-->
kanser araştırmaları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kanser araştırmaları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9/21/2011

foldit adlı bilgisayar oyunu aids tedavisinde kullanılacak enzimin sırrını çözdü

    9/21/2011 08:39:00 ÖS   Yorum yok

Foldit (Kıvır şunu) adlı oyunda, katılımcılar dijital molekülleri rasgele şekilde kıvırıp bükerek yeni protein şekilleri yaratıyor.


Bu şekilde geniş bir kitle mümkün olabilecek tüm olasılıkları deniyor.

aids tedavisinde kullanılacak
Oyun meraklılarına sunulan model M-PMV adlı bir retroviral enzime aitti. Bu enzim, HIV benzeri virüslere karşı mücadele edecek ilaçlar geliştirilebilmesi için önemli bir silah olarak görülüyor.

Bilimadamları uzun zamandır proteinin karmaşık yapısını anlayabilmeye çalışıyordu.

Uzmanların 10 yıldır üzerinde çalıştığı bu bulmacayı oyun meraklılarının çözmesi bir kaç gün aldı.


Bir moleküler biyoloji dergisinde (Nature Structural and Molecular Biology) yer alan araştırmaya göre, elde edilen sonuç AIDS'e karşı kullanılabilecek ilaçlar geliştirilmesi için faydalı olabilir.
Hedef yeni yapılar bulmak

Oluşturulan oyunda, meraklıların bazı basit kuralları gözeterek enzimin üç boyutlu bir resmini ekranlarında çevirip döndürmesi ve kıvırması, bu şekilde enzimi en az enerjiyle faaliyet gösterebilecek duruma getirmesi isteniyordu.
bir yazılımı indirince
Bu oyun için katılımcının proteinler, biyokimya ya da biyoloji konusunda hiç bir bilgi sahibi olması gerekmiyordu.

Tek istenen bir bilgisayar, internet bağlantısı ve biraz zaman.

Oyuncu, sistemi kullanmak için ufak bir yazılımı indirince, başka oyuncularla da yarış içine giriyor.


Amaç, bütünüyle yeni bir protein yaratmak ya da belirli bir yapıya ulaşmanın yolunu tahmin etmek.
Protein

Bu başarıldığında biyokimyacılar devreye giriyor.

2008 yılında Washington Üniversitesi bünyesinde Foldit'i yaratan ekipten biyokimya uzmanı Firas Hatib, otomatiğe bağlanan yöntemlerin tıkandığı noktada insan sezgilerinin çıkış yaratabileceği umuduyla yola çıktıklarını söylüyor.

Uzmanlar sonuçtan o kadar memnun ki, oyuna katılan bazı kişilerin adını da çalışmanın yazarları arasına eklediler.

Küçük ve basit bir protein bile, çok sayıda farklı şekilde kıvrılıp bükülebildiğinden, gelişmiş bilgisayarlar için bile pek çok olası yapıdan hangisinin en ideali olduğunu belirlemek güç.

Uzmanlar proteinler pek çok hastalığın parçası olduğundan, tedavinin de parçası olabileceklerini düşünüyorlar.

Son yıllarda uzmanlar sık sık çok yüklü analiz ve işlem gerektiren bazı projeleri internet üzerinde oluşturulan gönüllü gruplara açarak onların katkılarıyla süreci hızlandırma yoluna gidiyor.

Foldit'in tasarım ekibi lideri Seth Cooper, bu gibi oyunların "bilgisayarlarla insanların güçlü yanlarını birleştirdiğini söylüyor."

Dr. Cooper, "İnsanlar uzamsal mantık yürütebiliyor; bu bilgisayarların henüz fazla parlak olmadığı bir alan" diyor.

Foldit oynayan kişilerin sağladığı bilgiler daha önce de Alzheimer ve kanser araştırmalarına destek verdi.

Ancak makalenin yazarlarına göre, bu vaka bilgisayar oyuncularının uzun süredir gündemdeki bir bilimsel sorunu çözdüğü ilk vaka.

9/07/2011

son on yılda kanser hastalığı yüzde 20 arttı her yıl 12 milyon yeni kanser vakası

    9/07/2011 09:57:00 ÖS   Yorum yok

İngiltere'de kanserle ilgili araştırmalar yürüten bir vakıf, son on yılda dünya çapında kanser vakalarının sayısının yüzde 20 oranında arttığını açıkladı.


yeni kanser vakası
Dünya Kanser Araştırmaları Fonu'nun yaptığı araştırmada, her yıl 12 milyon yeni kanser tanısı konulduğu belirtiliyor. Bu sayı, ortaya çıkan yeni HIV/AIDS vakalarının dört katından da fazla.

Dünya Kanser Araştırmaları Fonu, kötü beslenme ve hareketsiz hayat sürdürmekle bağlantılı 2,8 milyon kanser vakasının, aslında önlenebileceğini vurguluyor.

Hem gelişmekte, hem de gelişmiş olan ülkeleri kapsayan araştırmada kanser vakalarıyla alkol kullanımı ve obezite arasında ilişki kuruluyor.

Fon raporunda, bu ayın sonlarında New York'ta yapılacak olan BM Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Zirvesi'nin, hükümetlere yaşam tarzıyla bağlantılı hastalıklarda gözlenen büyük artışı durdurabilmeleri için, çok ender bir fırsat sunacağı kaydedildi.

Söz konusu zirvede, kalp ve akciğer hastalıklarıyla, şeker hastalığı da gündeme gelecek.


Dünya Kanser Araştırmaları Fonu sözcüsü, yaşam tarzlarında değişikliğe gidilmesi için yürütülecek kampanyaların, uzun süreli tedavilerin maliyetiyle kıyaslanamayacak kadar düşük olduğunu vurguladı.

New York zirvesi öncesinde yoğun lobi çalışmaları yürütülüyor.

BM, sağlık konusunda ikinci kez bu denli yüksek düzeyde bir toplantı düzenliyor.


Bundan önceki zirve, on yıl önce yapılan HIV/AIDS zirvesiydi ve toplantı ardından AIDS, verem ve sıtmayla savaşım programlarına milyarlarca dolar fon aktarılmasının yolunu açmıştı.

9/03/2011

kanser tedavisi için yapılan ilginç yöntem kanserli hastalara enjekte edilen virüs tümörleri temizliyor

    9/03/2011 07:38:00 ÖS   Yorum yok

Kanada'daki Ottawa Üniversitesi ile “Jennerex Inc” adlı özel bir biyoteknoloji şirketinden bilimadamlarının 31 Ağustos Çarşamba günü Nature dergisinde yayımladıkları araştırma, JX-594 adı verilen virüsün tümörlere sürekli olarak bulaşmasına karşılık, hastalar üzerinde sadece küçük ve geçici yan etkiler bıraktığını gösterdi.


virüs tümörleri temizliyor
Bilimadamları, değişik türlerdeki kanserli tümörlere sahip 23 ileri safhadaki kanser hastası üzerinde yapılan araştırmada, çocuklara yapılan çiçek aşısında kullanılan bir virüse mutasyon yeteneğini veren genetik bilginin silinmesi yoluyla elde edilen JX-594 adlı virüsü enjekte etti.

Yüksek dozlarda virüs verilen 8 hastadan 6'sında kanserli tümörlerde ilerlemenin durarak sabitlendiğini veya tümörlerin küçüldüğünü saptayan bilimadamları, bu gruptan 7 hastada ise virüsün, kanserli tümör üzerinde kendiliğinden yayılmasına karşın, kanser bulunmayan dokulara bulaşmadığının görüldüğünü gözlemledi.

Araştırmayı yürüten bilimadamlarından, Jennerex Inc şirketinin baş bilim yetkilisi ve Ottawa Hospital Research Institute adlı araştırma enstitüsü bilimadamı Dr. John Bell yaptıkları küçük ölçekli, başlangıç safhasındaki çalışmanın ardından bir karaciğer kanseri türü üzerinde orta safhalı yeni bir çalışma yapacaklarını belirtti.

Kemoterapinin hastalar üzerinde çok şiddetli etkisi bulunmasına karşılık yeni tedaviyi uyguladıkları hastalarda sadece 24 saat süren grip belirtilerinden başka bir etkinin görülmediğini ifade eden Bell, “Safha 2b” adını verdikleri ikinci aşamada ise özellikle 'hepatosellüler karsinom' adı verilen bir çeşit karaciğer kanserine yakalanmış 120 hastada yeni tedaviyi deneyeceklerini anlattı.

Bell, genetiği değiştirilmiş virüsle yaptıkları ilk denemelerin virüsün özellikle karaciğer kanserli vakalar üzerinde etkili olduğunu görmeleri üzerine virüsü özellikle bu tip kanser vakalarında deneme kararı aldıklarını ifade etti.

Hepatit B gibi virüslerin bazı kanser türlerine neden olduğunun bilindiğini anlatan Bell, teorik olarak virüs etkisiyle oluşmuş bu tip kanser tümörü hücrelerinin ikinci bir virüse karşı daha duyarlı olabileceğini düşündüklerini kaydetti.

“JX-594'ün oldukça güvenli olduğunu biliyoruz” diye konuşan Bell, virüsün enjekte edilerek tüm vücuda verilmesinin, kanser hücrelerinin metastas yapma ve çoğalma yeteneğini azaltmak konusunda da ümit vaadettiğine dikkati çekti.

AA

7/21/2011

kadınlarda 152 santimetrenin üzerindeki her 10 santim kanser riskini yüzde 16 arttırıyor

    7/21/2011 08:52:00 ÖS   Yorum yok

Oxford Üniversitesi bilim adamları bir milyondan fazla kadın üzerinde yapılan çalışmaların, uzun boylu olmak ile en yaygın kanser türlerinin görülmesi arasında bir bağlantı olduğuna işaret ettiğini açıkladı.


Araştırmaya göre kadınlarda ortalama uzunluk olarak belirlenen 152 santimetrenin üzerindeki her 10 santimetre kanser riskini yüzde 16 artırıyor.

uzun boylu olma
Lancet Oncology dergisinde yayımlanan çalışmanın bulguları büyümeyi kontrol eden kimyasalların tümörleri etkileyebilme ihtimaline işaret ediyor.

İngiliz kanser araştırmaları vakfı Cancer Research UK, uzun boylu kişilerin yalnızca bu çalışma nedeniyle ciddi endişeye kapılmalarının yersiz olacağını açıkladı.

Oxford Üniversitesi araştırmacıları bu çalışma için 1996 ve 2001 yılları arasında 1,3 milyon orta yaşlı kadının vakası üzerinde inceleme yaptı.

Araştırmada sık görülen 10 kanser türü ile uzun boylu olma arasında bağlantı kuruldu.


Buna göre boyu 180 santimetreye yaklaşan kadınların kansere yakalanma riskleri yüzde 37 daha fazla.

Araştırma yalnızca kadınlar üzerine odaklanırken, bilim adamları uzun boylu olma ile kanser arasındaki bağlantının erkekler için de geçerli olduğunu söylüyor.

Bilim adamları, bu bağlantıyı erkekleri de kapsayan 10 kadar benzer araştırmanın sonuçlarına bakarak kurduklarını belirtiyor.

4/21/2011

karanlıkta uzun ve düzenli uyumak kansere karşı bağışıklığı arttırıyor

    4/21/2011 10:52:00 ÖS   Yorum yok
kansere karşı bağışıklık

Tevfik Dorak, İngiltere'nin Newcastle Üniversitesi'nde kanser araştırmaları yapan bir Türk doktor. Dorak'ın dünya tıp literatürüne geçmiş çarpıcı bulguları var. Bunlardan biri de, karanlıkla-kanser arasındaki ilişki.


Sabah'ta yer alan habere göre, Dorak, vücudun hücre yenileyici ve bağışıklık sistemi düzenleyici melatonin hormonunu gece karanlıkta salgıladığını hatırlayıp uyarıyor: "Karanlıkta uzun ve düzenli uyku bu salgıyı ve kansere bağışıklığı artırıyor. Körlerde kanser riski bu yüzden az"

Gece 23.00 ila 03.00 arasında salgılanan ve vücudun savunma mekanizmasını güçlendirip, yaşlanmayı geciktiren bir hormon var: Melatonin. Ve sadece gece ve sadece teknolojinin bütün fişleri çekilince devreye giriyor.

Yani siz, ışığı söndürüp, TV'nizi kapamış olsanız da yetmiyor, fişlerini çıkarıp, mümkünse yattığınız odanın şalterini indirmeniz gerekiyor.

Tabii çocuklarınızın odasına da aynı şeyi yapmalısınız. Önemli araştırmalara imza atan Doktor Tevfik Dorak bu önemli hormonla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Melatonin Hormonu Kansere Karşı Koruyucu mu?

Melatonin beyinde yalnızca geceleri ve karanlıkta salgılanan bir hormon. Vücudun ayarı ile ilgili iş yapıyor. Yapılan çalışmalar melatoninin gerçekten kanseri önleyici etkileri ve hücresel hasarın onarımında çok önemli rolü olduğunu, ayrıca bağışıklık sistemini destekleyici etkileri de olduğunu gösteriyor.

Melatonin hormonu çocuklar üzerinde de etkili. 

ABD ve Avrupa'da lösemili ve kanserli çocuk sayılarının artmasından sonra yapılan araştırmalar sonucunda ailelerden çocuklarını kesinlikle karanlık ortamlarda yatırmaları isteniyor.

Çünkü melatoninin güçlü salgılanmasının kansere karşı koruyucu etkisi olduğu biliniyor. Ancak bu hormon ışığa duyarlı. Yapılan deneylerde uyuyan kişinin hormon salgısı izlenirken ışığın açıldığında hormonun azaldığı, karanlıkta yoğun olarak salgılandığı tespit edilmiştir.

Yapılan hayvan deneyleri de melatoninin kanser ile direkt ilişkisi olduğunu gösteriyor. Ayrıca körlerin daha az kansere yakalanması da bunun bir göstergesi olarak ortaya çıkıyor.

Düzenli olarak gece çalışan hemşirelerde meme kanserinin arttığı tespit ediliyor. Melatonin meme tümörlerinin büyümesini de azaltıyor, kalp ve damar hastalıklarını yavaşlatıyor, üreme fonksiyonunu artırıyor. Depresyonlu kişilerde bu hormon düşük.
trt türk

2/22/2011

bilimadamları kanserli hücreleri yayan enzimi durdurmayı başardılar

    2/22/2011 08:26:00 ÖS   Yorum yok
enzimi durdurmayı başardılar

İngiltere'deki Kanser Araştırmaları Enstitüsünden bilimadamları, fareler üzerindeki deneylerde kanserli hücrelerin yayılmasını bir enzimi bloke ederek durdurduklarını açıkladı.


Yapılan deneylerde LOXL2 adlı enzimin bloke edilmesi, kanserin vücutta metastazını engelledi.

Cancer Research dergisinde yayımlanan bulgular, bilim çevreleri ve araştırma vakıflarınca olumlu bir gelişme olarak yorumlandı.

Raporun yazarları, kanserden ölümlerin yüzde 90'ının, tümörün vücuda yayılmasından kaynaklandığına dikkat çekiyor.

Araştırma kapsamında ise uzmanlar, meme kanseri bulunan hastaları incelediklerinde, kanserin yayılması ve hayatta kalma oranlarının düşmesiyle LOXL2 enzimine bu kişilerde yüksek oranlarda rastlanması arasında bir bağ bulunduğunu ortaya koydu.

Bulgular ayrıca LOXL2'nin kanserin ilk yayılmaya başladığı evrelerde önem taşıdığını gösterdi.

Bu enzim, kanserli hücrelerin, meme dokusundan ayrılıp kana karışmasında da rol oynuyor.


Bilimadamları fareler üzerinde yaptıkları deneylerde işte bu enzimin faaliyetini engelleyecek kimyasal maddeler ve antikorlar kullandı.

Bu uygulama sayesinde kanserli hücrelerin diğer dokulara yayılması engellendi.

Araştırmacılar, yeni üretilecek ilaçlarla bu enzimin hedef alınabileceğini, ayrıca kanserin yayılmaya başladığının erken aşamada tespit edilmesini sağlayacak testler geliştirebileceğini, bu sayede çok sayıda hayatın kurtarılabileceğini söylüyor.
bbc türkçe sağlık
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .