-->
ruh sağlığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ruh sağlığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10/13/2018

Bir anne oğlunun bir sosyopat olduğu gerçeğiyle nasıl yüzleşebilir?

    10/13/2018 04:17:00 ÖÖ   Yorum yok

Bir sosyopatın annesi olmak: '13 yaşındaki oğlum Charity Lee altı yaşındayken annesi, babasını Teksas'taki evlerinde vurup, öldürmüş ve daha sonra beraat etmişti.

Bir anne oğlu

sosyopatın annesi olmak

Charity genç kızlığında iyi bir öğrenci ve sporcuydu, ancak daha sonra psikolojik sorunlar yaşamaya başladı ve uyuşturucu bağımlısı oldu.

18 yaşındayken yardım istedi ve uyuşturucuyu bıraktı. Daha sonra üniversitede insan ekolojisi okudu ve insanların çevrelerine verdikleri tepkiler üzerine çalıştı.

Charity "Kendimi bildim bileli insanların neyi, neden yaptıkları beni çok etkilemişti. İnsanları neyin harekete geçirdiğini bulmayı seviyordum" diyor.

Ancak bu Charity için sadece bir okul değildi, her gün yaşadığı bir şeydi. Oğlu Paris yüzünden.

Charity'nin oğlu 13 yaşındayken, dört yaşındaki kızkardeşi Ella'yı bıçaklayarak öldürdü.

Son 11 yıldır hapiste ve 50'li yaşlarına gelene dek dışarı çıkamayabilir.

Peki, bir anne böyle bir trajedinin getirdikleriyle nasıl başa çıkabilir?

Bir anne oğlunun bir sosyopat olduğu gerçeğiyle nasıl yüzleşebilir?

Ve koşulsuz sevgi, böylesine korkunç bir durumda bile hala mümkün müdür?

Charity'nin zorlu başlangıcı


ayık kalmak kolay

Üniversite yılları iyi geçse de, ayık kalmak kolay değildi. Charity şöyle açıklıyor;

"Sefil bir haldeydim. Herkes bana 'Ayık olursan hayat çok daha iyi olacak' diyordu. Ve öyle değildi, hiç öyle değildi! Çünkü uyuşturucularla üzerini örttüğüm acılar yüzeye çıkıyordu."

Yaklaşık bir yıl temiz kalıp, mutsuz olduktan sonra Charity, karar vermek için kendisine üç ay süre tanıdı.

"Bunun biraz ergen düşünce biçimi olduğunu biliyorum, ama üç aya kadar mutlu olamazsam, bu hayatı artık yaşamamam gerektiğini düşündüm."

Charity daha sonra hamile olduğunu fark etti ve "Bu her şeyi değiştirdi."

Charity, çocuğuna mitolojik Yunan Prensi Paris'in adını verdi.

İşler akşamdan sabaha iyiye gitmedi ama anne olmak Charity'yi çocuğu için daha iyi bir hayat sürmeye motive etti.

Dokuz yıl sonra yine hamile kaldı. Bu kez kızı Ella'yı dünyaya getirdi.

Ella da iyi bir bebekti, "En büyük fark Paris'in daha içe kapanık ve utangaç olması, Ella'nın ise fişek gibi, dışa dönük, inatçı ve iddialı olmasıydı."

Ve çocuklar birbirleriyle iyi anlaşıyordu. "Paris Ella'yı çok seviyor gibi görünüyordu ve Ella da Paris'e tapıyordu."

'Kaygı yaratacak bir neden yoktu'


Paris iyi bir çocuktu, "Çoğunlukla sessizdi, her çocuk gibi onun da bazı haşarılıkları oluyordu ama büyük bir kaygı yaratacak bir şey olduğunu söyleyemem."

Charity o dönem oğlundan hiç kaygılanmadığı konusunda kararlı.

"Yani yaptığı bazı şeyler vardı, geriye dönüp baktığımda bunların uyarı işaretleri olabileceğini düşünüyorum, ama o zaman 'ne olacak, erkek çocukları böyle şeyler yapar' diyordum."

Ancak her şey de çok yolunda gitmiyordu.

Charity yıllarca uyuşturucudan uzak durmayı başarmıştı ama bağımlılığın boyunduruğundan kurtulamamıştı.

anne çocuklarına bakmıyor

Paris 12, Ella da üç yaşındayken, altı ay boyunca kokain alışkanlığına geri döndü.

"Gerçekten zor bir dönemdi. Öyle 'anne çocuklarına bakmıyor bile' durumu yoktu. Ama sorunlarım olduğu ve eksik olduğum çok açıktı. Paris görevi üstlendi ve Ella'ya daha çok bakmaya başladı."

Charity annelik görevlerini hala yerine getirdiğini, ancak oğlu için annesinin "yanılabileceği, insan olabileceği ve hatalar yapabileceğini" fark etmenin çok zor olduğunu söylüyor ve "Sanırım bu Paris için yıkıcı oldu" diyor.

"Kızım annesine sarılarak teselli etmeye çalışırken, o bana çok çok kızgındı."

Zorlu günler başlıyor

Çocuklar iyi geçiniyor gibi görünüyordu, ancak Charity'nin annesinin çiftliğinde yaşanan bir olay Paris'in farklı bir yanını gösterdi.

Paris ve Ella dışarıda, bir akrabalarının kız çocuğuyla oynuyordu ve saçma bir tartışma büyüdü.

Charity kızları sakinleştirmeye çalırken, Paris mutfaktan bir bıçak aldı ve bıçakla birlikte kaçtı.

Charity Paris'i bulduğunda tedirgin ve kızgındı, ağlıyordu ve bıçağı etrafa sallıyordu.

"Gösterdiği tepki tamamen yersizdi. Yaklaşırsam kendisine zarar vereceğini söyledi."

Paris bir haftadan uzun süre hastanede kaldı, ancak doktorlar sorununun ne olabileceğini söylemediler. Charity de oğlunu eve götürdü.

"Birçok kişi şimdi 'bu şiddet dolu bir çocuk olduğunun işareti' diyor, ama o zaman meseleye böyle bakmamıştım. Paris'in yeniden uyuşturucu kullanmama ve aileme yaptığıma kızgın olduğunu biliyordum."

Charity 2005'te yeniden uyuşturucuyu bıraktı ve hayat normale döndü.

Charity "Yalan söyleyemem, o haftasonu stresliydi" diyor, tartışmalar olmuştu.

Charity okula geri dönmüştü ve yarı zamanlı olarak garsonluk yapıyordu.

O gün işe gittiğinde evdeki atmosfer gergindi, ancak bir ergenin annesine kızgın olması nadir görülen bir durum değil.

Charity, bebek bakıcısı geldiğinde çocuklarıyla vedalaşmalarını hatırlıyor.

"Ella çok kendine güvenli bir çocuktu. Evden ayrıldığımda hiç sorun çıkartmazdı ama o gün 'bir kez daha sarıl anne, bir öpücük daha anne' deyip durdu. Birçok kez söyledi, İşe geç kalıyordum."

Charity Paris'e de sarıldı ve "Seni seviyorum biliyorsun. Bundan çok daha kötülerini atlattık ve bunu da atlatacağız" dedi.

Charity sonra neden işe gitti.

"Geceyarısından biraz sonra, restoranı kapatırken, polis kapıya geldi ve 'Charity seninle konuşmamız gerek. Kızının başına bir şey geldi' dedi."

Charity'nin ilk tepkisi eve, kızına gitmekti, "Nerede o? Ona gitimeme izin vermelisiniz" diyordu sürekli.

Daha sonra polislerden biri "Ella öldü" dedi.

Charity'ye göre bu "hayatının sonuydu". Kısa bir süreliğine bayıldı. Kendisine geldiğinde "Paris nerede? O iyi mi?" diye sordu.

"Evet iyi. Bizimle" dediler.

"Ne demek sizinle?"

Ve işte o an Ella'yı öldürenin Paris olduğunu söylediler.

Charity "O anda artık hiçbir şeyin anlamı kalmamıştı." diyor.

Paris, bebek bakıcısını annesi dönmeden önce evine gitmeye ikna etmişti.

Daha sonra Ella'nın odasına girdi, çocuğu dövdü, boğdu ve mutfaktan aldığı bıçakla 17 darbe vurdu.

Paris 911'i aramadan önce bir arkadaşını arayıp, altı dakika boyunca sohbet etti.

Telefonda kızkardeşine nasıl suni teneffüs yapacağını anlattılar, operatöre elinden geleni yapmaya çalıştığını söyledi.

Ancak daha sonra elde edilen kanıtlar, Ella'yı yaşama döndürmeye hiç çalışmadığını gösterdi.

Charity "İnsanlara Ella öldüğünde milyarlarca parçaya ayrıldığımı söylüyorum. Ama bunu yapanın Paris olduğunu öğrendiğimde sanki biri o parçaları alıp bir kez daha parçalamıştı. Artık toplayamayacağımı düşündüm. Sadece ölmek istiyordum. Ama yapamazdım. Paris vardı."

Charity ertesi gün Paris'i görmeye gitti. "Başta hiçbir şey söylemedi. Yıkılmış bir haldeydim. Kendime hakim olamıyordum. Ama nihayet beni odaya soktuklarında ilk hissettiğim 'Oğlumu gördüğüme çok mutluyum' oldu."

"Ona tutundum. Her şeyimle. Ağlıyordum. Kollarına, sırtına, aşağı, yukarı dokunuyordum. Gerçekten orada olduğunu, iyi olduğunu bilmeliydim. Daha sonra onun bana sarılmadığını fark ettim. Duygusal değildi."

Charity, oğlunun orada olmadığını söylüyor.

Bir adım geriye attı ve oğluna baktı "Orada hiçbir şey görmedim. Yüzünde, gözlerinde... Hiçbir şey!"

"Oturduk, bana baktı ve 'Şimdi ne yapacaksın?" dedi.

Charity ise "Ne demek istiyorsun?" dedi.

"Sadece biri çocuklarına zarar verirse birini öldürebileceğini söylerdin. Şimdi ne yapacaksın?" diye sordu.

"Korkmuş gibi sormuyordu bunu. Sanki bana meydan okuyordu. İlk kez o an Paris'te farklı bir şeyler olduğunu gördüm. Öfkeli olduğunu biliyordum, ama bu öfke değildi. Bu karanlıktı."

Paris polise uyuduğunu ve uyandığında Ella'yı ateşler içinde bir şeytan gibi gördüğünü söylemişti.

Bu nedenle bıçağı almış ve şeytanı öldürmeye çalışmıştı.

Üç aydır ilk kez Charity gerçekten Paris'e inanmaya başlamıştı.

Çocuğunun hasta olduğuna inanmak istiyordu "Ve hastaydı ama ben farklı bir şekilde hasta olduğuna inanmak istiyordum."

"Ona baktım ve 'Sana doğduğun ilk gün verdiğim sözü yeniden veriyorum. Sana nasıl annelik yapacağımı bilmiyorum ama elimden gelenin en iyi yapacağım ve ne olursa olsun seni seveceğim' dedim."

"Paris'in bilmesini istiyordum. En başından beri ona olan sevgim koşulsuzdu."

Paris uzun süre bir tepki vermedi, verdiğinde ise tepkisi kan dondurucuydu.
Gerçek Paris nasıl tanınır

"Paris cinayeti işledikten sonra, maskesini düşürmeye karar verdi. Artık diğer yanı yokmuş gibi davranmıyordu. Karanlık tarafını sahiplenmişti."

Tutuklandıktan sonra Paris'in davranışları değişmeye başladı. Daha şiddet dolu bir çocuk oldu ve yeni kanıtlar ortaya çıktı: Rahatsız edici internet arama geçmişi ve Ella'yı nasıl öldürdüğüne dair korkunç detaylar.

2007'de Paris cinayet nedeniyle 40 yıl hapis cezası aldı ve Charity bunun bir kaza ya da geçici bir çılgınlık hali olmadığını kabullendi. Paris kızkardeşini öldürmek istemişti.

Charity "Aman Tanrım, bu çocuk kim?" diye düşünmeyi bıraktı. "Gerçekten kim olduğunu ve yaptığını yüzde 100 yapabilecek kapasitesi olduğunu" fark etti.

"Sanırım aylarca, durmaksızın ağladım."

13 günde 15 kilo verdi, kekelemeye başladı.... Yıkılmıştı.

Charity bir gün hapishane ziyareti sırasında Paris'le yaptığı bir konuşmayı hatırlıyor. Paris'e yalvarmıştı. "Paris, anlamama yardım et. Anlamaya çalışıyorum ki sana yardımcı olabileyim" dedi.

"Ancak Paris konuşmak yerine bana baktı ve kahkaha atmaya başladı. Gerçekten habis bir kahkahaydı. Daha sonra 'ne biliyor musun anne, hepiniz, sen sadece aptaldın' dedi. Tüm bu yıllar boyunca akıllı ve yakışıklı ve sanatçı ruhlu olduğumu düşündünüz.. Hepiniz yanılıyordunuz' dedi. Artık Paris değildi."
Charity neden hala oğlu Paris'i ziyaret etmeye devam ediyor?

Birçok arkadaşı Charity'ye neden ve nasıl hala Paris'i ziyaret edebildiğini anlamadıklarını söylemiş.

"Ama ben asla ve asla, bir an bile, oğlumu sevmeyi bırakmadım" diyor.

Ella'nın öldürülmesinden Paris'in ceza almasına kadar dokuz aylık bir süre geçmiş.

"Büyük ihtimalle yaşadığım en sürreal, ipe sapa gelmez deneyimdi. Büyürken yaşadığım her şeyden daha acı vericiydi."

Charity Paris'e sevgisinin koşulsuz olduğunu söylediğinde çok ciddi, ancak ondan korkmaya da başlamış.

Sadece Paris'in yaptığından değil, yapmayı planladığından da. Oğlu onu da öldürmek istemiş.

"Yaşamama izin vermesinin bir nedeni, Ella'yı öldürdükten sonra, yaşarsam daha çok acı çekeceğimi fark etmiş olması. Beni de öldürürse 15-20 dakika acı çekerdim. Ama ondan sonra hepsi sona erer ve ben hala Ella'yla birlikte olurdum, o da tek başına kalırdı."

Charity bütün bunları biliyor. Çünkü Paris, 15 yaşına geldiğinde anlattı.

Toplumun yargılamalarına nasıl katlanıyor

Charity'nin tek zorluğu oğlundan korkması değildi. Toplumun yargılamasıyla da yüzleşmek zorundaydı.

"Bir çocuk korkunç bir şey yaptığında, suçlanan anne ve babası oluyor."

Arkadaşlarından ve toplumdan tepki gördü. Sert sözler, hakaretler, tehditler.

Süpermarkette birinin kendisine yaklaşıp "Kızkardeşini öldüren oğlanı büyüten o annesin sen" demesini unutamıyor.

Charity kendisini suçluyor mu?

"Evet ve hayır. Uyuşturucu kullanmaya başlamamın Paris'in öfkesinde rol oynadığını biliyorum. Ama kişiliğinin büyük bölümünün genetiğinden kaynaklandığına da inanıyorum."

Ama Charity oğlunu aklamıyor.

"Hala farklı bir tercihte bulunabileceğine inanıyorum. Hepimizin farklı tercihler yapma kabiliyeti var. Paris şizofreni hastası olsaydı, ya da başka bir korkunç psikolojik hastalığa tutulsaydı ve cidden farklı ve daha iyi bir tercihte bulunma kabiliyeti bulunmasaydı, mesele farklı olurdu."

"Ama Paris'in hastalığı bu değil; çok soğuk, çok hesapçı ve çok akıllı... Anlık verilmiş bir karar değildi. Bana en büyük zararı böyle vereceğinin farkında olduğundan, bilinçli olarak Ella'yı seçtiğini anlattı bana."

"Çocuk bir sosyopat. Buna hiç şüphe yok."

Sosyopat, aşırı anti-sosyal kişilik bozukluğu olanları tanımlamak için kullanılan bir terim.

Neden oluştuğu bilinmiyor, ancak hem genetiğin hem de travmatik çocukluk deneyimlerinin rol oynadığı düşünülüyor.

Paris'e konulan teşhis de bu. Ancak Charity'nin bunu kabullenmesi üç yıl sürdü.

"En göze çarpan unsurları toplumsal normların ve kuralların dikkate alınmaması. Hiç pişmanlık hissedilmemesi. Çoğumuzun sahip olduğu içgüdülere ve tepkilere sahip değiller ve tüm duyguları aşırı derecede sığ."

"Ve bu narsisizm ile birleştiğinde, çoğunlukla aşırı derecede nahoş bir insan çıkıyor ortaya."

"Bana 'Anne biliyor musun, içimde bir yerlerde açabileceğim bir çekmece olması gerektiğini biliyorum. Ella'ya yaptığım şey nedeniyle tüm suçluluk duygusunun, pişmanlığın ve üzüntünün orada olması gerekiyor. Ama o çekmeceyi açtığımda, içi boş, hiçbir şey yok. Öylece unuttum' dedi. Hissetmiyor bile."

Peki bir sosyopatın annesi olmak katlanılabilir bir şey mi?

"Bir şeyi kabul ettiğinizde bir dinginlik geliyor. Oğlumun bir sosyopat olması fikriyle tam olarak barışamadım, ama bununla kavga etmeyi bıraktım."

"Bunun yerine 'Ben kim olduğumu biliyorum'a odaklanıyorum. Oğlumu böyle yetiştirmediğimi biliyorum, ama sırf böyle diye oğluma sırtımı dönmeyeceğim."

Charity başkalarının yaşadıklarını anlaması için, kendisinin de durumla başa çıkmasına yardımcı olan bir benzetmeyi kullanıyor.

"Paris bir yırtıcı. Tam anlamıyla. Bir köpekbalığı gibi. Ben de bir sörfçüyüm ve bir köpekbalığı bacağımı ısırıp, kopartıyor. Acı çekeceğim ve hayatım asla aynı olmayacak. Ama hayatımın geri kalanında, bir köpekbalığından sırf köpekbalığı olduğu için nefret etmeyeceğim."

Bu düşünce, Charity'nin hayatına devam etmesine de yardımcı olmuş.

"Şimdi tek yapabildiğim köpekbalığına karşı gerçekten dikkatli davranmak ve insanları diğer köpekbalıkları hakkında eğitmek" diyor.

Charity ELLA adını verdiği bir vakıf kurmuş.

ELLA Vakfı (charity@ellafound.org) şiddet içeren suçların kurbanlarına, akıl hastalıklarından ya da adalet sisteminden etkilenenlere yardım etmeyi amaçlıyor

Charity 2013'te, Ella'nın öldürülmesinden altı yıl sonra, bir çocuk daha dünyaya getirdi.

Oğluna Phoenix (anka kuşu) adını vermiş, çünkü "Anka kuşu kendi küllerinden doğuyor. Ve ben bunun mükemmel olduğunu düşündüm" diyor.

"Ben sadece, Paris, Ella ve benim başıma gelenlerden ibaret değilim. Şimdi Phoenix ile yeni bir hayatım var ve yaşamayı yeniden seviyorum."

Paris hala Teksas'ta hapiste ve neredeyse 25 yaşında. 2047'de 50'li yaşlarındayken salıverilebilir.

Charity oğlunu ziyaret etmeye ve telefonda konuşmaya devam etti, ancak gelecekte salıverilecek olması, kendisini kaygılandırıyor.

"Bu fikirden hoşlanmıyorum, ama çoğunlukla korkudan. Paris değişmeyecek. 13 yaşından bu yana hiç değişmedi."

Charity Phoenix'in güvenliğinden kaygılı.

"Umarım Paris cezasını mümkün olduğunca uzun süre çeker. Çünkü Phoneix'in mümkün olduğunca çok zamanı olmasını, Paris'in yine böyle bir şey yapma ihtimaline karşı büyümesini ve güçlenmesini istiyorum. " KAYNAK: BBC TÜRKÇE

4/24/2013

Yetenek Yarışmalarına katılanlar yıllarca depresyonla mücadele etmek zorunda kalabiliyor

    4/24/2013 01:42:00 ÖÖ   Yorum yok
Merkezi Almanya'nın Münih kentinde bulunan Gençlik ve Eğitim Kanalları Araştırma Enstitüsü'nün yürüttüğü bir araştırmaya göre, yetenek yarışmasına katılmak bazı adayların ruh sağlığını derinden etkileyebiliyor.

Araştırmaya göre, bu tür yarışmalara katılmak bazı adaylar için o kadar kötü bir deneyim oluyor ki söz konusu yarışmacılar yarışmadan sonra yıllarca depresyonla mücadele etmek zorunda kalabiliyor. Araştırmacılar, özellikle yaşları 16-17 olan gençlerin böyle bir yarışmaya dâhil olmanın kendileri için ne tür sonuçlar doğurabileceğini öngöremediğine dikkat çekiyor. Araştırmayı yürüten ekibin başkanı Maya Götz, “Gerçekten de katılan kişinin zarar gördüğü vakalar var” şeklinde konuşuyor.

'Sonuçları dikkate alınmıyor'

Araştırma için Almanya'da bu tür yarışmalara katılan ve yaşları 16 ila 34 arasında değişen 59 kişi ile görüşülmüş. Yarışmaya katılanları yarısı bunu kendileri açısından "olumlu" bir deneyim olarak değerlendirirken, beşte biri ise böyle bir yarışmada yer almanın "olumsuz" bir deneyim olduğunu dile getirmiş.

Yarışma bölümlerinin internette bulunduğunu ve bu görüntülerin itibar zedeleyici etkisinin sürekli olduğunu söyleyen Götz, gençlerin sürekli olarak programdaki görüntüler ile yüz yüze gelmek zorunda kaldığına dikkat çekiyor. Götz, milyonlarca kişinin izlediği bu tür programlarının olası sonuçları üzerinde yeterince durulmadığı eleştirisinde bulunuyor.Deutsche Welle Türkçe

5/18/2012

epilepsi ilacını zayıflamak amacıyla kullananlar dikkat ciddi yan etkileri var

    5/18/2012 04:29:00 ÖS   Yorum yok

epilepsi ilaçlarını zayıflama amaçlı kullananlar aman dikkat uzmanlar ilacın ciddi yan etkileri olduğunu insanları ruh sağlığından bile edebileceğini açıkladı

ciddi yan etkileri var

kilolar başa bela kurtulmak mümkün olmayınca kadınlar farklı yollara başvuruyor

bunlardan biride iştah kesen epilepsi ilacı 

yani en tehlikeli olanı migren ve epilepsi tedavisinde kullanılan ilaç iştah da kestiği için zayıflamaya yardımcı oluyor ancak ciddi yan etkileride beraberinde getiriyor.

1/30/2012

hizmete giren internet bağımlılığı polikliniği yoğunluk nedeniyle randevu veremiyor

    1/30/2012 06:59:00 ÖS   Yorum yok

Bugüne dek özel hastanelerden internet bağımlılığı için hizmet alan hastalar, Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi bünyesinde açılan “İnternet Bağımlığı Polikliniği”nin hizmete girmesiyle ilk kez devlet hastanesinden hizmet almaya başladı.

yoğunluk nedeniyle randevu

Yaklaşık 3 aydan bu yana hizmet veren poliklinikte, 200’e yakın hasta tedavi oluyor.

Polikliniğin mart ayına dek yoğunluk nedeniyle randevu veremediği belirtiliyor.


Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve internet bağımlılığı polikliniği sorumlusu psikiyatr Dr. Ramazan Konkan, internet bağımlılığının bir hastalık olduğunu belirtti. Konkan, “Kişi internete girmediğinde, girmek için kendine iş yaratıyor, gideceği, kalacağı yerde internetin olmasına dikkat ediyor; internetin olması ile ilgili birtakım tedbirler alıyor, mobil cihazlardan giriyor. İnternetin olmadığı ortamlarda kalmamaya gayret ediyor, zamanının büyük kısmını evinde geçiriyor. Biri interneti engellediğinde öfkeleniyor, evden, okuldan kaçıyor, yalan söylüyor, bahane uyduruyor. Özellikle 16 yaş ve altı grupta internet bağımlılığı daha fazla” dedi.

7/26/2011

insanlar kumardan çikolataya dek her şeye bağımlı olabilir

    7/26/2011 07:50:00 ÖS   Yorum yok

hayata veda eden İngiliz müzisyen Amy Winehouse'un alkol ve uyuşturucu bağımlılığıyla mücadelesini bilmeyen yok.


Bu mücadele, hem müziğine yansımış hem de basında yakından takip edilmişti.

Peki bağımlılıklar hakkında ne biliyoruz?

her şeye bağımlı

Bağımlılığa neler yol açıyor?


Neden kimi insanlar bağımlı olurken kimileri olmuyor?

Bağımlılık genellikle alkol ve uyuşturucuyla ilişkilendirilir ama bu işin sadece bir yönü.

İngiltere Sağlık Kurumu NHS, insanların "kumardan çikolataya dek her şeye bağımlı olabileceklerini" söylüyor.
İlk temas

Bağımlılık Araştırmaları Vakfı'nın başkanı Doktor Gillian Tober, alışkanlığın ilk kullanımda da başlayabileceğini, ara sıra kullanmanın bağımlılığa da dönüşebileceğini söylüyor.

Tober, "Genellikle sosyal nedenler, erkek ya da kız arkadaş ya da bir grup arkadaş söz konusudur, genellikle ilk tecrübe çok keyif vermez ama sosyal anlamda bir ödülün olduğu muhakkaktır." diyor.

Bu ilk tecrübeyi yenileri takip eder ve alışkanlık sağlamlaşır.

Uyuşturucular genellikle beynin ödül mekanizmasını besler, hatta kumar gibi kimi durumlarda beyin, aynı heyecanı yaşamak için sabırsızlıkla beklemeyi dahi öğrenir.

Beyin uyuşturucu maddeye uyum sağlar ve her seferinde daha fazlasını ister.


Fiziki bağımlılık oluşmaya başlar.
Bağımlılığa direnç

Ama herkes bağımlı olmaz.

Örneğin çok sayıda kişi alkol kullansa da ağır içici ya da alkolik olanların sayısı azdır.

Keele Üniversitesi bağımlılık psikiyatrisi alanında Profesör Ilana Crome, son yıllarda bunun sebebinin anlaşılmasında önemli ilerlemeler kaydedildiğini söylüyor.

Crome, "Bağımlılık sürecinin çeşitli mekanizmalarını anlamaya başladık ama bağımlılığa gerçekte neyin yol açtığını anladık mı? Hayır. Görünen o ki davranışın en özünde yatıyor ki bu da bağımlılığı anlamamızı ve araştırmamızı zorlaştırıyor." diyor.

Doktorlar, bağımlılığın gelişmesi için tek bir sebep gösteremiyorlar.

Ama bazı risk faktörleri olduğu biliniyor.

Genetik rolden, aileden miras kalma bir tür bağımlılığa eğilimden bahsediliyor.

Çocukluk sırasında kötü muameleye maruz kalma ya da ilgisizliğin, ya da uyuşturucu kullanılan bir ortamda büyümenin de etkisi olduğu düşünülüyor.

Ruh sağlığında bozukluklar, yoksulluk ya da kötü eğitim de diğer risk faktörleri arasında bulunuyor.

Bununla beraber risk faktörleri arasında yer almayan vakalar da söz konusu.

Drug Scope adlı yardım derneğinden Harry Shapiro, bağımlılığın bir çok risk faktörünün bileşiminden oluşan karmaşık bir olay" olduğunu bağımlı olabilecek insanları öngörmenin mümkün olmadığını savunuyor.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .