-->
sigara etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sigara etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7/19/2011

sigara dumanına maruz kalan pasif içici gençlerde duyma kaybı ikiye katlanıyor

    7/19/2011 10:56:00 ÖS   Yorum yok

12 ile 19 yaşları arasında, 1500 kadar Amerikalı gencin katıldığı araştırma, pasif içiciliğin gençlerin kulaklarına doğrudan zarar verdiğini gösteriyor.


Gençler dumana ne kadar çok maruz kalırlarsa oluşan zarar da o derece büyük oluyor.

Araştırmaya katılan pasif içici durumdaki 800 gencin yüzde 40'ında duyma sorunları belirlendi.

pasif içici gençler
Sigaraya maruz kalmayan 750 gencin ise sadece yüzde 25'inde benzer sorunlar görüldü.

Öte yandan bu gençlerden sadece beşte birinden azı, duyma sorunları yaşadığının farkında.

Bilim adamları, duyma kaybı hafif düzeyde olduğundan, ancak belli testler uygulayıp düşük ve yüksek frekanslı seslerle sorun yaşayıp yaşamadıklarına bakarak anlıyor.

Uzmanlar, sigara dumanının orta kulak iltihabını artırdığını zaten savunuyorlardı.


Kulaklarda hassas olan kan dolaşımının da bozulduğuna, önemli değişiklikler oluştuğuna inanılıyor.

Bu nedenlerle uzmanlar, gençlerin sigara dumanından mümkün olduğunca uzak tutulmaları gerektiğinde birleşiyor.

New York Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde araştırmayı yürüten profesör Anil Lalwani "kamusal alanlarda ve ev ortamında sigara içilmesiyle nasıl mücadele edebileceğimizi, çocukları duyma kaybını tespit etmek için ne zaman ve ne sıklıkla taramadan geçirebileceğimizi de değerlendirmeliyiz." diye konuştu.

7/12/2011

hamilelikte sigara kullanımı yüzünden yüzlerce özürlü çocuk doğuyor

    7/12/2011 04:31:00 ÖS   Yorum yok

Araştırmalar, hamilelikte sigara içilmesinin doğum kusuru riskini artırdığına işaret ediyor.


Veriler, bebeklerin el ayaklarında sorun olması ya da tavşan dudaklı doğması riskinin yüzde 25 daha fazla olduğunu ortaya koyuyor.

İngiltere'deki University College of London hastanesi doktorları, hamilelikte sigara tüketilmesinin düşük ve bebeğin normalden zayıf doğması gibi sorunlara yol açabildiğinin blindiğini, yeni araştırmanın anne adaylarını sigarayı bırakmaya zorlayabileceğini belirtiyor.
yüzlerce özürlü çocuk
İngiltere ve Galler'de kadınların yüzde 17'si hamilelikte sigara içiyor.

20 yaşın altındakilerde bu oran yüzde 45.
50 yılın verileri tarandı

İngiltere ve Galler'de her yıl doğrudan hamilelikte sigara tüketimiyle bağlantılı olarak yüzlerce özürlü çocuk doğuyor.

Geçen yıl bu şekilde doğan bebeklerin sayısı 3700.


Son 50 yıl içinde yayımlanmış 172 araştırmadaki verilerin kıyaslanmasıyla gerçekleştirilen çalışma hamilelikte sigara ve doğum kusurlarına odaklandı.

11,7 milyon doğumdan 174 bininde bebeklerin kusurlu olduğu tespit edildi.


Bu verilere göre, hamilelikte sigara içen annelerin çocuklarının el ve ayaklarının özürlü olması olasılığı, sigara içmeyen kadınlarınkine kıyasla yüzde 26 daha fazla.

Bebeğin tavşan dudaklı ya da yarık damaklı doğma ihtimali de yüzde 28.

6/30/2011

sigara bırakmak isteyenler için yeni formül cep telefonuyla motive mesajları ile destek

    6/30/2011 10:20:00 ÖS   Yorum yok

Kendilerine "sen yaparsın!" gibi destekleyici mesaj gönderilen 2900 kişinin yüzde 10'dan biraz fazlası altı ay sonra sigarayı bıraktı. 

Herhangi bir mesaj gönderilmeyen benzer sayıda sigara tiryakisinin ise, sadece yüzde 4,9'u sigarayı bırakmayı başardı.
İngiliz tıp dergisi Lancet'te yayımlanan araştırmada, sigarayı bırakmak isteyenlere destek mesajlarının telefon şebekelerinin hizmetleri arasına alınması istendi.
cep telefonuyla motive
Kimi bilim adamları da bu tür cep telefonu mesajı hizmetinin küresel düzeyde olabileceğini söylüyorlar.

Hükümet istatistiklerine göre, İngiltere'de sigara tiryakisi olanların üçte ikisi aslında bu alışkanlıktan vazgeçmek istiyor.

Örnek SMS mesajları


İşinizi kolaylaştırmak için, sigara istediğiniz anlarda dikkatinizi dağıtmak için bazı şeyler hazırlayın. Stresli durumlarla başetmenizde size yardımcı olacak kişisel stratejiler geliştirin.

Günü geldi! Bugün sigarayı bırakma günü! Bütün sigaralarınızı çöpe atın. Bugün, sigarayı tamamen bırakmanızın ilk günü olacak. Yaparsınız bunu siz!

İlk sonuç : Karbon monoksit vücudunuzu terketti!


Dördüncü gün = Büyük gün... Hala fena halde özlüyor musunuz? Meraklanmayın, yarın işiniz daha kolaylaşacak. Aklınızı ve ellerinizi birşeylerle meşgul edin.

Sigara özlemi ortalama olarak beş dakikadan az sürer. Dikkatinizi dağıtmak için, o özlem geçinceye dek bir içeceği yavaş yavaş yudumlayın.

Kaçamak yaptığınız için suçluluk duymayın. Bir süre için sigarayı bırakmakla çok büyük başarı elde ettiniz aslında. Arada bir yaşanan kaçamaklar, sigarayı bırakma sürecinde normal. Devam edin, siz bunu yapabilirsiniz!

Son araştırma, sigara içen 5800 kişi üzerinde yapıldı. 6 ay süreyle 2915 kişinin cep telefonlarıne yüreklendirici mesajlar gönderildi. Geride kalanlara ise sadece araştırmaya katıldıkları için teşekkür mesajı atıldı.

İlk gruba ilk beş hafta boyunca günde beş SMS mesajı gönderildi; geriye kalan 26 hafta boyunca ise haftada üçer mesaj atıldı.

Araştırmaya katılanlar, nikotin özlemi çektiklerinde ya da dayanamayıp yeniden sigaraya başladıklarında tavsiye almak için de geriye mesaj gönderebiliyorlardı.

Araştırmaya katılanlar daha sonra tükürükte kotinin bulgusu olup olmadığını saptama amacıyla testler yapıldı.

Londra Hijyen ve Tropik Hastalıklar Fakültesi'nde düzenlenen araştırmaya öncülük eden Dr. Caroline Free, "Sigara alışkanlığından vazgeçmek isteyenlere cep telefonundan mesaj gönderilerek destek sağlanması çok pratik bir yöntem. İnsanlar, bu mesajları kendilerini teşvik eden bir dostluk işareti gibi görüyorlar." dedi ve SMS mesajlarının, sigaraya dönme eğilimine direnmeye yardımcı olduğunu söyledi.

Dünya Sağlık Örgütü her yıl, çoğunlukla düşük ve orta gelirli ülkelerde, yaklaşık 6 milyon insanın sigarayla bağlantılı hastalıklardan öldüğünü kaydediyor.

5/27/2011

kanser hücresine bor maddesi eklendiğinde kanser hücresinin öldüğü tespit edildi

    5/27/2011 10:36:00 ÖS   Yorum yok
kanser hücresini öldürüyor

Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Tıp Fakültesi öncülüğünde, kentte görev yapan doktorlara yönelik kemik iliği kanseri hastalığı, bulguları, belirtileri, teşhis ve tedavi yöntemleri konulu toplantı düzenlendi. 


Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve TKİTV Başkanı Prof. Dr. Osman İlhan başkanlığındaki toplantıya, Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hematoloji Kliniği Şefi Prof. Dr. İmdat Dilek, YYÜ Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü Öğretim üyeleri Doç. Dr. Cengiz Demir ve Yrd. Doç. Dr. Uğur Türktaş, konuşmacı olarak katıldı.Prof. İlhan, yaptığı konuşmada, Türkiye'de her yıl bin 500 kişinin kemik iliği kanserine yakalandığını belirterek, hastalığın ortaya çıkmasında beslenme alışkanlıkları, tarımsal ilaçlama, sigara ve bağışıklık bozukluğu gibi faktörlerin etkisini anlattı. Hastalığın, yaşlanmayla doğru orantılı olduğuna dikkati çeken İlhan, Türkiye'de özellikle kanser ilaçlarının kullanımında ücret alınmamasının ve 45 ayrı merkezde ilik naklinin yapılmasının hastalar için avantajını vurguladı.
İlhan, hastalığın genel itibarıyla kemik kırıklarıyla ortaya çıktığına ve ülke açısından azımsanamayacak seviyeye ulaştığına değinerek, şöyle konuştu:

''Ülkenin değişik bölgelerindeki bilim insanlarıyla 'bu hastalığa nasıl erken tanı koyarız ve nasıl tedavi yaparız?' diye iş birliği yapıyoruz. 


Aynı zamanda Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü'nde de bir toplantı yaptık. 'Bor madeni kullanılarak herhangi bir çalışma yapabilir miyiz' konusunu tartıştık. Bana gelen dosyalara bakıldığında, kanser hücrelerine borla ilgili bir madde ve element eklediğiniz anda kanser hücresinin öldüğünü görüyoruz. Ama tam tersine siz bu bor maddesini gereksiz yere kullanırsanız belki de yan etki yapacaktır. Şu da gösteriyor ki araştırmalar ilerledikçe yurdumuzdaki metaller ve elementlerden daha fazla faydalanacağız. Bor Enstitüsü bununla ilgili laboratuvar çalışmalarına başladı.''
Laboratuvar çalışmaları kapsamında elde edilen bulguların, yakın zamanda hayvanlar üzerinde test edileceğini anlatan İlhan, söz konusu deneylerde olumlu sonuçların ortaya çıkmasının beklendiğini söyledi. İlhan, kemik iliği kanserinin halsizlik, kemik kırıklığı, kemik ağrıları, böbrekte iltihap, idrarda sorun ve kansızlık gibi belirtilerle ortaya çıktığını belirterek, bu tür sorunları olan vatandaşların dahiliye doktoruna görünmesi tavsiyesinde bulundu.
Kemik iliği kanserinin yaşlılarda görülmesine karşın Türkiye'de genç nüfusta da rastlandığını anlatan İlhan, şöyle konuştu:
''Ben bunu maalesef düzensiz ve gereksiz tarım ilaçlarının kullanılmasına bağlıyorum. Bakanlık da bu konuda birkaç yıldır farklı çalışmalar yapıyor. Örneğin Meclisimizde bir kanser araştırma komisyonu kuruldu. Artık Tarım Bakanlığımızın genetiği ile oynanmış gıdalara, özellikle tarımda gereksiz hormon ilaçlarının kullanılmasına dikkat etmesi gerekiyor. Böceklere karşı ilaçlanan tarım ürünleri yıkanmadan yenildiği zaman da kanser riski ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle daha dikkatli olmamız şart. Çünkü bu kansere yakalanma riski batı toplumlarında 65 yaş ve üzeri iken ülkemizde 30 yaşa kadar düşmüş durumda.''
İlhan, uygulanacak yöntemlerle genç yaşta kansere yakalanma riskinin ortadan kalkmasıyla Türkiye'deki 65 yaş ve üzeri nüfusta artış yaşanacağını vurguladı. İlhan, Sağlık Bakanlığınca başlatılan aile hekimliği uygulamasının da yaşlı nüfusun artmasına olanak sağlayacağını sözlerine ekledi.
cumhuriyet portal

4/05/2011

fazla mesai yapanların normal mesai yapanlara göre kalp krizi riski daha fazla

    4/05/2011 04:55:00 ÖS   Yorum yok
kalp krizi riski

Londra Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, fazla mesai yapmanın kalp krizi geçirme riskini artırabileceğine işaret ediyor.


Buna göre, günde 11 saat çalışanların, dokuz-beş mesaisi yapanlara göre kalp sorunları yaşaması olasılığı yüzde 67 daha fazla.

Araştırma kapsamında yaşları 39 ile 62 arasında değişen binlerce kişi 11 yıl süreyle izlendi.


Bu süre içinde 192 kişi kalp krizi geçirdi.

Kötü beslenme, sigara ve alkol tüketimi, yüksek tansiyon ve kolesterolün riski artırdığı ve hatta ölümcül kalp hastalıklarına neden olabildiği biliniyordu.

University College London'daki araştırmaya başkanlık eden Dr. Mike Knapton, şimdi risk faktörleri arasına fazla mesainin de girebileceğini söyledi.

Knapton, ""Araştırma kapsamında kalp krizi faktörlerini belirlemek için yedi bin kadın ve erkek memuru izledik. Günde 11 saat çalışmanın yedi ya da sekiz çalışmaya kıyasla kalp krizi geçirme riskini artırdığını gördük. Bunun bir rastlantı mı yoksa aralarında bir ilişki mi var henüz bilemiyoruz" dedi.

Yine de bu verinin, kalp krizi geçirme riski olan hastaların korunması açısından büyük önem taşıdığını belirten Dr. Knapton, "Bu sonuç, fazla mesai yapan insanlara çalışma saatlerini azaltmaları için bir uyarı olabilir. Çünkü yeni bir risk faktöründen söz ediyoruz. Ama şu aşamada daha az çalışmanın kalp krizi riskini azaltabileceğini de söyleyemiyoruz." diye konuştu.

Knapton, bu çalışma temel alınarak, ileride yaşam tarzı ve çalışma koşullarındaki değişikliklerin kalp krizi riskini azaltma olasılığı konusunda araştırmalar yapılabileceğini söyledi.
bbc türkçe sağlık

1/16/2011

türkiyede mide kanseri oranı yükseliyor önlemek için yapılması gerekenler

    1/16/2011 08:16:00 ÖS   Yorum yok
tüm kanser ölümleri

Prof. Dr. Necati Örmeci, "Mide kanseri, dünyada tüm kanser ölümlerinde dördüncü sırada yer alır. Dünyada her yıl 700 bin kişi mide kanserinden ölmektedir. 


Dünyada özellikle gelişmiş ülkelerde mide kanseri sıklığı azalırken, Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiyede mide kanseri sıklığı artmaktadır. Mide kanserinin, bireylerin yaşam biçimine dikkat etmeleri durumunda önlenebilir bir hastalık olduğu bilinmelidir" dedi.


nasıl korunmalı


Prof. Dr. Örmeci, mide kanserinden korunmanın yollarını şöyle belirtti:
"Sofrada aşırı tuzdan, yanık ve tütsülenmiş gıdalardan, uzun süre beklemiş salamura yiyeceklerden kaçınılmalıdır, sigara ve alkol tüketilmemelidir. Bir ailede en az iki jenerasyonda mide kanseri var olduğu biliniyorsa genetik geçiş ihtimaline karşı E-Cadherin gen mutasyonu analizi yapılmalıdır."

Mide kanserinin en sık 50'li yaşlarda ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Necati Örmeci, "En azından bir kere endoskopik muayene yapılmalıdır. Daha önce herhangi bir nedenle midesinin bir kısmı alınan bireyler aradan 10 yıl geçtikten sonra düzenli endoskopik kontroller yaptırmalıdır. Endoskopik muayeneler sırasında tesadüfen yakalanan intestinal meteplazi, displazi, polip gibi kansere yolaçan durumlar düzenli takip altında kalmalıdır."


Belirtiler önemli


Prof Dr. Necati Örmeci hastalığın belirtilerinden söz ederken de "İştahsızlık, çabuk doyma, kilo kaybı, sebebsiz süregiden kusmalar ve mide kanamaları mide kanserinin haberci belirtileri olabilir. Ancak hiç bir belirti vermeden de mide kanseri ortaya çıkabilir. Mide kanseri erken teşhis edildiğinde kesinlikle hayat kurtarıcıdır. Yukarıdaki özelliklere dikkat ederek sağlığınıza özen gösterebilirsiniz" dedi.
cumhuriyet portal
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .