-->
antikorlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
antikorlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6/28/2012

bilim adamları kanı temizleyerek sigarayı bıraktıran aşı üretmeyi başardılar

    6/28/2012 11:01:00 ÖS   Yorum yok

Fareler üzerinde yapılan araştırmanın sonuçları bilim dergisi Science Translational Medicine'de yayımlandı. Buna göre aşı yapılmasından sonra, farelerin beynindeki kimyasallar yüzde 85 oranında azaldı.

aşı üretmeyi başardılar

Uzmanlar aşının insanlar üzerinde denenmesinin yıllar alabileceğini söylüyor.

Araştırmayı yürüten Prof. Ronald Crystal'a göre, nikotin bağımlılığını tedavi etmenin en iyi yolu, nikotin kana karışıp etkileşim göstermeden, antikorların kanı temizlemesi.
'Yeni yöntem'

Daha önce de nikotinin etkilerine karşı bağışıklık oluşturmayı amaçlayan "sigara aşıları" üretilmişti.


Yeni aşıda denenen yöntem, nikotinin beyne gidip insana zevk vermesini engelleyecek kadar çok antikor üretimini sağlamayı amaçlıyor.

Weill Cornell Tıp Fakültesi'ndeki bilim adamları, tamamen değişik bir yöntem kullanarak bir gen terapisi aşısı üretti. Aşının daha etkili olacağını düşünülüyor.

Nikotine karşı bağışıklık oluşturan genetik yapısı değiştirilmiş virüs, karaciğere zarar veriyordu. Bu yöntem, organı antikor üreten bir "fabrika" olarak kullanıyordu.

Araştırma çerçevesinde sağlıklı farelerin beynindeki nikotin oranıyla, bağışıklık kazanmış farelerinkini karşılaştırdı.

Nikotin enjekte edildikten sonra aşı olmuş farelerdeki nikotin oranının yüzde 85 daha düşük olduğu gözlemlendi.


Bu işlemin insanlarda da aynı sonucu vereceği veya nikotin oranındaki bu azalmanın insanların sigarayı bırakabilmesine yardımcı olabileceği daha kesin değil.
'Etkileyici ve ilginç'

İnsanlara uygulanan gen terapisinin tehlikeli olmadığının kesinleştirilmesi gerekiyor.

Kent Üniversitesi'nin genetik bölümünden Darren Griffin, bulguların ilginç olduğunu ve gelecek vadettiğini ancak daha ileri araştırmalara ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

Ancak bazı uzmanlar çocukların daha sigaraya başlamadan aşılanmasının etik tartışmaları da beraberinde getirebileceğini belirtiyor. bbc türkçe

3/27/2012

kanserli hücrelerin korumasını ortadan kaldıracak antikor bulundu

    3/27/2012 09:06:00 ÖS   Yorum yok

İnsan savunma sisteminin, normal koşullarda, kanserli hücreleri bulup yok etmesi gerekiyor, ancak bu olmuyor. 

ortadan kaldıracak antikor

Bilim adamları, tümör hücrelerinin savunma sisteminden nasıl kaçtıklarına dair önemli bir keşifte bulundu.

Sonuçları Amerikan Bilim Akademisinin dergisi PNAS'ta yayımlanan araştırmaya göre, tümör hücreleri etrafında, savunma sisteminin yok edici-yiyici hücrelerini durduran bir proteinin üretimini önemli ölçüde artırıyor. Bir antikor ise savunma sistemi için kırmızı ışık görevi üstlenen bu proteinin üretimini durduruyor, böylece kanserli hücrelerin koruması ortadan kalkıyor.

İnsanlardan alınan farklı kanserli tümörleri farelere aktaran bilim adamları, bir antikor ile tümörlerin küçüldüğünü gördü. Bilim adamları, böylece kanserin ya tamamen yok olduğunu ya da en azından metastazın engellendiğini kaydetti.

Bilim adamları, en geç iki yıl içinde yöntemin insanlar üzerinde deneneceğini bildirdi.

Araştırmayı yürüten ekibin başkanı, Stanford üniversitesi bilim adamlarından Irving Weissman, "beni yeme" sinyalinin bloke edilmesinin, farelerde denedikleri hemen her tür kanserli tümörün büyümesini, asgari düzeyde toksite ile durdurduğunu belirtti.

Bilim adamları insanlarda yumurtalık, meme, bağırsak, idrar torbası, beyin, karaciğer ve prostat tümörlerini inceledi. Hemen hemen tüm kanser hücreleri, CD47 proteininden, normal hücrelerin ürettiğinden üç kat fazlasını üretti. Bu protein, savunma sisteminin makrofajlarıyla yani yiyici hücreleriyle temas ettiğinde, kanserli hücrenin yok edilmesini engelleyen bir dizi kimyasal tepkimeye neden oldu. CD47 üretimi ne kadar yüksekse hastanın yaşam süresi o kadar kısaldı.

İnsanlardan alınan kanser tümörlerinin yerleştirildiği fareler üzerinde yapılan deneylerde ise CD47 üretiminin bloke edilmesinin, savunma sisteminin kanserle mücadelesini güçlendirdiği görüldü. CD47'yi engelleyen bir antikor verilmesi, farklı türdeki kanserli tümörlerin büyümesini durdurdu. Küçük tümörlerin birkaç hafta içinde tamamen yok olduğu, büyük ve saldırgan tümörlerin metastaz yapmadığı tespit edildi.

11/07/2011

kanser tedavisinde ışık verilince harekete geçecek bir ilaç geliştirilecek

    11/07/2011 06:19:00 ÖS   Yorum yok

Nature Medicine adlı bilim dergisinde yayımlanana araştırmada, kanserli tümörlere yapışan ve sadece belirli bir dalga boyunda ışık verildiğinde harekete geçen bir ilaç geliştirilebileceği belirtiliyor.


harekete geçecek bir ilaç
Böylece tedavinin sadece kanserli bölgeyi hedef alacağı ve etrafındaki dokulara zarar vermeyeceği söyleniyor.

Şu anda kanser tedavileri üç kategoriye ayrılıyor. Bunlar, radyasyon tedavisi, tümörün ameliyatla alınması ve kanserli hücreleri yok etmek için kullanılan ilaçlar.

Bu üç tedavi yönteminin de yan etkileri bulunuyor ve bilimadamları sadece kanserli hücreleri hedef alan tedaviler geliştirmeye çalışıyor.


Maryland'deki Ulusal Kanser Enstitüsü'deki bilimadamlarının yaptığı araştırmada, kanserli hücrelerin yüzeyindeki proteinleri hedef alan bir antikor kullanıldı.

Daha sonra antikora IR700 adı verilen bir kimyaal iliştirildi. IR700 kızılötesine yakın dalga boyundaki bir ışık vurduğunda harekete geçiyor.

Bu dalga boyundaki ışık derinin birkaç santimetre altına nüfuz edebiliyor.
'Umut vaat ediyor'

Bilimadamları bu antikor ve kimyasal bileşimini test etmek için farelerin sırtına yassı hücreli kanser tümörü yerleştirdi.


Daha sonra farelere sözkonusu ilaç verildi ve ışık tedavisi uygulandı.

Araştırma sonucu, "Tedavi edilmeyen fareye kıyasla, tedavi gören faredeki tümör önemli derecede küçüldü ve yaşam süresi büyük ölçüde uzatıldı. Bu seçici hücre imhası, normal hücrelerin gördüğü zararı minimuma indirdi" denildi.

İngiltere'deki Kanser Araştırmaları Vakfı'ndan Doktor Laura McCallum araştırmanın umut vaat ettiğini söyledi.

Ancak McCallum, araştırmanın şu anda sadece fareler üzerinde yapıldığını vurguladı ve bu yöntemin insanlarda da sonuç vereceğini söylemek için çok erken olduğunu kaydetti.

10/21/2011

kene kabusuna türk bilim adamlarının geliştirdiği antiserum tedavisi umut oldu

    10/21/2011 09:40:00 ÖS   Yorum yok

Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Kliniği Şefi Prof. Dr. Hürrem Bodur, KKKA hastalığının tedavisinde kullanılan serumla ilgili çalışma konusunda açıklamalarda bulundu.


antiserum tedavisi
KKKA tedavisinde kullanılmak üzere antiserum geliştirilmesine yönelik geçmişte Bulgaristan ve Rusya gibi ülkelerde çalışmalar yürütüldüğünü anlatan Bodur, yeterince antikor geliştiremedikleri için vücutlarında virüs çoğalan bu hastaların yaşamlarını kaybettiklerini söyledi.

Ülkedeki farklı üniversite ve hastanelerden enfeksiyon hastalıkları uzmanı ve veteriner hekimlerin yer aldığı, 2007'de etik kurul onayı alınarak başlatılan bu çalışmanın, Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde KKKA tedavisi gören 26 hasta üzerinde yürütüldüğünü ifade eden Bodur, şu bilgileri aktardı:

''Çalışma için ülkemizde görülen KKKA hastalarının tedavisinde alternatif bir yöntem kullanılabilir mi düşüncesiyle yola çıktık. Bu hastalara daha önce KKKA geçirip iyileşen 22 donörden alınan kanlarla üretilen antiserum verildi. Hastaların 11'inde ölüm riski yoktu, 15'inin ise durumu ağırdı. Yani kanlarındaki virüs yükü nedeniyle bu hastalardan yüzde 90'ının hayatını kaybetme riski yüksekti. Durumu ağır 15 hastadan 13'ünün yaşamını yitirmesi beklenirken, antiserumla uyguladığımız tedavi sonrası sadece 2 hastamızı kaybettik.''

Çalışmayı ''umut verici'' olarak niteleyen Bodur, ''(Nihai tedavi bulundu) demek için henüz erken. İncelediğimiz vaka sayımız azdı. Bu nedenle serum ile ilgili çalışmaların devam etmesi gerekiyor'' şeklinde konuştu.

Çalışmanın, Japonya'daki bir bilim dergisinde de yayımlandığını belirten Bodur, hastaların çok büyük bir bölümünde hafif seyreden KKKA'nın kendiliğinden iyileştiğini, yüzde 10 oranında ise ağır seyrettiğini bildirdi.

Hastanede yatarak tedaviye ihtiyaç duyanların bu gruptaki hastalar olduğunu kaydeden Bodur, ''Bu hastaları biz gayet iyi biliyoruz. Çalışmayı da bunlar üzerinde yürüttük. Çalışma sonuçları ilerde daha geniş bir hasta grubunda denenmek üzere değerlendirilecek'' bilgisini aktardı.

Türkiye'nin deneyimlerinden yararlanacak


Öte yandan, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi (RSHM) Başkanlığı tarafından düzenlenen, Türk bilim adamlarının çalışmasının katılımcılarla paylaşıldığı, uluslararası katılımlı çalıştayda, KKKA hastalığı ile ilgili son gelişmeler ve yeni tedavi yöntemleri de masaya yatırıldı.

RSHM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ertek, yürütülen çalışmalar sayesinde Türkiye'deki KKKA vaka sayısının son yıllarda azaldığını belirtti.

Vaka sayısındaki artışın 3 yıl önce durduğunu, son zamanlarda da inişe geçtiğini belirten Ertek, çalıştayda Türkiye'nin deneyimlerinin diğer ülkelerle paylaşıldığını söyledi.
Yunanistan'daki Selanik Üniversitesinin öğretim üyesi Prof. Dr. Anna Papa Konitari, ülkesinde KKKA hastalığına rastlanmadığını, tek vakanın 2008 yılında görüldüğünü belirterek, ''Ancak KKKA salgını Avrupa'ya, Yunanistan, İtalya, Portekiz, İspanya gibi ülkelere de sıçrayabilir. Buna karşı önlem almak amacıyla Türkiye'nin deneyimlerinden yararlanmak istiyoruz. Zaten o yüzden bu toplantıdayız'' şeklinde konuştu.

1/04/2011

kanserli tek bir hücreyi bile tespit edebilen cihaz geliştirildi

    1/04/2011 04:13:00 ÖS   Yorum yok
tespit edebilen cihaz

Kanser tedavisini ‘büyük ölçüde imkânsızlaştıran’ serseri kanser hücrelerine karşı, bugüne kadarki en hassas test geliştirildi. Milyarlarca hücre arasında kanserli tek hücreyi dahi bulabilecek hassasiyetteki test sayesinde, özellikle göğüs, prostat, kolon ve akciğer gibi kanser tipleriyle mücadelede çığır açılacak.


MİLYARLARCA sağlıklı hücre arasındaki tek bir kanserli hücreyi dahi bulabilecek hassaslıkta bir kan testi, bu hastalıkla mücadelede çığır açacak.
ABD’nin Boston kentindeki Massachusetts General Hospital hastanesi uzmanları tarafından geliştirilen test, dört büyük kanser merkezince bu yıl denendikten sonra hizmete girecek. Doktorlar bugüne dek kandaki serseri kanser hücrelerin yayılıp yayılmadığını ya da yayılma olasılığını tespitte güçlük çektiği için tedaviyi yönlendirmekte sıkıntı yaşıyordu.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .