-->
menapoz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
menapoz etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11/25/2011

menapozdan kırık kemiklere kadar kullanılan mührüsüleyman bitkisi

    11/25/2011 03:47:00 ÖS   Yorum yok

Mührüsüleyman (Polygonatum), çiçekli bitkilerin Ruscaceae familyasına dahil olan ve yaklaşık elli türü olan bir bitki cinsidir. Daha önce zambakgiller familyasına dahil edilerek sınıflandırılmaktaydı.

mührüsüleyman bitkisi
Mührüsüleyman türlerinin bazıları şifalı bitkiler arasında sayılmakta, özellikle P. sibiricum türü geleneksel Çin tıbbında bitki çayı olarak kullanılmaktadır.

Bazı mührüsüleyman sürgünleri kuşkonmaz gibi pişirildikten sonra yenebilir, özel bir işlemden geçirildikten sonra yenebilen kökleri de nişasta kaynağıdır.

Mührüsüleyman genellikle kökleri olmak üzere menopozdan kırık kemiklere kadar çeşitli durumlarda kullanılır. 

Deri üzerine uygulandığında köklerin kesik ve çürüklerin, deri tahrişleri ve iltihaplarının iyileşmesini hızlandırdığı söylenmektedir. Akne, deri lekesi ve her türlü deri kusurlarında yüzü yıkamak için kullanılır. Bitki çayı olarak kullanıldığına menopoz, hazımsızlık, diyabet, kırık kemikler, uykusuzluk, böbrek ağrıları ve hatta kısırlık gibi durumlara iyi geldiği söylenmektedir.

Diyabet için kullanıldığı ilk defa 1930'da Langecker tarafından gözlemlenmiştir. Deneylerden sonra muhtemelen glükokinin içeriği sayesinde, besinsel hiperglisemi ile mücadele etmekte etkili olduğu sonucuna varmıştır.

5/24/2011

menopoz öncesi sorunlar müdahale edilmesse klinik depresyona dönüşebiliyor

    5/24/2011 11:04:00 ÖS   Yorum yok
klinik depresyona dönüşebiliyor

Kadınların ömrünün üçte birini kapsayan menopozdaki ruhsal ve fiziksel sorunların başarıyla çözümlenmesi, hem bireysel hem de toplumsal açıdan büyük önem taşıyor. 


Menopoza giriş yaşı dünya genelinde 51 iken, ülkemizde bu yaş 46-48 arası kabul ediliyor. Dişiliğin mimari olan östrojen hormonu, aynı zamanda kadınları ciddi sağlık sorunlarından da koruyucu bir özelliğe sahip. Bu yüzden de kadınlar erkeklere oranla sağlık açısından her zaman şanslı sayılıyorlar. Ancak menopoz sonrasında östrojen üretimi olmadığından, kadınlar bu koruyucu etkiden yoksun kalıyor.

Bu erken dönemde görülen şikayetler, kadın yaşamını zorlaştıracak boyutlara ulaşıyor. Nedenler arasında östrojenin kan düzeyindeki azalma ve son zamanlarda progesteron, androjen gibi diğer hormonların da etkisinden söz ediliyor.


Psikolojik sorunlar



Daha önceden düşük benlik saygısı ve yaşantısından yeterince hoşnut olmama gibi psikolojik zorluklar yaşayan kadınlar, menopozdan daha çok etkileniyor. Menopoz, psikolojik olarak çocuk doğurma ve büyütme yeteneğinin kaybı olarak yaşanıyor.

Acıbadem Kadıköy Hastanesi
Psikiyatri uzmanı Doç. Dr. Ece Orhon şöyle konuşuyor:
“Östrojen  eksikliği, direkt olarak psikolojik bozulmaya yol açmaz. Bu hormonun azalması ateş basmaları, uyuşmalar, gece ve gündüz terlemeleri, şişkinlikler, baş dönmesi, denge bozuklukları, çarpıntı gibi birçok otonom sinir sistemi yolu ile ifade edilen şikayetlere yol açar. Bunları yaşayan kadın da, duygusal zayıflama, iç sıkıntıları karamsarlık, isteksizlik ve birçok konuda memnuniyetsizlik hali baş gösterebilir. Her kadında  ruhsal sorunlar görülmez. Kadının kişiliği, özgüveni, meşguliyetleri çalışıp çalışmaması ile direkt ilişkilidir. Özgüveni olan, geçirdiği dönem özelliklerini tanıyan, işi gücü, mesleği ve gerçek meşguliyetleri olan kadınlarda ciddi ruhsal sorunlar, başka tıbbi ortaya çıkarıcı nedenler de yoksa, görülmez.”


Klinik depresyon riski


Gerek bedensel gerekse ruhsal bir çok şikayeti bir arada  yaşayan kadının bireysel, sosyal, iş yaşantısındaki üretkenliği etkileniyor. Bu durum yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Bu dönemdeki şikayetlerin menopoza girmeden önceki yıllardan da başlayabildiğini belirten Psikiyatri uzmanı Doç. Dr. Ece Orhon ”Menopoza girdikten sonra 4-5 yıla kadar yaşanabilir. Uzman yardımı gereken durumlarda, yardım alınmazsa ruhsal sorunlar klinik depresyona dönüşebilir” uyarısında bulunuyor ve ekliyor:

Kadınların öncelikle jinekologlar ve psikiyatristler tarafından bilgilendirilmeleri ve bu dönemin özelliklerinin anlatılması doğru bir yaklaşımdır. Ruhsal sorunlar önce değerlendirilip, depresyon aşamasına gelinip gelinmediğinin tanısı konulur. Destekleyici, özgüveni yükseltici, bu yeni dönemi planlayıcı yaklaşım ve programlar yapılır. Eğer tanı klinik depresyon ise mutlaka ilaç tedavisi gereklidir. En az 6 ay süren bu tedavi yalnız ilaç uygulaması ile olmamalıdır. Kadının benlik saygısını ve özgüvenini yükseltici, destekleyici psikoterapotik yaklaşım gereklidir.”


Hormon ve antidepresanların ortak kullanımı

Menopoz döneminde, vücutta eksilen östrojenin yerine konulması olarak tanımlanan HRT tedavileri günümüzde kişinin risklerine göre özel olarak planlanıyor. Yapılan araştırmalarda menopozdaki depresyona girmiş kadınlarda düşük doz östrojen ve antidepresan ilaçların birlikte kullanımının başarılı sonuç verdiğinin gözlendiğini belirten Doç. Dr. Orhon şöyle devam ediyor:

“Hormonların doğal olanları tercih edilmelidir. Antidepresanlarla, düşük doz östrojenin birbirlerinin etkilerini arttırdığını ve kadınların şikayetlerinde düzelme olduğu görülüyor. Yaşam sevinci, hayata bağlılığını arttırıcı yaklaşım gereklidir. Kadın, hayata dört elle sarılmalıdır. Bugüne kadar görevlerini en iyi şekilde  yapmış olmanın huzuruna, yılların deneyimini birikimlerini katmalıdır. Artık kendisi için daha çok zaman ayırmalı ve önceden isteyip de yapamadıkları gündeme gelmelidir. Üretkenliğini, kendisine yaptığı yatırımları hayata geçirmelidir. Sosyal ve mesleki kimliği mutlaka korunmalıdır. Yaşam biçiminde kendisine olan saygısını, üretkenliğini koruyan ve çalışmayı sürdüren kadın artık huzurlu ve mutlu bir döneme geçmiş olmaktadır.

Menopoza girmeden önce alınacak tedbirler içinde en önemlisi, menopoz öncesi tıbbi ve ruhsal hazırlıkların doğru ve yeterli olarak yapılmasıdır. Bu dönemin hayatın normal bir diğer dönemi olduğunu, sadece doğurganlığın sonlandığını ve bunun getirdiği rahatlamayı da hatırlamalıdır. Ayrıca yaşam deneyimlerinin getirdiği bilgilerle duygu ve düşüncelerinde olgunlaşmanın yaşandığı haz verici doyumlu ve özgür bir dönemdir.” 

cumhuriyet portal 

4/25/2011

idrar kaçırma sorununa robotik cerrahi yöntemle müdahele tekniği hakkında

    4/25/2011 10:34:00 ÖS   Yorum yok
robotik cerrahi yöntem

Genç yaştaki kadınlarda da görülen idrar kaçırma (inkontinans) özellikle orta yaştan sonra daha sıklıkla karşımıza çıkmaktadır. İdrarını tutamama ve idrar kaçırma kadınlarda sosyal yaşamı zorlaştıran ve günlük hayatta birçok probleme neden olan en önemli sağlık sorunlarından biridir.


Memorial Ataşehir Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Tibet Erdoğru, da Vinci robotik cerrahi yöntemiyle kadınlarda mesane sarkması ve idrar kaçırma sorunlarının tedavisi hakkında bilgi verdi.


Sık tuvalete çıkıyorsanız ya da tuvalete dahi yetişemiyorsanız…


Çok sayıda doğum yapmak ya da zor ve müdahaleli doğumlar menapoz sonrası idrar kesesini asan kasların (pelvik taban kaslarının) gevşemesiyle veya rahim alınmasından (histerektomi) sonra mesanedeki sarkma sonucu idrarı depolama ve yapmayla ilgili sorunlar başlamaktadır. Bunlar sık sık tuvalete çıkma, tuvalete yetişememe, gece tuvalete kalkma, idrarda yanma gibi şikayetlere neden olur. Mesanedeki sarkmaları biz 4 dereceye ayırarak sınıflandırıyoruz. Birinci ve ikinci derece mesane sarkması leğen kemiğinin tabanındaki kasların egzersizleri ve günlük hayatta yapılan bazı değişiklikler ile tedavi edilebilir. Ancak, üçüncü ve dördüncü derecedeki mesane sarkmaları çok ciddi olup, cerrahi tedavi gerekmektedir.



Kapalı sistem ameliyatlardaki devrim “da Vinci Robot”


"da Vinci robotik cerrahi” tıp dünyasında ileri teknoloji ürünü olarak biliyor ve yoğun olarak ABD'de olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde yaygın şekilde kullanılıyor. Uzun yıllardır mesane sarkması ameliyatları açık yöntem ile yapılmaktaydı. Bu ameliyat sonrasında hastanın karnında büyük bir ameliyat izi kalmakta, ameliyat sonrası dönemde fazla ağrı çekilmekte, günlük hayata ve işbaşına dönmek için uzun süre geçmesi gerekmekte idi. Bunun yanında zamanımızda hazneden yapılan asma ameliyatları da çok etkili olmamakta ve yıllar içinde sarkma tekrar meydana gelmekte ve başarısızlıkla sonuçlanabilmektedir. Son yıllarda erkeklerdeki prostat kanseri ameliyatlarını yapan, da Vinci robot tekniği artık kadınlarda mesane sarkmasının tedavisinde de başarılı şekilde uygulanmaktadır. Robotun gözleri ile 3 boyutlu görüntü alınabilmekte ve vücut içindeki robot kolların insan elini taklit eden hareket kabiliyeti ile mesane sarkması kesin olarak giderilmekte, idrar tutma mekanizması daha iyi onarılmakta aynı zamanda hastada ameliyat izi olmamaktadır. “da Vinci robot” ile ameliyat sonrası dönemde ameliyata bağlı şikayetler çok az olurken, iyileşme süresi ve günlük yaşama dönme süresi çok kısalmakta ve bu avantajlar ile başarı oranı %95’leri bulmaktadır.



İdrar kaçırmanın sebepleri ve risk faktörleri nedir?

• İlerleyen Yaş: Menapoz oluşunca yaşın ilerlemesiyle östrojen hormonunun azalması leğen kemiği içindeki mesane ve rahmi yerinde tutan destek dokular zayıflamakta ve idrar kaçırma, (üriner inkontinans) artmaktadır.
• Doğum: Fazla sayıda doğum, iri bebek, doğumda vakum kullanılması gibi sebepler idrar kaçıran kadınlarda sıklıkla mevcuttur.
• Fazla kilolu olmak-Obezite: Aşırı kilolularda karın içi basınç artmakta ve idrar kaçırma daha sık olmaktadır.
• Kalıtımsal Sebepler: Bazı kadınların destek dokuları ve bağları doğumlarından itibaren zayıftır ve idrar kaçırmaya yatkındırlar.
• Kabızlık: Ikınma destek dokuları zayıflatmaktadır.
• Kronik Hastalıklar: Astım, bronşit, diyabet, kas hastalıkları ve omurganın kaza sonucu travması risk faktörüdür.
• Tekrarlayan idrar torbası enfeksiyonları
• Fistüller
• Bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar



İdrar kaçırma kader değil

Kadınların büyük bir çoğunluğu bu sorun yüzünden doktora gitmekten utanıyor ve çekiniyor. İdrar kaçırma tanısı konulan hastaların yüzde 70'i başka bir sebepten dolayı doktora geliyor. Çünkü hastalar hem bu sorundan utanıyor hem de 'çok doğum yaptım, menopoza girdim artık bu benim yaşamımın bir parçası' diye düşünerek kendi yaşam kalitelerini düşürüyorlar. Oysaki bu kesinlikle doğru değil. Kadınların hiçbir şekilde bundan çekinmeden utanmadan bunun bir rahatsızlık olduğunu bilerek doktora danışmalarını öneriyoruz. Bu hastalığın tanısının konulması bir muayene süresi içinde biter. İdrar kaçırma tanısı için yapılan muayenelerin hiçbiri utanılacak ya da zorlanılacak muayeneler değildir.
cumhuriyet portal

12/25/2010

yeni yöntemle menapoza giren kadınlar'da hamile kalabilecek

    12/25/2010 11:07:00 ÖS   Yorum yok

Harvard’lı bilim insanlarından müjde: Menopoza giren kadın kök hücre yöntemiyle üretilecek yumurta sayesinde hamile kalabilecek. 

hamile kalabilecek

Uzmanlar, bu konudaki çalışmalarını 14-17 Nisan arasında İstanbul’da düzenlenen TARTEN toplantısında anlatacak.

DOĞURGANLIK oranları dünya genelinde düşüyor ancak bilim sınır tanımıyor. Bilim insanları, şimdi de menopoza giren kadınların tekrar yumurta üretmesi için çalışıyor. Kök hücre yöntemi kullanarak yapılan çalışma menopoza giren fareler üzerinde başarılı oldu. Dr. Jonhathan L. Tilly, Harvard grubunun bu konudaki çalışmalarını, tüp bebek alanındaki bilimsel ve teknolojik paylaşımı sağlayacak yeni bir oluşum olan Trans- Atlantic Reproductive Technologies Network’te (TARTEN) anlatacak.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .