlantı olduğunu ortaya koydu.

Buna göre 11-20 kez arası şınav çekebilenlerin daha az çekebilenlere oranla kalp hastalığı riskinin yüzde 64 daha az olduğu görüldü.

Ancak uzmanlar, araştırma süresince az sayıda kişinin kalp sorunu yaşadığına (sadece 37 kişi) ve bazı şınav gruplarındaki sayının düşük olduğuna dikkat çekerek daha güvenilir sonuçlar için çalışmanın kadınlar ve daha az aktif grupları da kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiğini vurguladı.

İngiliz Kalp Vakfı'ndan Prof. Jeremy Pearson, "Bu araştırma daha zinde olan itfaiyecilerin önümüzdeki 10 yıl içinde kalp krizi geçirme riskinin daha az olduğunu gösteriyor.

Kalp damarları 20'li 30'lu yaşlarda daralmaya başlıyor ve bu da kalp krizi ve inmeye neden oluyor. Yaşınız ne olursa olsun, riski azaltmak için zinde olmak gerekiyor" dedi. KAYNAK: BBC Türkçe

4/07/2019

Sağlıksız beslenmenin sonucu kalp hastalıkları, kanser ve diyabet

    4/07/2019 01:54:00 ÖÖ   Yorum yok
kalp hastalıkları, kanser ve diyabet

Dünya genelinde her yıl 11 milyon kişi aşırı şeker, tuz ve işlenmiş et içeren beslenme alışkanlıklarının tetiklediği kalp hastalıkları, kanser ve diyabet nedeniyle yaşamını yitiriyor.


Tıp dergisi The Lancet'te yayımlanan bir araştırmaya göre, dünya genelinde her yıl 11 milyon kişi aşırı şeker, tuz ve işlenmiş et içeren beslenme alışkanlıklarının tetiklediği kalp hastalıkları, kanser ve diyabet nedeniyle yaşamını yitiriyor.

Buna göre 2017 yılında kayıtlara geçen yanlış beslenme kaynaklı ölümlerin yaklaşık 10 milyonu kalp-damar hastalıkları, yaklaşık 913 bini kanser ve yaklaşık 339 bini tip 2 diyabet nedeniyle gerçekleşti.

doğal beslenme yolları

Bu veriler ışığında araştırma her beş ölümden birinin nedeninin sağlıksız beslenme olduğunun altını çiziyor. 195 ülkeden verilere dayanan araştırmaya göre beslenme alışkanlıklarına bağlı ölümlerin en sık görüldüğü ülke Özbekistan’ken, en az görüldüğü ülke ise İsrail.

"Hastalıkların Küresel Yükü" adlı araştırma kapsamında araştırmacılar 1990-2017 yılları arasında 195 ülkedeki tuz, şeker, yağ ve kırmızı et gibi 15 farklı beslenme faktörünün insan sağlığı üzerindeki etkilerini inceledi.

Araştırmayı yürüten kişi olan Washington Üniversitesi Sağlık Ölçüm ve Değerlendirme Enstitüsü (IHME) Müdürü Chris Murray, araştırma sonuçlarının "birçoklarının uzun yıllardır bu konudaki tahminlerini doğrular nitelikte olduğunu" kaydetti.

"Kötü beslenme dünyadaki diğer tüm risk faktörlerinden daha fazla ölüme neden oluyor" diyen Murray, "Değerlendirmemize göre başlıca risk faktörleri yüksek tuz tüketimi ve buna karşılık kepekli gıda, meyve, sert kabuklu yemiş ve çekirdek ile sebze gibi sağlıklı gıda tüketiminin düşük olması" açıklamasını yaptı.

Araştırmaya göre, küresel beslenme alışkanlıklarına bakıldığında, önerilen günlük 21 gram yerine günde ortalama sadece 3 gram sert kabuklu yemiş ve çekirdek tüketiliyor. Buna karşılık önerilenden on kat daha fazla şekerli içecek içiliyor.

Günlük önerilen 125 gram yerine, ortalamada 29 gram kepekli gıda tüketiliyor.

Buna karşılık günde önerilen 2 gram işlenmiş et yerine ortalamada bunun iki katı yeniyor.

Reuters,dpa/BW,HT


3/29/2019

Her yıl 300 bin kadın sezaryen doğum sonucu hayatını kaybediyor

    3/29/2019 09:56:00 ÖS   Yorum yok
hayatını kaybediyor

İngiltere'de Queen Mary Üniversitesi'nin araştırmasına göre dünya genelinde her yıl 300 bin kadın sezaryen doğum nedeniyle hayatını kaybediyor.


sezaryen doğum nedeniyle ölümler en çok gelişmekte olan ülkelerde yaşanıyor.

Araştırmanın, sezaryen doğum yöntemi ve kadın sağlığıyla ilgili en kapsamlı araştırma olduğu belirtildi.

BBC Sağlık Muhabiri Richard Galpin'in haberine göre araştırmacılar 12 milyon gebe kadının sağlık verilerini inceledi.

Bilim insanları, sezaryen yöntemiyle doğum yapan kadınlarda ölüm riskinin beklenenin çok üstünde olduğunu sonucuna vardı.

Sezaryen doğum yapan kadınlarda ölüm oranı özellikle Sahra Altı Afrika bölgesinde yüksek. Bu oran, İngiltere gibi gelişmiş ülkelere kıyasla yüz kat fazla.

Bu bölgelerde sezaryen yöntemiyle doğan bebeklerin de yüzde 10'u, doğum sırasında veya doğumdan kısa bir süre sonra ölüyor.

Araştırmanın sonuçları İngiliz Lancet dergisinde yayımlandı. KAYNAK: BBC Türkçe

1/10/2019

Honda Walking Assist Device yürümekte zorlanan felçli hastalar için

    1/10/2019 11:07:00 ÖS   Yorum yok

Honda Walking Assist Device ABD Gıda ve İlaç İdaresi'nden İzin Aldı Hafif cihazlarla inme hastalarına yürüyüş sorunları olan yararları gösterilmiştir.



Honda, ABD Yürüyüş ve Gıda İdaresi Başkanlığı'ndan (FDA) Yürüme Yardımı Cihazı için, azaltılmış yürüme kabiliyetine sahip kişileri desteklemek için geliştirilen dış giyilen bir cihaz olan Premarket Bildirimini aldığını duyurdu. Bu FDA izni cihazın ticari dağıtımı için zorunlu olmakla birlikte, Honda henüz Yürüme Yardımı Cihazı için herhangi bir iş planı açıklamadı.

yürümekte zorlanan felçli hastalar

Hafif, robotik cihaz, yürüyebilen, ancak dünyanın önde gelen yetişkin, uzun süreli sakatlık nedeni olan felç nedeniyle yürüme açıkları olan insanlar üzerinde kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Kullanıcının beline ve bacaklarına ortotik olarak giyildiğinde, hastanın daha hızlı ve daha ileri yürümesini sağlayarak daha verimli ve simetrik yürüyüş desenlerini kolaylaştırır. Honda Walking Assist Device, eğitimli sağlık profesyonelleri tarafından klinik bir ortamda kullanıldığında nöromüsküler iyileşmeyi desteklediğini kanıtlamıştır.

felçli hastalar için

Honda Ar-Ge Amerika Başkanı Frank Paluch, "Honda Ar-Ge'nin odak noktası, insanların yaşamlarını daha iyi hale getiren bir teknoloji oluşturmaktır, bu nedenle bu FDA izni, Honda'nın araştırma ve geliştirme çalışmaları için önemli bir başarıdır." Dedi. “Bu, Honda'nın daha fazla insanın bağımsız mobilite sevincini deneyimlemesine izin veren ürünler geliştirme hedefine ulaşmak için bir adım daha atmasını sağlıyor.”

robotik yürüme cihazı

Honda Walking Assist Device, sağ ve sol motorlara yerleştirilmiş sensörler ile yürürken kalça eklem konumlarını algılar ve bacaklara hafif bir yardımcı kuvvet sağlayarak alt ekstremite hareketlerine kılavuzluk eder. Cihaz, sol-sağ simetriyi, hareketli kalça açısı aralığını, yürüme hızını ve diğer yürüme parametrelerini izler ve bu özellikleri, verilerin kişisel bir bilgisayarda analiz edilmesini sağlayan, kullanıcının ölçüm geçmişi ile ilişkilendirir.

11/16/2018

Sabah kahvaltısı yapmayanlar Diyabet hastası oluyor

    11/16/2018 02:38:00 ÖÖ   Yorum yok

Kahvaltı etmeden güne başlayanlar sağlıksız bir yaşama adım atmış oluyor kahvaltı yapmadan güne başlayanların sigara içme isteği de artıyor

Diyabet hastası oluyor

Araştırmalar sabah kahvaltısının ve kahvenin ikinci tür diyabete yakalanma riskini düşürdüğünü ortaya koydu. Kahvedeki anti-oksidan maddeler iltihabı önlüyor, metabolizma ve sindirim sistemini olumlu etkiliyor.

Kahvaltı etmeyenler günü sağlıksız geçiriyor. 


Açlık hissettiğinde tatlı bir şeyler atıştırıyor, hatta sigara içiyor. Alman Diyabet Merkezi’nden Dr. Sabrina Schlesinger ve ekibinin yaptığı ve bir beslenme bilimi dergisinde yayımlanan araştırmanın sonuçları böyle bir tabloyu ortaya koyuyor.

Beslenme uzmanlarının sağlık verilerini incelediği 96 bin kişinin yaklaşık 5 bini zamanla ikinci tip diyabete (şeker hastalığı) yakalanmış. Fazla kiloluların genellikle kahvaltı etmedikleri ortaya çıkmış. Bedenin yağ bağlamasının ikinci tip şeker hastalığına yakalanma riskini arttırdığı kanıtlanmış.

Diyabetten korunma da düzenli kahvaltı önemli rol oynuyor. Kahvaltı sofrasında içecek olarak ne alınması gerektiğine gelince. Su mu, portakal suyu mu, yoksa çay mı?

Scientific Information on Coffee (ISIC) Enstitüsü tarafından yapılan meta araştırmaya göre kahvaltıya en uygun içecek kahve. Enstitü Avrupa’nın en büyük 6 kahve şirketi tarafından finanse edildiğinden, bu tavsiye pek şaşırtıcı olmasa gerek. Ancak bu enstitü bağımsız çalışıyor ve üniversitelerle de işbirliği yaptığı için araştırmaları bilim çevrelerinde ciddiye alınıyor.

kahve iltihaplanmayı önlüyor

Enstitünün araştırmasına göre kahve ikinci tip diyabete yakalanma riskini yüzde 25 oranında düşürüyor. 


Stockholm Karolinska Enstitüsü’nde tıp ve farmakoloji dersleri veren Matthias Carlström bu sonuca 1 milyon 185 bin kişi üzerinde araştırma yaparak vardıklarını açıkladı.

Aarhhus Üniversite Kliniği’nde çalışan tıp profesörü Kjeld Hermansen kahvenin koruyucu etkisinin içerdiği antioksidan maddelerden kaynaklandığını söylüyor. Hermansen kahvenin iltihaplanmayı önlediğini ve sıcak içilen kahvenin metabolizmaya ve bağırsak florasının zenginleşmesine katkıda bulunduğunu belirtiyor.

Profesör Hermansen kadın ve erkeklerin günde üç ila dört fincan kahve içmesini tavsiye ediyor. Ayrıca çarpıntı yapmasından ve tansiyonu arttırmasından endişe edenlere de, aynı etkiyi yaptığı için kafeini alınmış kahve içmelerini salık veriyor. KAYNAK: Deutsche Welle Türkçe

11/01/2018

Eski Hemşireden şok eden itiraf Hastaları nasıl öldürdüm

    11/01/2018 01:34:00 ÖÖ   Yorum yok

Almanya'da Hitler'den sonra en büyük seri katil ilan edilen hemşireden kan donduran itiraflar mahkeme salonunda geldi eski hemşire 100 hastayı gözünü kırpmadan nasıl öldürdüğünü böyle itiraf etti.

Hastaları nasıl öldürdüm

Görev yaptığı iki hastanede hastalara aşırı dozda ilaç vermekle suçlanan Niels, suçlamaların "neredeyse tamamını" kabul etti.

Högel'in cinayetleri iş arkadaşlarını etkilemek için işlediği öne sürülüyor.

Eski hemşirenin kalp yetmezliği ve dolaşım sorunlarıne neden olan ilaçlar enjekte ettiği hastalardan bazılarını daha sonra kurtarmaya çalıştığı belirtiliyor.


Högel daha önce de bazı hastalarını öldürmekten suçlu bulunarak ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı.

Mayıs ayına kadar sürmesi beklenen ve kurbanlar için bir dakikalık saygı duruşuyla başlayan duruşma, toksikoloji testleri için bazı hastaların mezarlarının açılmasından sonra yapılıyor.

Högel'in 1995-2005 yılları arasında Oldenburg'da 36, Delmenhorst kentinde de 64 hastayı öldürdüğü öne sürülüyor.

BBC Berlin Muhabiri Jenny Hill, ölenlerin yakınlarının Alman sağlık makamlarını, cinayetleri önlemek için hiçbir şey yapmamakla suçladığını aktardı.

'Daha fazla hastayı öldürüp yakmış da olabilir'
Alman savcılar, Högel'in başka hastaları da öldürüp yakmış olabileceğini söylüyor.

Högel, 2005'te Delmenhorst'ta bir hastaya gizlice iğne yaparken yakalanmış, cinayete teşebbüs suçundan 7 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

2014'te 2 kişiyi daha öldürmek ve 2 hastayı da öldürmeye teşebbüsten suçlu bulunarak müebbete mahkum olan Högel, duruşma sırasında 30 hastayı aynı yolla öldürdüğünü itiraf etmişti. KAYNAK: BBC türkçe

10/27/2018

Diyabet hastalarını enjeksiyon derdinden kurtaracak buluş

    10/27/2018 03:27:00 ÖÖ   Yorum yok

Tip 2 Diyabet hastalarını en az bir yıl süreyle iğne yapma derdinden kurtaracak olan buluşu Hollandalı bilim insanları geliştirdi

enjeksiyon derdinden kurtaracak

Yeni bir diyabet tedavisi ile insülin enjeksiyonuna son verilebilir Guardian gazetesinin haberine göre bir saat süren bir ameliyatın sonunda, hastalar bir yıl boyunca insülin enjeksiyonuna ihtiyaç duymuyor.

Amsterdam Üniversite Hastanesi'nde görevli gastroenteroloji profesörü Jacques Bergman, "Bu tedavi sayesinde insülin kullanımı ertelenebilir hatta son bulabilir. Bu çok ümit verici" dedi.

Bergman ameliyatın hastalara hiç acı vermediğini de söyledi.

Küçük bir balon ile


Bilim insanları küçük bağırsakta mukoza zarını yok ederek yeni bir zarın gelişmesini sağlıyorlar ve bu süreçte de Tip 2 diyabet hastası olan kişilerin kan şekeri düzeyleri istikrarlı hale geliyor.

Amsterdam'da 50 hasta üstünde denenen işlemde hastanın ağzından küçük bağırsağa ucunda küçük bir balon olan bir tüp sokuluyor.

Balon sıcak suyla dolduruluyor ve mukoza zarı ısıyla yakılıyor. İki hafta içinde yeni bir mukoza zarı oluşuyor ve hastanın sağlığında iyileşme görülüyor.

"Yüzde 90 oranında istikrarlı"


Tedaviden bir yıl sonra bile hastalığın yüzde 90 istikrarlı olduğu da görüldü.

Araştırmalara göre Tip 2 diyabet hastalarında küçük bağırsaktaki mukoza zarındaki gıda emilimiyle insülin direncinin gelişmesi arasında bir bağ var.

Hollanda medyasına konuşan Bergman "Operasyondan bir gün sonra hastaların kan şekeri düzeyinde muhteşem bir iyileşme görüyoruz. Şimdi asıl mesele şu: Bu kalıcı bir tedavi mi, yoksa bunu tekrarlamamız mı gerekli? İnsülin tamamıyla bırakılmalı mı?" dedi.

Bergman, "Ancak ilk sonuçlar o kadar iyi ki hastaların çoğu tedaviden sonra insülin kullanmayı bıraktı" diye de ekledi.

Bu yeni buluş özellikle ilaç alan kan şekeri düzeyi yüksek olan sınırdaki hastalar için uygun.

İnsülin enjeksiyonlarından kurtulmanın yanısıra araştırmacılar, bu tedaviyi alan hastaların kalp ve dolaşım sistemi hastalıklarına, böbrek sorunlarına, aynı zamanda ayak ve ellerdeki uyuşmalara maruz kalmalarının daha düşük olduğunu söylüyor.

Şimdi araştırmalar yaşları 28-75 arasında değişen 100 kadar hasta üzerinde sürdürülecek.

10/13/2018

Bir anne oğlunun bir sosyopat olduğu gerçeğiyle nasıl yüzleşebilir?

    10/13/2018 04:17:00 ÖÖ   Yorum yok

Bir sosyopatın annesi olmak: '13 yaşındaki oğlum Charity Lee altı yaşındayken annesi, babasını Teksas'taki evlerinde vurup, öldürmüş ve daha sonra beraat etmişti.

Bir anne oğlu

sosyopatın annesi olmak

Charity genç kızlığında iyi bir öğrenci ve sporcuydu, ancak daha sonra psikolojik sorunlar yaşamaya başladı ve uyuşturucu bağımlısı oldu.

18 yaşındayken yardım istedi ve uyuşturucuyu bıraktı. Daha sonra üniversitede insan ekolojisi okudu ve insanların çevrelerine verdikleri tepkiler üzerine çalıştı.

Charity "Kendimi bildim bileli insanların neyi, neden yaptıkları beni çok etkilemişti. İnsanları neyin harekete geçirdiğini bulmayı seviyordum" diyor.

Ancak bu Charity için sadece bir okul değildi, her gün yaşadığı bir şeydi. Oğlu Paris yüzünden.

Charity'nin oğlu 13 yaşındayken, dört yaşındaki kızkardeşi Ella'yı bıçaklayarak öldürdü.

Son 11 yıldır hapiste ve 50'li yaşlarına gelene dek dışarı çıkamayabilir.

Peki, bir anne böyle bir trajedinin getirdikleriyle nasıl başa çıkabilir?

Bir anne oğlunun bir sosyopat olduğu gerçeğiyle nasıl yüzleşebilir?

Ve koşulsuz sevgi, böylesine korkunç bir durumda bile hala mümkün müdür?

Charity'nin zorlu başlangıcı


ayık kalmak kolay

Üniversite yılları iyi geçse de, ayık kalmak kolay değildi. Charity şöyle açıklıyor;

"Sefil bir haldeydim. Herkes bana 'Ayık olursan hayat çok daha iyi olacak' diyordu. Ve öyle değildi, hiç öyle değildi! Çünkü uyuşturucularla üzerini örttüğüm acılar yüzeye çıkıyordu."

Yaklaşık bir yıl temiz kalıp, mutsuz olduktan sonra Charity, karar vermek için kendisine üç ay süre tanıdı.

"Bunun biraz ergen düşünce biçimi olduğunu biliyorum, ama üç aya kadar mutlu olamazsam, bu hayatı artık yaşamamam gerektiğini düşündüm."

Charity daha sonra hamile olduğunu fark etti ve "Bu her şeyi değiştirdi."

Charity, çocuğuna mitolojik Yunan Prensi Paris'in adını verdi.

İşler akşamdan sabaha iyiye gitmedi ama anne olmak Charity'yi çocuğu için daha iyi bir hayat sürmeye motive etti.

Dokuz yıl sonra yine hamile kaldı. Bu kez kızı Ella'yı dünyaya getirdi.

Ella da iyi bir bebekti, "En büyük fark Paris'in daha içe kapanık ve utangaç olması, Ella'nın ise fişek gibi, dışa dönük, inatçı ve iddialı olmasıydı."

Ve çocuklar birbirleriyle iyi anlaşıyordu. "Paris Ella'yı çok seviyor gibi görünüyordu ve Ella da Paris'e tapıyordu."

'Kaygı yaratacak bir neden yoktu'


Paris iyi bir çocuktu, "Çoğunlukla sessizdi, her çocuk gibi onun da bazı haşarılıkları oluyordu ama büyük bir kaygı yaratacak bir şey olduğunu söyleyemem."

Charity o dönem oğlundan hiç kaygılanmadığı konusunda kararlı.

"Yani yaptığı bazı şeyler vardı, geriye dönüp baktığımda bunların uyarı işaretleri olabileceğini düşünüyorum, ama o zaman 'ne olacak, erkek çocukları böyle şeyler yapar' diyordum."

Ancak her şey de çok yolunda gitmiyordu.

Charity yıllarca uyuşturucudan uzak durmayı başarmıştı ama bağımlılığın boyunduruğundan kurtulamamıştı.

anne çocuklarına bakmıyor

Paris 12, Ella da üç yaşındayken, altı ay boyunca kokain alışkanlığına geri döndü.

"Gerçekten zor bir dönemdi. Öyle 'anne çocuklarına bakmıyor bile' durumu yoktu. Ama sorunlarım olduğu ve eksik olduğum çok açıktı. Paris görevi üstlendi ve Ella'ya daha çok bakmaya başladı."

Charity annelik görevlerini hala yerine getirdiğini, ancak oğlu için annesinin "yanılabileceği, insan olabileceği ve hatalar yapabileceğini" fark etmenin çok zor olduğunu söylüyor ve "Sanırım bu Paris için yıkıcı oldu" diyor.

"Kızım annesine sarılarak teselli etmeye çalışırken, o bana çok çok kızgındı."

Zorlu günler başlıyor

Çocuklar iyi geçiniyor gibi görünüyordu, ancak Charity'nin annesinin çiftliğinde yaşanan bir olay Paris'in farklı bir yanını gösterdi.

Paris ve Ella dışarıda, bir akrabalarının kız çocuğuyla oynuyordu ve saçma bir tartışma büyüdü.

Charity kızları sakinleştirmeye çalırken, Paris mutfaktan bir bıçak aldı ve bıçakla birlikte kaçtı.

Charity Paris'i bulduğunda tedirgin ve kızgındı, ağlıyordu ve bıçağı etrafa sallıyordu.

"Gösterdiği tepki tamamen yersizdi. Yaklaşırsam kendisine zarar vereceğini söyledi."

Paris bir haftadan uzun süre hastanede kaldı, ancak doktorlar sorununun ne olabileceğini söylemediler. Charity de oğlunu eve götürdü.

"Birçok kişi şimdi 'bu şiddet dolu bir çocuk olduğunun işareti' diyor, ama o zaman meseleye böyle bakmamıştım. Paris'in yeniden uyuşturucu kullanmama ve aileme yaptığıma kızgın olduğunu biliyordum."

Charity 2005'te yeniden uyuşturucuyu bıraktı ve hayat normale döndü.

Charity "Yalan söyleyemem, o haftasonu stresliydi" diyor, tartışmalar olmuştu.

Charity okula geri dönmüştü ve yarı zamanlı olarak garsonluk yapıyordu.

O gün işe gittiğinde evdeki atmosfer gergindi, ancak bir ergenin annesine kızgın olması nadir görülen bir durum değil.

Charity, bebek bakıcısı geldiğinde çocuklarıyla vedalaşmalarını hatırlıyor.

"Ella çok kendine güvenli bir çocuktu. Evden ayrıldığımda hiç sorun çıkartmazdı ama o gün 'bir kez daha sarıl anne, bir öpücük daha anne' deyip durdu. Birçok kez söyledi, İşe geç kalıyordum."

Charity Paris'e de sarıldı ve "Seni seviyorum biliyorsun. Bundan çok daha kötülerini atlattık ve bunu da atlatacağız" dedi.

Charity sonra neden işe gitti.

"Geceyarısından biraz sonra, restoranı kapatırken, polis kapıya geldi ve 'Charity seninle konuşmamız gerek. Kızının başına bir şey geldi' dedi."

Charity'nin ilk tepkisi eve, kızına gitmekti, "Nerede o? Ona gitimeme izin vermelisiniz" diyordu sürekli.

Daha sonra polislerden biri "Ella öldü" dedi.

Charity'ye göre bu "hayatının sonuydu". Kısa bir süreliğine bayıldı. Kendisine geldiğinde "Paris nerede? O iyi mi?" diye sordu.

"Evet iyi. Bizimle" dediler.

"Ne demek sizinle?"

Ve işte o an Ella'yı öldürenin Paris olduğunu söylediler.

Charity "O anda artık hiçbir şeyin anlamı kalmamıştı." diyor.

Paris, bebek bakıcısını annesi dönmeden önce evine gitmeye ikna etmişti.

Daha sonra Ella'nın odasına girdi, çocuğu dövdü, boğdu ve mutfaktan aldığı bıçakla 17 darbe vurdu.

Paris 911'i aramadan önce bir arkadaşını arayıp, altı dakika boyunca sohbet etti.

Telefonda kızkardeşine nasıl suni teneffüs yapacağını anlattılar, operatöre elinden geleni yapmaya çalıştığını söyledi.

Ancak daha sonra elde edilen kanıtlar, Ella'yı yaşama döndürmeye hiç çalışmadığını gösterdi.

Charity "İnsanlara Ella öldüğünde milyarlarca parçaya ayrıldığımı söylüyorum. Ama bunu yapanın Paris olduğunu öğrendiğimde sanki biri o parçaları alıp bir kez daha parçalamıştı. Artık toplayamayacağımı düşündüm. Sadece ölmek istiyordum. Ama yapamazdım. Paris vardı."

Charity ertesi gün Paris'i görmeye gitti. "Başta hiçbir şey söylemedi. Yıkılmış bir haldeydim. Kendime hakim olamıyordum. Ama nihayet beni odaya soktuklarında ilk hissettiğim 'Oğlumu gördüğüme çok mutluyum' oldu."

"Ona tutundum. Her şeyimle. Ağlıyordum. Kollarına, sırtına, aşağı, yukarı dokunuyordum. Gerçekten orada olduğunu, iyi olduğunu bilmeliydim. Daha sonra onun bana sarılmadığını fark ettim. Duygusal değildi."

Charity, oğlunun orada olmadığını söylüyor.

Bir adım geriye attı ve oğluna baktı "Orada hiçbir şey görmedim. Yüzünde, gözlerinde... Hiçbir şey!"

"Oturduk, bana baktı ve 'Şimdi ne yapacaksın?" dedi.

Charity ise "Ne demek istiyorsun?" dedi.

"Sadece biri çocuklarına zarar verirse birini öldürebileceğini söylerdin. Şimdi ne yapacaksın?" diye sordu.

"Korkmuş gibi sormuyordu bunu. Sanki bana meydan okuyordu. İlk kez o an Paris'te farklı bir şeyler olduğunu gördüm. Öfkeli olduğunu biliyordum, ama bu öfke değildi. Bu karanlıktı."

Paris polise uyuduğunu ve uyandığında Ella'yı ateşler içinde bir şeytan gibi gördüğünü söylemişti.

Bu nedenle bıçağı almış ve şeytanı öldürmeye çalışmıştı.

Üç aydır ilk kez Charity gerçekten Paris'e inanmaya başlamıştı.

Çocuğunun hasta olduğuna inanmak istiyordu "Ve hastaydı ama ben farklı bir şekilde hasta olduğuna inanmak istiyordum."

"Ona baktım ve 'Sana doğduğun ilk gün verdiğim sözü yeniden veriyorum. Sana nasıl annelik yapacağımı bilmiyorum ama elimden gelenin en iyi yapacağım ve ne olursa olsun seni seveceğim' dedim."

"Paris'in bilmesini istiyordum. En başından beri ona olan sevgim koşulsuzdu."

Paris uzun süre bir tepki vermedi, verdiğinde ise tepkisi kan dondurucuydu.
Gerçek Paris nasıl tanınır

"Paris cinayeti işledikten sonra, maskesini düşürmeye karar verdi. Artık diğer yanı yokmuş gibi davranmıyordu. Karanlık tarafını sahiplenmişti."

Tutuklandıktan sonra Paris'in davranışları değişmeye başladı. Daha şiddet dolu bir çocuk oldu ve yeni kanıtlar ortaya çıktı: Rahatsız edici internet arama geçmişi ve Ella'yı nasıl öldürdüğüne dair korkunç detaylar.

2007'de Paris cinayet nedeniyle 40 yıl hapis cezası aldı ve Charity bunun bir kaza ya da geçici bir çılgınlık hali olmadığını kabullendi. Paris kızkardeşini öldürmek istemişti.

Charity "Aman Tanrım, bu çocuk kim?" diye düşünmeyi bıraktı. "Gerçekten kim olduğunu ve yaptığını yüzde 100 yapabilecek kapasitesi olduğunu" fark etti.

"Sanırım aylarca, durmaksızın ağladım."

13 günde 15 kilo verdi, kekelemeye başladı.... Yıkılmıştı.

Charity bir gün hapishane ziyareti sırasında Paris'le yaptığı bir konuşmayı hatırlıyor. Paris'e yalvarmıştı. "Paris, anlamama yardım et. Anlamaya çalışıyorum ki sana yardımcı olabileyim" dedi.

"Ancak Paris konuşmak yerine bana baktı ve kahkaha atmaya başladı. Gerçekten habis bir kahkahaydı. Daha sonra 'ne biliyor musun anne, hepiniz, sen sadece aptaldın' dedi. Tüm bu yıllar boyunca akıllı ve yakışıklı ve sanatçı ruhlu olduğumu düşündünüz.. Hepiniz yanılıyordunuz' dedi. Artık Paris değildi."
Charity neden hala oğlu Paris'i ziyaret etmeye devam ediyor?

Birçok arkadaşı Charity'ye neden ve nasıl hala Paris'i ziyaret edebildiğini anlamadıklarını söylemiş.

"Ama ben asla ve asla, bir an bile, oğlumu sevmeyi bırakmadım" diyor.

Ella'nın öldürülmesinden Paris'in ceza almasına kadar dokuz aylık bir süre geçmiş.

"Büyük ihtimalle yaşadığım en sürreal, ipe sapa gelmez deneyimdi. Büyürken yaşadığım her şeyden daha acı vericiydi."

Charity Paris'e sevgisinin koşulsuz olduğunu söylediğinde çok ciddi, ancak ondan korkmaya da başlamış.

Sadece Paris'in yaptığından değil, yapmayı planladığından da. Oğlu onu da öldürmek istemiş.

"Yaşamama izin vermesinin bir nedeni, Ella'yı öldürdükten sonra, yaşarsam daha çok acı çekeceğimi fark etmiş olması. Beni de öldürürse 15-20 dakika acı çekerdim. Ama ondan sonra hepsi sona erer ve ben hala Ella'yla birlikte olurdum, o da tek başına kalırdı."

Charity bütün bunları biliyor. Çünkü Paris, 15 yaşına geldiğinde anlattı.

Toplumun yargılamalarına nasıl katlanıyor

Charity'nin tek zorluğu oğlundan korkması değildi. Toplumun yargılamasıyla da yüzleşmek zorundaydı.

"Bir çocuk korkunç bir şey yaptığında, suçlanan anne ve babası oluyor."

Arkadaşlarından ve toplumdan tepki gördü. Sert sözler, hakaretler, tehditler.

Süpermarkette birinin kendisine yaklaşıp "Kızkardeşini öldüren oğlanı büyüten o annesin sen" demesini unutamıyor.

Charity kendisini suçluyor mu?

"Evet ve hayır. Uyuşturucu kullanmaya başlamamın Paris'in öfkesinde rol oynadığını biliyorum. Ama kişiliğinin büyük bölümünün genetiğinden kaynaklandığına da inanıyorum."

Ama Charity oğlunu aklamıyor.

"Hala farklı bir tercihte bulunabileceğine inanıyorum. Hepimizin farklı tercihler yapma kabiliyeti var. Paris şizofreni hastası olsaydı, ya da başka bir korkunç psikolojik hastalığa tutulsaydı ve cidden farklı ve daha iyi bir tercihte bulunma kabiliyeti bulunmasaydı, mesele farklı olurdu."

"Ama Paris'in hastalığı bu değil; çok soğuk, çok hesapçı ve çok akıllı... Anlık verilmiş bir karar değildi. Bana en büyük zararı böyle vereceğinin farkında olduğundan, bilinçli olarak Ella'yı seçtiğini anlattı bana."

"Çocuk bir sosyopat. Buna hiç şüphe yok."

Sosyopat, aşırı anti-sosyal kişilik bozukluğu olanları tanımlamak için kullanılan bir terim.

Neden oluştuğu bilinmiyor, ancak hem genetiğin hem de travmatik çocukluk deneyimlerinin rol oynadığı düşünülüyor.

Paris'e konulan teşhis de bu. Ancak Charity'nin bunu kabullenmesi üç yıl sürdü.

"En göze çarpan unsurları toplumsal normların ve kuralların dikkate alınmaması. Hiç pişmanlık hissedilmemesi. Çoğumuzun sahip olduğu içgüdülere ve tepkilere sahip değiller ve tüm duyguları aşırı derecede sığ."

"Ve bu narsisizm ile birleştiğinde, çoğunlukla aşırı derecede nahoş bir insan çıkıyor ortaya."

"Bana 'Anne biliyor musun, içimde bir yerlerde açabileceğim bir çekmece olması gerektiğini biliyorum. Ella'ya yaptığım şey nedeniyle tüm suçluluk duygusunun, pişmanlığın ve üzüntünün orada olması gerekiyor. Ama o çekmeceyi açtığımda, içi boş, hiçbir şey yok. Öylece unuttum' dedi. Hissetmiyor bile."

Peki bir sosyopatın annesi olmak katlanılabilir bir şey mi?

"Bir şeyi kabul ettiğinizde bir dinginlik geliyor. Oğlumun bir sosyopat olması fikriyle tam olarak barışamadım, ama bununla kavga etmeyi bıraktım."

"Bunun yerine 'Ben kim olduğumu biliyorum'a odaklanıyorum. Oğlumu böyle yetiştirmediğimi biliyorum, ama sırf böyle diye oğluma sırtımı dönmeyeceğim."

Charity başkalarının yaşadıklarını anlaması için, kendisinin de durumla başa çıkmasına yardımcı olan bir benzetmeyi kullanıyor.

"Paris bir yırtıcı. Tam anlamıyla. Bir köpekbalığı gibi. Ben de bir sörfçüyüm ve bir köpekbalığı bacağımı ısırıp, kopartıyor. Acı çekeceğim ve hayatım asla aynı olmayacak. Ama hayatımın geri kalanında, bir köpekbalığından sırf köpekbalığı olduğu için nefret etmeyeceğim."

Bu düşünce, Charity'nin hayatına devam etmesine de yardımcı olmuş.

"Şimdi tek yapabildiğim köpekbalığına karşı gerçekten dikkatli davranmak ve insanları diğer köpekbalıkları hakkında eğitmek" diyor.

Charity ELLA adını verdiği bir vakıf kurmuş.

ELLA Vakfı (charity@ellafound.org) şiddet içeren suçların kurbanlarına, akıl hastalıklarından ya da adalet sisteminden etkilenenlere yardım etmeyi amaçlıyor

Charity 2013'te, Ella'nın öldürülmesinden altı yıl sonra, bir çocuk daha dünyaya getirdi.

Oğluna Phoenix (anka kuşu) adını vermiş, çünkü "Anka kuşu kendi küllerinden doğuyor. Ve ben bunun mükemmel olduğunu düşündüm" diyor.

"Ben sadece, Paris, Ella ve benim başıma gelenlerden ibaret değilim. Şimdi Phoenix ile yeni bir hayatım var ve yaşamayı yeniden seviyorum."

Paris hala Teksas'ta hapiste ve neredeyse 25 yaşında. 2047'de 50'li yaşlarındayken salıverilebilir.

Charity oğlunu ziyaret etmeye ve telefonda konuşmaya devam etti, ancak gelecekte salıverilecek olması, kendisini kaygılandırıyor.

"Bu fikirden hoşlanmıyorum, ama çoğunlukla korkudan. Paris değişmeyecek. 13 yaşından bu yana hiç değişmedi."

Charity Phoenix'in güvenliğinden kaygılı.

"Umarım Paris cezasını mümkün olduğunca uzun süre çeker. Çünkü Phoneix'in mümkün olduğunca çok zamanı olmasını, Paris'in yine böyle bir şey yapma ihtimaline karşı büyümesini ve güçlenmesini istiyorum. " KAYNAK: BBC TÜRKÇE

2/10/2018

Belçim Bilgin "Saçım saçın olsun" projesinde kanser tedavisi gören bir kadını canlandırdı

    2/10/2018 12:51:00 ÖÖ   Yorum yok

Projenin adı Saçım saçın olsun Kanser savaşcıları derneği kanser hastalığı ile savaşan kadınların yaşadıklarına dikkat çekmek için harekete geçti

Saçım saçın olsun
Belçim Bilgin "Saçım saçın olsun" projesinde
Saçım saçın olsun farkındalık projesine ilk destek Fi dizisi oyuncuları ile Çi dizisi oyuncularından geldi dizinin . bölümüne konuk oyuncu olarak katılan

Belçim Bilgin kanser tedavisi gören bir kadını canlandırarak katıldı ayrıca çekilen videoda

Belçim Bilgin saçını kesen kız emojisini canlandırarak sosyal medyada projeye olan farkındalığı arttıtmayı amaçlıyor

12/17/2017

15 Temmuz'da yaralanıp felç olan gaziyi yürüten özel robot

    12/17/2017 10:57:00 ÖS   Yorum yok

gaziyi yürüten özel robot
15 Temmuz gazisi robot sayesinde yürüyor

Amerika'dan gelen özel robot ile ayağa kalktı ilk adımlarını atmaya başladı Ahmet Kahraman darbe girişiminin haber alır almaz soluğu 15 Temmuz şehitler köprüsünde alanlardan idi darbeci askerlerin silahından çıkan kurşunlarla yaralandı

Ahmet Kahraman'ın yaşam savaşı tam 5 ay sürdü hayati tehlikeyi atlattı ama belden aşağısı felçli idi bu bir daha asla yürüyemeceği anlamına geliyordu ancak Amerika'dan getirilen özel robot sayesinde tekrar ayağa kalktı adım atıp yürümeye başladı oldukça pahalı olan bu özel robot Devlet tarafından hediye edildi 15 Temmuz gazisi Ahmet Kahraman'a
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .