-->
yanık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yanık etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8/18/2013

Kaynar sudan Yanan 9 aylık Bebek 5 Saat Ambulans bekledi

    8/18/2013 11:42:00 ÖS   Yorum yok
sevk için ambulans gerekiyordu ancak beklenen ambulans 5 saat sonra geldi
Kaynar sudan Yanan 9 aylık Bebek 5 Saat Ambulans bekledi
9 Aylık bebeğin üstüne kaynar su döküldü neredeyse vücudunun tamamı yandı sevk için ambulans gerekiyordu ancak beklenen ambulans 5 saat sonra geldi korkunç olay bursa'da yaşandı 9 aylık olan iklim bebek emekliyordu kaynamakta olan çaydanlığın yanına gitti eliyle vurdu kaynar su üzerine döküldü vücudunun yüzde 70'i yandı bebeğin feryadına anne ve babası koştu hemen hastaneye götürdüler.

6/27/2011

çocukları yaz hastalıklarından korumak için ne yapılabilir? öneriler nedir?

    6/27/2011 11:52:00 ÖS   Yorum yok

Memorial Ataşehir Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Gökçe Günbey Eleman, çocuklarda yaz mevsiminde görülen sağlık problemleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi.

ne yapılabilir öneriler
Sıcak hava isiliğe zemin hazırlayabilir

Kaşıntılı, deriden hafif kabarık ve pembemsi deri döküntüsü ile karakterizedir. Ter bezlerinin tıkanması sonucu oluşur. Sıcak ve nemli hava döküntülerin artmasına yol açar. Kaşıntı sonucunda deride tahribat oluşursa enfeksiyonda tabloya eklenebilir. Önlemek için sık banyo yapılması, pamuklu giysiler giyilmesi ve derinin mümkün olduğunca hava alması gereklidir

Pişik çocuğunuzun gününü zehir edebilir


Pişik, bebeklerde en sık görülen deri hastalıklarından birisidir. Bezin temas ettiği kalça ve uyluk bölgesinde kırmızı renkte, kabarık lezyonlar şeklinde görülür. Pişikler, bebeğiniz bez kullandığı dönem boyunca tekrarlayabilir, yazın sıcak ve nemin etkisi ile görülme sıklığı artabilir.


Pişiklerin önlenmesi

• Bebeğinizin bezini sık sık değiştirin
• Bez değiştirme sonrası mümkünse altını ılık suyla durulayın, özellikle bebeğinizin cildinin hassas olduğu ilk aylarda ıslak mendilleri alt temizliğinde kullanmayınız. Daha sonraki aylarda ise alkol ve parfüm içermeyenlerini tercih edin.
• Temiz bir havlu ile nazikçe kurulayın ve bebeğinizin altını havalandırın. Böylece cildin kuruması daha çabuk olacaktır.
• Bezi çok fazla sıkmayın ve cildinin hava aldığından emin olun.
• Her bez değişimi sonrası çinko oksit içeren pişik koruyucu kremleri kullanmanız pişiklerin önlenmesinde faydalı olacaktır.


Yaz ishali tehlikeli olabilir


Yazın ishale yol açan nedenlerin başında enfeksiyonlar gelmektedir. Yazın ishal yapan mikroplar; virüsler, bakteriler ve parazitlerdir. Bu mikropların bir kısmı yaz-kış ishal yapabilmekte iken, bir kısmı kış aylarını bir kısmı ise yaz aylarını tercih etmektedirler. İshaller en sık 0-5 yaş grubunda görülmekte olup, gelişmekte olan ülkelerde ilk 2 yaştaki ölüm nedenlerinin başında gelmektedir.


Tedavi

• Hafif ishal vakalarında tedavi evde yapılır Anne sütü alan bebeklerde emzirmeye devam edilir. Anne sütü almayan 6 aylıktan büyük bebek ve çocuklara alışık oldukları sıvı gıdaların yanı sıra pirinç lapası, muz, elma püresi, yoğurt, ayran gibi gıdalar verilir. İshal geçene kadar lifli ve yağlı gıdalardan uzak durulur. Öğün aralarında su verilmesi önerilir.
• Orta ağırlıkta ishal vakalarında hastanede ağız yolu ile sıvı tedavisine başlanır (elektrolit solüsyonları). Tedaviye yanıt iyi ise 4-6 saat sonra beslenme başlanır ve hasta eve gönderilir. Kusma olursa tedaviye ara verilip tekrar denenir, aşırı kusma ve genel durumda bozulma durumunda damar yolu ile sıvı tedavisine geçilmesi gerekebilir.
• Ağır ishal vakalarında hastaya hastaneye yatırılarak damar yolu ile sıvı tedavisi uygulanır.
Dışkıda kan ve iltihap hücreleri varlığında veya ishalin 7 günde düzelmemesi durumunda dışkı kültürü alınmalı ve gerekiyorsa antibiyotik tedavisi başlanmalıdır.


Güneş yanıklarına dikkat!

Uzun süre güneşe maruz kalındığında ciltte önce kızarıklık oluşur (birinci derece yanık), daha uzun süreli hasarlarda cilt üzerinde su dolu kabarcıklar izlenir (ikinci derece yanık). Çocuğunuz açık tenli, sarışın veya kızıl saçlı, renkli gözlü, çilli ise güneş yanıklarına karşı daha hassastır.
• Çocukları güneş ışınlarının en yoğun geldiği saatler olan 11:00-16:00 arasında güneşe çıkartmayın.
• Çocuğunuza açık renk, pamuklu kumaştan, bol giysiler giydirin ve başına geniş siperlikli şapka takın.
• Çocuğunuza güneşe çıkmadan en az 20 dakika önce güneş koruyucu faktörü (SPF) 30 dan yüksek olan (açık tenli çocuklar ve bebekler için koruma faktörü 50 nin üzerinde olmalı) koruyucu losyon sürün ve 3-4 saat ara ile tekrar edin.
• Çocuğunuz gölgede bile olsa kum ve denizden/havuzdan yansıyan ışınlarla yanabileceğini unutmayınız.
• Bronzlaşmak isteyen ergenlerde mutlaka koruyucu losyon kullanmalı, ilk gün güneşte 15-20 dakika kalmalı, daha sonra bu süreyi her gün 5 dakika arttırmalıdırlar.
• Çocuğunuzun gözlerini de güneşten koruyun ve UV korumalı güneş gözlüğü alın.


Böcek arı ve sinekler çocuğunuzun sağlığını bozmasın

Isırılan bölgeye soğuk kompres ve buz uygulayın, iğne varsa cımbızla çekerek değil bıçak sırtı ile sıyırarak uzaklaştırmaya çalışın. Kaşıntıyı azaltmak için steroidli ve antihistaminikli pomatlar sürmenin yanısıra ağızdan şurup verilebilir (antihistaminik şurup). Ağrı varsa ağrı kesici şurupta alınabilir. Arı sokmasında nadiren anafilaksi dediğimiz şok tablosu gelişebilir ve acil müdahale gerektirebilir.

4/01/2011

bağışıklık sistemini güçlendirmek radyasyondan korunmak için yeşil sebze

    4/01/2011 10:29:00 ÖS   Yorum yok
radyasyondan korunmak için

Uzmanlar, ıspanak, maydanoz, tere, roka, brüksel lahanası, brokoli, taze fasulye, kabak, salatalık, bezelye gibi yeşil besinlerin, vücutta toksin atımını arttırdığını; bu grup besinlerin kansere karşı koruyucu etki gösterdiğini ve yüksek miktarlarda C vitamini içerdiklerinden dolayı bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğini ifade ediyor.


Radyasyonun zararlı etkilerinden korunma ve bağışıklık sistemini kuvvetlenmesi için yaşamın her döneminde mevsiminde bol yeşil sebze tüketilmesinin önemli olduğu vurgulanıyor.

Uzman Diyetisyen Banu Topalakçı, çok yoğun radyasyonun ani ölümlere, düşüklere, kanserlere, katarağa, yanıklara, sakatlıklara ve ölü doğumlara neden olabildiğini belirtti.
Radyasyonun doğadaki radyoaktif maddelerden çok, nükleer santraller, nükleer enerji ile çalışan gemiler, nükleer denemeler gibi olaylar sonucunda ortaya çıktığını ifade eden Topalakçı, teşhis ve tedavide kullanılan bazı cihazlar, tıbbi malzemelerin ve suların dezenfekte edilmesi için kullanılan araçlardan da radyasyon yayılabildiğini anlattı.
Topalakçı, televizyonlar, az miktarlarda da olsa radyoaktif madde içeren duman dedektörleri, fosforlu saatler, paratonerler ve lüks lambası fitilleri gibi bazı tüketici ürünlerin de düşük düzeyde radyasyon yaydığını belirtti.

Radyasyona maruz kalan hücrenin ölebildiğini veya zamanla doku tarafından onarılarak 
kurtulabildiğini dile getiren Topalakçı, ''Eğer kurtulan hücre, kromozomlarındaki kırılmalar nedeniyle fiziksel ve kimyasal yapısı değişerek mutasyona uğrarsa, bunun sonucunda hücre normal işlevini yapamaz ve ileride kişinin kendisinde (somatik) veya gelecek nesillerde (genetik) zararlar meydana getirebilir'' uyarısında bulundu.

Topalakçı, kısa bir süre içinde ve bir defada yüksek dozlara maruz kalınması durumundan hemen sonra meydana gelecek hasarların ''erken etkiler (akut ışınlanma etkileri)''; kanser, ömür kısalması ve genetik bozukluklar gibi sonradan çıkacak hasarların da ''gecikmiş etkiler (kronik ışınlanma etkileri)'' olarak tanımlanabileceğini söyledi. Topalakçı, hücrelerin radyasyona karşı duyarlılık açısından beyaz kan hücreleri, kırmızı kan hücreleri, sindirim sistemi hücreleri, üreme organı hücreleri, cilt hücreleri, kan damarları ve doku hücreleri (Kemik ve Sinir Sistemi) şeklinde bir sıra takip ettiğini ifade etti.

''Nükleer artıkların toprağa gömülmesi engellenmeli''


Topalakçı, radyasyondan korunma için alınacak başlıca önlemler olduğunu belirterek, öncelikle nükleer atıkların toprağa gömülmesinin engellenmesi gerektiğini vurguladı.
Nükleer sızıntılara neden olabilecek kuruluşlarda yapım ve teknoloji standartları konusunda uluslararası ölçütlere uyulmasının şart olduğuna dikkati çeken Topalakçı, ''Nükleer atıklar başka ülkelerin topraklarına taşınmamalı, toplum bu konuda eğitilmelidir'' diye konuştu.
Topalakçı, besinlerin hijyen ve sanitasyon koşullarına uygun olması gerektiğini de ifade ederek, çocukların ve büyüme çağındaki gençlerin çok etkilendiğini söyledi.

Gözlerin radyasyondan en fazla etkilenen organ olduğunu ve görme zayıflığı, katarakt, göz uyumunun yavaşlamasına yol açtığına dikkati çeken Topalakçı, ''Bu nedenle göz sağlığını korumak adına yumurta, havuç, domates ve koyu yeşil yapraklı sebzelerin tüketimi arttırılmalıdır'' dedi.

Topalakçı, radyasyona maruz kalınma durumunda ortaya çıkabilecek en önemli sağlık probleminin kanser olduğunu belirterek, dolayısıyla kanserden korunmaya yönelik bir beslenme şeklinin yaşamın yaşam biçimi haline gelmesi gerektiğini vurguladı.
Bunun için günlük yağ tüketiminin sınırlandırması ve doymuş yağlar yerine zeytinyağ gibi doymamış yağların tercih edilmesi gerektiğini ifade eden Topalakçı, ''Et tüketimi günlük bir porsiyonla sınırlandırmalı ve ağırlıklı olarak beyaz et ve yağsız et tüketilmeli. Et, fazla pişirilerek üzerindeki yanık kısımlarla tüketilmemeli. Ayrıca et endüstrisinde bozulmayı önlemek için ete konan nitratlar ve kesim hayvanlarının hormonlarla beslenmesinin de sakıncalı olduğu unutulmamalı. Özellikle sucuk, salam, sosis gibi ürünlerin tüketilmesinden kaçınılmalı'' diye konuştu.

''Yeşil renkli besinler toksin atımını arttırıyor''


Mevsiminde bol miktarda sebze tüketilmesi ve günlük ortalama 3 porsiyon yine mevsiminde meyve yenilmesine özen gösterilmesi gerektiğini belirten Topalakçı'nın verdiği bilgiye göre, özellikle koyu renkli sebze ve meyvelerin koruyuculuk özelliğinin daha yüksek olduğunun unutulmaması gerekiyor.

Ispanak, maydanoz, tere, roka, brüksel lahanası, brokoli, taze fasulye, kabak, salatalık, bezelye gibi yeşil besinler karaciğer enzimleri üzerinde oldukça etkili olduğundan vücutta toksin atımını arttırıcı etki gösteriyor.

Bu grup besinler yine renklerinden ötürü kansere karşı koruyucu etki göstermekle beraber, içerdikleri yüksek miktarlardaki C vitamini içeriğinden ötürü bağışıklık sistemini koruyor.
Yeşil renkli besinler, bunların dışında süt yoğurt grubu dışında kalsiyum içeriği en yüksek yiyecek içecek grubunu oluşturuyor.

Et, balık, deniz ürünleri, mantar, süt, yumurta, soğan, sarımsak, kabak, lahana ve tahıl ürünleri gibi selenyumdan zengin besinlerin tüketilmesi öneriliyor.

Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için kabuklu deniz ürünleri, balık, ciğer ve yumurta gibi çinkoyu barındıran besinlerin günlük beslenmede mutlaka yer alması tavsiye ediliyor.
Buğday tohumu, tahıl, esmer pirinç ve yumurta sarısı, baklagiller gibi manganez ve tam tahıldan ve posadan zengin bir beslenme şeklinin benimsenmesi isteniyor. Özellikle kanser ve bağışıklık sistemi için, kırmızı üzüm (kurusu da olabilir) ve çekirdeğinde bulunan resveratrol güçlü bir anti-oksidan özelliği taşıyor.

Pişirme şekli olarak fırında ve buharda pişirme şekli tercih edilmeli, kızartılmış gıdalardan uzak durulması gerektiği vurgulanıyor.

Fazla tuz tüketiminden kaçınılması isteniyor. Radyasyonun olumsuz etkilerinden korunmak için kullanılması gerekenin tuz değil ''potasyum iyodür'' olduğu belirtiliyor. Temiz su kaynaklarının tüketilmesi, günde en az 2 su bardağı süt içilmesi ya da yoğurt tüketilmesi öneriliyor.
cumhuriyet portal
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .