-->
sinir sistemi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sinir sistemi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9/01/2011

yeni geliştirilen microçip sensörü kanserli hastanın tümör hareketlerini anında bildirecek

    9/01/2011 12:21:00 ÖÖ   Yorum yok

Alman bilim adamlarının geliştirdiği mikroçip sensörü, yakınlarındaki tümörün büyüyüp büyümediğini belirleyecek şekilde oksijen seviyelerini ölçmeye duyarlı.


hastanın tümör hareketleri
Oksijen seviyesinde azalma, tümörün büyüdüğüne işaret ediyor; böylece hastanın doktoruna gelişmeyle ilgili bilgi iletiliyor.

Sonuçlar doktorun bilgisayarına kablosuz olarak aktarılabiliyor; böylece hastanede tarama yapılması ihtiyacını da ortadan kaldırıyor.

Gelecekte bu cihazın, vücudun tümörden etkilenen bölgesine doğrudan ilaç iletmesini sağlayacak modellerinin de tasarlanması gündemde.

Araştırmacılar, bu sayede kanser tedavilerini, daha fazla hedefe yönelik ve daha az sıkıntılı hale getirecek yöntemler geliştirmeyi umuyor


Münih Teknik Üniversitesi'nden bilim adamları cihazı mevcut yöntemlerle ulaşılması güç tümörleri düşünerek geliştirdi.

Proje müdürü Sven Becker, "Omurgaya yakın yerlerde, alınması bir hayli güç tümörler olabiliyor. Bu tür tümörleri aldığınızda tüm sinir sistemini felce uğratma riski bulunuyor. Ya da hasta yaşlı olduğu için tümör de yavaş büyüyor. Böyle durumlarda tümörü takibe alıp gerekli durumlarda ilaç vermek çok daha iyi" diye konuştu.

Kemoterapi ya da radyoterapi gibi bilinen kanser tedavileri sırasında ilaçlar tüm vücudu etkiliyor.


Ancak Becker, doğrudan tümörün kendisine ulaşılabileceği için, yan etkilerin de azalabileceği görüşünde.

Zira mikroçip sensörüne yerleştirilecek ilaç pompası gerekli durumlarda devreye girecek ve tedaviyi uygulayacak.

Hala çok erken aşamalarında olan mikroçip sensörü projesinin, önümüzdeki on yıl içinde yaygınlaşması umuluyor.

5/23/2011

bir araştırmaya göre mide ülseri ve parkinson hastalığına aynı bakteri neden oluyor

    5/23/2011 07:22:00 ÖS   Yorum yok
parkinson hastalığı
Helicobacter pylori adlı bakteri

Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan bir araştırmaya göre, mide ülserine yol açan bakteri ile Parkinson hastalığı arasında bağlantı var.



Helicobacter pylori adlı bakterinin mise ülserine neden olduğu biliniyor


Araştırmayı yapan bilim adamları bazı farelere Helicobacter pylori adlı bakteriyi enjekte etti.


Bu farelerde daha sonra Parkinson hastalığının belirtileri görüldü.

Araştırmanın sonuçları ise Amerikan Mikrobiyoloji Derneği'nin toplantısında katılımcılara sunuldu.

Bilim adamları, farelerde Parkinson belirtileri görülmesinde, onlara Helicobacter pylori adlı bakterinin enjekte edilmesinin "önemli rolü" olmuş olabileceğini söylüyor.

Louisiana State Üniversitesi Sağlık Bilimleri Merkezi'nden Doktor Traci Testerman, "Araştırma sonuçları, yaşlı farelerde genç farelere kıyasla çok daha dramatik. Bu da, insanlarda olduğu gibi farelerde de yaşlıların Parkinson hastalığına daha duyarlı olduğunu gösteriyor." dedi.

Bilim adamları Helicobacter pylori adlı bakterinin, vücuttan koleströl "çalmayı" başarıp, beyne zarar veren kimyasal maddeler ürettiğine inanıyor.


Parkinson ise beynin alt kısımlarındaki gri cevher çekirdeklerinin bozukluğuna bağlı bir sinir sistemi hastalığı.
İngiliz bilim adamları temkinli

Öte yandan İngiliz yardım kuruluşu Parkinson's UK ise araştırma sonuçlarına temkinli yaklaşılması gerektiğini bildirdi.

Bu kuruluşun araştırma birimi başkanı Doktor Kieran Breen, "Biz Parkinson hastalığının muhtemelen birçok faktörün birleşiminden kaynaklandığına, bir bireyin genetik özelliklerinin de hastalığın ilerlemesine yol açabileceğine inanıyoruz." dedi.

Kieran Breen yine de araştırma sonuçlarının ilginç olduğuna inanıyor.


Breen, "Zira bu araştırma bir bakterinin, sinir hücrelerini öldüren bir toksin salgılayabileceğini gösteriyor." diye konuştu.
bbc türkçe

5/20/2011

mucize tedavi felç olan hastanın omuriliğine elektrikli titreşim gönderip yürüttüler

    5/20/2011 08:59:00 ÖS   Yorum yok
omuriliğine elektrikli titreşim

Amerikalı doktorlar, trafik kazası sonucu felç olan bir hastanın omuriliğini elektrikli titreşimlerle uyararak bacaklarını yeniden hareket ettirip ayağa kalkmasını sağladı.


Bundan üç yıl önce geçirdiği trafik kazası sonucu göğsünden aşağısı tutmayan Amerikalı beyzbol yıldızı Rob Summers'ın tıp tarihine geçebileceği belirtiliyor.

Doktorlar Summers'ta beyinden gelen sinyallerin omuriliğinde tıkanmasını, yerleştirdikleri 16 ellektrod sayesinde aşabildiler.

BBC'ye açıklama yapan Summers, tekrar ayağa kaltığına inanamadığını, bunun yaşadığı en harika duygu olduğunu söyledi.

Summers, nihai hedefinin beyzbol sahalarına geri dönmek olduğunu belirtti.


Rob Summers'a aşırı hız yapan bir otomobilin çarpması sonrası, bir daha asla yürüyemeyeceği söylenmişti.

Ancak Summers'ın tedavisi doktorların bu ilk öngörüsünü yanlış çıkardı.

25 yaşındaki sporcu, belinden aşağısı tutmazken yardımsız yürümeye başlayan ilk kişi olarak tıp tarihine geçiyor.

Felçi hastalara umut kaynağı


Summers'ın bacaklarının hareket edebilmesini ise omuriliğinin alt kısmına yerleştirilen ve elektrikli uyarı yaratan bir aygıt sağlıyor.

İki yıl fizyologların gözetiminde, sıkı bir eğitimden geçen Summers'ın bu yöntemle, omuriliğindeki sinir ağının güçlenmesi ve bacaklarla omurilik arasındaki iletişimin oluşması sağlandı.

Yöntem, inme geçiren ya da başka nedenlerden felçli olan hastalara umut kaynağı. Ancak asıl keşif, hareket komutunu verenin beyin değil, bacaklarla omurilik ağı olduğu.

Rob Summers şimdi yaşadıklarını bir filmle anlatmayı planlıyor.

Dünyada felç geçirmiş ve tekerlekli sandalyedeki umudunu yitirmiş milyonlara yardım edecek ve onlara daha parlak bir geleceğin kendilerini beklediğini göstereceğim.
bbc türkçe

4/25/2011

gereğinden fazla vitamin kullanımı çeşitli hastalıklara yol açıyor

    4/25/2011 10:19:00 ÖS   Yorum yok
çeşitli hastalıklara yol açıyor

Son günlerde hava sıcaklıklarındaki dengesizlik adeta hastalık saçıyor. Hasta olanlar ağrı kesici ve ateş düşürücülerinin yanında mutlaka vitamin alırken sağlıklı kalmak isteyenler de doktora danışmadan bilinçsizce vitamin takviyesi alıyor. 

Ancak gelişigüzel vitamin kullanımı yaradan çok zarar getiriyor. Memorial Şişli Hastanesi Dahiliye Bölümü’nden Uz. Dr. Gürkan Yurteri, gereğinden fazla alınan vitaminlerin vücudumuza vereceği zararlar hakkında önemli bilgiler verdi.

Sağlıklı bir sinir sistemi için B6, iyi bir göz ve cilt için A, kanserden korunmak için E, kemiklerimiz için K vitamini… Görüldüğü gibi sağlığınızı ve güzelliğinizi korumanın yolu vitaminlerden geçiyor. Peki, vitamin ve minerallerin fazla kullanıldığında yanlış beslenmenin yarattığı sorunları gideremediği gibi, vücudumuza da zarar verdiğini biliyor muydunuz?

Vitamin ve mineraller, sağlıklı yaşamın vazgeçilmez bir parçası olan organik maddelerdir.


Vücudumuz, işleyişini sürdürebilmesi için bu maddelere çok az miktarlarda da olsa gereksinim duyar. Ancak bu vitaminler aşırı dozda kullanıldığında, baş ağrısı, bulantı, kusma, idrar yolu rahatsızlıklarına, hatta ölüme kadar gidebilen problemlere neden olabilir.

Vitamin ihtiyacını karşılamanın en doğru yolu dengeli beslenmek.


Vitaminlerin çoğu bitkisel ve hayvansal besinlerde bulunur. Karbonhidrat, yağ, protein gibi ana besin öğeleri ile yeterli miktarda yapılan dengeli beslenmede vücudun günlük vitamin ihtiyacı karşılanır. Ancak çeşitli fizyolojik (Gebelik, spor, gelişme çağı gibi), patolojik (Ateş,ishal,travma...vs) durumlar, çevresel faktörler (İklim,coğrafi bölge) ve ilaç tedavileri vitamin gereksinimini artırabilir.


Eğitim seviyesi vitamin kullanımını etkiliyor.

Vitamin kullanımının kadınlar, yaşlılar, gelir düzeyi yüksek olanlar, iyi eğitimliler, sigara içmeyenler (özellikle eski içiciler), çok fazla içki içmeyenler ve iyi beslenmenin hastalıklara iyi geleceğine inananlarda daha yaygın olduğu bilinmektedir.


Fazla vitamin tüketilmesinin yol açtığı hastalıklar!

•A vitamini fazlalığı; daha çok baş dönmesi, çift görme, baş ağrısı, kasılma nöbetleri, dudaklar ve avuç içlerinin soyulması, şiddetli kusma, kafa içi basıncı artışı şeklinde belirti verir ve bu belirtiler kullanımdan 6 saat sonra ortaya çıkar. A vitamini zehirlenmesi de diyebileceğimiz kronik toksisite ise günde 15mg dozda 3 aydan uzun süre kullanıldığında gelişir. Bu durumda ise kişilerde kuru cilt, kusma, kellik, kemik ağrıları, kalsiyum yükselmeleri, lenf bezlerinde büyüme, kan yağlarında yükselme, regl olamama, yalancı beyin tümörü belirtileri, sinirlilik, huzursuzluk, kansızlık görülebilir.


Yaşlılar A vitamini zehirlenmelerine daha duyarlı

Gebe kadınlara yüksek doz A vitamini verildiğinde düşüklere, bebekte kalp ve kafa anomalilerine rastlanabilir. Gebelikte, günlük A vitamini dozu belirli bir seviyeyi aşılmamalıdır. Yaşlılar, alkolikler, karaciğer hastalığı olanlar vitamin A zehirlenmesine daha duyarlıdırlar. Klinik çalışmalarda akciğer kanseri gelişme riski olan kişilerde (ailesinde olması, sigara içmesi, kanserojen maddeye maruziyet gibi) yüksek doz beta karoten alımının kansere yakalanma riskini artırdığını ortaya koymuştur.

•B vitamini fazlalığı; genellikle zehirlenmeye sebep olmaz. Ancak çok yüksek dozlarda alınırsa zehirlenme görülebilir. Belirtileri, hissizlik, yürüyememe, cilt rahatsızlıkları, gözlerde ışık hassasiyeti, uykusuzluk, bitkinlik, baş ağrısı, çarpıntı, ishal şeklinde görülebilir.

•C vitamini fazlalığı; 2 gramdan fazla alındığında karın ağrısı, bulantı ve kusma şeklinde kendini gösterir. Uzun süreli ve yüksek doz kullanımının böbrek taşı oluşturabileceğinden korkulur. Bir diğer olası yan etkisi demir preparatı kullanan hastalarda demir yüklenmesine neden olmasıdır. 1 gramın üzerinde alımlarda, idrardan bakılan şeker ölçümlerini bozar. Ayrıca bazı enzim eksikliği olan hastalarda kan hücrelerinin yıkımına neden olabilir.

•D vitamini fazlalığı; kanda kalsiyum yükselmesine, böbrek hastalıklarına, damar
sorunlarına, böbrek taşlarına neden olabilir. D vitamini toksisitesinin yani zehirlenmesinin neden olduğu böbrek yetmezliği ya da kalp yetmezliği sonucu ölüm dahi ortaya çıkabilir. Toksisite günde 10000IU in birkaç ay boyunca alınmasıyla ortaya çıkar. Erken toksisite belirtileri kemik ağrısı, kabızlık, sersemlik hali, ağız kuruluğu, sürekli baş ağrısı, artmış susuzluk, iştahsızlık, düzensiz kalp atışı, kas ağrısı, ağızda metalik tat, bulantı, kusma şeklindedir. Kronik toksisite kemik ağrısı, idrarda bulanıklık, gözlerde kızarma, cinsel isteksizlik, gözlerin ışığa hassasiyetinde artma, ciltte kaşıntı, bulantı, kusma, şiddetli mide ağrısı, psikiyatrik problemlerle kendini belli edebilir.

E vitamini fazlalıgı; kanın pıhtılaşmasını önler. Özellikle kan sulandırıcı ilaç kullanan hastalara önerilmez. 1 gramın üzerindeki dozlarda bulantı, gazlanma ve ishal yapabildiği bildirilmiştir.

F vitamini fazlalığı; vücuttaki yaraların geç iyileşmesine ve yorgunluk hissedilmesine
sebep olabilir.

K vitamini fazlalığı; kanın pıhtılaşmasında ve yıkılmasında problemler yaratabilir.

B6 vitamini fazlalığı; da ayaklarda uyuşma ve ellerde his kaybına neden olabilir.

Sonuç olarak “Vitamin bu, ilaç değil ki ortada doktorluk bir durum yok” demek doğru değildir. Vitamin takviyesi yapmadan önce mutlaka doktora danışılması gerekir.
cumhuriyet portal

3/25/2011

yüksek sesli ve gürültülü müzik dinlemek sinir sistemine hasar veriyor

    3/25/2011 08:24:00 ÖS   Yorum yok
sinir sistemine hasar

Beyin etkinliklerinin ölçülmesi sonucunda zor teşhis edilebilen işlev bozuklukları görülmüş. Duyma kabuğundaki sinir hücrelerinin etkinliklerini ölçen bilim insanlarının hedefi klasik işitme testiyle görülmeyen işlevsel bozuklukları bulmaktı.


Araştırma çerçevesinde yaşları 20-30 arasında değişen iki grup karşılaştırılmış. Birinci grup yıllarca kulaklıkla yüksek sesli müzik dinlerken, diğer grup gürültülü müzik dinlememiş. Düzenli olarak yüksek sesli müzik dinleyenler arka plan gürültüsündeki deneme seslerini ayırt etmekte zorlanmışlar.

Katılımcılara test seslerine konsantre olmaları söylendiğinde durum iyileşmiş ama bilim insanları bunun sınırsız bir süre için geçerli olmayacağını ve katılımcıların aynı şekilde müzik dinlemeye devam etmeleri halinde orta ve uzun vadede yaşlılığa bağlı işitme bozuklukları ortaya çıkacağını söylüyorlar. Gelecekte ortaya çıkacak bozuklukların ilk belirtileri, katılımcıların beyinlerinde ölçüldü. Uyarı: kulaklıkla düzenli olarak yüksek sesle müzik dinlemek, kulaklara zarar veriyor.
cumhuriyet portal
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .