-->
cinsel hayat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
cinsel hayat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5/09/2011

eşcinsel lezbiyen ve biseksüellerin kansere yakalanma riski iki kat daha fazla

    5/09/2011 04:11:00 ÖS   Yorum yok
kansere yakalanma riski

ABD'de yapılan bir araştırmaya göre, eşcinsel erkeklerin, heteroseksüel erkeklere oranla kansere yakalanma riskleri iki kat daha fazla.


California'da 120 bin kişiyle görüşülerek yapılan araştırmanın sonuçları Cancer (Kanser) adlı tıp dergisinde yayımlandı.

Araştırmaya göre, lezbiyen ve biseksüel kadınların da heteroseksüel kadınlara göre, sağlıkları daha kötü.

İngiliz Kanser Araştırma Kurumu, bu farklılığın nedenlerinin belirlenmesi için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtti.

California'da 2001, 2003 ve 2005'te yapılan sağlık araştırmalarında 3,690 erkek ve 7,252 kadın, hayatlarının bir aşamasında kendilerine kanser teşhisi konduğunu söyledi.

Araştırmaya katılan 122,345 kişiden 1493 erkek ve 918 kadın kendilerini eşcinsel olarak tanımlarken, 1116'sı biseksüel olduğunu belirtti.

Bu verilere göre, ortalama olarak 10 yıl önce kanser teşhisi konan eşcinsel erkeklerin heteroseksüellere göre bu hastalığa yakalanma oranı iki kat fazla çıktı.
HIV faktörü

Kadın eşcinseller arasında böyle bir bağlantı yok.


Araştırma kanserden kurtulanlarla yapıldığı için, bu veriler, gerçek kanser vakası sayısını temsil etmiyor.

Bazı hastalar, araştırma tamamlanmadan öldü, bazıları ise araştırmaya katılamayacak hastaydı.

Boston Üniversitesi Kamu Sağlığı Merkezi'nden Dr. Ulrike Boehmer, "Bu verilerden eşcinsel erkeklerin kansere yakalanma riski fazla' gibi bir sonuç çıkarılamaz. Zira daha yüksek vaka sayısının altında daha karmaşık nedenler olabilir" dedi.

Bu çerçevede, eşcinsel erkeklerde daha fazla tümör bulunup bulunmadığı ya da kurtulma oranlarının daha fazla olup olmadığı araştırılacak.

Terrence Higgens Vakfı'nın HIV ve Cinsel Hastalıklar Direktörü Jason Warriner ise, "HIV'in belli kanser türlerine neden olduğunu biliyoruz. Eşcinsel erkeklerin HIV'e yakalanma oranı, olmayanlara göre daha fazla." dedi.
bbc türkçe sağlık

5/06/2011

erkek kısırlığının önemli nedenlerinden varisokel dört erkekten birini etkiliyor

    5/06/2011 11:03:00 ÖS   Yorum yok
varisokel dört erkekten birini

Ancak erkek kısırlığının en önemli nedenlerinden biri olan “varikosel” pek çok erkeğin baba olma hayallerine gölge düşürüyor. 


Memorial Ataşehir Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Egemen Avcı, erkeklerin korkulu rüyası olarak kabul edilen “varikosel ve tedavisi” hakkında bilgi verdi.


Pek çok erkek hastalığın farkında değil


Varikosel, yumurtadaki kirli kanı toplayan damarların genişlemesi hastalığıdır. Yetişkin her on erkekten birinde rastlanan bu hastalık ergenlik döneminde ortaya çıkarsa yumurtaların küçük kalmasına neden olabilir. Çocuğu olmayan ve bu nedenle doktora başvuran her dört erkeğin birinde varikosel saptanabilmektedir. Testisler sağlıklı sperm üretebilmek için “skrotum” denilen ve vücudun dışına yerleşmiş torbaların içinde olmalıdırlar. Böylece vücut ısısından etkilenmezler. Varikosel hastalığında testiküler ısının arttığı düşünülmektedir. Ayrıca venlerdeki (toplayıcı damardaki) bazı zararlı maddeler sperm kalitesini bozabilir. Daha çok sol tarafta rastlanmakla beraber her iki tarafta da görülebilir.


Doğru tanı ve tedavi için…


Tanısı üroloji uzmanının yapacağı fizik muayenesi ile konulur. Hasta çok kilolu, testisi yukarıda ve skrotum az gelişmiş ise ya da fizik muayenede şüphe varsa Skrotal doppler (USG) adı verilen film çekilir. Varikosel hastalığı yumurta ağrısına da neden olabilir. Hastaya uygulanacak tedavi başvuru şikayeti ve yapılacak testlerin sonucuna göre belirlenir. Hasta ergenlik döneminde ise ve varikoselli olan testisi diğerine göre daha küçük kalmış ise ameliyat önerilir.


Doktorunuzun önerilerine kulak verin

Ağrı nedeni ile başvuran varikosel hastalarına testisi aşan külot giyilmesi, ağrı kesici kullanılması ve ayakta uzun süre kalınmaması gibi önerilerde bulunulur. Buna rağmen şikayetler geçmiyor ve ağrı devam ediyorsa cerrahi yönteme başvurulabilir. Varikosel ameliyatı sıklıkla, çocuk sahibi olmayan erkeklerde uygulanan bir operasyondur.


Operasyon sonrası sperm kalitesi %70 artar

Ameliyat öncesi sperm kalitesinde bozukluğu ispat etmek adına hastaya en az iki defa “spermiogram” yaptırması önerilir. Eğer spermin yapısında bir bozukluk saptanmışsa, hormonal veya genetik başka bir hastalık düşünülmüyor ise hastaya operasyon önerilir. Operasyon sonrası sperm kalitesinde artış %60-70 civarındadır. Bunun gebeliğe yansıması çeşitli yayınlara göre %40-50 arasında değişmektedir. Ameliyatın, doğal yoldan gebe kalamayan hastaların yardımcı üreme tekniği ile çocuk şansı olma ihtimalini artırdığına yönelik çalışmalar mevcuttur. Sonuç olarak varikosel hastalığı erkeklerde tanısı ve tedavisi kolay bir hastalıktır. Testisinde ağrısı olan, çocuk sahibi olmak isteyen hastaların ve testisinde küçülme fark eden adelosanların (çocukluk ile erişkinlik arasındaki fiziksel, cinsel, sosyal ve psikososyal geçiş dönemi) bir üroloji uzmanına başvurmaları uygun olacaktır.
cumhuriyet portal

4/24/2011

çocuklara cinsellikle ilgili sağlıklı bilgi verilmesse ilerde sorunlar yaşıyor

    4/24/2011 05:14:00 ÖS   Yorum yok
sağlıklı bilgi verilmesse

Uzmanlar “ayıp, günah” diyerek azarlamanın, çocuğun gelecekteki cinsel yaşamını da olumsuz etkileyeceğine dikkat çekiyorlar. 

Ülkemizde Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan araştırmalar, ortaokul ve lise düzeyindeki gençlerin cinsellikle ilgili sağlıklı bilgilere sahip olmadıklarını, bundan kaynaklanan ciddi sorunlar yaşadıklarını gösteriyor. Uzmanlar gençlerin yaşadıkları sorunlarda ailenin çocukluk döneminde cinsellikle ilgili sağlıklı bilgi vermemesinin de etkili rol oynadığına dikkat çekiyorlar.

Acıbadem Hastanesi Kadıköy’de görev yapan pedagoji uzmanları Ayşegül Salgın ve Zehra Yılmaz, çevresini ve dış dünyayı tanımaya çalışan çocukların özellikle 3 yaş civarında anne ve babalarına hemen her konuda soru sormaya başladıklarına dikkat çekiyorlar. Bu sorulardan cinsel içerikli olanlara verilecek yanıtların pek çok anne ve babayı zorladığını vurgulayan pedagoji uzmanı Ayşegül Salgın, “Bu durum ebeveynlerin cinsellikle ilgili tutumlarıyla ilgili olabiliyor. Ama, son derece açık ve rahat oldukları düşünülen anne-babalar bile böyle bir durumla karşılaştıklarında nasıl davranacaklarını, neyi, nasıl anlatacaklarını bilemeyebiliyorlar” diyor.


Çocuklar merak eder


Çocuğun cinsel içerikli sorularının temelinde cinsel duygular değil, onun üremeye yani bebeklerin nasıl dünyaya geldiklerine dair meraklarının yattığını hatırlatan pedagog Zehra Yılmaz ise bunun çocuğun uzaya, gezegenlere ya da hayvanların yaşayışlarına olan meraklarından farklı olmadığını vurguluyor. Anne-babanın cinsel içerikli sorular karşısında yaşadıkları gerginliğin, bu farkı bilmemekten ve çocuğun cinsellik anlayışını yetişkin anlayışıyla karıştırmaktan kaynaklandığını belirten pedagog Ayşegül Salgın, şöyle konuşuyor:

“Ülkemizde çoğu ailede cinselliği çağrıştıran sorular ve bu konudaki konuşmalar yasaktır, ayıptır. Çocuk herhangi bir soru sorduğunda ya azarlanır, ya da anne-baba bu soruyu nasıl yanıtlayacaklarını bilemedikleri için konu bir şekilde kapatılır. Sonuçta merakı giderilmeyen çocuk sorusunun cevabını aramaya devam edecektir ve bu konuyu yeterince bilmeyen birilerinden yalan yanlış bir şeyler de öğrenebilir.”


Çocuğu azarlamayın


Çocukların aileleri tarafından sağlıklı bir biçimde bilgilendirilmesi uzmanlara göre çok önemli. Eğer anne ya da baba çocuğu cinsellikle ilgili bir soru nedeniyle azarlarsa çocuğun suçluluk hissetmesi, cinselliğin, ayıp,günah veya pis bir şey olduğunu düşünmesi kaçınılmaz hale geliyor. Bu düşüncelerin çocuğun ileriki cinsel yaşamını olumsuz yönde etkileyebileceğini söyleyen pedagog Zehra Yılmaz, verilmesi gereken eğitimin sınırlarını şöyle çiziyor:

“Çocuklara cinsel eğitim verilirken öncelikle çocuğun bilişsel gelişim düzeyi dikkate alınmalıdır. Çocuk soru sorduğunda doğru, açıklayıcı ve anlayabileceği şekilde cevap verilmelidir. Cevaplar çocuğun merakını gidermeli ve doyurucu olmalıdır. Fazla ayrıntılı bilgi vermek çocuğun kafasını karıştırmaktan başka bir işe yaramaz. Susmak,konuyu değiştirmek ya da azarlamak tercih edilmemelidir.

Çocuğa cinsel bilgiler vermenin en uygun zamanı, onun bu konularda soru sormaya başladığı dönemlerdir. Bu tür sorular bireysel farklılıklar olmakla beraber, genellikle 3 yaş civarında sorulmaya başlanır. İlk sorular genellikle kendi bedeni, annenin bedeni ya da bir kardeşin dünyaya gelişi ile ilgilidir. 2-3 yaşlarında cinsiyet farkıyla ilgili sorular, 3-4 yaşlarında doğumla ilgili sorular başlar. Cinsel ilgiler bazen 7-8 yaşları ile buluğ arasında diner. Cinsel olgunlaşmayla fizik işaretlerin belirmesi ve genital bezlerin üretime başlamaları ile yeniden canlanır.”


Ergenlik dönemine dikkat

Çocukluk dönemlerinde gerekli desteği görmedikleri, sorularına yanıt bulamadıkları için de ailelerine başvurmuyorlar. Ailesinden cinsellikle ilgili yeterli bilgi alamayan çocuklar ergenlik döneminde ciddi zorluklar yaşıyorlar. Çocukluk dönemlerinde de gerekli desteği görmedikleri, sorularına yanıt bulamadıkları için de ailelerine başvurmuyorlar. Acıbadem Hastanesi Kadıköy pedagoji uzmanları çocukların bedenlerini tanırken cinsel organlarını da dokunarak tanımaya çalıştıklarını belirterek ailelere şu önerilerde bulunuyorlar:

“Ailelerin genellikle bu durumdan rahatsız oldukları, azarlama, engelleme yolunu tercih ettikleri görülmektedir. Oysa bu davranış doğal, normal bir davranıştır, sağlıklıdır. Çocuğun bedenini tanımaya çalışmasının bir parçasıdır. Cinsel eğitimin amacı yalnızca çocuğun bazı sosyal kurallara uymasını sağlamak değil, insanın serbestçe gelişimini ve kendinde bulunan cinsel güçleri olabildiğince düzenlemesini, bunları bilinçli olarak elinde tutmasını,kendisinin ve başkalarının mutluluğu (özellikle eş ve çocuklar) için bunlardan yararlanmasını sağlamaktır.”
cumhuriyet portal

2/18/2011

kellik için çok etkili olan bu ilaç iktidarsızlığa yol açıyor

    2/18/2011 10:37:00 ÖS   Yorum yok
iktidarsızlığa yol açıyor

Bazı doktorlara göre, yaygın olarak kullanılan kellik ilacı Propecia genç erkeklerde iktidarsızlığa neden olabilir.


İngiltere'de ve Türkiye'de Propecia adıyla satılan finasteridin ciddi yan etkileri olduğu ve bu yan etkilerin ilacın etiketinde uygun şekilde belirtilmediği ifade ediliyor.

20'li yaşlardaki erkeklerin dörtte biri kellikle karşı karşıya kalıyor.


İngiltere'de 20'li yaşlarında kısmi kellikten etkilenen erkeklerin sayısı 6,5 milyon.

Edinburgh'tan 26 yaşındaki James, saç kaybettiğini fark etmesi üzerine paniğe kapıldığını ve internette yaptığı araştırma sonucunda Propecia adlı bir ilaç bulup aldığını söylüyor.

Kelliğe karşı oldukça etkili olduğu klinik deneylerce de onaylanan ilaç James üzerinde de sonuç vermiş.

Araştırmalar, ilacı kullanmaya başlayan 10 erkekten dokuzunun beş yıl boyunca saç kaybı yaşamadığını ortaya koyuyor.
Yan etkiler

Propeica'yı üreten Merck adlı firma, internet sayfasında, ilacın erkeklerin yüzde ikisinin cinsel gücüyle ilgili yan etkileri olabileceğini kabul ediyor.

İlacın ereksiyon olma kabiliyetini zayıflattığı ancak sorunun ilacı kullanmaya başlayınca ortadan kalktığı da belirtiliyor.

Ancak James, cinsel güçle ilgili yan etkilerini fark ettiğinde ilacı kullanmayı bırakmasına rağmen işler daha da kötüye gitmiş.

Üç hafta sonra 'kıyametin koptuğunu' ve neredeyse tümüyle iktidarsız hale geldiğini söylüyor.

Ardından gittiği bir doktor, ona testosteron terapisi uygulamış.

Bu tedavi yönteminin hayat boyu sürmesi gerekiyor.


İrlanda ve Amerika Birleşik Devletleri'nde James'in başına gelenlerin münferit bir olay olmadığını, birçok kişinin başına geldiğini söyleyen doktorlar var.

Propecia'yı üreten Merck firması ise ilacın güvenli olup olmadığını sürekli kontrol ettiklerini ve cinsel güçte azalma yan etkilerinin görülmesi üzerine bunu ilacın etiketinde ifade ettiklerini söylüyor.

Firma ayrıca, bu durumların oldukça nadir olduğunu ve Propecia dışında başka bir şeyden de kaynaklanabileceğini savunuyor.
bbc türkçe sağlık

1/31/2011

birden çok partnerle oral ilişki kafa ve boyun kanseriyle ilişkili olabilir

    1/31/2011 09:27:00 ÖS   Yorum yok
kafa ve boyun kanseri

Wisconsin Üniversitesi Tıp Fakültesi profesörlerinden kulak-burun-boğaz uzmanı Dr. Greg Hartig, cinsel aktiviteyle (özellikle oral seksle) yayılan HPV enfeksiyonlarıyla kafa ve boyun kanserleri arasında bir korelasyon olduğunu keşfetti.



Gawker sitesinin haberine göre, uzmanlar HPV ve bu tip kanserler arasında kesin bir ilişki tespit edilse bile bağlantıyı tamamen oral sekse indirgemenin doğru olmayacağını belirtiyorlar.


2007 yılında New England Tıp Dergisi'nde yayınlanan makale, kafa ve boyun kanserlerine yakalanan genç hastaların oral HPV testlerinin pozitif çıktığını, hem vajinal hem oral sekste birden çok partnere sahip olduklarına dikkat çekiyor.
cumhuriyet portal 

1/19/2011

denizlide üretilen tıbbi mantar cinsel gücü arttırıyor adı kral mantarı

    1/19/2011 11:27:00 ÖS   Yorum yok
cinsel gücü arttırıyor

Agroma Mantarcılık'ın ortaklarından Ziraat Yüksek Mühendisi Mehmet Atmaca, yaptığı açıklamada, TÜBİTAK'ın desteğiyle 2005 yılından bu yana yaptıkları ıslah çalışmalarıyla son derece yüksek kalitede tıbbi mantar türleri ürettiklerini belirtti.


Tıbbi mantar türlerinin Çin, Hindistan, Japonya ve ABD'de sağlık açısından sağladığı doğal faydaları nedeniyle yemeklik olarak tüketiminin oldukça yaygın olduğunu, Avrupa'da ise daha yeni yeni tanınmaya başlandığını ifade eden Atmaca, Türkiye'de de bu mantar türlerine ilginin her geçen gün artttığını dile getirdi.


En büyük ilgi cinsel gücü arttıran güce


Atmaca, ürettikleri tıbbi mantar türleri arasında en büyük ilgiyi Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ile Asya'da Çin'in bazı bölgelerinde yetişen ve ''Kral mantarı'' olarak da anılan ''Pleurotus Eryngii'' mantarının gördüğünü ifade etti.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .