-->
gripal enfeksiyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
gripal enfeksiyon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6/09/2011

yaz geldi klimalara dikkat gripten yüz felcine kadar rahatsızlıklara sebep olabiliyor

    6/09/2011 11:33:00 ÖS   Yorum yok
gripten yüz felcine

Düzenli olarak bakımı ve temizliği yapılmayan, yanlış kullanılan klimalar, gribal enfeksiyonlardan yüz felcine kadar birçok hastalığın oluşumuna zemin hazırlıyor. 


Memorial Şişli Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Füsun Soysal, bilinçsiz klima kullanımının yol açtığı hastalıklar ve tedavi yöntemleri hakkında bilgiler verdi.

Klimaları çok düşük ısılarda uzun süre kullanmayın İnsan organizması, ani ısı değişikliklerinden kolayca etkilenebilir. Soğuk ortam, vücut direncini düşürerek, fırsatçı bakterilerin aktif hale geçmesine yol açar. Özellikle sıcak ortamdan ani olarak soğuk ortama giriş, sağlık açısından istenilen bir durum değildir. Bu nedenle, klimaların ısı derecesinin ayarlanması ve çok düşük ısılarda kullanılmaması önemlidir.

Yüz felcine neden olabilir

Özellikle çocuklar, yaşlılar üst ve alt solunum yolu ile ilgili problemi olanlar (örneğin kronik sinüzit ve bronşiti olanlar) klima kullanımına dikkat etmelidirler. Ayrıca klimaların direkt olarak, kişinin üstüne soğuk hava üflemesi yüzdeki sinir kılıfı üzerine etki ederek ödem ve yüz felci oluşturabilir.

Alerji hastaları dikkat!

Alerji hastaları dikkat
Klimaların üflediği soğuk hava ve ortama yaydığı tozlar, özellikle alerjik bünyeli kişilerin şikayetlerini ve krizlerini tetikleyerek astım krizlerinin ortaya çıkmasına ve şiddetli kuru öksürüklerin oluşmasına neden olabilir. Bu nedenle, alerjik bünyesi olan kişiler, ani ısı değişikliklerinden ve çok soğuk ortamlardan kaçınmalıdır.

Zatürree olmamak için
Klimalar yoluyla oluşan hastalıklardan en önemlisi, ‘legionella pnömonisi’ (atipik pnömoni) olarak adlandırılan zatürredir. Bu hastalık, ilk kez 1976 senesinde Pensilvanya lejyonerlerinin yaptıkları bir toplantıda bulunan kişilerde görülmüş ve toplantı salonundaki havalandırma sisteminden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Bu nedenle de ‘lejyoner hastalığı’ olarak adlandırılmıştır. Hastalığın tanınması ile birlikte, bu zatürre tipinin alışılagelmiş zatürre belirtileri göstermediği fark edilmiştir. Dolayısıyla, tipik pnömoniden farklı olduğu için, atipik pnömoni olarak da adlandırılmıştır. Hastalığa neden olan, ‘legionella pneumophilia’ denen bir bakteridir. Bu bakteri, klimaların filtre sistemlerinde uygun nem ve ısıda üremekte ve buradan ortam havasına dağılmaktadır. Sıklıkla, otel ve hastanelerden kaynaklanan salgınlar yapar ancak tek tek görülen vakalar da nadir değildir. İnsandan insana bulaştığı gösterilmemiştir.

Sigara kullananlar daha fazla risk altında

Klimatize işyerleri ve büyük otellerde çalışanlar, havalandırma işçileri ve sağlık personeli riskli gruplardır. Bu arada, bakteriyi alan kişinin vücut direnci de çok önemlidir. Bebek, çocuk ve yaşlılar, şeker hastaları, alkolikler, kortizon tedavisi alanlar, kemoterapi görenler, böbrek yetersizliği ve kronik akciğer hastalıklarına sahip kişilerde, hastalığın oluşumu daha yüksek orandadır. En yaygın, kolaylaştırıcı faktör ise sigara içimidir.


Belirtileri dikkate alın
Hastalarda, tipik zatürreden farklı olarak, akciğere ve solunum sistemine ait şikayetler ön planda değildir. İlk 24- 28 saat içinde halsizlik, kırgınlık, yaygın kas ağrıları, şiddetli baş ağrısı ve huzursuzluk vardır. Daha sonra ateş ve ilk iki günde yoğun olmak üzere kuru öksürük görülür. Bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı gibi sindirim sistemi bulguları olabilir. Hastaların %20’sinde sinir sistemi bulguları, konsantrasyon bozuklukları hatta koma görülebilir. Tüm bu bulgular içinde, solunum sistemi ile ilgili olduğunu aklımıza getirecek en önemli bulgu öksürüktür.

Hastalık tamamen tedavi edilebilir

Hastalık genellikle tek taraflıdır. Bilgisayarlı akciğer tomografisi ile daha detaylı inceleme yapılması gerekebilir. Birtakım laboratuar testleri tanıya yardımcı olabilir.
Hastalığın tedavisinde, 15-21 gün süreyle, bu bakterilere yönelik antibiyotikler kullanılmalıdır. Uygun antibiyotik seçilmesi önemlidir, çünkü her antibiyotik bu bakteriyi tedavi edememektedir. Uygun antibiyotiğin, uygun dozda ve uygun sürede kullanımı ile hastalık tamamen iyileşmektedir.

Tüm bu hastalıklardan korunmak için,

•    Klimaların bakım ve temizliğinin, her yıl ciddi ve düzenli olarak yapılması önemlidir.
•    Bakteri filtresi kullanılmalıdır.
•    25 derece civarı sıcaklık, en uygun ısı derecesidir. Ortamın aşırı soğutulmamasına dikkat edilmelidir.
•    Klimaların üflediği havaya direkt maruz kalmamaya özen gösterilmelidir.

Klimaları oldukça sık kullanmaya başladığımız şu günlerde, ateş, öksürük, halsizlik şikayeti olan kişiler, bu bulguların basit bir gribal enfeksiyon olmayıp, zatürre başlangıcı olabileceği akılda bulundurmalı ve bir göğüs hastalıkları uzmanına başvurarak tetkiklerini yaptırmalıdırlar.
cumhuriyet portal

3/26/2011

kontrolsüz stres hastalıklara daha kolay yakalatıyor zor iyileştiriyor

    3/26/2011 10:11:00 ÖS   Yorum yok
daha kolay yakalatıyor

15. Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Kongresi için Antalya'nın Manavgat ilçesine gelen Köse, kontrol altındaki stresin iyi olduğunu ve vücudun bağışıklık sistemini güçlendirdiğini, bellek artışına neden olduğunu söyledi.


Bununla birlikte kontrol edilemeyen kronik stresin bağışıklık sistemini zayıflattığını dile getiren Köse, bu şekilde hastalıklara daha kolay yakalanıldığını ve daha zor iyileşildiğini kaydetti. Köse, ''Stres esnasında beyinden salgılanan ve tüm organizmayı denetleyen hormonlar, kan basıncını, şeker düzeyini, çarpıntıyı, terlemeyi artırıyor. Bunu az kontrol edenlerde strese bağlı hastalıklar artıyor'' dedi.

Stresin kalp hızı ve kan basıncını artırıp, bağışıklık sistemini baskıladığına işaret eden Köse, baş edilemeyen stresin kalp hastalıkları ve hipertansiyon, kansere yol açan kötü huylu tümörler, otoimmün hastalık, inme ve infeksiyon olasılığını artırdığını, sürekli yorgunluk, bellek problemleri ve depresyona neden olduğunu belirtti.
Öpücük hastalığına yakalananlarda stresin tedavi süresini uzattığına işaret eden Köse, tıp öğrencileri arasında yapılan çalışmaların da sınav stresinin bağışıklık sistemini baskıladığı ve hastalıklara yatkınlığın arttığını kanıtladığını kaydetti.

Çocuklarda stres


Stresin çocukların daha kolay hastalanmalarına neden olduğunu ifade eden Köse, özellikle bir yakınını kaybetmenin çocukların stresini artırdığını vurguladı.
Köse, ''Çocuklar üzerine yapılan bir çalışmada, stres düzeyi yüksek olan çocuklarda bir yıllık toplam hastalık oranında yüzde 40, ateşli hastalık oranında yüzde 77 artış olduğu saptanmıştır'' diye konuştu.

Stres ve diyabet


Kronik streste vücutta enerjinin depolanmadığını belirten Köse, bu şekilde kişilerin çabuk yorulduğunu ve diyabet olasılığının arttığını söyledi.
Stres sırasında hormonların enerji oluşturabilmek için daha fazla glukoz ve yağ asidi salınmasına neden olduğunu anlatan Köse, bu durumun insüline bağımlı ve insülin dirençli diyabette glukoz birikmesine, kan şekerinin yükselmesine ve damarlarda plak oluşumuna neden olup hasara yol açtığını kaydetti.
Stresin, doğal öldürücü hücre sayısını azalttığını, tümör kanlanmasını artırdığını ve tümör dokusuna glukoz sağladığını belirten Köse, ''Kanserli kişi optimist, kendine güvenen ve sosyal olarak desteklenmiş ise yaşam süresi daha uzun ve yaşam kalitesi daha yüksek oluyor'' dedi.
Doç. Dr. Köse, yapılan bir araştırmanın, psikolojik destek alan meme kanseri hastalarının destek almayanlara göre yaşam sürelerinin daha uzun, kanser tekrarlama oranlarının da daha düşük olduğunun saptandığını söyledi.

Gribal enfeksiyonlar artıyor

Gribal infeksiyonların da stresle arttığını belirten Köse, iyileşme süresini de geciktirdiğini vurguladı.
Köse, hem solunum yolu infeksiyonunun hem de klinik soğuk algınlığının psikolojik stres ile arttığını dile getirdi.
Stresle baş edemeyenlerin gribal enfeksiyonlara daha çabuk yakalandığını belirten Köse, ''Aşı olduktan sonra bizi koruması için verdiği cevap da stresli anımızda azalıyor ama stressiz olduğumuz dönemde artıyor'' diye konuştu.
AIDS hastalarında yapılan bir çalışmada depresyonun CD4T hücrelerinde azalmaya yol açtığının rapor edildiğini kaydeden Köse, buna karşın meditasyon gibi tekniklerin eklemlerde ağrı, tutukluk, şişlik ve fonksiyon kaybına neden olan eklem romatizması hastalarında semptomları önemli ölçüde azalttığını dile getirdi.
Köse, ''Gülmek, stresi, ağrıyı azaltır, ağrı eşiğini yükseltir, immüniteyi güçlendirir, kan ve lenf akımını, oksijenizasyonu artırır ve kan basıncını düşürür'' dedi.
cumhuriyet portal

1/17/2011

cinsel birleşmeden sonra grip benzeri bir durum varsa nedeni sperm alerjisi

    1/17/2011 07:31:00 ÖS   Yorum yok
nedeni sperm alerjisi

Hollanda'daki Utrecht Üniversitesi Psikofarmakoloji Bölümünden Profesör Marsel Waldinger, tıp literatüründe, Boşalma Sonrası Hastalığı Sendromu (post orgasmic illness syndrome-POIS) olarak yer alan cinsel hastalığa, kişinin kendi spermine alerjik reaksiyon göstermesinin yol açabileceğini belirlediklerini söyledi.


Tıp literatüründe 2002 yılından beri bulunan POIS, boşalma sonrası ortaya çıkan, ateş, burun akıntısı, aşırı yorgunluk ve göz yanması gibi grip benzeri semptomlarla kendini belli ediyor ve bazı durumlarda iki hafta kadar sürebiliyor.

Hastalığın nedeninin şimdiye kadar psikolojik olduğunun sanıldığına işaret eden Waldinger, ancak Hollanda'daki bir tıp dergisinde yayımladıkları iki bilimsel araştırmanın bunun kişinin kendi spermine oto-alerjik reaksiyon göstermesi sonucu ortaya çıktığını gösterdiğini kaydetti.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .