-->
radyasyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
radyasyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9/03/2011

kanser tedavisinde eğitimli hastalar eğitimsizlere göre daha bilinçsiz davranıyor

    9/03/2011 03:16:00 ÖS   Yorum yok

Dünyada kalp hastalıklarından sonra en sık görülen ikinci hastalık olan kanser, her yıl binlerce can alıyor. 


 Buna karşın uzmanlar uyarıyor: Kanser önümüzdeki yıllarda daha da artacak.

daha bilinçsiz davranıyor
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Onkololoji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nazan Çetingül, deprem felaketiyle hasar gören Japonya'daki Fukuşima Nükleer Santralı'ndan çevreye yayılan radyasyonun, önümüzdeki yıllarda hepimizin sağlığını etkileyeceğini belirtti. Çetingül, 'Şu an kanser vakalarında sayıca ciddi bir artış olmayabilir. Ancak yaşanan bu felaketlerin zaman içerisinde diğer ülkelerle beraber, Türkiye'de de etkileri muhakkak hissedilecek. Tükettiğimiz gıdaların sağlığa uygun olmaması kanser hastalığının ilerleyen günlerde daha da yaygınlaşmasına sebep olacak. Aileler özellikle çocuklarına aldıkları gıda ve her türlü eşya ile ilgili bilinçli davranmalı' diye konuştu.

'HASTA SAYISINA YETİŞEMİYORUZ'


Akşam gazetesinin haberine göre Türkiye genelinde birçok ilden hastanın İzmir'deki hastanelere akın ettiğini belirten Prof. Dr. Nazan Çetingül, 'Ekibimiz mümkün olduğunca her gelen hastanın sıkıntısına çare olmaya çalışıyor ancak, ne kadar zorlarsak zorlayalım belirli bir kapasitenin üzerine çıkamıyoruz. Türkiye'nin en uzak noktasından bile buraya gelen hastalarımız var. Dışarıdan gelen hastalara bakarken İzmir içerisinden gelenleri kabul edemez hale geldik' diye konuştu.


'EĞİTİMLİ HASTALAR EĞİTİMSİZLERDEN DAHA BİLİNÇSİZ'


Kanserle karşı karşıya kalan bir kişiye yapılması gerekenleri anlatırken eğitimli hastalarda daha çok zorlandıklarını belirten Prof. Dr. Nazan Çetingül, 'Eğitimsiz kişiler uzmanlara karşı teslimiyet duygusu yaşıyor. Anlatılanları uygulayarak bir an önce iyileşmenin yollarını arıyorlar. Fakat eğitimli kişiler böyle değil. Özellikle internette yer alan 'yanlış' bilgiler bu kişilerde bir önyargı oluşmasına sebep oluyor ve işimiz zorlaşıyor' diye konuştu. Bir hastanın kanserle savaşında psikologdan, onkoloğa kadar birçok kişinin aktif olarak görev aldığını belirten Çetingül, 'Kanser bir savaştır. Ve bu savaşta en az doktorlar kadar hastanın da sorumluluklarını yerine getirmesi lazım' dedi.

EN YÜKSEK ORAN KORKUTUYOR

Fukuşima Nükleer Santralı, Japonya'da 11 Mart'ta meydana gelen deprem ve tsunaminin ardından büyük hasar görmüştü. Santralda yapılan son ölçümlerde, radyasyon oranının dedektörlerle kaydedilebilecek en yüksek nokta olan saatte 10 bin milisievert olarak ölçüldüğü duyuruldu.

5/09/2011

sigara içmek kimyasal zehirlilikten çok radyo zehirliliğine neden oluyor

    5/09/2011 01:31:00 ÖS   Yorum yok
radyo zehirliliğine neden

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) yayınlarından derlenen bilgilere göre, sigaranın pek çok zararından biri de içindeki radyoaktif maddelerin soluma yoluyla insan vücuduna alınmasından kaynaklanıyor. 


Sigara içilen kapalı mekanlarda havadaki partiküllerin ana kaynağı sigara olarak gösteriliyor ve bu partiküllerin çoğu da kanserojen.

Yapılan bilimsel araştırmalara göre akciğer kanserine yakalanma olasılığı, günde 1-9 adet sigara içilmesiyle 4,6 kat, 10-19 adet sigara içilmesiyle 7,5 kat, 20-39 adet sigara içilmesiyle 13,1 kat ve 40 sigaranın üzerinde bir tüketimde ise 16,6 kat artıyor. Yani günde 2 paket sigara içen bir kişinin içmeyene oranla 16 kat daha fazla akciğer kanserine yakalanma olasılığına sahip bulunuyor.

Günde 1-9 adet sigara içiminin sonucu kansere yakalanma riskinin Japonya'da atılan atom bombasına maruz kalanların sadece yüzde 1'inden azının almış olduğu 3 sivertlik (Sv) bir dozun neden olacağı riske eşdeğer olduğu belirtiliyor. Söz konusu dozun ancak 10 bin adet göğüs röntgen filmi çekilmesiyle alınabilen çok yüksek bir doz olduğuna da dikkat çekiliyor.

Günde iki paket sigara içen birinin akciğer kanserine yakalanma riskine eşdeğer risk oluşturan atom bombası dozunun da anında öldürücü olduğu belirtiliyor.

Bilimadamları tarafından yapılan araştırmalara göre, günde 2 paket sigara içenlerin sadece Po-210'dan 25 yılda 2 Sv'lik (ortalama 80 milisivert (mSv)/yıl) önemli bir doz alabileceğini belirtiyorlar. Bir radyasyon işçisinin maruz kalabileceği izin verilen en büyük doz değeri ise 20 mSv/yıl.

Araştırmalara göre, ABD'de velilerin sigara içmesi yüzünden yılda 6 bin 200 çocuk ölüyor, hastalanan çocuklar için her yıl 4,6 milyar dolar düzeyinde tıbbi harcama yapılıyor. Bu nedenle ABD'de birçok eyalette çocuklu evlerde sigara içme yasağının getirilmesi gündemde bulunuyor.


Radyo-zehirlilik


Sigara içiminin kimyasal zehirliliğinden çok radyo-zehirliliğinin daha etkili olduğu da bilimsel araştırmalarla saptanmış durumda. Sigaradaki radyonüklitlerden en zararlısı, sigaranın yaklaşık 600-650 derecelik alev sıcaklığında tamamen buharlaşan polonyum-210 (Po 210) isimli bir madde.

Filtreli sigaralar ve porositesi yüksek sigara kağıtları, sigara içilmesi sırasında oksijen miktarını artırıp tütünde tam yanmayı sağlayarak sigaranın alev sıcaklığını artırdığından toryum, uranyum ve potasyum gibi buharlaşma sıcaklığı yüksek diğer radyonüklitlerin de buharlaşarak ciğerlere alınmasına neden oluyor.

Sigara içen bir insan sadece potasyumdan yaklaşık 35-40 Bekerellik (Bq) bir radyasyona maruz kalıyor. Bu da yaklaşık yılda 0,1 milisivertlik (mSv) önemli bir radyasyona maruz kalındığının göstergesi. Sigaradaki radyasyon sadece potasyumdan gelen radyasyonla da sınırlı değil. Bunun yanında toryum, uranyum ve en önemlisi polonyum-210 radyonüklitlerinden gelen radyo-zehirliliğin de mutlaka incelenmesi gerektiği ifade ediliyor.
cumhuriyet portal

5/05/2011

ingilterede tomografi çektirmek yasaklandı türkiyede yeni düzenleme

    5/05/2011 07:17:00 ÖS   Yorum yok
türkiyede yeni düzenleme

Bu yasağın sağlıklı bireylerde tarama amaçlı tetkikleri içerdiğini belirten Türk Radyoloji Derneği, Sağlık Bakanlığı ile tomografi tetkiklerinin yeniden düzenlemesi amacıyla işbirliği yapacak.


Tıpta radyalojik tetikler, özellikle tümör başlıklı hastalıkların tanı ve tedavisinde kullanılıyor.

Bu tetkiklerden alınan radyasyonun en üst dozu yılda 50 mSv...

Bu rakam, bir kişinin yılda 5-6 kez akciğer tomografisi çektirmesine eşdeğer kabul ediliyor.

İngiltere'deki tomografi yasağı ise ülkede yaygın olan bir düzenin önünü kesmek için yapıldı.

Uygulama, sağlıklı bireylerin tarama amaçlı bu tetkikleri yaptırmasını engelliyor.


Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Okan Akhan, "Bireyler sanki araba kontrolü gibi yılda bir kez bu tetkiklere girip, hastalığı var diye bakılmaktaydı. Özellikle bazı alışveriş merkezleri promosyan gibi vermekteydi bu hizmeti. Yoksa endikasyon olduğu zaman bilgisayarlı tomografi yapılması yasaklanmamıştır, yasaklanması dahi düşünülemez." dedi.

Tanı ve tedavide önemli çığır açan teknikleriyle radyoloji günümüzde çok gelişti.

Ancak bu tetkiklere sadece hekim gerekli gördüğü takdirde başvurulmalı...

Sağlık Bakanlığı özellikle sektördeki açığı ve suiistimali önlemek için bir dizi çalışma grubu kuruyor.


Bu gruplar, radyolojik cihazların denetlenmesinden tutun da, tetkiklerin kalitesine kadar birçok konuyla ilgili çalışmalar yapacak.

Prof. Dr. Akhan şu bilgileri verdi:
"Türkiye çapında bu cihazların planlamasıyla ilgili bir çalışma kuruldu. Hizmet alımlarını, kalitesini denetleyecek bir grup kuruldu. Bakanlığın, bizim ve hizmet alımını yapanların temsilcileri gidip denetleyecek. Bu, bilgisiyarlı tomografi protokolüne göre yapılmış mı yapılmamış mı diye."
trt türk

4/01/2011

bağışıklık sistemini güçlendirmek radyasyondan korunmak için yeşil sebze

    4/01/2011 10:29:00 ÖS   Yorum yok
radyasyondan korunmak için

Uzmanlar, ıspanak, maydanoz, tere, roka, brüksel lahanası, brokoli, taze fasulye, kabak, salatalık, bezelye gibi yeşil besinlerin, vücutta toksin atımını arttırdığını; bu grup besinlerin kansere karşı koruyucu etki gösterdiğini ve yüksek miktarlarda C vitamini içerdiklerinden dolayı bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğini ifade ediyor.


Radyasyonun zararlı etkilerinden korunma ve bağışıklık sistemini kuvvetlenmesi için yaşamın her döneminde mevsiminde bol yeşil sebze tüketilmesinin önemli olduğu vurgulanıyor.

Uzman Diyetisyen Banu Topalakçı, çok yoğun radyasyonun ani ölümlere, düşüklere, kanserlere, katarağa, yanıklara, sakatlıklara ve ölü doğumlara neden olabildiğini belirtti.
Radyasyonun doğadaki radyoaktif maddelerden çok, nükleer santraller, nükleer enerji ile çalışan gemiler, nükleer denemeler gibi olaylar sonucunda ortaya çıktığını ifade eden Topalakçı, teşhis ve tedavide kullanılan bazı cihazlar, tıbbi malzemelerin ve suların dezenfekte edilmesi için kullanılan araçlardan da radyasyon yayılabildiğini anlattı.
Topalakçı, televizyonlar, az miktarlarda da olsa radyoaktif madde içeren duman dedektörleri, fosforlu saatler, paratonerler ve lüks lambası fitilleri gibi bazı tüketici ürünlerin de düşük düzeyde radyasyon yaydığını belirtti.

Radyasyona maruz kalan hücrenin ölebildiğini veya zamanla doku tarafından onarılarak 
kurtulabildiğini dile getiren Topalakçı, ''Eğer kurtulan hücre, kromozomlarındaki kırılmalar nedeniyle fiziksel ve kimyasal yapısı değişerek mutasyona uğrarsa, bunun sonucunda hücre normal işlevini yapamaz ve ileride kişinin kendisinde (somatik) veya gelecek nesillerde (genetik) zararlar meydana getirebilir'' uyarısında bulundu.

Topalakçı, kısa bir süre içinde ve bir defada yüksek dozlara maruz kalınması durumundan hemen sonra meydana gelecek hasarların ''erken etkiler (akut ışınlanma etkileri)''; kanser, ömür kısalması ve genetik bozukluklar gibi sonradan çıkacak hasarların da ''gecikmiş etkiler (kronik ışınlanma etkileri)'' olarak tanımlanabileceğini söyledi. Topalakçı, hücrelerin radyasyona karşı duyarlılık açısından beyaz kan hücreleri, kırmızı kan hücreleri, sindirim sistemi hücreleri, üreme organı hücreleri, cilt hücreleri, kan damarları ve doku hücreleri (Kemik ve Sinir Sistemi) şeklinde bir sıra takip ettiğini ifade etti.

''Nükleer artıkların toprağa gömülmesi engellenmeli''


Topalakçı, radyasyondan korunma için alınacak başlıca önlemler olduğunu belirterek, öncelikle nükleer atıkların toprağa gömülmesinin engellenmesi gerektiğini vurguladı.
Nükleer sızıntılara neden olabilecek kuruluşlarda yapım ve teknoloji standartları konusunda uluslararası ölçütlere uyulmasının şart olduğuna dikkati çeken Topalakçı, ''Nükleer atıklar başka ülkelerin topraklarına taşınmamalı, toplum bu konuda eğitilmelidir'' diye konuştu.
Topalakçı, besinlerin hijyen ve sanitasyon koşullarına uygun olması gerektiğini de ifade ederek, çocukların ve büyüme çağındaki gençlerin çok etkilendiğini söyledi.

Gözlerin radyasyondan en fazla etkilenen organ olduğunu ve görme zayıflığı, katarakt, göz uyumunun yavaşlamasına yol açtığına dikkati çeken Topalakçı, ''Bu nedenle göz sağlığını korumak adına yumurta, havuç, domates ve koyu yeşil yapraklı sebzelerin tüketimi arttırılmalıdır'' dedi.

Topalakçı, radyasyona maruz kalınma durumunda ortaya çıkabilecek en önemli sağlık probleminin kanser olduğunu belirterek, dolayısıyla kanserden korunmaya yönelik bir beslenme şeklinin yaşamın yaşam biçimi haline gelmesi gerektiğini vurguladı.
Bunun için günlük yağ tüketiminin sınırlandırması ve doymuş yağlar yerine zeytinyağ gibi doymamış yağların tercih edilmesi gerektiğini ifade eden Topalakçı, ''Et tüketimi günlük bir porsiyonla sınırlandırmalı ve ağırlıklı olarak beyaz et ve yağsız et tüketilmeli. Et, fazla pişirilerek üzerindeki yanık kısımlarla tüketilmemeli. Ayrıca et endüstrisinde bozulmayı önlemek için ete konan nitratlar ve kesim hayvanlarının hormonlarla beslenmesinin de sakıncalı olduğu unutulmamalı. Özellikle sucuk, salam, sosis gibi ürünlerin tüketilmesinden kaçınılmalı'' diye konuştu.

''Yeşil renkli besinler toksin atımını arttırıyor''


Mevsiminde bol miktarda sebze tüketilmesi ve günlük ortalama 3 porsiyon yine mevsiminde meyve yenilmesine özen gösterilmesi gerektiğini belirten Topalakçı'nın verdiği bilgiye göre, özellikle koyu renkli sebze ve meyvelerin koruyuculuk özelliğinin daha yüksek olduğunun unutulmaması gerekiyor.

Ispanak, maydanoz, tere, roka, brüksel lahanası, brokoli, taze fasulye, kabak, salatalık, bezelye gibi yeşil besinler karaciğer enzimleri üzerinde oldukça etkili olduğundan vücutta toksin atımını arttırıcı etki gösteriyor.

Bu grup besinler yine renklerinden ötürü kansere karşı koruyucu etki göstermekle beraber, içerdikleri yüksek miktarlardaki C vitamini içeriğinden ötürü bağışıklık sistemini koruyor.
Yeşil renkli besinler, bunların dışında süt yoğurt grubu dışında kalsiyum içeriği en yüksek yiyecek içecek grubunu oluşturuyor.

Et, balık, deniz ürünleri, mantar, süt, yumurta, soğan, sarımsak, kabak, lahana ve tahıl ürünleri gibi selenyumdan zengin besinlerin tüketilmesi öneriliyor.

Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için kabuklu deniz ürünleri, balık, ciğer ve yumurta gibi çinkoyu barındıran besinlerin günlük beslenmede mutlaka yer alması tavsiye ediliyor.
Buğday tohumu, tahıl, esmer pirinç ve yumurta sarısı, baklagiller gibi manganez ve tam tahıldan ve posadan zengin bir beslenme şeklinin benimsenmesi isteniyor. Özellikle kanser ve bağışıklık sistemi için, kırmızı üzüm (kurusu da olabilir) ve çekirdeğinde bulunan resveratrol güçlü bir anti-oksidan özelliği taşıyor.

Pişirme şekli olarak fırında ve buharda pişirme şekli tercih edilmeli, kızartılmış gıdalardan uzak durulması gerektiği vurgulanıyor.

Fazla tuz tüketiminden kaçınılması isteniyor. Radyasyonun olumsuz etkilerinden korunmak için kullanılması gerekenin tuz değil ''potasyum iyodür'' olduğu belirtiliyor. Temiz su kaynaklarının tüketilmesi, günde en az 2 su bardağı süt içilmesi ya da yoğurt tüketilmesi öneriliyor.
cumhuriyet portal

3/28/2011

rus bilim adamları1000 kat radyasyon seviyesinden koruyan aşı geliştirdiler

    3/28/2011 08:33:00 ÖS   Yorum yok
radyasyon seviyesinden koruyan
rus bilim adamları aşı geliştirme

Japonya'daki nükleer tehdit dünyayı korkuturken bilim dünyasında önemli bir gelişme yaşandı. Rusya Bilimler Akademisi, NASA ile birlikte çalışarak radyasyonun insan üzerindeki etkisini yok etmeyi başardı.


Geliştirilen aşı, radyasyondan etkilenen ve en fazla 7 gün yaşayabilen kobaylarda olumlu sonuç verdi. Aşının insan hücreleri üzerinde de etkili olduğu gözlendi.

Radyasyon Seviyesi 1000 Kat Fazla Olduğunda Bile Başarılı

Rusya Vladikavkaz Bilim Merkezi Biyoteknoloji Bölümü Başkanı Profesör Vyaçeslav Maliyev, radyasyon seviyesinin normalin bin katına çıktığı durumlarda bile başarının yakalandığını söyledi.
Nükleer santral kazasının ardından Japon meslektaşlarının projelerine büyük ilgi gösterdiğini belirten Maliyev, aşının Fukuşima'da kurtarma çalışmalarında görev alanlar üzerinde kullanılabileceğini kaydetti.

Çernobil Felaketi Zamanında Olsaydı...

Maliyev, "Eğer Çernobil Nükleer Santrali'nde kurtarma çalışmalarına katılan ekiplere bu aşı verilseydi daha sonra bu vatandaşlar hayatlarını kaybetmezlerdi." dedi.
Ancak gerekli bazı testlerin tamamlanmasının yıllar alabileceği ve aşının şu aşamada klinik düzeyde kullanılmasının düşünülmediği kaydedildi.
trt türk
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .