-->
hormon tedavisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hormon tedavisi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11/16/2019

Bitkisel ilaçlar kanser tedavisinde zararlı olabiliyor

    11/16/2019 03:12:00 ÖS   Yorum yok

İleri Düzey Meme Kanseri konferansına katılan uzmanlar bazı bitkisel ilaçların kanser hastalarının tedavisini olumsuz etkileyebileceği, bu nedenle doktora danışmadan alternatif bitkisel ilaçlara yönelmemesi gerektiği konusunda uyardı.

bitkisel ilaçlar

Kanser uzmanları, bazı bitkisel ilaçların kanser hastalarının tedavisini olumsuz etkileyebileceği, bu nedenle doktora danışmadan alternatif bitkisel ilaçlara yönelmemek gerektiği uyarısında bulundu.

Portekiz'in başkenti Lizbon'da düzenlenen İleri Düzey Meme Kanseri konferansına katılan uzmanlar, bu ilaçların kemoterapi ve hormon tedavisini olumsuz etkileyebileceğini ve yaraların iyileşmesini geciktirebileceğini söyledi.

Konferansta konuşan Portekizli Profesör Maria Joao Cardoso, kanser tedavisini yürüten doktorların çoğu kez hastaların kendi başına aldıkları bitkisel ilaçlardan haberdar olmadıklarını belirtti.

Her beş meme kanseri vakasından birinde kanserin cilde yayılarak yaralara yol açtığı, hastaların kullandığı bitkisel kremlerin ise yaraların iyileşmesini geciktirdiği ifade ediliyor.

Bitkisel ilaçlara yönelmeden önce doktora başvurun

kanser tedavisi

Cardoso, "Cilde yayılmış olan kanser vakalarında hastaların alternatif bitkisel ilaçlara yönelmeden önce doktora danışması çok önemli" dedi.

Hangi bitkisel ilaçlardan uzak durulmalı?

Sarımsak, zencefil, zerdeçal, ginko, ginseng, akdiken, at kestanesi gibi bitkisel ürünler kanın pıhtılaşmasını geciktiriyor.

Birçok hastanın, tedaviye yardımcı olması umuduyla bu tür ilaçlar kullandığını söyleyen Cardoso, "Bu bitkisel ilaçlar ve kremler kanser tedavisini olumsuz etkileyebilir. Bunların içerdiği maddeler oldukça karmaşık olup bazıları tedavinin etkisini azaltıcı veya yaranın iyileşmesini geciktirici özellik taşıyor. Bazı ürünler, yararının iyileşmesi için gereken pıhtılaşmayı azaltıyor" diye konuştu.

Cardoso, bu ilaçların bazı durumlarda yarardan çok zarar verebileceği konusunda uyarıda bulundu.

Hastaların internetten yanlış bilgi edinme ihtimalinin yüksek olduğu, bu nedenle herhangi bir tedaviye başlamadan önce mutlaka doktora danışmak gerektiği vurgulanıyor.

İngiltere'deki Kanser Araştırmaları Vakfı (Cancer Research UK) sitesinde, bazı tamamlayıcı ilaçların, geleneksel tedavilerin etkisini azaltabileceği, kanser ilaçlarının vücutta parçalanmasını etkilediği için tedavi sırasında greyfurt ve portakaldan kaçınmak gerektiği ifade ediliyor.

Ancak yoga, akupunktur ve Reiki gibi aktivitelerin hastaların stresle baş etmesine yardımcı olabileceği ve yaşam kalitesini artırabileceği belirtiliyor. KAYNAK: BBC Türkçe

3/20/2013

Prostat Kanseri tedavisinde kullanılan yöntemler ereksiyon bozukluğu yapabiliyor

    3/20/2013 04:02:00 ÖS   Yorum yok

İngiltere merkezli kanserle mücadele örgütlerinden Macmillan Kanser Vakfı, İngiltere'de her yıl 40 bin kişiye prostat kanseri teşhisi konduğunu ve tedavi nedeniyle cinsel yaşamı sona eren 160 bin erkek bulunduğunu bildirdi.


Prostat kanseri tedavisinde kullanılan ameliyat, radyoterapi ve hormon tedavisi gibi yöntemler ereksiyon bozukluğuna neden olabiliyor.

Sinir tahribatına uğrayan bazı hastalarda bu sorunun kalıcı olduğunu, bazılarında cinselliğe karşı psikolojik bariyer oluşturulması nedeniyle sorun çıktığını, bazı durumlarda ise sorunun geçici olduğu ifade ediliyor.

Prostat kanseri hastalarının üçte ikisi ereksiyon sorunu yaşıyor.

Kanser Vakfı'ndan Profesör Jane Maher, bunun hastaları bekleyen büyük bir sorun olduğunu ifade ederek hastaların tedaviden önce bu konuda aydınlatılması gerektiğini vurguladı.

Vakfa bağlı çalışan psikolog Dr Daria Bonanno "Prostat kanseri olan birçok erkek ereksiyon bozukluğunu erkekliğin kaybedilmesi olarak görüyor ve yardım almaktan çekiniyor. Bu durum onların eşlerinden uzaklaşmasına ve durumun daha da kötüleşmesine neden olabiliyor" dedi.

Prostat kanseri uzmanı Profesör Malcolm Mason ise tıklayın yeni tedavi teknikleri ile yan etkileri asgariye indirecek yöntemler geliştirmek için araştırmaların devam ettiğini belirtti. bbc türkçe

4/04/2012

kadınlarda obezite ve boy uzunluğu yumurtalık kanseri riskini arttırıyor

    4/04/2012 03:04:00 ÖS   Yorum yok

Araştırmalar vücut ölçüleri ile yumurtalık kanseri arasında ilişki olduğunu ortaya koyuyor

yumurtalık kanseri riski

Bir araştırmaya göre, uzun boylu kadınların yumurtalık kanserine yakalanma riski kısa boylu olanlara nazaran biraz daha fazla.

Uluslararası araştırmacılar, hormon replasman (östrojen) tedavisi görmemiş kadınlar arasında obezitenin de risk unsuru oluşturduğunu bildiriyor.

PLoS Medicine adlı dergide yayınlanan bu son araştırma, 14 ülkeden 47 epidemiyolojik incelemeyi temel aldı.

Bu araştırmalarda yumurtalık kanserine yakalanan 25 bin kadın ile, 80 bin sağlıklı kadından elde edilen veriler kullanıldı.

Araştırmayı yürüten Oxford Üniversitesi Epidemiyoloji Bölümü'nden Prof Valerie Beral, eldeki bütün veriler bir araya getirildiğinde, boyun yumurtalık kanserinde bir risk faktörü teşkil ettiğinin görüldüğünü belirtti.

Obezite-yumurtalık kanseri ilişkisi


Beral, hormon replasman tedavisi görmemiş kadınlarda yumurtalık kanseri ile obezite arasında da belirgin bir ilişki olduğunu söyledi.

İngiltere Kanser Araştırmaları Vakfı'ndan Sarah Williams bu araştırmanın, kadınlarda yumurtalık kanseri riskine etkisi olan faktörler konusunda belirgin bir çerçeve çizdiğini ve vücut ölçülerinin önemli bir unsur olduğunu belirtti.

Williams, "Kadınlar sağlıklı bir kiloda kalarak hem bu hem de diğer hastalıklara yakalanma riskini azaltabilir" dedi.

Cambridge Üniversitesi'nden Dr Paul Pharoah ise bu araştırmada dile getirilen risk artışının küçük bir oran olduğunu belirtti.

1/06/2011

kimliğine dünyada ilk defa spanseksüel yazdıran kişi oldu

    1/06/2011 09:36:00 ÖS   Yorum yok
spanseksüel yazdıran kişi

Norrie May-Welby, kimliğinde cinsiyet bölümünde “belirsiz” yazan ilk insan oldu.


Sadece “Norrie” adını kullanan ve kendisini iki cins arasında gidip gelen anlamında “spanseksüel” olarak adlandıran Norrie May-Welby, 1962’de küçük bir İskoç kasabasında erkek çocuk olarak dünyaya geldi. 7 yaşındayken ailesi Avustralya’ya göç etti. Ergenlik çağında eşcinsel eğilimler sergilemeye başladı. 27 yaşında vajina yaptırdı. Ameliyattan iki yıl sonra hormon tedavisini durdurdu.
hürriyet dünya
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .