-->
kanser tedavisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kanser tedavisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4/25/2012

kanser tedavisinde sıcak kemoterapi uygulaması büyük başarı sağlıyor

    4/25/2012 10:08:00 ÖS   Yorum yok

kanser tedavisinde sıcak kemoterapi uygulaması büyük başarı sağlıyor bu yöntem normal kemoterapinin aksine damardan değil ameliyatla yapılıyor işte sıcak kemoterapi yöntemi

kanser tedavisinde

Prof. Dr. Emel Canbay, adı mesleğine olan aşkı ve kazandığı başarılarla dünya çapında duyulmuş bir doktor. Genel cerrahi ve moleküler onkoloji alanında uzmanlığı bulunan Canbay, insanları kanserin değil gözle görülmeyen tümörlerin öldürdüğünü düşünüyor. Bu noktadan hareketle, ameliyat sürecinde kanserli hücreleri sıcak kemoterapiyle yıkama yöntemiyle temizliyor. Başarı yolculuğunda zorluklarla karşılaşsa da, yolundan asla vazgeçmiyor…

Kanserde ölüm, gözle görülemeyen tümör hücreleri nedeniyle oluyor. 


Standart ameliyatlardan sonra hastalığın tekrarlamasının en sık sebebi de bu. Bu tümör hücreleri zaten birkaç ay sonra herkesin görebileceği büyüklüğe ulaşıyor ve vücudu istila ediyor. Bu tümörlerin hasta tarafından fark edilmesi ise genellikle ameliyat ve tedavilerinden sonraki 12-18. aya tekabül ediyor. Bu nedenle tümörlü dokular ve karın zarı alındıktan sonra bu gözle görülemeyen tümör hücreleri için eklenilecek bir sıcak kemoterapi işlemiyle, hastaların sağ kalma süresi uzuyor ve tedavi olanağı sağlanıyor.

4/19/2012

meme kanseri tedavisinde başarı oranını arttırmak için kişisel tedavi yöntemi

    4/19/2012 05:08:00 ÖS   Yorum yok

Bilim adamlarına göre hastalığın alt gruplara bölünmesi durumunda her hasta kendi kanser tipine özel tedavi görebilir ve bu da tedavinin başarılı olma şansını artırır.

kişisel tedavi yöntemi

Nature dergisinde yayınlanan araştırmada meme kanseri olan 2 bin kadın incelenmiş.

Araştırma sonuçlarının meme kanseri tedavisinde kullanılmaya başlamasının en az üç yıl alması bekleniyor.

Kanser haritası

Uzmanlar meme kanserini bir dünya haritasına benzetiyor.
Analiz: Bu hastalar için ne anlama geliyor
Araştırmanın sunduğu potansiyel oldukça büyük ve meme kanseri tedavisinde devrimsel bir değişikliğe neden olabilir.

Ancak henüz bulguları hastanelerde kullanmamıza çok zaman var. Şimdilik bu araştırma sonuçlarının hastalar üzerindeki etkisi oldukça limitli olacak.

Yeni bulunan 10 meme kanseri kategorisinin her birine sahip hastaların farklı bir hayatta kalma olasılığı bulunuyor.


2 ve 5 numaralı meme kanserine sahip olanlar %40 oranında hastalıkları teşhis edildikten sonra 15 yıl daha yaşıyor.

3 ve 4 numaralı meme kanserlerine sahip olanların 15 yıl yaşama oranı ise %75'lere çıkıyor.

Şimdilik sadece araştırmadan elde edilen bu tip istatistiksel bilgiler hastalarla paylaşılacak.

İş tedaviye geldiğinde ise şimdilik haberler kötü. Henüz sadece 10 kanser tipinden 1 tanesi için özel olarak geliştirilmiş bir tedavi yöntemi bulunuyor.

Öteki gruplardaki tümörlere sahip kanser hastaları yeni tedaviler geliştirilene dek standard kemoterapi ve radyoterapi tedavilerini görmeye devam edecek.

Bilim adamları artık kanserin 10 farklı çeşidini tanımladıklarına göre bunların her birine özel bir tedavi geliştirmeyi hayal ediyor.


Ancak bunun gerçek olması için hala biraz zamana ihtiyaç var gibi görünüyor.

Uzmanalra göre şu anda hastanlerde kullanılan meme kanseri testleri ancak kanserin hangi ''kıtada'' olduğunu söyleyebiliyor.

Yeni testler ile kanserin özellikleri daha detaylı işlenebilcek. Yani kanserin hangi ''ülkede'' olduğu görülebilecek.

Araştırmacı Prof Carlos Caldas ''Biz on farklı hastalığa meme kanseri diyoruz'' dedi.

Caldas sözlerine ''Bizim araştırmamız sayesinde bir gün doktorlar meme kanseri vakalarında kanserin tipini daha detaylı olarak anlayabilecek ve ona göre tedavi uygulayabilecek'' diyerek devam etti.

Şu anda meme kanserleri mikroskobun altında nasıl göründüklerine bakılarak kategorize ediliyor.

Meme kanserlerinin %70'i hormon terapisi ile tedavi edilebiliyor.

Prof Caldas ''Bazı kanser tipleri bu tedaviyi çok iyi yanıt verirken bazıları neredeyse tepkisiz kalıyor. Kanser tiplerini daha iyi tanımlamayı öğrenmeli ve tedavileri buna göre yürüymeliyiz'' diyor.

Benzeri görülmemiş ölçek

Araştırma ekibi İngiltere ve Kanada'dan 2bin meme kanseri hastasından alınan örnekleri inceledi.

Tümörlerin genetik özelliklerini detaylı olarak inceleyen ekip her vakada hangi genlerin mutasyon geçirdiğini bulmaya çalıştı.

Araştırmacılar meme kanseri vakalarının 10 farklı alt grupta incelenebileceğini ortaya çıkardı.
Analiz: Yeni bir başlangıç
Bu tıpta devrim yaratması beklenen bir konseptin bir örneği: Kişiselleştirilmiş tedavi.

Kanserler şu anda bulundukları yere göre isimlendiriliyor: meme, kolon, prostat, akciğer...

Uzun zamandır bunun yeterince iyi olmadığı biliniyor.

Uzun zamandır bazı meme kanserlerinin diğer meme kanserlerinden çok yumurtalık kanserine benzediği biliniyor.

Bu araştırma bizim meme kanseri olarak bildiğimiz hastalığın aslında 10 farklı hastalığı kapsadığını ortaya koyuyor.

Yani genler 10 farklı şekilde hatalı gelişime neden olabiliyor ve bu 10 farklı hata da aslında 10 farklı tedavi gerektiriyor.

Bu da kişiselleştirilmiş tedavinin özünü oluşturuyor.

Başka araştırmalar da başka kanser tiplerini böyle alt gruplara böldü ancak kişiselleştirilmiş tedavi kavramı sadece kanser tedavisine özgü değil.

Hangi hastaların hangi HIV tedavilerine ya da manik depresyon ilaçlarına daha iyi tepki vereceğinin anlaşılması için de genetik incelemeler yapılıyor.


Araştırma Cancer Research UK tarafından finanse edildi.

Ancak araştırma sonuçlarının meme kanseri hastalarına yarar sağlamaya başlaması biraz zaman alabilir.

İlk etapta bu yeni keşfedilen on farklı kanser tipi yeni ilaçların üretiminde dikkata alınacak.

Ancak bu farklı kanserlerin farklı tedavi edilmesinin hastalara önemli bir yarar sağladığı kanıtlanabilirse tüm hastalar kanserlerinin hangi gruptan olduğunun anlaşılabilmesi için detaylı olarak test edilecek.

Araştırma sonuçlarının tedavide etkili olması için 3 ila 5 yıllık bir süreye ihtiyaç olduğuna inanılıyor.

Kanser devrimi

Meme Kanseri Kampanyası'nın yöneticisi Barones Delyth Morgen çalışmanın ''Meme kanseri tanı ve tedavisinde bir devrim yaratacağını'' söyledi.

Morgen '' Tedavileri kişiselleştirmek kanser tedavisinin kutsal kasesi. Bu araştırma da bizi hedefimize bir adım daha yaklaştırdı'' dedi.

3/10/2012

meme kanseri ilaçları tüp bebek tedavisinde gebe kalma şansını yükseltiyor

    3/10/2012 04:43:00 ÖS   Yorum yok

Kanser tedavisinde kullanılan ilaçların tüp bebek tedavisinde gebe kalma şansını artırdığı bildirildi. Bahçeci Umut Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Ulun Uluğ konuya ilişkin şunları söyledi:

tüp bebek tedavisinde

“ Meme kanseri, halk arasında kadınlık hormonu olarak bilinen östrojen hormonuna hassastır. Çünkü östrojen hormonu meme kanserinin gelişimini tetikleyebilir. Bu amaçla meme kanseri tedavisinde vücuttaki östrojen hormonu azaltılmaya çalışılır. Kadınlarda östrojen, erkeklik hormonu androjenlerden üretilir. Son 15 yılda popüler olan östrojen hormonun androjenlerden üremesini engelleyen ilaçlar meme kanseri tedavisinde de başarıyla uygulanmaktadır. Östrojen hormonun bir diğer etkisi; kadında seviyesi yükseldikçe yumurtalıkların gelişmesini engellemesidir. Başka bir deyişle östrojen hormonunun üretilmesine azaltacak olursak beyinde yumurtaları uyarmak için daha fazla faktör salgılanır. Tüp bebek tedavisine başvuran hastaların yüzde %30’unda yumurtalık rezervi azalmış olduğu dikkate alındığında bu tedavi umut vericidir. ‘’



"Tedavi masraflarını düşürüyor"


Doç. Dr. Ulun Uluğ, meme kanseri kullanılan ilaçların tüp bebek tedavisinde masrafları düşürürken başarıyı artırdığını söyledi.

Uluğ, ‘’Meme kanseri menopoz çağındaki kadınlarda daha yaygın görülür. Bu tip ilaçlar menopoz çağındaki kadınlarda kullanıldığında yeniden yumurtladıkları gözlemlenmiştir. Buradan yola çıkarak özellikle 1990’lı yılların sonunda Kanada’da tüp bebek tedavisi için meme kanseri tedavisinde kullanılan ilaçlar uygulanmış ve başarılı sonuçlar alınmıştır. Son yıllarda gerek tedavi maliyetlerini düşürmek gerek yumurtalık rezervi azalmış hastalarda başarı şansını artırmak amacıyla tüp bebek tedavilerinde biz de bu ilaçları kullanılıyoruz. İlk çocuk doğurma yaşının artığı dönemde yaşadığımız için özellikle ileri yaş ve yumurtalık rezervi azalmış kadınların tüp bebek tedavisine başvurma oranları artmıştır. Bu grup hastalarda alternatif tedavi olarak bu yol izlenebilir. Bir haftadan daha kısa uygulandığı için hastalarda herhangi bir yan etki veya kanser geliştirme etkisi olmamaktadır. Ayrıca daha önce geçirilmiş kanser hikayesi olan örneğin; rahim veya meme kanseri hastalarda tüp bebek tedavisi uygulanmak istediğinde vücutta östrojen hormonun yükselmemesi için bu ilaç rahatlıkla kullanılmakta ve hastalarda kanser tekrarlama riskini ortadan kaldırmaktadır. “ dedi.

3/06/2012

kanser belirtilerini doktora söylemeye çekindikleri için binlerce insan hayatını erken kaybediyor

    3/06/2012 09:39:00 ÖS   Yorum yok

Uzmanlar, kimi kanser belirtilerini doktorlarına söylemeye çekinen ya da bu belirtilerin varlığını reddeden binlerce kişinin hastalık erken aşamada teşhis edilemediği için hayatını kaybettiğini söylüyor.

söylemeye çekindikleri için

İngiltere'de Kanser Araştırmaları Merkezi'nin iki bin kişiyi kapsayan araştırmasına katılanların yüzde 40'ı, doktorun söyleyeceklerinden korktuğu için kimi belirtileri kontrol ettirmediğini kabul etti.

Yapılan araştırmaya katılanların dörtte üçü de doktorun boş yere zamanını alıyor olabileceği endişesiyle belirtileri bildirmediğini anlattı.


Bir çoğu da hangi belirtilerin kanser olasılığına işaret ettiğinden haberdar değil.

Uzmanlar, açıklanamayan yoğun gece terlemeleri, dört haftadan uzun süren ağrılar, vücudun herhangi bir yerinde şişkinlik ya da yumruyu genel belirtiler arasında sayıyor.

Ancak kanserde erken teşhis, hayat kurtarabiliyor, başarılı tedavi şansını artırıyor.


Profesör Peter Johnson, yaptıkları araştırmanın, 'halkın kanserin erken belirtileri konusundaki farkındalığını artırmanın ne kadar önemli olduğuna vurgu yaptığını' belirtiyor.

Johnson, "eğer hastalara erken evrede, hastalık vücuda yayılmadan kanser teşhisi konursa, tedavide de başarı elde edilebiliyor. Bu nedenle insanların kanserin erken evresine işaret eden durumların farkında olmaları önemli" diye konuştu.

Johnson, 'bir çok belirtinin sonuçta kanser olmadığının anlaşıldığını, ama böyle bir konuda kumar oynayıp erken teşhis şansının atlanılmaması gerektiğini' vurguladı.

Johnson halkın alabileceği en iyi önlemin, vücutlarındaki alışılmadık değişiklikleri doktorlarına göstermek olduğunu belirtti.

2/27/2012

laboratuvar ortamında doğurganlık çağındaki kadınların rahmindeki kök hücreden yumurta üretildi

    2/27/2012 04:24:00 ÖS   Yorum yok

Amerikalı doktorlar, doğurganlık tedavisinde kullanılmak üzere "sınırsız" sayıda insan yumurtası üretmenin gelecekte mümkün olabileceğini söylüyor.

rahmindeki kök hücreden

Araştırmacılar kadın rahminde bulunan bazı kök hücrelerin, kendi başlarına bölünerek yumurtaya dönüşebileceğini laboratuvar ortamında kanıtladı.

Bazı uzmanlar Nature Medicine dergisinde yayınlanan bu çalışmanın doğurganlık tedavisi konusunda çığır açacağı görüşünde.

Bugüne dek yerleşik kanı, kadınların belli bir yumurta stokuyla doğduğu ve bundan fazlasını üretemeyeceği yönündeydi.


Massachusetts Genel Hastanesi ekibinin başkanı Doktor Jonathan Tilly ise bunun aksini kanıtladıklarını söylüyor.

Tilly, doğurganlık çağındaki kadınların rahminden alınan kök hücrelerden yumurta ürettiklerini bildirdi.

Ancak tüm kök hücreler değil, yalnızca yüzeylerinde DDX4 proteini taşıyan hücreler yumurtaya dönüşebiliyor.

"Bu çalışma işimizde çığır açmakla kalmıyor, kanser tedavisi gören kadınlarda doğurganlığı korumak için yeni fırsatlar da doğuruyor"


Dr Allan Pacey

İnsan yumurtası üzerinde deneylere kısıtlama getirildiği için fareler üzerinde tekrarlanan deneyler, bu yumurtaların döllenip embriyo üretebileceğini ortaya koydu.

Doktor Tilly "Bu buluş, kadınlarda kısırlığı aşmak ve hatta rahim yetmezliğini ertelemek için yepyeni teknolojilerin yolunu açıyor." diye konuştu.

Sheffield Üniversitesi'nden doğurganlık uzmanı Dr. Allan Pacey de, "Bu çalışma işimizde çığır açmakla kalmıyor, kanser tedavisi gören kadınlarda doğurganlığı korumak için yeni fırsatlar da doğuruyor." dedi.

Londra'daki Hammersmith Hastanesi'nin Tüp Bebek Kliniği Başkanı Stuart Lavery de haberi BBC'ye değerlendirirken "bir mihenk taşı" olabileceğini belirtti ve şunları söyledi:

"Eğer bu sonuçlar doğrulanırsa, üreme biyolojisinin en büyük eşitsizliklerinden biri ortadan kalkar. Kadının üreme araçlarının da, tıpkı erkeğinkiler gibi, yenilenebilir olduğu görülür."

Ancak bu teknolojinin hayata geçirilmesi için "daha zaman olduğuna" dikkat çeken Lavery, yine de bunun, kemoterapi tarzı kısırlık yaratan tedaviler gören genç kadınlara umut vaat ettiğini belirtti.

9/09/2011

morfin'in kanser hastalarında kanserli tümörlerin yayılmasında katkı sağlayabileceği sonucuna varıldı

    9/09/2011 04:46:00 ÖS   Yorum yok

ABD'de yapılan bir araştırmada, kanser tedavisinde ağrı kesici olarak kullanılan morfinin kanserli tümörlerin yayılmasına katkıda bulunabileceği sonucuna varıldı.

kanserli tümörlerin yayılması
Bilimadamları, morfinin tümörlere oksijen ve çeşitli besleyici maddeler taşıyan yeni kan damarlarının oluşumunu teşvik ettiğini belirtti.

Boston'daki Amerikan Kanser Araştırmaları Birliği'nin toplantısında yapılan sunumda, morfinin bu yan etkilerini engelleyen bir de ilaç bulunduğu kaydedildi.

Ancak İngiliz araştırmacılar kanser tedavisinde herhangi bir değişikliğe gidilmesinden önce daha fazla araştırma yapılması gerektiğini bildirdi.

Chicago Üniversitesi'nden Patrick Singleton, yaptıkları laboratuar testlerinde, morfinin tümörlere giden kan damarlarını güçlendirmesi dışında, kanserli hücrelerin başka dokuları işgal edip yayılmasını kolaylaştırdığı sonucuna vardıklarını söyledi.

Ancak Singleton, bu etkilerin Metilnaltrikson (MNTX) adlı bir ilaçla engellenebildiğini belirtti. Sözkonusu ilaç, 1980'lerde morfinin yol açtığı kabızlığın tedavisi için geliştirilmiş, ancak kısa bir süre önce onay almıştı.

İlacın morfinin ağrı kesici etkilerini engellemediği belirtiliyor.Yüzde 90 azalma


Akciğer kanserli fareler üzerinde yapılan araştırmalarda MNTX'in morfinin tümör büyümesini teşvik eden etkilerini engellediği ve kanserli hücrelerin yayılmasını yüzde 90 oranında azalttığı ifade edildi.

Patrick Singleton, "Klinik testlerde de doğrulanırsa, kanser hastalarımızdaki anestezi sürecini değiştirebilir." dedi.

Singleton MNTX üzerindeki araştırmalara, anestezi uzmanı Jonathan Moss'un MNTX verilen kanser hastalarının tahmin edilenden daha uzun yaşadığını kaydetmesiyle başlandığını belirtti.

Ancak İngiliz bilimadamları, morfinin kanser tedavisindeki kullanım şeklini değiştirmek için daha çok erken olduğunu belirtiyor.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .