-->
hamileler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hamileler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2/10/2012

genel sağlık sigortasına göre hamilelerden muayene tedavi ve tetkik parası istenemeyecek

    2/10/2012 10:14:00 ÖS   Yorum yok

genel sağlık sigortasına göre hamilelerden muayene tedavi ve tetkik parası istenemeyecek bunu bilmeyen anne adayları ne yapacak

hamilelerden muayene parası

Anne adayları şaşkın yasa bunu emrediyorsa neden özel hastaneler binlerce lira ücret alıyor diye soruyor hastaneler yasayı değil sosyal güvenlik kurumu tarafından hazırlanan tebliği dikkate alıyor uygulamayı bilmeyen hamileden de parayı alıyor

özel hastanelerden bu gibi durumlarda ayrıntılı fatura almak gerekiyor 


çünkü bu faturalar kanıt olacak anne adayları sosyal güvenlik kurumuna dilekçe ile şikayette bulunursa paralarını geri alabilecek çünkü hastane ceza ödemek zorunda kalacak

5/10/2011

tüp bebekte yeni yöntemle döllenme şansı yüzde 25 oranında artıyor

    5/10/2011 11:39:00 ÖS   Yorum yok
döllenme şansı

Metabolomics embriyoların metabolik olarak değerlendirilmesini sağlayan bir yöntem. IMSI’de spermi 8 bin katı büyüterek genetik hasarın tespit edilebilmesine imkan sunuyor. 


Her iki yöntemin ortak noktaları ise sundukları avantajlarla hamilelik şansını yüzde 25 gibi yüksek bir oranda artırmaları!

Tüp bebekte tedavinin başarısını etkileyen en önemli faktör ise; ‘sağlıklı’ embriyo ile spermleri seçebilmek. İşte bu noktada bir süredir ülkemizde uygulanmaya başlanan; ‘metabolomics’ ve ‘IMSI’ yöntemi doktorların yüzünü güldürüyor, çünkü her iki yöntem hamileliğin oluşma şansını yüzde 25 gibi yüksek bir oranda artırabiliyor! Acıbadem Maslak Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Sorumlusu Kadın Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tansu Küçük, embriyo ve spermlerin gözaltında tutulması esasına dayanan her iki yöntemi anlattı:




Metabolomics nedir?


Tüp bebek yöntemiyle elde edilen embriyoların kalitesi, mikroskop altında "görsel kriterlere" göre takip edilip, seçiliyor. Embriyoların döllenme hızı, hücre sayısı ve şekilsel özelliklerinin belirlenmesi gibi 5-6 kritere bakılarak, en kaliteli olanı seçilmeye çalışılıyor. Ancak bu yöntemle embriyoların genetik ve metabolik aktiviteler açısından normal olup olmadıklarını tespit etmek mümkün olmuyor. Çünkü embriyolar da yetişkin insanlarda olduğu gibi, normal gibi görünüp aslında sağlıklı olmayabiliyor. Yapılan bilimsel araştırmalar; görünüm olarak en kaliteli olarak saptanan embriyo grubunda bile genetik olarak sorunlu olanların oranının yarıdan fazla olduğunu gösteriyor.

Bu da hamilelik şansını düşürüyor! Bir insanın kan tahlillerini ve idrarını değerlendirip sağlık durumuyla ilgili nasıl bilgi edinilebiliyorsa, embriyonun metabolizmasını, yani ne tükettiğini; içinde geliştiği ortama ne salgıladığını inceleyerek sağlıklı olup olmadığını belirlemek mümkün olabiliyor. Yeni geliştirilen bu yeni yöntemin adı; “Metabolomics”. Yakın zamanda geliştirilen bu yöntemle en yüksek hamilelik potansiyeli olan embriyo hiçbir risk oluşturmadan seçilebiliyor. "Yaşayabilirlik Endeksi " de denilen bu yeni yöntemle hamilelik şansı daha da artırılmış oluyor.


Embriyonun sıvı atıkları inceleniyor!


Metabolomiks embriyonun atıklarını analiz eden bir cihaz. Bu cihazda, daha önce sonu hamilelik ile biten 5 bin embriyonun atık datası yer alıyor. Yöntem de, cihaza yerleştirilen embriyonun sıvıda bıraktıkları atıkların verileri ile cihazda yer alan atık datasının karşılaştırılması esasına dayanıyor. Mebatobolomiks yöntemi şöyle işliyor: Seçilmesi planlanan embriyolar, içinde bulundukları sıvıyla birlikte cihazın içinde yer alan kartuşlara yerleştirilip, incelenmeye alınıyor. Biyolojik olarak bütün canlılar gibi, embriyo da gelişimini ve yaşamını sürdürmek için bazı maddeler kullanıyor. Bu nedenle içinde bulunduğu sıvıdan, örneğin şeker ile amino asidi gibi bazı maddeleri alıyor ve bunları kullandıktan sonra atıyor. Uzmanlar da embriyonun bıraktığı bu atıklar ile cihazdaki eski atıkların datasını karşılaştırıyor ve bunlara en çok benzeyen embriyo’yu, "en sağlıklı" embriyo olarak kabul ediyor. Cihaz, embriyoları 3 kez kontrol ettiği için de hata oranı neredeyse sıfıra düşüyor. Üstelik bir embriyonun taranması sadece için sadece 15 dakika yeterli oluyor.


IMSI nedir?

Hamileliğin gerçekleşmesi için hem yumurta, hem de spermin sağlıklı olması şart. Çok değil, bundan bir yıl öncesine dek, embriyologlar sağlıklı olanını seçmek için spermleri tıpkı embriyo gibi mikroskop altında büyüterek inceliyorlardı. Ancak spermler insan vücudunun en küçük hücreleri. Bu özellikleri nedeniyle genel olarak incelenseler bile spermlerin detaylarını incelenme şansı düşük oluyordu. Bunun nedeni ise mikroenjeksiyon işlemlerinde canlı sperm hücrelerinin en fazla 800 kat büyütülebilmesiydi. Dolayısıyla bu büyütme oranıyla, spermin sadece genel şekli incelenebiliyordu. Acıbadem Maslak Hastanesi Tüp Bebek Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Tansu Küçük IMSI ( Intracytoplasmic Morpholgically Selected Sperm Injection) adı verilen bu teknikte ise ileri teknolojiyle donatılmış özel mikroskoplar kullanılarak spermleri 8 bin kat büyütmenin mümkün olabildiğine dikkat çekerek şunu söylüyor: “Bu sayede de spermlerin hücre içi yapılarını, baş bölgesinde yer alan ve genetik hasarına işaret eden ‘vakuol’ adındaki hücre içindeki boşlukları detaylı olarak inceleyebilmek ve tespit edebilmek mümkün olabiliyor.”

Döllenme şansını yüzde 25 oranında artırıyor!

IMSI tekniği ile seçilmiş sperm enjeksiyonu, standart tüp bebek ve mikroenjeksiyon uygulamaları ile karşılaştırıldığında, canlı sperm hücresine hiç zarar vermeden spermin ileri düzeyde morfolojik analizinin yapılmasına imkan sağlıyor. Böylece dölleme yeteneği en fazla olan spermler seçilerek uygulanan mikroenjeksiyonla yüzde 25 oranında daha yüksek döllenme oranı elde edilebiliyor. Buna bağlı olarak da hamilelik oranları artıyor ve erken dönem düşük riski azalıyor.
cumhuriyet portal

4/19/2011

hamile kadınların beslenme şekli bebeklerin dna'sını değiştiriyor

    4/19/2011 06:31:00 ÖS   Yorum yok
bebeklerin dna'sını değiştiriyor
Anne karnında bebek

İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre, anne adaylarının hamilelik sırasında beslenme şekli, bebeklerinin DNA'sında değişiklikler yaratarak obezite riskini artırabiliyor.


Southampton Üniversitesi'nden uzmanların Diabetes (Diyabet) dergisinde yayınlanacak olan çalışmasına göre düşük düzeyde karbonhidrat tüketmek, bebeğin genlerinde bazı unsurların değişmesine yol açıyor.

Bu değişikliklerin görüldüğü bebekler, yaşamlarının ileriki aşamalarda daha çok kilo alıyor.


Yani anne düşük karbonhidratlı biar beslenmeye geçerse, çocuğunun kilo alma riskini artırıyor.

İngiliz Kalp Vakfı, bu nedenle kadınların beslenme ve yaşam tarzları konusunda daha çok bilinçlendirilmesini istiyor.
Bebek DNA'sını çevreye göre programlıyor

Uzmanların teorisine göre, anne karnında gelişimini sürdüren bebek, dünyaya geldiğinde karşılaşacağı ortama hazırlıklı olmaya çalışıyor ve DNA'sında buna göre değişiklikler oluyor.

Yani karbonhidratı az bir ortamda gelişen bebek, yeterli besin olmadığı varsayımıyla vücudunu depolamaya programlıyor.

Daha önce hayvanlarda yapılan çalışmalarda da beslenmenin gen işlevlerinde değişiklik yaratabildiği belirlenmişti. Buna, epigenetik değişim deniyor.

Bu alana eğilen uzmanlar çevre ile genlerin nasıl bir etkileşim içinde olduğunu anlamaya çalışıyor.

Söz konusu araştırmada, uzmanlar göbek bağından numuneler alarak 'epigenetik markörleri' inceledi.


Bu veriler hamileliklerinin başlarında şeker ve nişasta alımı az, düşük karbonhidratlı gıdalarla beslendiğinde, çocuklarda bu markörlerin geliştiğini belirledi.

Daha sonra da bu markörler ile aynı çocukların altı ve dokuz yaşında obez olma riski arasında ciddi bir bağ ortaya çıkarıldı.
Anahtar A vitamini

Uluslararası uzmanların katkıda bulunduğu çalışmaya liderlik eden Profesör Keith Godfrey, BBC'ye açıklamasında "Şaşırtıcı olan, bu verilerin altı ile dokuz yıl kadar sonra çocuklardaki şişmanlığın dörtte birini açıklaması" dedi.

Raporda genetik özelliklerin doğum kilosundan "çok daha büyük" etki yaptığı ve annenin zayıf ya da kilolu olmasıyla bir ilgisi bulunmadığı kaydediliyor.

Söz konusu değişiklikler A vitamini için reseptörler yaratan RXRA geninde görüldü. A vitamini, hücrelerin yağları nasıl işleyeceğini belirliyor.

Profesör Godfrey, "bu hem çok etkileyici hem de potansiyel önemi büyük bir araştırma" dedi.

"Hamile kadınlar beslenme konusunda tavsiyeler alıyor ancak bu konu, çoğu zaman sağlık personeli için öncelik olmayabiliyor."

"Bu araştırma ise bebeklerinin uzun vadeli sağlık durumunda etkili olduğu için annelerin beslenme tavsiyelerini dikkatle izlemesi gerektiğini gösteriyor."

İngiliz Kalp Vakfı'ndan Profesör Mark Hanson da araştırmanın epigenetik değişimlerin kısmen de olsa yaşamın ilk dönemleri ile daha sonraki hastalıklar arasında bağlantı oluşturduğuna ilişkin önemli kanıtlar sunduğunu söyledi.

Hanson bunun kadınların gelecek nesillerin sağlığını iyileştirebilmek için beslenme konusunda daha fazla desteğe ihtiyacı olduğunu gösterdiği görüşünde.

bbc türkçe sağlık

1/02/2011

ırak ta bombalanan fellucede doğum kusurları 11 kat arttı

    1/02/2011 06:30:00 ÖS   Yorum yok
doğum kusurları 11 kat arttı

Yapılan bir araştırma, Irak'ın Felluce kentinde doğum kusurlarındaki artışın, ABD'nin 6 yıl önce kentte düzenlediği saldırılarda kullandığı silahlar yüzünden olabileceğini ortaya koydu.


İngiltere'de yayımlanan Guardian gazetesinin haberine göre, Uluslararası Çevre Araştırması ve Halk Sağlığı Dergisinde gelecek hafta yayımlanacak araştırmada, bu yılın ilk yarısında yenidoğanlarda sakatlıkların normale oranla yaklaşık 11 kat artarak, daha önce rastlanmayan seviyelere çıktığına işaret edildi.

Araştırmayı yürütenlerden çevre zehir bilimcisi Müjgan Savabiesfahani, Felluce halkının zehirli bir maddeye kronik olarak maruz kaldığından şüphelendiklerini, bu faktörün ne olduğunu bilmediklerini, ancak araştırmalarının sürdüğünü ifade etti.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .