-->
sigara etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sigara etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3/12/2013

Sigarayı bırakmak isteyenler bu tuzaklara düşmeyin

    3/12/2013 01:46:00 ÖS   Yorum yok

Sigarayı bırakmak isteyenlerin dikkatine!... 'Sağlık Bakanlığı'ndan arıyoruz' diyerek sigara bıraktırma ilacı göndereceklerini söyleyen dolandırıcıların tuzağına düşmeyin!..


CNN TÜRK'e konuşan Bakanlık yetkilileri, 'ALO 171 Sigara Bıraktırma Hattı görevlileri kimseyi aramaz, vatandaşlar bizi arar' açıklamasında bulundu.



2/08/2013

Sigarayı bırakmada en önemli kurallardan biri yeni davranış biçimleri geliştirmek

    2/08/2013 10:09:00 ÖS   Yorum yok

Her yıl, binlerce kişi içerdiği 4 binden fazla zararlı maddeye rağmen sigara içmeye başlıyor. Buna karşın sigara yasağının başlamasıyla birlikte alışkanlığından kurtulmak isteyenlerin sayısı da her geçen gün artıyor.

Sigarayı bırakmak için bir uzmandan yardım almak kolaylık sağlıyor. İşte burada devreye yine tıp bilimi giriyor. Ara kontroller ve yaşanan sıkıntıları paylaşmak, sigarayı bırakmada elde edilen başarı oranını artırıyor. Sigaranın bırakıldığı ilk günlerde meydana gelen ağız kuruluğu, ağızda çıkan yaralar, kabızlık, heyecan, düşünememe gibi sorunların aşılmasında bu desteğin önemli etkisi oluyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Başhekimi ve Sigara Bırakma Polikliniği Sorumlusu Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu, sigarayı bırakmanın yollarını anlattı.

1. Nikotin sakızları ve bantları Nikotin içeren sakız ve bantların 1980’li yılların ortalarından itibaren kullanılmaya başlandığını belirten Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu şunları söylüyor: “Bu tedavinin temeli, kişinin tükettiği sigara miktarına göre belirlenen nikotin bandının vücuda yapıştırılmasına dayanıyor. Bu bantlardaki nikotin miktarı da giderek azaltılıyor. Nikotin bantlarının kalbe zarar verdiğine dair söylemler var, ancak bunlar doğru değil. Siz günde 20 sigara içiyorsanız, bunun yerine verilen bant çok daha az nikotin içeriyor. Tek başına davranışsal tedavilerle sigarayı bırakma başarısı yüzde 15-20 seviyesinde kalırken, bu tedavilerin nikotin ile birleştirilmesinde oran yüzde 30’a çıkıyor”.

2. Bupropiyon Dünya Sağlık Örgütü’nün kabul ettiği ikinci yöntem ise bupropiyon etken maddeli bir ilacın kullanımı. Prof. Dr. Çuhadaroğlu, bupropiyon tedavisinin tesadüfen bulunduğunu ifade ediyor. Bir çalışma sırasında Vietnam gazilerine verilen bupropiyon etken maddeli antidepresanların, sigara ve alkolden alınan keyfi azalttığı belirlendi. Nikotin reseptörleri (dış ortamdan ya da organizmanın içinden gelen değişik yapıdaki uyarıları algılayıp, sinir lifleri aracılığıyla merkezi sinir sistemine ileten anatomik yapılar), sigara içildiğinde beyinde oluşarak, mutluluk hormonları olarak bilinen dopamin ve noradrenalin salgılanmasına yol açıyor. Bupropiyon ise bu hormonların beyinde kalış süresini uzatıyor. Prof. Dr. Çağlar Çuhadaroğlu, bu mekanizmayı şöyle açıklıyor: “Vücut bu hormonları kullanıyor, aynı yerden geri alıyor, tekrar temizliyor ve yeniden kullanıyor. Geri alma yerleri de ‘reuptake kapıları’ oluyor. Bupropiyon ise bu kapıları yavaşlatıyor. Geri alım yavaş olunca, beyinde daha çok bulunuyorlar ve etkileri de uzun sürüyor."

3. Vareniklin Kişi sigara içince nikotin, beyindeki nikotin reseptörlerine bağlanıyor ve onların sayısının giderek artmasına yol açıyor. Bu durum da bağımlılığı pekiştiriyor. Vareniklin etken maddeli bir ilacın, nikotin reseptörlerini azalttığını belirten Prof. Dr. Çuhadaroğlu, bağımlılık durumunun da kişiye göre değiştiğinin altını çizerek şu bilgileri veriyor: “Nikotin reseptörleri canlılar ve çoğalıyorlar. Vareniklin ise reseptörlere bağlanıyor ve daha az dopamin salgılanmasını sağlıyor, böylece yeni nikotin reseptörü uyarısı yapmıyor. Nikotin reseptörünün ömrü 15 gün. Bu ilaçla, nikotin reseptörlerinin çoğalmasının engellenmesi ve yaklaşık 20 gün içinde kişinin hiç sigara içmediği zamana dönmesi amaçlanıyor.”

Yöntemleri farklı olsa da tüm tedavilerin birkaç ortak noktası bulunuyor. Bunlardan ilki tedavi süresi… Hap alımı şeklindeki tedavilerin en az 8 hafta sürdürülmesi, gerektiğinde sürenin 12 haftaya çıkartılması öneriliyor.



Yeni davranış biçimleri geliştirin!

Sigarayı bırakmada en önemli kurallardan biri de yeni davranış biçimleri geliştirmek oluyor. Sigara içme ihtiyacı hissedildiğinde yapılacak birkaç hareket, bu zararlı alışkanlıktan kurtulmayı kolaylaştırıyor. Bunlardan bazıları:

• Bol bol su için.

• Bulunduğunuz ortamı sık sık havalandırın.

• İşinize odaklanamadığınızı düşündüğünüzde iki dakika soluklanın ve yeniden başlayın.

• Kül tablalarını ortadan kaldırın.

• Sigarayı bırakmaya karar verdiğiniz an, içtiğiniz markayı değiştirin.

• Kullandığınız parfümü değiştirin. Çünkü sigara kokusu ile birleşen parfüm, kişisel bir özelliğiniz haline geliyor.

• Arkadaşlarınızdan size destek olmalarını isteyin.

• “Niye sigara içiyorsunuz? Niye bırakmak istiyorsunuz?” sorularını cevapladığınız bir liste oluşturun. Sigara içmek istediğinizde o listeye göz atın.

• Sigara-kahve, sigara-çay ve sigara-rakı gibi ikilileri saptayarak, bunları ‘sigarasız’ yapmayı deneyin.

• Tespih ve stres topu kullanımının yardımcı olabileceğini unutmayın.

• Sigarayı bıraktığınız günü, doğum günü gibi özel bir gün olarak belirleyin. Böylece kutlamak için iyi bir nedeniniz olsun. cumhuriyet

11/27/2012

sigara içmek hafıza, öğrenme ve mantığa zarar vererek beyni çürütüyor

    11/27/2012 01:54:00 ÖÖ   Yorum yok

50 yaşının üzerindeki 8.800 kişi arasında yapılan çalışma yüksek tansiyon ve aşırı kilolu olmanın da beyni etkilediğine işaret ediyor.

Araştırmacılar, insanların yaşam tarzlarının vücutları kadar zihinlerini de etkilediğinin farkında olmaları gerektiğini söylüyor.

King’s College’dan bilim insanları tarafından yürütülen araştırma, Age and Ageing (Yaş ve Yaşlanma) dergisinde yayımlandı.

Araştırmayı yürüten bilim insanları, kalp krizi ve felç ile beynin durumu arasındaki olası ilişkiyi inceliyor.

Sağlık ve yaşam tarzlarına dair bilgi toplanan 50 yaşın üzeri kişilere, yeni sözcükler öğrenmek ya da bir dakikada bildikleri tüm hayvan isimlerini saymak gibi zihin testleri yapıldı.

Aynı testler dört yılda bir, aynı kişilere yeniden uygulandı.
Sigara ve bunama ilişkisi

Sonuçlar, genel anlamda kalp krizi ve felç riskinin “bilişsel zayıflama ile önemli biçimde ilişkili olduğunu” ortaya koydu.

En belirgin bilişsel zayıflama görülen kişilerin, en yüksek kalp krizi riskine sahip oldukları gözlemlendi.

Rapor, testlerde alınan düşük puanlarla, sigara içme arasında da doğrudan bir ilişki olduğuna işaret ediyor.

Araştırmada yer alan uzmanlardan Dr. Alex Dregan, “Bilişsel zayıflamanın hızlanmasıyla ilişkili olabilecek bir dizi risk etmeni belirledik. Bunların tümü düzeltilebilir. Bilişsel zayıflama riskini azaltmak için insanların yaşam tarzlarında bazı değişiklikler yapmaları gerektiğini anlamalarını sağlamalıyız” dedi.

İngiltere Alzheimer Araştırmaları derneğinden Dr. Simon Ridley de, “Araştırma sigara alışkanlığı ve yüksek tansiyon ile bilişsel zayıflama ve bunama arasındaki ilişkiyi ortaya çıkardı. Çalışmada bu verinin üzerine daha çok gidilecek” dedi. bbc türkçe

6/28/2012

bilim adamları kanı temizleyerek sigarayı bıraktıran aşı üretmeyi başardılar

    6/28/2012 11:01:00 ÖS   Yorum yok

Fareler üzerinde yapılan araştırmanın sonuçları bilim dergisi Science Translational Medicine'de yayımlandı. Buna göre aşı yapılmasından sonra, farelerin beynindeki kimyasallar yüzde 85 oranında azaldı.

aşı üretmeyi başardılar

Uzmanlar aşının insanlar üzerinde denenmesinin yıllar alabileceğini söylüyor.

Araştırmayı yürüten Prof. Ronald Crystal'a göre, nikotin bağımlılığını tedavi etmenin en iyi yolu, nikotin kana karışıp etkileşim göstermeden, antikorların kanı temizlemesi.
'Yeni yöntem'

Daha önce de nikotinin etkilerine karşı bağışıklık oluşturmayı amaçlayan "sigara aşıları" üretilmişti.


Yeni aşıda denenen yöntem, nikotinin beyne gidip insana zevk vermesini engelleyecek kadar çok antikor üretimini sağlamayı amaçlıyor.

Weill Cornell Tıp Fakültesi'ndeki bilim adamları, tamamen değişik bir yöntem kullanarak bir gen terapisi aşısı üretti. Aşının daha etkili olacağını düşünülüyor.

Nikotine karşı bağışıklık oluşturan genetik yapısı değiştirilmiş virüs, karaciğere zarar veriyordu. Bu yöntem, organı antikor üreten bir "fabrika" olarak kullanıyordu.

Araştırma çerçevesinde sağlıklı farelerin beynindeki nikotin oranıyla, bağışıklık kazanmış farelerinkini karşılaştırdı.

Nikotin enjekte edildikten sonra aşı olmuş farelerdeki nikotin oranının yüzde 85 daha düşük olduğu gözlemlendi.


Bu işlemin insanlarda da aynı sonucu vereceği veya nikotin oranındaki bu azalmanın insanların sigarayı bırakabilmesine yardımcı olabileceği daha kesin değil.
'Etkileyici ve ilginç'

İnsanlara uygulanan gen terapisinin tehlikeli olmadığının kesinleştirilmesi gerekiyor.

Kent Üniversitesi'nin genetik bölümünden Darren Griffin, bulguların ilginç olduğunu ve gelecek vadettiğini ancak daha ileri araştırmalara ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

Ancak bazı uzmanlar çocukların daha sigaraya başlamadan aşılanmasının etik tartışmaları da beraberinde getirebileceğini belirtiyor. bbc türkçe

12/17/2011

sağlıklı yaşam ve kanserden korunmak için evlerdeki en doğal kanser ilacı

    12/17/2011 08:31:00 ÖS   Yorum yok

sağlıklı yaşam ve kanserden korunmak için evlerdeki en doğal kanser ilacı tarhana çorbası

doğal kanser ilacı

bu sözler profesör doktor ismail çeliğe ait katıldığı bir sempozyumda

sağlıklı yaşam ve kanserden korunmak için tarhana çorbasını önerdi sadece yoğurt domates değil kırmızı biber, soğan, maydanoz, nane, kekik, karabiber, tuz ve un'sa tarhana çorbasının içinde bulunan diğer besin unsurları

tabi sigaradan'da kesinlikle uzak durulacak 


ve her gün yeni bir öneriyle ortaya çıkan birbirinden farklı diyetler.profesör çeliğin başta tarhana çorbası kanserden korunma reçetesi bu özetle kolesterolun tartışıldığı bu günlerde köyden gelen lezzetleri unutmayın diyor.


12/07/2011

kanser erkeklerde sebze meyve tüketilmemesi kadınlarda obezite ile vuruyor

    12/07/2011 04:48:00 ÖS   Yorum yok

İngiltere Kanser Araştırmaları raporuna göre, erkeklerde görülen kanserin yüzde 23'ünde, kadınlarda görülen kanserin yüzde 15,6'sında başlıca neden sigara alışkanlığı.

kadınlarda obezite

Sigara ve tütün kullanımından sonra, erkeklerde en fazla kansere yol açan neden, yeterince sebze ve meyva yememeleri; kadınlardaysa şişmanlık.

British Journal of Cancer'da yayımlanan ve kanser konusundaki en kapsamlı araştırmalardan biri olarak nitelenen raporun yazarlarından Prof. Max Parkin, "Birçokları kanserin bir kader işi veya şanssızlık olduğuna ya da genetik nitelik taşıdığına inanır. Eldeki veriler gösteriyor ki, tüm kanserlerin yüzde 40 kadarı, elimizde değiştirme olanağı bulunan alışkanlıklarımızın sonucunda ortaya çıkıyor." dedi.

Kanser araştırmacılarının erkeklere tavsiyesi, "sigarayı bırakın, daha fazla sebze-meyva yiyin ve tükettiğiniz alkol miktarını azaltın!"

Kadınlara da, benzer şekilde sigarayı bırakmaları tavsiyesinde bulunuluyor ama hemen ardından "kilonuza dikkat edin!" uyarısı geliyor.


Prof. Parkin, "Erkeklerde kansere karşı koruma sağlaması bakımından sebze-meyva tüketiminin bu kadar önemli çıkmasını beklemiyorduk. Kadınlar arasında da kanser nedeni olarak şişmanlığın, alkol alışkanlığından daha öne çıkması şaşırtıcı oldu." dedi.

İngiltere'de incelemeye alınan toplam 134 bin kanser vakasında, oturulan coğrafi yer ve yapılan iş gibi unsurlar da dahil, yaşam tarzı ve çevresel koşullarla ilişkili 14 etmenin rol oynadığı belirlendi.

Kanser vakalarının 100 bini, sigara ve içki alışkanlığıyla aşırı kiloya bağlı bulundu. Her 25 kanser vakasından birinin, kişinin kimyasal maddeler ya da asbestos bulunan bir ortamda çalışmasından kaynaklandığı saptandı.
Bilinenler, bilinmeyenler

Raporda, sigara tiryakiliğiyle akciğer kanser arasında çok iyi bilinen ilişkinin yanı sıra, daha az bilinen unsurların kansere yakalanmada etkili olduğu kaydedildi. Örneğin meme kanseri tehlikesinin onda birini, kadının emzirmesi ya da alkol tüketmesi değil, aşırı şişman ya da obez olması oluşturuyor.

Yemek borusu ya da gırtlak kanserinde tehlikenin yarısı, çok az sebze-meyva yenmesinden kaynaklanıyor; alkol tüketimiyse riskin yalnızca beşte birini oluşturuyor.

Mide kanserine yakalanma tehlikesinin beşte biri, besinlerdeki fazla tuz miktarından kaynaklanıyor.


Ağız ve boğaz bölgelerinde görülen kanserler ise hemen tamamiyle kişinin yaşam tarzıyla ilişkili. Safra kesesi gibi kimi kanserlerse, genelde yaşam tarzıyla pek ilişkili değil.

Araştırmacılar bulgularını, İngiltere'de 1993-2007 yılları arasındaki vakalara ilişkin verileri kullanarak ve 2010 yılında 18 değişik kanser türünde ortaya çıkacağını tahmin ettikleri vakalara dayandırarak derledi.

Dünya Kanser Araştırmaları Vakfı'nda görevli Dr. Rachel Thompson, "Bu rapor da gayet güçlü bir şekilde gösteriyor ki, kanser tehlikesi, yaşam tarzımızla yakından ilişkili." dedi.
Uzmanlar, sağlıklı yaşamanın kansere yakalanma olasılığını tamamen ortadan kaldırmadığını, ama kişinin şansını artırabileceğini belirtiyorlar.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .