-->
göz sağlığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
göz sağlığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4/10/2019

Gözünde şişlik nedeniyle doktora giden kadının gözünden canlı arılar çıktı

    4/10/2019 11:33:00 ÖS   Yorum yok
gozde canli arilar

Sol Gözünde şişlik nedeniyle doktora giden kadının gözünden canlı arılar çıktı operasyonu yapan doktorlar gördükleri karşısında şok oldular göz kapağının içindeki arılar halen yaşıyorlardı.

Tayvan'da İsmi 'He' olarak açıklanan 28 yaşındaki kadın, arılar gözlerine girdiğinde bir mezarlıktaki yabani otları temizliyordu.

Fooyin Üniversite Hastanesi'nden Doktor Hong Chi Ting, BBC'ye yaptığı açıklamada, 4 milimetrelik arıları bacaklarından çekerken "şoke olduğunu" söyledi.

Hastaneden taburcu edilen söz konusu kadının tamamen iyileşmesi bekleniyor.

Latince Halictidae ismiyle bilinen "ter arıları", zaman zaman ter içmek için insanlara geliyorlar. Kansas Böcekbilimi Topluluğu'na göre bu arılar, yüksek miktarda protein içeriği nedeniyle gözyaşı da içiyorlar.

Göz kapağı içindeki arıların hepsi canlıydı

He, arılar sol gözüne girdiğinde, Qing Ming mezar temizleme festivali kapsamında akrabalarının mezarlarından yabani otları temizlemekteydi.

Muhabirlere yaptığı açıklamada, kuvvetli rüzgar gözüne geldiğinde, gözüne girenin toz olduğunu düşündüğünü söyledi.

Ancak saatler sonra, halen acı içinde olması ve gözlerinin şişliğinin geçmemesi nedeniyle hastaneye başvurdu.

Hastanedeki göz doktorlarından Hong, BBC'ye yaptığı açıklamada, "Gözlerini tamamen kapatamıyordu. Mikroskopla boşluğa baktım ve böcek bacağına benzeyen siyah bir şey gördüm" dedi.

kontakt lens takma

"Bacağı yakaladım ve bir tanesini yavaşça dışarıya çıkardım, ancak daha sonra bir tane daha gördüm, bir tane daha ve bir tane daha. Hâlâ tek parça halindelerdi ve yaşıyorlardı."

Operasyonu yapan Doktor Hong, arıların muhtemelen rüzgar nedeniyle gözün içine girdiklerini ve çıkamadıklarını söyledi.

"Bu tür arılar muhtemelen insanlara saldırmazlar ama ter içmeyi seviyorlar. İsimleri de buradan geliyor" dedi.

Doktor Hong, He'nin arılar içerideyken gözlerini oğuşturmadığı için "şanslı olduğunu" söyledi.

"Kontakt lens takıyordu, lensleri kırmamak için gözlerini oğuşturmadı. Oğuştursaydı, arılar zehirlerini akıtabilirdi. Kör olabilirdi."

Doktor Hong, arıların halen hayatta olduğunu ve numune olarak incelenmeleri için başka bir kuruma gönderildiğini söyledi ve ekledi:

"Tayvan'da böyle bir şeyi ilk defa görüyorum." KAYNAK: BBC Türkçe

3/20/2017

Ağlamak insan sağlığı için yararlı mı, zararlı mı?

    3/20/2017 02:31:00 ÖÖ   Yorum yok

Bir yakınınızı kaybettiğiniz de, duygusal bir film izlediğiniz de veyahut soğan doğradığınızda akıttığınız gözyaşları sağlığınız için yararlı mı, zararlı mı? işte bunların cevabı.

insan sağlığı için yararlı mı, zararlı mı?
BBC'den Jason G Goldman tarafından derlenen haber makale de Ağlamanın strese iyi geldiği söylenir. Bilimsel veriler bu inancı destekliyor mu peki?

Yakın zamana kadar ağlamanın nedeni konusunda bilim insanları ile yazarlar arasında anlaşmazlık vardı. Kral VI. Henry oyununda Shakespeare, "Ağlamak üzüntünün derinleşmesini önler" diye yazmış, Amerikalı yazar Lemony Snicket ise bu konuda şöyle demişti: "Bilin ki uzun bir ağlamanın ardından durumunuzda hiçbir değişiklik olmasa da kendinizi daha iyi hissedersiniz."

Bebekler dikkat çekmek için ağlar


üzüntünün derinleşmesini önler
Öte yandan Charles Darwin gözyaşını göz etrafındaki kasların işleyiş biçiminin gereksiz bir yan ürünü olarak görüyordu. Ona göre, bu kasların fazla kan akışını önlemek için arada bir kasılması gerekiyor, gözyaşı bunun sonucunda ortaya çıkıyordu. Fakat aynı zamanda Darwin, ağlamanın bebeklerin ebeveynlerin dikkatini çekmesine yaradığını da kabul ediyordu.

Sesli ağlarken nefes alıp vermek


Şimdi biliyoruz ki, en azından yetişkinlerin ağlaması, bazı duygusal uyarıcılara karşı karmaşık bir fizyolojik tepkidir. Ağlamanın en belirgin özelliği gözyaşı dökülmesidir, ama yüz ifadesi ve nefes alma şekli de değişir. Örneğin sesli ağlarken nefes alıp verme de hızlanır.

Bilimsel açıdan ağlamak, kimyasal bir uyarıcıya tepki olarak gözyaşı üretmekten farklıdır. Hatta gözyaşları birbirinden farklıdır. 1981'de Minnesotalı psikiyatrist II. William H Frey üzücü filmler sonucu çıkan gözyaşlarının soğan doğrarken çıkan gözyaşlarından daha fazla protein içerdiğini keşfetti.

üzüntü gözyaşıyla akıp gider
Duygusal gözyaşları ise sadece melankoli kaynaklı değildir; komedi izlerken gözlerin yaşarması veya sevinçten gözyaşı dökme durumlarını da içerir. Fakat herkes ister sevinç ister üzüntüden olsun ağlamakla ilgili duygulara aşina olsa da, yetişkin insanlar olarak neden ağladığımız konusunda fazla bilgi bulunmuyor; ama bu konuda çeşitli fikirler var.

Bazıları yetişkin ağlamasının, en azından sosyal nedeni bakımından bebeklerinkinden çok da farklı olmadığına inanıyor. Yani belki de ilgi görmek için, en çok ihtiyaç duyduğumuz anda arkadaşlarımızdan yardım ve destek almak için ağlıyoruz. Ağlamak, duygularımızı tam ifade edemediğimiz zamanlar duygusal iç dünyamızı yansıtmaya yarar.

Yalnız başına ağlamak

Fakat araştırmacılar yetişkinlerin yalnız olduklarında da ağladığını söylüyor. Belki de ağlamak ne kadar üzgün olduğumuzu anlamamıza yardımcı oluyor, kendi duygularımızı daha iyi anlamamızı sağlıyor.

Bir de arınma kavramı söz konusu. Yani ağlamak duygusal olarak stresli durumlarda rahatlamamızı, içimizi boşaltmamızı sağlıyor. Bu düşünce sadece Shakespeare'in sözlerini değil, "Ağlamak rahatlatır, üzüntü gözyaşıyla akıp gider" diyen Romalı şair Ovid'i de haklı çıkarıyor.

duygularımızı tam ifade edemediğimiz zamanlar
1986'da popüler Amerikan gazete ve dergilerini inceleyen bir psikolog, ağlamakla ilgili makalelerin yüzde 94'ünde ağlamanın psikolojik gerginliği gidermeye yardımcı olduğunun ileri sürüldüğünü gördü.

2008'de 30 ülkeden 4300 genç yetişkinle yapılan bir araştırmada ise çoğu kişi ağladıktan sonra ruhsal ve fiziksel olarak kendilerini daha iyi hissettiklerini söylüyordu. Bazıları ise bir değişiklik hissetmediğini, kimi de kendisini daha kötü hissettiğini ifade ediyordu.

Bu farklılıkların sosyal durumla ilgili olduğu sanılıyor. Örneğin kişi başkalarının yanında ağlamaktan utanıyorsa, kendi başına ya da yakın bir arkadaşının yanında ağladığı şekilde ağlamayacaktır öyle bir durumda. Ayrıca kişi ağlamasını bastırmaya veya saklamaya çalışıyorsa sonrasında rahatlama hissi daha az olur.

Kısacası "iyice ağlamak" olgusu temelsiz değil; ancak etkili olması için doğru sosyal destek gerekiyor. Yani, yetişkin insanlar da bebeklerle aynı nedenlerden dolayı ağlayabiliyor: Aileden ve arkadaşlardan yardım istemek. KAYNAK: BBC Türkçe

9/28/2011

göz sağlığı konusunda doğru bilinen yanlışlar hakkında

    9/28/2011 08:42:00 ÖS   Yorum yok

Dünyagöz Ankara Hastanesi'nden Prof. Dr. Merih Önol, çok yakından televizyon izlemek veya kitap okumanın gözü bozmayacağını, havuç yemenin görmede etkisi olmadığını, ağlamanın ise gözyaşını kurutmayacağını belirterek, şunları aktardı:

doğru bilinen yanlışlar
Yanlış: Gözlük veya kontakt lens takmak, gözlük kusurunun ilerlemesini önler.
Doğru: Gözlük veya kontakt lens takmanın ya da takmamanın gözlük kusurunun ilerlemesi üzerinde herhangi bir etkisi yoktur. Gözlük veya kontakt lens kullanmanın tek amacı daha iyi bir görme kalitesi sağlamaktır.
Yanlış: Bir insan uzağı ve yakını net görüyorsa gözü sağlam demektir.

Doğru: Özellikle genç yaşlarda insanlar net görmesine rağmen hipermetrop ve hatta astigmat olabilirler.

Yanlış: Çok ağlamak gözyaşını kurutur.

Doğru: Ağlamak psikolojik bir olaydır ve gözyaşı göz çevresindeki çeşitli dokularda sürekli üretilir. Ağlamakla kurumaz.

Yanlış: Dinlendirici gözlük baş ve göz ağrısını azaltır.

Doğru: Dinlendirici diye bir gözlük yoktur. Gözlük rakamlarla ifade edilen değerlere sahiptir ve takıldığı zaman görmeyi daha iyi yapıyor ise kullanılmalıdır. Yaygın olarak kullanılan ve dinlendirici olarak bilinen gözlüklerin herhangi bir tedavi edici özelliği yoktur.

Yanlış: Tuzlu yemekler göz sağlığını olumsuz etkiler.

Doğru: Tuz, hipertansiyon gibi bazı hastalıklar üzerinde olumsuz etki yapabilir ama göz sağlığı üzerine olumsuz etkisi yoktur.

Yanlış: Çok yakından televizyon izlemek veya kitap okumak gözü bozar.

Doğru: Göz sağlığı üzerinde olumsuz etkisi yoktur. Ancak göz bozukluğunun habercisi olabilir.

Yanlış: Havuç yemek görmeyi artırır.

Doğru: Göz sağlığı açısından gerekli olan vitaminler çoğu sebze ve meyve de bol olarak bulunur. Dengeli beslenen bir kişi için bol havuç yemenin fazladan bir faydası yoktur.

Yanlış: Katarakt sadece yaşlılarda olur.

Doğru: Katarakt en sık yaşlılarda olmakla birlikte bebeklerde, çocuklarda ve gençlerde de görülebilir.

Yanlış: Katarakt bir gözden diğer göze geçebilir.

Doğru: Katarakt bir gözden diğerine geçmez ancak çoğunlukla çift taraflıdır.

Yanlış: Gözlükten kurtulmak için gözü çizdirmek gerekir.

Doğru: Görme kusurunun tedavisi için uygulanan laser (excimer) tedavisinde, gözün saydam tabakası belirli bölgelerde inceltilir. Çizmek gibi bir işlem yapılmaz.

Yanlış: Bebekler gözlük takamaz.

Doğru: Göz muayenesi doğuştan itibaren yapılabilir. 3 aylıktan itibaren bebekler gözlük takabilir.

Yanlış: Bebeklerdeki şaşılık büyüdüğünde geçer.

Doğru: Bebeklerdeki bazı şaşılıklar çok ciddi olup hemen tedavisi gerekebilir. Tedavi gözlük veya ameliyat şeklinde olabilir. Bu tip şaşılıklar tedavi edilmediğinde ileriye dönük kalıcı görme kayıpları (göz tembelliği) gelişebilir.

Yanlış: Katarakt tekrarlayabilir.

Doğru: Katarakt tekrarlayıcı değildir. Bazen katarakt ameliyatından sonra, göz içine yerleştirilmiş olan merceğin arkasındaki zarda kesifleşme olabilir ve bu yanlış olarak `katarakt tekrarladı` şeklinde bilinir.

Yanlış: Göz damlasını damlattıktan sonra gözü sık kırpıştırmak gerekir.
Doğru: Göze damla uyguladıktan sonra bir dakika süre ile gözü uyur gibi kapatmak gerekir. Sık kırpıştırılması, gözyaşı kanalı vasıtası ile damlanın burun boşluğuna geçerek etkisinin azalmasına yol açar.

4/08/2011

japon bilimadamları körlüğü ortadan kaldıracak ilkel göz üretmeyi başardılar

    4/08/2011 07:06:00 ÖS   Yorum yok
ilkel göz üretme

Körlüğü ortadan kaldırmak amacıyla düşünülen ve geleceğin en önemli tedavi yöntemlerinden biri olmasına kesin gözüyle bakılan göz nakline bir adım daha yaklaşıldı.


Japon bilim insanları, embriyonik, yani ilkel göz “yetiştirmeyi” başardılar. Araştırmada, “yetiştirmek” sözcüğünün altı çiziliyor, zira, bir deney tüpüne konulan kök hücrelerin, kendi kendilerini zamanla, ilkel göze benzeyen, kök hücrelerin ilk hâline kıyasla çok daha karmaşık bir yapıya büründürdükleri gözlemlendi.

Retina da olur mu


Japon Fizik ve Kimya Araştırmaları Merkezi’nde gerçekleştirilen çalışmanın sonuçları, bilim dünyasınca “sürpriz” bir gelişme olarak nitelendiriliyor. Şimdi akıllarda, bu yöntemle, olduğu gibi bir retinayı yetiştirmenin mümkün olup olmayacağı sorusu var. Eğer bir deney tüpünün içinde retina yetiştirilebilirse, göz dokusu operasyonları sayesinde, görme yeteneğini kaybedenler, bu duyularını geri kazanabilecek.
hürriyet planet

2/07/2011

yaşa bağlı körlüğe yol açan suçlu bulundu Makula dejenerasyonu

    2/07/2011 07:27:00 ÖS   Yorum yok
Makula dejenerasyonu

Körlüğe yol açan başlıca hastalıklardan biri olan makula dejenerasyonunun kaynağı, uluslararası bir ekibin yaptığı çalışmalar sonunda bulundu.
Yaşa bağlı makula dejenerasyonu her yıl milyonlarca kişinin görüşünü kaybetmesine yol açıyor ve tedavisi bulunmuyor.


tıklayın Nature dergisinde yayınlanan anlaşmaya göre, uzmanlar bu gibi vakalarda DICER1 adlı bir enzimin salgılanmadığını farketti.

Hastalığa da bunun yol açtığı düşünülüyor.

Hastalığın nedeninin bulunması, tedavisinin geliştirilebilmesi yolunda önemli bir adım olarak görülüyor.

Makula (sarı nokta) retinanın ortasında yer alan ışığın odaklandığı; dolayısıyla da keskin görmeden sorumlu bir alan.

Beş yaşlıdan birini karanlığa mahkum ediyor


Sarı nokta harabiyeti (Makula dejenerasyonu) 50 yaşın üzerindeki her 50 kişiden birini etkiliyor; bu oran 85 yaş üzerindekilerde beşte bire yükseliyor.

Hastalık ilerledikçe görüş azalıyor; okumak, araç kullanmak, televizyon izlemek, insanları tanımak güçleşiyor.

Hastalığın kesin nedeni bilinmiyor, ancak sigara kullanımı, yüksek tansiyon ve kalıtsal nedenler risk faktörleri arasında sayılıyor.

Uzmanlar hastalığın "kuru formu"nu çekenlerde, DICER1'in başkalarına göre daha az aktif olduğunu belirledi.

Farelerde bu enzimin salgılanması genetik olarak durdurulduğunda, retina hücreleri harap oldu.


DICER1'in ayrıca Alu RNA denilen küçük genetik maddeleri yok ettiği belirlendi.

DICER1 olmayınca Alu RNA maddeleri birikiyor ve bir tür zehir etkisi yaparak retina tabakasını öldürüyor.

Kentucky Üniversitesi'nden Profesör Jayakrishna Ambati, BBC'ye açıklamasında "Bu çalışma pek çok yeni kapı açıyor" dedi.

Uzmanlar şimdi, DICER1 düzeylerini yükseltecek ya da Alu RNA oluşumunu önleyecek çözümler geliştirmeye çalışacak.
BBC TÜRKÇE SAĞLIK

1/23/2011

uzağı görememe miyopluk giderek yaygınlaşıyor

    1/23/2011 07:52:00 ÖS   Yorum yok
giderek yaygınlaşıyor

Uzağı görememe, ya da miyopluğun salt genlerden kaynaklanan bir durum olmadığı açıkça ortada. 


Araştırmalar çok okumanın miyopluğa yol açtığı yönündeki çok eskilere uzanan inancın da bir geçerliliği olmadığını ortaya koyarken, salgın hastalıklarla ilgili geniş ölçekli çalışmalar da çağdaş yaşam biçemlerinin kimi yönlerinin çocuklarda görme bozukluklarına yol açtığını gözler önüne seriyor.

Miyopluğa neden olan unsurlar tam olarak bilinmese de, anatomik özelliği onlarca yıldır biliniyor. Normal gözde mercek ışığı doğrudan ağkatmana, ya da retinaya odaklar ve ağkatman da görüntüyü kaydedip beyne iletir.

Oysa, miyoplarda gözküresinin genelde normalden daha uzun olması, gözün arkasındaki ışığa duyarlı ağkatmanı ile önündeki merceğin arasındaki mesafenin de uzamasına neden olur. Sonuçta, uzak nesnelerden gelen ışığın ağkatmanının önünde odaklanmasına bağlı olarak beyne bulanık bir görüntü iletilir.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .