-->
bebekler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bebekler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2/01/2013

yediz annesinin zor kararı ya hepsini kaybedecek ya ikisini kurtaracak

    2/01/2013 10:14:00 ÖS   Yorum yok

yediz annesinin zor kararı ya hepsini kaybedecek ya ikisini kurtaracak ana yüreği bebeklerinin ikisi yaşasın diye beşini feda edemiyor




11/04/2012

0-4 yaş arasındaki bebeklerin uyku sorunlarının çözümü hakkında

    11/04/2012 02:09:00 ÖS   Yorum yok




Turkcell Salı Pazarı - Bebeğiniz Uyumuyor mu?

Salı Pazarı'nda 0-4 yaş arası bebek ve çocukların uyku sorunlarını çözme konusunda uzman Pınar Sibirsky'yi dinledik. http://blog.turkcell.com.tr

1/02/2012

doktorlar brezilyada iki baş bir kalple doğan bebeğin hangi başını alacağına karar veremiyor

    1/02/2012 09:46:00 ÖS   1 yorum

Brezilya'da doktorlar hafta başında dünyaya gelen, iki baş ve iki omurgaya sahip ancak tek kalpli ikizlerin nasıl gelişeceğini izliyorlar.

bebeğin hangi başını alacak

Ender doğum vakası, ikizlerden birinin rahimde tam olarak gelişmemesinden kaynaklanıyor. Jesus ve Emanuel adları verilen yapışık erkek bebeklerin organları tek olduğu için, birbirlerinden ayrılması şu aşamada düşünülmüyor.

Yeni doğan ikizlerin bakımını üstlenen Dr. Neila Dahas halen bir ameliyatın söz konusu olmadığını söyledi ve yapışık ikizlerin gerektiği gibi çalışan iki beyne sahip olmaları yüzünden, hangi başın alınacağına karar vermenin zor olduğunu bildirdi.

Dr. Neila Dahas, "istatistiksel olarak yalnızca daha az sayıda organı paylaşan çocukların ameliyattan başarıyla çıktıklarını ve hayatta kaldıklarını biliyoruz. Şu aşamada bebeklerin sağlıklı kalmasına odaklandık. Nasıl bir gelişme göstereceklerini izleyeceğiz." dedi.

Jesus ve Emanuel, Pazartesi sabahı kuzeydeki Para eyaletindeki küçük bir hastanede, sezaryenle ve 4,5 kg. ağırlığında doğdular. Daha sonra eyalet merkezi Belem'deki daha iyi donanımlı bir hastaneye nakledildiler.

Doktorlar, yapışık ikizlerin annesinin, iki başlı bebeği emzirdiğini ve bebeğin iştahının normal olduğunu belirtti. 


Uzak bir bölgede yaşayan 25 yaşındaki annenin hamileliği süresince hiçbir ultrasondan geçirilmediği, bebeklerin durumunun yalnızca doğumdan birkaç dakika önce anlaşıldığı belirtildi.

Daha önce buna benzer yapışık ikizler, 1990 yılında ABD'de dünyaya gelmişti.

Bu tür doğumların ortalama 100 bin hamilelikten birinde meydana geldiği ve bunların yarısının düşükle sonuçlandığı kaydediliyor.

1/01/2012

pusette taşınan bebekler kanser ve solunum yolları tehlikesi altında

    1/01/2012 03:25:00 ÖS   Yorum yok

yerden 50-60 santim yukarısındaki kirli hava bebekler için büyük tehlike pusette taşınan bebekler kanser ve solunum yolları tehlikesi altında

kanser ve solunum tehlikesi

Araştırmalara göre son on yılda bazı hastalıklar on kat arttı nedeni kötü çevre koşulları hava kirliliğide bunlardan biri en çokta çocukları etkiliyor

Uzmanlara göre kirli hava yere çöküyor 


Yerden 50-60 cm.yükseklikte asılı kalıyor pusetlerde yere yakın taşınan çocuklarda kirli havayı soluyor bu da kansere davetiye çıkarıyor yere yakın gezdirilen çocuklar kirli havayla iç içe oluyor bu çocuğun dna'sını etkiliyor bağışıklık sistemi baskılanıyor ve hastalıklar ortaya çıkıyor doktorlar yerden 50-60 cm yukarı bebek arabaları ile taşımalarını öneriyorlar

7/12/2011

hamilelikte sigara kullanımı yüzünden yüzlerce özürlü çocuk doğuyor

    7/12/2011 04:31:00 ÖS   Yorum yok

Araştırmalar, hamilelikte sigara içilmesinin doğum kusuru riskini artırdığına işaret ediyor.


Veriler, bebeklerin el ayaklarında sorun olması ya da tavşan dudaklı doğması riskinin yüzde 25 daha fazla olduğunu ortaya koyuyor.

İngiltere'deki University College of London hastanesi doktorları, hamilelikte sigara tüketilmesinin düşük ve bebeğin normalden zayıf doğması gibi sorunlara yol açabildiğinin blindiğini, yeni araştırmanın anne adaylarını sigarayı bırakmaya zorlayabileceğini belirtiyor.
yüzlerce özürlü çocuk
İngiltere ve Galler'de kadınların yüzde 17'si hamilelikte sigara içiyor.

20 yaşın altındakilerde bu oran yüzde 45.
50 yılın verileri tarandı

İngiltere ve Galler'de her yıl doğrudan hamilelikte sigara tüketimiyle bağlantılı olarak yüzlerce özürlü çocuk doğuyor.

Geçen yıl bu şekilde doğan bebeklerin sayısı 3700.


Son 50 yıl içinde yayımlanmış 172 araştırmadaki verilerin kıyaslanmasıyla gerçekleştirilen çalışma hamilelikte sigara ve doğum kusurlarına odaklandı.

11,7 milyon doğumdan 174 bininde bebeklerin kusurlu olduğu tespit edildi.


Bu verilere göre, hamilelikte sigara içen annelerin çocuklarının el ve ayaklarının özürlü olması olasılığı, sigara içmeyen kadınlarınkine kıyasla yüzde 26 daha fazla.

Bebeğin tavşan dudaklı ya da yarık damaklı doğma ihtimali de yüzde 28.

7/01/2011

bebekler üç aylık olduklarında seslerdeki duyguları hissedebiliyor

    7/01/2011 05:16:00 ÖS   Yorum yok

Londra'daki King's College Psikiyatri Enstitüsü'nden araştırmacılar, uyuyan 3 aylık 21 bebek üzerinde yaptıkları elektronik tarama sırasında bebeklerin beyninin farklı seslere göre değişik tepkiler gösterdiğini belirledi.

Daha önceden, insan beyninin ses ve duyguları ne zaman "işleme koymaya başladığı" fazla bilinmiyordu.
seslerdeki duyguları hissedebiliyor
Bilim adamları bu araştırmayla otistik olan ve olmayan beyinlerin nasıl geliştiğini öğrenmeyi umuyorlar.

İşlevselManyetik Rezonans Görüntüleme (fMRI) ile bebeklerin, su akışı veya oyuncak sesi gibi arka plandaki seslerin yanı sıra, gülme, ağlama gibi "duygusal sesler"e verdikleri tepkiler kaydedildi.

İnsan sesi kayıtları çalındığında, bebeklerin beyinlerindeki temporal korteksin, tıpkı yetişkinlerin beyinlerinde olduğu gibi harekete geçtiği görüldü.

Beynin bu bölgesinin, olumsuz ya da üzücü seslere kuvvetli tepki gösterirken, nötr ve sevinçli sesler arasında bir ayrım yapmadığı gözlendi.


King's College'da görevli Prof. Declan Murphy, "Bu buluş, bebek gelişimini anlamamızda önemli bir ilerleme sağlayacak." dedi.

Prof. Murhpy, BBC'ye yaptığı açıklamada, beynin nasıl çalıştiğını saptamanın, nerelerde hata yaptığının anlaşılmasına yardımcı olacağını söyledi.

University College London'da çalışan Dr. Evelyne Mercure de, bulguyu, "Beyindeki özel bölgelerin çok erken yaştan itibaren varolduğunu göstermek açısından ender bir veri." diye niteledi.

Tıbbî araştırmacılar, kardeşleri otistik olan ve kendilerinde de otizmin gelişmesi olasılığı bulunan bebeklerin beyinlerini de taramadan geçirerek farklılıkların ne zaman saptanabileceğini inceliyorlar.

5/23/2011

mahkeme kararı ile ölen kocasının dondurulmuş spermleriyle hamile kalacak

    5/23/2011 07:35:00 ÖS   Yorum yok
dondurulmuş spermleriyle hamile

Avustralya'da mahkeme, bir kadının ölen kocasının dondurulmuş spermlerini kullanarak çocuk sahibi olmasına izin verdi.



Yargıç, Jocelyn Edwards'ın çocuk sahibi olabilmek için kocasıyla bu konuyu konuşmuş olduğuna ikna olarak spermlerin kullanılmasında bir engel olmadığına hükmetti.


40 yaşındaki Jocelyn, Mark Edwards ile 2005 yılında evlenmişti.

Jocelyn, gebe kalamayınca eşiyle tüp bebek seçeneklerini değerlendirmeye başladı.


Çift, 2010 yılının Ağustos ayında bir kliniğe başvurdu ve çeşitli testlerden geçirildikten sonra tüp bebek yöntemiyle bebek sahibi olmak istediklerini bildirdi.

Ancak Jocelyn'in kocası bir sonraki randevularından bir gün önce trafik kazası geçirdi ve ağır yaralandı.

Jocelyn Edwards, talebi doğrultusunda kocasından ölümü sonrası sperm alınması için hukuki izni elde etti.

İşlem, daha sonra mahkeme yakınlarındaki bir laboratuarda gerçekleştirildi.


Dava, spermleri bağışlayan kişinin rızası olmadan tüp bebek tedavisinin yasak olduğu eyalette dönüm noktası olarak görülüyor.

Ancak yine de Jocelyn'in tüp bebek tedavisi için başka bir eyalete gitmesi gerekiyor.

Jocelyn Edwards, "Doğru karar buydu. Mark duysa çok sevinirdi, bir bebeğimiz olacak. Başından beri bunu planlamıştık" diye konuştu.
bbc türkçe

5/22/2011

hamilelikte en fazla üç defa ultrason takibi yapılması gerekiyor fazlası zararlı

    5/22/2011 06:38:00 ÖS   Yorum yok
üç defa ultrason

Jinekoloji ve Obstetrik Kongresi'nin 9.su Antalya'da düzenlendi. Dernek 2. Başkanı Prof. Dr. Bülent Tıraş, basın toplantısında yaptığı açıklamada, aşırı şişmanlık ve obezitenin sağlıklı yaşamı tehdit eden önemli bir sorun olduğunu belirterek, özellikle kadınların menopoz döneminden sonra kilo alma eğiliminde olduğunu ve kalp hastalıkları riskinin neredeyse erkeklerle aynı düzeye ulaştığını söyledi.


Hormonal düzensizliklerin kadınların kilo vermelerinin önündeki en büyük engel olduğunu vurgulayan Tıraş, menopoz dönemindeki kadınlarda diyete direncin çok yüksek olduğunu ifade etti. Tıraş, kadınların bu dönemde zayıflama planı uygulanmadan önce mutlaka hormon dengelerini sağlamaları gerekliliğine dikkati çekti.
Genç yaştaki kadınları kilo vermekten ve çocuk sahibi olmaktan alıkoyan Polikistik Over Sendromu ile ilgili de bilgi veren Tıraş, bunun her beş kadından birini etkilediğini, nedeninin tam olarak bilinemediğini; tedavinin ise belirtilere yönelik olarak planladığını anlattı.
''Bu sorunun, şişmanlığa mı, yoksa şişmanlığın mı bu soruna yol açtığı'' tartışmaları yapıldığını ifade eden Tıraş, ''Bu hastalık, hem dünyada ve hem de Türkiye'de artıyor. Türk kadınlarının yüzde 20-25'inde bu hastalık görülüyor. Böyle olunca da şişmanlık ya da bunun neden olduğu üreme sorunları, fazla kilo, elma tipi şişmanlık gibi sorunlar da ortaya çıkıyor'' diye konuştu.
Tıraş, yumurtlama bozukluğunun, adet görememe ya da geç adet görme gibi sorunları da beraberinde getirdiğini vurguladı.

Gebelikte ultrasonla takip

TJOD Genel Sekreteri Prof. Dr. Cansun Demir de kongrede gebelikte ultrasonla takibin de ele alındığını belirtti.
Türkiye'de gebelik döneminde ultrasonla, bebeğin gelişiminin her evresinin izlendiğini dile getiren Demir, ABD'de sadece gebelik döneminde üç kez ultrasonla yapılan muayenenin önerildiğini bildirdi. Bu ülkede 11-14. haftada ense kalınlığına, 18-22. haftada anatomik gelişime ve gebeliğin son döneminde de bebeğin ters gelip gelmediğine bakıldığını anlatan Demir, şunları kaydetti:
''Hastalarımız, bizlere bu kadar sık ultrasona girmenin bir zararı olup olmadığını soruyor.
ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde anne karnındaki bebeğin ultrasonla takibi sınırlı sayıda yapılıyor. Ultrasonun gebelikte olumsuz etkileri olduğuna dair bir bilimsel kanıt bulunmamakla birlikte, Türkiye'de ise ultrasonla yapılan kontrollerin sayısı dünya standartlarının üzerinde.
Ses dalgası olduğu için ultrasonun bilinen bir zararı yok. Bizi asıl ilgilendiren konu, inceleme sırasındaki ısı artışıdır. Ultrason incelemesi sırasındaki ısı artışının hangi dönemlerde hangi biyolojik etkilere neden olabileceği konusu ise kesin değil.
Domuzlarda yapılan bir çalışmada iki dakikadan uzun süreli bir uygulamanın olumsuz etkileri olabileceği görülmüştür. Genel yaklaşım, 1.5 derecelik ısı artışının, zararı olmayacağı yönündedir. Beş dakika süreyle 4 derece artıştan fazlasının zararlı olabileceği bildirilmiştir.''
Demir, ultrason ile takibin uzun süreli bir inceleme yapılmadan gerçekleştirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

''Omega-3 zeka gelişimini arttırıyor"

ABD'deki Penn State Milto S. Hershey Medical Center Direktörü Prof. Dr. Serdar Ural da gebelikte omega 3 kullanımının anne ve bebek üzerindeki olumlu etkilerine dikkati çekti.
ABD'de yapılan çalışmalarda, gebelere verilen vitamin destekleri içinde Omega-3'ün de bulunmasının büyük yararlar sağladığı ve bebeğin zihinsel gelişimini olumlu yönde arttırdığının belirlendiğini vurgulayan Ural, bir soru üzerine planlı hamileliklerde Omega-3'e gebelik öncesinde başlanması ve emzirme döneminde de devam edilmesi gerektiğini bildirdi.
Ural, Omega-3'ün gebelik döneminde ilk 5 ayda 1 kapsül, daha sonraki aylarda da 2'şer kapsül içilmesinin uygun olduğunu belirtti.

Sezeryanla doğumların düşürülmesi
Dernek Başkanı Prof. Dr. İsmail Mete İtil de kongrede sezeryanla doğum oranlarının düşürülmesine yönelik çalışmaların da gündeme geldiğini bildirdi.
Bu konuda kadınların bilinçlendirilmesinin, gebe okullarının yaygınlaştırılmasının ve okullarda cinsel eğitim derslerinin verilmesinin büyük önem taşıdığını kaydeden İtil, şöyle konuştu:
''Hekimlere, bununla ilgili meslek içi eğitim verilmeli. Ayrıca, alt yapı ve sağlık ekibinin güçlendirilmesi gerekli. Doğum salonları yerine, doğum odaları olmalı.
Ağrıyla baş etmek için anestezi uzmanları görevlendirilmeli. Hatta anestezi teknisyenleri doğum sırasında ağrının azaltılması için daha fazla etkin olmalı.
Anestezi uygulamasının mümkün olmadığı durumlarda ağrı kesiciler devreye sokulmalı.

Ülkemizde artık ağrısız doğum daha fazla yapılıyor ama yeterli değil. Anestezi uzmanlarının sayısının artması, sezaryenle doğumların azalmasında etkili olur.''
İtil, ayrıca kongrede kadına yönelik şiddetin de ele alındığını, bu konuda jinekologların da bunun önlenmesinde diğer unsurlarla birlikte görev alabileceğini sözlerine ekledi.
cumhuriyet portal

1/03/2011

anne sütündeki demir bebeklerde kansızlığı engelliyor

    1/03/2011 05:59:00 ÖS   Yorum yok
bebeklerde kansızlığı engelliyor

Anne sütünde kansızlığa karşı yeterince demir olduğunu söyleyen uzmanlar, anne sütü ile beslenen bebeklerde kansızlığın görülmeyeceğini ifade ediyor.


Cihan'ın haberine göre, Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Özcan Akan, bebeklerdeki kansızlığın temel sebebinin, bebeğin anne sütü almaması ve demirden eksik gıdalarla beslenmesi olduğuna dikkat çekti.

Dr. Özcan Akan, kansızlığın belirtisi olarak süt çocuklarında huzursuzluk, davranış değişiklikleri, iştahsızlık, uykusuzluk veya normalin üzerinde uyuma gibi belirtiler görülebildiğini açıkladı. Dr. Akan, daha büyük çocuklarda ise kansızlık belirtilerinin yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi, baş ağrısı, çabuk yorulma ve nefes darlığı gibi yakınmalar olduğunu belirtti.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .