-->
kemoterapi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kemoterapi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12/06/2013

Yemeden içmeden kesilen Lösemi Hastası Minik Yağız'ı Polis amcaları iyileştirecek

    12/06/2013 12:53:00 ÖÖ   Yorum yok
babası son çare valiliğe başvurdu
Yemeden içmeden kesilen Lösemi Hastası Minik Yağız'ı Polis amcaları iyileştirecek
Yağız'a yemek yedirebilmek için babası son çare valiliğe başvurdu valilik de lösemi hastası yağız yemek yiyebilsin diye polisi görevlendirdi sofra kuruldu polis amcaları onu elleriyle doyurdu Adana'daki yıldız çiftinin 4 yaşındaki tek çocuğu yağız 6 ay önce lösemi teşhisi kondu ancak minik bedeni kemoterapiye cevap vermedi zamanla yiyemez ilaçlarını içemez oldu yağız.

3/20/2013

Prostat Kanseri tedavisinde kullanılan yöntemler ereksiyon bozukluğu yapabiliyor

    3/20/2013 04:02:00 ÖS   Yorum yok

İngiltere merkezli kanserle mücadele örgütlerinden Macmillan Kanser Vakfı, İngiltere'de her yıl 40 bin kişiye prostat kanseri teşhisi konduğunu ve tedavi nedeniyle cinsel yaşamı sona eren 160 bin erkek bulunduğunu bildirdi.


Prostat kanseri tedavisinde kullanılan ameliyat, radyoterapi ve hormon tedavisi gibi yöntemler ereksiyon bozukluğuna neden olabiliyor.

Sinir tahribatına uğrayan bazı hastalarda bu sorunun kalıcı olduğunu, bazılarında cinselliğe karşı psikolojik bariyer oluşturulması nedeniyle sorun çıktığını, bazı durumlarda ise sorunun geçici olduğu ifade ediliyor.

Prostat kanseri hastalarının üçte ikisi ereksiyon sorunu yaşıyor.

Kanser Vakfı'ndan Profesör Jane Maher, bunun hastaları bekleyen büyük bir sorun olduğunu ifade ederek hastaların tedaviden önce bu konuda aydınlatılması gerektiğini vurguladı.

Vakfa bağlı çalışan psikolog Dr Daria Bonanno "Prostat kanseri olan birçok erkek ereksiyon bozukluğunu erkekliğin kaybedilmesi olarak görüyor ve yardım almaktan çekiniyor. Bu durum onların eşlerinden uzaklaşmasına ve durumun daha da kötüleşmesine neden olabiliyor" dedi.

Prostat kanseri uzmanı Profesör Malcolm Mason ise tıklayın yeni tedavi teknikleri ile yan etkileri asgariye indirecek yöntemler geliştirmek için araştırmaların devam ettiğini belirtti. bbc türkçe

10/14/2012

Kanser olan eşine destek için saçını kazıtınca kendisininde kanser olduğunu öğrendi

    10/14/2012 12:59:00 ÖS   Yorum yok

Bud Stringer, meme kanseri olan eşine kemoterapi sürecinde destek olmak için saçını kazıttı. Saçlarının gitmesiyle başının üzerinde siyah bir leke ortaya çıkan Stringer, yaptırdığı testler sonucunda ‘melanoma’ adıyla anılan bir tip cilt kanserine yakalandığını öğrendi.

Bir bozuk paranın yarısı büyüklüğündeki tümör bulunduğunda boyun lenf bezlerine sıçramak üzereydi.

Moffitt Kanser Merkezi’nden Doktor Vernon Sondak, “Bud eşini desteklemek için saçlarını kazıtmasaydı, lekeyi fark etmesi uzun zaman alacaktı” açıklamasını yaptı.

Daily Mail’in haberine göre, Stringer’ın eşi Dolly’e Nisan ayında meme kanseri teşhisi konmuştu. Kemoterapi tedavisine başlayan Dolly’e yakında eşi de katılacak.

İki çocuk sahibi 20 yıllık evli çift kansere karşı birlikte savaşıyor. Yakınları çiftin duruma pozitif baktığını ve en kısa sürede sağlıklarına kavuşacağını belirtti. cumhuriyet

5/10/2012

kanser hastalarını kemoterapinin yan etkilerinden korumak için kök hücre kalkanı

    5/10/2012 02:40:00 ÖS   Yorum yok

Kemoterapi ilaçları hızla bölünen kanser hücrelerini öldürmeye çalışıyor ancak bu ilaçlar kemik iliği gibi sağlıklı vücut dokularına da zarar veriyor.

kök hücre kalkanı

Science Translational Medicine dergisinde yayınlanan bir araştırmada genetik olarak modifiye edilmiş kök hücreler kemoterapi sırasında kemik iliğini korumakta kullanılmış.

Cancer Research UK araştırmanın kemoterapinin yan etkileri ile savaşa yepyeni bir yaklaşım getirdiğini söyledi.

Tedavi sırasında zarar gören kemik iliği yeterli kan hücresi üretemiyor.


Tedavi sonucunda daha az akyuvar hücresi üretiliyor bu da enfeksiyon riskini artırıyor.

Alyuvarlardaki azalma ise nefes darlığına ve sürekli yorgunluğa neden oluyor.

Araştırmanın yapıldığı ABD'nin Seattle eyaletindeki Fred Hutchinson Kanser Araştırma Merkezi'nden bilimadamları kemoterapinin yan etkilerinin kanser tedavisinde büyük sıkıntı yarattığını, bazen tedavinin durdurulmasına neden olabildiğini söyledi.
'Koruma kalkanı'

Araştırmacılar beyin kanseri olan üç hastanın kemik iliğini kemoterapi sırasında kök hücre kullanarak korumaya çalıştılar.

Araştırmacılardan Dr Jennifer Adair ''Kemoterapi tedavisi hem kanser hücrelerine hem de kemik iliklerine saldırıyor ancak bu yeni yöntemle iliklere koruyucu kalkanlar veriyoruz ve tedavide tek zarar gören tümör hücreleri oluyor''

Hastaların kemik ilikleri alındı ve bu iliklerden kök hücre çıkarıldı.


Daha sonra kök hücreler genetik olarak kemoterapiden zarar görmeyecek şekilde modifiye edildi ve vücuda geri yerleştirildi.

Araştırmacılardan Prof Hans-Peter Kiem ''Deney sonucunda hastaların kemoterapi ile daha iyi başedebildiklerini gördük'' dedi.

Araştırmacılar deneye katılan üç hastanın beyin kanserinin o cinsine sahip olan hastalara verilen tahmini yaşam süresi olan 12 aydan çok daha uzun yaşadıklarını söylediler.

Deneklerden biri, tedaviye başlanmasının üzerinden 34 ay geçmiş olmasına rağmen halen hayatta.

Cancer Research UK bilimadamı Prof Susan Short ''Bu çok ilgi çekici bir araştırma ve kemoterapi karşısında vücudu koruma çabasına yeni bir bakış açısı getiriyor'' dedi.

Short ''Ancak deneylerin devam etmesi gerek'' dedi.bbc türkçe

5/07/2012

hintsafranı'nda bulunan kurkumin bağırsak kanseri tedavisinde kullanılacak

    5/07/2012 02:01:00 ÖS   Yorum yok

Köri yapımında kullanılan hintsafranı adlı baharatta bulunan kurkumin adlı kimyasal daha önce de başka faydaları nedeniyle gündeme gelmişti.

bağırsak kanseri tedavisinde

Araştırmalar şimdiden kimyasalın laboratuvarda geliştirilmiş kanser hücrelerini ortadan kaldırabildiğini gösterdi.

Ayrıca kurkuminin bunama ve felç hastalarına da iyi geldiği biliniyor.

Şimdi, İngiltere'nin Leicester kentindeki hastanelerde kurkuminin kemoterapi ile birlikte yarattığı etkiler test ediliyor.

İngiltere'de her yıl 40 bin kişiye bağırsak kanseri teşhisi konuluyor.

Kanserin bağırsaktan vücudun öteki organlarına sıçraması durumunda hastalara üç farklı kemoterapi ilacı bir arada veriliyor, ancak vakaların yarısında ilaçlar etkili olmuyor.

Leicester Royal Infırmary ve Leicester General Hospital'da gerçekleştirilecek deneyde hastalara kemoterapi tedavisine başlamadan yedi gün önce kurkumin tabletleri verilecek ve kimyasalın hastalığın gelişimindeki etkisi ölçülecek.

'Tedavi etmesi zor'


Araştırmayı yürüten Prof William Steward, hayvanlarda yapılan testlerde kurkumin ile kemoterapinin bir arada uygulandığı deneklerin tedaviye çok daha olumlu yanıt verdiğini gördüklerini söyledi.

Steward ''Bağırsak kanseri vücuda bir kez yayıldımı tedavisi çok zor çünkü kemoterapinin yan etkileri hastaların uzun süre ilaçları almasına imkan vermiyor. Kurkumin'in kanser hücrelerinin kemoterapi ilaçlarına karşı olan hassasiyetini artırıyor oluşu önemli çünkü bu sayede daha düşük dozda kemoterapi ile hastaları daha uzun süre tedavi etmek mümkün olabilecek'' dedi.

Steward sözlerine ''Bu araştırma henüz başlangıç aşamasında ancak kanser tedavisinde bitkileri kullanmak çok umut vadeden bir tedavi. Bu sayede gelecekte etkili ilaçlar yaratmayı planlıyoruz'' diye devam etti.

Cancer Resarch UK'den Joanna Reynolds "Böyle bir klinik deneme yaparak kurkuminin faydaları hakkında daha fazla bilgi edinmiş olacağız. Ayrıca bu yeni tedavi yönteminin hastalarda yan etkilere neden olup olmadığını da görebileceğiz'' dedi.bbc türkçe

4/25/2012

kanser tedavisinde sıcak kemoterapi uygulaması büyük başarı sağlıyor

    4/25/2012 10:08:00 ÖS   Yorum yok

kanser tedavisinde sıcak kemoterapi uygulaması büyük başarı sağlıyor bu yöntem normal kemoterapinin aksine damardan değil ameliyatla yapılıyor işte sıcak kemoterapi yöntemi

kanser tedavisinde

Prof. Dr. Emel Canbay, adı mesleğine olan aşkı ve kazandığı başarılarla dünya çapında duyulmuş bir doktor. Genel cerrahi ve moleküler onkoloji alanında uzmanlığı bulunan Canbay, insanları kanserin değil gözle görülmeyen tümörlerin öldürdüğünü düşünüyor. Bu noktadan hareketle, ameliyat sürecinde kanserli hücreleri sıcak kemoterapiyle yıkama yöntemiyle temizliyor. Başarı yolculuğunda zorluklarla karşılaşsa da, yolundan asla vazgeçmiyor…

Kanserde ölüm, gözle görülemeyen tümör hücreleri nedeniyle oluyor. 


Standart ameliyatlardan sonra hastalığın tekrarlamasının en sık sebebi de bu. Bu tümör hücreleri zaten birkaç ay sonra herkesin görebileceği büyüklüğe ulaşıyor ve vücudu istila ediyor. Bu tümörlerin hasta tarafından fark edilmesi ise genellikle ameliyat ve tedavilerinden sonraki 12-18. aya tekabül ediyor. Bu nedenle tümörlü dokular ve karın zarı alındıktan sonra bu gözle görülemeyen tümör hücreleri için eklenilecek bir sıcak kemoterapi işlemiyle, hastaların sağ kalma süresi uzuyor ve tedavi olanağı sağlanıyor.

3/19/2012

dünyada sadece 35 kişide görülen su alerjisi olan hastalar ağlarsa ölüyor

    3/19/2012 02:39:00 ÖS   Yorum yok

onun hastalığı su alerjisi dünyada sadece 35 kişide görüldü hastalık o kadar tehlikelik hastalar ağlayamıyor bile ağlarsa ölecek suya alerjisi olan kadın ölüm tehdidi altında

hastalar ağlarsa ölüyor

doktorlar ona su alerjisi teşhisi koydu 27 yaşındaki iskoç kadın çok acı çekse bile ağlayamıyor ağladığında boyun kısmı ve yüzü kıpkırmızı oluyor onun için en zor olanı banyo yapmak genç kadın en fazla iki dakika içinde banyo yapmak zorunda doktorların umudu kanser hastaları için kullanılan ilaçlarda eğer oda işe yaramazsa kemoterapi görecek uzmanlar hastalığı sırasında verilen penisilin iğnesinin yol açtığını düşünüyor


Su ürtikeri bilim insanlarını da şaşırtan bir olgu.


Kimileri bunu, derinin yüzeyindeki ölü deri tabakasındaki kimyasalların su ile çözülüp derinin daha içlerine nüfuz etmesi üzerine bağışıklık sisteminin tepki vermesine bağlıyor.

Almanya'daki Avrupa Alerji Merkezi Vakfı (ECARF) kurucusu dermatolog Marcus Maurer, nedeni ne olursa olsun bu rahatsızlığın büyük bir sorun olduğunu söylüyor. "40 yıldır ürtikerle yaşayan, her sabah kabarcık ve ödemlerle uyanan hastalar var. Yaşam kalitesine etkisi bakımından en kötü cilt hastalıklarından biri" diyor.

3/13/2012

kemoterapi öncesinde ve sonrasında nasıl bir beslenme programı uygulanmalı

    3/13/2012 03:58:00 ÖS   Yorum yok

Universal İtalyan Hastanesi beslenme ve diyet uzmanı Meltem Şeniz Toksoy, kemoterapi tedavisi sırasında ve sonrasında çeşitli yan etkilerin ortaya çıkabileceğini belirterek, ''Bu duruma bağlı olarak kemoterapi öncesinde ve sonrasında beslenmeye çok dikkat edilmeli'' dedi.

beslenme programı

Toksoy, yaptığı yazılı açıklamada, kemoterapinin insan vücudundaki hücrelerin kontrolsüz çoğalmalarını engellemek amacıyla doğal veya yapay maddelerden oluşan ilaçlarla yapılan tedavi biçimi olduğunu, kemoterapide uygulanan ilaç tedavisinin vücuda bazı yan etkilerinin bulunduğunu belirtti.

Tedavi sırasında çeşitli sindirim sistemi rahatsızlıkları ve tat almada değişiklikler görülebileceğine işaret eden Toksoy, ''Bu dönemde kilo kaybı, bulantı, kusma, ishal, kabızlık, anemi, ağız yaraları, halsizlik, saç dökülmesi, ödem gibi birçok yan etkiler görülebilir'' dedi.

Toksoy, mide rahatsızlıkları yaşamamak için aşırı sıcak ve soğuk besinlerin tüketilmemesi gerektiğini ifade ederek, iştahsızlık nedeniyle oluşabilecek kilo kaybını önlemek amacıyla da küçük porsiyonlar ve sık aralıklarla beslenilmesini ve içerisinde yapay madde bulunduran besinlerden ve içeceklerden uzak durulması gerektiğini vurguladı.

Aşırı yağlı yiyeceklerden ve kızartmalardan uzak durulması gerektiğine dikkati çeken Toksoy, şunları kaydetti:


''Kan değerleri düşük olduğunda kırmızı et tüketilebilir, ancak normal şartlarda haftada 2 defa kırmızı et, diğer günlerde de tavuk ve balık tercih edilmeli. Bolca su içilmeli. Çay ve kahve yerine bitki çayları tercih edilmeli. Çorba, yoğurt gibi sıvı besinleri tüketmeye özen gösterilmeli. Kola, gazoz ve portakal suyu, greyfurt suyu gibi gazlı ve asitli içeceklerden uzak durulmalı. Bol bol sebze ve meyve tüketilmeli. Sebzelerden özellikle kükürtlü olanları ve ıspanak, pazı, roka, brokoli, maydanoz, dereotu, lahana, sarımsak, soğan, turp, kereviz gibi antioksidan açısından yüksek olan yeşil yapraklılar tüketilmeli.''

Toksoy, alkol ve sigaradan uzak, tam ve doğal ürünlere dayalı bir beslenme şeklinin benimsenmesi gerektiğini belirterek, ''Kemoterapi tedavisi sırasında ve sonrasında çeşitli yan etkiler ortaya çıkabilir. Bu duruma bağlı olarak kemoterapi öncesinde ve sonrasında beslenmeye çok dikkat edilmeli'' ifadelerini kullandı.

2/17/2012

72 yaşındaki kan kanseri hastası karahindiba kökü ekstresi ile hastalığı tamamen yendi

    2/17/2012 10:06:00 ÖS   Yorum yok

Kanser hastaları için umut verici çalışma, Windsor Üniversitesi Onkoloji Servisi bilim insanları ve Windsor Bölgesel Kanser Merkezi ekiplerince ortaklaşa yürütülüyor.

karahindiba kökü ekstresi

Konuyla ilgili bilgi veren Dr. Caroline Hamm, karahindiba kökü ekstresinin eşsiz bir bitki olduğunu belirterek, bununla tedavisinden umut kesilerek evine gönderilen 72 yaşındaki bir hastanın iyileştiğini anlattı.

John DiCarlio isimli hastanın, 3 yıl süren yoğun lösemi tedavisinin ardından, yapılacak birşey kalmadığı için, kalan ömrünü ailesi ile birlikte geçirmesi için evine gönderildiğini belirten Dr. Caroline Hamm, "Laboratuvarda hazırlanan karahindiba ekstresini, John'un evine götürüp çay olarak hazırladık. Kendisine de nasıl hazırlayacağını öğreterek, bittikçe yenilerini verdik. 4 ay sonra kanser değerlerinde iyileşme saptadık. Aradan geçen 3 yılın ardından John, tamamen iyileşti" dedi.

Karahindiba kökü çayının, herkeste aynı etkiyi göstermediğine dikkati çeken Dr. Hamm, her hastanın ihtiyacı olan dozun belirlenmesinin önemli olduğunu ve buna yoğunlaştıklarını ifade etti.

Doktor tedavisi ve kontrolü altında olan, kemoterapi ya da düzenli ilaç kullanan kanser hastalarının, doktorlarına danışmadan bu çayı kullanmamalarını isteyen Dr. Caroline Hamm, bilim heyetinin Kanada Sağlık Bakanlığı'na ekstre ile ilgili yasal müracaatları yaptığını, bunun kabul edilmesi halinde klinik çalışmaların en az 21 hasta üzerinde başlayacağını söyledi.

Caroline Hamm, 6 ila 8 ay sürecek olan birinci aşamanın ardından, karahindiba kökü çayının hangi kanser türlerine ne oranda iyi geldiğinin belirleneceğini anlattı.
cumhuriyet portal 

10/25/2011

kemoterapi ile birlikte kullanılan akciğer kanseri aşısı ilerlemeyi yavaşlatıyor

    10/25/2011 07:41:00 ÖS   Yorum yok

Lancet Onkoloji Enstitüsü'nde 148 hasta üzerinde yapılan testler, aşının kemoterapi ile birlikte kullanıldığında kanserin ilerleyişini yavaşlattığını gösterdi.


akciğer kanseri aşısı
Benzeri bir deney de "kanserli" protein üretmesi için genetik değişime uğratılmış bir virüsten elde edilen TG4010 adlı aşının kullanıldığı Strasbourg Üniversitesi'nde yapıldı.

Deneye katılan ileri evre küçük hücreli olmayan akciğer kanseri hastalarının hepsine standart kemoterapi tedavisi uygulandı. Bu hastaların yarısına ayrıca genetik değişime uğramış virüs enjekte edildi. Altı ay sonra kontrol edilen hastalardan aşı kullananlarda kanserin ilerlemesinin yavaşladığı gözlendi. Aşıyı kullanan hastalarda hayatta kalma oranı yüzde 43'e yükselirken aşıyı kullanmayanlarda bu oranın yüzde 35'de kaldığı tespit edildi.

Kanser aşısı, tıpkı enfeksiyona karşı geliştirilen aşılarda olduğu gibi bedenin kendi bağışıklık sisteminin eğitilmesine dayanıyor.


Kanserli hücrenin, kontrol edilemez bir biçimde büyüyerek farklı bir görünüm aldığını ve hücre üzerindeki proteinlerin de değişime uğradığını belirten bilim adamları, bağışıklık sisteminin bu değişimleri fark etmek için eğitilebileceğini ileri sürüyor.

Bilim adamları, aşının akciğer hastaları arasında hayatta kalma oranını gerçekten yükseltip yükseltmediğini saptamak için daha fazla araştırma gerektiğini de sözlerine eklediler.

3/30/2011

kemoterapi tedavisi nedeniyle kısır kalan kadınlar hamile olabilecek

    3/30/2011 11:35:00 ÖS   Yorum yok
kadınlar hamile olabilecek

ABD’de çalışan Prof. Kutluk Oktay göğüs kanseri tedavisi gören İngiliz hastanın kemoterapi öncesi alınıp dondurulan yumurtalık dokusunu başarıyla yerine nakletti. Öncü nitelikli ameliyat kemoterapi nedeniyle kısır kalan kadınlar için umut yarattı.


ABD’de çalışan ve kısırlık tedavisi konusunda dünyanın en önde gelen uzmanlarından biri kabul edilen Prof. Dr. Kutluk Oktay kanser tedavisi gibi nedenlerle doğurganlığını yitiren kadınlar için umut yaratan bir gelişmeye imza attı. Göğüs kanseri tedavisi nedeniyle kemoterapi tedavisi gören ve 39 yaşında menopoza giren İngiliz hasta Rebecca Leach’in daha önce yumurtalığından alınıp dondurulan bir doku tekrar dikildi. Dünyada bir ilk olan ve Kutluk Oktay tarafından gerçekleştirilen operasyonda Da Vinci robotu kullanıldı.

İngiliz onu Skype’tan buldu


Büyük bir hassasiyete sahip olan ve daha önce kalp ameliyatlarında kullanılan Da Vinci 5 yıl önce Leach kemoterapiye girmeden önce alınan dondurulmuş dokuyu başarıyla nakletti. İngiltere’nin başkenti Londra’da yaşayan Rebecca Leach, konu hakkında Skype üzerinden yaptığı danışmalardan sonra Kutluk Oktay’ın görev yaptığı New York’ta bıçak altına yattı.

Ameliyat öncesi bir yıl dünya çapında çok sayıda jinekolog ve doğum uzmanıyla görüşen Leach sonunda Oktay’da karar kıldı. Doktor Oktay öncü nitelikteki ameliyatın başarı şansının düşük olduğunu söylemesine rağmen eski bir iş kadını olan Rebecca Leach ameliyat olmak istedi.
Bunun üzerine Leach’in yumurtalığı Da Vinci robotu tarafından kesildi ve daha önce alınıp dondurulan doku tekrar içeri dikildi. Diğer doku parçaları dikilemeyecek kadar küçük olduğundan diğer yumurtalığa enjekte edildi. Leach ameliyattan sadece birkaç saat sonra taburcu edildi.

PROF. OKTAY’DAN ‘DONDURMA’ NAKİL


DÜNYANIN en ünlü kısırlık uzmanlarından olan Prof. Dr. Kutluk Oktay, ilk yumurtalık naklini 1999’da yaparak menopoz yaşını geciktirme konusunda önemli bir adım atmıştı. Oktay Hacettepe Üniversitesi’nden mezun oldu. ABD Başkanı’na danışmanlık yapan kurulda kanserin kısırlık üzerindeki etkileri konusunda uzman olarak katıldı. Daha sonra el derisinde yumurta büyüterek kısırlığa karşı dev bir adım attı. Tıp kariyerinin 10 yılını ABD’deki Cornell Üniversitesi’nde geçiren Oktay, 2008 yılında buradan ayrılarak New York Medical College’ta kısırlık tedavisi birimini kurdu. ABD’nin Ulusal Sağlık Enstitüsü’nden bugüne kadar 3 araştırma fonu alan Oktay, menopoz tedavisi konusundaki çalışmalarını sürdürüyor.
hürriyet dünya

3/22/2011

aynı hastadan böbrek nakli olan iki hasta kanser oldu dava açıyorlar

    3/22/2011 06:12:00 ÖS   Yorum yok
hasta kanser oldu

İngiltere'de aynı hastadan böbrek nakledilen iki kişi kansere yakalandı.


Olayla ilgili olarak soruşturma başlatıldı.

Liverpool'da geçen Kasım'da beyin kanamasından ölen 56 yaşındaki bir kadın hastanın böbreklerinden biri 59 yaşındaki Rob Law'a diğeri de 47 yaşındaki Gillian Smart'a nakledildi.

Adı açıklanmayan kadının kanser olduğu ameliyatlardan önceki testler sırasında tespit edilemedi. Sonradan yapılan otopside, kadının nadir görülen bir kanser türü olan B hücreli lenfoma hastası olduğu anlaşıldı.
'İkinci el organ"

Böbrek nakli yapıldıktan sonra kansere yakalanan iki hasta da şimdi kemoterapi görüyor.


Gillian Smart, BBC'ye "Böbrek hastası olarak diyaliz sırasında ölümü kabulleniyorsunuz. Çok ölüm görüyorsunuz. Ancak kanser yüzünden ölümle yüzyüze geleceğimi düşünmemiştim. Bu çok ciddi ve mücadele edilmesi zor bir kanser türü" dedi.

İki hasta da, otopsiye kadar, nakil yapılan hastanın kanser olduğunun neden tespit edilemediğini soruyor ve dava açmaya hazırlanıyor.


Smart, "Bu sorunun yanıtını almak istiyorum çünkü her yıl 10 bin organ nakli için bekliyor. Nakledilecek organdan kanser ya da başka bir hastalık geçmemesi gerektiğini biliyor olmalılardı" diye konuştu.

İngiliz Sağlık Hizmetleri Kurumu NHS'in organ nakli biriminden Prof. James Neuberger, bu yolla kanserin başka bir hastaya geçmesinin çok nadir görülen bir durum olduğunu belirterek, hastaların yaşı ilerledikçe birçok organın kanser taşıma olasılığının arttığını belirtti.

"Organ nakli sorunsuz değil. Sonuçta bunlar ikinci el organlar" diyen Neuberger sorunun boyutlarını bilmediklerini de kabul etti.
bbc türkçe sağlık

1/28/2011

büşrayı ilik nakline alternatif kök hücre tedavisi kurtarmaya yetmedi

    1/28/2011 07:02:00 ÖS   Yorum yok
kök hücre tedavisi

Almanya’nın Frankfurt kentindeki üniversite hastanesinde babasından kök hücre nakli yapılan 16 yaşındaki Büşra Yeşilyurt önceki akşam Frankfurt Üniversite Hastanesi’nde hayata gözlerini yumdu.


Gebze’de öğretmenlik yapan İlknur ve Tuncer Yeşilyurt çiftinin kızı Büşra’ya, 13 Mart 2009 tarihinde lösemi teşhisi koyuldu. Büşra için Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde tedavi süreci başlatıldı. Gebze Anadolu Lisesi’ne girmeye de hak kazanan Büşra’ya kemoterapi uygulandı.

Kök hücre yetmedi


Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde kesinlikle ilik nakli yapılması gerektiği görüşünde birleşildi. Yapılan tüm araştırmalara rağmen Büşra Yeşilyurt’a uygun ilik bulunamadı. Bu kez Almanya Frankfurt Goethe Üniversitesi’nde, Prof. Dr. Eter Baader’in beş yıldır yürüttüğü ve başarılı sonuçlar aldığı kök hücre nakli yapılması kararlaştırıldı. Anne ve babadan alınan hücreler hastaya nakledildi. Ancak bunların hiçbiri Büşra’yı yaşatmaya yetmedi.
hürriyet gündem
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .