-->
hijyen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hijyen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10/14/2011

her 6 cep telefonun birinde e. coli bakterisi tespit edilen avrupa ülkesi

    10/14/2011 09:06:00 ÖS   Yorum yok

Londra'daki Hijyen ve Tropikal Hastalıklar Fakültesi ile Londra Üniversitesi'nden araştırmacılar, 'her altı cep telefonundan birinde dışkı bulgusuna rastlandığını' açıkladılar.


dışkı bulgusuna rastlandı
Araştırmacılar 12 İngiliz kentinde cep telefonları ile kişilerin ellerinden 400'e yakın örnek topladılar.

Cep telefonlarının yüzde 16'sında, ellerin de yüzde 16'sında, insanların bağırsaklarında bulunan E. coli (Escherichia coli) bakterisi saptandı.

E. coli bakterisinin en fazla cep telefonunda görüldüğü kent, yüzde 41 ile Birmingham çıkarken, eldeki E. coli bakterisine en fazla rastlanan kentin, yüzde 28 ile Londra olduğu belirlendi.

Londra Hijyen Fakültesinden Dr. Val Curtis, yapılan çalışmanın Kuzey ve Güney İngiltere'de temizlik konusuna yaklaşım farklılıklarını ortaya çıkardığını kaydetti.

Dr. Curtis, "Kuzeye gittikçe ellerin ve cep telefonlarının daha fazla bakteri barındırdığını gördük. Belki bakteriler daha soğuk ve yağışlı iklimlerde daha çok yaşıyor ya da kuzeyde insanlar ellerini daha az yıkıyor." dedi.

Uzmanlar cep telefonları ve ellerde saptanan E. coli bakterisi türlerinin çoğunun, önemli bir hastalığa yol açmayacağını belirtiyorlar.


Araştırmayı yapan uzmanlar, birçoklarının tuvalete gittikten sonra ellerini yıkamadığına ya da ellerini doğru ve yeterince uzun süre yıkamayı bilmediğine dikkat çekiyor.

Londra Hijyen ve Tropikal Hastalıklar Fakültesi'nin araştırması, yarınki "Küresel El Yıkama Günü"nü kamoyuna daha fazla duyurmak amacıyla yayımlandı. 

6/08/2011

ehec bakterisinden en iyi korunma yöntemi hijyen olmasına rağmen gözardı ediliyor

    6/08/2011 07:23:00 ÖS   Yorum yok
en iyi korunma

EHEC'e bağlı enfeksiyon nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 25'e yükselirken, enfeksiyon bulaşmış yaklaşık bin 900 hasta bulunuyor. Bakterinin kaynağı ise hâlâ belirsiz... 


Çinli uzmanlar, enfeksiyonun tetikleyicisini ortaya çıkaracak yeni bir tanı testi geliştirdi. Testin bir iki saat içinde, enfeksiyonu teşhis ettiği açıklandı.

Almanya'da uzmanlar ve siyasiler de olası EHEC salgınını önlemek için harekete geçti. Federal ve eyalet tarım bakanları lokantacılık sektörü ve gıda üreticilerine hijyen karnesi verilmesi konusunda uzlaştı.

Hijyen konusunda noksanlar var


Yağ kalıntıları üzerinde dolaşan hamamböcekleri, dışkı ve idrar izleri ile dolu tuvaletler, yeterli şekilde sterilize edilmemiş kan lekeli cerrahi araçlar, kirlenmiş bilgisayar klavyeleri, günlerce değiştirilmeyen iç çamaşırları ve yıkanmayan eller…Tüm bunlara eklenebilecek yığınla örnek bulunuyor. Hijyen uzmanları, bir sanayi ülkesi Almanya’da hemen her alanda hijyen konusunda büyük noksanlar olduğu görüşünde.
FederalTüketiciyi Koruma ve Gıda Güvenliği Dairesi geçtiğimiz bir yılda gıda ürünleri üzerine çalışan 545 bin işletmede yaklaşık bir milyon teftiş gerçekleştirdi. Teftişlerin sonucunda, işletmelerin dörtte birinde çok önemli eksiklikler tespit edildi.
Berlin’deki Vivantes Klinikleri Hijyen ve Çevre Sağlığı Enstitüsü’nden Klaus Dieter Zastrow, sorumluların gıda ürünleri ya da yemekler değil, onları hazırlayanlar olduğuna dikkat çekiyor. Zastrow “Bunlar, eğitimi yetersiz ya da düşük ücretle çalıştırılan personelin bulunduğu yerlerde, yemeklerin hazırlanışı sırasında ve beslenme zinciri içerisinde oluşan hijyen noksanları” açıklamasını yapıyor.

“Bu şekilde mümkün değil”

Zastrow, lokantacılık sektöründeki damping rekabetinin, hijyen konusunda gerekli özeni teşvik etmediğini belirtiyor ve büyük bir lokantanın mutfağını örnek gösteriyor ve “Şimdi öğle yemeği için salataları yıkamaları gerekiyor diyelim. Ama mutfakta, 900 kişi için salata yıkayacak iki kişi bulunuyor. Bu şekilde mümkün değil” şeklinde konuşuyor.
Federal ve eyaletler düzleminde tüketiciyi koruma bakanları, restoran ve gıda ürünleri üreticilerine bir hijyen karnesi hazırlanması konusunda uzlaştı. Hijyen karnesi renk skalasında yeşil, "herşeyin yolunda olduğunu", kırmızı ise "önemli hijyen noksanlıklarının bulunduğunu" gösterecek. İşletmelerin girişine asılacak hijyen karnesi, tüketicileri mutfak temizliği konusunda bilgilendirmiş olacak. Aynı zamanda, Almanya genelinde yürürlüğe girecek bir hijyen yasası üzerinde çalışılıyor.
Almanya'da hijyen sorunu, özellikle de temizliğin son derece önemli olduğu hastaneler için de geçerli. Yaklaşık bir yıl önce, Münih kentindeki iki devlet hastanesinde, cerrahi araç gereçler temizlenmediği ve yetersiz sterilize edildiği için, ameliyathaneler kapatılmıştı. Almanya’da klinikler son 20 yıldır, antibiyotiğe karşı direnç kazanmış bakterilerle mücadele ediyor. Ülke genelinde, enfeksiyon bulaşmış hastaların sayısının 500 binden 900 bine çıktığı tahmin ediliyor. Hijyen uzmanı Zastrow ve Robert Koch Enstitüsü hastane hijyeni ve enfeksiyon önleme komisyonu, enfeksiyon nedeni ile hayatını kaybeden hastaların sayısının 15 bin ile 30 bin arasında olduğunu doğruluyor.
İlk iş elleri yıkamak
En kolay önlemin ise sadece elleri yıkamak olduğunu vurgulayan Klaus Dieter Zastrow “Bakteriler, kirin içinde yerleşik durumda, her zaman kirli yerlerde ya da kurumuş kirli suda görülüyorlar. Bu nedenle de en önemli şey yıkamak” uyarısını yapıyor.
Alman hastanelerinden bakteri bulaşması korkusu o kadar yaygın ki,  Almanya'da ameliyat olan hastalar Hollanda'da tedaviye devam etmeden önce birkaç gün karantina servislerine yatırılıyor.
Ancak hijyendeki eksiklikler konusunda Almanlar Avrupa'nın en kötüleri arasında sayılmaz. İngiliz bağışıklık sistemi uzmanları ve mikrobiyologların, 10 farklı ülkeden binlerce kişi üzerinde yaptıkları hijyen anketinde, Almanya'nın da hijyen standartları konusunda diğer birçok sanayi ülkesi ile benzer standartta olduğu görülüyor.
Bir hafta aynı iç çamaşırı Almanya'da, ellerini günde bir kezden fazla yıkayan yetişkinlerin oranı yüzde 40'ı bile bulmuyor. Eller yıkandığında ise sabun kullanılmadığı oluyor ve eli birkaç saniye suyun altında tutmak, bakterilerin ölmesine yetmiyor.Vahim sonuçları olan bu kayıtsızlık birçok Alman için çocuk yaşlarda başlıyor. Düzenli olarak el yıkamaya üşeniliyor, çocukların yarısı bile yemeklerden önce ellerini yıkamıyor. Bu kayıtsızlık bir çok alanda da kendini gösteriyor. Diş fırçaları neredeyse bir yıl boyunca kullanılıyor, havlular ve yatak örtüleri ancak uzun aralıklarla değiştiriliyor. Erkeklerin yüzde 62'sinin bir hafta boyunca aynı iç çamaşırını kullanması ise iç çamaşırında hijyen konusunu çıkmaza sokuyor.
Hijyen uzmanı Zastrow, EHEC bakterisinin kaynağının sebze ya da sebze filizlerinde aranmasına devam edilmesi durumunda, konunun geçmişteki benzer arayışlarla aynı şekilde sonuçlanacağına dikkat çekiyor. Zastrow “Çok nadir durumlarda kaynak bulunabildi. Neden? Çünkü dikkatlice bakılmadı. En basit ve normal olan yerler akla gelmiyor” diyor.


© Deutsche Welle Türkçe
Wolfgang Dick / Çeviri: Gezal Acer
Editör: Beklan Kulaksızoğlu

6/04/2011

ehec bakterisi kırım kongo kanamalı ateşi hastalığı ile aynı belirtilere sahip

    6/04/2011 11:05:00 ÖS   Yorum yok
kırım kongo kanamalı

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Turgut, EHEC'in dizanterinin boyut değiştirmiş hali olduğunu, bilinen bakterinin yayılabilen bir hal aldığını ifade etti.



Hastalığın hayvanların bağırsaklarında bulunan bir bakteri olduğunu ifade eden Turgut, ''Çocuklarda daha sık görülüyordu. Yetişkin kadınlarda görülmeye başladı.

Daha çok çiftliklerde ya da besicilikle uğraşan insanların, o maddelerini işlerken, satarken bulaşmasıyla yayılıyor. Bahçelerde meyveler, sebzeler, gübrelerle temasta bulunuyorsa ve yıkanmadan yeniyorsa onlardan da bulaşma riski var. Dizanteri ya da ishal dediğimiz olay şu an için yetişkinleri de etkileyebilen bir konuma ulaştı. Antijenik özelliğinde bir değişiklik yapabiliyor ki salgın haline geldi'' dedi.

EHEC bakterisinin ishal yapma özelliğinin dışında böbrekleri etkileyen bir konuma büründüğünü belirten Prof. Dr. Turgut, ölümcül olmasının böbrekleri etkisi altına almasından kaynaklandığını söyledi.

Bakterinin beyni etkileyen bir duruma eriştiğini dile getiren Turgut, hastalıkla mücadele konusunda şu önerilerde bulundu:


''Bu hastalıkla mücadelede hijyen önemli. Tüm bulaşıcı hastalıklarda olduğu gibi temiz gıda maddesi tüketmemiz gerekiyor. Meyve ve sebzelerimizi temiz sularla yıkamamız gerekiyor. Gübre kullanırken, meyve ve sebzeleri satarken dikkatli olmak lazım. Süt ürünleriyle de geçebilir.''

Hastalığın ölümcül hale gelmesinin böbrek yetersizliğine neden olmasından kaynaklandığını vurgulayan Turgut, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bakteriyi yok etmek çok kolay, ama bakterinin toksinleriyle başladıysa olay kanamalara neden olabilir. Kanamayı durduramıyorsunuz. KKKA hastalığına benzer kanamalar gösteriyor. Böbreği etkiliyor. Böbrek yetmezliği yapıyor, kanamaya neden oluyor, o da durdurulamıyor. Bu bir bağırsak bakterisi. Hayvanların bağırsaklarında bulunan bu bakteri, dışkı yoluyla sebze ve meyvelere, hayvansal ürünlere, oradan da insanlara bulaşıyor.''
cumhuriyet portal

2/27/2011

alerji vakalarındaki artışın sebebleri tam olarak açıklanamıyor

    2/27/2011 05:57:00 ÖS   Yorum yok
artışın sebebleri

İngiltere'de tıp çevreleri alerjilerin sayısının giderek arttığında hemfikir.


2007 yılında yayımlanan bir araştırma, gıda alerjisi teşhisiyle hastaneye yatırılanların sayısının 1990 yılından bu yana yüzde 500 arttığını gösteriyor.

Saman alerjisi, astım ve egzama vakaları da son 30 yıldır artmakta.

İngiltere Alerji Derneği Allergy UK'e göre bu da her üç kişiden birinin hayatının bir döneminde alerjik belirtiler gösterdiği anlamına geliyor.

Bu durum, İngiltere'de ulusal sağlık yetkililerini çocuklarda alerjilerle nasıl mücadele edileceğine ilişkin yeni bir kılavuz yayımlamaya yöneltti.
Çocuklarda en yaygın gıda alerjileri

* İnek sütü
* Balık ve deniz ürünleri
* Tavuk yumurtası
* Fıstık
* Soya
* Buğday
* Kivi

Kaynak: NICE (Ulusal Sağlık ve Klinik Mükemmeliyet Enstitüsü)

Çocuklarda en sık görülen gıda alerjileri inek sütüne, balık ve deniz ürünlerine, tavuk yumurtasına, soya, fıstık, buğday ve kivi meyvesine oluyor.

Vücudun alerjik reaksiyonu ise çeşitli; kimi zaman hapşırma kimi zaman deride kabarma şeklinde oluyor ama alerjiye yol açan madde, kimilerinde de hayatı tehdit edecek şekilde sonuçlanabiliyor.

Peki alerji vakaları neden artıyor?


İngiltere'de St Guys and St Thomas's Hastanesinden Doktor Adam Fox, bunun basit bir yanıtı olmadığı görüşünde.

Fox, "Bir çok teori var ama ne yazık ki çoğunda boşluklar var o nedenle sebebini tam anlamıyla bilemiyoruz" diye konuştu.

Lordlar Kamarası Bilim ve Teknoloji Komisyonu, 2007'de bulgulara ilişki bir değerlendirme yayımlamıştı.

Bu değerlendirmede çeşitli teorilere yer verildi.


Bunlardan biri hijyen teorisi; insanların çok daha temiz ortamlarda yaşamaları, bağışıklık sistemlerinin zayıflamasına neden oluyor.

Bir diğeri annenin beslenme düzeni; hamilelik ve emzirme dönemlerinde annenin beslenme düzeninin, bebekte alerjilere karşı önemli bir koruma sağlayacağı düşünülüyor.

Komisyon, bireylerin alerjik oldukları maddeye yüksek dozda maruz bırakılarak alerjisinin üstesinden gelinebileceği yolunda da görüş belirtti.

Değerlendirmede ayrıca hava kirliliğinin de alerjileri artırdığı görüşü dile getiriliyor.
bbc türkçe sağlık
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .