-->
kanser türleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kanser türleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3/27/2012

kanserli hücrelerin korumasını ortadan kaldıracak antikor bulundu

    3/27/2012 09:06:00 ÖS   Yorum yok

İnsan savunma sisteminin, normal koşullarda, kanserli hücreleri bulup yok etmesi gerekiyor, ancak bu olmuyor. 

ortadan kaldıracak antikor

Bilim adamları, tümör hücrelerinin savunma sisteminden nasıl kaçtıklarına dair önemli bir keşifte bulundu.

Sonuçları Amerikan Bilim Akademisinin dergisi PNAS'ta yayımlanan araştırmaya göre, tümör hücreleri etrafında, savunma sisteminin yok edici-yiyici hücrelerini durduran bir proteinin üretimini önemli ölçüde artırıyor. Bir antikor ise savunma sistemi için kırmızı ışık görevi üstlenen bu proteinin üretimini durduruyor, böylece kanserli hücrelerin koruması ortadan kalkıyor.

İnsanlardan alınan farklı kanserli tümörleri farelere aktaran bilim adamları, bir antikor ile tümörlerin küçüldüğünü gördü. Bilim adamları, böylece kanserin ya tamamen yok olduğunu ya da en azından metastazın engellendiğini kaydetti.

Bilim adamları, en geç iki yıl içinde yöntemin insanlar üzerinde deneneceğini bildirdi.

Araştırmayı yürüten ekibin başkanı, Stanford üniversitesi bilim adamlarından Irving Weissman, "beni yeme" sinyalinin bloke edilmesinin, farelerde denedikleri hemen her tür kanserli tümörün büyümesini, asgari düzeyde toksite ile durdurduğunu belirtti.

Bilim adamları insanlarda yumurtalık, meme, bağırsak, idrar torbası, beyin, karaciğer ve prostat tümörlerini inceledi. Hemen hemen tüm kanser hücreleri, CD47 proteininden, normal hücrelerin ürettiğinden üç kat fazlasını üretti. Bu protein, savunma sisteminin makrofajlarıyla yani yiyici hücreleriyle temas ettiğinde, kanserli hücrenin yok edilmesini engelleyen bir dizi kimyasal tepkimeye neden oldu. CD47 üretimi ne kadar yüksekse hastanın yaşam süresi o kadar kısaldı.

İnsanlardan alınan kanser tümörlerinin yerleştirildiği fareler üzerinde yapılan deneylerde ise CD47 üretiminin bloke edilmesinin, savunma sisteminin kanserle mücadelesini güçlendirdiği görüldü. CD47'yi engelleyen bir antikor verilmesi, farklı türdeki kanserli tümörlerin büyümesini durdurdu. Küçük tümörlerin birkaç hafta içinde tamamen yok olduğu, büyük ve saldırgan tümörlerin metastaz yapmadığı tespit edildi.

2/17/2012

72 yaşındaki kan kanseri hastası karahindiba kökü ekstresi ile hastalığı tamamen yendi

    2/17/2012 10:06:00 ÖS   Yorum yok

Kanser hastaları için umut verici çalışma, Windsor Üniversitesi Onkoloji Servisi bilim insanları ve Windsor Bölgesel Kanser Merkezi ekiplerince ortaklaşa yürütülüyor.

karahindiba kökü ekstresi

Konuyla ilgili bilgi veren Dr. Caroline Hamm, karahindiba kökü ekstresinin eşsiz bir bitki olduğunu belirterek, bununla tedavisinden umut kesilerek evine gönderilen 72 yaşındaki bir hastanın iyileştiğini anlattı.

John DiCarlio isimli hastanın, 3 yıl süren yoğun lösemi tedavisinin ardından, yapılacak birşey kalmadığı için, kalan ömrünü ailesi ile birlikte geçirmesi için evine gönderildiğini belirten Dr. Caroline Hamm, "Laboratuvarda hazırlanan karahindiba ekstresini, John'un evine götürüp çay olarak hazırladık. Kendisine de nasıl hazırlayacağını öğreterek, bittikçe yenilerini verdik. 4 ay sonra kanser değerlerinde iyileşme saptadık. Aradan geçen 3 yılın ardından John, tamamen iyileşti" dedi.

Karahindiba kökü çayının, herkeste aynı etkiyi göstermediğine dikkati çeken Dr. Hamm, her hastanın ihtiyacı olan dozun belirlenmesinin önemli olduğunu ve buna yoğunlaştıklarını ifade etti.

Doktor tedavisi ve kontrolü altında olan, kemoterapi ya da düzenli ilaç kullanan kanser hastalarının, doktorlarına danışmadan bu çayı kullanmamalarını isteyen Dr. Caroline Hamm, bilim heyetinin Kanada Sağlık Bakanlığı'na ekstre ile ilgili yasal müracaatları yaptığını, bunun kabul edilmesi halinde klinik çalışmaların en az 21 hasta üzerinde başlayacağını söyledi.

Caroline Hamm, 6 ila 8 ay sürecek olan birinci aşamanın ardından, karahindiba kökü çayının hangi kanser türlerine ne oranda iyi geldiğinin belirleneceğini anlattı.
cumhuriyet portal 

9/06/2011

türkiye'de akciğer kanserinden sonra sırayı prostat kanseri alıyor her 12 erkekten biri prostat

    9/06/2011 07:47:00 ÖS   Yorum yok

Prof. Dr. Göktaş, yaptığı yazılı açıklamada, ülkemizde yaklaşık 1 milyon 900 bin prostat hastası olduğunu belirtti.


Ülkemizde 1 milyon 900 bin prostat hastasından yalnızca 300 bininin yani yüzde 16'sının tedavi olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Göktaş, şunları kaydetti:

prostat kanseri alıyor
''Geriye kalan 1 milyon 600 bin erkeğin ise bu hastalıkla ilgili bilgilendirilmesi gerekmektedir. Erkekleri etkileyen ölümcül kanser türlerinden olan prostat kanseri her 12 erkekten birinde görülmekte ve akciğer kanserinden sonra ikinci sırada yer almaktadır. Bu oldukça ciddi bir rakam olup insanların bu konuda duyarlı davranması gerekmektedir.''

''Geç tanı böbrek yetmezliği nedeni''


Bunun yanında iyi huylu prostat büyümesi ile idrar yolunun daraldığını ve idrar yapmada zorluklar yaşandığını anlatan Prof. Dr. Göktaş, erken tanı ve tedavi edilmediği takdirde böbrek yetmezliğine kadar gidebilecek ciddi sorunlar ortaya çıktığını vurguladı.
Prof. Dr. Göktaş, ''Unutulmamalıdır ki prostat hastalıkları erken teşhis edildiğinde büyük ölçüde hayat kurtarıcıdır'' ifadelerini kullandı.

Prostat hastalıkları ve özellikle de prostat kanseri ile ilgili toplumda farkındalık yaratmak istediğini ifade eden Prof. Dr. Göktaş'ın, şunları kaydetti:

''Özellikle bu konuyla ilgili toplum bilincinin oluşturulması ve geliştirilmesi gerekiyor. Unutulmamalıdır ki prostat, tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Ancak bunda erken teşhis oldukça önemlidir. Biz de prostat hastalıklarıyla ilgili halkımızı bilgilendirmek amacıyla 8 Eylül Perşembe günü hakla açık bir seminer düzenleyeceğiz.''

6/22/2011

kadınların jinekolojik kanserlerden korunması için yılda bir kez muayene olmalı

    6/22/2011 10:31:00 ÖS   Yorum yok

Jinekolojik kanserlerin tek bir nedene bağlı olarak gelişmediğini ifade eden Dokuz On Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi Tıbbi Direktörü Özgün, kansere neden olan risk faktörlerinin bilinmesinin, tedavide ve korunmada hayati önem taşıdığını ifade etti.

muayene olmalı


Özgün, sigara kullanımının diğer kanser türlerinde olduğu gibi jinekolojik kanser türleri için de çok önemli bir risk faktörü olduğunu vurgulayarak, cinsel yolla bulaşan hastalıkların, erken yaşta cinsel ilişki, kocası çok eşli kadınlar ve genellikle düşük sosyo ekonomik durumdaki kadınlar arasında yaygın görüldüğünü belirtti.

En sık rastlanan jinekolojik kanser türünün, rahim ağzından kaynaklanan "serviks" kanseri olduğunu belirten Özgün, halk arasında bilindiği adıyla rahim ağzı kanserinin dünya genelinde meme kanserinden sonra kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu kaydetti. Bu kanser türünün, PAP smear tarama testi ile çok erken dönemde tanımlanabildiğine işaret eden Özgün, jinekolojik kanserlerin belirtilerinin farklılık gösterdiğini belirterek, rahim ağzı kanserinde cinsel ilişki sonrasında lekelenme tarzında vajinal kanama, adet miktarında ya da süresinde artış, kahverengi vajinal akıntı şeklinde belirtiler olabileceğini ifade etti. Özgün, ileri evrelerde bel ve kasık ağrısı, idrar yapmada güçlük ya da bacak ödeminin de görülebileceğini kaydetti.

İkinci sırayı rahmin iç tabakasından kaynaklanan ve halk arasında rahim kanseri olarak bilinen "Endometrium" kanserinin aldığını anlatan Özgün, modern toplumlarda rahim kanserinin sıklığının giderek arttığına ancak ölüm oranının oldukça düşük olduğuna dikkati çekti. Rahim kanserinin, erken bulgu veren bir kanser türü olduğunu ifade eden Özgün, menopoz öncesi ya da menopoz döneminde anormal kanamalarla belirti verdiğini söyledi.

Yumurtalıklardan kaynaklanan ve "over" kanseri olarak adlandırılan yumurtalık kanserlerinin ise jinekolojik kanserler içinde en fazla ölüme yol açan kanser türü olduğunu belirten Özgün, 40 yaşın üzerindeki kadınların yüzde 12'sinde over kanserinin teşhis edildiğini, tüm kadınların yüzde 5'inde bu kansere rastlandığını söyledi. Rahim iç yüzü kanserinde şişmanlık, diyabet öyküsü, geç menopoz yaşı, kısırlık ve progesteron olmaksızın tek başına östrojen kullanımının risk faktörü olduğunu anlatan Özgün, yumurtalık kanserinde ise Karın şişliği, ağrı, hazımsızlık, karın çevresinde artış ile anormal vajinal kanamanın en sık görülen belirtiler olduğunu kaydetti.

Aşı hayati önem taşıyor


Operatör Dr. Osman Denizhan Özgün, jinekolojik kanserlerin nedenleri çok farklı olduğu için korunmada da birçok faktörün dikkate alınması gerektiğine dikkat çekti. Rahim ağzı kanserinden korunmak için cinsel yolla bulaşan hastalıklardan özellikle HPV enfeksiyonundan korunmanın ön plana çıktığını kaydeden Özgün, bir kadının yaşam boyu genital HPV enfeksiyon geçirme riskinin yüzde 80 olduğunu, bu enfeksiyonların çoğu kendiliğinden iyileşse de "HPV virüsünün rahim ağzı kanserinden yüzde 99.7 oranında sorumlu" olduğunu bildirdi. 9-45 yaşları arasında yapılan HPV aşısının rahim ağzı kanserini yüzde 75 oranında önlediğini belirten Özgün, "Rahim ağzı kanserine karşı aşı ve PAP smear testi ile düzenli takipler yapılmalı" dedi. Özgün, üreme çağında doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda, rahim ve yumurtalık kanserlerinin görülme oranlarının belirgin oranda azaldığının tespit edildiğini ifade ederek, şu önerilerde bulundu:
"Sigara kullanılmamalı. Aşırı kilo alımı engellenmeli, tek başına östrojen alınmamalı ve kanserleşme riski taşıyan rahim hastalıkları uygun tedavi edilmeli. Yumurtalık kanserinde doğum kontrol hapları kullanılabilir ve ailede yumurtalık kanseri varlığında koruyucu girişimler önerilebilir. Yılda en az bir kez jinekolojik açıdan muayene olmalı ve tarama testleri yaptırılmalı."
cumhuriyet portal

5/10/2011

kanser tedavisinde kullanılan amigdal türkiyede malatya kayısısından üretilecek

    5/10/2011 11:49:00 ÖS   Yorum yok
 amigdal türkiyede

İnönü Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Kimya Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Petrol ve Akaryatık Analiz Laboratuvarı Müdürü Yrd. Doç. Dr. Yunus Önal, gazetecilere yaptığı açıklamada, kanser hastalarının tedavisinde kullanılan vitamin B 17 ya da diğer adı ile Amigdalin'in artık Malatya'da üretileceğini, bu maddenin acı kayısı çekirdeğinde yüzde 6 oranında bulunduğunu söyledi.


Kendisinin 3 yıl önce yaptığı bir araştırmada acı kayısı çekirdeğindeki Amigdalin'i izole ettiğini, yani ayrıştırdığını kaydeden Önal, bu çalışmayı kamuoyuna açıkladığını söyledi.

Önal, araştırmasının kamuoyunda büyük yankı uyandırması üzerine, 2 ay önce Hollanda'da yaşayan Gaziantepli bir iş adamının kendisi ile temas kurduğunu anlattı. Önal, şöyle konuştu:
''Söz konusu iş adamımızla telefon görüşmesinin ardından Malatya'da buluştuk. Bu konuda yatırım yapmak istediğini söyledi. Şu anda da ön hazırlıklarımızı tamamladık. İş adamımız şirket kurulumunu tamamladı. Kendi üzerime düşen tarafı ile ilk etapta Çin'den Amigdal'in ithal edilmesine karar verdik. Hatta numuneler geldi. Üniversitedeki laboratuvarda analizlerini yapıyorum. Daha sonra da Malatya'da bunun üretimine geçilecek. Burada yetiştirilen kayısı çekirdeğinden üretilen Amigdalin, öncelikle Türkiye'ye, daha sonra da dünyanın dört bir tarafına pazarlanacak.''

''İzin işlemleri konusunda Sağlık Bakanlığına başvurular da yapıldı'' diyen Önal, bu konunun Malatya'daki sanayinin çeşitlenmesi açısından önemli olduğunu belirtti.

Amigdalin'in kanser türleri içinde kullanılmadığı alanın bulunmadığını ifade eden Yunus Önal, şu bilgileri verdi:

''Amerika'da her yaş grubunda, her kanser türünde bilimsel olarak çalışılmış bir malzeme. Bunun kaynağının kayısı olması çok güzel. Amigdalin bademde de var, kiraz çekirdeğinde de var. Ama kayısıyı kusursuz kılan, bademde yüzde 2 oranında Amigdalin varken, kayısıda yüzde 6 oranında bulunması. Amerika'da satılan Amigdalin acı bademden elde ediliyor. Çin'deki, acı kayısı çekirdeğinden elde ediliyor.''

Amigdalin üretecek olan tesisin Malatya Organize Sanayi Bölgesi'nde kurulacağını anlatan Önal, ''Amacımız Malatya'da yetişen acı kayısı çekirdeklerinden bu maddeyi üretip pazarlamak. Kilosu perakendede 500 bin dolar'' dedi.

Önal, bu tesisin kurulmasının ve Amigdalin'in Malatya'da üretilecek olmasının Türkiye'deki kanser hastaları için de müjde niteliğini taşıdığını kaydederek, ''Amerika'da, Çin'de satılıyor. Ama yakın gelecekte Malatya'da kurulacak tesisten de herkes bunu temin edebilecek. Daha önce toz tabletti. Şu anda iğne olarak vurulabilecek şekilde ampulü de hazırlanmış durumda'' diye konuştu.

Kayısı ile ilgili başka bir çalışma daha yaptıkları bilgisini veren Önal, ''Malatya'mızda ve Türkiye'de yetişen tüm kayısı çeşitlerinin yağ içeriklerinin analizine başladık. Büyük bir kısmını toparlamıştık. Dünya çapında kayısı ile ilgili ne çalışılmamışsa bunların hepsini Malatya'mıza ve üniversitemize mal edeceğiz'' dedi.
cumhuriyet portal

3/28/2011

kabuklu yemişler arasında insan vücuduna en faydalı yemiş ceviz

    3/28/2011 08:03:00 ÖS   Yorum yok
faydalı yemiş ceviz
ceviz

Amerikalı bilim adamlarına göre, en sağlıklı kabuklu yemiş ceviz.
Pennsylvania'daki Scranton Üniversitesi'nden araştırmacılar, kabuklu yemişler arasında en çok antioksidanın cevizde bulunduğunu açıkladı.


Antioksidanların vücudu hastalıklara karşı korumada etkili olduğu biliniyor.
Diğer kabuklu yemişlerin de faydalı besin değerlerine sahip olduğunu söyleyen araştırmacılara göre, ceviz ise fıstık, badem ve şam fıstığından daha sağlıklı.

'Az, düzenli ve kavurmadan tüketin'

Araştırmayı yürüten doktor Joe Vinson, cevizdeki antioksidan miktarının diğer kabuklu yemişlerden ortalama iki kat daha fazla olduğunu, ayrıca daha yüksek kalite ve etkinlikte olduğunu söylüyor.
Araştırmaya 9 farklı tür kabuklu yemiş dahil edildi.
Cevizdeki antioksidanların E vitamininden 2 ila 15 kat daha kuvvetli olduğu da araştırmada tespit ediliyor.

Kabuklu yemişlerin protein, vitamin, mineral ve lif içerdiği biliniyor.

Daha önceki araştırmalar, düzenli olarak az miktarda kabuklu yemiş tüketmenin kalp rahatsızlığı ve bazı kanser türlerinin riskini azalttığını göstermişti.
Vinson, kabuklu yemişlerin kavrulmasının antioksidanların kalitesini düşürdüğünü de ekliyor, cevizin bu yönden kavrularak tüketilen yemişlere göre daha şanslı durumda olduğunu belirtiyor.
bbc türkçe sağlık
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .