-->
hastalıkla mücadele etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
hastalıkla mücadele etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6/15/2013

Aşı'da şırınga dönemi bitiyor bantlı aşı dönemi başlıyor

    6/15/2013 12:05:00 ÖÖ   Yorum yok
Aşı'da şırınga dönemi bitiyor bantlı aşı dönemi başlıyor
TEDGlobal konferansında bu yamaların dünya genelinde hastalıklarla mücadelede büyük bir dönüşüm sağlayabileceği kaydedildi.
Avusytralya'daki Brisbane Queensland Üniversitesi'nden Prof. Mark Kendall yeni yöntemin bu aşının sıtma gibi hastalıklarla mücadele açısından umut vadettiğini söyledi.

Ancak diğer uzmanlar, bu yöntemin bazı hastalar için uygun olmayabileceğine dikkat çekti.

Prof Kendall aşı bantını, 160 yıl önce Alexander Wood'un ilk iğne ve şırınga patenti için başvuru yaptığı Edinburgh'da tanıttı, "Patenti alınan iğneler, neredeyse bugün kullandıklarımızın aynısı. Bu 160 yıllık bir teknoloji." dedi.

Kendall'a göre nano bantlar, iğne korkusu olan hastalar ve kirli iğnelerle hastalığın bulaşmasının önlenmesi açısından önemli avantajlar içeriyor.
Normal aşının yüzde biri kadar

Deriye kuru olarak uygulanan bantın yüzeyindeki binlerce minik uç, aşının derinin altına nüfuz etmesini sağlıyor.

Nano bantların, derinin hemen altındaki hücreleri hedef aldığını belirten Kendall "Anlaşılan kasa giren geleneksel iğnelerle bu hücreleri ıskalıyorduk" dedi.

Queensland Üniversitesi'nde grip aşısı nano bantlarla denendi.

Araştırmacılara göre, nano bantla yapılan aşılarda bağışıklık tepkisi, geleneksel şırıngalarınkinden tamamen farklı oldu.

Bu yöntemle gereken aşı miktarı da çok daha az. Bazı durumlarda normal aşının yüzde biri bile yeterli oluyor.

Kendall'a göre, 10 dolara mal olan bir aşı bu yöntemle 10 sente düşebilecek.bbc türkçe

2/13/2012

HIV virüsü'nün çoğalmasını engellemek için gelişim olanaklarından mahrum bırakma stratejisi

    2/13/2012 03:25:00 ÖS   Yorum yok

Bilim insanları vücuttaki bazı hücrelerin HIV virüsünden kaynaklanan saldırıları virüsü ‘gelişim olanaklarından mahrum bırakarak’ püskürttüğünü belirledi.


gelişim olanaklarından mahrum

Virüs vücutta kendi başına çoğalamıyor; bu nedenle başka hücreleri ele geçirip onları virüs üretebilen fabrikalara dönüştürüyor.
Bağışıklık sistemleri üzerine uzmanlaşan tıklayın Nature Immunology dergisinde yer alan bir çalışma, HIV'in yayılmasını önlemek için bağışıklık sisteminin 'hammadde' görevi üstlenebilen maddeleri yok ettiğini gösterdi.

Uzmanlar, bu bilginin hastalıkla mücadele şekillerini anlamaya yardımcı olduğunu belirtmekle birlikte, tedavi arayışlarına nasıl bir fayda sağlayabileceğinin belli olmadığını teslim etti.

İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü HIV, bağışıklık sistemini hedef alıyor ve vücudun savunma sistemlerini zayıflatarak en basit ve sıradan hastalıkların bile ölümcül hale gelebilmesine yol açıyor.

Ancak virüs bağışıklık sistemini bütünüyle ele geçiremiyor. Vücudun savunma sisteminde önemli roller üstlenen makrofajlar ve dendritik hücreler HIV saldırılarına nispeten daha dirençli.

Geçen yıl uzmanlar SAMHD1 adı verilen bir proteinin bu direncin sağlanmasında kilit rol oynadığını belirledi.
Virüs hammaddesiz bırakılıyor

Bu son araştırma ise, bu sistemin nasıl işlediğine ışık tutuyor.


Söz konusu araştırma SAMHD1'in DNA'nın yapıtaşlarını yıktığı bilgisinden yola çıkıyor. Normalde bir hücre kendisini kopyalayacaksa, dNTP'ler denilen bu yapıtaşlarını kullanarak, kendi DNA'sını oluşturabiliyor.
HIV

Ancak aynı yönteme virüsler de başvuruyor.

İngiltere'deki Rochester Üniversitesi'nden çok uluslu ekip, SAMHD1 proteininin, ortamdaki yapıtaşlarını virüs DNA'sı üretilemeyecek bir düzeye indirdiğini; bu şekilde virüsün yayılmasını engellediğini gösterdi.

Ortamdaki SAMHD1 proteini alındığında ise serbest yapıtaşı miktarı arttı ve HIV enfeksiyonu başgösterdi.

Bu nedenle raporda SAMHD1'nin virüse gerekli düzeyde yapıtaşı oluşmasını önleyip onu çoğalamayacak durumda bıraktığı sonucuna varılıyor.

Bu proteini makrofaj ve dendritik hücrelerin ürettiği tahmin ediliyor.


Profesör Baek Kim, makrofajların tehlikeli organizma ve hücresel atıkları yuttuğuna dikkat çekerek, makrofajlar çoğalmadığı için bu yapıtaşlarına kendilerinin de ihtiyaç duymadığına dikkat çekiyor.

"Yani makrofajlar bu gibi organizmaların kendilerini kopyalamak için ihtiyaç duyduğu ham maddeleri ortadan kaldırmak için SAMHD1 proteinine sahip. Bu çok güzel bir savunma yöntemi" diyor.

Bununla birlikte, sistemin yan etkileri de var.

İngiltere Tıbbi Araştırmalar Enstitüsü'nden (NIMC) Dr. Jonathan Stoye, hastalıklara karşı bağışıklık ve mücadele için önemli rol oynayan bazı hücrelerin ise çoğalması gerektiğini vurguluyor.

Bunlar arasında HIV'in başlıca hedeflerinden olan CD4 hücreleri de var.

Stoye bu nedenle, tüm dNTP yapıtaşları ortadan kaldırılırsa, çoğalması gereken diğer hücrelerin durumunun zora gireceğini söylüyor.

Bu nedenle de proteinin nasıl kullanılabileceği konusunda henüz fikir yürütemediğini belirtiyor.

12/16/2010

daha uzun yaşamak daha fazla hastalıkla mücadele demek

    12/16/2010 09:35:00 ÖS   Yorum yok
daha fazla hastalıkla mücadele

Daily Mail gazetesindeki bir habere göre, uzun ömrün, hastalıklarla daha uzun yıllar mücadele içinde yaşamak anlamına gelebileceğini belirten araştırmacılar, günümüzde doğanların 30 yıl önce doğanlara oranla, hayatlarının fazladan bir yılını hastalıklı veya sakat geçireceğini bildirdi.


Araştırmaya göre, 2007'de doğan kadınlar hayatlarının 17,1 yılını 1981'de doğanlarsa 16 yılını engelli bir durumda geçirecekler.
© 2014 deva arayanlar . Designed by Bloggertheme9
Proudly Powered by Blogger .