-->
iştahsızlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
iştahsızlık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9/01/2011

karın ağrısı ve iştahsızlık çekenler boyu 20 metreyi bulan parazit düşmüş olabilir

    9/01/2011 10:17:00 ÖS   Yorum yok

Karın ağrısı, iştahsızlık ve aşırı halsizlik gibi belirtiler veren, çocuklarda gelişme geriliğinin de sorumlusu olabilen bu tür parazitlerin boyu 20 metreyi bulabiliyor.


 parazit düşmüş olabilir
Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi (RSHM) Parazitoloji Laboratuvarı Şefi Doç. Dr. Ayşegül Taylan Özkan, sonbahar yaklaşırken kirli sular, enfekte hayvanlar ve iyi yıkanmamış sebze ve meyvelerle bulaşan parazitlerle ilgili uyarılarda bulundu.

Aralarında Belçika, İspanya, Portekiz, Almanya ve Hollanda'nın da bulunduğu birçok ülkeye parazitlerle ilgili eğitimlerin de verildiği laboratuvarda yapılan çalışmalarda ilginç bulgulara rastlandığını anlatan Özkan, bağırsak paraziti bulunan birçok kişinin, uzun yıllar bunun farkında olmadan yaşamını sürdürebildiğini, oysa geçmeyen karın ağrısı, iştahsızlık ve aşırı halsizliğin bunun habercisi olabileceğini bildirdi.

Bağırsak parazitlerinin, dışkı yoluyla insandan insana geçebildiğini, insan dışkısıyla kirlenmiş havuz ve diğer su kaynaklarının bulaşma yollarından biri olduğunu ifade eden Özkan, gelişme geriliği görülen çocuklarda da bu parazitlerin varlığından kuşkulanılması gerektiğini belirtti.

Bu tür parazitlerin çocukların vücut gelişimlerini olumsuz etkilediğini vurgulayan Özkan, ''Bağırsak parazitleri çocuklarda gelişme geriliğine yol açar. Sağlık çalışanları ve ailelerin bu konuda uyanık olmasında fayda var. Sözünü ettiğim diğer belirtilerle başvuran yetişkinler için de aynı duyarlılığın gösterilmesi gerekir'' uyarısını dile getirdi.


''Risk yağışlarla artıyor''


ABD ve İngiltere gibi ülkelerde su kaynaklı parazitlerin yaygın olduğunu, yağışların başlamasıyla bağırsak parazitlerinin bulaşma riskinin arttığını anlatan Doç. Dr. Özkan, ''Yağışlarla birlikte hayvan dışkıları su kaynaklarına karışır. Bazılarının klora karşı direnci diğerlerine göre 10 kat daha fazladır. Bu nedenle klor etki etmez. Kirlilik riski olan sulardan uzak durulmalıdır'' diye konuştu.

Laboratuvarda, bağırsak parazitiyle enfekte hayvanlardan alınan ve insan vücudunda bulunan örnekler üzerinde uygulamalı eğitimler verdiklerini kaydeden Özkan, ''Bağırsak parazitleri farklı boyutlarda olabiliyor. Ama içlerinde öyleleri var ki boyları 20 metreyi bulabiliyor. Vücudunda bu uzunlukta bir bağırsak parazitiyle yaşayan bir kişi, ağrı, iştahsızlık gibi belirtilerin bundan kaynaklandığını bilmiyor'' değerlendirmesinde bulundu.

8/03/2011

yeme bozukluğu olan kadınların hamile kalma olasılığı daha düşük

    8/03/2011 04:52:00 ÖS   Yorum yok

İngiltere'de 11 binden fazla kadının katıldığı araştırma sonucunda bu tür sorunlar yaşamış kadınların gebelik için diğer kadınlara kıyasla iki katı daha fazla tedaviye ihtiyaç duydukları ortaya çıktı.


hamile kalma olasılığı
İştahsızlığa dayalı anoreksi ya da çok yiyip kusmakla sonuçlanan bulimia rahatsızlığından muzdarip kadınlarda altı aylık deneme süresinden sonra gebe kalma oranlarının diğer kadınlara kıyasla daha düşük olduğu belirlendi.

Bununla beraber bu oran, bir yılın sonunda genel nüfusla aynı düzeye ulaşıyor.

Araştırmacılar, anne olmak isteyen kadınların yeme bozukluğunun ilk aşamalarında yardım istemeleri gerektiğinin altını çiziyor.


Londra'daki King's Koleji ile UCL'den uzmanların ortaklaşa araştırmasının sonuçları, Uluslararası Doğumbilim ve Jinekoloji Yayınları'nda yer aldı.

Araştırmada bulimia ya da anoreksi geçmişi olan kadınların yüzde 29,5'inin hamile kalmalarının altı aydan uzun sürdüğü belirlendi.

Bu oran genel nüfusa bakıldığında yüzde 25'i geçmiyor.


Hamilelik için ek tedaviye ihtiyaç duyan kadınların oranı genel nüfusa bakıldığında yüzde 2,7 iken, bulimia ve anoreksi yaşamış kadınlarda bu oran yüzde 6,2'ye çıkıyor.

Glasgowlu 29 yaşındaki Jane'e 8 yaşındayken anoreksi teşhisi konmuş, hiç adet görmemiş.

Şimdi sağlıklı kiloda olsa da Jane, son dört yıldır hamile kalmaya çalışıyor ve özel tedavi görüyor.

Doktor Abigail Easter, yeme bozukluğunun vücudun ihtiyacı olan besinleri alamamasıyla sonuçlanan ciddi bir hastalık olduğuna dikkat çekerken, bunun uzun vadede çok daha önemli sağlık sorunlarına yol açabileceğine işaret ediyor.

4/12/2011

süt asidi ve alkol fermantasyonu ile yapılan mucize içecek kefir her derde deva

    4/12/2011 10:56:00 ÖS   Yorum yok
her derde deva

Çok eski yıllardan beri özellikle Kafkaslar'da yapılan, bugün ise Avrupa ve Amerika ülkelerinde ticari amaçla üretilen süt asidi ve alkol fermantasyonu yardımıyla yapılan köpüklü, koyu kıvamlı (yoğurt kıvamında), hafif ekşimsi bir Türk içeceği Kefir...


Kefir Nedir?
Kefir, kefir taneleri ile elde edilen Kafkas orjinli etilalkol ve laktik asit fermantasyonlarının birarada oluştuğu tarihi geçmişi olan bir süt içeceğidir.

Kefir çok karışık bir mikrobiyolojik yapıya sahiptir. Boyutları 0,5-3 cm arsasında değişir ve fındık ya da buğday tanesi büyüklüğünde beyaz, beyaz-sarı arasında renklerde küçük karnabahar veya patlamış mısır görünümündedir.

Kafkas Türkleri'nin Gençlik İksiri

Kafkas Türkleri kefiri su yerine içmekte ve gençlik iksiri olarak kullanmaktadır. Kafkaslar'dan dünyanın her tarafına yayılan Türkler, bu içeceklerini beraberinde dünyanın her tarafına götürmüş ve yaymıştır.

Şu anda bilimsel araştırma yapan fakülteler başta olmak üzere kefirin faydaları üzerinde ciddi çalışmalar yapilmakta ve önemli sonuçlara ulaşılmaktadırlar.

Neye İyi Gelir?
Kullanımı ve hazmı çok kolay olan kefir hücre yenileme özelliğine sahiptir. Mucize içecek kefir özellikle bağırsaklardaki maddelerin küreselleşmesini önlediğinden ömür uzatıcı olduğuna inanılır.

Kefir protein, yağ, laktoz ve mineraller bakımından hayli zengindir. İlaç tedavisi kesilmeden kullanıldığı zaman kandaki kötü kolestrolü azaltır, tansiyonu düşürür, idrarı sulandırır.

Her Derde Deva
Vücuttan atılması gereken maddelerin atımını kolaylaştırır, bağırsak hareketlerini hızlandırır, bulaşıcı sarılık, eklem hastalıkları, ishal, kabız, kan kaybı, idrar torbası hastalıları, doğum sorunları, şeker düşmesini ve önemlisi kanseri geciktirir.

Hazmının kolay, proteince zengin oluşu nedeni ile kefir hastalar ve çocuklar için de önemli bir besindir. Hatta 20-30 günlük çocuklara bile günde 1-2 kaşık içirilmesi önerilmektedir.

Ayrıca yapılan araştırmalarda kefirin kadın ve erkeklerde cinsel gücü arttırdığı da bildirilmiştir.

Cilde Faydalı
Kefir, hücre yenileme sayesinde de kadınlar tarafından cilt maskesi olarak kullanıldığı da bilinmektedir.

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emel Sezgin, Japonya' da fareler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre kefirin içinde yer alan maddelerin kanseri %53,6 oranında azalttığını ve ayrıca kefirin kanseri önleyici ilaçlarla kullanılması halinde kanserin tekrarlanma riskinin %67 oranında azalttığını da ortaya çıkarttığını belirtmiştir.

Sinirsel Hastalıkların Tedavisinde...

Ayrıca kefir: sinirsel rahatsızlıklara, iştahsızlık ve uykusuzluk için de yararlı olmaktadır. Ülser, yüksek tansiyon, bronşit, astım hastalarının tedavisinde de kullanılmaktadır.

Kefiri yaşı ne olursa olsun her yaştaki insan kullanabilir. Yan etkisi yoktur. Çocuklara bile rahatlıkla verilebilir.

