-->
aids etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
aids etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9/12/2011

karanlıkta parlayan fosforlu kediler aids hastalığının tedavisine ışık tutacak

    9/12/2011 06:27:00 ÖS   Yorum yok

Genetik değişimden geçirilerek karanlıkta parlar hale gelen bir grup kedi yavrusu, AIDS'e karşı çözüm arayışlarına ışık tutabilir.


Bilim adamları, kedigillerde görülen bir tür AIDS'e karşı bağışıklık kazanmaları için bazı kedilere bir gen ekledi.

aids hastalığının tedavisi
Neture Methods dergisine göre, bu kedilere genellikle denizanalarında bulunan ve fosforlu, yeşil bir görünüm sağlayan GFP adlı proteini üreten bir gen de eklendi.
Gen işaretleyen fosfor sayesinde 'yeşil tekirler'

Uzmanlar bu proteini değişime uğratılan genlerin faaliyetini izlemek için sıkça kullanıyor.

ABD'nin Rochester kentindeki Mayo Kliniği'nden Dr. Eric Poeschla, bu şekilde mikroskop altında ya da ışık tutarak hücreleri kolayca işaretleyebiliyorduk" dedi.

Antiviral yani virüsle mücadele eden genin kaynağı, rhesus makağı denen bir tür al yanaklı şebek. Bu gen, AIDS'e karşı direnç sağlayan bir protein üretiyor.

ABD ve Japonya'daki uzmanlardan oluşan ekip, koruyucu gen ile fosforlu görünüm geninini kedilerin yumurtasına yerleştirmiş.

Bu şekilde ikisi erkek, biri dişi olmak üzere 'fosforlu tekir kediler' dünyaya gelmiş.


Erkek kedinin yavrularına da aynı genler geçmiş olmakla birlikte, onların ışıltısı biraz da solgun.

feline immunodeficiency virusBu şekilde genetik değişime uğrayan yumurtalarla döllenip doğan kedi yavrularının hemen hepsinde AIDS'e bağışık gen belirlenmiş ve vücutlarının hemen her yerinde gerekli protenin üretildiği görülmüş.

Kedilerde AIDS'e yol açan FIV (feline immunodeficiency virus) virüsünün de fazla çoğalamadığı ortaya çıkmış.
FIV'in yayılma şekli HIV gibi

İnsanları etkileyen HIV virüsünde olduğu gibi, FIV virüsü de vücutta enfeksiyonlarla mücadele eden T hücrelerine saldırıyor.

FIV daha çok dünyadaki sayıları yarım milyarı bulan yabani kedilerde görülüyor.

Hastalık daha çok alanlarını savunma peşindeki erkekler arasında ısırma yoluyla bulaşıyor, ancak evcil kedileri de etkileyebiliyor.


Bu yöntemin diğer hayvanlarda görülen AIDS türlerine de uygulanabileceği düşünülüyor.

Hem insanlarda hem de kedilerde bulaşıcı hastalık virüslerini bastıran proteinler, HIV ve FIV'e karşı çaresiz. Çünkü bu virüsler çok gelişmiş saldırı mekanizmalarına sahip.

Ancak bazı maymun türleri bu virüsle mücadele edebilecek güçte proteinlerle donatılmış durumda.

Dr Poeschla'nın ekibi şimdiye dek sadece kedilerden aldıkları hücreler üzerinde incelemeler yaptı ve bunların FIV'e dirençli olduklarını belirledi.

Ancak bir aşamada hayvanlara virüs vererek gerçekten bağışık olup olmadıklarını inceleyecekler.

Dr. Eric Poeschla, "Hayvanlara koruma sağlayabildiğimizi göstermek, insanları korumak için de çok miktarda bilgi edinmemizi sağlar" dedi.

9/07/2011

türkiye'de kayıtlı 4525 hıv aids vakası var hasta sayısı giderek artıyor

    9/07/2011 10:08:00 ÖS   Yorum yok

Uzmanlar, hastalığın halen tam olarak kontrol altına alınamadığını, HIV/AIDS ile yaşayanların haklarında ciddi sorunların bulunduğunu belirterek “HIV ve AIDS konusunda bilgisizlik, ayrımcılık ve damgalama en önemli sorunlar arasında geliyor” dedi.


hasta sayısı giderek artıyor
30 yıldır tüm dünyada yayılan ve 33.3 milyon kişiyi etkileyen HIV/AIDS’in toplumun her kesiminden insanda görülebileceği belirtiliyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 2000 yılında HIV ile yaşayan sayısı 158 iken, bu sayının 2004’te 210’a, 2007’de 376’ya, 2010’da ise 627’ye çıktığı vurgulanıyor. Pozitif Yaşam Derneği İletişim Sorumlusu Çiğdem Şimşek, dünyadaki HIV virüsü taşıyan insanların yüzde 48’ini kadınlar, yüzde 7,5’ini ise çocuklar oluşturduğunu söyledi. Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı Küresel AIDS’in geçen yılki raporuna göre, tüm dünyada hastalıkla enfekte olan kişi sayısında yüzde 19 düşüş yaşandığını, ancak AIDS için halen kesin olarak bilinen bir tedavi yöntemi bulunmadığını anımsatan Şimşek, "Doğru zamanda ilaç tedavisine başlanılması hastalıkta çok önemlidir. HIV pozitifler düzenli ilaç kullanarak AIDS evresine gelmeden sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürebilmekteler. Tanının geç konulması durumunda da hasta ilaç tedavisi yapılabilmektedir” dedi.

Şimşek, özetle şunları kaydetti: “AIDS ile yaşayan bir hastaya dokunarak, öpüşerek veya yanında bulunarak hastalığı kapmak mümkün değildir. Ayrıca AIDS evcil hayvanlardan, tuvaletlerden, yüzme havuzlarından, tabak ya da bardaklardan bulaşıcı özellik göstermez. Bu nedenle insanların bu konularda korkutulması ya da yersiz bir kaygıya neden olması çok yanlıştır. AIDS’in ana bulaşma yolu seksüel birleşme, uyuşturucu kullanıcılarının enjektörlerini paylaşması ve çok da az olsa kan transferidir. Ne yazık ki, AIDS hastalığına yakalanmış hamile bir kadının daha doğmamış bebeği de bu hastalığa yakalanmış demektir. AIDS’in yaygınlaşmasını önlemek adına hastaların düzenli olarak Sağlık Bakanlığı’nın ücretsiz olarak düzenlediği testleri yaptırmaları gerekir. Sağlık Bakanlığı tarafından eylül ayında açıklanması planlanan ücretsiz AIDS Danışma Merkezleri'ni de kamuoyuna duyuracağız.”

HIV/AIDS’in belirtilerinden bazıları;


- Fiziksel ve zihinsel aktiviteleri etkileyen, sebebi açıklanamayan aşırı bir yorgunluk,

- Zayıflama yada diyet gibi herhangi bir aktivite söz konusu olmadan iki aydan kısa bir sürede 7-10 kilo kaybı,

- Birkaç haftanın sonunda ateşin açıklanamayacak bir şekilde 39 derecenin üstüne çıkması,

- Uyku sırasında kişinin üstünü sırılsıklam edecek derecede terleme

- Sebebi bilinmeyen bir şekilde vücuttaki salgı bezlerinin kabarması

- Israrla devam eden ishal

- Herhangi bir solunum enfeksiyonuyla meydana gelen ve çok uzun süren kuru öksürük,

- Deri üstünde ya da altında oluşan kat kat, yada yükselen bir şekilde leke ve şişliklerin meydana gelmesi.



AIDS’den korunmanın 3 temel yolu:


-Korunaklı ilişki (Kondom, prezervatif kullanmak),

-Kan ve kan ürünlerinin kullanımında dikkatli olmak

-HIV ile yaşayan anne adaylarının hamilelik öncesi ve sonrasında tedavi görmesi. 

7/01/2011

hepatit c ve aids hastalığını ortadan kaldıracak iki yeni ilaç türk bilim adamlarından

    7/01/2011 08:26:00 ÖS   Yorum yok

ABD'nin Pensilvanya eyaletindeki Merck Araştırma Laboratuvarında görevli Dr. Ercem Atillasoy ve Dr. Dalya Güriş, kronik Hepatit-C'ye yönelik ilacın dirençli hastalarda bile tam tedavi sağladığını, HIV ilacının ise AIDS'i kronik bir hastalığa dönüştürerek hastaların yaşam süresini 20-25 yıl artırabildiğini bildirdiler.

 iki yeni ilaç

Merck Araştırma Laboratuvarı'nda Global Ruhsatlandırma İşlerinden Sorumlu Yetkili Müdür ve Aşılardan Sorumlu Tedavi Alanı Lideri olarak görev yapan Dr. Ercem Atillasoy, ABD'de FDA'dan ruhsat alan, Avrupa'da ise yakında ruhsatlandırılması beklenen kronik Hepatit C'ye karşı geliştirilen ilaçla ilgili bilgiler verdi.

''Proteaz inhibitörü'' denilen ilacın, çok yönlü görev yapan protein yapının parçalanmasına engel olarak, virüs parçacıklarının gelişmesini engelleyen bir özelliğe sahip olduğunu ifade eden Atillasoy, tedavide, virüsün çoğalmasını engelleyen enzimin yok edilmesinin hedeflendiğini bildirdi.

İlaç Ağızdan Alınıyor
Şimdiye kadarki Hepatit-C ilaçlarının enjekte edilen nitelikte olduğunu, bu ilacın ise ağızdan alındığını belirten Atillasoy, şu bilgileri aktardı:

''Tedavide bugüne kadar daha çok antiviral ilaçlar veriliyordu, yani Hepatit-C'ye yönelik spesifik ilaçlar yoktu. Bu ilaç ise doğrudan bu hastalığı ortadan kaldırmaya yönelik. Yeni ilaçla artık tedavide etkinlik artacak, süreç ise kısalacak. Tam bir tedaviden söz etmek mümkün. Hepatit-C'ye karşı tıpkı kanserdeki gibi kombine tedavi ön plana çıkıyor. Bu ilaç için de aynı şeyi söylemek mümkün. Yeni ilaç, kronik Hepatit-C'ye yönelik bugüne kadar kullanılan tedavilere eklenerek başarıyı 2-3 kat artırıyor. Diğer ilaçlar üzerinde de çalışmalar sürüyor. Belki yakında tüm ilaçların ağızdan alınması mümkün olacak.''

Karaciğer Nakline Gerek Kalmayacak

Hastalara yaşam şansı tanıyan bu ilaçla karaciğer nakline ihtiyacın da ortadan kalkacağını bildiren Atillasoy, ''İlaç, daha önce hiç tedavi görmeyen ya da tedavisi başarısız olan, siroz gibi karaciğer hastalığı gelişen yetişkin hastalarda son derece etkili. Bu Hepatit-C tedavisinde bir dönüm noktası'' diye konuştu.

İlacın onaylanmasının, tıpta uluslararası alanda son 10 yıl içinde kronik Hepatit-C tedavisindeki en büyük gelişme olduğuna işaret eden Atillasoy, şunları söyledi:

''Mevcut standart tedavilerle karşılaştırıldığında, bu ilaç bir hastanın tespit edilemeyen virüs seviyeleri elde etme şansını büyük oranda artırıyor. Yan etkisi oldukça düşük bu yeni nesil ilaç, birçok hasta için toplam tedavi süresini de kısaltıyor. Amerikan İlaç ve Gıda Kurumu (FDA) uzmanları, ilaçla Hepatit-C tedavisinde yeni bir dönemin başladığını ifade ettiler.''

HIV Artık Kronik Bir Hastalık Olacak

Dr. Ercem Atillasoy, laboratuvarda, AIDS'e neden olan HIV'e karşı geliştirilen ilaçla da hastalığın artık ölümcül olmaktan çıkarılıp kronik hale getirildiğini söyledi.

ABD'de ve Avrupa'da onay alan ilacın, hastalığa yol açan virüsün, hücrenin DNA'sına girme sürecini engelleyen ''integraz inhibitörü'' türden bir ilaç olduğunu anlatan Atillasoy, bu yeni sınıf ilaçla tedavide yanıt alınamayan hastalarda bile olumlu sonuçlara ulaşıldığını ve ''umut'' olduğunu söyledi.

Tam bir tedavi sağlamayan bu ilacın ömür boyu kullanılmasının zorunlu olduğunu ifade eden Atillasoy, ''Hastaların yaşam süresini 20-25 yıl uzatan bir tedavi söz konusu. AIDS önceden hastalar için bir ölüm cezası gibiydi, oysa artık uzun bir yaşam söz konusu olabilecek. İlaç ayrıca iyi tolere edilebiliyor'' dedi.

Diğer ilaçlarla da kombine edilen bu yeni ilacın günde iki kez alınmasının yeterli olduğunu belirten Atillasoy, ''Bu tedaviyle HIV'in kontrol altına alınabildiği hasta oranı yükseldi'' diye konuştu.

Türkiye'de Kullanılması Zaman Alabilir
Dr. Ercem Atillasoy, Türkiye'deki ilaç ruhsatlandırma sürecinin ABD ve Avrupa'dan daha uzun sürdüğünü, bu nedenle her iki ilacın Türkiye'de kullanılması ve geri ödemeye alınmasının zaman alabileceğini bildirdi.

Kas Kanseri Aşısı Yolda
Merck Araştırma Laboratuvarı Aşı Klinik Araştırma Direktörü Dr. Dalya Güriş de, laboratuvarda bu iki ilacın geliştirilmesinin yanında, kas kanserine karşı aşı üzerindeki çalışmaların da sürdüğünü bildirdi.

FDA onayının ardından, aşının 1-2 yıl içinde kullanıma sunulmasının beklendiğini belirten Güriş, aynı laboratuvarda geliştirilen, ''Rahim Ağzı Kanseri Aşısı'' olarak bilinen HPV aşısının artık anal kanserlere karşı da ruhsat aldığını söyledi.

Dr. Dalya Güriş, HIV'e karşı aşı çalışmalarının bir süre önce başarısızlıkla sonuçlandığını, ancak ''ümitsizliğe kapılmadıklarını'', araştırmalarının devam ettiğini sözlerine ekledi. 

6/04/2011

30 yılda 33 milyon kişiyi öldüren bulaşıcı aids hastalığının sonu geliyor

    6/04/2011 05:36:00 ÖS   Yorum yok
aids hastalığının sonu

AIDS’e hala çare bulunamasa da, tıptaki son gelişmeler, “AIDS’in sonunu müdjdeliyor”. Birleşmiş Miller Örgütü önceki gün dünyada son on yıl içinde yeni AIDS vakalarının yüzde 25 oranında düştüğünü açıkladı. 


Rapora göre, sadece 2009 yılında 2,6 milyon kişinin AIDS virüsü HIV kaptı, 2010 yılının sonunda 34 milyondan fazla kişi HIV virüsüyle yaşıyor.


‘Sonuca kadar devam’

Reuters ajansı da, özel haberinde, Almanya’da yaşayan Timothy Ray Brown’ın “AIDS’in sonunu müjdeliyor olabileceğini” bildirdi. Timothy Ray Brown, özel bir kemik iliği nakliyle geçen sene AIDS’ten kurtulan ilk kişi olarak tarihe geçmişti. Aynı zamanda lösemi hastası, “Berlin hastası” olarak kayıtlara geçen Brown, HIV’e doğal direnç kazandıran gen mutasyonuna sahip donör sayesinde kurtulmuştu. AIDS’e neden olan HI virüsünü bulduğu çalışmayla 2008 yılında Nobel Tıp Ödülü’nü kazanan Fransız bilim insanı Francoise Barre Sinoussi, “AIDS’in tedavisini bulma ihtiyacı artık daha acil oldu. Bulana kadar araştırmalarımıza devam etmek zorundayız” dedi.
hürriyet planet

3/18/2011

verem ile aids hastalığı arasındaki etkileşimi azaltmak için test yapılacak

    3/18/2011 08:55:00 ÖS   Yorum yok
etkileşimi azaltmak için

Sağlık Bakanlığı, tüberküloz (verem) hastalığının tedavisinde son yıllarda karşılaşılan sorunların başında gelen HIV taşıyıcılığının saptanması ve bu hastalar için en uygun tedavi yönteminin belirlenerek iki hastalık arasındaki etkileşimin en aza indirgenmesi amacıyla verem hastalarına AIDS testi yapılmasına karar verdi.


Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Nihat Tosun, tüberkülozlu hastalara HIV testi yapılmasına ilişkin genelgeyi il sağlık müdürlüklerine gönderdi. Genelgede, bakanlıkça oluşturulan ''Laboratuvar Hizmetleri Danışma Kurulu''nun, tüberküloz tanısı konulan hastalara HIV taşıyıp taşımadıklarının saptanması amacıyla, HIV tanı testi yapılması hususunda tavsiye kararı aldığı bildirildi.

Tüberküloz hastalığında son zamanlarda direnç sorunu, artan ilaç sayısı nedeniyle tedaviye uyumun güçleşmesi ve HIV-tüberküloz etkileşimi gibi problemlerle karşılaşıldığı belirtilen genelgede, bu doğrultuda tüberküloz-HIV etkileşiminin önlenmesi için HIV ile enfekte olguların erken saptanmasının büyük önem taşıdığı bildirildi. Genelgede, bu uygulamayla verem hastalarında tüberküloz-HIV birlikteliğinin olup olmadığı belirlenerek hasta için en uygun tedavi rejiminin belirlenmesi ve her iki hastalık arasındaki etkileşimin en aza indirgenmesini sağlayacağı kaydedildi.

Bu çerçevede tüm sağlık kuruluşlarında tüberküloz tanısı alan hastalara, ilgili hekim tarafından bilgilendirme yapıldıktan sonra, onay alınarak HIV-ELISA (AIDS testi) yapılması kararı alındı.
Test sonucunda hastaların test sonuçları il sağlık müdürlükleri ve verem savaş dispanserine bildirilecek. Tetkikler hastanın etik ve kanuni haklarına, hastanın mahremiyetine en üst düzeyde özen gösterilerek, gizlilik ilkelerine uygun şekilde çalışılacak.

ELISA testi sonucunda HIV pozitiflik saptanması halinde hastaya ikinci kez test uygulanacak. 


İkinci test de pozitif çıkarsa tanının kesinleştirilmesi için doğrulama testleri yapılacak. Pozitif olarak doğrulanan sonuçlar hasta mahremiyetine özen gösterilerek il sağlık müdürlüğü bulaşıcı hastalıklar şubesine bildirilecek. AIDS tanısı konulan hasta daha sonra bilgilendirilerek, ileri danışmanlık hizmeti alması, tetkik ve tedavilerinin yapılması için enfeksiyon hastalıkları uzmanı olan bir merkeze sevk edilecek.
cumhuriyet portal

2/04/2011

hastanın kendisinden alınan hücrelerle yapılan aids aşısı başarılı oldu

    2/04/2011 03:54:00 ÖS   Yorum yok
aids aşısı başarılı

İspanya’da AIDS hastalığı tedavisinde çığır açan bir aşı geliştirildi.


Barcelona Hastanesi araştırmacıları vücudun bağışıklık sistemini AIDS’e yol açan HIV’le mücadele edebilecek şekilde “yeniden eğiten” aşıyla hastalarda virüs seviyesini düşürmeyi başardı. Klinik denemelere katılan 24 hastaya yeni aşı tedavisi uygulandı.

Hastaların çoğunda 6 ay sonra yapılan incelemede virüs oranının önemli oranda düştüğü gözlendi. 


Bugüne kadar denenen hiçbir AIDS aşısının bu oranda bir iyileşme sağlamadığı vurgulandı. Aşının en büyük yeniliği “kişiye göre tedavi” özelliğine sahip olması. Her bir hastanın kendi vücudunda alınan “dentrik hücreler”den yapılıyor. Bağışıklık sisteminde kilit rol oynayan bu hücreler hastadan alınıyor. Bu hücreler yine hastadan alınan HIV numunelerine saldıracak şekilde “yeniden eğitiliyor”. Bu “eğitilen” hücreler iki hafta arayla üç aşamada hastaya aşılanıyor.
hürriyet dünya
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .