-->
Alzheimer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Alzheimer etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12/05/2013

Yakın gelecekte Bunama Hastalarının sayısı üç katına çıkacak

    12/05/2013 04:25:00 ÖS   Yorum yok
Yakın gelecekte Bunama Hastalarının sayısı üç katına çıkacak
Alzheimer Disease International adlı yardım örgütüne göre şu anda dünyada 44 milyon demans hastası var ve bu rakam 2050'ye kadar 135 milyona çıkacak.

Rakamlar, gelecek hafta İngiltere'nin başkenti Londra'da yapılacak "G8 Demans Araştırma Zirvesi" öncesinde yayımlandı.

İngiltere'de bunama araştırmaları için ayrılan kaynak, kanser araştırmaları için ayrılan paranın sekizde biri kadar. Yardım örgütleri bunun yetersiz olduğunu söylüyor.

Örgüt insanların daha uzun yaşamaya başlamasının özellikle Güney Doğu Asya ve Afrika'daki yoksul ve orta sınıf ülkelerde vaka sayısında hızlı bir artış yaşanmasına neden olacağını vurguladı.
'Bunama salgını'

Halihazırda demans hastalarının yüzde 38'i zengin ülkelerde. Ancak 2050'ye kadar dengenin değişmesi bekleniyor.

Örgüte göre, bu tarihte demans hastalarının yüzde 71'i yoksul ve orta gelirli ülkelerde olacak.

Raporda dünya genelinde yönetimlerin çoğunun demans "salgını" karşısında hazırlıksız olduğu belirtiliyor.

Alzheimer Disease International Başkanı Marc Wortmann, "Bu küresel bir salgın ve giderek büyüyor. Geleceğe baktığımızda yaşlı insanların sayısının ciddi oranda arttığını göreceğiz" dedi.(BBC Türkçe)

1/19/2012

antidepresan ilaçları kullanan yaşlılarda düşme olayları artıyor

    1/19/2012 06:46:00 ÖS   Yorum yok

Bakımevlerinde antidepresan tedavisi uygulanan ve bunama geçiren yaşlıların düşmeye daha çok eğilimli oldukları bildirildi.

yaşlılarda düşme olayları

British Journal of Clinical Pharmacology adlı dergide yayımlanan makalede, bunama geçiren yaşlıların depresyona da yakalandıkları ve kendilerine sıklıkla SSRI grubu altında toplanan serotonin arttırıcı ilaçlar verildiği kaydedildi.

Makalede, bu yaşlılarda düşme olaylarına üç kat daha fazla rastlandığı belirtildi.


Alzheimer Derneği, depresyon geçiren bunama hastalarına, başka tedaviler uygulanabilmesi için daha fazla araştırma yapılmasını istedi.

Eski tür antidepresan kullanımında düşme olasılıklarının arttığı öteden beri biliniyor. Bu tip ilaçlar baş dönmesi ve sendeleme gibi yan etkiler yaratbiliyor.

SSRI türü ilaçların bu sorunu azaltacabileceği tahmin ediliyordu ancak Hollanda'nın Roterdam kentindeki Erasmus Üniversitesi'nde yapılan araştırma beklentilerin aksinde sonuçları ortaya koydu.

Araştırma ekibinde yer alan doktor Carolyn Sterke, iki yıl süresince söz konusu ilaçları hergün kullanan hastaların 248 kez düştüğünü belirtti.

Yaş ortalaması 82 olan hastalardan 152'sinin 683 düşme vakası yaşadığı tespit edildi.


Düşmelerin 220'sinde kemik kırılması gibi ciddi hasarlar yaşanırken, bir hasta düşme sonrası hayatını kaybetti.

SSRI ilaçlarını kullanan hastaların ise üç kat daha fazla düşme vakası yaşadıkları ortaya çıktı. 

11/26/2011

cep telefonu'nun beyne yaymış olduğu dalgalara karşı faydalı ginkgo (mabed) ağacı hakkında

    11/26/2011 09:41:00 ÖS   1 yorum

Ginkgo Biloba (Mabet Ağacı)(Çince ve Japonca 銀杏), günümüzde varlığını sürdüren hiçbir yakın türü veya benzeri bulunmayan, tamamıyla kendine özgü bir ağaçtır.

ginkgo (mabed) ağacı

Botanikçilerce, bitkiler (Plantea) alemi içindeki ayrı bir bölümde (Ginkgophyta) değerlendirilir. Bu bölümün içinde tek bir sınıf (Ginkgoopsida), sınıfın içinde tek bir takım (Ginkgoales), takımın içinde tek bir familya (Ginkgoaceae), familyanın içinde de tek bir cins olarak Ginkgo ve bu cinste de tek tür olarak Ginkgo biloba bulunmaktadır. Geçmişte Spermatophyta veya Pinophyta bölümlerine yerleştirilmişse de bugün yukarıda belirtilen tanımların daha uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Bilinen yaşayan fosil türlerinin en iyi örneklerinden biridir. Ginkgo biloba, açık tohumlular (gymnospermae) olarak anılan, başka bir deyişle tohumları bir meyve tarafından koruma altında olmayan bir ağaç türüdür (açık tohumluların tersi: kapalı tohumlular (angiospermae)).

Uzun süre, yabani ginkgo soyunun tükenmiş olduğu düşünülmüşse de, bugün Doğu Çin'deki Zhejiang eyaletindeki Tian Mu Shan milli parkında en az iki küçük alanda yabani ortamda da yetişmekte olduğu anlaşılmıştır. Ancak bu bölgenin bin yılı aşkın süredir insanlarca iskan edilmiş olduğu göz önüne alındığında, buralardaki ginkgoların ne derece yabani, ve ne derece bölge halkınca terbiye edilmiş türler olduğu tartışmaya açıktır.

Ginkgo yapraklarının özü flavonoid glükozidleri içermektedir ve ginkgolidler (Ginkgo özü bazlı ürünler) eczacılıkta giderek daha yaygın şekilde kullanılmaktadır. Mevcut bilimsel araştırmalar Alzaimer(Hafıza Kaybı, Unutkanlık) rahatsızlıklarında, hafıza güçlendirmede, başdönmesini önlemede ve zihinsel konstantrasyon arttırmada gingko özünün mutlak yararları bulunduğuna işaret etmekte olup, olası diğer faydalarına ilişkin çalışmalar sürmektedir.

Fareler üzerinde yapılan yeni bir araştırma Cep telefonlarının beyine yaymış olduğu dalgalara karşı Ginkgo Biloba'nın faydası olduğu deneyler sonucu ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda Hiroşima ve Nagasaki'de bile ayakta kalmıştır.

Ginkgo enerji içeceklerine sıklıkla katılmakta ise de, maliyeti nedeniyle içeceklerde kullanılan oran çok düşük kalmakta, dikkate değer bir etki yaratmamaktadır. Enerji içecekleri etiketlerinde bazen anılan ginkgo bağlantılı yararlar, genellikle plasebo etkisinden ibarettir.

İleri yaşlardaki insanların kullanması tavsiye edilir.

kan dolaşımı bozukları
Ginkgonun kan dolaşımı bozukları veya aspirin gibi pıhtılaşmayı yavaşlatıcı özellikleri olan ilaçları yüksek dozlarda alan kimselerde bazı istenmeyen etkileri görülebilmektedir. Ayrıca monoamine oxidaz engelleyici (MAOI) antidepresan lar alan kişilerce veya hamile kadınlarca kullanılması salık verilmemektedir. Yan etkiler kanama artışı, gastroentestinal rahatsızlıklar, mide bulantısı, ishal, başağrısı ve huzursuzluk şeklinde kendini gösterebilmektedir. Bu tür yan etkilerin görülmesi halinde, ginkgo kullanan kişi aldığı dozları (günde 40 ila 240 mg.) hemen azaltmalıdır. Yan etkilerin sürmesi halinde ginkgo kullanımı durdurulmalıdır.

Ginkgo biloba yapraklarından üretilen (ekstre olmayan) kapsül veya tablet formlar için günlük kullanım dozu arttırılabilir. Burada kullanılan Ginkgo biloba kapsül veya tabletin içinde bulunacak olan;

1. Eksre (İlaç Amaçlı) mı ?
2. Ekstre (Gıda Amaçlı) mı ?
3. Yaprak (Gıda Amaçlı) mı ? çok büyük önem teşkil eder.

İstanbul'da mabet ağacı örneklerine rastlamak mümkündür. 


Ihlamur Kasrı girişinde bulunan mabet ağacı 1855 yılında dikilmiştir. İ.Ü. Orman Fakültesi, Bahçeköy Orman İşletmesi Bahçesi ile Atatürk Arboretumu'nda güzel gelişmiş dişi ve erkek Mabet Ağaçları vardır. Baltalimanı'nda, İstanbul Üniversitesi Sosyal Tesisleri'nin bulunduğu bahçede geniş bir çapa ve boya ulaşmış mabet ağaçları bulunur. Ayrıca İstanbul Üniversitesi Botanik Bahçesi'nde iyi gelişmiş ve mükemmel formda dört adet örneği de mevcuttur. Buradaki ağaçlardan verimli tohumlar alınıp kısıtlı miktarda da olsa üretim de yapılmaktadır. Kanlıca'da Sabancı yalısının bahçesinde ve Büyükdere'de Rus elçiliği korusunda mabet ağacı bulunmaktadır. İstanbul'da bu ağacın görülebileceği yerler arasında Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi'de vardır.

Trabzon'da ise K.T.U Orman Fakültesi önünde bulunmaktadır.

Ankara'da Kore Bahçesi'nde oldukça erişkin bir örneği görülebileceği gibi; Meclis yanındaki Egemenlik Parkı'nda da bir erkek ve bir dişi mabet ağacı bulunmaktadır. Ayrıca Ege Üniversitesi'nin botanik bahçesinde de mabet ağacı bulunmaktadır.

Manisa uluparta bir erkek bir dişi ağaç bulunmaktadır. İzmir Bornova Büyük parkın karşısında 7-8 tane bulunmaktadır. Balıkesir de şehir içinde Savaştepe yol ayrımından önce refuj bitkisi olarak oldukca çok sıra halinde dikilmiş olarakta vardır.

Ayrıca Yalova Çiftlik köyde tıbbi bitki üretim amaçlı kurulumuş küçük bir bahçede mevcuttur.

9/21/2011

foldit adlı bilgisayar oyunu aids tedavisinde kullanılacak enzimin sırrını çözdü

    9/21/2011 08:39:00 ÖS   Yorum yok

Foldit (Kıvır şunu) adlı oyunda, katılımcılar dijital molekülleri rasgele şekilde kıvırıp bükerek yeni protein şekilleri yaratıyor.


Bu şekilde geniş bir kitle mümkün olabilecek tüm olasılıkları deniyor.

aids tedavisinde kullanılacak
Oyun meraklılarına sunulan model M-PMV adlı bir retroviral enzime aitti. Bu enzim, HIV benzeri virüslere karşı mücadele edecek ilaçlar geliştirilebilmesi için önemli bir silah olarak görülüyor.

Bilimadamları uzun zamandır proteinin karmaşık yapısını anlayabilmeye çalışıyordu.

Uzmanların 10 yıldır üzerinde çalıştığı bu bulmacayı oyun meraklılarının çözmesi bir kaç gün aldı.


Bir moleküler biyoloji dergisinde (Nature Structural and Molecular Biology) yer alan araştırmaya göre, elde edilen sonuç AIDS'e karşı kullanılabilecek ilaçlar geliştirilmesi için faydalı olabilir.
Hedef yeni yapılar bulmak

Oluşturulan oyunda, meraklıların bazı basit kuralları gözeterek enzimin üç boyutlu bir resmini ekranlarında çevirip döndürmesi ve kıvırması, bu şekilde enzimi en az enerjiyle faaliyet gösterebilecek duruma getirmesi isteniyordu.
bir yazılımı indirince
Bu oyun için katılımcının proteinler, biyokimya ya da biyoloji konusunda hiç bir bilgi sahibi olması gerekmiyordu.

Tek istenen bir bilgisayar, internet bağlantısı ve biraz zaman.

Oyuncu, sistemi kullanmak için ufak bir yazılımı indirince, başka oyuncularla da yarış içine giriyor.


Amaç, bütünüyle yeni bir protein yaratmak ya da belirli bir yapıya ulaşmanın yolunu tahmin etmek.
Protein

Bu başarıldığında biyokimyacılar devreye giriyor.

2008 yılında Washington Üniversitesi bünyesinde Foldit'i yaratan ekipten biyokimya uzmanı Firas Hatib, otomatiğe bağlanan yöntemlerin tıkandığı noktada insan sezgilerinin çıkış yaratabileceği umuduyla yola çıktıklarını söylüyor.

Uzmanlar sonuçtan o kadar memnun ki, oyuna katılan bazı kişilerin adını da çalışmanın yazarları arasına eklediler.

Küçük ve basit bir protein bile, çok sayıda farklı şekilde kıvrılıp bükülebildiğinden, gelişmiş bilgisayarlar için bile pek çok olası yapıdan hangisinin en ideali olduğunu belirlemek güç.

Uzmanlar proteinler pek çok hastalığın parçası olduğundan, tedavinin de parçası olabileceklerini düşünüyorlar.

Son yıllarda uzmanlar sık sık çok yüklü analiz ve işlem gerektiren bazı projeleri internet üzerinde oluşturulan gönüllü gruplara açarak onların katkılarıyla süreci hızlandırma yoluna gidiyor.

Foldit'in tasarım ekibi lideri Seth Cooper, bu gibi oyunların "bilgisayarlarla insanların güçlü yanlarını birleştirdiğini söylüyor."

Dr. Cooper, "İnsanlar uzamsal mantık yürütebiliyor; bu bilgisayarların henüz fazla parlak olmadığı bir alan" diyor.

Foldit oynayan kişilerin sağladığı bilgiler daha önce de Alzheimer ve kanser araştırmalarına destek verdi.

Ancak makalenin yazarlarına göre, bu vaka bilgisayar oyuncularının uzun süredir gündemdeki bir bilimsel sorunu çözdüğü ilk vaka.

5/02/2011

alzheimer hastalarının bakımı için şişli belediyesi ücretsiz yaşam evi açtı

    5/02/2011 06:44:00 ÖS   Yorum yok
ücretsiz yaşam evi

Şişli Halil Rıfat Paşa Mahallesi Güler Sokak'ta açılan Yaşam Evi, sabah 09.00'tan akşam 17.00'ye arası faaliyet gösterecek.


Alzheimer hastaları bu merkeze giderek, kendileri gibi hasta olan yaşıtlarıyla sosyalleşip keyifli vakit geçirebilecek. Merkezde görevli uzmanlar hastalara, dans, beden eğitimi, müzik gibi etkinlikler hazırlayacak.

Aynı anda 20 kişiyi ağırlayabilecek merkeze bir hasta, haftada en fazla 3 kez gidebilecek. Merkezde hemşire, hasta bakıcı, psikolog, sosyal hizmetli ve diğer görevliler olacak.

Açılışta konuşan dernek başkanı Prof. Dr. Murat Emre, derneği kurdukları günden itibaren alzheimer hastalarının yaşam kalitesini yükseltmeyi amaçladıklarını söyledi.

Emre, Yaşam Evi ile bu amaçlarını gerçekleştireceklerini belirterek, ''Neden gündüz bakım evi? Hasta yakınları özellikle hastalarına bakarken çok zorlanabilirler, kendilerine vakit ayıramayabilirler, fiziksel duygusal olarak yıpranabilirler. Hasta yakınları hastalarını buraya getirerek kendilerine vakit ayırabilir, işlerini yapabilirler'' dedi.


Sarıgül

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül de alzheimer hastalarının sürekli ilgiye muhtaç olduklarını ve hastalığın ilerlemesinin hastaların sosyalleşmesiyle durduğunu kaydetti.

Sarıgül, son yıllarda alzheimer vakalarının arttığına dikkati çekerek, ''Geçmiş yıllarda 60-65 yaşın üzerinde görülen bu hastalık, şu günlerde genç yaşta da görülmeye başladı. Çünkü bu telefonlar, bilgisayarlar, internet ortamları bizim beynimizi alıp başka bir tarafa götürüyor'' diye konuştu.

Yaşam Evi'nin inşasına 200 bin TL para harcandığını ifade eden Sarıgül, ''Buraya 500 bin TL de olsa harcarım. Çünkü bu önemli bir hastalık. Allah kimseyi düşürmesin. Bunu kim bilir biliyor musunuz? Ancak hasta yakınları bilir. Ateş düştüğü yeri yakar'' dedi.

İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun eşi Gül Mutlu da alzheimer hastası yakınlarının artık gözü arkada kalmadan hastalarını bir yere emanet edebileceklerini söyledi.

Açılışa ses sanatçısı Orhan Gencebay da katıldı.
cumhuriyet portal

4/16/2011

iki bardak kırmızı pancar suyu tansiyonu 3 satte düşürüyor 2 gün etkili oluyor

    4/16/2011 07:51:00 ÖS   Yorum yok
tansiyonu satte düşürüyor

Bilimdeki gelişmelere rağmen bazı hastalıklar küresel çapta tehdit olmaya devam ediyor.


Başta kanser olmak üzere Alzheimer, tansiyon, şeker ve kalp hastalıklarıyla ilgili kesin etkili bir tedavi metodu geliştirilemedi.

Ancak tabiat eczanesinden zaman zaman müjde niteliğinde yeni haberler geliyor.

Amerikan Wake Forest Üniversitesi'nden bilim adamları, 70 yaşın üzerindeki 14 deneğe başta kırmızı pancar olmak üzere nitrat yönünden zengin bir diyet uyguladı.

Sonuçlar son derece çarpıcıydı.


Nitratça zengin besinler tüketen deneklerin beyinlerinin ön kısmına kan akışının hızlandığı tespit edildi.

2 su bardağı taze kırmızı pancar suyu içildiğinde, 3 saat içinde tansiyonun düştüğü ve etkinin 2 gün devam ettiği gözlendi.

Pancar suyunun kabızlığı giderici etkisiyle bağırsak kanserine karşı koruyucu olduğu da belirtiliyor.
trt türk

3/05/2011

Alzheimer tedavisinde kullanmak üzere beyin hücreleri üretildi

    3/05/2011 10:14:00 ÖS   Yorum yok
beyin hücreleri üretildi

Yeni teknolojinin, Azheimer hastalığının tedavisinde kullanılacak yeni ilaçlar denenmesi için kullanıma hazır hücreler elde edilmesini sağlayacağı ve hatta hafıza kaybı görülen kişilere nakledilerek bu kişilerin yeniden hafızalarına kavuşmalarına yardımcı olabileceği belirtildi.


Çoğunlukla genetik değişime uğratılmış fareler üzerinde yapılan Alzheimer hastalığı araştırmaları, yeni bulunan hücre elde etme tekniği sayesinde artık insan hücreleri üzerinde yapılabilecek ve araştırmacılara hastalığın insan hücresi üzerindeki etkisini araştırma imkanı verecek.

ABD'nin Chicago kentindeki ''Northwestern University Feinberg School of Medicine'' adlı tıp okulundan Dr. Jack Kessler ile Kessler'in laboratuvarındaki eski bir doktora öğrencisi olan Christopher Bissonnette tarafından yapılan bilimsel araştırma '' Stem Cell'' adlı dergide yayımlandı.

Kessler, dergide, yeni ürettikleri nöronları farelere naklettiklerinde bu hücrelerin normal şekilde fonksiyon gösterdiklerini gözlemlediklerini belirtti. 


Kessler, nöronların nakledildiği farelerde, sinir uyarmalarını sinir hücresinden ileriye uzatmaya yarayan, en önemli ve uzun sinir hücresi uzantısı olan akson ile asetilkolin adı verilen, beynin diğer kesimlerindeki hatıraları geri çağırmaya yarayan kimyasal bir ileticiyi ürettiğini belirlediklerini kaydetti.
Araştırmalarında, sıradan deri hücrelerinin yeniden programlanarak embriyonik kök hücreye benzer hale getirildiği, kısaca ''iPS'' adı verilen pluripotent kök hücrelerinin elde edilmesine benzer bir yaklaşım kullandıklarını belirten Kessler, ürettikleri iPS hücrelerini, Bissonette tarafından geliştirilen bir teknikle beyin hücreleri ve nöronlara dönüştürdüklerini ifade etti.

Kessler, ''iPS'' hücrelerinin, Azheimer hastalığına yakalanmış kişilerden alınabiliyor olmasının araştırmacılara, sağlıklı hücrelerle, hastalıklı hücreler arasındaki farkı daha iyi etüd etme imkanı verdiğini vurguladı. Kessler, ürettikleri nöronların, Alzheimer hastalarından, Alzheimer hastalığıyla bağlantısı bulunmayan sağlıklı kişilerden ve sağlıklı olmalarına karşın bu hastalığa genetik yatkınlıkları bulunan kişilerden alınarak üretilen iPS hücrelerinden elde edilmiş olmasının bu bakımdan önem taşıdığına dikkati çekti.
Kullandıkları teknikle neredeyse sınırsız sayıda nöron hücresi elde etmenin mümkün olduğunu anlatan Kessler, kullanılan teknolojinin henüz tam anlamıyla kullanıma hazır olmadığını, ancak eninde sonunda Alzheimer hastalarına, kendi hafıza hücrelerinin yerini alacak hafıza hücrelerinin nakledilmesinin mümkün olabileceğine işaret etti.

Alzheimer's Association adlı örgütün baş tıp ve bilim yetkilisi William Thies, bilimsel araştırmanın dergide yayımlanmasının ardından elektronik postayla yaptığı açıklamada araştırmanın Alzheimer hastalığıyla mücadele açısından büyük önem taşıdığını belirtti.
Thies yaptığı açıklamada, ''Bu, kesinlikle bizim en çok ihtiyaç duyduğumu birinci derecede öneme sahip bir araştırma. Süphesiz ki Alzheimer hastalarında görülen beyin hücresi ölümlerine neyin neden olduğunu ve neyin önlediğini bilmek gelecekte geliştirilecek Azheimer tedavileri açısından büyük bir öneme sahip'' ifadelerini kullandı.
cumhuriyet portal

2/21/2011

iş ve ev hayatındaki sorunlar unutkanlığa yol açıyor

    2/21/2011 07:23:00 ÖS   Yorum yok
unutkanlığa yol açıyor

İskoç bilimadamları, genç yaşlarda baş gösteren isimleri, eşyalarını koydukları yerleri unutma hastalığıyla mücadele için bir çalışma başlattı.


Öznel bilişsel bozukluk olarak adlandırılan durumun çoğunlukla iş ve ev hayatının sorunları ve yoğunluğundan kaynaklandığı düşünülüyor.

Bilimadamları, bu tür unutkanlığın, daha ileri yaşlarda ortaya çıkan ve ciddi hafıza kaybına yol açan Alzheimer gibi hastalıklarla karıştırılmaması gerektiğini vurguluyor.

Unutkanlık, ilerleyen yaşla birlikte doğal olarak gelen bir sorun olmakla birlikte, genç yaşlarda ortaya çıkan bu tip unutkanlıkta kişilerin isimleri, anahtarların ya da gözlüklerin nereye koyulduğu gibi bilgiler unutuluyor.

Glasgow merkezli araştırmacılar, unutkanlığa yol açan bu durumu, "Meşgul Yaşam Tarzı Sendromu" olarak adlandırıyor.

Genç yaşlardaki unutkanlık, kişinin bilgisayarların yanı sıra akıllı telefonlarla da tüm gün internetten bilgi bombardımanına tutulmasından ve televizyondan izleme alışkanlıklarından kaynaklanıyor.

CPS Research'ten Dr Alan Wade, bu tip unutkanlığı, Alzheimer için kullanılan memantine adlı ilacın geniş kullanıma uygun düşük dozlu bir türü ile tedavi etmeyi umduklarını söylüyor.
bbc türkçe sağlık

2/06/2011

kendiliğinden atan kalp hücresi üreten türk doktoru cem efe

    2/06/2011 06:02:00 ÖS   Yorum yok
türk doktoru cem efe

Doktor Cem Efe, ekibiyle 11 gün içinde fare deri hücrelerinden kendiliğinden atan kalp hücresi elde etmeyi başardı. Daha önce bu süre 30-40 gün sürüyordu. 


Efe ve ekibinin geliştirdiği bu yöntem sayesinde ileride insanlar için kalp, beyin ya da pankreas hücresi elde edilebilir.

ABD’nin San Diego kentinde bulunan Scripps Research Enstitüsü’nde Türk doktor Cem Efe tarafından yapılan araştırma, farelerden alınan sıradan deri hücrelerinin kültür tabaklarında 11 gün zarfında kendiliğinden atan kalp hücreleri haline dönüştürülebileceğini gösterdi.

İlk kez 5 yıl önce üretilmişti


Prof. Dr. Sheng Ding’in laboratuvarında 3 yılda tamamlanan projenin baş araştırmacısı ve yazarı bu ülkede master ve doktora eğitimi yapan Türk Doktor Cem Efe. İlk defa 2006 yılında Japonya’da uzmanlar erişkin fare hücrelerinin yeniden kök hücrelere dönüştürülebildiğini göstermişti ve bu şekilde geliştirilen kök hücrelerden de zahmetli ve uzun bir metodla kalp hücresi elde edilebiliyordu.

Kalp, beyin ve iç organ hücreleri yapılabilecek


Ancak, Doktor Efe’nin geliştirdiği yeni yöntemle kök hücreye dönüştürme basamağı tamamen atlanarak 30-40 gün yerine 11 günde işlevsel kalp hücreleri elde edilebildi. Bundan daha da önemlisi, Ding laboratuvarında Doktor Cem Efe’nin önderliğinde halen yapılmakta olan araştırmalar bu metodla sadece kalp değil, beyin ya da çeşitli iç organ hücrelerinin de yapılabileceğini işaret etmekte.

11 günde atar kalp hücresi üretti

Doktor Efe’nin geliştirdiği yöntem şu şekilde özetleniyor: Japonların geliştirdiği yöntemde yetişkin fare hücrelere dört gen ilave edilerek bunlar pluripotansiyel (iPS), yani başka hücrelere değişme potansiyeli bulunan kök hücre haline getiriliyordu. Ancak bu epey bir süre alıyordu. Yeni yöntemde aynı genleri yetişkin deri fibroblast hücrelerine enjekte ediyor. Birkaç gün sonra ise iPS aşamasına gelmeden genlerin faaliyeti durduruluyor. Biyokimyasal müdahale ile bunların kalp hücresine dönüşmesi sağlanıyor. Bu sayede aşılanan hücrelerin yüzde 90’ı 11 gün sonra kendiliğinden atan kalp hücresi haline geliyor.

Parkinsonda da kullanılabilecek

Bundan sonraki basamağın, aynı yöntemin insan hücrelerine adapte edilmesi olacağını söyleyen Doktor Efe, “Halen üzerinde çalışılan bu adaptasyon, kalp ve sinir sistemi gibi çok sınırlı onarım ve yenilenme kapasitesine sahip insan organlarına hücre transferi yapılabilmesi için şart. Zamanla, kolayca elde edilebilen bir deri örneğinden insanın kendi sağlıklı kalp, beyin ya da pankreas hücrelerini nakil amacıyla üretmek mümkün olabilir” dedi. Bu yöntemden geliştirilebilecek bir tedavi metodunun Alzheimer, Parkinson ve kalp hastalıklarında kullanıbileceği belirtiliyor.

Dr. Cem (Jem) Efe kimdir?

İSTANBUL’da Avusturya Lisesi’ni bitirdikten sonra ABD’de eğitimine devam eden Cem (ABD’de kullandığı isimle ‘Jem’) Efe, lisans eğitimini Iowa Eyaleti’nin Grinnell College’inde, master ve doktorasını ise San Diego’daki University of California’da tamamladı. Scripps Research Enstitüsü’nde bu son araştırmasını tamamlayan Cem Efe, gelecek hafta başı ‘Genomics Institute of the Novartis Research Foundation’da yine araştırmacı olarak yeni işine başlayacak.
hürriyet dünya

1/07/2011

düşünce bozukluğuna önerilen doğal tedavi yeşil çay

    1/07/2011 06:29:00 ÖS   Yorum yok
doğal tedavi yeşil çay

Düşünce bozukluğu olarak da bilinen demans rahatsızlığına karşı en yeni öneri, yeşil çay.


Newcastle Üniversitesi araştırmacıları, yeşil çayın sindirilmesinden sonra midede oluşan kimyasalların, özellikle de Alzheimer’ın gelişmesinin iki ana nedeni olarak bilinen hidrojen peroksit ve beta-amiloyit proteiniyle savaştığını öne sürüyor.

Kanser karşıtı özellikler içeriyor

Aynı kimyasal bileşkenlerin ayrıca, kanser karşıtı özellikler de içerdiği ve tümörlü hücrelerin yayılma hızını hissedilir ölçüde yavaşlattığı iddia edildi.
hürriyet dünya

12/30/2010

doğal besinler ile aklı ve kalbi korumak elinizde

    12/30/2010 06:40:00 ÖS   Yorum yok

Amerikan Beslenme Akademisi yayınladığı dergide vücudu kanser, kalp krizi, Alzheimer ve diyabet gibi ciddi rahatsızlıklara karşı koruyan besinlere yer verdi. Bu besinlerin başında badem geliyor.

aklı ve kalbi korumak


Badem

Her gün, bir çay fincanın yarısını dolduracak miktarda, yani 30 gram badem yemeyi ihmal etmeyin. Omega-3 asitli yağları açısından oldukça zengin bir besin olan badem, kandaki kötü kolesterol (LDL) oranını yüzde 4.4 oranında düşürüyor. Badem böylece damar tıkanıklıklarını önleyerek, dolaşım sisteminin düzenli olarak çalışmasını sağlıyor; kalbi koruyor.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .