-->
kalsiyum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kalsiyum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4/11/2012

yemek beğenmeyen çocuklar için alternatif öneriler

    4/11/2012 03:31:00 ÖS   Yorum yok

Baştan kabul etmeniz gereken bir gerçek var. Hiç kimsenin çocuğu mükemmel yemek yemez, sizinki de yemeyecek, beslenme kitaplarındaki gibi harika yemek alışkanlıklarına sahip olmayacak.

alternatif öneriler

Aslına bakarsanız olmak zorunda da değil. Bir şeyi yemiyorsa, başka bir yiyecekle onun yerini doldurabilirsiniz. Mesela mı?

Süt içmeyi reddediyorsa…


Süt, çocuğunuza dört ana besin sağlar: Kalsiyum, magnezyum, potasyum ve D vitamini. Bu besinler çocuğunuzun vücudunun, yani kemiklerinin gelişip kuvvetlenmesine yarar.

Çocuklukta yeteri miktarda süt tüketen, yetişkinlikte daha sağlıklı kemiklere sahip olur ve kemikteki mineral oranı içmeyenlere kıyasla daha yüksek bulunur. Üstelik çocuk süt içerek olması gereken kiloya rahatlıkla ulaşabilir.

Telafi edin: Çocuğunuzun kalsiyum ihtiyacını başka yiyecek ve içeceklerle karşılayabilirsiniz. 1-3 yaşındaki çocukların ihtiyacını 4 yemek kaşığı yoğurt, bir dilim yağsız çedar peyniri ve bir bardak portakal suyu ile karşılayabilirsiniz. 4-8 yaşındaki çocuklar ise bir kâse yulaf ezmesi, bir dilim beyaz peynir, 4 kaşık yağsız yoğurt ile günlük kalsiyum ihtiyaçlarını karşılayabilirler. Peynir ve yoğurtta potasyum ile magnezyum bulunuyor. Vücudun kalsiyumu emmesine yarayan D vitamini ise bu yiyeceklerle sağlanamıyor. Balık, yumurta gibi yiyecekler tüketmesi gerekli. Eğer çocuğunuz süt içmeyi tümüyle reddediyorsa, ek olarak D vitamini verebilirsiniz. Doktorunuzla görüşün.


Beyaz ekmekten başka ekmek yemiyorsa…


Tam tahıllı ekmeklerin yüzde 25 daha fazla protein, yüzde 78 daha fazla lif ve yüzde 93 daha fazla E vitamini içerdiğini biliyor muydunuz?

“Ekstra lif çocuğunuzun kabız olmasını engelliyor. Tam tahıllı ekmeğin içeriğindeki protein daha uzun süre tok kalmasını sağlıyor” diyor Minnesota Üniversitesi’nden Prof. Dr. Joanne Slavin.

8-13 yaş arası çocuklarda yapılan araştırmalara göre, tam tahıllı ekmek tüketen çocuklarda astım oranı yüzde 54 azalıyor.

Telafi edin: Çocuğunuz esmer ekmekten hoşlanmıyorsa, günlük tükettiği ekmek miktarının en azından yarısının tam tahıllı olması yetecektir. Eğer hiç yediremiyorsanız, akşam yemeklerinde esmer pirinç, sabah kahvaltılarında tahıl gevreği verebilir; onu “zebra” ile tanıştırabilirsiniz: İnce bir dilim beyaz ekmeğin yanına ince bir dilim esmer ekmek koyun, birkaç sıra böylece devam edin.

Tüm sebzelerden nefret ediyorsa…

Sebzeler, içeriği çok zengin, kalorisi çok fakir yiyeceklerdir. Üstelik A ve C vitamini gibi bağışıklık sistemimiz açısından çok önemli besinler içerirler. Araştırmalara göre, günlük beslenmelerinden kızarmış yiyecekleri çıkaran ve koyu yeşil ile sarı renkte sebzeler yiyen çocukların vücuttaki yağ oranları azalıyor, kas oranları çoğalıyor. Brokoli, havuç, patates gibi yiyecekleri tercih ederek içeriklerindeki potasyum ile çocuğunuzun kemiklerini güçlendirebilirsiniz.

Telafi edin: Çocuğunuzun sevdiği sebzeleri pişirmeye ağırlık verin. Sebze olarak nitelendirdiği şey bir meyve bile olsa itiraz etmeyin. Ayrıca patates, sebze olarak görülmese de içerik açısından oldukça zengindir. Kızartma olmadığı takdirde sık sık patates yemesinde bir sakınca yok.

Baskı yapmadan tüm sebzeleri ona sunun. Rutin bir şekilde tabağına koyun ya da sadece sebze yemeği pişirin. Eğer hiçbir şekilde ağzına götürmüyorsa, sakin kalın. Dip sosların sebze yedirme işini kolaylaştıracağını unutmayın. Yemekten önce, tam da çocuğunuz çok açken düşük yağlı bir sos hazırlayın, dilim dilim kesilmiş ızgara sebzeleri sosa batırıp yemek hoşuna gidebilir. America Penn State Üniversitesi’nin bir araştırmasında 3-5 yaşlarındaki çocuklara hem yemekten önce hem de yemek sırasında havuç servis edilmiş. Tahmin etmek zor olmasa gerek: Çocuklar yemekten önce yemiş, yemek sırasında ağızlarına bile sürmemişler.

Bu çabalarınıza rağmen sebze yediremiyorsanız, eksiklerini meyvelerle gidermeye çalışın. Ispanak kadar mango ve kayısı da iyi birer A vitamini kaynağıdır mesela. C vitamini açısından zengin brokoli ve bezelyenin yüzüne bakmıyorsa, siz de şansınızı çilek ve ananasla deneyin.

Her şeye ketçap sıkıyorsa…

Ketçap hem tuzlu hem de şekerli bir yiyecek. Bir yemek kaşığı ketçap, bir tatlı kaşığı şeker ile bir avuç cips kadar potasyum içeriyor. Zararı boyundan büyük olsa da, birçok çocuğa bazı gıdaları yedirmekte yardımcı.

Telafi edin: İsim veremesek de bazı ketçap markaları tuz ve sodyum içermiyor. Bırakın istediği her yiyeceğin üzerine sıksın. Eğer sebze, balık ya da diğer yararlı yiyecekleri yemesini sağlıyorsa, inanın o yiyeceklerden alacağı besinler ketçabın zararlarından çok daha fazla. Ama sade yiyebileceği yemeklerin üstüne sıkmaması konusunda ısrarcı olun. Sadece tadını sevmediklerinde kullansın. Tadı keskin ve yenmesi zor sebzeler için ketçap yerine akça ağacı şurubu da kullanabilirsiniz.

11/26/2011

asalak solucanları ortadan kaldıran parazit önleyici papaya bitkisi

    11/26/2011 01:04:00 ÖS   Yorum yok

Papaya, Carica papaya (kavun ağacı) bitkisinin meyvesi ve Carica cinsinin bir üyesi.


Papaya'nın ana vatanının Güney Meksika ve Orta Amerika olduğu sanılmaktadır. Ona "kavun ağacı" meyvesine de, kavun ağacı yemişi denmektedir. Çünkü papayanın bir çeşidinin meyvesinin görünümü kavuna benzese de, tadı balkabağına yakındır.

Papayanın, Hawaii,Tayland ve Meksika olmak üzere üç çeşit tanınmış türü vardır,bununla birlikte Maridol Papaya,Cüce (Dwarf) 


Papaya,Florida Jack Papaya,Çilek(strawberry) Papaya ...v.s başkaca türleri ve kültür çeşitleri de mevcuttur. Hawaii çeşidi olgunlaştığında, kabuğu sarı renkte olan armut biçimindeki meyvelere sahip olmaktadır ve bu meyvelerin eti de, parlak portakal renginde ya da pembemsi olmaktadır. Tam ortasında küçük siyah tohumlar bir arada bulunmaktadır. Meksika çeşidi ötekilerden daha büyük meyvelere sahiptir. Her bir meyve yarım metre boyundadır ve yaklaşık 5 kg. gelmektedir.Tayland türü papayalar ise daha çok diyet salataları ve çeşitli yemeklerin yapımında kullanılmakla her ne kadar dağ papayası veya babako gibi akrabaları kadar olmasada diğer carica papaya türleri içinde soğuğa dayanıklığı ile bilinmektedir.

Papayaya, Avustralya'da "papaw" ya da "pawpaw", Brezilya'da "mamao" adları verilmektedir. 


Çalı ya da ağaç görünümündeki papaya, güneş ve suyu sevmesi yönüyle Kamkat ve Durian gibi Tropikal iklimin ağacıdır.
Olgunlaşmadan toplanan papayalar ise, sebze olarak kullanılmaktadır.Papaya çiğ olarak yenebildiği gibi pişirilerekte yenebilir. Özellikle olgunlaşmamış meyveler zararlı etkilerinin önlemesi için pişirilerek yenmektedir. En dayanıklı carica papaya türleri en fazla -2 derece ısıya dayanabilmektedir. Bir papaya ağacının en fazla 8 yıllık ömrü bulunmaktadır. Papaya tohumdan çoğalabilmekle beraber, kendi kendini tozlayamadığından meyve üretimi için 2 veya daha fazla ağacın bir arada yetiştirilmesi gerekir.

Günümüzde pek çok ülkede Carica Papaya'nın kültür türleri yetişir bunlar hızlı büyür, 3 yıl içinde meyve verir ancak tıpkı diğer carica papaya ailesi üyeleri gibi dona karşı dirençleri çok azdır. Papaya'nın meyve sineği gibi meyve üretimini sekteye uğratıcı zararlıları vardır, bununla birlikte ağaç bir kısım virüslere karşı da hassastır, mesela 1990 yılında ortaya çıkan "papaya ringspot virüsü" Hawai'deki neredeyse bütün bir papaya endüstrisini ortadan kaldırmıştır. Ne yazık ki halen dahi ortaya çıkan bu virüse karşı organik veya konvansiyonel bir mücadele yolu bilinmemektedir. Bununla birlikte bu virüse karşı Sun up ve Rainbow Carica Papaya türleri genetik olarak modifiye edilmek zorunda kalmış ve Hawaideki papayaların %80'i bu genetik olarak modifiye edilmiş veya hibrit ağaçlarla değiştirilmiştir. Ancak bu metotunda tohum stoklarında kirlenmeye yol açma durumu sözkonusu olmuştur.

Papayanın meyvesi; demir, potasyum, kalsiyum fosfat mineralleri ve A, B1, B2, B5 ve C vitamini yönünden zengindir.Ayrıca papaya'nın karaciğer kanserine karşı içerdiği likopen sayesinde koruyucu bir etkisi olduğu ve yine bağışılık sistemini güçlendirdiği iddia edilmektedir. Tohumu çeşitli bakterilere karşı antibakteriyel koruyucudur, ayrıca böbreklere karşı tohumunun yararlı etkisi olduğu düşünülmektedir. Ayrıca şampuan endüstrisinde de papayadan yararlanılmaktadır.

Bununla birlikte çok aşırı papaya tüketimi tıpkı havuçta olduğu gibi beta karoten fazlalığından alerjiye yol açabilmektedir,zira 100 gr papaya 6 gr.kadar Betakaroten içerir.

Yine,olgunlaşmamış papaya meyvelerinin içerdiği lateks konsantrasyonu yüzünden rahim kasılmalarına ve düşük tehlikesine neden olabileceği iddia edilmektedir. Bunun yanında fareler ve maymunlar üzerinde yapılan deneylerde papaya tohumu ekstresinin aşırı dozajının doğum kontrol hapı gibi etki gösterip, hamile kalmayı engellediği, düşük dozunun ise doğmamış çocuklara herhangi bir zararının olmadığı tespit edilmiştir.Bu sebeple hamilelerin dikkatli kullanması gerekir.

Bunun yanında papayanın meyveleri, yaprakları, tohumları v.s parçaları vücuttan asalak solucanları ortadan kaldıran, parazit önleyici antihelmintik alkoloit içerir. Düşük dozlarda bunun herhangi bir zararı olmazsa da aşırı yüksek dozlarda tehlikeli olabilir.

6/06/2011

çocukların toprak yutması midede parazitlere karşı kalkan oluşturuyor

    6/06/2011 05:17:00 ÖS   Yorum yok
midede parazitlere karşı

Çocukların oyun oynarken toprak ve çamur yutmalarından ebeveynlerin korkmasına gerek olmadığı, toprağın çocukların midesi için faydalı olabildiği belirtildi.



New York'taki Cornell Üniversitesi uzmanları, sokakta oyun oynarken küçük çocuklarını bir avuç toprağı ağızlarına sokarken gören ebeveynlerin rahat olmaları gerektiğini ifade ettiler.

Daily Mail Gazetesi'nin The Quarterly Review of Biology dergisinde yayımlanan araştırmaya dayanarak yaptığı habere göre, uzmanlar, toprak yemenin birçok kültürde yaygın olmasından hareketle misyonerlerin, doktorların ve kaşiflerin bu uygulamayla ilgili 480'in üzerindeki anlatısını incelediler.

Araştırmada, tüm kültürlerdeki toprak yeme alışkanlığının aslında, toprağın midede parazitlere ve toksinlere karşı bir kalkan oluşturmasından kaynaklanıyor olabileceği sonucuna varıldı.


Uzmanlar, bazı insanların canının toprak çekmesine, vücutlarında demir, çinko veya kalsiyum gibi metal ve maddelerin eksik olmasının sebep olabileceğini de kaydettiler.

Araştırmayı yürüten ekibin başkanı Dr. Sera Young, insanın toprak yemesinin ilk yazılı hikayesini 2 bin yıl öncesinden Hipokrat'ın kayda geçirdiğine dikkati çekti.

Araştırmacılar, ''Bu verilerle, toprak yemenin insanlar arasında yaygın olduğunu ve hassas yaşam evreleriyle koruma gerektiren ekolojik koşullarla karşılaşıldığında ihtiyaç duyulduğu sonucuna varıldığını'' söylediler.
trt türk

5/28/2011

eşşek sütü italyada fayda bakımından inek sütüne alternatif oluyor

    5/28/2011 04:36:00 ÖS   Yorum yok
inek sütüne alternatif
eşşek sağma

İtalya’da inek sütüne alerjisi olanlar için alternatif bir ürüne dönüşen eşek sütünün popülaritesi hızla artıyor.


Üretimin yarıdan fazlası çocuk hastalıkları birimlerine satılırken, zayıflatıcı özelliği sebebiyle eşek sütü kadınlar tarafından da yoğun olarak tüketiliyor. Napoli Üniversitesi uzmanlarına göre, eşek sütü vücuttaki yağ oranını azaltarak hem formda tutuyor, hem de içindeki yüksek kalitedeki Omega 3 yağları ve kalsiyum ile kalbi koruyor. Eşek sütü ayrıca astıma iyi geliyor, kansere karşı koruyor.
hürriyet planet
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .