-->
kanser riski etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kanser riski etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5/21/2012

uykuda nefes alma zorluğu çekenler sorun yaşamayanlara göre beş kat kanser riski taşıyor

    5/21/2012 04:00:00 ÖS   Yorum yok

Daily Telegraph'ta yer alan bir habere göre kimi bilim çevreleri, kandaki oksijen seviyesinin düşük olmasının habis tümör ve bu tümörleri besleyen damarların gelişimini tetikleyebileceğini söylüyor.

kanser riski taşıyor

Bu çevrelere göre gelecekte doktorlar, horlama sorununu çözerek kanserli hücre gelişimini de önleyebilir.

Veriler, ABD'de 1500'ü aşkın deneğin katılımıyla 22 yılı kapsayan bir araştırmaya dayanıyor.

Bu kişilerde söz konusu dönemde kanser oranlarını inceleyen bilim adamlarına göre, uykuda ağır ağır nefes güçlüğü yaşayan kişiler, hiçbir sorun yaşamayanların yaklaşık beş katı oranda kanser riski taşıyor.

Bu tür nefes alma güçlükleri arasında en yaygın olanı, uyku apnesi.


Uzmanlar, yine de bu alanda daha fazla araştırma yapılmasının gerekli olduğunun altını çiziyor.
Çocuklarda uyku sorunları

Amerikan Araştırma Dergisi Pediatrics'te Mart ayında yayımlanan başka bir araştırma da horlama veya diğer uykuda nefes alma problemleri olan çocukların davranış sorunları yaşama riskinin arttığını göstermişti.

Araştırmacılara göre, uyku apnesi ve horlama gibi sağlık sorunları olan çocukların ileri yaşlarda hiperaktif olma olasılıkları daha yüksek.


İngiltere'de yaşayan 11 bin çocuk üzerinde yapılan araştırma heyetinin başkanı Karen Bonuck uyku problemlerinin çocukların beyin gelişimlerine zararlı olabileceğini açıkladı.

Bir tahmine göre, her on çocuktan biri düzenli olarak horluyor ve çocukların yüzde 2 ila yüzde 4'ü uyku apnesinden muzdarip.

Bu da uykularının bölünmesine ve nefes alma sorunları yaşamalarına neden oluyor.

Bu rahatsızlıklara sıklıkla bademcik ve geniz etinden kaynaklanan sorunlar yol açıyor. bbc türkçe

5/01/2012

basit bir kan testi ile kadınların meme kanseri riski tespit edilebilecek

    5/01/2012 05:07:00 ÖS   Yorum yok

Cancer Research adlı dergide yayınlanan araştırma sonuçları, yeni bulguların bir gün basit bir kan testi ile bir kadının meme kanseri riski taşıyıp taşımadığının anlaşılabileceğini gösterdiğini ortaya koyuyor.

kadınların meme kanseri

Test genlerin alkol ve hormonlar gibi çevresel faktörlerden nasıl etkilendiğini inceliyor.

Çevresel faktörlerin genler üzerindeki etkisini inceleyen bilim dalına epigenetik deniyor.

Her beş kadından birinin meme kanserine yakalanma riskini iki katına çıkaran bu tip bir özellik taşıdığına inanılıyor.

İngiltere'deki Imperial College'dan bilim adamları farklı yaşlarda 1.380 kadından kan örneği aldı.

Bu kadınlardan 640'ı daha sonra meme kanserine yakalandı.

Ve bu araştırma sırasında bilim adamları meme kanserine yakalanma riski ile ATM adlı bir genin moleküler modifikasyonu arasında güçlü bir bağlantı buldu.

ATM geni akyuvarlarda bulunuyor.

Kanseri tahmin etmek


Araştırmacılar daha sonra bu gen modifikasyonuna neyin neden olduğunu inceledi.

Bilim adamları özellikle genleri harekete geçiren 'methylation' adlı bir kimyasal etki üzerinde durdu.

Methylation düzeyleri yüksek olan kadınların meme kanserine yakalanma riskinin düşük olan hemcinslerine kıyasla iki kat daha fazla olduğu ortaya çıktı.

Bazı durumlarda bu kimyasal etkinin memede tümör oluşmadan 11 yıl önce gözlemlenebildiği açıklandı.

Araştırmayı yöneten Imperial College London'dan Dr James Flanagan ''Genlerin bir kişinin hastalanma riski üzerinde etkili olduğunu biliyorduk'' dedi.

Flanagan ''Bu araştırma sayesinde artık genler üzerindeki çevresel etkenlerin de hastalık riskini etkilediğini görmüş olduk'' diye konuştu.

Flanagan sözlerine ''Bu araştırmanın meme kanseri ile epigenetik arasındaki bağı anlamamızda ilk adım olduğuna inanıyoruz. Şimdi yapmamız gereken bu yeni bilgileri teşhis sürecinde en yararlı biçimde nasıl kullanabileceğimizi bulmak'' diyerek devam etti.

Henüz meme kanseri ile alyuvarlardaki genetik değişimin arasındaki bağın neden kaynaklandığı bilinmiyor.


Ancak araştırmacılar bu yeni bilginin aile tarihi ve meme kanserine neden olduğu bilinen öteki genetik özellikler ile birlikte göz önüne alındığında kanser riski taşıyan kadınların tespit edilmesinde çok yararlı olabileceğini düşünüyor.

Bu kadınlar tümörler daha oluşmadan doktorlar tarafından gözetim altına alınabilecek hatta ameliyat gibi önleyici tedavi yöntemlerine başvurabilecek.

Araştırmaya finansman sağlayan Meme Kanseri Kampanyası'ndan Barones Delyth Morgan
''Hastalığın neden ve nasıl ortaya çıktığını anlamaya çalışarak erken teşhis ve önleyici tedavi imkanlarını artırmış oluyoruz'' dedi.

Cancer Research UK derneğinden Laura Bell ''Bu araştırma epigenetik alanından öğrenebileceklerimizin yalnızca küçük bir kısmı. Ancak bu bulguların kanserın erken teşhisinde bize ne kadar yarar sağlayacağını söylemek için henüz çok erken'' dedi.

Bell ''Gelecekte yapılacak daha detaylı araştırmalar sayesinde bu tip genetik değişimlerin meme kanseri üzerindeki etkilerini daha iyi anlayabileceğiz, bir gün sadece bir kan testi ile bir kadının meme kanserine yakalanıp yakalanmayacağını anlayabilmeyi umuyoruz'' dedi.bbc türkçe

4/07/2012

tarım bakanlığının salam sucuk gibi yaptığı denetimlerde kanserojen maddeden ölümcül virüslere kadar sorunlu ürünler

    4/07/2012 08:26:00 ÖS   Yorum yok

sucuk salam sosis denetimlerinde şok sonuçlar ortaya çıktı işlenmiş et ürünlerinden numuneler alan gıda tarım ve hayvancılık bakanlığı kanser riskini arttıracak çok sayıda sorunlu ürün tespit etti.

işlenmiş et ürünleri

sofralarda tehlike çanları çalmaya başladı sucuk salam ve sosis'te ortaya çıkan tehlike yüksek oranda kullanılan nitrat denetimlerde ürünlerin içinde nitratın kanserojen madde düzeyinde bulunduğu anlaşıldı alınan numunelerde

kullanılması yasak olan akciğer, işkembe, böbrek, dalak gibi sakadatlar tespit edildi 


yüzde yüz dana eti yazan ürünlerde ne yazıkki tavuk eti çıktı geçen yıl 3301 ürünü inceleyen bakanlık bu yıl mart ayına kadar 500'ün üzerinde et ürününü denetime tabii tuttu uzmanlar sağlıklı üretilen et ürünlerinin bile fazla tüketilmemesi uyarısı yaptı

4/06/2012

türkiyedeki sahte zeytinyağından daha büyük tehlike pet şişedeki zeytinyağı

    4/06/2012 11:37:00 ÖS   Yorum yok

birçok kişi bilmiyor ama marketten aldıkları pet şişedeki yağlar kansere davetiye çıkarıyor türkiye kaliteli yağ tartışırken bunu düşünmüyor.

pet şişedeki zeytinyağı

pet şişe ve plastiklerdeki dioksin adlı kanserojen madde suda değil yağda çözülüyor yani ister zeytinyağı ister ayçiçek yağı olsun pet şişede durdukça zehire dönüşüyor

dioksin özellikle göğüs kanserine neden oluyor 


zeytinyağında cam kabı bulması kolay özellikle ayçiçek yağında bulmak çok zor o zaman vatandaş ne yapacak eve getirdiğiniz pet şişeyi hemen cam bir kaba boşaltarak kendinizi ve ailenizi koruyabilirsiniz.

4/04/2012

kadınlarda obezite ve boy uzunluğu yumurtalık kanseri riskini arttırıyor

    4/04/2012 03:04:00 ÖS   Yorum yok

Araştırmalar vücut ölçüleri ile yumurtalık kanseri arasında ilişki olduğunu ortaya koyuyor

yumurtalık kanseri riski

Bir araştırmaya göre, uzun boylu kadınların yumurtalık kanserine yakalanma riski kısa boylu olanlara nazaran biraz daha fazla.

Uluslararası araştırmacılar, hormon replasman (östrojen) tedavisi görmemiş kadınlar arasında obezitenin de risk unsuru oluşturduğunu bildiriyor.

PLoS Medicine adlı dergide yayınlanan bu son araştırma, 14 ülkeden 47 epidemiyolojik incelemeyi temel aldı.

Bu araştırmalarda yumurtalık kanserine yakalanan 25 bin kadın ile, 80 bin sağlıklı kadından elde edilen veriler kullanıldı.

Araştırmayı yürüten Oxford Üniversitesi Epidemiyoloji Bölümü'nden Prof Valerie Beral, eldeki bütün veriler bir araya getirildiğinde, boyun yumurtalık kanserinde bir risk faktörü teşkil ettiğinin görüldüğünü belirtti.

Obezite-yumurtalık kanseri ilişkisi


Beral, hormon replasman tedavisi görmemiş kadınlarda yumurtalık kanseri ile obezite arasında da belirgin bir ilişki olduğunu söyledi.

İngiltere Kanser Araştırmaları Vakfı'ndan Sarah Williams bu araştırmanın, kadınlarda yumurtalık kanseri riskine etkisi olan faktörler konusunda belirgin bir çerçeve çizdiğini ve vücut ölçülerinin önemli bir unsur olduğunu belirtti.

Williams, "Kadınlar sağlıklı bir kiloda kalarak hem bu hem de diğer hastalıklara yakalanma riskini azaltabilir" dedi.

Cambridge Üniversitesi'nden Dr Paul Pharoah ise bu araştırmada dile getirilen risk artışının küçük bir oran olduğunu belirtti.

3/13/2012

yüksek miktarda kırmızı et tüketimi kalp damar hastalıkları ve kanserden ölüm riskiyle bağlantılı

    3/13/2012 01:44:00 ÖS   Yorum yok

ABD'de Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yapılan bir araştırma, fazla kırmızı et tüketmenin kanser ve kalp hastalıklarından ölme riskini artırdığına işaret ediyor.

kalp damar hastalıkları

Uzmanlar, kırmızı et yerine balık, tavuk ve sert kabuklu yemişler tüketilmesinin riski azalttığını söylüyor.

İngiliz Kalp Vakfı uzmanları, dengeli bir beslenme düzeninin parçası olarak kırmızı etin hala tüketilebileceğini vurguluyor.

Araştırma kapsamında 37,698 erkeğin 1986-2008 ve 83,644 kadının 1980-2008 yılları arasındaki verileri incelendi.

Bu verilere göre, her gün fazladan işlenmemiş bir porsiyon kırmızı et yemek, ölüm riskini yüzde 13 oranında artırıyor.


Bunun yüzde 18'ini ölümcül kalp damar hastalıkları, yüzde 10'u da kanserden ölümlerden oluşuyor.
'İşlenmiş et daha riskli'

İşlenmiş ette ölüm oranı yüzde 20'ye çıkıyor. Bunun da yüzde 21'i kalp hastalıkları, yüzde 16'sı da kanserden kaynaklanıyor.

Uzmanlar, "Daha yüksek miktarda kırmızı et tüketiminin kalp damar hastalıkları ve kanserden ölüm riskiyle bağlantısı olduğunu tespit ettik." dedi.

Araştırmacılar, kalp krizi riskinin artmasının kırmızı etteki doymuş yağlardan kaynaklanabileceğini vurguladı.


İşlenmiş etlerde kullanılan sodyumun da tansiyonu etkilemesi nedeniyle kalp damar hastalıkları riskini artırdığı belirtiliyor.

İngiliz Kalp Vakfı'ndan beslenme uzmanı Victoria Taylor, yağsız kırmızı etin tercih edilmesini ve ızgara gibi pişirme yöntemleri kullanılmasını öneriyor.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .