Sezaryen ile dünyaya gelen bebeklerdeki obezite riskinin yüzde 22 daha fazla olduğu tespit edildi PLoS One adlı dergide yayımlanan araştırmada, 38 bin doğum incelendi. Sonuçlar, sezaryen doğumların obez olma riskinin yüzde 22 arttığını gösteriyor.
İngiliz araştırmacılar, sezaryen doğumların uzun vadede yaratacağı sonuçlar hakkında kadınları bilgilendirmenin önemli olduğunu belirtiyor.
Fakat uzmanlar, nasıl bir etkileşim olduğunun henüz belirsiz olduğu görüşünde.
Araştırmaya göre normal doğumla dünyaya gelen her 100 yetişkinden 60’ında kilo fazlalığı veya obezite görülüyor. Sezaryenle doğan her 100 kişide ise bu rakam 65’e çıkıyor.
Sonuçlar, sezaryen doğumların kişinin vücut kitle endeksine (BMI) ortalama yarım kilogram eklediğini gösteriyor.
Londra’da Imperial College adlı üniversitede görevli araştırmacı Dr. Matthew Hyde, BBC’ye yaptığı açıklamada “Bu her 100 kişide 5 fazla demek. Bu endişe verici” dedi.
“Bu vücut kitle endeksinde yalnızca yarım birim bir artış anlamına geliyor, ama bu artış tüm nüfus genelinde yaşandığında kilo artışı ve yan etkilerini görebilirsiniz.”
Hyde, çocuk doğumlarına ilişkin tavsiyelerin yalnızca bebek ve anne için doğumdan hemen sonra karşılaşılabilecek sonuçlara odaklandığını, uzun dönemde doğabilecek sorunların da ele alınması gerektiğini söyledi.
Stres ve bakteri etken
Daha önce yapılan araştırmalar, astıma yakalanma riskini de sezaryen doğumla bağlantılı olabileceğini ortaya koymuştu.
Normal doğumun obeziteden koruyabileceğine ilişkin iki ana teori var:
Normal doğumun yarattığı stres, bebeğin genlerinde değişiklik yaratabilir
Normal doğum esnasında, annesinin doğum kanalından geçen bebek bağışıklık sistemini güçlendiren faydalı bakteriler alır
Araştırma, başka faktörlerin de etken olabileceği gerekçesiyle şişmanlığa yalnızca sezaryen doğumun sebep olduğunu kanıtlayamıyor.
Prof. Neena Modi ise “Birçok anne ve bebekleri için sezaryen doğumun en iyi seçenek olduğu durumlar olabilir. Sezaryenin hayat kurtardığı durumlar da var” diyor.
“Fakat yine de, sezaryen doğum yapmak isteyen kadınlara en iyi tavsiyeleri verebilmek için uzun vadedeki sonuçlarını da iyi anlamamız gerekir.”
Kadın doğum uzmanı danışmanı Patrick O’Brien, araştırmayla ilgili BBC’ye yaptığı değerlendirmede “Bu bağlantıyı gündeme getirmek önemli ve ilginç fakat buna asıl sebep olanın sezaryen doğum mu yoksa başka etkenler mi olduğunu anlamak zor” dedi.
O’Brien, kadınlara farklı doğum yöntemlerinin artıları ve eksilerini anlatırken dürüst olmanın önemli olduğunu belirtip normal doğumun sonuçlarının da teorik olarak ele alınması gerektiğini ifade etti.kaynak (BBC Türkçe)
sezaryen doğum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sezaryen doğum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2/28/2014
12/08/2013
Dünya 8 gün arayla doğan Mucize ikizleri konuşuyor
seyyah1906
12/08/2013 03:11:00 ÖS
Yorum yok
Dünya 8 gün arayla doğan Mucize ikizleri konuşuyor |
12/18/2011
sezaryen doğumda risk özellikle solunum yolları komplikasyonları ve yaralanmalar açısından artmakta
seyyah1906
12/18/2011 01:08:00 ÖS
Yorum yok
Koru Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Ümit Korucuoğlu, en sağlıklı doğumun ne olduğuna ilişkin tartışmaların yıllardır yaşandığını, ancak vajinal doğumun standart doğum şekli olduğunu söyledi.
Teknoloji ve bilimdeki gelişmelere paralel değişen bireysel tercihlerin değişebildiğini belirten Korucuoğlu, cerrahi teknik ve malzemelerdeki gelişmelerin yanı sıra anestezi tekniğindeki ilerlemelerin de sezaryen doğumu kolay ve kabul edilebilir hale getirdiğini ifade etti.
Korucuoğlu, bir yandan tıbbi bir neden olmaksızın annenin isteği ile sezaryenin etik olup olmadığının, bir yandan normal ve sezaryen doğumun anne ve bebek üzerine etkilerinin araştırıldığını dile getirerek, ''Bugün için elde edilen sonuçlar, vajinal doğumun anne ve bebek için daha az komplikasyona neden olduğu yönündedir ve yapılması gereken bu bilgiyi tarafsız olarak, doğru bir şekilde doğum yapacak anne adayı ile paylaşmaktır'' dedi.
Günümüzde birçok anne adayının doğal seyri ne zaman biteceğini bilmedikleri, birkaç hafta içinde değişebilen bir doğum beklentisini katlanılmaz bulabildiğini dile getiren Korucuoğlu, şunları kaydetti:
''Normal doğumun zor olan doğası gereği, hayatlarını planlama imkanı veren sezaryen doğumu tercih edebiliyor. Burada hekimler de aynı avantaja sahip oluyor. Beklentiler ve hayat şartları, tıbbı malzeme, ilaç ve anestezide gelişmeler, başta hekim olmak üzere sezaryen doğuma yönelimi hızlandırmıştır. Sağlıklı kadınlarda planlı sezaryen oranları da çok az bir risk artışı olduğu ya da hiç risk taşımadığı gibi bir inanışla gittikçe artmaya başlamıştır.
Fakat araştırmalar bunun böyle olmadığını göstermektedir. Planlı olarak sezaryene alınan düşük riskli kadınlar ile normal doğum yapan kadınları karşılaştırdıklarında sezaryen grubundaki anne, cerrahi müdahalenin ve anesteziye bağlı olarak daha fazla risk altında kalmaktadır ve herhangi bir sorunla karşılaşma riski yaklaşık 3 kat artmaktadır.
Sezaryen grubunda ameliyat esnasında karın içi organ yaralanmaları, kanama, kardiyak arrest, kesi yerinde kanama, kanama veya başka sorunlara bağlı rahimin alınması olasılığı, doğum sonrasında enfeksiyon oranı, anestezi kompikasyonları, venoz tromboemboli, hastanede uzun kalma oranı artmaktadır. Bunun yanı sıra sezaryen doğumda cerrahi girişimin ve anestezinin riskleri doğumun risklerine eklenmektedir.
Anne ile ilgili olarak karın içi organ yaralanmaları da ek sorunlar doğurabilir. Bunlar sezaryen anı ve hemen sonrasında ortaya çıkacak komplikasyonlardır. Ayrıca geçirilmiş sezaryene bağlı uzun dönem veya sonrasında da sorunlar karşımıza çıkabilir. Geçirilmiş sezaryen olgularında eşin önde gelmesi, eşin uterus duvarına anormal olarak yapışması, eşin (doğumdan önce) vaktinden önce tutunduğu yerden ayrılması, uterusun yırtılması ve tüm bunlara bağlı rahimin alınmasının ve yeniden sezaryen ile doğum gerekliliği artar. Bu komplikasyonlar hem anneyi hem de fetusu tehlikeye sokacak şiddette komplikasyonlardır.
Yine son araştırmalar sezaryen sonrasında taburcu olduktan sonra da anneye yapılması gereken tıbbi bakımın daha fazla olduğunu ortaya koymuştur. Tüm bunlar planlı sezaryen kararı verirken hastanın ve hekimin dikkate alması gereken durumlar olmalıdır.''
''Solunum yolu komplikasyonları artmaktadır''
Kadınların normal doğum sonrasında en çok idrar kaçırma, gaz kaçırma ve genital organların fıtıklaşmasından ve doğumda vakum kullanılması halinde bebeğin zarar görmesinden endişe ettiklerini anlatan Korucuoğlu, ''Normal doğum ile karşılaştırıldığında fetus için sezaryen doğumda risk özellikle solunum yolları komplikasyonları ve yaralanmalar açısından artmaktadır'' diye konuştu.
Korucuoğlu, normal yoldan bir doğumun gerçekleştirilmesinin anne ve bebek için daha iyi olduğunu gösteren kanıtların mutlaka dikkate alınması gerektiğini vurgulayarak, ''Anne adayı, sadece ağrıdan sakınmak adına sezaryen doğuma karar vermemeli. Doğum ağrılarının hastanın tahammül sınırlarının aştığı noktada ağrının hissedilmesine engel olan anestezi tekniklerinin uygulanarak (ağrısız doğum-epidural anestezi) ağrıların rahatlatılması mümkündür'' dedi.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)