Yapılan çalışmalar, kefirin, iştahsızlık ve uykusuzluğa da iyi geldiğini göstermiştir.
trt türk

1/16/2011

türkiyede mide kanseri oranı yükseliyor önlemek için yapılması gerekenler

    1/16/2011 08:16:00 ÖS   Yorum yok
tüm kanser ölümleri

Prof. Dr. Necati Örmeci, "Mide kanseri, dünyada tüm kanser ölümlerinde dördüncü sırada yer alır. Dünyada her yıl 700 bin kişi mide kanserinden ölmektedir. 


Dünyada özellikle gelişmiş ülkelerde mide kanseri sıklığı azalırken, Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiyede mide kanseri sıklığı artmaktadır. Mide kanserinin, bireylerin yaşam biçimine dikkat etmeleri durumunda önlenebilir bir hastalık olduğu bilinmelidir" dedi.


nasıl korunmalı


Prof. Dr. Örmeci, mide kanserinden korunmanın yollarını şöyle belirtti:
"Sofrada aşırı tuzdan, yanık ve tütsülenmiş gıdalardan, uzun süre beklemiş salamura yiyeceklerden kaçınılmalıdır, sigara ve alkol tüketilmemelidir. Bir ailede en az iki jenerasyonda mide kanseri var olduğu biliniyorsa genetik geçiş ihtimaline karşı E-Cadherin gen mutasyonu analizi yapılmalıdır."

Mide kanserinin en sık 50'li yaşlarda ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Necati Örmeci, "En azından bir kere endoskopik muayene yapılmalıdır. Daha önce herhangi bir nedenle midesinin bir kısmı alınan bireyler aradan 10 yıl geçtikten sonra düzenli endoskopik kontroller yaptırmalıdır. Endoskopik muayeneler sırasında tesadüfen yakalanan intestinal meteplazi, displazi, polip gibi kansere yolaçan durumlar düzenli takip altında kalmalıdır."


Belirtiler önemli


Prof Dr. Necati Örmeci hastalığın belirtilerinden söz ederken de "İştahsızlık, çabuk doyma, kilo kaybı, sebebsiz süregiden kusmalar ve mide kanamaları mide kanserinin haberci belirtileri olabilir. Ancak hiç bir belirti vermeden de mide kanseri ortaya çıkabilir. Mide kanseri erken teşhis edildiğinde kesinlikle hayat kurtarıcıdır. Yukarıdaki özelliklere dikkat ederek sağlığınıza özen gösterebilirsiniz" dedi.
cumhuriyet portal

1/06/2011

erkeklerde kansızlık hangi hastalığın habercisi olabilir?

    1/06/2011 10:04:00 ÖS   Yorum yok
hangi hastalığın habercisi

Kansızlık Türk kadınlarında daha sık görülüyor ve pek çok sağlık sorununu da beraberinde getiriyor ancak erkeklerde görülen kansızlık kanser başta olmak üzere pek çok ciddi hastalığın habercisi olabileceği için dikkat gerektiriyor. 


Memorial Şişli Hastanesi Hematoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Hüseyin Saffet Beköz, “Erkeklerde görülen kansızlık şikayetlerinin altında yatabilecek sebepler” hakkında bilgi verdi.

Anemi (Kansızlık) hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre Dünya Sağlık Örgütü tarafından kabul edilen kriterlerin altında kalmasıdır. Bu kriterler erişkin erkeklerde 13 g/Dl; kadınlarda 12 g/dL nin altı kabul edilir. 6 ay ile 6 yaş arası çocuklarda 11 g/dL nin, 6-14 yaşlarda 12 g/dL nin altı anemidir. Ancak kansızlık teşhisi konurken sadece hemoglobin değeri dikkate alınmaz. Onun yanında demir, demir bağlama kapasitesi, ferritin, gibi demir depolarını gösteren bir takım parametrelere de bakılır.

1/03/2011

anne sütündeki demir bebeklerde kansızlığı engelliyor

    1/03/2011 05:59:00 ÖS   Yorum yok
bebeklerde kansızlığı engelliyor

Anne sütünde kansızlığa karşı yeterince demir olduğunu söyleyen uzmanlar, anne sütü ile beslenen bebeklerde kansızlığın görülmeyeceğini ifade ediyor.


Cihan'ın haberine göre, Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Özcan Akan, bebeklerdeki kansızlığın temel sebebinin, bebeğin anne sütü almaması ve demirden eksik gıdalarla beslenmesi olduğuna dikkat çekti.

Dr. Özcan Akan, kansızlığın belirtisi olarak süt çocuklarında huzursuzluk, davranış değişiklikleri, iştahsızlık, uykusuzluk veya normalin üzerinde uyuma gibi belirtiler görülebildiğini açıkladı. Dr. Akan, daha büyük çocuklarda ise kansızlık belirtilerinin yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi, baş ağrısı, çabuk yorulma ve nefes darlığı gibi yakınmalar olduğunu belirtti.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .