-->
bebek gelişimi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bebek gelişimi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7/01/2011

bebekler üç aylık olduklarında seslerdeki duyguları hissedebiliyor

    7/01/2011 05:16:00 ÖS   Yorum yok

Londra'daki King's College Psikiyatri Enstitüsü'nden araştırmacılar, uyuyan 3 aylık 21 bebek üzerinde yaptıkları elektronik tarama sırasında bebeklerin beyninin farklı seslere göre değişik tepkiler gösterdiğini belirledi.

Daha önceden, insan beyninin ses ve duyguları ne zaman "işleme koymaya başladığı" fazla bilinmiyordu.
seslerdeki duyguları hissedebiliyor
Bilim adamları bu araştırmayla otistik olan ve olmayan beyinlerin nasıl geliştiğini öğrenmeyi umuyorlar.

İşlevselManyetik Rezonans Görüntüleme (fMRI) ile bebeklerin, su akışı veya oyuncak sesi gibi arka plandaki seslerin yanı sıra, gülme, ağlama gibi "duygusal sesler"e verdikleri tepkiler kaydedildi.

İnsan sesi kayıtları çalındığında, bebeklerin beyinlerindeki temporal korteksin, tıpkı yetişkinlerin beyinlerinde olduğu gibi harekete geçtiği görüldü.

Beynin bu bölgesinin, olumsuz ya da üzücü seslere kuvvetli tepki gösterirken, nötr ve sevinçli sesler arasında bir ayrım yapmadığı gözlendi.


King's College'da görevli Prof. Declan Murphy, "Bu buluş, bebek gelişimini anlamamızda önemli bir ilerleme sağlayacak." dedi.

Prof. Murhpy, BBC'ye yaptığı açıklamada, beynin nasıl çalıştiğını saptamanın, nerelerde hata yaptığının anlaşılmasına yardımcı olacağını söyledi.

University College London'da çalışan Dr. Evelyne Mercure de, bulguyu, "Beyindeki özel bölgelerin çok erken yaştan itibaren varolduğunu göstermek açısından ender bir veri." diye niteledi.

Tıbbî araştırmacılar, kardeşleri otistik olan ve kendilerinde de otizmin gelişmesi olasılığı bulunan bebeklerin beyinlerini de taramadan geçirerek farklılıkların ne zaman saptanabileceğini inceliyorlar.

4/19/2011

hamile kadınların beslenme şekli bebeklerin dna'sını değiştiriyor

    4/19/2011 06:31:00 ÖS   Yorum yok
bebeklerin dna'sını değiştiriyor
Anne karnında bebek

İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre, anne adaylarının hamilelik sırasında beslenme şekli, bebeklerinin DNA'sında değişiklikler yaratarak obezite riskini artırabiliyor.


Southampton Üniversitesi'nden uzmanların Diabetes (Diyabet) dergisinde yayınlanacak olan çalışmasına göre düşük düzeyde karbonhidrat tüketmek, bebeğin genlerinde bazı unsurların değişmesine yol açıyor.

Bu değişikliklerin görüldüğü bebekler, yaşamlarının ileriki aşamalarda daha çok kilo alıyor.


Yani anne düşük karbonhidratlı biar beslenmeye geçerse, çocuğunun kilo alma riskini artırıyor.

İngiliz Kalp Vakfı, bu nedenle kadınların beslenme ve yaşam tarzları konusunda daha çok bilinçlendirilmesini istiyor.
Bebek DNA'sını çevreye göre programlıyor

Uzmanların teorisine göre, anne karnında gelişimini sürdüren bebek, dünyaya geldiğinde karşılaşacağı ortama hazırlıklı olmaya çalışıyor ve DNA'sında buna göre değişiklikler oluyor.

Yani karbonhidratı az bir ortamda gelişen bebek, yeterli besin olmadığı varsayımıyla vücudunu depolamaya programlıyor.

Daha önce hayvanlarda yapılan çalışmalarda da beslenmenin gen işlevlerinde değişiklik yaratabildiği belirlenmişti. Buna, epigenetik değişim deniyor.

Bu alana eğilen uzmanlar çevre ile genlerin nasıl bir etkileşim içinde olduğunu anlamaya çalışıyor.

Söz konusu araştırmada, uzmanlar göbek bağından numuneler alarak 'epigenetik markörleri' inceledi.


Bu veriler hamileliklerinin başlarında şeker ve nişasta alımı az, düşük karbonhidratlı gıdalarla beslendiğinde, çocuklarda bu markörlerin geliştiğini belirledi.

Daha sonra da bu markörler ile aynı çocukların altı ve dokuz yaşında obez olma riski arasında ciddi bir bağ ortaya çıkarıldı.
Anahtar A vitamini

Uluslararası uzmanların katkıda bulunduğu çalışmaya liderlik eden Profesör Keith Godfrey, BBC'ye açıklamasında "Şaşırtıcı olan, bu verilerin altı ile dokuz yıl kadar sonra çocuklardaki şişmanlığın dörtte birini açıklaması" dedi.

Raporda genetik özelliklerin doğum kilosundan "çok daha büyük" etki yaptığı ve annenin zayıf ya da kilolu olmasıyla bir ilgisi bulunmadığı kaydediliyor.

Söz konusu değişiklikler A vitamini için reseptörler yaratan RXRA geninde görüldü. A vitamini, hücrelerin yağları nasıl işleyeceğini belirliyor.

Profesör Godfrey, "bu hem çok etkileyici hem de potansiyel önemi büyük bir araştırma" dedi.

"Hamile kadınlar beslenme konusunda tavsiyeler alıyor ancak bu konu, çoğu zaman sağlık personeli için öncelik olmayabiliyor."

"Bu araştırma ise bebeklerinin uzun vadeli sağlık durumunda etkili olduğu için annelerin beslenme tavsiyelerini dikkatle izlemesi gerektiğini gösteriyor."

İngiliz Kalp Vakfı'ndan Profesör Mark Hanson da araştırmanın epigenetik değişimlerin kısmen de olsa yaşamın ilk dönemleri ile daha sonraki hastalıklar arasında bağlantı oluşturduğuna ilişkin önemli kanıtlar sunduğunu söyledi.

Hanson bunun kadınların gelecek nesillerin sağlığını iyileştirebilmek için beslenme konusunda daha fazla desteğe ihtiyacı olduğunu gösterdiği görüşünde.

bbc türkçe sağlık

4/04/2011

çinde 300 ineğe insan geni enjekte ederek anne sütüne eşdeğer süt ürettiler

    4/04/2011 05:53:00 ÖS   Yorum yok
anne sütüne eşdeğer

Çin'in başkenti Pekin'deki Ziraat Üniversitesi'nde anne sütü veren inek yetiştirildi.


Araştırmaya öncülük eden Prof. Ning Li, 300 kadar ineğe insan geni enjekte edildiğini, bu hayvanların şimdi, anne sütüyle aynı içeriğe sahip süt vermeye başladığını söyledi.

Anne sütünün, bebeklerin bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve enfeksiyon riskini azalttığı biliniyor.

Bilimadamları, genetik yapısı değiştirilmiş bu hayvanlardan elde edilen sütün anne sütüne ve bunun yerine kullanılan mamalara alternatif olabileceğini belirtiyor.

Uzmanlar, bu ürünün 10 yıl içinde süpermarket raflarında yerlerini almasını umduklarını söylüyor.


İngiliz uzmanlar da sütün büyük faydalar getireceğini belirtmekle birlikte, bu gelişmenin genetiğiyle oynanmış gıdalara muhalefeti alevlendirebileceğini vurguluyor.
'GDO'lu gıdalara muhalefet artabilir'

Bu teknolojiye karşı çıkan gruplar ve hayvan hakları savunucuları bu sütün güvenliği ve hayvanların sağlığına olası etkileri konusunda şüphe belirterek buluşa sert tepki gösterdi.

Prof. Ning Li, genetik yapısı değiştirilmiş sütün, normal inek sütü kadar güvenliği olduğunu söylüyor.


Li, "Anne sütü, bebeğin gelişimi için ideal oranlarda protein, karbonhidrat, yağ ve vitaminler içeriyor. Her gün tükettiğimiz süt de bize temel gereksinimleri sunuyor. Ancak sindirim ve emilim sorunları var" diyor.
bbc türkçe sağlık
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .