-->
omega3 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
omega3 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3/14/2012

besin değeri düşük abur cubur gıdalar erkelerde sperm sayısını düşürüyor

    3/14/2012 06:26:00 ÖS   Yorum yok

Doymuş yağ oranının yüksek olduğu beslenme biçimleriyle düşük sperm sayısı arasında bağlantı olabileceği ileri sürülüyor.

erkelerde sperm sayısı

Amerika'da bir doğum uzmanlığı kliniğinde, 99 erkek üzerinde yapılan araştırmada besin değeri düşük olan, abur cubur gıdalar tüketenlerin sperm kalitesinin daha düşük olduğu saptandı.

Balık ve bitki yağlarında bol bulunan omega 3 yağ asidini daha çok tüketen erkeklerin ise sperm yoğunluğunun daha yüksek olduğu belirtiliyor.


ABD'nin Boston kentindeki, Harvard Tıp Fakültesinde Profesor Jill Attaman önderliğinde yapılan araştırmada dört yıl boyunca erkeklerin yeme alışkanlıkları ve sperm kaliteleri arasındaki bağlantılar araştırıldı.

Araştırmada, az yağ tüketen erkeklerle çok yağ tüketenler arasında yapılan karşılaştırmada, çok yağ tüketen erkeklerin sperm sayılarının yüzde 43 ve sperm yoğunluğunun yüzde 38 daha az olduğu ortaya çıktı.

Omega 3 yağ asidini daha çok tüketen erkeklerin daha az tüketenlere oranla spermleri daha normal bir yapıya sahip.


Beslenme alışkanlıklarıyla sperm kalitesi arasındaki bağlantının oldukça yüksek olduğunu belirten Profesor Attaman, kalp ve damar hastalıkları gibi istenmeyen sağlık sonuçları da göz önüne alındığında doymuş yağ tüketimini sınırlama çabalarının bu araştırmayla daha da güç bulacağını söyledi.

Ancak çalışmaya yönelik eleştiriler de var.

Örneğin, araştırmaya katılan erkeklerin yüzde 71'inin fazla kilolu veya obez olmasının da sperm kalitesini olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor.

Buna ek olarak araştırmaya katılanların hiç birinin sperm sayısı ya da yoğunluğu Dünya Sağlık Örgütü tarafından normal olarak tanımlanan düzeyin altında değil.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından normal olarak tanımlanan sperm sayısı, bir mililitrede 39 milyon ve normal sperm yoğunluğu bir milimetrede15 milyon.

İngiliz Sheffield Üniversitesi'nden doğum uzmanı doktor Allan Pacey de doğmuş yağ oranı ve sperm kalitesi arasındaki bağlantıyı gösteren bu araştırmayı görece küçük çaplı bir çalışma olarak değerlendirdi.

Dr. Pacey'e göre araştırma doymamış yağ oranı ile sperm kalitesi arasında nedensellik bağlantısı olduğunu kanıtlamıyor ve bu bağlantının netleştirilebilmesi için başka araştırmaların da yapılması gerekiyor.

Human Reproduction isimli tıp dergisinden uzmanlar da bu bulguların geçerlilik kazanması için biraz daha araştırma yapılması gerektiğini söyledi.

5/28/2011

eşşek sütü italyada fayda bakımından inek sütüne alternatif oluyor

    5/28/2011 04:36:00 ÖS   Yorum yok
inek sütüne alternatif
eşşek sağma

İtalya’da inek sütüne alerjisi olanlar için alternatif bir ürüne dönüşen eşek sütünün popülaritesi hızla artıyor.


Üretimin yarıdan fazlası çocuk hastalıkları birimlerine satılırken, zayıflatıcı özelliği sebebiyle eşek sütü kadınlar tarafından da yoğun olarak tüketiliyor. Napoli Üniversitesi uzmanlarına göre, eşek sütü vücuttaki yağ oranını azaltarak hem formda tutuyor, hem de içindeki yüksek kalitedeki Omega 3 yağları ve kalsiyum ile kalbi koruyor. Eşek sütü ayrıca astıma iyi geliyor, kansere karşı koruyor.
hürriyet planet

5/22/2011

hamilelikte en fazla üç defa ultrason takibi yapılması gerekiyor fazlası zararlı

    5/22/2011 06:38:00 ÖS   Yorum yok
üç defa ultrason

Jinekoloji ve Obstetrik Kongresi'nin 9.su Antalya'da düzenlendi. Dernek 2. Başkanı Prof. Dr. Bülent Tıraş, basın toplantısında yaptığı açıklamada, aşırı şişmanlık ve obezitenin sağlıklı yaşamı tehdit eden önemli bir sorun olduğunu belirterek, özellikle kadınların menopoz döneminden sonra kilo alma eğiliminde olduğunu ve kalp hastalıkları riskinin neredeyse erkeklerle aynı düzeye ulaştığını söyledi.


Hormonal düzensizliklerin kadınların kilo vermelerinin önündeki en büyük engel olduğunu vurgulayan Tıraş, menopoz dönemindeki kadınlarda diyete direncin çok yüksek olduğunu ifade etti. Tıraş, kadınların bu dönemde zayıflama planı uygulanmadan önce mutlaka hormon dengelerini sağlamaları gerekliliğine dikkati çekti.
Genç yaştaki kadınları kilo vermekten ve çocuk sahibi olmaktan alıkoyan Polikistik Over Sendromu ile ilgili de bilgi veren Tıraş, bunun her beş kadından birini etkilediğini, nedeninin tam olarak bilinemediğini; tedavinin ise belirtilere yönelik olarak planladığını anlattı.
''Bu sorunun, şişmanlığa mı, yoksa şişmanlığın mı bu soruna yol açtığı'' tartışmaları yapıldığını ifade eden Tıraş, ''Bu hastalık, hem dünyada ve hem de Türkiye'de artıyor. Türk kadınlarının yüzde 20-25'inde bu hastalık görülüyor. Böyle olunca da şişmanlık ya da bunun neden olduğu üreme sorunları, fazla kilo, elma tipi şişmanlık gibi sorunlar da ortaya çıkıyor'' diye konuştu.
Tıraş, yumurtlama bozukluğunun, adet görememe ya da geç adet görme gibi sorunları da beraberinde getirdiğini vurguladı.

Gebelikte ultrasonla takip

TJOD Genel Sekreteri Prof. Dr. Cansun Demir de kongrede gebelikte ultrasonla takibin de ele alındığını belirtti.
Türkiye'de gebelik döneminde ultrasonla, bebeğin gelişiminin her evresinin izlendiğini dile getiren Demir, ABD'de sadece gebelik döneminde üç kez ultrasonla yapılan muayenenin önerildiğini bildirdi. Bu ülkede 11-14. haftada ense kalınlığına, 18-22. haftada anatomik gelişime ve gebeliğin son döneminde de bebeğin ters gelip gelmediğine bakıldığını anlatan Demir, şunları kaydetti:
''Hastalarımız, bizlere bu kadar sık ultrasona girmenin bir zararı olup olmadığını soruyor.
ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde anne karnındaki bebeğin ultrasonla takibi sınırlı sayıda yapılıyor. Ultrasonun gebelikte olumsuz etkileri olduğuna dair bir bilimsel kanıt bulunmamakla birlikte, Türkiye'de ise ultrasonla yapılan kontrollerin sayısı dünya standartlarının üzerinde.
Ses dalgası olduğu için ultrasonun bilinen bir zararı yok. Bizi asıl ilgilendiren konu, inceleme sırasındaki ısı artışıdır. Ultrason incelemesi sırasındaki ısı artışının hangi dönemlerde hangi biyolojik etkilere neden olabileceği konusu ise kesin değil.
Domuzlarda yapılan bir çalışmada iki dakikadan uzun süreli bir uygulamanın olumsuz etkileri olabileceği görülmüştür. Genel yaklaşım, 1.5 derecelik ısı artışının, zararı olmayacağı yönündedir. Beş dakika süreyle 4 derece artıştan fazlasının zararlı olabileceği bildirilmiştir.''
Demir, ultrason ile takibin uzun süreli bir inceleme yapılmadan gerçekleştirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

''Omega-3 zeka gelişimini arttırıyor"

ABD'deki Penn State Milto S. Hershey Medical Center Direktörü Prof. Dr. Serdar Ural da gebelikte omega 3 kullanımının anne ve bebek üzerindeki olumlu etkilerine dikkati çekti.
ABD'de yapılan çalışmalarda, gebelere verilen vitamin destekleri içinde Omega-3'ün de bulunmasının büyük yararlar sağladığı ve bebeğin zihinsel gelişimini olumlu yönde arttırdığının belirlendiğini vurgulayan Ural, bir soru üzerine planlı hamileliklerde Omega-3'e gebelik öncesinde başlanması ve emzirme döneminde de devam edilmesi gerektiğini bildirdi.
Ural, Omega-3'ün gebelik döneminde ilk 5 ayda 1 kapsül, daha sonraki aylarda da 2'şer kapsül içilmesinin uygun olduğunu belirtti.

Sezeryanla doğumların düşürülmesi
Dernek Başkanı Prof. Dr. İsmail Mete İtil de kongrede sezeryanla doğum oranlarının düşürülmesine yönelik çalışmaların da gündeme geldiğini bildirdi.
Bu konuda kadınların bilinçlendirilmesinin, gebe okullarının yaygınlaştırılmasının ve okullarda cinsel eğitim derslerinin verilmesinin büyük önem taşıdığını kaydeden İtil, şöyle konuştu:
''Hekimlere, bununla ilgili meslek içi eğitim verilmeli. Ayrıca, alt yapı ve sağlık ekibinin güçlendirilmesi gerekli. Doğum salonları yerine, doğum odaları olmalı.
Ağrıyla baş etmek için anestezi uzmanları görevlendirilmeli. Hatta anestezi teknisyenleri doğum sırasında ağrının azaltılması için daha fazla etkin olmalı.
Anestezi uygulamasının mümkün olmadığı durumlarda ağrı kesiciler devreye sokulmalı.

Ülkemizde artık ağrısız doğum daha fazla yapılıyor ama yeterli değil. Anestezi uzmanlarının sayısının artması, sezaryenle doğumların azalmasında etkili olur.''
İtil, ayrıca kongrede kadına yönelik şiddetin de ele alındığını, bu konuda jinekologların da bunun önlenmesinde diğer unsurlarla birlikte görev alabileceğini sözlerine ekledi.
cumhuriyet portal
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .