-->
mide bulantısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mide bulantısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10/13/2014

Alışveriş Merkezlerinde Dolaşan "Adenol Virüsü" çok çabuk bulaşıyor

    10/13/2014 02:49:00 ÖS   Yorum yok


Virüsü kapmak kolay atlatmak zor vücuda girdikten bir hafta sonra başlıyor belirtileri

Virüsün adı "Adenol" sağlığını önemseyenlerin Alışveriş Merkezlerinden soğutacak gibi çünkü kapalı ve kalabalık ortamlardan bulaşıyor.


Virüsü kapmak kolay atlatmak zor vücuda girdikten bir hafta sonra başlıyor belirtileri bulaşması ise çok kolay bulaştıktan birkaç gün sonra Baş Ağrısı, Baş Dönmesi, Mide Bulantısı, İshal, Aşırı Halsizlik hissediyor

Hasta tedavi edilmezse bedene yerleşip ilerliyor


Uzmanlar Alışveriş Merkezleri gibi kapalı ortamlarda fazla zaman geçirmemeyi tuvaletlerde zorunlu olmadıkça kullanmamayı ve sık sık ellerin yıkanmasını öneriyor özellikle Bağışıklık Sistemi zayıf çocukların yakalanma riski çok yüksek

12/23/2011

apandisti patlayan hamile kadının tedavisi iyi yapılmadığı için hem bebek hem anne hayatını kaybetti

    12/23/2011 08:47:00 ÖS   Yorum yok

apandisti patlayan hamile kadının tedavisi iyi yapılmadığı için hem bebek hem anne hayatını kaybetti


anne hayatını kaybetti
Bir kızı olabilsin diye üçüncü defa hamile kaldı ama ne bebeği doğdu nede o hayatta kalabildi ailesinin iddiasına göre 8 aylık hamile fatma dağ ve karnındaki bebeği

Bir hastane skandalının kurbanı oldu 

apandisti patlayan kadın hemen ameliyata alındı sonra herşey yolunda dendi eve gönderildi mide bulantıları bitmeyince iki ay sonra hastanenin yolunu tuttu doktorlar patlayan apandisin iyi temizlenmediğini bağırsakların birbirine yapıştığını söyledi

11/26/2011

menopoz semptomları ve aybaşı düzensizliklerinin tedavisinde kullanılan siyah yılankökü bitkisi

    11/26/2011 12:14:00 ÖS   Yorum yok

Siyah yılankökü (Cimicifuga racemosa), Actaea racemosa olarak da bilinir, Ranunculaceae familyasından Kuzey Amerika ’nın bir yerli bitkisidir. 

aybaşı düzensizlikleriBu bitkinin kökleri ve kök gövdeleri, tıpta menopoz semptomlarının ve aybaşı düzensizliklerinin tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Tarihte Kızılderililer tarafından özellikle jinekolojik rahatsızlıklarla bağlantılı pek çok semptomun tedavisinde kullanılmış olduğu bilinmektedir. Yapılan çalışmalar bu botanik ilacın damıtılmış terpen glikosid şeklinde uygun bir standardizasyonunun sağlandığı hallerde menopoz semptomlarını yatıştırmakta etkili olduğunu ortaya koymuştur. Yan etkileri son derece nadirdir, ve başka ilaçlarla bilinen ve kaydadeğer herhangi bir olumsuz etkileşimi bulunmamaktadır.

ABD’de en yaygın şekilde kullanılan ve üzerinde en derinlemesine incelemeler yürütülmüş yılankökü ticari formülü, bir Alman şirketince üretilen kök gövdesi özü olan Remifemin’dir. Başka pek çok yılankökü ürünü mevcut olmakla birlikte, bunların hepsi standardize edilmiş değildir. Siyah yılankökü mavi yılankökü otu ile karıştırılmamalıdır. Mavi yılankökü farklı belirtiler için kullanılır ve daha yüksek toksik potansiyeli bulunmaktadır.

Tamoksifen ile olası bir karşılıklı etkileşim hariç tutulursa, siyah yılankökü özü ile herhangi bir tıbbi ilaç ürünü arasında bilinen bir karşılıklı etkileşim bulunmamaktadır. Klinik çalışmalar esnasında belirgin bir sıklıkla rapor edilmiş bulunan tek karşı etki gastroentestinal rahatsızlıklardır. Daha yüksek dozlarda alındığında, siyah yılankökü başdönmesi, sersemlik, başağrıları, mide bulantısı ve kusmaya yol açabilmektedir. Bir vakaya ilişkin bir rapor, siyah yılankökü, hayıt meyvası ve eşekotu yağını bir arada almış bir kadının geliştirdiği hastalık nöbetleri üzerinde yoğunlaşmış ise de, kesin bir neden-etki ilişkisi belgelenememiştir. Siyah yılankökü ile ilintili hastalık nöbetlerini başlı başına konu eden herhangi bir rapor bulunmamaktadır.

Rahim kontraksiyonlarını tahrik etme potansiyeli sebebiyle siyah yılankökünün hamilelik esnasında kullanımı tavsiye edilmemektedir. Süt emziren anneler için siyah yılankökünün güvenilirliği ve siyah yılankökünün anne sütüne karışma düzeyi halen bilinmemektedir. Kişisel geçmişinde veya aile geçmişinde meme kanseri hadisesi bulunan kadınların siyah yılankökü kullanımının güvenilirliği üzerinde tartışmalar sürmektedir.

2/27/2011

Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma tekniği ile baş ağrısı tedavisi

    2/27/2011 07:12:00 ÖS   1 yorum
baş ağrısı tedavisi

Davranış Bilimleri Enstitüsü (DBE) Yetişkin ve Aile Psikolojik Danışmanlık Merkezi Çift ve Aile Terapisti Şirin Hacıömeroğlu, travma sonrası stres bozukluklarının tedavisinde kullandıkları ''EMDR'' (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) yöntemiyle, migren hastalarının sorunlarını hafiflettiklerini bildirdi.


Davranış Bilimleri Enstitüsü (DBE) Yetişkin ve Aile Psikolojik Danışmanlık Merkezi Çift ve Aile Terapisti Şirin Hacıömeroğlu, baş ağrılarında en yaygın olanlarının, migren, gerilim tipi ve küme tipi ağrılar olduğunu vurgulayarak, migrenin 4 ile 72 saat arasında sürebildiğine işaret etti. Migrenin genetik yatkınlığının da olduğunu belirten Hacıömeroğlu, ancak ortaya çıkmasının genellikle bir olayla tetiklendiğini söyledi.

Hacıömeroğlu, genellikle migrene, mide bulantısı, aşırı ışık ve ses duyarlılığının eşlik ettiğini ifade ederek, şöyle devam etti: ''Araştırmalarda, migrenin en çok yanlış teşhis koyulan hastalıklardan olduğu belirtiliyor. Migren kadınlarda daha fazla görülüyor ve bunu adet dönemi daha çok tetikliyor. Gerilim tipi baş ağrısının yaygınlığı ise yüzde 90'larda görülmektedir. Bu da migren gibi insan hayatını oldukça etkileyen bir ağrı. Başın sızlaması, sıkılması gibi hissediliyor. Stres ve uykusuzluk bir numaralı tetikleyicileri. Travma sonrası stres bozukluklarının tedavisinde kullanılan EMDR yönteminin, migren hastalarının sorunlarını hafiflettiğini tespit ettik. Bu konuda yeni bir proje geliştirerek migren hastaları üzerinde EMDR yöntemini uygulayıp, baş ağrısının şiddetini, süresini veya sıklığını azaltmayı başardık.''

Şirin Hacıömeroğlu, ''EMDR'' yönteminin travma tedavisinde kullandıkları çok etkili bir teknik olduğunu söyledi. ''Artık EMDR'nin kullanımı bir çok alana kaymış durumda. Madde bağımlılığını dahi bu yöntemle tedavi edebiliyoruz'' diyen Hacıömeroğlu, şöyle devam etti: ''Travma sonrası psikolojik sorunların çözümü için kullanılan EMDR yöntemi, DBE tarafından geliştirilen yeni bir proje ile migren, gerilim tipi baş ağrısı gibi birincil baş arısı çekenlerin derdine çare oluyor. Proje çerçevesinde, kronik günlük baş ağrısı olan kişilere uygulanan

EMDR yöntemi sayesinde, hastalardaki ağrı şiddeti, sıklığı, süresi ve alınan ilaç miktarında ciddi düşüşler oldu. 


Bu yöntem ile yapılan, geçmişte yaşanan ve güne taşınan bazı olay ve anıları elden geçirmektir. Bunların yol açtığı hoş olmayan duygular ve ya bedensel duyguları zayıflatmak, acı vermeye devam etmesini önlemektir. EMDR'de kişi, acı veren anısıyla, güvenli bir ortamda yüz yüze geliyor. Bu şekilde onun üzerine gidebilme ve üstesinden gelmek için harekete geçme cesareti buluyor. Mevcut stres faktörünü tetikleyen uyarana karşı duyarsızlaştırılıyor.''

Hacıömeroğlu, uygulamanın, EMDR yönteminin yenilikçi bir tarzda yorumlanması olduğunu ve elde ettikleri başarının kısa bir süre içinde yurt dışında da ilgi gördüğünü belirtti. Hacıömeroğlu, ilaç tedavilerinin, baş ağrılarının azaltılması ve engellenmesinde, sadece geçici bir rahatlama sağladığını ifade ederek, EMDR'nin her tür kronik baş ağrısı çeken hastalar için ideal bir alternatif tedavi olduğunu dile getirdi.
cumhuriyet portal

1/06/2011

alkol bağımlılığına son verecek aşı son aşamasında

    1/06/2011 09:52:00 ÖS   Yorum yok
aşı son aşamasında

Alkolü sindiren bir enzimin üretimini etkisiz hale getirmeye yönelik aşının geliştirilmesinde çalışan araştırmacılardan Juan Asenjo, Asya toplumunun yaklaşık yüzde 20'sinin alkolün sindirilmesinde rol oynayan "aldehid dehidrogenaz" enziminden yoksun olduğunu, dolayısıyla alkol aldıklarında vücudun "tiksindirici bir tepki" gösterdiğini, bu durumun da alkol bağımlılığına doğal koruma sağladığını belirtti.


Bu örnekten yola çıkarak geliştirilecek aşıyla taşikardi, mide bulantısı gibi rahatsızlıkları artırmanın amaçlandığını belirten Asenjo, "aşı yardımıyla, tepkiler nedeniyle alkol alma isteğinin büyük ölçüde azalacağını" söyledi.

12/26/2010

vertigo baş dönmesi hastalığı tedavi yöntemi

    12/26/2010 03:48:00 ÖS   Yorum yok

Vertigo, diğer bir deyişle baş dönmesi... Bu hastalık günümüzde o kadar yaygın ki, tüm hastaların yüzde 5'i bu sorunu yaşıyor.

hastalığı tedavi yöntemi

Birçok nedenden kaynaklanan vertigonun tedavisi ise mümkün.

Aşırı baş dönmesi, yerin ayağın altından kayıyor hissi, mide bulantısı, çarpıntı, terleme bu hastalığın başlıca belirtileri. İşte çok sayıda insan bu şikayetlerden dolayı hastaneye gidiyor.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .