-->
kromozomlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kromozomlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10/06/2011

bilim adamları klonlama tekniği kullanarak kişiye özel kök hücre ürettiler

    10/06/2011 09:01:00 ÖS   Yorum yok

Amerikalı bilim adamları, bir tür klonlama tekniği kullanarak kişiye özel kök hücreler yarattıklarını söylüyor.


New York Kök Hücre Vakfı Laboratuarı'nda yapılan araştırmada bir yetişkinin deri hücresinden alınan genetik materyal insan yumurtasına aktarıldı.
kişiye özel kök hücre
Daha sonra yumurta laboratuar ortamında büyütülerek embryonun ilk aşamalarına getirildi.

Böylece üretilen kök hücreler hem derinin alındığı yetişkinin hem de yumurtanın kromozomlarını taşıyor.

Kök hücreler, vücuttaki diğer hücrelere dönüşebildikleri için yıpranan organları onarmaya ve yenilerini yapmaya çalışan bilim adamları için son derece önemliler.

Kullanılan teknik "beden hücreleri çekirdek aktarımı" olarak adlandırılıyor.


Bu teknik 1997 yılında, yetişkin bir hücreden klonlanan ilk memeli hayvan olan Dolly'nin basına tanıtılmasıyla üne kavuşmuştu.

New York Kök Hücre Vakfı Laboratuarı'nın baş araştırmacısı Doktor Dieter Egli, klonlama tekniğinin insanlar üzerinde başarıyla uygulanıp uygulanamayacağı konusunda büyük soru işaretleri bulunduğunu söyledi.
Sorunlar

Başka grupların bunu daha önce deneyip başarısız olduklarını belirten Doktor Egli, kendi ekibinin de önce geleneksel teknikleri deneyip başarısız olduğunu kaydetti.

Egli bilim dergisi Nature'da yayınlanan makalesinde, önce bir yumurtadaki genetik materyali çıkarıp yerine bir deri hücresinin kromozomlarını yerleştirdiklerini anlattı.

Yumurta beklendiği gibi bölünmüş, ancak 6-12 hücre aşamasından öteye geçememiş.

Araştırmacılar yumurtanın kendi genetik materyalini çıkarmayıp, deri kromozomlarını buna eklediklerinde ise yumurta gelişimini sürdürmüş.

Ve embryonik kök hücrelerin genelde alındığı kaynak olan, 100 kadar hücre içeren blastosist aşamasına gelmiş.

Normal döllenmeyle oluşan embryolarda, yumurta ve spermden birer dizi kromozom geliyor.

Böylece yetişkinlerde her kromozomdan iki adet bulunuyor.

Ancak bu teknikte yumurtadaki kromozoma, yetişkinin deri hücresinden iki grup koromozom eklendiği için yumrtada her kromozomdan üçer tane bulunuyor - ki bu da sorun yaratabilir.

Doğru sayıda kromozoma sahip olmayan embryolar genelde gelişemiyor.


Down Sendromu da tek bir kromozomdan üç adet bulunması yüzünden meydana geliyor.

Doktor Egli, BBC'ye "Yaptığımız hücreler henüz tedavide kullanılacak gibi değil. Daha çalışmamız gerekiyor, henüz yolun başındayız." dedi.

Newcastle Üniversitesi'ne bağlı Yaşlanma ve Sağlık Enstitüsü'nden Profesör Mary Herbert da bu çalışmanın sorunu çözmediğini ancak bizi sorunları anlamaya bir adım daha yaklaştırdığını söyledi.

Bir diğer grup bilim adamı ise yumurta kullanmadan kök hücre üretmek için bir "kimyasal banyo" tasarlamıştı.

Bu teknikte yetişkin hücre "yeniden programlanarak" kök hücreye dönüştürülüyor.

Ancak oluşan hücrenin kanser yaratan genlere karşı daha zayıf olduğu belirtiliyor.

7/12/2011

biyolojik gelişmeler için genetik talimatları taşıyan nükleik asit hakkında

    7/12/2011 11:41:00 ÖS   Yorum yok

Deoksiribonükleik asit veya kısaca DNA, tüm organizmalar ve bazı virüslerin canlılık işlevleri ve biyolojik gelişmeleri için gerekli olan genetik talimatları taşıyan bir nükleik asittir. 


DNA'nın başlıca rolü bilginin uzun süreli saklanmasıdır. Protein ve RNA gibi hücrenin diğer bileşenlerinin inşası için gerekli olan bilgileri içermesinden dolayı DNA; bir kalıp, şablon veya reçeteye benzetilir. Bu genetik bilgileri içeren DNA parçaları gen olarak adlandırılır. Ama başka DNA dizilerinin yapısal işlevleri vardır (kromozomların şeklini belirlemek gibi), diğerleri ise bu genetik bilginin ne şekilde (hangi hücrelerde, hangi şartlarda) kullanılacağının düzenlenmesine yararlar.
nükleik asit hakkında
DNA çift sarmalının yapısı
Kimyasal olarak DNA, nükleotit olarak adlandırılan basit birimlerden oluşan iki uzun polimerden oluşur. Bu polimerlerin omurgaları, ester bağları ile birbirine bağlanmış şeker ve fosfat gruplarından meydana gelir. Bu iki iplik birbirlerine ters yönde uzanırlar. Her bir şeker grubuna baz olarak adlandırılan dört tip molekülden biri bağlıdır. DNA'nın omurgası boyunca bu bazların oluşturduğu dizi, genetik bilgiyi kodlar. Protein sentezi sırasında bu bilgi, genetik kod aracılığıyla okununca proteinlerin amino asit dizisini belirler. Bu süreç sırasında DNA'daki bilgi, DNA'ya benzer yapıya sahip başka bir nükleik asit olan RNA'ya kopyalanır. Bu işleme transkripsiyon denir.

Hücrelerde DNA, kromozom olarak adlandırılan yapıların içinde yer alır. 


Hücre bölünmesinden evvel kromozomlar eşlenir, bu sırada DNA ikileşmesi gerçekleşir. Ökaryot canlılar (yani hayvan, bitki, mantar ve protistalar) DNA'larını hücre çekirdeği içinde bulundururken prokaryot canlılarda (yani bakteri ve arkelerde) DNA, hücre sitoplazmasında yer alır. Kromozomlarda bulunan kromatin proteinleri (histonlar gibi) DNA'yı sıkıştırıp organize ederler. Bu sıkışık yapılar DNA ile diğer proteinler arasındaki etkileşimleri düzenleyerek DNA'nın hangi kısımlarının okunacağını kontrol eder.

5/22/2011

miyop çocukların zeka katsayısı normal olanlara göre 7-8 kat daha fazla

    5/22/2011 06:50:00 ÖS   Yorum yok
zeka katsayısı

“Uzağı net görememek” olarak tanımlanan miyopi, doğuştan olabileceği gibi, erişkinlik çağlarında da başlayabiliyor. 7-16 yaşları arasında başlayan miyopiye ise “okul miyopisi” adı veriliyor. 


 Acıbadem Maslak Hastanesi Göz  Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Banu Coşar; pek çok bilimsel çalışmada, miyop çocukların zeka katsayılarının (IQ) normal popülasyona göre 7-8 puan daha fazla bulunduğunu belirterek, “Yapılan çalışmalarda ailelerde de benzer sonuçlar elde edilmiş. Öyle ki miyop kardeşlerin, olmayanlara kıyasla zeka katsayılarının daha yüksek olduğu ortaya konmuş. Ayrıca miyop çocukların okul başarısı da daha yüksek bulunmuş. Bu istatistikler 2 türlü açıklanabilir: “Ya miyopi ile zeka geni aynı kromozomda birlikte kalıtlanıyor ya da daha zeki olanlar okumayla daha çok zaman harcıyor ve gözde miyopi oluşuyor’” diyor.

 Teşhis edilmezse göz tembelliğine neden olabilir!

Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Banu Coşar, eğer 2 gözde de sorun varsa, çocuğun uzağı net olarak göremediğini kendisi ifade edebildiğini belirterek, “Ebeveynler ve öğretmenler de gerek çocuğun gözünü kısmasından, gerekse tahtayı iyi okuyamamasından veya televizyonu yakından seyretmesinden göz bozukluğunu tahmin edebiliyor. Ancak sadece tek göz bozuksa, işte bu durum kolayca dikkatten kaçabiliyor ve erken tedavi edilmediği için de göz tembelliğine yol açabiliyor.” uyarısında bulunuyor.

Düzenli muayene çok önemli!

Bebeklere 1-1.5 aylıkken çocuk doktoru tarafından “kırmızı refleks testi” denen göz testi uygulanması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Banu Coşar, bu testte bozukluk tespit edildiği takdirde çocuğun zaman kaybetmeden bir göz hekimi tarafından muayene ve tedavi edilmesi gerektiğini belirtiyor. Doç. Dr. Banu Coşar şunları söylüyor: “Eğer test sonucu normal ise ve gözde dışardan belli olan şaşılık ve beyaz leke gibi durumlar yoksa, çocukların 3 yaşında göz muayenesi olması ideal. Bu muayeneden sonra da çocuğun ilkokul 1. sınıftan itibaren her yıl göz muayenesinden geçmesi gerekiyor. Miyopi tanısı, göz muayenesinde görme seviyesinin tespiti ve göz numaralarının otomatik ölçümü (otorefraktometre) ile konuyor. Ayrıca muayene sırasında göz bebekleri damla ile genişletilerek gözün içine bakılıyor.’

11 yaşına dek gözlük, 11 yaştan sonra kontakt lens
Doç. Dr. Banu Coşar miyopi tedavisinde 11 yaşına dek gözlük kullanılması gerektiğini, bu yaştan itibaren istenirse kontakt lens kullanımına geçilebileceğini, 18 yaşından sonra da lazer tedavisi uygulanabileceğini belirtiyor. Çocukluk döneminde miyop gözlüklerin sürekli takılması gerektiğine de dikkat çeken Doç. Dr. Banu Coşar, “Aksi halde numaralar daha hızlı ilerleyebiliyor. Bu nedenle aileler gözlüğün devamlı kullanımını sağlamaya çalışmalı. Önerilen sıklıktaki göz muayenelerini de kaçırmamalı. Kontakt lense geçilmişse, aileler lenslerin kurallara uygun kullanımı konusunda da çocuklarını takip etmeliler.” diyor.

Okul miyopsisinde doğru bilinen yanlışlar
Yanlış     : Miyopi için düşük numaralı gözlük takılırsa numaralar daha az ilerler.
Doğrusu: Gözde mevcut numaralar ne ise ona uygun numara kullanılmalı.

Yanlış     : Miyopi için sürekli gözlük takılmasına gerek yok.
Doğrusu: Çocukluk döneminde, doktorun önerdiği gözlükler sürekli takılmalı.

Yanlış     : Ergenlik döneminde kontakt lens kullanımı tavsiye edilmez.
Doğrusu: 11 yaşından sonra gençler kontakt lens kullanabilir.

Yanlış     : Yaş ilerledikçe miyopi azalır.
Doğrusu: Miyopi ilerleyen yaşla birlikte azalmaz.
cumhuriyet portal

2/09/2011

uyurgezerler üzerinde yapılan araştırmaların sonucu uyurgezerlik genetik

    2/09/2011 10:44:00 ÖS   Yorum yok
uyurgezerlik genetik

Bilim dünyası, yıllar süren araştırmalar sonunda uyurgezerliğin nedenini bulduğuna inanıyor.


Çok sayıda uyurgezer üyesi olan bir aile üzerinde bir çalışma yapan bilim insanları, sorunun genetik olduğunu saptadı. Uzmanlar, bulguların hastalığa tedavi bulunmasına yardımcı olmasını umuyor.

Uyurgezerlik, her 100 çocuktan 10'unu, her 100 yetişkinden ise ikisini etkiliyor. Çoğu kişi de bunu küçük bir sıkıntı olarak görüyor. Ancak bazı vakalarda çok tehlikeli de olabiliyor. Uyurgezerlerin cinayet işledikleri vakalar da bulunuyor polis kayıtlarında.

Şimdi Amerikalı bilimadamları, Nöroloji dergisinde yayımlanan araştırmalarında, uyurgezerliğin genetik nedenlerini bulduklarını söylüyor.

Araştırma aynı ailenin uyurgezer olan dört kuşak bireyleri üzerinde yapılmış.


22 akraba üzerinde yapılan çalışma kapsamında uyurgezerlik sorunu olanların DNA'ları uyurgezer olmayanlarınkilerle karşılaştırılmış.

Sonunda da uyurgezerlerin bir kromozomlarının bozuk olduğu ortaya çıkmış.


Uyurgezerlerin 20 nolu kromozomu taşıyan genleri çocuklarına aktarma olasılıkları yüzde 50. Keşfin bütün uyurgezerlik vakalarını açıklamaya yetip yetmeyeceğini anlayabilmek için daha kapsamlı araştırmaların yapılması gerekiyor.

Birmingham kentinde uyku sorunlarını tedavi etmek üzere faaliyet gösteren kliniğin uzmanlarından Dev Banerjee, bulguların çok önemli olduğuna dikkat çekiyor.

Banerjee şunları söylüyor:

"Aile genleriyle ilgili bir bağ olduğundan hep kuşkulanıyorduk zaten. Kliniğime gelen hastaların bazıları,'kardeşimde de vardı, ya da amcam da şöyle davranırdı' gibi ayrıntılar aktarırlardı. Tedavi sürecine nasıl bir etkisi olacağını bilmiyoruz. Çünkü hastaların büyük bölümünde zararsız bir hastalık bu. Tahminde bulunmak için de çok erken... Ama genetik bir bağ saptamak önemli kuşkusuz."
bbc türkçe sağlık
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .