Rengarenk meyveler iştah açıyor ama rastgele yenirse vücuda zarar veriyor şeker için zehir diyen kalp damar hastalıkları uzmanı profesör doktor canan karatay
akşamları bol bol yenen yaz meyveleri konusunda da uyardı özellikle bahar ve yaz aylarında birçok kişi rejim yapmak adına bolca meyve yiyor ancak canan karatay hangi meyvenin ne zaman ne kadar yeneceğinin önemli olduğunu söyledi.
kalp damar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kalp damar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
5/22/2013
Rastgele yenen Meyveler insan vücuduna yarar yerine zarar veriyor
seyyah1906
5/22/2013 01:09:00 ÖS
Yorum yok
9/07/2012
tarım ilaçları damarların genişlemesine ve kalp hastalıklarına neden oluyor
seyyah1906
9/07/2012 02:29:00 ÖS
Yorum yok
tarım ilaçlarının kalp ve damar hastalıklarına neden olduğu araştırmalar sonucunda kanıtlandı
süleyman demirel üniversitesi tıp fakültesi kalp ve damar cerrahisi öğretim üyesi profesör doktor turhan yavuz önderliğindeki araştırmacı grup
tarım kenti olan isparta'da meyve ağaçlarının ilaçlanması sonucu suya ve solunum yoluyla vücuda karışan ilacın kalp ve damar hastalıklarına olan etkisini araştırdı
3/07/2012
ilk kez böbrek toplar damarından kalbe yama yaparak tarihe geçtiler
seyyah1906
3/07/2012 03:00:00 ÖS
Yorum yok
Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü'nde düzenlenen basın toplantısında konuşan Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Bayezid,
Diyarbakır'dan gelen 25 yaşındaki Ahmet Alp'in ana toplar damarının tıkalı olduğunun tespit edildiğini, tedavisi süren Alp'e, 39 yaşındaki vericiden alınan kalp ve böbreğin aynı anda takıldığını, bu operasyonda ayrıca, böbrekle gelen damarın bir bölümü kullanılarak yeni kalbe yama yapıldığını bildirdi.
Bayezid, "Aynı vericiden alınan organlarla aynı seansta kalp ve böbrek nakli yapıldı. Hastanın kol ve boyundan gelen ana toplar damarı tıkalı olduğu için vericinin böbreği ile gelen böbrek toplar damarının bir kısmını kullanarak yeni taktığımız kalbe drenaj yolu yapıldı. Yani vericinin böbrek damarını kullanarak, kalbe yama yaptık. Yaptığımız araştırmada bu ameliyatın dünyada ilk kez uygulandığını gördük" dedi.
Hastanın sağlığına kavuştuğunu ifade eden Bayezid, Alp'in 3 gün sonra normal servise alınacağını kaydetti.
Bayezid, SGK tarafından karşılanmasıyla Akdeniz Üniversitesi'nin Kalp Damar Cerrahisi Bölümü'nde 3 haftada 8 hastaya 3. kuşak suni kalp cihazı takıldığını bildirdi. Kalp cihazının 200 bin lira olması nedeniyle daha önce 4 kişiye uygulayabildiklerine dikkati çeken Bayezid, SGK'nın kararıyla kalp nakli için bekleyen hastaların en az 3-4 yıl daha kazandıklarını belirtti.
3. kuşak cihazların, yoğun bakım tedavisiyle durumlarında iyileşme olmayan hastalara takıldığını kaydeden Bayezid, bunun kalp nakline kadar destek ya da kalıcı bir tedavi olarak uygulandığını vurguladı. Kalbin üst kısmına yerleştirilen 140 gram ağırlığındaki pompayla dakikada 7 litre kanın vücuda pompalandığını ifade eden Bayezid, bu hastaların 1 yılda hayatta kalma oranının yüzde 90 olduğunu söyledi. Bayezid, 1,5 kilo ağırlığındaki cihazın bel çantası büyüklüğünde olduğunu ve vücuda kısa bir kablo ile bağlı olması sayesinde enfeksiyon riskinin de az olduğunu kaydetti.
Türkiye'de 3 bini son dönem olmak üzere, 800 bin kalp yetmezliği hastası olduğunu ifade eden Bayezid, geçen yıl bekleme listesindeki 500 hastadan sadece 96'sına nakil yapılabildiğine dikkati çekti. Listede olup nakil olamayan hastaların yüzde 40'ının bir yıl içinde hayatlarını kaybettiklerini belirten Bayezid, suni kalp cihazıyla hastaların normal yaşama dönebildiklerini ifade etti. Bayezid, 1998 yılından bu yana 51 hastaya kalp nakli yaptıklarını ve 48 hastanın ise nakil beklediğini kaydetti.
Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Ayhan Dinçkan da Ahmet Alp'in bir yıl önce annesinden böbrek nakli için başvurduğunu ancak yapılan tetkiklerde hastada kalp yetmezliği tespit ettiklerini anlattı.
Bu nedenle kalp ve böbrek nakli bekleyen hastaya, Sağlık Bakanlığı'nın kurduğu sistemle kombine nakil yapıldığını belirten Dinçkan, "Ameliyat esnasında bir damar gerekiyordu. Vericinin böbrek damarı uzun gelmişti ve bize fazlaydı. O kullanıldı" dedi.
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe de suni kalpleri SGK'nın ödeme listesine almasıyla Türkiye'de kalp hastalarına yeni bir umut doğduğunu vurguladı.
2/28/2012
dana kalp zarından elde edilen biyolojik kalp kapağı 73 yaşındaki hastaya takıldı
seyyah1906
2/28/2012 09:45:00 ÖS
Yorum yok
Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs, Kalp ve Damar Cerrahisi Klinik Şefi Prof. Dr. Mete Alp, "Dana kalp zarından elde edilen biyolojik kalp kapağının 73 yaşındaki hastamıza takılmasıyla Türkiye’de bir ilki gerçekleştirmiş olduk" dedi.
Prof. Dr. Alp, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dana kalp zarından elde edilen biyolojik kalp kapağı ameliyatının genelde yaşlı, kalp kapağında, şah damarı kapağında kireçli darlık veya yetmezlik olan hastalarda yapıldığını belirtti.
Normal şartlarda standart açık kalp cerrahisi yöntemiyle takılan mekanik ya da biyolojik kapakların uzun süredir kullanıldığını ifade ederek, "Fakat bu yeni jenerasyon bir kapak. 2008 yılında ilk kez kullanılmaya başlanan kapak, aktif olarak 2009 yılından itibaren kullanılıyor" dedi.Dana kalp zarından elde edilen biyolojik kapağın, 2009 yılından itibaren Avrupa’daki birçok açık kalp cerrahi merkezinde kullanıldığını ve 900 kişide bu operasyonun gerçekleştirildiğini dile getiren Prof. Dr. Alp, şunları kaydetti: "Kapak hiç dikiş gerektirmeden, cerrahın hızına göre 1,5-3 dakika arasında yerleştirilebiliyor. Bu kapağın en özelliği, yaşlı insanlarda kireç olsa dahi kireçleri sökmeye gerek kalmadan şah damarı ve kapakçıkların alınmasının ardından kalp kapağının doğrudan yerleştirilebilmesidir. Ayrıca bu yöntem, 70’li yaşların üstünde, küçük aort çapı olan ve birlikte cerrahi yöntemi uygulanan hastalarda, cerraha ve hastaya inanılmaz bir avantaj sağlıyor. Hem kullandığınız kalbi durdurma süreniz çok kısalıyor, hem de bu tür özellikler nedeniyle hastaya daha yararlı bir işlemi kısa sürede yapıyorsunuz."
"Hastanemize operasyon yetkisi verildi"
Prof. Dr. Mete Alp, operasyonu İspanya’dan ve Hollanda’dan gelen cerrahların da katılımıyla gerçekleştirdiklerini ve bu durumun ardından hastanelerine Orta Doğu ve çevre ülkeler ile Türkiye için uygulama yapılabilme yetkisinin verildiğini belirterek, "Yani bu yetkinin verilmediği hastanelerde bu ameliyat, uygulama yetkisi verilen Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinin bilgi ve kontrolü dahilinde yapılacaktır" diye konuştu.
Birlikte cerrahi yönteminin hastalarında da uygulandığını işaret eden Alp, şöyle devam etti: "73 yaşındaki hastamıza aynı anda hem bu kapak takıldı, hem de 2 damarı bypass yapıldı. Dana kalp zarından elde edilen biyolojik kalp kapağının 73 yaşındaki hastamıza takılmasıyla Türkiye’de bir ilki gerçekleştirmiş olduk.
Literatürde bildirilmiş birlikte cerrahi sayısı bizim operasyonumuzla 31’e ulaşacak. Öte yandan Türkiye’de bu birlikte cerrahiyi ilk kez uygulayan merkez de bizim hastanemizdir."
"Kapak çalışırken çok sessiz çalışıyor"
Kapağın bu özellikleri nedeniyle piyasadaki mevcut kapaklara göre iki avantajı olduğunu ifade eden Alp, şunları kaydetti: "Yaşlılarda kireçlenme nedeniyle 7-8 yıl sonra ikinci bir ameliyata ihtiyaç vardı. Bu yeni jenerasyon kapakta bu ihtimalin olabildiğince düşürüldüğünü biliyoruz. Çünkü laboratuvar çalışmalarında bu kireçlenme oranının çok düşük olduğunun gözlendiği ifade ediliyor. Yani 75 yaşındaki insan, ömrünün sonuna kadar ikinci bir ameliyat ihtiyacı olmaksızın yaşamını bu kapakla sürdürebiliyor. Yine bu kapak çalışırken hiç ses olmadan çalışıyor ve hasta kan sulandırıcı ilaç kullanmıyor. Bu son durum yaşlılar için son derece önemli.
Yaşlıların birçok sorunu olabiliyor ve o sırada kan sulandırıcı ilaçlar kullananların hayati tehlikeleri olabiliyor. Yöntem, böbrek, akciğer ve beyin hastalıkları olan insanlarda, kalbi durdurma süresinin de 1-3 dakika arasında olması ve bu süre içinde yeni kapağın yerleştirilmesi dolayısıyla çok avantajlı olabilir."
"Hastaya başka bir operasyon daha gerekiyorsa bu yöntem tercih edilmeli"
Prof. Dr. Mete Alp, çevresel damar hastalıklarında katedral yoluyla (kasık yoluyla) kalp kapağını yerleştirmenin mümkün olmadığını belirterek, "Bu hastaların büyük bir bölümünde kronik akciğer hastalığı nedeniyle koah bulunuyor.
Bu nedenle göğüs yoluyla akciğere girmek ve dolayısıyla kapağı yerleştirmek konusunda sıkıntılar oluyor. Ancak buradaki başka bir ayrıntı da hastaya bu operasyon dışında bir operasyon daha gerekiyorsa bu yöntem yüzde yüz tartışmasız tercih edilmesi gereken bir yöntemdir" dedi.
Kapalı yöntemde yapılan yerleştirmede yer oynaması veya kirecin tekrar ilerleyip bu kapağın yapısını bozması gibi durumlarda tekrar katedral yoluyla içeriye bir şey koymanın mümkün olmadığını ifade eden Alp, ancak yaptıkları yöntemle kapağı direk yerleştirdikleri zaman kapakta problem olursa, bir de katedral yöntemiyle girip ikinci bir kapak oturtma şansları olduğunu kaydetti.
73 yaşındaki hasta İsmail Özkan da bulantı, baş dönmesi ve bayılma gibi şikayetlerle hastaneye başvurduğunu ve Prof. Dr. Alp’in kendisine bu yöntemi anlatmasıyla ameliyat olmaya karar verdiğini ifade etti.
Özkan, "Sadece 3 gün yoğun bakımda kaldım. Şu anda yeniden doğmuş gibiyim. Kendimi çok iyi hissediyorum. Mete Hocama teşekkür ediyorum" diye konuştu.
1/13/2012
pili bir kol çantasına sığacak kadar küçük olan dünyanın en küçük yapay kalbi türkiyede
seyyah1906
1/13/2012 10:02:00 ÖS
Yorum yok
KALP yetmezliği nedeniyle yoğun bakımda takip edilen Gülşen Bark (62), acil kalp nakli listesindeydi. ABD’lilerin ürettiği, titanyumdan yapılan ve “mikro aksiyel pompa” denilen dünyanın en küçük yapay kalbi ona bir şans daha verdi;
uygun kalp beklerken ölmesini engelledi. İstanbul Şişli Florence Nightingale Hastanesi’nde yapılan ameliyatta yapay kalp kendi kalbinin hemen altına yerleştirildi. Bir ucu sol karıncığa, diğer ucu insan vücudundaki en büyük damar olan aorta bağlandı.
İnternetten takip
Sol karıncıktan kanı alan pompa, hücrelerini tahrip etmeden aort üzerinden vücuda basmaya başladı. Ameliyatı yapan kalp ve damar hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Süha Küçükaksu, “Kalp pompasının küçüklüğüne göre performansı çok iyi.
Küçük olması nedeniyle özellikle çocuklar ve kadınlara kolayca takılıyor. Yapay kalbin çalışmasıyla ilgili tüm verileri internet üzerinden kolayca takip edebiliyoruz. Bu pompalarla yapılacak Avrupa çalışmasına dahil olduk” dedi. Küçükaksu, Bark’a takılan yapay kalbin, Türkiye’de bugüne kadar takılanların en küçüğü olduğunu söyledi.
Tek yasak deniz ve havuz
2 ÇOCUK, 3 torun sahibi Gülşen Bark, 14 yıl önce kalp krizi geçirdi. Yıllar içinde, ileri derecede kalp yetmezliği gelişti. 2.5 ay önce kalp nakli için bekleme listesine alındı. Ancak kalp çıkmadı. Son çare kalp pompası takıldı. Bark, pilin ıslanmaması için yeni kalbiyle deniz ve havuza giremeyecek.
10/30/2011
tıbbi ilaçların reklamı yasak ama bitkisel ilaçlarda böyle bir sınırlama yok
seyyah1906
10/30/2011 03:15:00 ÖS
Yorum yok
Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) tarafından “Kalbiniz Kıtaların Buluştuğu Yerde Atsın” sloganıyla 27-30 Ekim tarihleri arasında İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen “27. Ulusal Kardiyoloji Kongresi” dün başladı.
Ortadoğu’dan Balkanlar’a dek dünyanın çeşitli ülkelerinden 5 bine yakın katılımcının beklendiği kongrede, kalp sağlığı alanında yeni teknolojiler ve son tedavi yöntemleri ele alınacak. Kongrede konuşan Prof. Dr. Oktay Ergene, bitkisel ilaçların kullanımının, basın yoluyla kamuoyuna duyurulmasının yanı sıra, sözde hekimler ve sözde eczacılar tarafından da yaygın hale getirilmeye çalışıldığını belirterek bitkisel kökenli bazı maddelerin bir ilaçmış gibi ulusal ve lokal yayın yapan bazı televizyon kuruluşlarında, bazı internet sitelerinde pazarlandığını ve satışının yapıldığını söyledi.
Ergene, “Hastalar, modern tıbbın önerdiği ilaçları tamamen bırakmayı tercih edebiliyor ve yaşam kalitelerinde azalmalar meydana geliyor. Bu konuyla ilgili bizim bilgimize ulaşan, ancak iki olgu var. Ama sayının daha fazla olduğunu düşünüyoruz. Tıbbi ilaçların reklamının yapılması yasak, ama buna karşılık, hiçbir kanıtı olmayan geleneksel ilaçların veya bitkisel katkı maddeleri olan bu tür maddeler için sözde sağlık programları adı altında reklamlar ve satışlar yapılıyor. Haksız gelir elde ediliyor. Türk milletinin kalp-damar sağlığıyla ciddi şekilde oynanıyor. Bu tür tedavileri kullandığını iddia eden bitkisel sözde şifacılar hakkında suç duyurusunda bulunuyoruz” dedi.
Kaydol:
Kayıtlar
(
Atom
)