-->
nature medicine etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
nature medicine etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1/28/2014

İyi kolesterolün de kötü bir yanı ortaya çıktı kalp krizi riski

    1/28/2014 01:18:00 ÖÖ   Yorum yok
kalp krizi riskiİyi kolesterolün de kötü bir yanı ortaya çıktı kalp krizi riskini arttırıyor 'İyi' kolesterol olarak da adlandırılan HDL'nin normalde damarları açık tuttuğu ve kalp sağlığı için yararlı olduğu biliniyor.


Fakat Cleveland Clinic'e bağlı ekip, bu kolesterolün anormal hale dönüşerek damarları tıkayabileceğini açıkladı.

Ekip, insanların sağlıklı beslenmeye devam etmesi gerektiğini, fakat iyi kolesterol olgusunun sanılandan daha karmaşık olduğunu ifade etti.

LDL ya da 'kötü' kolesterol olarak bilinen düşük yoğunluklu lipoprotein damar çeperinde birikip sert bir tabakaya dönüşerek damar tıkanıklığına ve kalp krizi ile inmelere yol açabiliyor.

Yüksek yoğunluklu lipoprotein HDL kolesterolü ise damar çeperinde birikmek yerine karaciğere nakledildiği için 'iyi' olarak niteleniyor.
Kimyasal değişim

Veriler, kötü kolesterol karşısında iyi kolesterol oranının yüksek olmasının sağlık açısından faydalı olduğunu gösteriyor.

Fakat araştırmacılar, HDL seviyesini artırma amaçlı deneylerin başarılı olmadığını ve iyi kolesterolün sanılandan daha karmaşık bir rolü olduğunu söylüyor.

Nature Medicine dergisinde yayımlanan araştırma, HDL kolesterolünün nasıl bir kimyasal değişim sonucu anormal hale geldiğini ortaya koydu.

Araştırmacılardan Dr Stanley Hazen, HDL kolesterolünün damar çeperinde değişime uğradığını belirtti.

Hazen, "Damar çeperindeki haliyle dolaşımdaki hali arasında çok fark var. Çeperde fonksiyonsuz hale gelip kalp hastalıklarına neden olabiliyor." dedi.

Anormal HDL'nin küçük bir kısmı kan dolaşımına sızabildiği için tespit etmesi mümkün oluyor.

627 hasta üzerinde yapılan deneylerde, kandaki HDL oranına bakarak kalp-damar hastalıkları riskini öngörmenin mümkün olabileceği görüldü.

Dr Hazen, bu verilerin anormal HDL kolesterolü için yeni testlerin ve bunların oluşumunu engelleyecek ilaçların geliştirilmesinde kullanılabileceğini belirtti. (BBC Türkçe)

2/27/2012

laboratuvar ortamında doğurganlık çağındaki kadınların rahmindeki kök hücreden yumurta üretildi

    2/27/2012 04:24:00 ÖS   Yorum yok

Amerikalı doktorlar, doğurganlık tedavisinde kullanılmak üzere "sınırsız" sayıda insan yumurtası üretmenin gelecekte mümkün olabileceğini söylüyor.

rahmindeki kök hücreden

Araştırmacılar kadın rahminde bulunan bazı kök hücrelerin, kendi başlarına bölünerek yumurtaya dönüşebileceğini laboratuvar ortamında kanıtladı.

Bazı uzmanlar Nature Medicine dergisinde yayınlanan bu çalışmanın doğurganlık tedavisi konusunda çığır açacağı görüşünde.

Bugüne dek yerleşik kanı, kadınların belli bir yumurta stokuyla doğduğu ve bundan fazlasını üretemeyeceği yönündeydi.


Massachusetts Genel Hastanesi ekibinin başkanı Doktor Jonathan Tilly ise bunun aksini kanıtladıklarını söylüyor.

Tilly, doğurganlık çağındaki kadınların rahminden alınan kök hücrelerden yumurta ürettiklerini bildirdi.

Ancak tüm kök hücreler değil, yalnızca yüzeylerinde DDX4 proteini taşıyan hücreler yumurtaya dönüşebiliyor.

"Bu çalışma işimizde çığır açmakla kalmıyor, kanser tedavisi gören kadınlarda doğurganlığı korumak için yeni fırsatlar da doğuruyor"


Dr Allan Pacey

İnsan yumurtası üzerinde deneylere kısıtlama getirildiği için fareler üzerinde tekrarlanan deneyler, bu yumurtaların döllenip embriyo üretebileceğini ortaya koydu.

Doktor Tilly "Bu buluş, kadınlarda kısırlığı aşmak ve hatta rahim yetmezliğini ertelemek için yepyeni teknolojilerin yolunu açıyor." diye konuştu.

Sheffield Üniversitesi'nden doğurganlık uzmanı Dr. Allan Pacey de, "Bu çalışma işimizde çığır açmakla kalmıyor, kanser tedavisi gören kadınlarda doğurganlığı korumak için yeni fırsatlar da doğuruyor." dedi.

Londra'daki Hammersmith Hastanesi'nin Tüp Bebek Kliniği Başkanı Stuart Lavery de haberi BBC'ye değerlendirirken "bir mihenk taşı" olabileceğini belirtti ve şunları söyledi:

"Eğer bu sonuçlar doğrulanırsa, üreme biyolojisinin en büyük eşitsizliklerinden biri ortadan kalkar. Kadının üreme araçlarının da, tıpkı erkeğinkiler gibi, yenilenebilir olduğu görülür."

Ancak bu teknolojinin hayata geçirilmesi için "daha zaman olduğuna" dikkat çeken Lavery, yine de bunun, kemoterapi tarzı kısırlık yaratan tedaviler gören genç kadınlara umut vaat ettiğini belirtti.

© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .