-->
doku nakil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
doku nakil etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3/04/2012

gazi üniversitesi dünyada bir ilki gerçekleştirecek saçlı yüz nakli yapacak

    3/04/2012 11:52:00 ÖS   Yorum yok

Sağlık Bakanlığı Doku Nakli Bilim Komisyonu Üyesi ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Selahattin Özmen, Gazi Üniversitesi’nde yüz nakli bekleyen 3, bacak ve kol nakli bekleyen birer hasta bulunduğunu belirterek şunları söyledi:

saçlı yüz nakli


Yaş farkı en fazla 20 olmalı


“Nakil yapılacak bir hastamıza boynundan başlayarak enseye kadar dünyada hiç yapılmamış saçlı deri dahil, yani maske benzeri nakil yapmayı planlıyoruz. Bizim 17 yaşında yüz nakli bekleyen bir hastamız var. N.A.’nın yüzü ona aktarılabilirdi. Ancak hastayla donör arasındaki yaş farkı 23 olunca ‘bize uymuyor’ dedik, nakli Hacettepe yaptı. Yüz naklinde hasta ve donör arasındaki yaş farkının en fazla 20 olması ve kol bacak naklinde boy oranları arasındaki farkın yüzde 10’u geçmemesi, daha önce hazırladığımız yönergeye resmi olarak eklenecek.”


Rekabet olduğuna inanmıyorum


Doç. Dr. Selahattin Özmen: “‘Hacettepe ve Akdeniz arasında rekabet var’ sözlerine katılmıyorum. Ömer Bey sınıf arkadaşım. Serdar (Nasır), Ömer (Özkan) ile birlikte çalışmışkişiler. Biz çok yakın arkadaşlarız.”

6/04/2011

30 yılda 33 milyon kişiyi öldüren bulaşıcı aids hastalığının sonu geliyor

    6/04/2011 05:36:00 ÖS   Yorum yok
aids hastalığının sonu

AIDS’e hala çare bulunamasa da, tıptaki son gelişmeler, “AIDS’in sonunu müdjdeliyor”. Birleşmiş Miller Örgütü önceki gün dünyada son on yıl içinde yeni AIDS vakalarının yüzde 25 oranında düştüğünü açıkladı. 


Rapora göre, sadece 2009 yılında 2,6 milyon kişinin AIDS virüsü HIV kaptı, 2010 yılının sonunda 34 milyondan fazla kişi HIV virüsüyle yaşıyor.


‘Sonuca kadar devam’

Reuters ajansı da, özel haberinde, Almanya’da yaşayan Timothy Ray Brown’ın “AIDS’in sonunu müjdeliyor olabileceğini” bildirdi. Timothy Ray Brown, özel bir kemik iliği nakliyle geçen sene AIDS’ten kurtulan ilk kişi olarak tarihe geçmişti. Aynı zamanda lösemi hastası, “Berlin hastası” olarak kayıtlara geçen Brown, HIV’e doğal direnç kazandıran gen mutasyonuna sahip donör sayesinde kurtulmuştu. AIDS’e neden olan HI virüsünü bulduğu çalışmayla 2008 yılında Nobel Tıp Ödülü’nü kazanan Fransız bilim insanı Francoise Barre Sinoussi, “AIDS’in tedavisini bulma ihtiyacı artık daha acil oldu. Bulana kadar araştırmalarımıza devam etmek zorundayız” dedi.
hürriyet planet

5/22/2011

kök hücre ile bütün organların tamiri yapılabilecek organ nakli tarih olacak

    5/22/2011 07:00:00 ÖS   Yorum yok
organ nakli tarih

Günümüzde kök hücre çalışmalarında deneysel ortamlarda her dokunun elde edildiğini belirten uzmanlar, hayvan deneylerinden alınan başarılı sonuçların insanlarda da sağlandığında ''organ naklinin ortadan kalkacağını'' belirtiyor. 


Uzmanlar, kök hücre ile karaciğer, böbrek, kalp yapılabileceğini müjdeliyor. Hematoloji Uzmanlık Derneği tarafından Antalya'da düzenlenen Avrasya Kök Hücre ve Aferez Toplantısı'nda Dernek Başkanı Prof. Dr. Süleyman Dinçer, kök hücre ile yapılacak tedavilerin artık birçok hastalığa şifa olabilmesi yönünde çok önemli çalışmalar yapıldığını söyledi. Kemik iliği nakli ile kök hücre naklinin gerçekte birbirinden çok farklı olmadığını ifade eden Dinçer, kök hücre nakillerinin endikasyonu geniş olduğu için daha çok tercih edildiğini belirtti. Dinçer, kök hücrenin embriyonal kök hücre, doğmamış çocuktan elde edilen kök hücre ve anne karnındayken elde edilen embriyodan alınan kök hücreden elde edildiğini anlattı.
Kök hücre tedavilerinin başta lösemi, lenfoma, myelomalar, oto immun hastalıklar ve bazı kanserler ile solit tümörlerde kullanılabildiğini belirten Dinçer, şöyle devam etti: ''Kök hücre nakli, deneysel ortamda bütün hücrelere dönüşebiliyor, bütün organların tamirinde yarıyor. Önümüzdeki 3-5 yıl içerisinde şu anda tedavi endikasyonu olmayan hastalıklarda yeni tedavi endikasyonu olacağını düşünüyoruz. Bunlardan birisi kalp hastalıkları, nörolojik hastalıklar gibi tedavisi olmayan hastalıklara çözüm olacak. Organ, ileri dönemde yedek parça halini alacak. Kök hücre ile karaciğer, böbrek, kalp yapılabilecek. Bunlar deneysel ortamda yapılıyor. Her doku elde edildi, insanlarda kullanılabilmesi için belli bir süre ve bazı çalışmaların tamamlanması gerekiyor. Bunlar tamamlanıp, tamamen kontrol edilebilir hale geldiğinde insanlarda kullanılmaya başlanacak. Fare, maymun gibi hayvanlarda tüm organlar üretildi ve kullanılıyor. Uyum sorunu yok.''

'Doku nakli enjekte edilecek'


''İleride organ nakli olmayacak, doku nakli, hücre nakli olacak''
diyen Dinçer, ''Son yıllardaki gelişmeler erişkinden alınan herhangi bir hücrenin bile kök hücreye dönüşebileceğini ortaya koydu. Kan, diş ve boğazdan alınan bir parçayı özel yöntemlerle 5 gün gibi bir sürede kök hücreye dönüştürebiliyorsunuz. Ondan da sinir, kas, kalp kası oluşturup alınan kişiye tekrar enjekte ediliyor'' diye konuştu.
Dinçer, en kolay üretilenler dokuların yağ, kemik ve kıkırdak olduğunu vurgulayarak, ''Kök hücre ile organ nakli sorunu ortadan kalkacak'' dedi. Gelecekte birçok hastalığın tedavisinin kök hücre ile yapılacağını ifade eden Dinçer, ''Yanığı, kanserlerin çoğunu, kalp hastalıkları, damar hastalıkları ve sinir hastalıkları kök hücre ile tedavi edeceğiz'' diye konuştu. Dinçer, bu konuda Türkiye, Avrupa, Amerika, Asya ülkeleri ve özellikle Çin'de son yıllarda çok ciddi çalışmalar yapıldığını sözlerine ekledi.
cumhuriyet portal

5/09/2011

kordon kanı ile tedavi kemik iliği naklinin yerini alacak

    5/09/2011 01:43:00 ÖS   Yorum yok
kemik iliği nakli

Antalya Belek'de düzenlenen IX. Türk Alman Jinekoloji Kongresi kapsamında yapılan basın toplantısında konuşan Türk Alman Jinekoloji Eğitim ve Araştırma Vakfı (TAJEV) Başkanı Prof. Dr. Cihat Ünlü, kordon kanından elde edilen kök hücre ile doku mühendisliği yöntemleri kullanılarak, ihtiyacı olan kişilere kas, kemik, kıkırdak dokuları, kalp kapakçığı, mesane gibi doku ve organ parçaları üretilebilir hale geldiğini dile getirdi.


Yeni doğan bebeklerin, anneden ayrıldıktan sonra kalan göbek bağı ve eş denilen plasenta içindeki kanın zengin bir kök hücre kaynağı olduğunu belirten Ünlü, göbek bağındaki (kordon kanı) kök hücreler ile şu an yaklaşık olarak 80 kadar hastalığın tedavi edilebildiğini anlattı. Ünlü, kordon kanının yüzde 97'sinin hala atıldığını ve bu nedenle de hastaların tedavi şanslarını yitirebildiğini ifade etti.

Kök hücrelerin bulunabilirliğini arttırmak ve tüm topluma ulaştırmak için, kordon kanını toplamak ve çiftleri kordon kanı bankacılığı hakkında yeterli bilgilendirmek için çaba harcanması gerektiğini dile getiren Ünlü, bu hücrelerin kanser, bağışıklık sistemi ve genetik ile ilgili birçok hastalığın tedavisinde kullanıldığını söyledi. Ünlü, kordon kanı kök hücrelerin kolay bulunabilmesi için önerilen yöntemin, doğumdan sonra alınacak göbek bağı kanlarının özel veya kamuya ait kordon kanı bankalarında toplanması şeklinde olduğunu ifade ederek, daha sonra ihtiyaç duyan kişilerin bu bankalara başvurarak kendisine en uygun kanı bulabileceğini anlattı.


Kemik iliği naklinin yerini aldı


Daha çok "doğumdan sonra saptanan hastalıklarda kullanılan kordon kanının, artık kemik iliği naklinin yerini aldığını", kolay alınması ve ulusal bankalarının oluşması ile de kolay ulaşılabilir hale geldiğini anlatan Ünlü, şunları söyledi:

"Günümüzde anne babası bir hastalık için taşıyıcı olan ve bu nedenle anne karnında yapılan tetkiklerde hasta olduğu saptanan bebeklerin daha doğmadan kök hücre ile tedavisi gündeme gelmiştir. Bazı bağışıklık sistemi bozukluklarının, bebeğin anne karnında iken tedavi edilmesi bu alanda yeni ufuklar açmıştır. Genetik hastalığı olan çocuklara normal genetik yapıya sahip kök hücrelerin verilmesi eksik veya bozuk olan genlerin işlevlerinin bir kısmını sağlayarak hastalığın iyileştirilmesine veya daha hafif şiddette yaşanmasına olanak sağlayabilir.

Yine hasta çocuğun daha anne karnında iken alınan kanı, dış dünyada işlenerek bozuk veya eksik olan genlerin yerine yenisinin eklenmesi, kök hücrelerin farklı organ ve doku yapılarına dönüşmesi için uygun komutlar verilerek oluşturulmuş bu kök hücrelerin yine hasta çocuğa daha anne karnında geri verilmesi planlanmaktadır. Bu yöntem ile hem doku uyumu sayesinde kök hücrelerin hasta çocuk tarafından kabulü kolaylaşacak hem de organların daha oluşum aşamasında tedavisi sağlanacaktır.

Yine hasta çocuktan gebelik devam ederken alınan kök hücreleriyle oluşturulacak dokular ve organlar ile çocuk doğduktan hemen sonra yapılacak ameliyatlarla hasta dokuların değiştirilebilmesi mümkün olacaktır. Bu durum hastaların kendilerine uygun organ arama ihtiyacını ortadan kaldırmakta ve erken tedavi ile vücuttaki diğer organlarda oluşacak hasarın önüne geçilebilmektedir."


Ulusal kordon kanı bankası oluşmalı


Prof. Dr. Ünlü, kordon kanının çok kıymetli olduğunu hatırlatarak, "TAJEV olarak diyoruz ki, devlete ait bir kordon kanı bankası olsun. Ve hastalığı olanlarda kullanılabilsin. İşte kordon kanı bankacılığında olması gereken nokta budur. Bunun bir ticari araç olarak değil, Ulusal Kordon Kanı Bankası oluşmalı" dedi.

Türk Alman Jinekoloji Vakfı Genel Sekreteri Doç. Dr. Kubilay Ertan da, doğum sonrası çöpte toplanan plasentanın çok değerli olduğunu, Almanya'da da kordon kanı bankası ile ilgili çalışmaların devam ettiğini belirtti. Doç. Dr. Ertan ayrıca Almanya'da 43 robotik merkez bulunduğunu, pek çok hastanede robotik cerrahi kullanma yaklaşımı olmadığını söyledi. TAJEV Üyesi Operatör Dr. Şenol Kalyoncu ise Sağlık Bakanlığı'nın kordon kanı bankası ile ilgili ciddi bir çalışması bulunduğunu, proje aşamasında olan çalışmaya göre, doğan her bebeğin kordon kanının ailenin izni ile alınacağını bildirdi.


Anne karnında kök hücre tedavisi

Basın toplantısında söz alan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eray Çalışkan ise anne karnında kök hücre tedavisi ile ilgili çalışmaların devam ettiğini söyledi. Doç. Dr. Çalışkan, anne karnında kök hücre naklinin mümkün olduğunu da belirterek, "Kordon kanından kök hücre verilebilir. Deneme aşamasında olan bazı hastalıklar var. Anne karnında lösemi, Down sendromlu çocuklar var. Doğmadan önce daha erken müdahale edilmesi önemli" diye konuştu.
cumhuriyet portal

4/03/2011

türkiyede yüz nakli ameliyatı vali ve polis onayı olmadan yapılamayacak

    4/03/2011 10:04:00 ÖS   Yorum yok
polis onayı olmadan

Sağlık Bakanlığı'nın bir çok hasta için umut olan yüz ve kol naklinin önünü açan yeni düzenlemesi, bugüne kadar dünyada çok az sayıda uygulanan bu tür operasyonlar sonrası ortaya çıkabilecek durumlara karşı tedbirler içeriyor.


Başrollerini John Travolta ve Nicolas Cage'in oynadığı, FBI ajanı ile bir teröristin yüzlerinin değiştirildiği “Yüz Yüze” filmi abartılı bir anlatım içerse de Sağlık Bakanlığı, nakil yapılan hastanın parmak izi veya yüz görünümü gibi teşhis bilgilerinin değişmesi halinde 30 gün içinde emniyete ve valiliğe bildirim zorunluluğu getirdi.

Ayrıca, nakil sonrası yeni görünüme sahip olacak hastanın psikolojik sorun yaşamaması için bilgilendirme de yapılacak. Sağlık Bakanlığı'nın Kompozit Doku Nakli Merkezleri Yönergesi ile artık hayati önem taşımayan ancak hastaların yaşam kalitesini artıracak ekstremite (kol), yüz ve saçlı deri, üst solunum-üst sindirim yolları ve bağırsak nakilleri yapılabilecek.

Sadece ruhsatlı merkezler yapabilecek


Yönergeye göre, bu nakilleri sadece Sağlık Bakanlığı'ndan ruhsatlı merkezler yapabilecek. Sağlık Bakanlığı, bu nakillerin hangi hastalara yapılabileceğini belirlemek ve yapılan işlemleri takip etmek üzere Kompozit Doku Nakli Bilimsel Danışma Komisyonu ve Kompozit Doku Nakli Konseyi oluşturacak.

Komisyon, Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü veya görevlendireceği en az daire başkanı düzeyindeki bir idari amir başkanlığında; mikro cerrahi alanında deneyimli, organ veya doku nakli konusunda da çalışmaları bulunan doçent ve profesörler arasından bakanlıkça seçilecek 6 üye olmak üzere toplam 7 kişiden oluşacak. Hangi hastalara bu tür nakillerin yapılabileceğini belirleyecek olan komisyon, şu çalışmaları yürütecek:

-Alıcının çocuk olması ve endikasyon listesine göre karar verilmesi mümkün olamayan diğer istisnai vakalar için bakanlığa başvurulduğunda vakayı nakil yönünden değerlendirecek.
-Endikasyon listesine göre konsey kararı ile yapılan nakillerde, nakil sonucunu endikasyon yönünden değerlendirecek.
-Ülke genelinde kompozit doku nakli hizmetlerinin gelişimini izleyerek, alınacak tedbirleri ve ulusal stratejileri belirlemek için ihtiyaç duyulan konularda Sağlık Bakanlığı'na görüş bildirecek.
-Merkezlerin faaliyetlerini ve alınacak tedbirleri ele alacak.
-Kompozit doku naklinde kullanılan ilaçlar, solüsyonlar, araç ve gereçler ile ilgili standartları belirleyecek.
-Kompozit doku nakli ile ilgili ulusal tanı, kayıt ve tedavi protokollerini düzenleyecek.

Her merkeze bir konsey


Her kompozit doku nakli merkezinin bulunduğu hastanede, bir Kompozit Doku Nakli Konseyi kurulacak. Bu konseyde, psikiyatri uzmanı, sosyal hizmet uzmanı, nakil konusunda deneyimli iki cerrah (birisi kompozit doku naklini gerçekleştirecek ekip dışından olmak üzere), anestezi ve reanimasyon uzmanı, iç hastalıkları uzmanı (alıcı çocuk ise çocuk hastalıkları uzmanı), immünoloji uzmanı, fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı ve tıp etiği uzmanı bulunacak.
Konsey; yönerge kapsamındaki her kompozit doku naklinden önce, naklin endikasyon listesine uygun olup olmadığını, alıcının onamının usulüne uygun olarak alınıp alınmadığını ve yapılacak naklin sosyal ve etik açıdan uygun olup olmadığını değerlendirecek.

Ekstremite nakli yapılacak merkezdeki sorumlu uzman, ekstremite nakli yapılacak merkezde, plastik ve rekonstruktif cerrahi veya ortopedi ve travmatoloji alanlarının birinde uzmanlığını almış, uzman olduktan sonra yurt içi veya yurt dışında mikrocerrahi alanında en az iki yıl deneyimli ve en az 50 replantasyon veya serbest doku nakli ameliyatında aktif görev almış, bunlardan en az 25 vakayı kendisinin yapmış olduğunu ilgili kurumdan belgeleyen bir hekim, sorumlu uzman olarak görevlendirilecek.

Ameliyatı her cerrah yapamayacak

Yüz ve saçlı deri nakli yapılacak merkezde ise, plastik ve rekonstruktif cerrahi alanında uzman olduktan sonra yurtiçi veya yurtdışında mikrocerrahi alanında en az iki yıl deneyimi olan ve en az 50 replantasyon veya serbest doku nakli ameliyatında aktif görev almış, bunlardan en az 25 vakayı bizzat kendisinin yapmış olduğunu ilgili kurumdan belgeleyen hekim, sorumlu uzman olabilecek.

Üst solunum/sindirim yolları nakli yapılacak merkezde ise, uzman olduktan sonra yurtiçi veya yurtdışında üst solunum yolları ve üst sindirim yolları cerrahisi alanında en az iki yıl deneyimli olduğunu ilgili kurumdan belgeleyen kulak burun boğaz, genel cerrahi veya göğüs cerrahisi uzmanı bir hekim veya uzman olduktan sonra yurtiçi veya yurtdışında mikrovasküler cerrahi alanında en az iki yıl deneyimli, en az 50 replantasyon veya serbest doku nakli ameliyatında aktif görev almış, bunlardan en az 25 vakayı bizzat kendisinin yapmış olduğunu ilgili kurumdan belgeleyen kulak burun boğaz, genel cerrahi veya göğüs cerrahisi uzmanı hekim sorumlu uzman olarak görevlendirilebilecek.

Bağırsak nakli yapılacak merkezde ise genel cerrahi uzmanı olduktan sonra yurtiçi veya yurtdışında gastro-intestinal sistem cerrahisi alanında en az iki yıl deneyimli olduğunu ilgili kurumdan belgeleyen bir hekim sorumlu uzman olabilecek.

Emniyete ve valiliğe bildirim

Kompozit doku nakli işlemi neticesinde alıcının parmak izleri veya yüz görünümü gibi teşhis bilgilerinin değişmesi halinde, hastane idaresince, nakil tarihinden itibaren 30 gün içerisinde ilgili valilik ve emniyet müdürlüğüne değişiklik bildirilecek. Beyin ölümü gerçekleşen bir hastadan nakil, ancak ailesinin izni alınarak yapılabilecek.

Bir kadavradan kompozit dokunun alınabilmesi için sağlığında imzaladığı veya donör ölümü sonrasında bağış yapmaya yetkili yakınlarının imzaladığı bağış formunda, kompozit dokuların bağışlandığı ayrı bir madde olarak belirtilecek. Bu tür nakillerin yaşam kurtarıcı olmayan özelliği ve alıcının yaşam boyu bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlara ve buna bağlı komplikasyon ve yan etkilere maruz kalacağı göz önüne alınarak da bazı kurallar getirildi.

Buna göre, nakil yapılmak istenen hasta veya yasal temsilcisi, işlem yapılmadan önce mekanik ve myoelektrik protez veya ortez gibi mevcut diğer alternatifleri kullanmış olmasına veya doku veya organ kaybının düzeltilmesine yönelik ameliyatlara rağmen tatmin olmadığını yazılı olarak beyan edecek.

Hasta veya yasal temsilcisi, ayrıntılı bir şekilde hazırlanan, operasyon sonrası ortaya çıkabilecek tüm psikolojik ve sosyal sorunların ve olası sağlık risklerinin yer aldığı bir onay formu imzalayacak. Hasta veya yasal temsilcisine merkez tarafından bu konuda ayrıntılı bilgi de verilecek.

Bağışçı ne verdiğini iy bilmeli

Düzenlemeyle ilgili bilgi veren Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Şencan, dünyada çok kısa bir süre önce başlayan, henüz kliniğe yeni giren operasyonların artık Türkiye'ye de yapılabilmesi için bir alt yapı getirildiğini bildirdi.

Kol naklinin dünyada 1998 yılında yapılmaya başlandığını, Türkiye'de kısa bir süre önce yapılan kol naklinin dünyadaki 15. vaka olduğunu hatırlatan Şencan, yüz naklinin de 2000'li yıllarda yapıldığını, dünyada bu naklin şimdiye kadar 10 kişide başarılı olduğunu söyledi. Türkiye'deki hakimlerin bu tür ameliyatları başarıyla yapabilecek kapasiteye sahip olduğunu kaydeden Şencan, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Yüz ve deri nakilleri hastaların dış görünüşünü de etkileyecek operasyonlar olduğu için bu tür ameliyatların etik yönü çok büyük önem taşıyor. Bu nedenle yönergede etik konular diğer organ nakillerine göre daha ayrıntılı olarak yer aldı. Hastaya nakil sonrası meydana gelebilecek değişikliklerin ayrıntılı olarak anlatılması zorunlu. Ameliyatın sosyal yansıması farklı olacağı için çok iyi bir değerlendirme yapılmalı. Geri ödemeyle ilgili herhangi bir sorun yok. Zaten şu anda SGK bu işlemleri şu anda ayrı ayrı ödüyor. Diğer organ nakilleri için paket fiyat uygulanıyor. Belki ilerde bu işlemler yaygınlaşırsa bunlar için de paket fiyat belirlenebilir.”

Organ bağışında bu nakiller için verici onayının ayrı olacağını bildiren Şencan, “Bağışçının ne verdiğini kesin ve net olarak bilmesi gerekir. Bu nedenle böyle bir uygulamaya gittik” dedi. Şencan, şu anda kol nakli olmak için bekleyen 200 dolayında hasta bulunduğunu bildirdi.

Sağlık Bakanlığı Organ Nakli ve Diyaliz Hizmetleri Daire Başkanı Halil Yılmaz Sur da, yapılan düzenlemeyle yüz ve kol gibi doku ve organların naklinin önünün açıldığını, ancak bu nakiller için bağış yapılması gerektiğini belirtti.
Sur, “Biz alt yapıyı oluşturduk ama bağış olmazsa bunun hiç bir anlamı olmaz. Bu nedenle hastalara umut olması için vatandaşların mutlaka bağış yapması gerekiyor” şeklinde konuştu.
hürriyet yaşasın hayat

1/03/2011

organ ve doku nakil masraflarını devlet karşılayacak

    1/03/2011 05:49:00 ÖS   Yorum yok
masraflarını devlet karşılayacak

Sağlık Bakanlığı, kol naklinden sonra, yaşamsal öneme sahip olmayan, ancak yokluğu kişilerin hayatını olumsuz etkileyen saç derisi, yüz, rahim, nefes ve yemek borusu, mesane gibi organ ve doku nakillerinin de önünü açmaya hazırlanıyor.


İlk aşamada, kol naklinin devlet tarafından ödenmesi için çalışma yürütülüyor.

Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü İrfan Şencan, geçen yıl Türkiye'de ilk kez başarıyla gerçekleştirilen kol naklini de kapsayan, yaşamsal açıdan, nakli zorunluluk taşımayan, ancak kişilerin yaşam kalitesini artıracak organ ve dokuların nakliyle ilgili esasları içeren düzenlemenin tamamlanmak üzere olduğunu bildirdi.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .