-->
hücre nakli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hücre nakli etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2/20/2013

damar tıkanıklığı tedavisinde etkili olan kök hücre nakli Türkiye'de ilk defa uygulandı

    2/20/2013 09:30:00 ÖS   Yorum yok

Yaklaşık 3 ay önce Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Miami Eagles Enstitüsü'nden gelen bir ekip tarafından eğitim amaçlı Ordu ve Rize'den 9 hastaya uygulanan kök hücre nakli, 


Türkiye'de bu eğitime katılan ve uygulayabilirlik sertifikası alan 3 doktordan biri olan Opr. Dr. Oğuz Karahan tarafından Dicle Üniversitesi Kalp Hastanesi'nde 2 hastaya uygulandı.

ABD'de 5 bin hastaya uygulanan ve yüzde 98 başarı sağlanan uygulamada, hastanın karın bölgesinden alınan yağ dokudan elde edilen kök hücreler, tıkalı damarların yerine yeni damarların gelişmesi için hastalıklı uzva enjekte ediliyor.

Halk arasında ''kangren'' olarak adlandırılan, ağırlıklı olarak sigara kullanımına bağlı ''buerger'' (budama) hastalığı ile kolestrol, diyabet ve genetik rahatsızlıklar nedeniyle uzuv ve organ kayıplarına yol açabilen damar tıkanıklığı rahatsızlıklarının tedavisinde etkili olan işlemin, ABD ve Türkiye'de uygulandığı hastaların ayaklarındaki yaraların iyileştiği, gündelik temel ihtiyaçlarını görebilecek kadar yürüme mesafelerinin arttığı görüldü. mynet

11/19/2012

felç hastaları için çare burundaki hücrelerde bulundu

    11/19/2012 06:25:00 ÖS   Yorum yok

Bilim adamları, köpeklerin burunlarından aldıkları hücrelerle, omuriliklerini onararak tekrar arka ayaklarını kullanmalarını sağladı.

Tekrar yürüyebilen Jasper adındaki köpek
Araştırmada laboratuar denekleri değil, gerçek hayatta omuriliği zarar gören köpekler kullanıldı.

Araştırmayı yürüten Cambridge Üniversitesi ekibinden Profesör Robin Franklin "Bulgularımız heyecan verici, zira ilk kez olfaktör hücre nakliyle omuriliklerdeki hasar büyük oranda giderilebildi." dedi.

Franklin "Aynı tekniğin insanlarda da düzelme sağlayacağından eminiz, ancak bu kaybettikleri hareket kabiliyetini tamamıyla geri kazanacakları anlamına gelmiyor" diye konuştu.

Tıp dünyasında İngilizce başharfleriyle kısaca OEC olarak anılan burun mukozasındaki olfaktör hücreler, sinir liflerinin yardımıyla burun ile beyin arasında iletişimi sağlıyor.

Bu hücrelerin omurilik tedavisinde yararlı olabileceği bir süredir biliniyordu.

Daha önceki araştırmalar olfaktör hücrelerin omuriliğin zarar gören ve görmeyen kesimleri arasında köprü kurmaya yardımcı olabileceğini göstermişti.

Tedavinin insanlara uygulanması güvenli olmasına karşın, ne derece etkili olacağı henüz bilinmiyor.

Tedavi sayesinde arka ayaklarını kullanabilen Jasper adındaki köpek

Sonuçları 'Brain' (Beyin) adlı nöroloji dergisinde yayınlanan araştırmada kaza ve bel sorunları yüzünden omuriliği incinen 34 evcil köpek incelendi.

Omuriliklerindeki hasar yüzünden arka ayaklarını kullanamayan ve sırt bölgesinde ağrı hissedemeyen köpeklerin burunlarından alınan hücreler birkaç hafta laboratuar ortamında büyütüldükten sonra omuriliğe nakledildi.

Araştırmada çoğunlukla Türkçe'de sosis köpeği olarak anılan dachshund türü köpekler kullanıldı.

34 köpekten 23'üne hücre nakli yapıldı, diğerlerine ise zararsız bir sıvı verildi.

Hücre nakli yapılan köpeklerin çoğu büyük ölçüde iyileşti ve tasma yardımıyla koşu bandında yürümeyi başardı.

Sahibi, önceden sakat olan Jasper adındaki köpeğinin tedaviden sonra "evin içinde dört dönmeye" başladığını söylüyor. bbc türkçe

7/06/2011

tip 1 diyabet hastasına pankreastan yapılan hücre nakli sayesinde insülin ihtiyacı kalmadı

    7/06/2011 06:32:00 ÖS   Yorum yok

Tip 1 diyabet hastası olan ve Edinburg merkezli hücre nakli programı çerçevesinde tedavi gören Kathleen Duncan, pankreastan yapılan adacık (islet) hücre nakli ardından, artık insülin almasına gerek kalmadığını belirtti.

Bu alanda öncü niteliğinde olan nakil programı 2009 yılında başlatıldı ve şimdiye dek iki hastaya üç adacık (islet) hücre nakli yağıldı.
Tip 1 diyabet hastaları, genelde kan şekerini kontrol altında tutma konusunda sorun yaşıyorlar ve kan şekeri düştüğü anda ( Hipoglisemi habersizliği) kendilerini kaybedebiliyorlar.
 insülin ihtiyacı kalmadı

Nakil işlemi, ölmüş bir donörün pankreasından alınan adacıkların (islet) karmaşık bir hazırlık aşamasından geçirilmesini öngörüyor.


Bu adacık hücreleri daha sonra Edinburg'daki nakil merkezinde diyabet hastalarına enjekte ediliyor ve böylece hastanın kendi kan şekerini üretmesi sağlanıyor.

30 Yılı aşkın bir süre önce Tip 1 diyabet hastası tanısı konan ve günde dört kez insülin enjeksiyonu yapmak zorunda olan Kathleen Duncan, yaşadıklarını anlatırken, "Bu tedaviden önce kan şekeri düzeyim hakkında hiçbir fikrim olmadığı ve ne zaman yığılıp kalabileceğini bilemediğimden kendimi tamamiyle çaresiz hissediyordum. Bu durum yalnız beni etkilemekle kalmadı, yıllarca hem kocam Chris, hem de oğlum David açısından kaygı yarattı. David, okuldan eve gelip de beni kendimi kaybetmiş halde bulacak diye çok korkuyordum; onun için de, insan içinde yığılıp kalırsam biri nasılsa hastaneye götürür diye, hep dışarda dolaşıyordum." diyor.

Nakil işleminden sonra yaşam koşullarının değiştiğini anlatan Duncan, "Hastalığım üzerinde ve günlük hayatımda artık daha fazla kontrol sahibiyim; normale yakın bir hayat sürebiliyorum." dedi.

İskoçya Ulusal Kan Nakli Hizmetleri'ni ziyaretinde, Duncan'la görüşen Sağlık Bakanı Nicola Sturgeon da, tedavi programından övgüyle sözetti ve daha fazla sayıda insana yardım edilebilmesi için, daha fazla donörlük başvurusunda bulunulması çağrısında bulundu. 

4/24/2011

kan kanseri olan hastalara evinde tedavi hizmeti verilebilecek

    4/24/2011 05:02:00 ÖS   Yorum yok
evinde tedavi hizmeti

Kayseri, Ankara, Samsun, Van, Erzurum, Hatay, Adana illerindeki tıp fakültelerinin Hematoloji Anabilim Dallarından 50'den fazla uzmanın katıldığı ve Mersin'de gerçekleştirilen Anadolu bölge toplantısında Multipl Miyelom denilen kan kanserinin tanı ve tedavisinde son gelişmeler ele alındı.


Multipl Miyelom'un eskiden korkulan bir hastalık olduğunu ifade eden Aferez Derneği Genel Sekreteri Doç. Dr. Fevzi Altuntaş, son tedavi yöntemleri sayesinde artık bu hastalığın tedavisinin mümkün olduğunu dile getirdi.

Bu hastalığın tedavisinde Türkiye'de de dünyanın gelişmiş ülkelerindeki yöntemlerin uygulandığını anlatan Altuntaş, Türkiye'deki birçok merkezde hastanın kendisinden alınan kök hücre ile yapılan nakillerde büyük başarılar sağlandığını belirtti.

Sağlık Bakanlığının son yıllardaki uygulamalarıyla kök hücre nakli merkezlerinin sayısının arttığını ve ülkedeki yıllık nakil sayısının bin 500'lere ulaştığını vurgulayan Altuntaş, ''Geçmişte kan kanserli hastaların tedavisinde sıkça dile getirilen bekleme listesi sorunu, artık ülkemizde bitme noktasına geldi. 2011 yılı itibarıyla ülkemizde bekleme listesi sorunu artık yok'' diye konuştu.

Kan kanserli hastaların ilaçlarının tamamen devlet tarafından ödendiğini belirten Altuntaş, bu hastaların evde bakım hizmetlerini içeren yeni uygulamaya ilişkin şu bilgileri aktardı:

''Bu hastalarımızı daha önce polikliniklerde veya hastanelerde yatarak tedavi ediyorduk. Getirilen yeni uygulamayla özellikle ileri yaşlardaki hastalarımıza artık evlerinde tedavi hizmeti vermeye ve tetkiklerini yapmaya başladık.

Bu hastalarımızı sağlık personelimiz belirli aralıklarla evlerinde ziyaret edip ilaçlarını nasıl kullanacaklarını ve hangi dozlarda alacaklarını anlatıyor. Hastalarımızın birçok tetkiki artık evlerinde de yapılabiliyor. Eğer tetkik için hastaneye götürülmeleri gerekiyorsa bunu da devlet sağlıyor.''


''Kan kanserli hasta sayısında artış bekleniyor"


Geriatrik Hematoloji Derneği Başkanı ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilimdalı öğretim üyesi Prof. Dr. Osman İlhan da Türkiye'de 65 yaş üstü 5 milyon 700 bin kişi bulunduğunu belirterek, 2023 yılında bu sayının 12 milyon 700 bine ulaşacağının tahmin edildiğini söyledi.

Ortalama yaşam süresinin artmasının belirli hastalıkların görülme sıklığında artışa yol açacağını anlatan İlhan, ''İleri yaşlarda sıkça görülen kan kanseri hastalarının sayısı ortalama yaşam süresinin uzamasıyla Türkiye'de de artacak. İleriki yıllarda her yıl 3 bin yeni tanı konulması bekleniyor'' dedi.

İlhan, Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumunun sosyal devlet anlayışı içerisinde gelişmiş ülkelerde tedavide uygulanan ilaçların tümünün Türkiye'de de kullanıldığını ifade ederek, bunun hastalar açısından memnuniyet verici olduğunu dile getirdi.

Sağlık Bakanlığının ileri yaşlardaki kan kanserli hastaların tedavi ve işlemleriyle ilgili bir yönerge yayımlama hazırlığı içerisinde olduğunu bildiren İlhan, ''Bu yönerge ile özellikle ileri yaşlardaki hastalarımızın tedavilerinde daha başarılı sonuçlar alınmasını bekliyoruz'' diye konuştu.

İlhan, kan kanserine yol açan kanser kök hücresine karşı yakın bir gelecekte aşı geliştirilmesinin beklendiğini sözlerine ekledi.

Aferez Derneği Başkanı ve Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilimdalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Ünal da son yıllarda Türkiye'nin birçok ilinde yeni merkezlerin açıldığını kaydederek, ''Bu sayede artık hastalarımızın başka şehirlere giderek tedavi olmalarına gerek kalmıyor. Bu merkezler uluslararası standartlarda hizmet veriyor'' diye konuştu.

Ünal, AB'nin Uluslararası Akreditasyon Kuruluşu (JAICE) tarafından akredite edilecek ilk merkezin Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Kök Hücre Merkezi olacağını bildirdi.
cumhuriyet portal
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .