-->
ramazan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ramazan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7/22/2012

insülin ve şeker ilaçları kullananların oruç tutmaları tavsiye edilmiyor

    7/22/2012 03:10:00 ÖS   Yorum yok

Ramazan ayının başlamasıyla birlikte, oruç tutanları da telaş sardı. Neyin orucu bozup neyin bozmadığı konusunda çeşitli tartışmaların yanı sıra, kimlerin oruç tutup kimlerin tutamayacağı konusu da sıkça tartışılıyor.

oruç tutmaları tavsiye edilmiyor

Ramazan ayının kavurucu sıcaklara denk gelmesiyle, uzun süre susuz kalmanın vücutta kalıcı hasarlara neden olabileceğinin, hatta ölümle sonuçlanabileceğinin altını çizen Türk Tabibleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Bayazıt İlhan, Cumhuriyet’e açıklamalarda bulundu. Şeker hastası olanların ya da insülin kullananların da çok dikkat etmesi gerektiğini belirten İlhan, şöyle konuştu:

“Şeker hastalarının oruç tutmaları özellikle önerilmiyor. 


İnsülin ya da şeker ilaçları kullananların oruç tutmaları da tavsiye edilmiyor. Şeker hastalarında kan şekerini düzenleyen mekanizmalarda bozukluk söz konusu. Uzun süre aç kaldıkları zaman kan şekeri düzeylerini olması gereken düzeyde tutmaları zorlaşıyor ve kan şekerlerinde ciddi oynamalar oluyor. Kimi zaman hayati tehlikeye varabilecek kadar komplikasyonlar ortaya çıkabiliyor.”

Şeker hastalığının dışında diğer kronik hastalıkları bulunanların da dikkat etmesi gerektiğini söyleyen İlhan, bu tür hastalığı olanlara da şu mesajı gönderdi:

“Kalp, tansiyon hastası olanlar oruç tutarken, çok ciddi riskler yaşayabilirler. 

Böbreklerinde problemi olanlar, sıvı ve elektrolit dengesindeki muhtemel bozulmalardan dolayı, ciddi sağlık problemleri yaşayabilirler. Bu tür kronik hastalığı olan yurttaşlarımızın mutlaka hekimlerinden bilgi almaları ve onların önerileri doğrultusunda hareket etmeleri gerekiyor.”

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, “Böbrek yetmezliği hastalarına uygulanan diyaliz, periton diyalizi, hemodiyaliz olmak üzere iki çeşittir. Buna göre hastaya herhangi bir sıvı maddesi verilmeden gerçekleştirilen hemodiyalizde oruç bozulmaz. Diğer diyaliz çeşitlerinde ise, vücuda gıda içerikli sıvı verildiği için oruç bozulur” şeklindeki açıklamasına İlhan şöyle açıklık getirdi:

Diyaliz hastaları bu şekilde uzun süre açlık ve sıvı yokluğuna, oluşabilecek elektrolit dengesizliğinden dolayı dayanamazlar. Zaten diyaliz ve böbrek hastalarına hekimlerinin kolay kolay oruç tutmalarına izin vereceğini düşünmüyorum. İşin dini boyutuna karışmamız doğru olmaz. Fakat diyaliz hastalarının oruç tutması, sağlıklarını ciddi şekilde tehdit edebilir.”

İlaç ya da iğne yaptırmak durumunda olan hastalara, eğer belli bir saati yoksa ve günde bir kere alınacaksa akşam iftardan sonra yaptırabileceğini kaydeden İlhan, “Fakat ilaç ya da enjeksiyon saati belirlenmiş ise hekimlerine itimat edip ona göre bir tavır almaları gerekir” dedi. İlhan, aksi taktirde sabah yapılması gereken bir enjeksiyonun iftardan sonraya ertelenmesinin ciddi hayati riskler oluşturabileceğini belirtti. Havaların çok sıcak olması ve kış dönemine oranla oruç sürelerinin daha uzun olmasından dolayı daha dikkatli olunması gerektiğini belirten İlhan, uzun süre susuz kalmanın, kronik hastalığı olmayıp tamamen sağlıklı bir insan için de hayati önem taşıdığını söyledi. İlhan, şöyle devam etti:

“Kronik hastalığı olmayan sağlıklı bir insanın farkında olmadığı bazı hastalıkları olabilir. Uzun süreli açlık ya da susuzluk nedeniyle bu hastalıklar kendilerini belli edebilirler. Özellikle bu sıcaklarda oruç tutma süresi kış aylarına göre çok daha uzun. Vatandaşlarımızın çok dikkatli olması gerekir. Sıcak havalarda uzun süre sıvı alamamak ve vücudun sıvısız kalması çok önemli problemlere yol açabiliyor. Bu nedenle kişilerin sıvı alımına dikkat etmeleri gerekiyor.”

Oruç tutacak ve bir engeli olmayan yurttaşlara da İlhan, şöyle seslendi:

“Yaygın olarak gördüğümüz bir şey de gün boyu açlıktan dolayı iftar vaktinde birden yüklenmek ve çok yemek yemektir. Buna bağlı olarak ciddi sıkıntılar yaşamış hatta hayatını kaybetmiş insanlar söz konusudur. Bu nedenle beslenmemize çok dikkat etmemiz lazım. Gerek sahurda gerek iftarda olsun çok ağır yemek yemek, ciddi sistemik sorunlara yol açabiliyor. Mide ve bağırsak sistemini etkileyen ciddi komplikasyonlara yol açabiliyor. Bu nedenle iftarda sıvı alımına dikkat etmek ve kesinlikle ağır yemeklerden uzak durmak gerekiyor. İftarda özellikle çorba, yoğurt ve salata gibi hafif şeyler yiyerek, akşamı daha rahat geçirmek söz konusudur. Sahur vaktinde de yine aynı şekilde ‘Ben nasıl olsa bütün gün aç kalacağım’ düşüncesiyle sahurda çok ağır yemeklerin yenmesi, tatlılara çok yüklenilmesi de ciddi problemler yaratabiliyor. Çünkü çok fazla tatlı yediğimiz zaman vücut buna bağlı olarak insülin salgılıyor. İnsülin salgılandığı zaman vücuttaki kan şekeri düşüyor. Kişi gün içinde de yemek yemediği, için kan şekerinde ciddi bozulmalar meydana geliyor. Vücutta bunu düzenleyen mekanizmalarda bir problem varsa şeker hastalığı olmadığı halde kan şekerinde ciddi düşmeler ya da yükselmeler ortaya çıkabiliyor. Kimi zaman kişinin hayatını tehdit eden yerlere de varabiliyor.”

Sağlığın her zaman birinci sırada tutulması gerektiğini, hekimlerinin söylediklerine riayet edilmesi gerektiğini ifade eden İlhan, “Benim öncelikle yurttaşlarıma söylemek istediğim, herhangi bir kronik hastalıkları varsa, ilaç kullanmaları gerekiyorsa oruç tutmadan önce mutlaka hekimleriyle görüşsünler. Hekimler ne söylüyorsa ona riayet etsinler” dedi.cumhuriyet

8/04/2011

ramazanda susuzluk böbrek hastalarına geri dönüşü olmayan rahatsızlık verebilir

    8/04/2011 11:18:00 ÖS   2 yorumlar

Oruç sırasında vücuda ortalama 15 saat boyunca hiçbir besin girmiyor. Bu süre zarfında, özellikle susuz kalan kişinin böbrekleri başta olmak üzere, bazı organları sinyal vermeye başlayabiliyor. 


Susuz kalmak, sağlıklı kişilerde dahi bazı sorunlar oluştururken, böbrek hastaları ve organ nakli operasyonu geçirenlerde geri dönüşü olmayan rahatsızlıklara sebep olabiliyor.

rahatsızlık verebilir
Acıbadem Sağlık Grubu International Hospital Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan, yol açacağı sağlık sorunları düşünüldüğünde, böbrek hastalarının ve organ nakli olanların oruç tutmamaları gerektiğini belirterek, böbrek hastalarının Ramazanda dikkat etmesi gerekenler noktalarla ile ilgili soruları yanıtladı.



Organ nakli olanlar ve böbrek hastaları oruç tutabilir mi?


Böbrek hastaları ve nakilli hastaların mevcut bir tedavileri ve sürekli kullandıkları ilaçları bulunuyor. Bu tedaviyi aksatmamak adına bu hasta gruplarının oruç tutmaları hiçbir şekilde önerilmiyor.

Organ Vericisi Olan Kişilerin Oruç Tutmasında Herhangi Bir Sakınca Var mıdır?


Özellikle çok sıcak bölgelerde yaşayan insanlar, susuz kaldıklarında ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalabiliyorlar. Bu tehlike, hem tek böbrekli hem de çift böbrekli kişiler için aynı. Organ vericisi olan kişilerin aşırı sıcak havaların yaşandığı günlerde susuz kalmamaya özen göstermeleri gerekiyor, bu nedenle de oruç tutmaları kesinlikle önerilmiyor.


Aşırı sıcakların yaşandığı bugünlerde böbrek hastalarına ne gibi önerilerde bulunuyorsunuz?

Böbrek hastalığı, tuzu ve susuzluğu sevmiyor. Ancak çok sıcak havalarda vücutta tuz eksikliği oluştuğu için, aşırıya kaçmamak şartı ile bir miktar tuz alınması önem taşıyor. Bu nedenle, böbrek hastalarının mutlaka bir nefrolog tarafından kontrol edilmesi ve diyetlerinin düzenlenmesi gerekiyor.

Ramazan ayında tuz tüketiminde nelere dikkat etmek gerekiyor?

Bir kişinin günlük tüketmesi gereken tuz miktarı 5 gramdır. Oruç tutan kişilerin de iftar ve sahur arasında yedikleri yemeklerle birlikte 5 gram tuz tüketmeleri gerekiyor. Ancak bu noktada önemli olan bir ayrıntı tuzu yeteri miktarda suyla almalarıdır. Bu nedenle oruç tutan kişilerin böbrek sağlıklarını korumaları adına iftar ve sahur arasındaki süre zarfında 2,5 litre su içmeleri gerekiyor.

Böbrek sağlığını korumak adına oruç tutan kişilerin iftar ve sahurda nelere dikkat etmeleri gerekiyor?

Böbrek sağlığı için kişilerin oruç tutarken dikkat etmeleri gereken en önemli konulardan biri de iftarda ağır yemeklerden kaçınmalarıdır. Aşırı protein içeren gıdalar, çok tuzlu turşular ve salamura besinleri tüketmek böbreklere zarar verebiliyor. Oruç tutanların yaptığı en önemli hatalardan biri de sahura kalkmamalarıdır. Sadece iftarda ve sonrasında yemek yiyip, sahura kalkmadan oruca başlamak sağlık açısından sakıncalı durumlar doğurabiliyor. Sahura kalkmayan bir kişide vücudun susuz kalma süresi artıyor. Sıcak havada çok terleyen ve idrarla çok fazla tuz kaybeden böbrek hastaları bu gibi durumlarda ciddi sağlık sorunları yaşayabiliyor.

Türkiye’de kaç böbrek hastası bulunuyor?

Türkiye de 65.000 diyaliz hastası var. Bu sayıya her yıl ortalama 5000 kişi ekleniyor. Ancak daha da korkunç olanı Türkiye’de yaklaşık 8,5 milyon potansiyel böbrek hastası bulunuyor. Bu nedenle herkesin düzenli olarak böbrek fonksiyonlarını kontrol ettirmeleri, kan basınçlarını normal değerlerde tutmaları gerekiyor. Özellikle de şeker ve tansiyon hastalığı ile birlikte bilinen bir böbrek hastalığı olanların, mutlaka bir nefroloğun gözetiminde olmaları sağlıklı bir hayat yaşayabilmeleri açısından önem taşıyor.

8/01/2011

ramazanda aşırı kilo almamak için yapılması gerekenler

    8/01/2011 10:57:00 ÖS   Yorum yok

Memorial Şişli Hastanesi Kilo Kontrol Merkezi’nden Dyt. E. Yasemin Sancak, ramazan ayında sağlıklı kilo kontrolü için önerilerde bulundu.


Sahurda zengin bir kahvaltı sofrası hazırlayın

 yapılması gerekenler
• Tam tahıllı ekmek, peynir, zeytin, eğer, şeker hastalığı vb. sakıncası yoksa aşırı tüketmemek kaydıyla, doğal reçel, bal veya pekmez, domates, salatalık, kırmızı ve yeşil biber, maydanoz, tere, roka ve diğer yeşilliklerden oluşan bir kahvaltı sahur için kurtarıcıdır. Bu kahvaltı karbonhidrat, yağ, protein, posa, vitamin ve mineraller içerdiğinden hem sağlıklı hem de kilo kontrolünüze yardımcıdır.

• Tahıllı ekmekli tost veya sandviç, tercihen prebiyotik yoğurt, bol salata ve/veya sebze içeren bir öğün de yine doyurucu, sindirimi kolay ve dengeli olacaktır.

• Aşırı yağ içermeyen sebze yemeği, çok tahıllı ekmek, tercihen prebiyotik veya yarım yağlı/yağsız yoğurttan oluşan bir menü de yine dengeli, posa içerdiği için doyurucu bir menü oluşturabilir.

• Ayrıca, karbonhidrat, posa, vitamin ve mineral içeren; tam tahıllı besinler (tam tahıllı kahvaltılık gevrekler veya müsliler, kepekli, yulaflı, çavdarlı veya çok tahıllı ekmek vb. ürünler), aşırı miktarda olmayan meyve uygun olabilir.


İftarı 2 bölüm halinde yapın


Bütün gün boyunca aç olmak kan şekerini aşırı düşüreceği için iftarı 2’ye bölmekte yarar vardır. İlk bölümde “öğlen yemeği” olarak düşünülen hafif bir öğün sağlıklı olacaktır.


Miktarlar ve içerikler kişilerin kilo, boy, metabolizma hızı, vücut analizi, sağlık durumları ve beğenilerine göre beslenme uzmanı tarafından dengelenmelmek üzere;

• 1 Su bardağı su ile orucunuzu açın.

• 1/8 Orta boy pide veya 1 dilim tam tahıllı ekmek + 1 kibrit kutusu (30g) peynir + 1-2 adet zeytin

• İsterseniz, denemek istediniz veya özlediğiniz farklı bir iftariyeliğin tadına bakabilirsiniz.

• 1-2 kase çorba: Çorba özellikle sindirimi kolay olduğu için, beslenmeye uzun süre ara verilmesinin ardından kolayca sindirilecektir. Sindirim sistemi çalışmasına uzun süre ara verdiğinde azalan sindirim enzimleri sıvı formdaki çorbayla aktive olacağından çok fazla zorlanmayacaktır.

• Başlangıcın ardından yemeğe yaklaşık 45 dk-1 saat ara verip diğer öğüne geçeblirsiniz.


2. bölüm akşam yemeği: Sağlıklı bir sebze ya da et yemeği tüketin

• Aşırı yağ içermeyen sebze yemeği, tahıllı ekmek, tercihen prebiyotik veya yarım yağlı/yağsız yoğurttan oluşan bir menü de yine dengeli, posa içerdiği için doyurucu bir menü oluşturabilir. Eğer sebze yemeğinize patates/ havuç/ bezelye eklemediyseniz uygun porsiyonda tam tahıllı ekmek veya pide, karbonhidrat, yağ, protein, vitamin, mineraller ve posayı yani tüm besin gruplarını yeterli miktarlarda içerdiği için dengeli bir öğün olacaktır. Etli sebze yemeği hazırlıyorsanız içine yağ koymanıza gerek yoktur.

• Uygun porsiyonda et/ tavuk/ balık/ peynir/ ton balığı ile beraberinde bol salata, tahıllı ekmek, bol salata (salataya 1 yemek kaşığı zeytinyağı, sınırsız limon eklenebilir. Salatanızda maksimum 1 küçük patates veya 3-4 kaşık bezelye veya 1 küçük havuç veya 2 kaşık mısır olabilir. İlaveten uygun porsiyonda tam tahıllı ekmek veya pide yenilebilir.


Akşam yemeğinden 1,5-2 saat sonra ara öğün yapın


Ara öğün tüketilmesi sağlıklıdır. Unutmayın, yeterli ve dengeli beslenme, her öğünde (mümkünse ara öğünlerde bile) tüm besin gruplarından tüketmekle mümkündür. Prebiyotik veya light yoğurtla veya light dondurma ile tüketilecek meyve doğru ara öğün seçeneği olabilir. Yine yetişkinler için light süt ve doğal tatlandırıcı ile hazırlanmış ramazanın geleneksel tatlısı güllaç da tercih edilebilir.


Önemli öneriler

• Mutlaka sahura kalkın. Kahvaltı kadar önemli olduğunu unutmayın.

• En az 3 öğün (mümkünse 4 öğün) yemeğe dikkat edin

• Yemeklerinizin mümkün olduğu kadar az tuzlu ve az şekerli olmasına dikkat edin.

• Uzun süre açlık ve besin alımı olabilecek sürenin kısıtlı olması nedeniyle sıvı
• alımına çok dikkat edin. En azından 1,5–2,0 lt. su içmeniz böbrek sağlığınız için oldukça önemlidir.

• Özellikle uzun süre açlık sonrası sindirim sisteminin rahatsız olmaması için, öğünlerinizi mutlaka çok küçük lokmalar halinde ve yavaş yavaş yiyin.

• Ramazan’da konstipasyon (kabızlık) yaşanma sıklığı sindirim sisteminin uzun süre çalışmaması nedeniyle artar. Özellikle bol posa içeren, sebze yemeği ve salata, porsiyonuna dikkat ederek meyve, tam tahıllı ekmek, prebiyotik yoğurt tüketimleri, yeterli su+sıvı alımı ve düzenli fiziksel aktivite bu şikayeti minimuma indirmeye yardımcı olacaktır.

• Fiziksel aktivitelerin, ramazanda uzun süren açlık nedeniyle zorlaşan bağırsak hareketlerini arttırarak kabızlığı önleyici, insulin duyarlılığını arttırarak kan şekeri dengeleyici ve iyi kolesterolü yükseltip, kötü kolesterolü azaltıcı ve kilo kaybetmeye yardımcı olduğunu unutulmayın. İftardan, en az 45 dakika veya 1 saat sonra, orta tempoda 20 – 30 dakika yürüyüş yapmaya çalışın.

• 5 zeytinin 1 tatlı kaşığı yağ yerine geçtiğini unutmayın. İsterseniz yağ hakkınız yerine zeytin tüketebilirsiniz. Tuzsuz zeytin tüketmeye özen gösterin.

• Kızartmalardan, kavurmalardan, hazır meyve suları vb. şekerli içeceklerden, aşırı yağlı börek ve ağır hamur tatlılarının aşırı tüketiminden uzak durmalısınız. Ağır, yağlı yiyecekler içermeyen öğünler planlamalısınız.

• Çay, kahve, kola gibi kafeinli ve gazlı içecekler, aşırı tüketildiğinde uykusuzluk, sindirim ve mide problemleri, kalp ritim bozukluklarına neden olabilir. Bu nedenle sahurda tüketimi önerilmez. Ayrıca, çayın yemekten 45 dk. önce veya sonra içilmesi kuralına uygun davranılmadığında kırmızı ette bulunan demiri bağlayarak, emilimini engeller. O yüzden iftarda isteniyor ise ana öğünden 45 dakika sonra, mümkün olduğu kadar açık ve limonlu olarak içilebilir. Yine şekerli yapay meyve suları yerine, meyvenin kendi tadıyla pişmiş doğal komposto ve limonataları tercih edin.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .