-->
döllenme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
döllenme etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7/04/2011

tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçlar down sendromlu çocuk riskini arttırabilir

    7/04/2011 05:37:00 ÖS   Yorum yok

34 çift üzerinde araştırma yapan İngiliz uzmanlar, yaşı ilerleyen kadınlarda IVF işlemi uygulanabilmesi için yumurtalıkları harekete geçirmek üzere kullanılan ilaçların, yumurtanın genetik yapısını bozabildiğine inanıyorlar.


Araştırma kapmasındaki kadınların hepsi de 31 yaşından büyüktü ve kendilerine yumurtalıklarının çalışması için ilaç verilmişti.
down sendromlu çocuk
Bebeklerde Down Sendromu olasılığı annenin ilerleyen yaşıyla orantılı ve özellikle 35 yaşından büyük kadınların Down sendromlu bebek doğurma olasılığı daha yüksek.

Araştırmacılar döllendirilen yumurtalar üzerinde yaptıkları incelemelerde bazı genetik hatalar saptadılar. Bu hatalar, ya hamileliğin son bulmasına ya da bebeğin genetik bozuklukla doğmasına yol açıyor.

Hatalı yumurtaların 100'ü üzerinde yapılan incelemeler, 21. kromozomda ekstra bir kromozom daha bulunduğunu gösterdi. Bu da Down sendromuna yol açıyor.

Ancak, doğal yolla hamile kalan ilerlemiş yaştaki kadınların bebeklerinde görülebilen Down sendromundan farklı olarak, tüp bebek yöntemiyle dünyaya getirilen Down sendromlu bebeklerde gözlenen genetik hataların çok daha karmaşık olduğu kaydedildi.

Araştırmacılar, bu durumdan yapılan tedavinin sorumlu olabileceğine inanıyorlar.

'Doktorlar daha dikkatli olmalı'


Avrupa Üreme ve Embriyoloji Derneği'nin İsveç'te yapılan yıllık konferansında dile getirilen kuşkuların doğruluğu konusunda daha ileri çalışmalar yapılması gerektiği vurgulandı.

İngiliz doktorlar IVF işlemi için yapılan tedavinin risk boyutlarının tam olarak bilinmediğini ama yalnızca Down sendromuna değil, diğer başka genetik sorunlara da yol açabileceğini söylüyorlar.

Konu üzerinde uzman olan, London Bridge Üreme, Jinekoloji ve Genetik Merkezi'nden Prof. Alan Handyside, araştırmacıların kuşkularını destekleyen başka sonuçlar alınırsa, bunun IVF işlemi uygulayan doktorların daha dikkatli hareket etmelerini gerektireceğini söylüyor.

Araştırmacılar bu çalışmanın, hangi kadınların IVF tedavisi yerine, yumurta bağışıyla hamile kalmasının daha yararlı olacağını saptamada yardımcı olacağını belirtiyorlar.

Almanya Bonn Üniversitesinden Prof. Joep Geraedts de, araştırmanın sonucunu, sağlıklı bir hamilelik ve doğum umudu içindeki çiftlere yardımcı olacak büyük bir adım diye niteledi.

5/10/2011

tüp bebekte yeni yöntemle döllenme şansı yüzde 25 oranında artıyor

    5/10/2011 11:39:00 ÖS   Yorum yok
döllenme şansı

Metabolomics embriyoların metabolik olarak değerlendirilmesini sağlayan bir yöntem. IMSI’de spermi 8 bin katı büyüterek genetik hasarın tespit edilebilmesine imkan sunuyor. 


Her iki yöntemin ortak noktaları ise sundukları avantajlarla hamilelik şansını yüzde 25 gibi yüksek bir oranda artırmaları!

Tüp bebekte tedavinin başarısını etkileyen en önemli faktör ise; ‘sağlıklı’ embriyo ile spermleri seçebilmek. İşte bu noktada bir süredir ülkemizde uygulanmaya başlanan; ‘metabolomics’ ve ‘IMSI’ yöntemi doktorların yüzünü güldürüyor, çünkü her iki yöntem hamileliğin oluşma şansını yüzde 25 gibi yüksek bir oranda artırabiliyor! Acıbadem Maslak Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Sorumlusu Kadın Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tansu Küçük, embriyo ve spermlerin gözaltında tutulması esasına dayanan her iki yöntemi anlattı:




Metabolomics nedir?


Tüp bebek yöntemiyle elde edilen embriyoların kalitesi, mikroskop altında "görsel kriterlere" göre takip edilip, seçiliyor. Embriyoların döllenme hızı, hücre sayısı ve şekilsel özelliklerinin belirlenmesi gibi 5-6 kritere bakılarak, en kaliteli olanı seçilmeye çalışılıyor. Ancak bu yöntemle embriyoların genetik ve metabolik aktiviteler açısından normal olup olmadıklarını tespit etmek mümkün olmuyor. Çünkü embriyolar da yetişkin insanlarda olduğu gibi, normal gibi görünüp aslında sağlıklı olmayabiliyor. Yapılan bilimsel araştırmalar; görünüm olarak en kaliteli olarak saptanan embriyo grubunda bile genetik olarak sorunlu olanların oranının yarıdan fazla olduğunu gösteriyor.

Bu da hamilelik şansını düşürüyor! Bir insanın kan tahlillerini ve idrarını değerlendirip sağlık durumuyla ilgili nasıl bilgi edinilebiliyorsa, embriyonun metabolizmasını, yani ne tükettiğini; içinde geliştiği ortama ne salgıladığını inceleyerek sağlıklı olup olmadığını belirlemek mümkün olabiliyor. Yeni geliştirilen bu yeni yöntemin adı; “Metabolomics”. Yakın zamanda geliştirilen bu yöntemle en yüksek hamilelik potansiyeli olan embriyo hiçbir risk oluşturmadan seçilebiliyor. "Yaşayabilirlik Endeksi " de denilen bu yeni yöntemle hamilelik şansı daha da artırılmış oluyor.


Embriyonun sıvı atıkları inceleniyor!


Metabolomiks embriyonun atıklarını analiz eden bir cihaz. Bu cihazda, daha önce sonu hamilelik ile biten 5 bin embriyonun atık datası yer alıyor. Yöntem de, cihaza yerleştirilen embriyonun sıvıda bıraktıkları atıkların verileri ile cihazda yer alan atık datasının karşılaştırılması esasına dayanıyor. Mebatobolomiks yöntemi şöyle işliyor: Seçilmesi planlanan embriyolar, içinde bulundukları sıvıyla birlikte cihazın içinde yer alan kartuşlara yerleştirilip, incelenmeye alınıyor. Biyolojik olarak bütün canlılar gibi, embriyo da gelişimini ve yaşamını sürdürmek için bazı maddeler kullanıyor. Bu nedenle içinde bulunduğu sıvıdan, örneğin şeker ile amino asidi gibi bazı maddeleri alıyor ve bunları kullandıktan sonra atıyor. Uzmanlar da embriyonun bıraktığı bu atıklar ile cihazdaki eski atıkların datasını karşılaştırıyor ve bunlara en çok benzeyen embriyo’yu, "en sağlıklı" embriyo olarak kabul ediyor. Cihaz, embriyoları 3 kez kontrol ettiği için de hata oranı neredeyse sıfıra düşüyor. Üstelik bir embriyonun taranması sadece için sadece 15 dakika yeterli oluyor.


IMSI nedir?

Hamileliğin gerçekleşmesi için hem yumurta, hem de spermin sağlıklı olması şart. Çok değil, bundan bir yıl öncesine dek, embriyologlar sağlıklı olanını seçmek için spermleri tıpkı embriyo gibi mikroskop altında büyüterek inceliyorlardı. Ancak spermler insan vücudunun en küçük hücreleri. Bu özellikleri nedeniyle genel olarak incelenseler bile spermlerin detaylarını incelenme şansı düşük oluyordu. Bunun nedeni ise mikroenjeksiyon işlemlerinde canlı sperm hücrelerinin en fazla 800 kat büyütülebilmesiydi. Dolayısıyla bu büyütme oranıyla, spermin sadece genel şekli incelenebiliyordu. Acıbadem Maslak Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Tansu Küçük IMSI ( Intracytoplasmic Morpholgically Selected Sperm Injection) adı verilen bu teknikte ise ileri teknolojiyle donatılmış özel mikroskoplar kullanılarak spermleri 8 bin kat büyütmenin mümkün olabildiğine dikkat çekerek şunu söylüyor: “Bu sayede de spermlerin hücre içi yapılarını, baş bölgesinde yer alan ve genetik hasarına işaret eden ‘vakuol’ adındaki hücre içindeki boşlukları detaylı olarak inceleyebilmek ve tespit edebilmek mümkün olabiliyor.”

Döllenme şansını yüzde 25 oranında artırıyor!

IMSI tekniği ile seçilmiş sperm enjeksiyonu, standart tüp bebek ve mikroenjeksiyon uygulamaları ile karşılaştırıldığında, canlı sperm hücresine hiç zarar vermeden spermin ileri düzeyde morfolojik analizinin yapılmasına imkan sağlıyor. Böylece dölleme yeteneği en fazla olan spermler seçilerek uygulanan mikroenjeksiyonla yüzde 25 oranında daha yüksek döllenme oranı elde edilebiliyor. Buna bağlı olarak da hamilelik oranları artıyor ve erken dönem düşük riski azalıyor.
cumhuriyet portal
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .