-->
hastalar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hastalar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3/06/2012

artık tablet bilgisayarlar sağlık hizmetlerinde tedavi amaçlı kullanılabilecek

    3/06/2012 03:45:00 ÖS   Yorum yok

Tablet bilgisayarlar, akıllı telefonlar ve kısaca "App" denilen uygulamalar artık hayatımızın vazgeçilmez birer parçası.



sağlık hizmetlerinde tedavi Bu teknolojilerin kullanım alanı giderek genişliyor. Almanya'nın başkenti Berlin'deki ünlü Charite Hastanesi'nde kullanılan özel bir tablet bilgisayar uygulaması doktorların ve hastaların işini kolaylaştırıyor.

9/03/2011

kanser tedavisinde eğitimli hastalar eğitimsizlere göre daha bilinçsiz davranıyor

    9/03/2011 03:16:00 ÖS   Yorum yok

Dünyada kalp hastalıklarından sonra en sık görülen ikinci hastalık olan kanser, her yıl binlerce can alıyor. 


 Buna karşın uzmanlar uyarıyor: Kanser önümüzdeki yıllarda daha da artacak.

daha bilinçsiz davranıyor
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Onkololoji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nazan Çetingül, deprem felaketiyle hasar gören Japonya'daki Fukuşima Nükleer Santralı'ndan çevreye yayılan radyasyonun, önümüzdeki yıllarda hepimizin sağlığını etkileyeceğini belirtti. Çetingül, 'Şu an kanser vakalarında sayıca ciddi bir artış olmayabilir. Ancak yaşanan bu felaketlerin zaman içerisinde diğer ülkelerle beraber, Türkiye'de de etkileri muhakkak hissedilecek. Tükettiğimiz gıdaların sağlığa uygun olmaması kanser hastalığının ilerleyen günlerde daha da yaygınlaşmasına sebep olacak. Aileler özellikle çocuklarına aldıkları gıda ve her türlü eşya ile ilgili bilinçli davranmalı' diye konuştu.

'HASTA SAYISINA YETİŞEMİYORUZ'


Akşam gazetesinin haberine göre Türkiye genelinde birçok ilden hastanın İzmir'deki hastanelere akın ettiğini belirten Prof. Dr. Nazan Çetingül, 'Ekibimiz mümkün olduğunca her gelen hastanın sıkıntısına çare olmaya çalışıyor ancak, ne kadar zorlarsak zorlayalım belirli bir kapasitenin üzerine çıkamıyoruz. Türkiye'nin en uzak noktasından bile buraya gelen hastalarımız var. Dışarıdan gelen hastalara bakarken İzmir içerisinden gelenleri kabul edemez hale geldik' diye konuştu.


'EĞİTİMLİ HASTALAR EĞİTİMSİZLERDEN DAHA BİLİNÇSİZ'


Kanserle karşı karşıya kalan bir kişiye yapılması gerekenleri anlatırken eğitimli hastalarda daha çok zorlandıklarını belirten Prof. Dr. Nazan Çetingül, 'Eğitimsiz kişiler uzmanlara karşı teslimiyet duygusu yaşıyor. Anlatılanları uygulayarak bir an önce iyileşmenin yollarını arıyorlar. Fakat eğitimli kişiler böyle değil. Özellikle internette yer alan 'yanlış' bilgiler bu kişilerde bir önyargı oluşmasına sebep oluyor ve işimiz zorlaşıyor' diye konuştu. Bir hastanın kanserle savaşında psikologdan, onkoloğa kadar birçok kişinin aktif olarak görev aldığını belirten Çetingül, 'Kanser bir savaştır. Ve bu savaşta en az doktorlar kadar hastanın da sorumluluklarını yerine getirmesi lazım' dedi.

EN YÜKSEK ORAN KORKUTUYOR

Fukuşima Nükleer Santralı, Japonya'da 11 Mart'ta meydana gelen deprem ve tsunaminin ardından büyük hasar görmüştü. Santralda yapılan son ölçümlerde, radyasyon oranının dedektörlerle kaydedilebilecek en yüksek nokta olan saatte 10 bin milisievert olarak ölçüldüğü duyuruldu.

8/13/2011

elektronik dövme cihazı ile hastaların kalp ve beyin işlevleri kolayca izlenebilecek

    8/13/2011 12:34:00 ÖÖ   Yorum yok

''Elektronik dövme'' olarak adlandırılan cihaz, hastaların kalp ve beyin işlevlerini kolayca izlemek amacıyla geliştirildi.


kalp ve beyin işlevleri
Saç telinden bile daha ince olan bir sensör, insan derisine sanki bir dövme gibi yapıştırılıyor. Ve aynen bir dövme gibi, derideki her türlü hareketle uyum içinde kıvrılıp gerilerek, hiç bozulmadan çalışıyor. 

Kabloya son Araştırma ekibi, hastanelerde halihazırda kullanılan büyük ve taşınması zor cihazların yerini yakın gelecekte elektronik dövmelerin alabileceğini umuyor. Hastaların sağlık durumunun vücudun çeşitli noktalarına bağlanan kablolar ve monitörlerle izlenmesi, bazen örneğin bir ay boyunca gözetim altında tutulan kalp rahatsızlığı vakaları açısından, sabır gerektiren zorlu bir süreç. 

 Bunun yerine hasta kontrolünü deriye yapıştırılan elektronik sensörlerle gerçekleştiren Illinois Üniverstiesi araştırma ekibi, deneklerin bacak, kalp ve beyin faaliyetlerini izlediklerini söylüyorlar. Aldıkları sonuçların geleneksel yöntemlerle elde edilen ölçümlerle uyumlu olduğunu söyleyen araştırmacılar, elektronik dövmelerin kuvözdeki bebeklerin kontrolünde özellikle yardımcı olacağını düşünüyor. 

 Illinois Üniversitesi'nden Profesör Todd Coleman, elektronik dövmenin beyin fonksiyonlarının izlenmesinde karşılaşılan önemli bir engeli ortadan kaldırabileceği inancında. 

Doğallık Beynin doğal ortamda nasıl çalıştığını görmek isteyen araştırmacılar, laboratuvarda kablolar bağlamak suretiyle gerçekleştirilen deneylerden istedikleri sonucu alamıyorlar. İleride elektronik dövme vasıtasıyla bu sorunun aşılabileceği tahmin ediliyor. Fakat elektronik dövmenin uzun süreli kullanımında karşılaşılan zorluklar var. İnsan derisi kendini sürekli yenilediği için, elektronik sensörlerin de en az iki haftada bir yenilenmesi gerekecek. Derinin üst tabakasındaki hücreler ölüp yerlerine yeni hücreler geçtiği zaman, sensörün ömrü tükenmiş oluyor.

8/01/2011

anında teşhis koyabilmek için kredi kartı büyüklüğünde kan testi cihazı geliştirildi

    8/01/2011 03:06:00 ÖS   Yorum yok

Nature Medicine isimli dergide yayınlanan yeni bir araştırmaya göre, ucuz ve küçük yeni kan testi teçhizatları tıbbi yardım alanında önemli değişikliklerin önünü açabilir.


İlk denemeleri sona eren, kredi kartı büyüklüğündeki teçhizatların dünyanın zor ulaşılan kısımlarında yaşayan hastalar için iyileşme sağlayacağı umuluyor.
kan testi cihazı
mChip adlı teçhizat, çok az kan örneğiyle çalışıyor ve 10 ayrı hastalığın test edilebilmesine imkan tanıyor.

Ruanda'da yüzlerce hasta üzerinde HIV ve frengi gibi hastalıkların teşhis edilmesinde kullanılan mChip, yüzde 100'e yakın oranda doğru sonuçlara ulaştı.

Testin dünyanın yoksul kesimlerine etkin tıbbi yardım gönderilmesini engelleyen üç temel sorun olan erişim zorluğu, yüksek maliyet ve uzun bekleme sürelerinin önüne geçmesi umuluyor.

Teçhizatı geliştiren Amerikalı araştırmacılar, sonuçların hemen alınabilmesinin tedavi sonuçları açısından da büyük fark yaratabileceğini söylüyor.


AFP haber ajansına konuşan ve araştırmaları yürüten profesör Samuel Sia, "Yapmak istediğimiz dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan hastaların teşhis testlerine ulaşabilmesini sağlamak ve böylece kliniğe gidip kan aldırma ve günlerce beklemekten onları kurtarmak" diyor.

Normal kan testlerinin sonuçlarının alınması günler ve hatta haftaları bulabiliyor.

5/30/2011

ispanyada ekoli bakterisinin yayıldığı düşünülen iki sera kapatıldı tahliller sürüyor

    5/30/2011 05:07:00 ÖS   Yorum yok
iki sera kapatıldı

Alman makamları, 10 kişinin ölümüne yol açan E Koli salgınının kaynağını teyit etmek için tahlilleri sürdürürken, kamuoyunu salatalık yenmemesi konusunda uyardı.


E Koli bakterisinin ölümcül bir türüyle bağlantılı gıda zehirlenmeleri Almana'nın dışında başka Avrupa ülkelerinde de boy göstermeye başladı.

Alman uzmanlar, E Koli taşıyan organik salatalıkların İspanya'dan ihraç edildiğini düşünüyor, fakat henüz laboratuvar testlerinin kesinleşmediğinin altını çiziyorlar.

Normalde ishale yol açan E Koli bakterisinin ölümcül türevi hastalarda böbreklerin iflas etmesine dek uzanan ağır hasara yol açabiliyor.

Çoğunluğu Almanya'nın kuzeyinde bulunan 450'yi aşkın hastadan 10'u ölürken, pazartesi günü Almanya'nın Hamburg kentinden ülkesine dönen Polonyalı bir kadın fenalaşarak hastaneye kaldırıldı. Doktorlar durumunun ciddi olduğunu söylüyor.

Bunun yanısıra İsveç, Danimarka, Hollanda ve İngiltere'de de vakalara rastlandı.


Çek Cumhuriyeti ve Avusturya'da yetkililer İspanya'dan ihraç edilmiş salatalıkların toplatılmasına karar verdi.

İspanya'da salgının kaynağı olduğundan şüphe edilen iki sera kapatıldı. Avrupa Birliği'nden bir yetkili, seraların incelendiğini fakat ölümcül bakterinin Avrupa'nın gıda zincirine başka bir yerden de girmiş olabileceği olasılığını bertaraf etmediklerini belirtti.

Normalde E Koli salgınları küçük çocukları ya da yaşlı nüfusu etkisi altına alırken, bu sefer hastaların yüzde 90'ını orta yaşta yetişkinlerin oluşturması ve bunların üçte ikisinin de kadın olması bilim dünyasını şaşırttı.

Doktorlar, hastalığın insandan insana doğrudan geçmediğini, fakat hastalanmış bir kişinin hazırladığı yemekten yemenin risk taşıdığını belirtiyor.
bbc türkçe

5/11/2011

ilaç firmaları arasında yapılan bir anket sektörün sıkıntılarını ortaya çıkardı

    5/11/2011 09:24:00 ÖS   Yorum yok
anket sektörün sıkıntıları

Alınan kararların araştırmacı ilaç firmalarının Türkiye'deki AR-GE yatırımlarını nasıl etkileyeceği sorulduğunda katılımcıların yüzde 69,5'i yatırımların azalacağını belirtirken, katılımcıların yüzde 91,3'ü bu koşullarda firmasının görünür bir gelecekte üretim veya idari yatırım yapmayı düşünmeyeceğini vurguladı.


Çalışmaya katılanların yüzde 60,9'u planlanan bazı yatırımların tekrar gözden geçirilmekte olduğunu, bunların iptallerinin söz konusu olabileceğini kaydetti. Gözden geçirilen yatırımların 3'ünün 50 milyon doların üstünde bulunduğu bildirildi. Firmaların yüzde 52,2'si ise sektörde uygulanan politikalar nedeniyle bazı yatırımların iptal kararlarının alındığını bildirdi. Bunlar arasında da 50 milyon doların üstünde 2 yatırımın olduğu belirtildi.
Ankete katılan yöneticilerin yüzde 95,7'si yapılacak yeni bir fiyat indiriminin işlerini olumsuz etkileyeceğini ifade ederken, yüzde 78,2'si araştırmacı ilaç firmalarının görüşlerine değer verilmediği ve etkin bir paydaş olarak karar süreçlerine arzu edilen biçimde dahil edilmediklerini belirtti.

Sektörde iş yapabilme ortamının bozulduğundan yakınan katılımcılar, bunun en önemli nedenleri arasında öngörülebilirliğin bulunmamasını, korumacı politikaları, fikri mülkiyet haklarının yeterince güvence altında olmadığını düşündüklerini ve şeffaflık olmamasını gösterdi.

Ankete katılan yöneticilerin yüzde 56,5'i sektörde uygulanan politikalar nedeniyle istihdamın yüzde 20'ye varan oranlarda, yüzde 17,4'ü ise yüzde 20'den fazla azalacağı tahmininde bulundu.

Ankete katılan uluslararası araştırmacı ilaç firması yöneticilerinin ''önemli'' bir endişesi de ''Türkiye'de uygulanan politikaların genel merkezlerin ülkeye bakışına olan etkileri'' konusunda ortaya çıktı. Katılımcıların tamamı, fiyat indirimlerine odaklanan politikaların, genel merkez yönetimlerinin Türkiye'ye bakışlarını olumsuz etkilediğini kaydetti. Bu olumsuz izlenimin sonuçları ise ''genel merkezler tarafından alınan yatırım, istihdam ve teknoloji transferi gibi kararlarda Türkiye'nin dışlanması'' oluyor.

''Anket sonuçları endişe verici''


AİFD Başkan Yardımcısı Engin Güner, yaptığı değerlendirmede, anket sonuçlarının ''oldukça endişe verici olduğunu'' belirterek, şunları kaydetti:
''Bu sonuçlar sektörümüzde kelimenin tam anlamıyla bıçağın kemiğe dayandığını gösteriyor. Son 2 yıldır alınan kararlar ardından oluşan ortamda artık ülkemizde yapılması planlanan yatırımlar ciddi bir şekilde sorgulanmaya, iş planları tekrar gözden geçirilmeye başlanmıştır. Bugüne kadar pek çok özveride bulunmuş olan sektörümüz bir fiyat indirimini daha kaldırabilecek durumda değildir. Sektörün hızla geliştiği Çin, Hindistan, Brezilya ve Rusya arasında yer alan Türkiye'nin yatırım ve teknoloji transferi açısından artık cazibesi azalmakta, bu ülkelerin gerisinde kalmaktadır. En büyük endişemiz ise hastalarımızın ilaca erişiminin zorlaşması riskidir. Ancak endüstri olarak bunu önlemek için her zamanki hassasiyetimizle elimizden geleni yapmaktayız.''
cumhuriyet portal
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .