-->
bağımlılık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bağımlılık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2/28/2012

uyku hapı kullananlar kullanmayanlara göre dört kat fazla ölüm riski taşıyor

    2/28/2012 09:08:00 ÖS   Yorum yok

Amerika'da yapılmış olan araştırmada, yüz binlerce kişinin kullandığı uyku haplarının daha fazla ölüm riski yarattığı bildirildi.

ölüm riski taşıyor
İngiliz Tıp Dergisi'nde yayımlanan araştırmada, temazepam gibi ilaçları kullanan 10 bini aşkın hastayla, ilaç kullanmayan 23 bin kişi arasında karşılaştırma yapıldı. Uyku hapı kullananlar arasında, ölüm tehlikesi dört kat yüksek çıktı.

Bununla birlikte araştırmacılar, uyku hapı yüzünden ölüm tehlikesinin hala düşük olduğunu, bulguların, olası tehlikelere işaret etmekle birlikte "ilaçların zararlı olduğunu gösteren kanıtların yetersiz olduğunu" vurguluyorlar.

Doktorlar, hastaların telaşlanıp ilaçlarını almaktan vazgeçmemeleri gerektiğini; eğer kaygı duyuyorlarsa doktorları ya da eczacılarıyla durumu konuşmaları gerektiğini belirtiyorlar.

İngiltere'deki sağlık yetkilileri, uyuşturucu nitelik taşıyan ilaçların, ilaç toleransı ve bağımlılık tehlikesi nedeniyle kısa sürelerle kullanılması gerektiğini belirtiyorlar. Ancak hastaya yapılan uyarılarda, uyku haplarının öldürücü nitelik taşıyabileceği belirtilmiyor.

İngiltere'de İlaç ve Sağlık Ürünleri Düzenleme Kurumu, son araştırma sonuçlarının inceleneceğini ve mevcut prospektüslerin bu doğrultuda değiştirilip değiştirilmeyeceğine karar verileceğini açıkladı.

2010 Yılında 2,8 milyon temazepam reçetesi yazıldı; bir başka yaygın uyku hapı olan zopiclone için de 5,3 milyon reçete yazıldı.


Aynı gruptaki zolpidem için 725,000, zaleplon için de 9,400'den fazla reçete yazıldı.
Araştırmadan notlar...

ABD'nin Wyoming eyaletindeki Jackson Hole Centre for Preventive Medicine ve Kaliforniya'daki Scripps Clinic Viterbi Family Sleep Centre'da yürütülen araştırmada, uyku hapı verilen kişilerin, ilaç kullanmayan insanlara kıyasla, 2,5 yıllık süre içinde ölme olasılıklarının 4,6 kat fazla olduğu belirlendi.

Genel olarak, uyku ilacı kullanmayan her 80 kişiden birine (23.674 kişiden 295'i) kıyasla, uyku ilacı kullanan 16 hastadan biri (10.531 kişiden 638'i) öldü.

Artan risk oranı, kalp ve akciğer hastalıklarıyla, sigara ve içki kullanımı gibi diğer unsurlar dışarda bırakılarak hesaplandı.

Uyku haplarının kişinin uyku sırasında nefes alma düzenini değiştirebildiği ve daha fazla intihar riskiyle bağlantılı olabileceği de kaydedildi.

Yapılan araştırmada yüksek dozlarda uyku hapı kullananlarda kanser olasılığının da arttığı belirtildi ve uyuşturan ilaçların getirebileceği yararların yol açacağı tehlikeleri haklı çıkaramayacağı; kısa süreli kullanımın bile haklı gösterilemeyeceği vurgulandı.

1/30/2012

hizmete giren internet bağımlılığı polikliniği yoğunluk nedeniyle randevu veremiyor

    1/30/2012 06:59:00 ÖS   Yorum yok

Bugüne dek özel hastanelerden internet bağımlılığı için hizmet alan hastalar, Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi bünyesinde açılan “İnternet Bağımlığı Polikliniği”nin hizmete girmesiyle ilk kez devlet hastanesinden hizmet almaya başladı.

yoğunluk nedeniyle randevu

Yaklaşık 3 aydan bu yana hizmet veren poliklinikte, 200’e yakın hasta tedavi oluyor.

Polikliniğin mart ayına dek yoğunluk nedeniyle randevu veremediği belirtiliyor.


Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Başhekim Yardımcısı ve internet bağımlılığı polikliniği sorumlusu psikiyatr Dr. Ramazan Konkan, internet bağımlılığının bir hastalık olduğunu belirtti. Konkan, “Kişi internete girmediğinde, girmek için kendine iş yaratıyor, gideceği, kalacağı yerde internetin olmasına dikkat ediyor; internetin olması ile ilgili birtakım tedbirler alıyor, mobil cihazlardan giriyor. İnternetin olmadığı ortamlarda kalmamaya gayret ediyor, zamanının büyük kısmını evinde geçiriyor. Biri interneti engellediğinde öfkeleniyor, evden, okuldan kaçıyor, yalan söylüyor, bahane uyduruyor. Özellikle 16 yaş ve altı grupta internet bağımlılığı daha fazla” dedi.

11/03/2011

aşırı dozda kullanılan ağrı kesicilerin sebep olduğu ölümler uyuşturuculardan daha fazla

    11/03/2011 08:44:00 ÖS   Yorum yok

Amerika Birleşik Devletleri'nde aşırı dozda ağrı kesici alınmasından kaynaklanan ölümlerin sayısının, eroin ve kokain kullanımıyla bağlantılı ölümlerin toplamından daha fazla olduğu açıklandı.


kronik ağrıları dindirmek
Hastalık Kontrol ve Koruma Merkezi'nin yayımladığı raporda, reçeteyle alınan ağrı kesicilerle ilgili suistimalin salgın boyutuna ulaştığı belirtiliyor.

Uyuşturucu etkisi olan ağrı kesiciler, kronik ağrıları dindirmek için reçete ediliyor ancak bu ilaçların yüksek derecede bağımlılık yaptığına dikkat çekiliyor.

Rapora göre son 10 yıl içinde uyuşturucu etkisi olan ağrı kesicilerden kaynaklanan ölümlerin oranı üç kattan fazla arttı.

Günde ortalama 40 kişinin bu şekilde öldüğü kaydediliyor.


Geçen yıl Amerika Birleşik Devletleri çapında yapılan bir araştırma 12 yaşın üstündeki her 20 Amerikalıdan birinin tıbbi amaçlar dışında ağrı kesici kullandığını ortaya koymuştu.

Madde bağımlılığı uzmanlarından Pamela Hyde, ülkede her gün 5500 kişinin reçeteyle yazılan ağrı kesicileri yanlış kullanmaya başladığını söyledi.

1999'dan bu yana ABD'de ilaçların satışı yüzde 300 oranında arttı. 

7/26/2011

insanlar kumardan çikolataya dek her şeye bağımlı olabilir

    7/26/2011 07:50:00 ÖS   Yorum yok

hayata veda eden İngiliz müzisyen Amy Winehouse'un alkol ve uyuşturucu bağımlılığıyla mücadelesini bilmeyen yok.


Bu mücadele, hem müziğine yansımış hem de basında yakından takip edilmişti.

Peki bağımlılıklar hakkında ne biliyoruz?

her şeye bağımlı

Bağımlılığa neler yol açıyor?


Neden kimi insanlar bağımlı olurken kimileri olmuyor?

Bağımlılık genellikle alkol ve uyuşturucuyla ilişkilendirilir ama bu işin sadece bir yönü.

İngiltere Sağlık Kurumu NHS, insanların "kumardan çikolataya dek her şeye bağımlı olabileceklerini" söylüyor.
İlk temas

Bağımlılık Araştırmaları Vakfı'nın başkanı Doktor Gillian Tober, alışkanlığın ilk kullanımda da başlayabileceğini, ara sıra kullanmanın bağımlılığa da dönüşebileceğini söylüyor.

Tober, "Genellikle sosyal nedenler, erkek ya da kız arkadaş ya da bir grup arkadaş söz konusudur, genellikle ilk tecrübe çok keyif vermez ama sosyal anlamda bir ödülün olduğu muhakkaktır." diyor.

Bu ilk tecrübeyi yenileri takip eder ve alışkanlık sağlamlaşır.

Uyuşturucular genellikle beynin ödül mekanizmasını besler, hatta kumar gibi kimi durumlarda beyin, aynı heyecanı yaşamak için sabırsızlıkla beklemeyi dahi öğrenir.

Beyin uyuşturucu maddeye uyum sağlar ve her seferinde daha fazlasını ister.


Fiziki bağımlılık oluşmaya başlar.
Bağımlılığa direnç

Ama herkes bağımlı olmaz.

Örneğin çok sayıda kişi alkol kullansa da ağır içici ya da alkolik olanların sayısı azdır.

Keele Üniversitesi bağımlılık psikiyatrisi alanında Profesör Ilana Crome, son yıllarda bunun sebebinin anlaşılmasında önemli ilerlemeler kaydedildiğini söylüyor.

Crome, "Bağımlılık sürecinin çeşitli mekanizmalarını anlamaya başladık ama bağımlılığa gerçekte neyin yol açtığını anladık mı? Hayır. Görünen o ki davranışın en özünde yatıyor ki bu da bağımlılığı anlamamızı ve araştırmamızı zorlaştırıyor." diyor.

Doktorlar, bağımlılığın gelişmesi için tek bir sebep gösteremiyorlar.

Ama bazı risk faktörleri olduğu biliniyor.

Genetik rolden, aileden miras kalma bir tür bağımlılığa eğilimden bahsediliyor.

Çocukluk sırasında kötü muameleye maruz kalma ya da ilgisizliğin, ya da uyuşturucu kullanılan bir ortamda büyümenin de etkisi olduğu düşünülüyor.

Ruh sağlığında bozukluklar, yoksulluk ya da kötü eğitim de diğer risk faktörleri arasında bulunuyor.

Bununla beraber risk faktörleri arasında yer almayan vakalar da söz konusu.

Drug Scope adlı yardım derneğinden Harry Shapiro, bağımlılığın bir çok risk faktörünün bileşiminden oluşan karmaşık bir olay" olduğunu bağımlı olabilecek insanları öngörmenin mümkün olmadığını savunuyor.

4/08/2011

bilimadamları ilk kez kahve tüketiminin genlerle bağlantısını saptadılar

    4/08/2011 05:50:00 ÖS   Yorum yok
kahvenin genlerle bağlantısı

Kahve tutkunları bundan sonra bağımlılıklarından genlerini sorumlu tutabilir.
Bazı insanların diğerlerinden fazla kafeine ihtiyacı var


Yapılan yeni bir araştırmaya göre, bazı insanların fazla kahve tüketmesinde genetik faktörlerin payı var.

Amerikalı bilim adamları, bu sonuca varmadan önce 40 binden fazla kişinin genlerini inceledi.


Bilim adamları iki DNA molekülünün, yüksek düzeyde çay, kahve, çikolata, gazlı içecekler ve kafein içeren başka bazı içeceklerin daha fazla tüketilmesine yol açtığını tespit etti.

Bu moleküller; CYP1A2 ve AHR.

Söz konusu genlerden AHR daha çok CYP1A2'nin faaliyetlerini düzenliyor.

Çalışmanın sonuçları ise PLoS Genetics dergisinde yayımlandı.

'İlk kez genlerle kahve tüketimi arasında bağı saptadık'


Doktor Neil Caporaso, Amerika Birleşik Devletleri'nin Maryland eyaletinde Bethesda'daki Ulusal Kanser Enstitüsü'nden ve araştırmayı yapan ekipten.

Neil Caporaso, bazı genlere sahip insanların diğerlerine kıyasla günde yaklaşık 40 mg daha fazla kafein tükettiklerini söyledi.

Bu miktar da, bir bardak kahvenin üçte birinde ya da bir kutu kolada bulunuyor.

Doktor Neil Caporaso, "İlk kez, özel bazı genlerin bireylerin tükettikleri kafein miktarını etkileyebileceğini biliyoruz" dedi.
bbc türkçe sağlık
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .