-->
kök hücreler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kök hücreler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7/31/2013

Çinli Bilim adamları insan idrarından yeni diş ürettiler

    7/31/2013 06:21:00 ÖS   Yorum yok
kök hücreler diş benzeri ufak oluşumlara dönüştürüldü
Çinli Bilim adamları insan idrarından yeni diş ürettiler
Cell Regeneration Journal dergisinde yayımlanan habere göre insan idrarından alınan kök hücreler diş benzeri ufak oluşumlara dönüştürüldü.Araştırmayı gerçekleştiren Çinli ekip, bu teknikle, kaybedilen dişlerin yerine yenilerinin üretilebilmesini umuyor.

Kimi kök hücre uzmanlarıysa böyle bir hedefe ulaşmanın önünde daha pek çok engel olduğunu söylüyor.

Dünyadaki birçok araştırmacı, yaşlılık ve kötü bakım yüzünden kaybedilen dişlerin yerine yeni dişler üretebilmenin yollarını araştırıyor.

Her türlü dokuya dönülebilen kök hücreler yaygın şekilde birçok alanda araştırmaya konu oluyor.

Guangzhou Biyotıp ve Sağlık Enstitüsü'ndeki araştırmacılar araştırmalarında başlangıç noktası olarak idrarı esas aldılar.

İdrar yollarıyla vücuttan atılan hücreler, bir laboratuvarda biriktirildi. Daha sonra bu hücreler kök hücreye dönüştürüldü.

Bu hücrelerin bir karışımı ve fareden alınan diğer maddeler hayvanlara nakledildi. Araştırmacılar, üç hafta ardından, hücre demedinin dişe benzemeye başladığını saptadı. Dişi andıran oluşum, diş pulpası, diş kemiği, diş minesi içeriyordu.

Bununla birlikte kök hücreden dönüştürülen "diş", doğal diş kadar sert olmadı.

Söz konusu araştırmanın diş hekimleri açısından hemen yepyeni alanlar açması beklenmiyor.

Ancak araştırmacılar insan dişlerinin yeni baştan üretilmesi yönündeki büyük düşün gerçekleştirilmesi için, daha ileri çalışmalara kapı açıldığını kaydediyor.

Londra Üniversitesi'nden kök hücre uzmanı Prof. Chris Mason ise, yeni diş üretilmesi için idrardan yola çıkılmasının zayıf bir başlangıç noktası olduğunu belirtti.

Prof. Mason, idrarda çok az sayıda hücre bulunduğunu ve bunları kök hücreye dönüştürme olasılığının çok düşük olduğunu bildirdi; ayrıca bakterilerin yayılması tehlikesinin, diğer hücre kaynaklarına kıyasla daha yüksek olduğunu vurguladı.bbc türkçe

3/10/2013

Eksik Dişler Dişeti hücresinden elde edilen dişlerle tamamlanacak

    3/10/2013 01:37:00 ÖÖ   Yorum yok

Londra King's College Üniversitesi'nden araştırmacılar yetişkin bir insandan aldıkları dişeti dokusunu fare hücresiyle birleştirip bir diş yetiştirmeyi başardı.


Araştırmacılar kolay bulunan bir hücre kaynağının kullanılmasının bu yöntemin hastalarda uygulamaya hazır edilmesi sürecini hızlandırdığını söylüyor.

Yine de bu yöntemin kullanılmaya hazır olması yıllar sürebilir.

Bundan daha önce araştırmacılar embriyonik kök hücre kullanarak "biyo-diş" üretmeye çalışmıştı.

Araştırmacılar o yöntemin de başarılı olduğunu; ancak kliniklere elverişsiz ve uygulanmasının pahalı olduğunun keşfedildiğini söylüyor.

En son tamamlanan deneylerde araştırmacılar hastaların dişetlerinden alınan insan epitel hücrelerini laboratuvarda çoğaltıp farelerden alınan mesenkimal kök hücreleriyle birleştirdi.

Mesenkimal kök hücrelerinin kültürü, epitel hücrelerin bir diş şekilde büyümesini sağlayacak şekilde yapıldı.

Araştırmacılar bu adımlardan sonra hücreyi bir fareye naklederek ekmeye uygun köklere sahip insan ve fare dişi karışımı bir diş üretmeyi başardı.

Araştırmacıların makalesi Diş Araştırmaları Dergisi'nde (Journal of Dental Research) yayımlandı.
Atılacak adımlar

Bilim adamları çeneye dikilen uygun hücrelerin diş olarak yetiştirilebileceğinin kanıtlanmasıyla şimdi atılacak adımın, kliniklerde rahatlıkla uygulanabilecek bir yöntemin geliştirilebilmesi ve bunda kullanılmak üzere yeterli insan mesenkimal kök hücresi kaynağı bulunması olduğunu söylüyor.

Araştırma ekibinin başınde bulunan Profesör Paul Sharpe, mesenkimal kök hücrelerinin daha çok yirmi yaş dişlerinde bulunduğunu, ama bunun yeterli olmadığını belirtiyor: "Buradaki yenilik, klinikte kullanılabilecek bir hücre topluluğun keşfedilmesi oldu. Şimdiyse mesenkimal kök hücresi toplayabilmek için kolay bir yöntem geliştirmeye çalışıyoruz."

Sharpe, geliştirilen bu yöntemlerin ilerde günümüzde uygulanan diş ekimi yöntemlerinin yerini alacağını umut ediyor. Günümüzde kullanılan diş ekimi yöntemleriyle doğal bir diş kökü üretilemiyor. Dahası, yemek yeme ve diğer çene hareketleri ekilen dişin etrafındaki kemiğin aşınmasına yol açabiliyor.

Sharpe, "Bu yöntemin kullanılabilir olması için diş ekimiyle aynı fiyatta olması lazım. Bu yüzden geliştirdiğimiz yöntemi ucuz ve uygulaması kolay kılmaya çalışıyoruz." diyor.

Galler'de bulunan Cardiff Üniversitesi'nin kemik biyolojisi ve doku mühendisliği uzmanı Profesör Alastair Sloan, bu araştırmanın kayda değer olduğunu, ama hastalara sunulmadan önce aşılması gereken pek çok engelin bulunduğunu belirtiyor.

Kendisi, "Dişetinden hücre kullanmaları, ve bu yöntemle diş kökünün geliştirilebiliyor olması oldukça heyecan verici. Bir diş gibi başlı başına bir organ üretmekten hâlâ uzağız ama bu araştırmanın ikincil etkisi biyo-dolguların geliştirilmesi olduğundan bu teknolojinin bazı kısımları 10 ila 15 yıla uygulanabilecektir." dedi. bbc türkçe

11/18/2012

Alman biyoloji uzmanları ebedi gençlik genini buldular

    11/18/2012 12:19:00 ÖÖ   Yorum yok

"Gençlik geni" araştırması, Kiel'deki Christian Albrecht Üniversitesi ile Schleswig-Holstein Üniversite Hastanesi uzmanları tarafından yapıldı.

Biyoloji uzmanı Prof. Dr. Thomas Bosch başkanlığındaki araştırma ekibi, Türkçe'de knidliler, sölenterler veya haşlamlılar olarak bilinen tatlı su canlısı Hydra'yı inceledi.

Uzmanların 50'li yıllardan bu yana laboratuvarlarda gözlemlediği bu birkaç milimetre uzunluğundaki canlıların o yıllardan bu yana yaşamlarını sürdürebilmesinin nedeni tam olarak belirlenememişti.

"Ölümsüz tatlı su canlıları"

Uzmanlar, sözkonusu poliplerin "ölümsüzlüğünü" kök hücrelerin bölünebilme özelliğini kaybetmemesiyle açıklıyor, ancak bu özelliğin nereden kaynaklandığı belirsizliğini koruyordu.

Son araştırmada, dünya üzerindeki hemen tüm hayvan ve canlıların taşıdığı belirtilen ve tatlı su polipi Hydra'da da bulunan FoxO geni üzerinde yoğunlaşıldı.

Uzmanlar, FoxO geninin devre dışı kaldığı poliplerin daha az kök hücresine sahip olduğunu, daha yavaş büyüdüğünü saptadı. Bu tatlı su canlılarının bağışıklık sisteminin de zayıfladığını gözlediler.

100 yaş üzeri insanlarda saptandı

Prof. Dr. Bosch, vardıkları sonucu, "Araştırmamız ilk kez yaşlanmayla FoxO geni arasındaki bağı tesbit etmiş bulunmaktadır" sözleriyle özetledi.

100 yaş üzerindeki insanlar üzerinde yaptıkları taramada FoxO geninin son derece aktif olduğunu tesbit ettiklerini belirten Prof. Bosch, "FoxO geninin büyük ihtimalle insanların yaşlanmasında da etkili olduğu sonucuna vardık" diye konuştu.

Sonuçları LaborPraxis isimli bilim dergisinde yayımlanan araştırmanın, "FoxO geninin insanlar üzerindeki ayrıntılı etkisini" ele alacak şekilde sürdürüldüğü bildirildi. deutsche welle

7/08/2011

tıpta çığır açacak buluş yapay organı kök hücreyle kaplayarak organ nakli yapıldı

    7/08/2011 05:14:00 ÖS   Yorum yok

Londra'da geliştirdikleri yapay bir nefes borusunu, hastadan alınan kök hücrelerle kapladılar.


Bu teknikte, organ bağışı gerekmediği gibi, vücudun organı reddetmesi riski de bulunmuyor.

Doktorlar, bir nefes borusunun bir kaç gün içinde geliştirilebildiğine dikkat çekiyor.

36 yaşındaki kanser hastasının sağlığının operasyondan bir ay sonra gayet iyi olduğu açıklandı.
organ nakli yapıldı
İtalyan profesör Paolo Macchiarini, bu alanda öncü kabul edilen ameliyatı İsveç'teki Karolinska Üniversite Hastanesi'nde yaptı.

Macchiarini "Nanoteknoloji yani tıbbın yenileyici ve yeni bu dalı sayesinde, hastaya özel nefes borusunu bir iki gün içinde üretebiliyoruz. Güzel olan yanı, hiçbir gecikme yok, anında sahip olabiliyorsunuz" diye konuştu.

BBC'ye mülakat veren Macchiarini şimdi aynı tekniği Kore'de kusurlu bir nefes borusuyla doğmuş dokuz aylık bir bebekte denemeyi umduklarını anlattı.

Macchiarini, şimdiye dek 10 nefes borusu nakli yaptı, ancak bunların tümünde organ bağışı gerekmişti.


Bu yöntemde hastanın kendi nefes borusunun tıpatıp kopyası üretiliyor.

36 yaşındaki Afrika kökenli hasta Andemariam Teklesenbet Beyene, İzlanda'da jeoloji doktorası yapıyor.

3/05/2011

Alzheimer tedavisinde kullanmak üzere beyin hücreleri üretildi

    3/05/2011 10:14:00 ÖS   Yorum yok
beyin hücreleri üretildi

Yeni teknolojinin, Azheimer hastalığının tedavisinde kullanılacak yeni ilaçlar denenmesi için kullanıma hazır hücreler elde edilmesini sağlayacağı ve hatta hafıza kaybı görülen kişilere nakledilerek bu kişilerin yeniden hafızalarına kavuşmalarına yardımcı olabileceği belirtildi.


Çoğunlukla genetik değişime uğratılmış fareler üzerinde yapılan Alzheimer hastalığı araştırmaları, yeni bulunan hücre elde etme tekniği sayesinde artık insan hücreleri üzerinde yapılabilecek ve araştırmacılara hastalığın insan hücresi üzerindeki etkisini araştırma imkanı verecek.

ABD'nin Chicago kentindeki ''Northwestern University Feinberg School of Medicine'' adlı tıp okulundan Dr. Jack Kessler ile Kessler'in laboratuvarındaki eski bir doktora öğrencisi olan Christopher Bissonnette tarafından yapılan bilimsel araştırma '' Stem Cell'' adlı dergide yayımlandı.

Kessler, dergide, yeni ürettikleri nöronları farelere naklettiklerinde bu hücrelerin normal şekilde fonksiyon gösterdiklerini gözlemlediklerini belirtti. 


Kessler, nöronların nakledildiği farelerde, sinir uyarmalarını sinir hücresinden ileriye uzatmaya yarayan, en önemli ve uzun sinir hücresi uzantısı olan akson ile asetilkolin adı verilen, beynin diğer kesimlerindeki hatıraları geri çağırmaya yarayan kimyasal bir ileticiyi ürettiğini belirlediklerini kaydetti.
Araştırmalarında, sıradan deri hücrelerinin yeniden programlanarak embriyonik kök hücreye benzer hale getirildiği, kısaca ''iPS'' adı verilen pluripotent kök hücrelerinin elde edilmesine benzer bir yaklaşım kullandıklarını belirten Kessler, ürettikleri iPS hücrelerini, Bissonette tarafından geliştirilen bir teknikle beyin hücreleri ve nöronlara dönüştürdüklerini ifade etti.

Kessler, ''iPS'' hücrelerinin, Azheimer hastalığına yakalanmış kişilerden alınabiliyor olmasının araştırmacılara, sağlıklı hücrelerle, hastalıklı hücreler arasındaki farkı daha iyi etüd etme imkanı verdiğini vurguladı. Kessler, ürettikleri nöronların, Alzheimer hastalarından, Alzheimer hastalığıyla bağlantısı bulunmayan sağlıklı kişilerden ve sağlıklı olmalarına karşın bu hastalığa genetik yatkınlıkları bulunan kişilerden alınarak üretilen iPS hücrelerinden elde edilmiş olmasının bu bakımdan önem taşıdığına dikkati çekti.
Kullandıkları teknikle neredeyse sınırsız sayıda nöron hücresi elde etmenin mümkün olduğunu anlatan Kessler, kullanılan teknolojinin henüz tam anlamıyla kullanıma hazır olmadığını, ancak eninde sonunda Alzheimer hastalarına, kendi hafıza hücrelerinin yerini alacak hafıza hücrelerinin nakledilmesinin mümkün olabileceğine işaret etti.

Alzheimer's Association adlı örgütün baş tıp ve bilim yetkilisi William Thies, bilimsel araştırmanın dergide yayımlanmasının ardından elektronik postayla yaptığı açıklamada araştırmanın Alzheimer hastalığıyla mücadele açısından büyük önem taşıdığını belirtti.
Thies yaptığı açıklamada, ''Bu, kesinlikle bizim en çok ihtiyaç duyduğumu birinci derecede öneme sahip bir araştırma. Süphesiz ki Alzheimer hastalarında görülen beyin hücresi ölümlerine neyin neden olduğunu ve neyin önlediğini bilmek gelecekte geliştirilecek Azheimer tedavileri açısından büyük bir öneme sahip'' ifadelerini kullandı.
cumhuriyet portal

2/06/2011

kendiliğinden atan kalp hücresi üreten türk doktoru cem efe

    2/06/2011 06:02:00 ÖS   Yorum yok
türk doktoru cem efe

Doktor Cem Efe, ekibiyle 11 gün içinde fare deri hücrelerinden kendiliğinden atan kalp hücresi elde etmeyi başardı. Daha önce bu süre 30-40 gün sürüyordu. 


Efe ve ekibinin geliştirdiği bu yöntem sayesinde ileride insanlar için kalp, beyin ya da pankreas hücresi elde edilebilir.

ABD’nin San Diego kentinde bulunan Scripps Research Enstitüsü’nde Türk doktor Cem Efe tarafından yapılan araştırma, farelerden alınan sıradan deri hücrelerinin kültür tabaklarında 11 gün zarfında kendiliğinden atan kalp hücreleri haline dönüştürülebileceğini gösterdi.

İlk kez 5 yıl önce üretilmişti


Prof. Dr. Sheng Ding’in laboratuvarında 3 yılda tamamlanan projenin baş araştırmacısı ve yazarı bu ülkede master ve doktora eğitimi yapan Türk Doktor Cem Efe. İlk defa 2006 yılında Japonya’da uzmanlar erişkin fare hücrelerinin yeniden kök hücrelere dönüştürülebildiğini göstermişti ve bu şekilde geliştirilen kök hücrelerden de zahmetli ve uzun bir metodla kalp hücresi elde edilebiliyordu.

Kalp, beyin ve iç organ hücreleri yapılabilecek


Ancak, Doktor Efe’nin geliştirdiği yeni yöntemle kök hücreye dönüştürme basamağı tamamen atlanarak 30-40 gün yerine 11 günde işlevsel kalp hücreleri elde edilebildi. Bundan daha da önemlisi, Ding laboratuvarında Doktor Cem Efe’nin önderliğinde halen yapılmakta olan araştırmalar bu metodla sadece kalp değil, beyin ya da çeşitli iç organ hücrelerinin de yapılabileceğini işaret etmekte.

11 günde atar kalp hücresi üretti

Doktor Efe’nin geliştirdiği yöntem şu şekilde özetleniyor: Japonların geliştirdiği yöntemde yetişkin fare hücrelere dört gen ilave edilerek bunlar pluripotansiyel (iPS), yani başka hücrelere değişme potansiyeli bulunan kök hücre haline getiriliyordu. Ancak bu epey bir süre alıyordu. Yeni yöntemde aynı genleri yetişkin deri fibroblast hücrelerine enjekte ediyor. Birkaç gün sonra ise iPS aşamasına gelmeden genlerin faaliyeti durduruluyor. Biyokimyasal müdahale ile bunların kalp hücresine dönüşmesi sağlanıyor. Bu sayede aşılanan hücrelerin yüzde 90’ı 11 gün sonra kendiliğinden atan kalp hücresi haline geliyor.

Parkinsonda da kullanılabilecek

Bundan sonraki basamağın, aynı yöntemin insan hücrelerine adapte edilmesi olacağını söyleyen Doktor Efe, “Halen üzerinde çalışılan bu adaptasyon, kalp ve sinir sistemi gibi çok sınırlı onarım ve yenilenme kapasitesine sahip insan organlarına hücre transferi yapılabilmesi için şart. Zamanla, kolayca elde edilebilen bir deri örneğinden insanın kendi sağlıklı kalp, beyin ya da pankreas hücrelerini nakil amacıyla üretmek mümkün olabilir” dedi. Bu yöntemden geliştirilebilecek bir tedavi metodunun Alzheimer, Parkinson ve kalp hastalıklarında kullanıbileceği belirtiliyor.

Dr. Cem (Jem) Efe kimdir?

İSTANBUL’da Avusturya Lisesi’ni bitirdikten sonra ABD’de eğitimine devam eden Cem (ABD’de kullandığı isimle ‘Jem’) Efe, lisans eğitimini Iowa Eyaleti’nin Grinnell College’inde, master ve doktorasını ise San Diego’daki University of California’da tamamladı. Scripps Research Enstitüsü’nde bu son araştırmasını tamamlayan Cem Efe, gelecek hafta başı ‘Genomics Institute of the Novartis Research Foundation’da yine araştırmacı olarak yeni işine başlayacak.
hürriyet dünya
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .