-->
baş ağrısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
baş ağrısı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5/27/2017

Migren kabusunu kökten bitiren aşı geliştirildi

    5/27/2017 08:47:00 ÖS   Yorum yok

kökten bitiren aşı geliştirildi
Migren kabusunu kökten bitiren aşı geliştirildi
Hayatı kabusa çeviren Migren ağrısına aşı geliştirildi hasta ayda bir defa kendisine insülin iğnesi yapar gibi Migren aşısı vuruyor sık veya seyrek Migren ataklarında ağrıyı kökünden bitiriyor.

Migren aşısıyla ilgili çalışmalar 2004 yılında başladı 2016 yılından bu yana Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 13 ülkede eş zamanlı olarak uygulanıyor.

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Uludağ ve Çukurova üniversitelerinde 16 hastaya uygulandı sonuçlar çok başarılı.

Migren aşısı ne zaman Türkiye'de olacak


Sevda Oral'da 10 yıllık Migren hastasıydı Profesör doktor Derya Uludüz'ün 1 yıllık aşı tedavisiyle Migren hastalığından tamamen kurtuldu Migren aşısı 1 yıl boyunca ayda 1 defa kullanılıyor sonra ara veriliyor Migren aşısının sonuçları Eylül ayında Dünya baş ağrısı kongresinde açıklanacak onay alınıp Amerika'da piyasaya çıktıktan sonra Türkiye'ye gelecek Migren hastaları Migren aşısının dört gözle Türkiye'ye gelmesini bekliyor

10/13/2014

Alışveriş Merkezlerinde Dolaşan "Adenol Virüsü" çok çabuk bulaşıyor

    10/13/2014 02:49:00 ÖS   Yorum yok


Virüsü kapmak kolay atlatmak zor vücuda girdikten bir hafta sonra başlıyor belirtileri

Virüsün adı "Adenol" sağlığını önemseyenlerin Alışveriş Merkezlerinden soğutacak gibi çünkü kapalı ve kalabalık ortamlardan bulaşıyor.


Virüsü kapmak kolay atlatmak zor vücuda girdikten bir hafta sonra başlıyor belirtileri bulaşması ise çok kolay bulaştıktan birkaç gün sonra Baş Ağrısı, Baş Dönmesi, Mide Bulantısı, İshal, Aşırı Halsizlik hissediyor

Hasta tedavi edilmezse bedene yerleşip ilerliyor


Uzmanlar Alışveriş Merkezleri gibi kapalı ortamlarda fazla zaman geçirmemeyi tuvaletlerde zorunlu olmadıkça kullanmamayı ve sık sık ellerin yıkanmasını öneriyor özellikle Bağışıklık Sistemi zayıf çocukların yakalanma riski çok yüksek

11/26/2011

tıbbi faydaları en fazla olan şifalı bitki bahçe nanesi hakkında

    11/26/2011 12:52:00 ÖS   Yorum yok

Bahçe nanesi (Mentha × piperita), ballıbabagiller (Lamiaceae) familyasından tıbbi faydaları en fazla olan bir nane türü.

bahçe nanesi
Su nanesi (Mentha aquatica) ve kıvırcık nanenin (Mentha spicata) melezi olan bahçe nanesinin Dünya'nın her yerinde tarımı yapılır. Yaprakları ve çiçekli uç kısmı kullanılır. %1-3 oranında mentol, menton, flavonoidler, fenoller, triperten ve tanen içeren uçucu yağ taşır.

Sindirim sistemi


Nane sindirim sistemi için iyi bir bitkidir. Safra ve mide sekresyonunu uyarır, hazımsızlık ve gaz şikayetlerini hafifletir. Mide bulantısını önler. Antispazmodik özelliği sayesinde mide ağrıları ve gazdan doğan barsak kramplarında etkilidir. Kabızlık ve ishal şikayetlerinde de bu etkisini gösterir. İyi bir sindirim için yemeklerden sonra bir fincan nane çayı alınması önerilir.

Enfeksiyonlar üzerine


İçerdiği esansiyel yağlar antiseptik ve mantarları öldürücü özellik taşırlar. Bu özelliği gastroenteritlerde etkili olmasının bir başka sebebidir. Birkaç damlası ile bronşitli hastalarda göğüse, farenjitli hastalarda boğaza ve sinüzitli hastalarda sinüslerin üstüne yapılacak masaj etkili olur. (Bu masaj geceleri yapılırsa uyumayı engelleyebileceğinden sabahları yapılması tavsiye edilir.) Uyarıcı özelliği vardır.

Deriye uygulanmasıyla ağrı kesici özelliği vardır. Baş ağrılarında suyla karıştırılmış nane yağının 10 dakikalık uygulaması yeterlidir. Burkulmalarda da nane yağı ile masaj faydalı olur.

4/25/2011

gereğinden fazla vitamin kullanımı çeşitli hastalıklara yol açıyor

    4/25/2011 10:19:00 ÖS   Yorum yok
çeşitli hastalıklara yol açıyor

Son günlerde hava sıcaklıklarındaki dengesizlik adeta hastalık saçıyor. Hasta olanlar ağrı kesici ve ateş düşürücülerinin yanında mutlaka vitamin alırken sağlıklı kalmak isteyenler de doktora danışmadan bilinçsizce vitamin takviyesi alıyor. 

Ancak gelişigüzel vitamin kullanımı yaradan çok zarar getiriyor. Memorial Şişli Hastanesi Dahiliye Bölümü’nden Uz. Dr. Gürkan Yurteri, gereğinden fazla alınan vitaminlerin vücudumuza vereceği zararlar hakkında önemli bilgiler verdi.

Sağlıklı bir sinir sistemi için B6, iyi bir göz ve cilt için A, kanserden korunmak için E, kemiklerimiz için K vitamini… Görüldüğü gibi sağlığınızı ve güzelliğinizi korumanın yolu vitaminlerden geçiyor. Peki, vitamin ve minerallerin fazla kullanıldığında yanlış beslenmenin yarattığı sorunları gideremediği gibi, vücudumuza da zarar verdiğini biliyor muydunuz?

Vitamin ve mineraller, sağlıklı yaşamın vazgeçilmez bir parçası olan organik maddelerdir.


Vücudumuz, işleyişini sürdürebilmesi için bu maddelere çok az miktarlarda da olsa gereksinim duyar. Ancak bu vitaminler aşırı dozda kullanıldığında, baş ağrısı, bulantı, kusma, idrar yolu rahatsızlıklarına, hatta ölüme kadar gidebilen problemlere neden olabilir.

Vitamin ihtiyacını karşılamanın en doğru yolu dengeli beslenmek.


Vitaminlerin çoğu bitkisel ve hayvansal besinlerde bulunur. Karbonhidrat, yağ, protein gibi ana besin öğeleri ile yeterli miktarda yapılan dengeli beslenmede vücudun günlük vitamin ihtiyacı karşılanır. Ancak çeşitli fizyolojik (Gebelik, spor, gelişme çağı gibi), patolojik (Ateş,ishal,travma...vs) durumlar, çevresel faktörler (İklim,coğrafi bölge) ve ilaç tedavileri vitamin gereksinimini artırabilir.


Eğitim seviyesi vitamin kullanımını etkiliyor.

Vitamin kullanımının kadınlar, yaşlılar, gelir düzeyi yüksek olanlar, iyi eğitimliler, sigara içmeyenler (özellikle eski içiciler), çok fazla içki içmeyenler ve iyi beslenmenin hastalıklara iyi geleceğine inananlarda daha yaygın olduğu bilinmektedir.


Fazla vitamin tüketilmesinin yol açtığı hastalıklar!

•A vitamini fazlalığı; daha çok baş dönmesi, çift görme, baş ağrısı, kasılma nöbetleri, dudaklar ve avuç içlerinin soyulması, şiddetli kusma, kafa içi basıncı artışı şeklinde belirti verir ve bu belirtiler kullanımdan 6 saat sonra ortaya çıkar. A vitamini zehirlenmesi de diyebileceğimiz kronik toksisite ise günde 15mg dozda 3 aydan uzun süre kullanıldığında gelişir. Bu durumda ise kişilerde kuru cilt, kusma, kellik, kemik ağrıları, kalsiyum yükselmeleri, lenf bezlerinde büyüme, kan yağlarında yükselme, regl olamama, yalancı beyin tümörü belirtileri, sinirlilik, huzursuzluk, kansızlık görülebilir.


Yaşlılar A vitamini zehirlenmelerine daha duyarlı

Gebe kadınlara yüksek doz A vitamini verildiğinde düşüklere, bebekte kalp ve kafa anomalilerine rastlanabilir. Gebelikte, günlük A vitamini dozu belirli bir seviyeyi aşılmamalıdır. Yaşlılar, alkolikler, karaciğer hastalığı olanlar vitamin A zehirlenmesine daha duyarlıdırlar. Klinik çalışmalarda akciğer kanseri gelişme riski olan kişilerde (ailesinde olması, sigara içmesi, kanserojen maddeye maruziyet gibi) yüksek doz beta karoten alımının kansere yakalanma riskini artırdığını ortaya koymuştur.

•B vitamini fazlalığı; genellikle zehirlenmeye sebep olmaz. Ancak çok yüksek dozlarda alınırsa zehirlenme görülebilir. Belirtileri, hissizlik, yürüyememe, cilt rahatsızlıkları, gözlerde ışık hassasiyeti, uykusuzluk, bitkinlik, baş ağrısı, çarpıntı, ishal şeklinde görülebilir.

•C vitamini fazlalığı; 2 gramdan fazla alındığında karın ağrısı, bulantı ve kusma şeklinde kendini gösterir. Uzun süreli ve yüksek doz kullanımının böbrek taşı oluşturabileceğinden korkulur. Bir diğer olası yan etkisi demir preparatı kullanan hastalarda demir yüklenmesine neden olmasıdır. 1 gramın üzerinde alımlarda, idrardan bakılan şeker ölçümlerini bozar. Ayrıca bazı enzim eksikliği olan hastalarda kan hücrelerinin yıkımına neden olabilir.

•D vitamini fazlalığı; kanda kalsiyum yükselmesine, böbrek hastalıklarına, damar
sorunlarına, böbrek taşlarına neden olabilir. D vitamini toksisitesinin yani zehirlenmesinin neden olduğu böbrek yetmezliği ya da kalp yetmezliği sonucu ölüm dahi ortaya çıkabilir. Toksisite günde 10000IU in birkaç ay boyunca alınmasıyla ortaya çıkar. Erken toksisite belirtileri kemik ağrısı, kabızlık, sersemlik hali, ağız kuruluğu, sürekli baş ağrısı, artmış susuzluk, iştahsızlık, düzensiz kalp atışı, kas ağrısı, ağızda metalik tat, bulantı, kusma şeklindedir. Kronik toksisite kemik ağrısı, idrarda bulanıklık, gözlerde kızarma, cinsel isteksizlik, gözlerin ışığa hassasiyetinde artma, ciltte kaşıntı, bulantı, kusma, şiddetli mide ağrısı, psikiyatrik problemlerle kendini belli edebilir.

E vitamini fazlalıgı; kanın pıhtılaşmasını önler. Özellikle kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalara önerilmez. 1 gramın üzerindeki dozlarda bulantı, gazlanma ve ishal yapabildiği bildirilmiştir.

F vitamini fazlalığı; vücuttaki yaraların geç iyileşmesine ve yorgunluk hissedilmesine
sebep olabilir.

K vitamini fazlalığı; kanın pıhtılaşmasında ve yıkılmasında problemler yaratabilir.

B6 vitamini fazlalığı; da ayaklarda uyuşma ve ellerde his kaybına neden olabilir.

Sonuç olarak “Vitamin bu, ilaç değil ki ortada doktorluk bir durum yok” demek doğru değildir. Vitamin takviyesi yapmadan önce mutlaka doktora danışılması gerekir.
cumhuriyet portal

2/27/2011

Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma tekniği ile baş ağrısı tedavisi

    2/27/2011 07:12:00 ÖS   1 yorum
baş ağrısı tedavisi

Davranış Bilimleri Enstitüsü (DBE) Yetişkin ve Aile Psikolojik Danışmanlık Merkezi Çift ve Aile Terapisti Şirin Hacıömeroğlu, travma sonrası stres bozukluklarının tedavisinde kullandıkları ''EMDR'' (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) yöntemiyle, migren hastalarının sorunlarını hafiflettiklerini bildirdi.


Davranış Bilimleri Enstitüsü (DBE) Yetişkin ve Aile Psikolojik Danışmanlık Merkezi Çift ve Aile Terapisti Şirin Hacıömeroğlu, baş ağrılarında en yaygın olanlarının, migren, gerilim tipi ve küme tipi ağrılar olduğunu vurgulayarak, migrenin 4 ile 72 saat arasında sürebildiğine işaret etti. Migrenin genetik yatkınlığının da olduğunu belirten Hacıömeroğlu, ancak ortaya çıkmasının genellikle bir olayla tetiklendiğini söyledi.

Hacıömeroğlu, genellikle migrene, mide bulantısı, aşırı ışık ve ses duyarlılığının eşlik ettiğini ifade ederek, şöyle devam etti: ''Araştırmalarda, migrenin en çok yanlış teşhis koyulan hastalıklardan olduğu belirtiliyor. Migren kadınlarda daha fazla görülüyor ve bunu adet dönemi daha çok tetikliyor. Gerilim tipi baş ağrısının yaygınlığı ise yüzde 90'larda görülmektedir. Bu da migren gibi insan hayatını oldukça etkileyen bir ağrı. Başın sızlaması, sıkılması gibi hissediliyor. Stres ve uykusuzluk bir numaralı tetikleyicileri. Travma sonrası stres bozukluklarının tedavisinde kullanılan EMDR yönteminin, migren hastalarının sorunlarını hafiflettiğini tespit ettik. Bu konuda yeni bir proje geliştirerek migren hastaları üzerinde EMDR yöntemini uygulayıp, baş ağrısının şiddetini, süresini veya sıklığını azaltmayı başardık.''

Şirin Hacıömeroğlu, ''EMDR'' yönteminin travma tedavisinde kullandıkları çok etkili bir teknik olduğunu söyledi. ''Artık EMDR'nin kullanımı bir çok alana kaymış durumda. Madde bağımlılığını dahi bu yöntemle tedavi edebiliyoruz'' diyen Hacıömeroğlu, şöyle devam etti: ''Travma sonrası psikolojik sorunların çözümü için kullanılan EMDR yöntemi, DBE tarafından geliştirilen yeni bir proje ile migren, gerilim tipi baş ağrısı gibi birincil baş arısı çekenlerin derdine çare oluyor. Proje çerçevesinde, kronik günlük baş ağrısı olan kişilere uygulanan

EMDR yöntemi sayesinde, hastalardaki ağrı şiddeti, sıklığı, süresi ve alınan ilaç miktarında ciddi düşüşler oldu. 


Bu yöntem ile yapılan, geçmişte yaşanan ve güne taşınan bazı olay ve anıları elden geçirmektir. Bunların yol açtığı hoş olmayan duygular ve ya bedensel duyguları zayıflatmak, acı vermeye devam etmesini önlemektir. EMDR'de kişi, acı veren anısıyla, güvenli bir ortamda yüz yüze geliyor. Bu şekilde onun üzerine gidebilme ve üstesinden gelmek için harekete geçme cesareti buluyor. Mevcut stres faktörünü tetikleyen uyarana karşı duyarsızlaştırılıyor.''

Hacıömeroğlu, uygulamanın, EMDR yönteminin yenilikçi bir tarzda yorumlanması olduğunu ve elde ettikleri başarının kısa bir süre içinde yurt dışında da ilgi gördüğünü belirtti. Hacıömeroğlu, ilaç tedavilerinin, baş ağrılarının azaltılması ve engellenmesinde, sadece geçici bir rahatlama sağladığını ifade ederek, EMDR'nin her tür kronik baş ağrısı çeken hastalar için ideal bir alternatif tedavi olduğunu dile getirdi.
cumhuriyet portal

1/19/2011

kahvenin bilinmeyen özellikleri hakkındaki araştırma sonuçları

    1/19/2011 06:52:00 ÖS   Yorum yok
kahve antioksidanlar içeriyor

Yeşil ve siyah çay gibi, kahve de antioksidanlar içeriyor. Bu da kansere yol açan hücrelerin çoğalmasını engelliyor.


Baş ağrıları
Migreni olumsuz yönde etkileyen kahve, şaşırtıcı bir biçimde baş ağrısına iyi geliyor. Baş ağrısı ilaçlarında bulunan bazı maddeleri içeren kahve, ağrı kesicilerle kıyaslandığında, yüzde 40 oranında baş ağrısında daha etkili oluyor.


Beyin Uyarımı
Kahve konsantrasyona yardımcı oluyor. Yapılan araştırmalarda, okul çağındaki çocukların az miktarda kahve ile süt içtiklerinde sabahki derslerinde daha başarılı oldukları görülüyor.

Karaciğer sağlığı
Düzenli kahve içenlerin siroz gibi karaciğer rahatsızlıklarından daha az şikayet ettiği görülüyor.

12/19/2010

sinüzit tedavi edilmesse zatürreye davet çıkarıyor

    12/19/2010 07:10:00 ÖS   Yorum yok
zatürreye davet çıkarıyor

Sinüzit yüzde dolgunluk, baş ağrısı ve burun akıntısı gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Soğuk havalarda ortaya çıkan bu rahatsızlık her yaş gurubunu etkiliyor. Sinüzit tedavi edilmediği durumlarda ise zatürre ve bronşite yol açabiliyor.


Bir haftayı geçen soğuk algınlığı şikayetleri sinüzite uygun zemin oluşturuyor. Geniz akıntısı, burun tıkanıklığı, kuru öksürük , yüzde dolgunluk ve başağrısı ile başlıyor belirtiler.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .