Normalden fazla kullanılan ağız çalkalama suyu kanser riskini arttırıyor Araştırma Uluslararası Kanser Araştırmaları Kurumu'nun çalışması, ağız sağlığına özen gösterilmemesinin ve düzenli olarak diş kontrolleri yapılmamasının da kanseri riskini artırabileceğini gösteriyor
Sigara kullanımı, aşırı alkol tüketimi ve "düşük sosyo-ekonomik statü" ağız ve gırtlak kanserinde yerleşik risk göstergesi olarak kabul ediliyor.
Araştırma kapsamında, 1962 kanser hastasının verileri incelendi ve dokuz Avrupa ülkesinde 1,993 kişinin durumları kıyaslandı.
Almanya'nın Bremen kentindeki Leibniz Önleme Araştırmaları ve Epidemiyoloji Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen araştırmaya Glasgow Üniversitesi Diş Fakültesi de destek verdi.
'Hiç diş kalmasa bile'
Enstitünün Başkan Yardımcısı Prof. Wolfgang Ahrens, bulguların "gerçekten önemli" olduğunu söyledi, "Şimdiye kadar bu risk faktörlerinin ağız ve gırtlak kanserinde bilinen risklerden - sigara, alkol ve düşük sosyal statü- bağımsız olup olmadığını bilmiyorduk." dedi.
Prof Ahrens, sonuçların önemli "ince farklılıklar" içerdiğini ve risk faktörlerinin birbiriyle bağlantılı olduğunu söyledi.
Protez kullananlar ve sürekli diş eti kanaması olanlar ağız sağlığı iyi olmayan kişiler arasında yer alıyor.
Glasgow Üniversitesi'nden Dr. David Conway, "Protez kullanan ve ağzında hiç kendi dişi olmayan kişiler, artık diş doktoruna gitmeleri gerekmediğini düşünmemeliler" dedi. Kaynak: BBC Türkçe
sigara kullanımı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sigara kullanımı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
4/05/2014
Normalden fazla kullanılan ağız çalkalama suyu kanser riskini arttırıyor
seyyah1906
4/05/2014 07:08:00 ÖS
Yorum yok
4/13/2012
akciğer kanseri erkeklerde düşüyor kadınlarda artış gösteriyor
seyyah1906
4/13/2012 11:56:00 ÖS
Yorum yok
İngiliz Kanser Araştırma Vakfı'na göre (Cancer Research UK) 2009'da 18 bin kadına akciğer kanseri teşhisi kondu. Bu sayı 1975'te 8 bindi.
Kanser vakalarındaki artış sigara tüketiminin artmasına bağlanıyor.
Akciğer kanseri vakalarının yüzde 80'i sigaradan kaynaklanıyor. Akciğer kanseri hala erkekler arasında daha yaygın, ancak erkeklerin akciğer kanserine yakalanma oranı yıllar geçtikçe düşüyor.
2009'da İngiltere'de 23 bin erkeğe akciğer kanseri teşhisi konuldu.
Bugün 100 bin İngiliz erkeğinden 59'u akciğer kanseri hastası. 1975'te bu oran 100 bin'de 110'du.
Kadınlara bakıldığında ise 100 bin kişiden 39'unun akciğer kanseri olduğu görülüyor.
Bu oran 1975'te 100 bin'de 22'ydi.
Savaş zamanı sigara kullanımı arttı
Bu artış 1960'lı yıllardan itibaren kadınların sigara kullanımının artmasına bağlanıyor.
İngiltere'de kadınların sigara içme oranı 1960'lı yıllarda tepe noktaya ulaştı.
Bu dönemde ülkedeki kadınların yüzde 45'i sigara kullanıyordu.
Bugün bu oran yüzde 20'ye geriledi.
Erkeklerin sigara içme oranı ise en çok İkinci Dünya Savaşı'nda yükseldi.
Bu dönemde İngiliz erkeklerinin yüzde 65'i sigara içiyordu.
Erkeklerde akciğer kanseri vakaları da bu dönemden 30 yıl sonra patladı.
Cancer Research UK yöneticisi Sara Hiom ''Akciğer kanseri hala çok fazla ölüme neden oluyor. Ve 5 vakadan 4'ü sigaradan kaynaklanıyor'' dedi.
Hiom ''Bir kaç haftadan uzun süre öksürmeye devam edenler mutlaka bir doktora gidip kontrolden geçmeli'' diye devam etti.
Dernek yöneticisi ayrıca sigarayı bırakmak için asla geç olmadığını ve sigarayı bırakanların akciğer kanserine ve daha bir çok ciddi hastalığa yakalanma riskinin düşeceğini söyledi.
İngiliz Akciğer Vakfı Onursal Danışmanı Dr John Moore-Gillon ''Son 35 yılda erkeklerin akciğer kanserine yakalanma oranı hızla düşerken kadınlarda bu oranın neredeyse ikiye katlanmış olması endişe verici'' dedi.
Moore-Gillon ''Akciğer kanseri meme kanserinden daha çok kadının ölümüne neden oluyor'' diye ekledi.
Moore-Gillon'a göre kadınlarda akciğer kanseri görülme oranının artışı 60'lı yıllardan bu yana sigara içen kadınların sayısının artmış olması ile yakından bağlantılı.
Doktor günümüzde sigara kullanan kadınların sayısı yavaş yavaş azalmaya başlamış olsa da bunun yetersiz olduğu görüşünde.
Moore-Gillon ''Bugün çevrede sigara içerken gördüğümüz genç kızlar geleceğin akciğer kanseri istatistikleri'' diyor.
6/22/2011
kadınların jinekolojik kanserlerden korunması için yılda bir kez muayene olmalı
seyyah1906
6/22/2011 10:31:00 ÖS
Yorum yok
Jinekolojik kanserlerin tek bir nedene bağlı olarak gelişmediğini ifade eden Dokuz On Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi Tıbbi Direktörü Özgün, kansere neden olan risk faktörlerinin bilinmesinin, tedavide ve korunmada hayati önem taşıdığını ifade etti.
Özgün, sigara kullanımının diğer kanser türlerinde olduğu gibi jinekolojik kanser türleri için de çok önemli bir risk faktörü olduğunu vurgulayarak, cinsel yolla bulaşan hastalıkların, erken yaşta cinsel ilişki, kocası çok eşli kadınlar ve genellikle düşük sosyo ekonomik durumdaki kadınlar arasında yaygın görüldüğünü belirtti.
En sık rastlanan jinekolojik kanser türünün, rahim ağzından kaynaklanan "serviks" kanseri olduğunu belirten Özgün, halk arasında bilindiği adıyla rahim ağzı kanserinin dünya genelinde meme kanserinden sonra kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu kaydetti. Bu kanser türünün, PAP smear tarama testi ile çok erken dönemde tanımlanabildiğine işaret eden Özgün, jinekolojik kanserlerin belirtilerinin farklılık gösterdiğini belirterek, rahim ağzı kanserinde cinsel ilişki sonrasında lekelenme tarzında vajinal kanama, adet miktarında ya da süresinde artış, kahverengi vajinal akıntı şeklinde belirtiler olabileceğini ifade etti. Özgün, ileri evrelerde bel ve kasık ağrısı, idrar yapmada güçlük ya da bacak ödeminin de görülebileceğini kaydetti.
İkinci sırayı rahmin iç tabakasından kaynaklanan ve halk arasında rahim kanseri olarak bilinen "Endometrium" kanserinin aldığını anlatan Özgün, modern toplumlarda rahim kanserinin sıklığının giderek arttığına ancak ölüm oranının oldukça düşük olduğuna dikkati çekti. Rahim kanserinin, erken bulgu veren bir kanser türü olduğunu ifade eden Özgün, menopoz öncesi ya da menopoz döneminde anormal kanamalarla belirti verdiğini söyledi.
Yumurtalıklardan kaynaklanan ve "over" kanseri olarak adlandırılan yumurtalık kanserlerinin ise jinekolojik kanserler içinde en fazla ölüme yol açan kanser türü olduğunu belirten Özgün, 40 yaşın üzerindeki kadınların yüzde 12'sinde over kanserinin teşhis edildiğini, tüm kadınların yüzde 5'inde bu kansere rastlandığını söyledi. Rahim iç yüzü kanserinde şişmanlık, diyabet öyküsü, geç menopoz yaşı, kısırlık ve progesteron olmaksızın tek başına östrojen kullanımının risk faktörü olduğunu anlatan Özgün, yumurtalık kanserinde ise Karın şişliği, ağrı, hazımsızlık, karın çevresinde artış ile anormal vajinal kanamanın en sık görülen belirtiler olduğunu kaydetti.
Aşı hayati önem taşıyor
Operatör Dr. Osman Denizhan Özgün, jinekolojik kanserlerin nedenleri çok farklı olduğu için korunmada da birçok faktörün dikkate alınması gerektiğine dikkat çekti. Rahim ağzı kanserinden korunmak için cinsel yolla bulaşan hastalıklardan özellikle HPV enfeksiyonundan korunmanın ön plana çıktığını kaydeden Özgün, bir kadının yaşam boyu genital HPV enfeksiyon geçirme riskinin yüzde 80 olduğunu, bu enfeksiyonların çoğu kendiliğinden iyileşse de "HPV virüsünün rahim ağzı kanserinden yüzde 99.7 oranında sorumlu" olduğunu bildirdi. 9-45 yaşları arasında yapılan HPV aşısının rahim ağzı kanserini yüzde 75 oranında önlediğini belirten Özgün, "Rahim ağzı kanserine karşı aşı ve PAP smear testi ile düzenli takipler yapılmalı" dedi. Özgün, üreme çağında doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda, rahim ve yumurtalık kanserlerinin görülme oranlarının belirgin oranda azaldığının tespit edildiğini ifade ederek, şu önerilerde bulundu:
"Sigara kullanılmamalı. Aşırı kilo alımı engellenmeli, tek başına östrojen alınmamalı ve kanserleşme riski taşıyan rahim hastalıkları uygun tedavi edilmeli. Yumurtalık kanserinde doğum kontrol hapları kullanılabilir ve ailede yumurtalık kanseri varlığında koruyucu girişimler önerilebilir. Yılda en az bir kez jinekolojik açıdan muayene olmalı ve tarama testleri yaptırılmalı."
cumhuriyet portal
3/08/2011
ayak tırnağına bakılarak akciğer kanseri tespiti yapılabilecek
seyyah1906
3/08/2011 04:48:00 ÖS
Yorum yok
Araştırmacılar, ayak tırnağındaki nikotin seviyesinin akciğer kanseri olasılığını tahmin etmekte kullanılabileceğini açıkladı.
Amerika'nın California eyaletindeki San Diego Üniversitesi'nden uzmanlar, kesilen tırnaklardaki nikotin seviyesinin, kanser riskini oldukça doğru bir biçimde tahmin etmeyi mümkün kıldığını söyledi.
American Journal of Epidemiology dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, tırnaklarındaki nikotin seviyesi yüksek olan erkeklerin kansere yakalanma riski, düşük olanlara oranla üç kat daha fazla.
Ayak tırnakları yalnızca sigara içenler değil, içmeyenler için de kanser riskini tahmin etmekte kullanılabiliyor.
Yavaş uzayan ayak parmaklarının kronik olarak dumana maruz kalmanın işareti olabileceği belirtiliyor.
Tırnaklarındaki nikotin seviyesi yüksek olan erkeklerin bir kısmı sigara içmeyen ve pasif içici olarak dumana maruz kaldıkları tahmin edilen kişilerdi.
Araştırma, akciğer kanseri hastası olan ve olmayan toplam 800 erkekle gerçekleştirildi.
Akciğer, en yaygın kanser türü ve her yıl 1,61 milyon yeni vaka teşhis ediliyor.
Akciğer kanserinin en yaygın sebebi ise sigara kullanımı.
bbc türkçe sağlık
2/07/2011
yaşa bağlı körlüğe yol açan suçlu bulundu Makula dejenerasyonu
seyyah1906
2/07/2011 07:27:00 ÖS
Yorum yok
Körlüğe yol açan başlıca hastalıklardan biri olan makula dejenerasyonunun kaynağı, uluslararası bir ekibin yaptığı çalışmalar sonunda bulundu.
Yaşa bağlı makula dejenerasyonu her yıl milyonlarca kişinin görüşünü kaybetmesine yol açıyor ve tedavisi bulunmuyor.
tıklayın Nature dergisinde yayınlanan anlaşmaya göre, uzmanlar bu gibi vakalarda DICER1 adlı bir enzimin salgılanmadığını farketti.
Hastalığa da bunun yol açtığı düşünülüyor.
Hastalığın nedeninin bulunması, tedavisinin geliştirilebilmesi yolunda önemli bir adım olarak görülüyor.
Makula (sarı nokta) retinanın ortasında yer alan ışığın odaklandığı; dolayısıyla da keskin görmeden sorumlu bir alan.
Beş yaşlıdan birini karanlığa mahkum ediyor
Sarı nokta harabiyeti (Makula dejenerasyonu) 50 yaşın üzerindeki her 50 kişiden birini etkiliyor; bu oran 85 yaş üzerindekilerde beşte bire yükseliyor.
Hastalık ilerledikçe görüş azalıyor; okumak, araç kullanmak, televizyon izlemek, insanları tanımak güçleşiyor.
Hastalığın kesin nedeni bilinmiyor, ancak sigara kullanımı, yüksek tansiyon ve kalıtsal nedenler risk faktörleri arasında sayılıyor.
Uzmanlar hastalığın "kuru formu"nu çekenlerde, DICER1'in başkalarına göre daha az aktif olduğunu belirledi.
Farelerde bu enzimin salgılanması genetik olarak durdurulduğunda, retina hücreleri harap oldu.
DICER1'in ayrıca Alu RNA denilen küçük genetik maddeleri yok ettiği belirlendi.
DICER1 olmayınca Alu RNA maddeleri birikiyor ve bir tür zehir etkisi yaparak retina tabakasını öldürüyor.
Kentucky Üniversitesi'nden Profesör Jayakrishna Ambati, BBC'ye açıklamasında "Bu çalışma pek çok yeni kapı açıyor" dedi.
Uzmanlar şimdi, DICER1 düzeylerini yükseltecek ya da Alu RNA oluşumunu önleyecek çözümler geliştirmeye çalışacak.
BBC TÜRKÇE SAĞLIK
12/23/2010
türkiye sigara tüketiminde rusyadan sonra ikinci ülke
seyyah1906
12/23/2010 08:47:00 ÖS
Yorum yok
Maliye Bakanlığı ve çeşitli üniversitelerden akademisyenlerin katkılarıyla Dünya Sağlık Örgütü tarafından hazırlanan raporda sigara kullanımına ilişkin çarpıcı rakamlar ve tespitler yer alıyor.
Türkiye Rusya’dan Sonra İkinci
Raporun hazırlayıcısı olarak kısa bir sunumunu yapan Ayda Yürekli, sigara kullanımının azaltılması için öncelikle vergilerin artırılması gerektiğini savundu.Türkiye’nin en çok sigara içilen 14 ülke arasında Rusya’dan sonra ikinci sırada olduğuna dikkat çeken Yürekli, günlük ortalama 25 sigara içimiyle Türk erkeklerinin birinci sırada; günlük ortalama 15 taneyle de Türk kadınlarının ikinci sırada yer aldığının altını çizdi.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)