-->
özel tedavi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
özel tedavi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4/19/2012

meme kanseri tedavisinde başarı oranını arttırmak için kişisel tedavi yöntemi

    4/19/2012 05:08:00 ÖS   Yorum yok

Bilim adamlarına göre hastalığın alt gruplara bölünmesi durumunda her hasta kendi kanser tipine özel tedavi görebilir ve bu da tedavinin başarılı olma şansını artırır.

kişisel tedavi yöntemi

Nature dergisinde yayınlanan araştırmada meme kanseri olan 2 bin kadın incelenmiş.

Araştırma sonuçlarının meme kanseri tedavisinde kullanılmaya başlamasının en az üç yıl alması bekleniyor.

Kanser haritası

Uzmanlar meme kanserini bir dünya haritasına benzetiyor.
Analiz: Bu hastalar için ne anlama geliyor
Araştırmanın sunduğu potansiyel oldukça büyük ve meme kanseri tedavisinde devrimsel bir değişikliğe neden olabilir.

Ancak henüz bulguları hastanelerde kullanmamıza çok zaman var. Şimdilik bu araştırma sonuçlarının hastalar üzerindeki etkisi oldukça limitli olacak.

Yeni bulunan 10 meme kanseri kategorisinin her birine sahip hastaların farklı bir hayatta kalma olasılığı bulunuyor.


2 ve 5 numaralı meme kanserine sahip olanlar %40 oranında hastalıkları teşhis edildikten sonra 15 yıl daha yaşıyor.

3 ve 4 numaralı meme kanserlerine sahip olanların 15 yıl yaşama oranı ise %75'lere çıkıyor.

Şimdilik sadece araştırmadan elde edilen bu tip istatistiksel bilgiler hastalarla paylaşılacak.

İş tedaviye geldiğinde ise şimdilik haberler kötü. Henüz sadece 10 kanser tipinden 1 tanesi için özel olarak geliştirilmiş bir tedavi yöntemi bulunuyor.

Öteki gruplardaki tümörlere sahip kanser hastaları yeni tedaviler geliştirilene dek standard kemoterapi ve radyoterapi tedavilerini görmeye devam edecek.

Bilim adamları artık kanserin 10 farklı çeşidini tanımladıklarına göre bunların her birine özel bir tedavi geliştirmeyi hayal ediyor.


Ancak bunun gerçek olması için hala biraz zamana ihtiyaç var gibi görünüyor.

Uzmanalra göre şu anda hastanlerde kullanılan meme kanseri testleri ancak kanserin hangi ''kıtada'' olduğunu söyleyebiliyor.

Yeni testler ile kanserin özellikleri daha detaylı işlenebilcek. Yani kanserin hangi ''ülkede'' olduğu görülebilecek.

Araştırmacı Prof Carlos Caldas ''Biz on farklı hastalığa meme kanseri diyoruz'' dedi.

Caldas sözlerine ''Bizim araştırmamız sayesinde bir gün doktorlar meme kanseri vakalarında kanserin tipini daha detaylı olarak anlayabilecek ve ona göre tedavi uygulayabilecek'' diyerek devam etti.

Şu anda meme kanserleri mikroskobun altında nasıl göründüklerine bakılarak kategorize ediliyor.

Meme kanserlerinin %70'i hormon terapisi ile tedavi edilebiliyor.

Prof Caldas ''Bazı kanser tipleri bu tedaviyi çok iyi yanıt verirken bazıları neredeyse tepkisiz kalıyor. Kanser tiplerini daha iyi tanımlamayı öğrenmeli ve tedavileri buna göre yürüymeliyiz'' diyor.

Benzeri görülmemiş ölçek

Araştırma ekibi İngiltere ve Kanada'dan 2bin meme kanseri hastasından alınan örnekleri inceledi.

Tümörlerin genetik özelliklerini detaylı olarak inceleyen ekip her vakada hangi genlerin mutasyon geçirdiğini bulmaya çalıştı.

Araştırmacılar meme kanseri vakalarının 10 farklı alt grupta incelenebileceğini ortaya çıkardı.
Analiz: Yeni bir başlangıç
Bu tıpta devrim yaratması beklenen bir konseptin bir örneği: Kişiselleştirilmiş tedavi.

Kanserler şu anda bulundukları yere göre isimlendiriliyor: meme, kolon, prostat, akciğer...

Uzun zamandır bunun yeterince iyi olmadığı biliniyor.

Uzun zamandır bazı meme kanserlerinin diğer meme kanserlerinden çok yumurtalık kanserine benzediği biliniyor.

Bu araştırma bizim meme kanseri olarak bildiğimiz hastalığın aslında 10 farklı hastalığı kapsadığını ortaya koyuyor.

Yani genler 10 farklı şekilde hatalı gelişime neden olabiliyor ve bu 10 farklı hata da aslında 10 farklı tedavi gerektiriyor.

Bu da kişiselleştirilmiş tedavinin özünü oluşturuyor.

Başka araştırmalar da başka kanser tiplerini böyle alt gruplara böldü ancak kişiselleştirilmiş tedavi kavramı sadece kanser tedavisine özgü değil.

Hangi hastaların hangi HIV tedavilerine ya da manik depresyon ilaçlarına daha iyi tepki vereceğinin anlaşılması için de genetik incelemeler yapılıyor.


Araştırma Cancer Research UK tarafından finanse edildi.

Ancak araştırma sonuçlarının meme kanseri hastalarına yarar sağlamaya başlaması biraz zaman alabilir.

İlk etapta bu yeni keşfedilen on farklı kanser tipi yeni ilaçların üretiminde dikkata alınacak.

Ancak bu farklı kanserlerin farklı tedavi edilmesinin hastalara önemli bir yarar sağladığı kanıtlanabilirse tüm hastalar kanserlerinin hangi gruptan olduğunun anlaşılabilmesi için detaylı olarak test edilecek.

Araştırma sonuçlarının tedavide etkili olması için 3 ila 5 yıllık bir süreye ihtiyaç olduğuna inanılıyor.

Kanser devrimi

Meme Kanseri Kampanyası'nın yöneticisi Barones Delyth Morgen çalışmanın ''Meme kanseri tanı ve tedavisinde bir devrim yaratacağını'' söyledi.

Morgen '' Tedavileri kişiselleştirmek kanser tedavisinin kutsal kasesi. Bu araştırma da bizi hedefimize bir adım daha yaklaştırdı'' dedi.

8/03/2011

yeme bozukluğu olan kadınların hamile kalma olasılığı daha düşük

    8/03/2011 04:52:00 ÖS   Yorum yok

İngiltere'de 11 binden fazla kadının katıldığı araştırma sonucunda bu tür sorunlar yaşamış kadınların gebelik için diğer kadınlara kıyasla iki katı daha fazla tedaviye ihtiyaç duydukları ortaya çıktı.


hamile kalma olasılığı
İştahsızlığa dayalı anoreksi ya da çok yiyip kusmakla sonuçlanan bulimia rahatsızlığından muzdarip kadınlarda altı aylık deneme süresinden sonra gebe kalma oranlarının diğer kadınlara kıyasla daha düşük olduğu belirlendi.

Bununla beraber bu oran, bir yılın sonunda genel nüfusla aynı düzeye ulaşıyor.

Araştırmacılar, anne olmak isteyen kadınların yeme bozukluğunun ilk aşamalarında yardım istemeleri gerektiğinin altını çiziyor.


Londra'daki King's Koleji ile UCL'den uzmanların ortaklaşa araştırmasının sonuçları, Uluslararası Doğumbilim ve Jinekoloji Yayınları'nda yer aldı.

Araştırmada bulimia ya da anoreksi geçmişi olan kadınların yüzde 29,5'inin hamile kalmalarının altı aydan uzun sürdüğü belirlendi.

Bu oran genel nüfusa bakıldığında yüzde 25'i geçmiyor.


Hamilelik için ek tedaviye ihtiyaç duyan kadınların oranı genel nüfusa bakıldığında yüzde 2,7 iken, bulimia ve anoreksi yaşamış kadınlarda bu oran yüzde 6,2'ye çıkıyor.

Glasgowlu 29 yaşındaki Jane'e 8 yaşındayken anoreksi teşhisi konmuş, hiç adet görmemiş.

Şimdi sağlıklı kiloda olsa da Jane, son dört yıldır hamile kalmaya çalışıyor ve özel tedavi görüyor.

Doktor Abigail Easter, yeme bozukluğunun vücudun ihtiyacı olan besinleri alamamasıyla sonuçlanan ciddi bir hastalık olduğuna dikkat çekerken, bunun uzun vadede çok daha önemli sağlık sorunlarına yol açabileceğine işaret ediyor.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .