-->
çocuk sağlığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
çocuk sağlığı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12/09/2019

Kablosuz modemler çocuklarda dikkat ve uyumluluk sorunu yapıyor

    12/09/2019 09:19:00 ÖS   Yorum yok
çocukları olumsuz etkiliyor

Dikkat etmiyoruz ama wifi ağına yakın olmak çocukları olumsuz etkiliyor işte o sorunlardan en bilinenleri konuşmada gecikme okul başarısında düşüş ve uyum problemleri.



Modeme uzun süre yakın olmak sadece çocukları değil yetişkinleri de olumsuz etkiliyor. Kronik yorgunluklara ve erkeklerde sperm sayısında düşüşe neden olabiliyor.

Kablosuz modemi gece yatarken mutlaka kapatın

İnternet hayatın vazgeçilmezi elbette modem olacak ancak kablosuz modem evin neresine koyulmalı işte modem konulacak yer tavsiyeleri.

Birçok ev sadece kendi wifi ağını değil birçok kablosuz ağı görüyor bu nedenle uzmanlar sadece modemin kullanılacağı zaman açılmasını öneriyor.

Ve akıllı cep telefonları onlar kablosuz modemler kadar etkili olmasa da onları da geceleri kapatmakta fayda var.

10/03/2016

Çocuklarda Mide Gribini önlemek için Neler yapılabilir?

    10/03/2016 09:46:00 ÖS   Yorum yok

Mide Gribini önlemek Çocuklarda Mide Gribi salgını yüzünden Acil Servisler dolup taşıyor Şikayetler aynı Kusma ishal Karın ağrısı salgının adı Mide Gribi Çocuk sağlığı ve Hastalıkları uzmanı Dicle Çelik Çocuklarda Mide Gribi için alınacak önlemleri şöyle sıraladı


8/23/2013

Çocuklarda cep telefonu kullanımı 8 yaşına indi sağlıkları tehlikede

    8/23/2013 10:42:00 ÖS   Yorum yok
tehlike her geçen gün daha da artıyor çocuklarda otizm'den beyin tümörü oluşumuna kadar
Çocuklarda cep telefonu kullanımı 8 yaşına indi sağlıkları tehlikede
Cep telefonu ve tablet bilgisayar kullanımı yaşı düştü tehlike her geçen gün daha da artıyor çocuklarda otizm'den beyin tümörü oluşumuna kadar bir çok hastalığa davetiye çıkartılıyor

anne baba işteyken gözü arkada kalmasın diye kendilerince en güvenli yolu seçiyor çocuğun eline cep telefonu veriyor uzmanlara göre ise bu tehlikelerin en büyüğü tehlike sadece telefonlarda değil müzik çalarlar ve tabletler de küçükler için tehlikeli.

2/05/2013

37 ünlü isim'den 'bebek ve çocuklarda kalp sağlığına dikkat çekmek' için 'Kalbim Seninle' projesi

    2/05/2013 06:23:00 ÖS   Yorum yok

37 ünlü isim, 'bebek ve çocuklarda kalp sağlığına dikkat çekmek' için 'Kalbim Seninle' projesi kapsamında objektif karşısına geçti.

10 çocuğa ücretsiz tedavi imkanı sağlayacak projenin fotoğrafları ilk kez 12-24 Şubat tarihleri arasında Forum İstanbul Alışveriş Merkezi'nde sergilenecek.

10/18/2012

uzmanlardan uyarı çocuklarınıza 18 yaşından önce sakın diyet yaptırmayın

    10/18/2012 12:57:00 ÖÖ   Yorum yok



çocuklar ya kendi kendine diyet yapıyor yada evdeki rejim uygulamalarına gönülsüz dahil oluyorlar.

eskiden tabaktaki bitmeden masadan kalkmak yok diyen anneler günümüzde çocukların yemeğini kısıyor hatta onları parka götürür gibi diyetisyen gezdiriyor uzmanlar işte bu noktada aman ha diyor.

4/11/2012

yemek beğenmeyen çocuklar için alternatif öneriler

    4/11/2012 03:31:00 ÖS   Yorum yok

Baştan kabul etmeniz gereken bir gerçek var. Hiç kimsenin çocuğu mükemmel yemek yemez, sizinki de yemeyecek, beslenme kitaplarındaki gibi harika yemek alışkanlıklarına sahip olmayacak.

alternatif öneriler

Aslına bakarsanız olmak zorunda da değil. Bir şeyi yemiyorsa, başka bir yiyecekle onun yerini doldurabilirsiniz. Mesela mı?

Süt içmeyi reddediyorsa…


Süt, çocuğunuza dört ana besin sağlar: Kalsiyum, magnezyum, potasyum ve D vitamini. Bu besinler çocuğunuzun vücudunun, yani kemiklerinin gelişip kuvvetlenmesine yarar.

Çocuklukta yeteri miktarda süt tüketen, yetişkinlikte daha sağlıklı kemiklere sahip olur ve kemikteki mineral oranı içmeyenlere kıyasla daha yüksek bulunur. Üstelik çocuk süt içerek olması gereken kiloya rahatlıkla ulaşabilir.

Telafi edin: Çocuğunuzun kalsiyum ihtiyacını başka yiyecek ve içeceklerle karşılayabilirsiniz. 1-3 yaşındaki çocukların ihtiyacını 4 yemek kaşığı yoğurt, bir dilim yağsız çedar peyniri ve bir bardak portakal suyu ile karşılayabilirsiniz. 4-8 yaşındaki çocuklar ise bir kâse yulaf ezmesi, bir dilim beyaz peynir, 4 kaşık yağsız yoğurt ile günlük kalsiyum ihtiyaçlarını karşılayabilirler. Peynir ve yoğurtta potasyum ile magnezyum bulunuyor. Vücudun kalsiyumu emmesine yarayan D vitamini ise bu yiyeceklerle sağlanamıyor. Balık, yumurta gibi yiyecekler tüketmesi gerekli. Eğer çocuğunuz süt içmeyi tümüyle reddediyorsa, ek olarak D vitamini verebilirsiniz. Doktorunuzla görüşün.


Beyaz ekmekten başka ekmek yemiyorsa…


Tam tahıllı ekmeklerin yüzde 25 daha fazla protein, yüzde 78 daha fazla lif ve yüzde 93 daha fazla E vitamini içerdiğini biliyor muydunuz?

“Ekstra lif çocuğunuzun kabız olmasını engelliyor. Tam tahıllı ekmeğin içeriğindeki protein daha uzun süre tok kalmasını sağlıyor” diyor Minnesota Üniversitesi’nden Prof. Dr. Joanne Slavin.

8-13 yaş arası çocuklarda yapılan araştırmalara göre, tam tahıllı ekmek tüketen çocuklarda astım oranı yüzde 54 azalıyor.

Telafi edin: Çocuğunuz esmer ekmekten hoşlanmıyorsa, günlük tükettiği ekmek miktarının en azından yarısının tam tahıllı olması yetecektir. Eğer hiç yediremiyorsanız, akşam yemeklerinde esmer pirinç, sabah kahvaltılarında tahıl gevreği verebilir; onu “zebra” ile tanıştırabilirsiniz: İnce bir dilim beyaz ekmeğin yanına ince bir dilim esmer ekmek koyun, birkaç sıra böylece devam edin.

Tüm sebzelerden nefret ediyorsa…

Sebzeler, içeriği çok zengin, kalorisi çok fakir yiyeceklerdir. Üstelik A ve C vitamini gibi bağışıklık sistemimiz açısından çok önemli besinler içerirler. Araştırmalara göre, günlük beslenmelerinden kızarmış yiyecekleri çıkaran ve koyu yeşil ile sarı renkte sebzeler yiyen çocukların vücuttaki yağ oranları azalıyor, kas oranları çoğalıyor. Brokoli, havuç, patates gibi yiyecekleri tercih ederek içeriklerindeki potasyum ile çocuğunuzun kemiklerini güçlendirebilirsiniz.

Telafi edin: Çocuğunuzun sevdiği sebzeleri pişirmeye ağırlık verin. Sebze olarak nitelendirdiği şey bir meyve bile olsa itiraz etmeyin. Ayrıca patates, sebze olarak görülmese de içerik açısından oldukça zengindir. Kızartma olmadığı takdirde sık sık patates yemesinde bir sakınca yok.

Baskı yapmadan tüm sebzeleri ona sunun. Rutin bir şekilde tabağına koyun ya da sadece sebze yemeği pişirin. Eğer hiçbir şekilde ağzına götürmüyorsa, sakin kalın. Dip sosların sebze yedirme işini kolaylaştıracağını unutmayın. Yemekten önce, tam da çocuğunuz çok açken düşük yağlı bir sos hazırlayın, dilim dilim kesilmiş ızgara sebzeleri sosa batırıp yemek hoşuna gidebilir. America Penn State Üniversitesi’nin bir araştırmasında 3-5 yaşlarındaki çocuklara hem yemekten önce hem de yemek sırasında havuç servis edilmiş. Tahmin etmek zor olmasa gerek: Çocuklar yemekten önce yemiş, yemek sırasında ağızlarına bile sürmemişler.

Bu çabalarınıza rağmen sebze yediremiyorsanız, eksiklerini meyvelerle gidermeye çalışın. Ispanak kadar mango ve kayısı da iyi birer A vitamini kaynağıdır mesela. C vitamini açısından zengin brokoli ve bezelyenin yüzüne bakmıyorsa, siz de şansınızı çilek ve ananasla deneyin.

Her şeye ketçap sıkıyorsa…

Ketçap hem tuzlu hem de şekerli bir yiyecek. Bir yemek kaşığı ketçap, bir tatlı kaşığı şeker ile bir avuç cips kadar potasyum içeriyor. Zararı boyundan büyük olsa da, birçok çocuğa bazı gıdaları yedirmekte yardımcı.

Telafi edin: İsim veremesek de bazı ketçap markaları tuz ve sodyum içermiyor. Bırakın istediği her yiyeceğin üzerine sıksın. Eğer sebze, balık ya da diğer yararlı yiyecekleri yemesini sağlıyorsa, inanın o yiyeceklerden alacağı besinler ketçabın zararlarından çok daha fazla. Ama sade yiyebileceği yemeklerin üstüne sıkmaması konusunda ısrarcı olun. Sadece tadını sevmediklerinde kullansın. Tadı keskin ve yenmesi zor sebzeler için ketçap yerine akça ağacı şurubu da kullanabilirsiniz.

1/19/2012

gıdaların bozulmasını önlemek için konulan katkı maddeleri bir çok hastalığa davetiye çıkarıyor

    1/19/2012 08:14:00 ÖS   Yorum yok

gıdaların bozulmasını önlemek için konulan katkı maddeleri bir çok hastalığa davetiye çıkarıyor

hastalığa davetiye çıkarıyor

uzmanlar anneannelerimizin beslenme tarzına dönelim diyor uzun ömürlü yiyeceklerde büyük tehlike yiyip içtiklerimiz hasta ediyor uzmanlara göre raf ömrü uzasın diye sorumsuzca konulan katkı maddeleri boyalar hastalığa davetiye çıkarıyor üç ay beş ay dayanabilen gıdalar salam,sosis,peynir,yoğurt tatlandırıcılar hatta ekmek bile hepsi birer tehlike erken doğum düşük bu gıdalar yüzünden özellikle çocukların hayatı tehlikede avrupa birliği zararlı katkı maddelerini kodlandırıyor bisküvi gofret ve cipslerde kullanılan e223 astımlı hastalarda atağa ketçap ve soslarda kullanılan e210 deri döküntüsü ve migrene hazır çorba et ürünleri ve çerezlerde kullanılan e621 baş dönmesi ve çarpıntıya neden oluyor karamelde kullanılan e150 ise düşük bebek ağırlığı nedeni

1/15/2012

sağlıklı yaşam için vazgeçilmez olan limonu ne kadar tüketiyoruz?

    1/15/2012 02:14:00 ÖS   Yorum yok

Mersin Turunçgil Üreticileri Birliği (MERTUB) verilerinden derlenen bilgiye göre, Türkiye genelinde yıllık 1 milyon 100 bin ton civarında gerçekleşen limon üretiminin yüzde 60'ını Mersin karşılarken, diğer bölümünü ise Adana, Hatay, Antalya ve İzmir yöreleri üretiyor.

limonu ne kadar tüketiyoruz

Yıllık üretimin 450 bin tonunu dış pazarda değerlendiren sektör, yaklaşık 650 bin tonunu ise iç pazarda tüketiciyle buluşturuyor. Her limonun ortalama olarak 100 gram olduğunu belirtilirken, 650 bin tonluk iç tüketim ile yaklaşık 6,5 milyar adet limon doğrudan ya da çeşitli ürünlerin içerisinde tüketiciye ulaşıyor. Limonda kişi başına yaklaşık yıllık tüketim ise 88 adet olarak gerçekleşiyor.



Tüketim teşvik edilmeli


MERTUB Başkanı Ahmet Dursen Şahin, geçen yıl 450 bin ton civarındaki limon ihracatının, bu yıl 500 bin tona ulaşmasının beklendiğini söyledi. Bu yüzden sevinçli olduklarını ifade eden Şahin, ancak, üreticinin limonu kilosu 50 kuruştan satması nedeniyle sıkıntılı olduklarını ve maliyetleri karşılamakta zorlandıklarını vurguladı.

İç piyasaya sunulan limonun birçok alanda değerlendirilebildiğini anlatan Şahin, ''Buna rağmen iç piyasadaki tüketim halen yetersiz. Çünkü limon C vitamini başta olmak üzere A ve B vitaminleri açısından çok zengin. Her derde deva olan limonu, özellikle kış aylarında sofradan eksik etmemek gerekiyor. Başta çocukların sağlığı için, herkes birbirini limon tüketimine teşvik etmeli. Bu noktada özellikle velilerin daha hassas olmasını istiyoruz'' dedi.

Şahin, Türkiye'nin çoğu Avrupa ülkesine göre daha az limon tükettiğine dikkati çekerek, ''Ülkelerin limon tüketimine ilişkin elimizde sağlıklı bir veri yok. Ancak, gözlemlediğimizde, Türkiye sanayisinde kullanılan limon, İspanya'dakinin beşte biri. Bu noktada devletin de tüketimi artırıcı bazı teşvikler gerçekleştirmesi gerekir. Çünkü sağlıklı yaşam için vazgeçilmez olan limonun fazla tüketilmesiyle, sağlık harcamalarında da tasarruf sağlanabilir'' diye konuştu.

6/27/2011

çocukları yaz hastalıklarından korumak için ne yapılabilir? öneriler nedir?

    6/27/2011 11:52:00 ÖS   Yorum yok

Memorial Ataşehir Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Gökçe Günbey Eleman, çocuklarda yaz mevsiminde görülen sağlık problemleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

ne yapılabilir öneriler
Sıcak hava isiliğe zemin hazırlayabilir

Kaşıntılı, deriden hafif kabarık ve pembemsi deri döküntüsü ile karakterizedir. Ter bezlerinin tıkanması sonucu oluşur. Sıcak ve nemli hava döküntülerin artmasına yol açar. Kaşıntı sonucunda deride tahribat oluşursa enfeksiyonda tabloya eklenebilir. Önlemek için sık banyo yapılması, pamuklu giysiler giyilmesi ve derinin mümkün olduğunca hava alması gereklidir

Pişik çocuğunuzun gününü zehir edebilir


Pişik, bebeklerde en sık görülen deri hastalıklarından birisidir. Bezin temas ettiği kalça ve uyluk bölgesinde kırmızı renkte, kabarık lezyonlar şeklinde görülür. Pişikler, bebeğiniz bez kullandığı dönem boyunca tekrarlayabilir, yazın sıcak ve nemin etkisi ile görülme sıklığı artabilir.


Pişiklerin önlenmesi

• Bebeğinizin bezini sık sık değiştirin
• Bez değiştirme sonrası mümkünse altını ılık suyla durulayın, özellikle bebeğinizin cildinin hassas olduğu ilk aylarda ıslak mendilleri alt temizliğinde kullanmayınız. Daha sonraki aylarda ise alkol ve parfüm içermeyenlerini tercih edin.
• Temiz bir havlu ile nazikçe kurulayın ve bebeğinizin altını havalandırın. Böylece cildin kuruması daha çabuk olacaktır.
• Bezi çok fazla sıkmayın ve cildinin hava aldığından emin olun.
• Her bez değişimi sonrası çinko oksit içeren pişik koruyucu kremleri kullanmanız pişiklerin önlenmesinde faydalı olacaktır.


Yaz ishali tehlikeli olabilir


Yazın ishale yol açan nedenlerin başında enfeksiyonlar gelmektedir. Yazın ishal yapan mikroplar; virüsler, bakteriler ve parazitlerdir. Bu mikropların bir kısmı yaz-kış ishal yapabilmekte iken, bir kısmı kış aylarını bir kısmı ise yaz aylarını tercih etmektedirler. İshaller en sık 0-5 yaş grubunda görülmekte olup, gelişmekte olan ülkelerde ilk 2 yaştaki ölüm nedenlerinin başında gelmektedir.


Tedavi

• Hafif ishal vakalarında tedavi evde yapılır Anne sütü alan bebeklerde emzirmeye devam edilir. Anne sütü almayan 6 aylıktan büyük bebek ve çocuklara alışık oldukları sıvı gıdaların yanı sıra pirinç lapası, muz, elma püresi, yoğurt, ayran gibi gıdalar verilir. İshal geçene kadar lifli ve yağlı gıdalardan uzak durulur. Öğün aralarında su verilmesi önerilir.
• Orta ağırlıkta ishal vakalarında hastanede ağız yolu ile sıvı tedavisine başlanır (elektrolit solüsyonları). Tedaviye yanıt iyi ise 4-6 saat sonra beslenme başlanır ve hasta eve gönderilir. Kusma olursa tedaviye ara verilip tekrar denenir, aşırı kusma ve genel durumda bozulma durumunda damar yolu ile sıvı tedavisine geçilmesi gerekebilir.
• Ağır ishal vakalarında hastaya hastaneye yatırılarak damar yolu ile sıvı tedavisi uygulanır.
Dışkıda kan ve iltihap hücreleri varlığında veya ishalin 7 günde düzelmemesi durumunda dışkı kültürü alınmalı ve gerekiyorsa antibiyotik tedavisi başlanmalıdır.


Güneş yanıklarına dikkat!

Uzun süre güneşe maruz kalındığında ciltte önce kızarıklık oluşur (birinci derece yanık), daha uzun süreli hasarlarda cilt üzerinde su dolu kabarcıklar izlenir (ikinci derece yanık). Çocuğunuz açık tenli, sarışın veya kızıl saçlı, renkli gözlü, çilli ise güneş yanıklarına karşı daha hassastır.
• Çocukları güneş ışınlarının en yoğun geldiği saatler olan 11:00-16:00 arasında güneşe çıkartmayın.
• Çocuğunuza açık renk, pamuklu kumaştan, bol giysiler giydirin ve başına geniş siperlikli şapka takın.
• Çocuğunuza güneşe çıkmadan en az 20 dakika önce güneş koruyucu faktörü (SPF) 30 dan yüksek olan (açık tenli çocuklar ve bebekler için koruma faktörü 50 nin üzerinde olmalı) koruyucu losyon sürün ve 3-4 saat ara ile tekrar edin.
• Çocuğunuz gölgede bile olsa kum ve denizden/havuzdan yansıyan ışınlarla yanabileceğini unutmayınız.
• Bronzlaşmak isteyen ergenlerde mutlaka koruyucu losyon kullanmalı, ilk gün güneşte 15-20 dakika kalmalı, daha sonra bu süreyi her gün 5 dakika arttırmalıdırlar.
• Çocuğunuzun gözlerini de güneşten koruyun ve UV korumalı güneş gözlüğü alın.


Böcek arı ve sinekler çocuğunuzun sağlığını bozmasın

Isırılan bölgeye soğuk kompres ve buz uygulayın, iğne varsa cımbızla çekerek değil bıçak sırtı ile sıyırarak uzaklaştırmaya çalışın. Kaşıntıyı azaltmak için steroidli ve antihistaminikli pomatlar sürmenin yanısıra ağızdan şurup verilebilir (antihistaminik şurup). Ağrı varsa ağrı kesici şurupta alınabilir. Arı sokmasında nadiren anafilaksi dediğimiz şok tablosu gelişebilir ve acil müdahale gerektirebilir.

5/09/2011

çocukta nezle üç haftadan fazla sürüyorsa alerjiye işaret eder

    5/09/2011 01:23:00 ÖS   Yorum yok
alerjiye işaret eder

İlk bakışta ne olduğunu anlamadığınız bu durum bahar aylarında yaygın olarak görülen alerjik rinite işaret ediyor olabilir. Halk arasında “saman nezlesi” olarak da bilinen, “alerjik rinit/ nezle”, çocuğunuzun baharın keyfini özgürce çıkarmasının önündeki en önemli engellerden biridir. 


Memorial Antalya Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Pınar Akyol, çocuklarda alerjik nezle ve tedavisi hakkında bilgi verdi.


Hastalığın temelleri bebeklikte atılmaya başlar


Kişide alerjiye karşı bir genetik yatkınlık varsa, henüz bebeklik çağından itibaren alerjiye neden olabilecek maddelerle, diğer adıyla “alerjenlerle” aynı ortamda bulunması, bebekte bir duyarlılığın oluşmasına neden olmaktadır. Oluşan bu duyarlılık nedeniyle harekete geçen bağışıklık sistemi, bu alerjenlerle her karşılaştığında tepki vermeye başlar. Vücudun bu reaksiyonları farklı şekillerde ortaya çıkabilmektedir. Alerjik nezle, çocuklarda bu tür alerjenlere karşı gelişen en tipik reaksiyonlardan biridir.


Kaşıntılı burun akıntısı bahar aylarında ortaya çıkarsa…


Alerjik nezle (alerjik rinit), alerjenlere duyarlı çocuklarda tüm yıl boyunca belirti verebilir. Ancak duyarlılık etkisini en çok bahar aylarında gösteriyorsa, söz konusu alerjik nezle “pollinosis” adı verilen saman nezlesidir. Sıklıkla bahar aylarında özellikle bitkilerdeki tozlaşma döneminin başlamasıyla, üst solunum yollarını etkileyen alerjik nezlenin
temel belirtileri; kaşıntılı ve sulu burun akıntısı, hapşırma krizleri, burunda yanma şeklindedir. Ancak, hastanın şikayetleri çoğu zaman bu belirtilerle sınırlı kalmaz. Gözlerde de kızarıklık ve yanma, hatta kaşıntı ve sulanma alerjik nezlenin diğer bulguları arasındadır.


Evinizdeki toz ve sigara dumanı da şikayetleri artırır

Evlerde bulunan çiçek ve bitkiler polenlere karşı duyarlı olan bu çocukları çok fazla etkilemezken; açık havada, yeşillik alanlarda, ormanda, kırda görülen bitkiler alerjik nezle şikayetlerinin artmasına neden olmaktadır. Alerjik nezleye polenlerin yanı sıra; evdeki toz, hayvan tüyleri, tütün dumanı gibi alerjenler de neden olabilmektedir. Çocukluk yaşlarında ilk belirtilerini veren hastalık, kişinin tüm hayatı boyunca birlikte yaşamayı öğrenmesi gereken bir durum haline gelebilir. Alerji ilk başladığı yıllarda üst solunum yollarında görülürken; zaman içinde aşağıya doğru inerek bronşları etkileyebilmektedir. Bu durum, alerjik astımın oluşmasına neden olabilir.


“3 haftadan uzun süren nezle alerjiye işaret eder”

Alerjik nezle çoğunlukla soğuk algınlığıyla karıştırılabile bir hastalıktır. Eğer nezle, ilkbahar ve yaz aylarında başlayıp, üç haftadan uzun sürüyorsa ve iyileşme eğilimi göstermiyorsa, alerjik nezle şüphesi kuvvetli hale gelir. Böyle durumlarda mutlaka doktora danışılması gerekir.


Alerji testleri ile tanı konulabilir

Çocukta alerjik nezleden şüpheleniliyorsa, alerjiye neden olan maddeyi tespit etmek için cilt veya kan testlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca, burun akıntılarında alerji hücrelerinin yüzdesinin ölçüldüğü “nasal eosinofili” testi de alerjik nezle tanısı için kullanılan bir yöntemdir. Testlerin sonucunda, çocuğun belli bir alerjene karşı duyarlı olduğu tespit edildiği takdirde, bu alerjiye yönelik tedaviye başlanabilir.


“Alerjiye neden olan bitkilerden uzak durulmalı”

Alerjik nezle tedavisinin ilk adımı, alerjiye neden ola alerjenlerden kaçınmaktır. Eğer çocuktaki alerjik nezle polenlere karşı geliyorsa, tozlaşmanın sıkça görüldüğü aylarda, çocuğu yeşil alanlardan mümkün olduğunca uzak tutmak gerekebilmektedir.


İlaç tedavisi şikayetleri hafifletiyor

Çevresel korunma yöntemlerinin yetersiz kaldığı veya ailenin çocuğu bu tür alanlarda bulunmasını kontrol altına alamadığı durumlarda, ilaç tedavisi etkili bir yöntem olacaktır. Bu ilaçlar sadece belirtilerin görüldüğü günlerde kullanıldıklarında bile, çocuğun şikayetlerini gidermeye yardımcı olabilmektedir.

Bir başka çözüm: “İmmünoterapi”

İlaç tedavisinin yeterli olmadığı çocuklarda aşı tedavisi, “immünoterapi”, uygulanmaktadır. Çocuğun duyarlı olduğu alerjenlerin artan dozlarda çocuğa verilmesiyle, çocuğun bağışıklık sistemini düzenlemeyi amaçlayan aşı tedavisi, bir süre sonra vücudun bu alerjenleri doğal karşılayabilmesini sağlamaktadır.
cumhuriyet portal

1/03/2011

anne sütündeki demir bebeklerde kansızlığı engelliyor

    1/03/2011 05:59:00 ÖS   Yorum yok
bebeklerde kansızlığı engelliyor

Anne sütünde kansızlığa karşı yeterince demir olduğunu söyleyen uzmanlar, anne sütü ile beslenen bebeklerde kansızlığın görülmeyeceğini ifade ediyor.


Cihan'ın haberine göre, Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Özcan Akan, bebeklerdeki kansızlığın temel sebebinin, bebeğin anne sütü almaması ve demirden eksik gıdalarla beslenmesi olduğuna dikkat çekti.

Dr. Özcan Akan, kansızlığın belirtisi olarak süt çocuklarında huzursuzluk, davranış değişiklikleri, iştahsızlık, uykusuzluk veya normalin üzerinde uyuma gibi belirtiler görülebildiğini açıkladı. Dr. Akan, daha büyük çocuklarda ise kansızlık belirtilerinin yorgunluk, halsizlik, baş dönmesi, baş ağrısı, çabuk yorulma ve nefes darlığı gibi yakınmalar olduğunu belirtti.

12/20/2010

anne sesi bebek beyninin gelişmesine yardımcı oluyor

    12/20/2010 08:48:00 ÖS   Yorum yok
beyninin gelişmesine yardımcı

Montreal Üniversitesi ve Sainte-Justine Üniversite Hastanesi Araştırma Merkezi'nden bilim adamlarının yaptığı araştırma, yenidoğanların beyinlerinde dil öğrenmeyle ilgili bölümlerin, annenin sesiyle etkinleştiğini ortaya koydu.


Araştırma çerçevesinde, bebeklerin doğumdan sonra 24 saat içinde beyinlerindeki elektriksel kayıtlar izlendi.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .