-->
meme kanseri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
meme kanseri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3/10/2012

meme kanseri ilaçları tüp bebek tedavisinde gebe kalma şansını yükseltiyor

    3/10/2012 04:43:00 ÖS   Yorum yok

Kanser tedavisinde kullanılan ilaçların tüp bebek tedavisinde gebe kalma şansını artırdığı bildirildi. Bahçeci Umut Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Ulun Uluğ konuya ilişkin şunları söyledi:

tüp bebek tedavisinde

“ Meme kanseri, halk arasında kadınlık hormonu olarak bilinen östrojen hormonuna hassastır. Çünkü östrojen hormonu meme kanserinin gelişimini tetikleyebilir. Bu amaçla meme kanseri tedavisinde vücuttaki östrojen hormonu azaltılmaya çalışılır. Kadınlarda östrojen, erkeklik hormonu androjenlerden üretilir. Son 15 yılda popüler olan östrojen hormonun androjenlerden üremesini engelleyen ilaçlar meme kanseri tedavisinde de başarıyla uygulanmaktadır. Östrojen hormonun bir diğer etkisi; kadında seviyesi yükseldikçe yumurtalıkların gelişmesini engellemesidir. Başka bir deyişle östrojen hormonunun üretilmesine azaltacak olursak beyinde yumurtaları uyarmak için daha fazla faktör salgılanır. Tüp bebek tedavisine başvuran hastaların yüzde %30’unda yumurtalık rezervi azalmış olduğu dikkate alındığında bu tedavi umut vericidir. ‘’



"Tedavi masraflarını düşürüyor"


Doç. Dr. Ulun Uluğ, meme kanseri kullanılan ilaçların tüp bebek tedavisinde masrafları düşürürken başarıyı artırdığını söyledi.

Uluğ, ‘’Meme kanseri menopoz çağındaki kadınlarda daha yaygın görülür. Bu tip ilaçlar menopoz çağındaki kadınlarda kullanıldığında yeniden yumurtladıkları gözlemlenmiştir. Buradan yola çıkarak özellikle 1990’lı yılların sonunda Kanada’da tüp bebek tedavisi için meme kanseri tedavisinde kullanılan ilaçlar uygulanmış ve başarılı sonuçlar alınmıştır. Son yıllarda gerek tedavi maliyetlerini düşürmek gerek yumurtalık rezervi azalmış hastalarda başarı şansını artırmak amacıyla tüp bebek tedavilerinde biz de bu ilaçları kullanılıyoruz. İlk çocuk doğurma yaşının artığı dönemde yaşadığımız için özellikle ileri yaş ve yumurtalık rezervi azalmış kadınların tüp bebek tedavisine başvurma oranları artmıştır. Bu grup hastalarda alternatif tedavi olarak bu yol izlenebilir. Bir haftadan daha kısa uygulandığı için hastalarda herhangi bir yan etki veya kanser geliştirme etkisi olmamaktadır. Ayrıca daha önce geçirilmiş kanser hikayesi olan örneğin; rahim veya meme kanseri hastalarda tüp bebek tedavisi uygulanmak istediğinde vücutta östrojen hormonun yükselmemesi için bu ilaç rahatlıkla kullanılmakta ve hastalarda kanser tekrarlama riskini ortadan kaldırmaktadır. “ dedi.

12/18/2011

meme kanserine yakalanan deniz uğur amazonlar gibi savaşacağım

    12/18/2011 07:55:00 ÖS   Yorum yok

meme kanserine yakalanan deniz uğur amazonlar gibi savaşacağım

amazonlar gibi savaşacağım
Bu talihsiz kadının başına gelmeyen kalmadı diye yakınanlara çok kızıyorum haberiniz olsun oyuncu Deniz Uğur meme kanserine yakalandı hislerini yazıya döktü 

kanserle top gibi oynarım dedi 


bu süreçte haberi alanların tümü bana aynı cümleyi söyledi meme kanseri ne ki sen bununla top diye oynarsın haklılar vahide gördüm'den sonra rol arkadaşı deniz uğurunda meme kanserine yakalandığı ortaya çıktı sevenleri üzüldü ama o ayaktayım mesajı verdi

6/23/2011

silikon dolgularla bağ dokusu hastalığı meme kanseri ve üreme sorunları arasında ilişki yok

    6/23/2011 07:25:00 ÖS   Yorum yok

ABD Gıda ve İlaç Dairesi, yayımladığı yeni raporunda meme büyütme ameliyatının tehlikelerinin ve yararlarının yeterince anlaşıldığını ve ameliyatı yaptıran kişilerin tüm olasılıklar hakkında bilgilendirilmiş olarak karar verdiklerini belirtti.

bağ dokusu hastalığı
Bununla birlikte, silikonla meme büyütme ameliyatı yaptıran her beş kişiden birinin ve meme rekonstrüksiyonu yaptıranların yarısının, 10 yıl içinde bu dolgu maddesinin çıkarılması için yeniden ameliyat olduğu belirlendi.
ABD, uzun süre bu alanın dışında kaldıktan sonra, 2006 yılında 22 yaşından büyük kadınlar için meme büyütme ameliyatlarını onaylamıştı. Bunun için Allergan'ın Natrelle ve Johnson and Johnson'a bağlı Mentor'un MemoryGel dolgu maddelerinin kullanılmasına onay verilmişti.

Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi'nin dün yayımladığı, silikonla meme büyütme ameliyatlarına ilişkin 63 sayfalık rapor, bu dolgu maddesini üretme izni olan iki şirketin yaptırdığı araştırmalara dayanıyor.

Daire, dünya çapında 5 ile 10 milyon arasında kadının meme büyütme ameliyatı yaptırdığını kaydediyor.

Silikon yine piyasada


Silikon dolguların yırtılması ve sızıntı yapması nedeniyle doğan kaygılar ardından 1992 yılından sonra ABD'de silikon dolgular piyasadan çekilmişti.

Bu tarihten sonra, sadece maden tuzu içeren dolgu maddelerinin kullanılmasına izin veriliyor; sadece mastektomi hastalarıyla diğer bazı tıbbi gerekçelerle sınırılı sayıda silikon dolgusu dağıtımı onaylanıyordu.

Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi, yapılan araştırmalarda silikon dolgularla, bağ dokusu hastalığı, meme kanseri ve üreme sorunları arasında hiçbir ilişki bulunmadığını kaydetti.

Ancak anaplastik büyük hücreli lenfoma riskinin "çok ufak miktarda" arttığı saptandı.

Silikonla yapılan meme büyütme ameliyatları ardından en sık rastlanan sorunlar, dolgu maddesinin patlaması, buruşma, asimetri sorunu, yaralar, ağrılar ve enfeksiyonlar.

Raporda meme büyütme ameliyatları ardından çıkan sorunların zamanla ortaya çıktığına da işaret edildi.

Gıda ve İlaç Dairesi, bu konuda bir uyarıda da bulunarak, "Meme dolguları, bir ömür boyu işlevlerini koruyacak maddeler değil. Ne kadar uzun süreyle dolgu maddesi taşıyorsanız, bunu çıkarma durumunda kalmanız olasılığı da artmakta." dedi.

Daire, bütün bunlara rağmen, meme büyütme ameliyatı yaptıran kadınların çoğunun "vücutlarının yeni görünümüyle, memelerinin yeni boyutları ve şeklinden memnun olduklarını" belirtti.
bbc türkçe

4/08/2011

günde bir biradan fazla içmek bir çok kanser türüne yakalanma riskini arttırıyor

    4/08/2011 05:33:00 ÖS   Yorum yok
kansere yakalanma riski

Avrupa çapında yapılan bir çalışma, günde bir biradan fazlasının bazı kanser türlerine yakalanma riskini ciddi oranda arttırdığını ortaya koydu.


Yaklaşık 400 bin kişinin katılımıyla yapılan ve British Medical Journal'da yayınlanan araştırmaya göre, erkeklerde her 10, kadınlarda ise her 33 kanser vakasından biri, alkol kullanımından kaynaklanıyor.
Araştırma sonuçlarını değerlendiren İngiltere Sağlık Bakanlığı, alkol kullanımını azaltmaya yönelik çabalarını arttıracaklarını açıkladı.

Araştırma İngiltere'de 2008'de görülen 300 bin kanser vakasından 13 bininin aşırı alkol tüketimi ile ilgili olduğunu saptadı.


Önceki bir çok araştırma da, aşırı alkol tüketimi ile gırtlak, karaciğer, bağırsak ve meme kanserleri arasında ilişki olduğunu ortaya koymuştu.

Bilim adamlarına göre bunun sebebi, alkolün vücutta oluşturduğu kimyasalın DNA'ya zarar vermesi, bunun da kanser riskini arttırması.
Ne kadarı riskli?

Araştırmaya göre erkeklerde günde iki, kadınlarda ise günde bir ünite alkolden fazlası risk oluşturuyor.

Yani erkeklerde bir biradan fazlası, kadınlarda ise yarım biradan fazlası riskli.


İngiltere'de Ulusal Sağlık Sistemi'nin resmi tavsiyesi ise erkeklerin günde 3-4, kadınların ise 2-3 üniteyi geçmemesi yönünde.

Uzmanlar bu araştırmanın sonucunda bu resmi tavsiyenin de değişebileceğini belirtiyor.
bbc türkçe sağlık

2/22/2011

bilimadamları kanserli hücreleri yayan enzimi durdurmayı başardılar

    2/22/2011 08:26:00 ÖS   Yorum yok
enzimi durdurmayı başardılar

İngiltere'deki Kanser Araştırmaları Enstitüsünden bilimadamları, fareler üzerindeki deneylerde kanserli hücrelerin yayılmasını bir enzimi bloke ederek durdurduklarını açıkladı.


Yapılan deneylerde LOXL2 adlı enzimin bloke edilmesi, kanserin vücutta metastazını engelledi.

Cancer Research dergisinde yayımlanan bulgular, bilim çevreleri ve araştırma vakıflarınca olumlu bir gelişme olarak yorumlandı.

Raporun yazarları, kanserden ölümlerin yüzde 90'ının, tümörün vücuda yayılmasından kaynaklandığına dikkat çekiyor.

Araştırma kapsamında ise uzmanlar, meme kanseri bulunan hastaları incelediklerinde, kanserin yayılması ve hayatta kalma oranlarının düşmesiyle LOXL2 enzimine bu kişilerde yüksek oranlarda rastlanması arasında bir bağ bulunduğunu ortaya koydu.

Bulgular ayrıca LOXL2'nin kanserin ilk yayılmaya başladığı evrelerde önem taşıdığını gösterdi.

Bu enzim, kanserli hücrelerin, meme dokusundan ayrılıp kana karışmasında da rol oynuyor.


Bilimadamları fareler üzerinde yaptıkları deneylerde işte bu enzimin faaliyetini engelleyecek kimyasal maddeler ve antikorlar kullandı.

Bu uygulama sayesinde kanserli hücrelerin diğer dokulara yayılması engellendi.

Araştırmacılar, yeni üretilecek ilaçlarla bu enzimin hedef alınabileceğini, ayrıca kanserin yayılmaya başladığının erken aşamada tespit edilmesini sağlayacak testler geliştirebileceğini, bu sayede çok sayıda hayatın kurtarılabileceğini söylüyor.
bbc türkçe sağlık

12/15/2010

ilaçların olumlu ve olumsuz yan etkileri

    12/15/2010 10:13:00 ÖS   Yorum yok
olumsuz yan etkileri

Hemen hemen tüm ilaçların yan etkileri vardır. Bunlar genellikle kötü olarak alıglanır, ancak bazen beklenmedik sonuçlar da verebilir.


Örneğin, Amerikalı araştırmacılar kadınların menopoz tedavisinde kullandığı östrojen hormonunun, meme kanseri gelişmesi riskini yüzde 30-40 oranında azaltabildiği sonucuna ulaştı.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .