-->
semptomlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
semptomlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11/26/2011

menopoz semptomları ve aybaşı düzensizliklerinin tedavisinde kullanılan siyah yılankökü bitkisi

    11/26/2011 12:14:00 ÖS   Yorum yok

Siyah yılankökü (Cimicifuga racemosa), Actaea racemosa olarak da bilinir, Ranunculaceae familyasından Kuzey Amerika ’nın bir yerli bitkisidir. 

aybaşı düzensizlikleriBu bitkinin kökleri ve kök gövdeleri, tıpta menopoz semptomlarının ve aybaşı düzensizliklerinin tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır.
Tarihte Kızılderililer tarafından özellikle jinekolojik rahatsızlıklarla bağlantılı pek çok semptomun tedavisinde kullanılmış olduğu bilinmektedir. Yapılan çalışmalar bu botanik ilacın damıtılmış terpen glikosid şeklinde uygun bir standardizasyonunun sağlandığı hallerde menopoz semptomlarını yatıştırmakta etkili olduğunu ortaya koymuştur. Yan etkileri son derece nadirdir, ve başka ilaçlarla bilinen ve kaydadeğer herhangi bir olumsuz etkileşimi bulunmamaktadır.

ABD’de en yaygın şekilde kullanılan ve üzerinde en derinlemesine incelemeler yürütülmüş yılankökü ticari formülü, bir Alman şirketince üretilen kök gövdesi özü olan Remifemin’dir. Başka pek çok yılankökü ürünü mevcut olmakla birlikte, bunların hepsi standardize edilmiş değildir. Siyah yılankökü mavi yılankökü otu ile karıştırılmamalıdır. Mavi yılankökü farklı belirtiler için kullanılır ve daha yüksek toksik potansiyeli bulunmaktadır.

Tamoksifen ile olası bir karşılıklı etkileşim hariç tutulursa, siyah yılankökü özü ile herhangi bir tıbbi ilaç ürünü arasında bilinen bir karşılıklı etkileşim bulunmamaktadır. Klinik çalışmalar esnasında belirgin bir sıklıkla rapor edilmiş bulunan tek karşı etki gastroentestinal rahatsızlıklardır. Daha yüksek dozlarda alındığında, siyah yılankökü başdönmesi, sersemlik, başağrıları, mide bulantısı ve kusmaya yol açabilmektedir. Bir vakaya ilişkin bir rapor, siyah yılankökü, hayıt meyvası ve eşekotu yağını bir arada almış bir kadının geliştirdiği hastalık nöbetleri üzerinde yoğunlaşmış ise de, kesin bir neden-etki ilişkisi belgelenememiştir. Siyah yılankökü ile ilintili hastalık nöbetlerini başlı başına konu eden herhangi bir rapor bulunmamaktadır.

Rahim kontraksiyonlarını tahrik etme potansiyeli sebebiyle siyah yılankökünün hamilelik esnasında kullanımı tavsiye edilmemektedir. Süt emziren anneler için siyah yılankökünün güvenilirliği ve siyah yılankökünün anne sütüne karışma düzeyi halen bilinmemektedir. Kişisel geçmişinde veya aile geçmişinde meme kanseri hadisesi bulunan kadınların siyah yılankökü kullanımının güvenilirliği üzerinde tartışmalar sürmektedir.

7/18/2011

demans hastalarına pahalı ilaçlar yerine basit ağrı kesiciler daha etkili

    7/18/2011 04:48:00 ÖS   Yorum yok

Yeni yapılan araştırmalara göre parasetamol gibi basit ağrı kesiciler, demans yani bunama ile ortaya çıkan bazı yan semptomlara karşı, pahalı ilaçlara göre çok daha etkili oluyor.


Bunama çoğu zaman beraberinde ajitasyon ve agresiflik gibi, aşırı heyecan ve gerginlikle kendini gösteren semptomlar getiriyor.

basit ağrı kesiciler
Bu da hem hasta, hem de bakımını yapanlar için ek güçlükler yaratıyor.

Ancak Norveç'te 350'den fazla demans hastasının katılımıyla yapılan bir araştırmaya göre, ağrı kesiciler hastalığın bu unsurları için daha etkin bir tedavi yolu sağlıyor.

Uzmanlar ajitasyon ve agresifliğin temelinde hastanın başka şekilde ifade edemediği bir acının yatıyor olabileceğini düşünüyor.
Alternatif aranıyordu

Demans hastalarında sıkça aşırı heyecan ve gerginlikle kendini gösteren ajitasyonun giderilmesi için, genelde antipsikotik ilaçlar kullanılıyor.


Ancak bu gevşetici ilaçlar demans belirtilerini kötüleştirebildiği gibi, inme veya ölüme varabilen riskli yan etkileri var.

İngiltere'deki Alzheimer Cemiyeti bu nedenle uzun süredir doktorların alternatif tedavi yolları bulmasını istiyordu.

Araştırmayı yapan İngiliz ve Norveçli uzmanlar, bulgularını İngiltere Tıp Dergisi'nde (British Medical Journal) yayınladı.

Norveç'teki bakımevlerinde yatan 352 orta ve ağır demans hastasını kapsayan araştırmada, hastaların yarısına her yemek sonrası ağrı kesici verildi, yarısı ise bilinen tedaviye devam etti.

Uzmanlara göre sekiz hafta sonunda ağrı kesici verilen grupta ajitasyon semptomları yüzde 17 oranında azaldı.

Bu, antipsikotik ilaçların sağladığı iyileşmeden daha yüksek bir oran.


Uzmanlar, eğer hastanın ağrıları uygun şekilde kontrol altına alınırsa, antipsikotik ilaçların gereksiz yere kullanılmasının önüne geçileceğini söylüyor.

Araştırma ekibinin üyesi ve Alzheimer Cemiyeti araştırma birimi yöneticisi olan Profesör Clive Ballard, bulgularının büyük önem taşıdığına inanıyor.

Ballard, "Demans hastalarında ağrıyı tespit etmek çok zor olduğundan, hâlihazırda ağrı tedavisi çok yetersiz" diyor.

Ballard'a göre bulguları, hastaların yaşam kalitesini artırabilir.

İngiltere'de hükümet bir süredir antipsikotik ilaçların gerekli olmayan durumlarda yazılmasının önüne geçmek için bir program yürütüyor.

Bakım hizmetlerinden sorumlu bakan yardımcısı Paul Burstow, çalışmanın sonuçlarını memnuniyetle karşıladı.

Burstow'a göre bulgular aile hekimlerinin demans hastalarına hemen antipsikotik ilaçlar yazmaya girişmeden önce, ajitasyonun arkasında yatan nedeni bulmaya eğilmesi gerektiğini gösteriyor.

5/02/2011

astım hastalarının parfüm kullanırken dikkatli olması gerekiyor

    5/02/2011 07:01:00 ÖS   Yorum yok
parfüm kullanırken

Astımın görülme sıklığı gerek dünyada, gerekse ülkemizde her geçen gün giderek artıyor.


Batı Avrupa'da son 10 yıl içinde hastalığın görülme sıklığı 2 kat artarken, ABD'de astım hastalarının sayısında 1980'den bu yana yüzde 60 oranında bir artış görüldüğü belirtiliyor.

Dünyada yaklaşık 300 milyon, ülkemizde de 4-5 milyon astım hastası yaşıyor. 3 Mayıs Dünya Astım Günü nedeniyle astımın artışına dikkat çeken International Hospital’dan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Nur Kaşkır, sanayileşme ve modern yaşam tarzının hastalığın artışını etkileyen en önemli etkenler olduğuna ifade ediyor. Astıma yol açan pek çok neden olduğuna, yaz mevsimine yaklaştığımız şu günlerde ise özellikle kadınlarda parfüm kullanımı arttığına da dikkat çeken Dr. Nur Kaşkır, “Bir parfüm onlarca, hatta yüzlerce çeşit uçucu organik madde yayıyor. Bunlardan çoğu güvenle solunsa da bazıları astımı tetikleyebiliyor. Bu nedenle kişiler kendilerine ve astımlı çocuklarında semptom artışına neden olabilen parfümler konusunda titiz davranmalı. Aynı zamanda çocuk bakıcılarının kullandığı parfümlere de dikkat etmeliler!” uyarısında bulunuyor.


Keskin kokulardan uzak durun!


Yapılan araştırmalara göre; günlük hayatta kullanılan deodorant, keskin kokulu parfümler ve oda spreyi ile parfümlü deterjanlar astımı tetikleyebiliyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Nur Kaşkır, bazı astım hastalarının bu tür maddelerin nefes darlığına neden olabileceğini bilmeksizin keskin kokulu parfümler, oda parfümleri, banyolarda kullanılan aparatlar ve kokulu mumlarla iç içe yaşadıklarına dikkat çekerek, “Bu durum parfüm alerjisi değil, irritasyon dediğimiz, keskin kokulara karşı zaten artmış duyarlılığı olan bronşların hassaslığının artması ve bronşlarda daralma cevabının olmasıdır. Astım ataklarıyla karşılaşmamak için bu tür kokulara karşı dikkatli olmak gerekiyor” diyor.

Şampuanlar, saç spreyleri, oda spreyleri, saç boyaları, oda boyaları ve daha onlarcası…


Günlük hayatımızda giderek daha fazla yapay madde kullanıyoruz. Peki ya bu maddelerin sayılarının ve çeşitliliğinin artması toplumda astımın ve şiddetinin de artmasına neden olabilir mi? Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Nur Kaşkır bu reaksiyonların alerji sınıfına girmese de alerjik kişilerdeki ilave etkilerinin de yadsınamayacağına dikkat çekiyor.


Astımı neler tetikliyor?

• Ailesel öykü,
• Enfeksiyonlar,
• Mevsim değişimi, hava ısısının değişmesi-özellikle soğuk hava-,nem oranının artması,
• Kokular, stres, bazı ilaçlar,
• Sigara içmek veya sigara içilen ortamlarda bulunmak,
• Bazı işyerlerinde solunan gazlar ve kimyasallar ,
• Alerjik astım durumunda alerjenler ile karşılaşma (ev tozu akarları, küf mantarları, polenler-çiçek tozları, ağaç ve yabani ot polenleri, küf, hayvan tüyü) Alerjenler içinde en önemlisi ev tozu akarlarıdır. Türkiye’deki alerjik astımlıların yüzde 70’inde ev tozu akarı alerjisi bulunuyor.


Tek bir belirtisi olduğunda tanı güçleşiyor!

Astımlı kişi hastalığı tetikleyen etkenlerle temasa geçtiğinde hava yolları daralıyor. Bu darlık hastada; öksürük, tekrarlayan nefes darlığı, göğüste daralma hissi, hırıltılı solunum ve kolay yorulmaya gibi yakınmalara neden oluyor. Bazı hastalarda astımın bu tipik belirtilerinden hepsi görülebileceği gibi, bazılarında ise sadece birkaçı, hatta sadece biri gelişebiliyor. Bu nedenle teşhis, dolayısıyla tedavi edilmeyen pek çok astımlı olabiliyor.


Ataklar kontrol altına alınabiliyor!

Astım uygun teşhis ve tedavi ile kontrol altına alınabilen bir hastalık. Tedavide 2 türlü ilaçlardan faydalanılıyor; nefes darlığında ihtiyaç halinde kullanılan rahatlatıcı ilaçlar ve ise astımın gerçek nedenine inerek hastalığı tedavi etmeye yönelik ilaçlar. Astım tedavilerinin çoğunda en etkili yöntem, ilacın solunarak doğrudan akciğerlere girmesinin sağlanması.

Bu yoldan yapılan uygulamalar etken maddenin istenilen organ olan akciğerlere doğrudan ulaşmasını sağladığı gibi, vücuda geçişin çok az olması nedeniyle hastayı ilacın yan etkilerinden de koruyor. Hastanın doktorun ilaçlarını doktorunun önerileri doğrultusunda, uygun dozda kullanması ve düzenli olarak kontrollere gitmesi, astımın kontrol altına alınabilmesinde son derece önemli bir rol oynuyor. Hastanın dikkat etmesi gereken bir başka önemli nokta da, alerjik astımı varsa alerjenden kaçınma yollarını günlük hayatında uygulamak.
cumhuriyet portal

12/20/2010

bağırsak kurtları hastalık tedavisinde kullanılıyor

    12/20/2010 10:03:00 ÖS   Yorum yok
hastalık tedavisinde kullanılıyor

Kişilerin kendi üzerinde özel olarak yaptıkları deneylerin aslında tıp araştırmalarında yeri yoktur. Fakat ender durumlarda önemli sonuçlar çıkabiliyor. 

Örneğin kronik iltihaplı bağırsak hastalığına (Colitis ulcerosa) yakalanan bir Kaliforniyalı (34) 2004 yılında bir parazit kurdun yumurtalarını yutunca hastalık düzelmiş. Kolitin kurtlarla tedavi etme fikri aslında yeni değil diyor New York Üniversitesi parazit uzmanı P’ng Loke. Loke’ın araştırmaları bu parazite bağlı enfeksiyonların, mukoza üretimini teşvik ederek hastalık semptomlarını hafiflettiğini göstermiş.

© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .